Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/1030 E. 2023/1106 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1030
KARAR NO: 2023/1106
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/576
KARAR NO: 2021/1381
KARAR TARİHİ: 22/12/2021
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/07/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı (borçlu) arasında ticari ilişki mevcut olduğunu, davalı tarafından cari hesap ekstresinde belirtilen alacak bedelinin ödenmediğini, işbu duruma ilişkin Kartal … Noterliği’nin 24/09/2020 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, ihtarnameye rağmen borç ödenmediğinden 02/10/2020 tarihinde mevcut 222.000,82 TL tutarında asıl alacaklarının tahsili için genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlunun haksız ve yersiz olarak herhangi bir gerekçe sunmadan icra takibine borca ve ferilerine itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili şirket arasında hiçbir hukuki ilişki bulunmadığından davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…Yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına nazaran; davacı tarafça İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası üzerinden takip alacaklısı olarak davalı-takip borçlusu aleyhine 02/10/2020 tarihinde asıl alacak 222.000,82 TL tutarındaki alacağın tahsili amaçlı ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip talebi ve dava dilekçesinde borçlu davalı olarak … Derneği İktisadi İşletmesinin (…) gösterildiği, ancak davacı tarafça 15/11/2021 UYAP geliş tarihli beyan dilekçesinde ifade edildiği üzere alacaklı oldukları işletmenin … Derneği olduğu, ancak alacaklı olunduğu iddia edilen … Derneği hakkında usulüne uygun yapılmış icra takibinin bulunmadığı ve bu hususun 6100 sayılı HMK 124. madde kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilerek davanın usulden reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilin alacaklı olduğu şirketin … vergi kimlik numaralı olduğunu, karşı taraf itirazlarının müvekkilin alacağını almasını engellemek amacı taşıdığını, mahkemenin usulden ret kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, unvan konusunda bir karışıklık meydana gelmişse sorumluluğun müvekkiline yüklenemeyeceğini, Uyap Portal’dan davalı eklenirken … Vergi Kimlik Numarası girilip sorgulanarak çıkan şirketin eklenmek zorunda kalıldığını, davalı tarafın kasıtlı olarak iki şirketin karışması için iki vergi numarası ile şirket unvanlarını Ticaret Sicil gazetesi ve resmi kurumlardaki beyanları ile karıştırdığını, bunların yanı sıra yerel mahkeme her ne kadar HMK 124 maddesinin uygulanamayacağını belirtse de sunulan kayıtlar çerçevesinde maddi hatanın davalının kötü niyetli eylemlerinden kaynaklanması nedeniyle olayın HMK 124/3 kapsamına girdiğini beyan ederek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır.Dava, tacirler arası hizmet sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafından, davalı “… İktisadi İşletmesi” hakkında takip başlatılmış ve eldeki dava açılmış ise de, alacak iddiasına konu faturaların “…” adına kesildiği gerek dosya kapsamına sunulu faturalar gerekse bilirkişi incelemesi neticesinde tespit edilmiştir.Sıfat davanın esasına yani maddi hukuka ilişkin bir kavram olup dava konusu talep bakımından kimin hak sahibi, kimin yükümlü olduğunu ifade eder. Davada davacı ve davalı olarak yer almakla taraf olarak gösterilenlerin maddi hukuk bakımından gerçekten bu niteliği taşıyıp taşımamaları tümüyle birbirinden farklı kavramlardır. Sıfat, tarafın bir özelliği olmadığı gibi usule ilişkin bir kavram da değildir. Aksine sıfat, davanın taraflarının ihtilaflı maddi hukuk ilişkisinin gerçek süjesi olup olmadığı ile ilgilidir (Pekcanıtez Usul, Prof. Dr.Hakan Pekcanıtez, Prof.Dr. Muhammet Özekes, Doç.Dr.Hülya Taş Korkmaz, Doç.Dr.Mine Akkan, Cilt.I, S.607). Sıfat, nihai karar verildiğinde, davanın haklı veya haksız olduğunu ifade eder. Dava takip yetkisi ve sıfatın davadaki durumunu belirtmek bakımından, davanın yürütülmesi ve karara ulaşmasındaki sürecin dava takip yetkisini, bu sürecin sonunda maddi hukuka yönelik sonucun ise sıfatı karşıladığı söylenebilir (Pekcanıtez Usul, S.612). Bir sübjektif hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bu nedenle, o hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı (aktif husumet ehliyeti) da o hakkın sahibine aittir. Mesela, bir alacak davasında davacı olma sıfatı, o alacağın alacaklısına aittir. Alacak davası o alacağın alacaklısından başka bir (üçüncü) kişi tarafından açılırsa, (dava konusu alacağın mevcut olmadığından dolayı değil) davacının davacı (borçlu) sıfatına sahip olmadığından (sıfat yokluğundan, husumetten) dolayı reddedilir… Taraf sıfatı dava şartı değildir. Çünkü sıfat, usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu (subjektif) hakkın özüne ilişkin, bir maddi hukuk sorunudur. Sıfat yokluğu, bir def’i değil, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olan bir itirazdır. Hakim kendisine sunulan dava malzemesinden (davalı veya davacının bildirdikleri vakıalardan yani dava dosyasından) bir itiraz sebebinin varlığını (sıfat yokluğunu) öğrenirse, bunu kendiliğinden gözetir (Medeni Usul Hukuku El Kitabı, Prof. Dr. Baki Kuru, Av. Burak Aydın, C.I, S.332, 333, 334).Yapılan inceleme neticesinde, davacı ile davalı arasında ticari ilişki olmadığı, davacının cari hesap alacağına konu faturalarda borçlunun “… Derneği” olduğu, dosya kapsamına celp edilen vergi kayıtlarına göre davalı … Derneği İktisadi İşletmesinin vergi numarasının …, dava dışı … Derneğinin vergi numarasının … olduğu ve faturaların ise … vergi numaralı … Derneği adına kesildiği anlaşılmakla, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğinden davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Mahkemece davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken usulden reddine karar verilmesi hatalı ise de yapılan yanlışlık sonuca etkili olmadığından bu husus eleştiri konusu yapılmıştır. 6100 sayılı HMK’nın tarafta iradi değişiklik başlıklı 124.maddesine göre, bir davada taraf değişikliği ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün ise de maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Genel haciz yoluyla yapılan ilamsız icra takiplerinde, borçlunun itirazı üzerine duran takibin devamını sağlamaya yarayan imkanlarından biri İİK’nın 67. maddesinde öngörülen itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından, takibe itiraz eden borçluya karşı açılır. Yapılan yargılama neticesinde mahkemece itirazın haksız olduğu kanaatine varılırsa itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmekle yetinilir ve ayrıca bir tahsil hükmü oluşturulmaz (icra inkar tazminatına hükmedilmesi hariç).Eldeki dava, itirazın iptali davası olup itirazın iptali davaları takip ile sıkı sıkıya bağlı davalardandır. İtirazın iptali davası, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını amaçlayan ve takip borçlusuna karşı yöneltilmesi gereken bir dava türü olup, takip borçlusu olmayan gerçek yada tüzel kişi, kural olarak itirazın iptali davasında taraf olarak gösterilemez. Bu davayı takip alacaklısı, takip borçlusuna karşı açabilir ve yargılama sonunda takibin devamı kararı ancak hakkında takip yapılan borçlu yönünden verilebilir. Bu sebeple HMK 124. Maddeye göre davaya dahil edilmek istenen dava dışı … Derneği dava konusu icra takibinin tarafı olmadığından HMK 124. Maddesi uyarınca davaya dahil edilmesi de usulen mümkün görülmediğinden bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir.Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12/07/2023