Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2023/102 E. 2023/706 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/102
KARAR NO: 2023/706
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/85
KARAR NO: 2022/571
DAVA TARİHİ: 13/03/2014
KARAR TARİHİ: 27/09/2022
DAVA: İtirazın İptali ve Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/05/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin, müvekkilinden plastik enjeksiyon PVC yağ tartım sistemi ile toz ham madde yükleme sistemlerini 25/08/2009 tarihli satış sözleşmesi imzalalayarak satın aldığını daha sonra da bu sistemlerle ilgili servis ve yedek parça hizmeti aldığını, satılan yağ tartım sistemininin davalıya zamanında teslim edilmesine rağmen satılan makine ve sistem bedellerinin bir kısmının ödenmediğini, sözleşmeye istinaden davalı firmaya 12/02/2012 tarihli … no.lu (59.000 EURO karşılığı) 122.649,20 TL tutarında fatura keşide edildiğini, davalı firmanın bu faturanın bir kısmını çeşitli tarihlerde ödediğini, bakiye 19.000 EURO’nun halen ödenmediğini ancak faturanın kalan kısmını ödememek için çeşitli yollara başvurduklarını, bu sebeple davalı tarafından keşide edilen ihtarnameye karşılık bakiye 19.000 EURO’nun 3 gün içinde ödenmesi için müvekkili tarafından Beyoğlu … Noterliği’nden 11/04/2011 tarih ve … yevmiye numaralı karşı ihtarname gönderildiğini ve 25/04/2011 tarihinde tebliğ edildiğini, üç günlük süre içerisinde ödenmeyen borcun 29/04/2011 tarihinde muaccel hale geldiğini belirterek alacak davası olarak 19.000 EURO’nun 29/04/2011 tarihinden itibaren işleyecek azami mevduat faiz oranı ile birlikte taraflarına ödenmesini dava ettiklerini, Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 01/07/2010 tarihli satış sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme uyarınca satılan Motan marka toz yükleme sisteminin davalıya zamanında teslim edildiğini, bu satış ve satış sonrası teknik servis ve yedek parça hizmetlerinden kaynaklı davalı firmaya muhtelif tarihli toplamı 95.883,52 TL bedelli faturalar keşide edildiğini, davalı firmanın muhtelif tarihli faturaların bir kısmını (62.008,72 TL) ödediğini ancak kalan 33.874,80 TL’sini hala ödemediklerini, borcun ödenmemesi üzerine 16/11/2011 tarihinde icra takibi başlatıldığını, yetki itirazı üzerine Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile takibe devam edilmiş ise de borca itiraz üzerine takibin durduğunu, söz konusu takipte 33.874,80 TL asıl alacak ile 6.271,99 TL işlemiş faizin birlikte talep edildiğini, borçlunun borca ve ferilerine itirazlarını kısmen kabul ederek işlemiş faiz taleplerini 2.798,20 TL olarak dava ve devam ettird,klerini, davalı borçlunun Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasındaki 33.874,80 TL asıl alacak ve takip tarihine kadar işlemiş faizi olan 2.798,20 TL olmak üzere toplam 36.673,00 TL alacağa yönelik itirazın iptaline ve takibin devamına, tamamen kötü niyetli ve takibi geciktirmeye yönelik olarak borca itiraz etmesi nedeniyle %40’dan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, Ayrıca müvekkil şirketin icra takibi başladıktan sonra da davalıya bir kısım teknik servis ve yedek parça hizmeti verdiğini, bu hizmetler karşılığında muhtelif tarihli toplamı 1.873,04 TL tutarlı faturalar keşide edildiğini ve davalı şirketin bu faturaların 670,00 TL’lik kısmını ödediğini ancak kalan tutarı ödemediğini, ödenmemiş ve icra takibine konu edilmemiş 1.203,04 TL’nin tahsili ile dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile davalıdan tahsil edilerek taraflarına ödenmesini talep ettiklerini, Belirterek itirazın iptali ve alacak talepleri yönünden davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE KARŞI DAVA Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Davacı tarafından gönderilen ödeme emrine karşı 14/12/2012 tarihinde itiraz edildiğini ancak işbu davanın süresi içerisinde açılmadığını ayrıca itirazın iptaline konu olan davada itiraz edilen icra takibinin konusu dışına çıkılarak yeni taleplerde bulunulduğunu, davacı ile müvekkil şirket arasında 25/08/2009 tarihinde bir sözleşme imzalandığını, sözleşme kapsamında davacının kendi adına ve …’nin acente sıfatı ile sözleşmeyi imzaladığını, sözleşme uyarınca toz tartım sisteminin satıcısı … olduğundan davacının bu sistem ile sadece sorumluluğunun söz konusu olduğunu, herhangi bir şekilde hak ve alacak sahibi olmadığını, davacının sattığı Motan Yükleme Sistemi için müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcu olmadığını, davacı şirketin sattığı sistemi çalışır hale getirmediği gibi bu süreçte hatalarının tespiti için harcadığı malzeme ve işçilik giderlerini de müvekkiline fatura ederek kendine alacak yaratma amacı içerisine girdiğini, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından davacıya Beyoğlu … Noterliği’nden 01/11/2010 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname keşide edilerek daha önceden de defalarca bildirilen sistemin çalışmadığı hususunun ve sistemin çalışır hale getirilerek teslim edilmesi aksi halde sözleşmenin feshi ile ödenen bedel ve zararın tazminin talep edileceğinin noter ihtarı ile davacıya bildirildiğini, ayıp giderilmediği için müvekkilinin zaman, emek ve üretim kaybı ile karşı karşıya kaldığını ve bunun üzerine zararın büyümemesi için hukuki yollara başvurulduğunu, Gaziosmanpaşa 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/19 Değişik iş sayılı dosyası tarafından yapılan keşfen inceleme sonucunda alınan rapor ile davacı şirket tarafından kurulan sistemin çalışmadığının tespit edildiğini, bu tespit üzerine davacıya Beyoğlu … Noterliği’nden 01/04/2011 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname keşide edilerek ayıp, eksik ve hataların 3.şahıslara yaptırılacağı ve doğan zarar ile ödemelerin ise taraflarına rücu edileceğinin ihtar edildiğini, ayıp davacı tarafça giderilmediğinden sistemin çalıştırılması için müvekkili şirket tarafından bir çok harcama yapıldığını ve buna ilişkin faturaların Beyoğlu … Noterliğinin 11/05/2011 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı ve diğer şirkete ihtar edildiğini, bu ihtarname üzerine davacı şirketin borcunu ödemek yerine toz yükleme sistemi, yedek parça ve hizmet ve mamül bedeli olarak alacak iddiasında bulunarak müvekkilinin zararını karşılamaktan imtina ettiklerini, davacı şirketin sistemi çalışır halde teslim etmemesine rağmen müvekkilinden alacak talebinde bulunmasının mümkün olmaması sebebi ile davacı tarafından gönderilen ödeme emrine itiraz ettiklerini, bir an için müvekkilinin davacıya borcunun olduğunun düşünülmesi halinde davacının müvekkiline ayıplı mal satması sebebiyle müvekkilinin uğradığı zarar ve ziyan sebebi ile doğan alacakları ile takas yapılmasını talep ettiklerini beyan etmiş, Karşı davaları yönünden ise davacı tarafça, müvekkili tarafından talep edilen sistemin çalışır vaziyette teslim edilmediğini, müvekkilinin bu sebeple çok ciddi iş gücü, emek, zaman, hammadde ve müşteri kaybettiğini, karşı tarafın kurduğu sistem çalışmadığından müvekkilinin yeni sistem kurmak zorunda kaldığını, müvekkilinin ayıplı yapılan bu teslim ile çok ciddi zarar gördüğünü, bu zararın tazmini gerektiğini, ayıplı iş nedeniyle müvekkilinin zararına karşılık belirsiz alacak davası olarak şimdilik 10.000,00 TL’nin davacıdan tahsilini, davacı-karşı davalının davasının reddini, %40’tan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
KARŞI DAVAYA CEVAP Davacı / karşı davalı vekili karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekilinin itiraz dilekçesin tebliğ edilmediğinden davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığını, farklı taleplerin birlikte dava edilmesinde yasal olarak bir engel bulunmadığını, davalı tarafın TTK 23 hükmüne göre muayene ve ihbarı süresinde yapmadığını, sistem 10/02/2010 tarihinde teslim edilmesine rağmen ihtarnameyi 01/11/2010 tarihinde keşide ettiğini, tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunun geçersiz ve kesinleşmemiş olduğunu, davalı taraftan Motan Toz Yükleme sistemi ile ilgili olarak taraflarına bir tespit, uyarı ve ihbar gelmediğini, davalının satın aldığı sistemin bir tanesi toz tartım sistemi, diğeri yağ tartım sistemi şeklinde iki parça olduğu, bu sistemlerden toz tartım sistemini davalının Almanyada bulunan “…” isimli firmadan satın aldığını, müvekkilinin bu sistemin satın alınmasında müvekkilinin sadece aracılık ettiğini, bu sebeple o sistemle ilgili şikayet ve taleplerin ilgili firmaya yöneltilmesi gerektiğinden husumet itirazında bulunduklarını, sistemin çalışmadığına dair iddiaların ve zarar tazmin taleplerinin haksız olduğunu savunarak karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi rapor ve ek raporlarının değerlendirilmesi sonucunda; Taraflar arasında sözleşme ilişkisinden kaynaklı ticari ilişkinin bulunduğu sabit olup bu husus çekişme konusu değildir. İhtilaf, sözleşme kapsamında yükümlülüklerin yerine yetirilip getirilmediği, davacı karşı davalının alacak taleplerinin yerinde olup olmadığı, ayıplı ifa nedeniyle davalı karşı davacının zarar tazmini talebinin yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Davacı karşı davalı tarafça, İstanbul Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü … esas sayılı sayılı dosyası ile 33.874,80-TL fatura alacağı ve 6.271,99-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 40.146,79-TL alacak talebinde bulunulmuştur. İş bu davada Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü .. esas sayılı dosyasın.a davalı karşı davacı borçlu tarafça yapılan itirazın 33.874,80-TL asıl alacak ve takip tarihine kadar işlemiş faizi olan 2.798,20-TL olmak üzere toplam 36.673,00-TL alacak yönünden itirazın iptali ile 19.000 EURO ve 1.203,04-TL tutarlı alacakların tahsili talep edilmiştir. Davalı karşı davacı tarafça ise karşı dava ile, ayıplı ifa nedeniyle uğranılan zararlarına ilişkin olarak fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla 10.000,00 TL tazminat talep edilmiştir. Davalı karşı davacı tarafça, itirazın iptali davasının 1 yıllık yasal sürede açılmadığı ileri sürülmüş ise de, İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca 1 yıllık sürenin itirazın tebliğinden itibaren başlayacak olmakla ve icra dosyası içinde itiraz dilekçesinin davacı alacaklı tarafa tebliğine dair bir kayıt bulunmadığından, yerleşik yargıtay uygulamalarına göre sürenin itirazdan haberdar olunma ile başlayacağı, davacı alacaklı tarafçada itirazdan 23.11.20213 tarihinde haberdar olunduğu bildirildiğinden davanın yasal süresinde açıldığı değerlendirilmiştir. Dava, davalı şirketin iflasına karar verilmesi ile kayıt kabul davasına dönüşmüştür. Alınan ve karar vermeye uygun bulunan bilirkişi heyeti rapor ve ek raporlarına göre, davacı karşı davalı şirketin, davalı karşı davacı şirketten taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi kapsamında düzenlenen faturalardan dolayı, iflas tarihi itibarıyla faizleri ile birlikte toplam 146.138,66-TL alacaklı olduğu, davacı karşı davalı tarafça, sözleşmeler kapsamında ayıplı ifada bulunulduğu, davalı karşı davacı tarafından ayıplı ifa nedeniyle 3. Kişilere yaptırılmış olan işlerin bedelinin KDV dahil 131.440,20-TL olduğu anlaşılmıştır. Bilirkişi heyetince, temerrüt tarihlerinin dosya kapsamına uygun olarak tespiti ile davacı karşı davalı şirketin, davalı karşı davacı şirketten taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi kapsamında düzenlenen faturalardan dolayı, iflas tarihi itibarıyla faizleri ile birlikte toplam 146.138,66-TL alacaklı olduğu anlaşılmakla, taraflar arasındaki sözleşmeler kapsamında davalı karşı davacı tarafın bu bedellerden sorumlu olduğu kanaatine ulaşılmıştır. Bu sebeplerle, davacı tarafça açılan davanın kabulü ile, 22.11.2016 İflas tarihi itibariyle fer’ileriyle birlikte toplam 146.138,66 TL davacı alacağının davalı müflis … A. Ş.’nin İstanbul … İflas Müdürlüğü’nün … İflas sayılı dosyası kapsamında oluşturulan iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmiştir. Bilirkişi heyetince, davacı karşı davalı tarafça, sözleşmeler kapsamında ayıplı ifada bulunulduğu, davalı karşı davacı tarafından ayıplı ifa nedeniyle 3. Kişilere yaptırılmış olan işlerin bedelinin KDV dahil 131.440,20-TL olduğu anlaşılmakla, davacı karşı tarafın taraflar arasındaki sözleşmeler kapsamında bu bedelden sorumlu olduğu, davacı karşı davalı tarafça davalının satın aldığı sistemin iki parça olduğu, bir tanesinin toz tartım sistemi, diğerinin yağ tartım sistemi olduğu, bu sistemlerden toz tartım sistemini davalının Almanyada bulunan “…” isimli firmadan satı almış olduğu, davacının bu sistemin satın alınmasında sadece aracılık ettiği, bu sebeple o sistemle ilgili şikayet ve taleplerin o firmaya yöneltilmesi gerektiği ileri sürülerek husumet itirazında bulunulmuş ise de, sözleşme hükümleri incelendiğinde ayıp halinde tüm sorumluluğun davacı karşı davalı tarafça üstlenildiği anlaşılmakla bu savunmaların yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Davalı karşı davacı tarafça karşı davaları yönüyle ıslah talebinde bulunulmamış olduğundan, karşı dava dilekçelerinde faiz talebi de olmadığından karşı dava dilekçesindeki talepleri doğrultusunda davalı tarafça açılan karşı davanın kabulü ile 10.000,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmiştir.” gerekçesiyle; “1-Davacı tarafça açılan davanın KABULÜNE, 22.11.2016 İflas tarihi itibariyle fer’ileriyle birlikte toplam 146.138,66 TL davacı alacağının davalı müflis … A. Ş.’nin İstanbul … İflas Müdürlüğü’nün … İflas sayılı dosyası kapsamında oluşturulan iflas masasına KAYIT ve KABULÜNE, 2-Davalı tarafça açılan karşı davanın KABULÜ ile 10.000,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı/karşı davalı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Asıl dava yönünden; Mahkemece bilirkişi raporuna karşı ileri sürülen itirazlarının dikkate alınmadığını, icra takibine konu olmayan 1.203,04 TL alacak talebinin kabul edilebilir alacak olarak öngörülmesi gerekip hüküm kısmında ayrı bir madde olarak karar verilmeyerek total olarak karar verilmesinin yerinde olmadığını, yine 19.000 EURO’nun iflas tarihindeki kur üzerinden hesaplanmasının, icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, alacak kalemlerinin hüküm kısmında tek tek gösterilmesi gerektiğini, Karşı dava yönünden; karşı davacının yaptırdığını iddia ettiği Gaziosmanpaşa 2.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/19 D.İş. sayılı raporu tebliğ edilmediğinden ortada kesinleşmiş bir tespit bulunmadığını, ayrıca söz konusu tespitin sadece “yağ tartım sistemiyle” ilgili yaptırıldığını, “Motan toz yükleme sistemi” ile ilgili olarak taraflarına herhangi bir tespit, ihbar, uyarı vs. gelmediğini, davalının bu sistemi teslim alıp halen kullanmakta olduğu ancak diğer sistemlerdeki sıkıntıları bahane ederek müvekkilinin alacağına itiraz edip karmaşa yaratmaya çalıştığını, karşı davada davacının satın aldığı sistemin biri “toz tartım sistemi” diğeri “yağ tartım sistemi” olmak üzere iki parça halinde olduğunu, toz tartım sisteminini Almanya’da bulunan “…” isimli firmadan satın aldığını, müvekkilinin bu sistemin satın alınmasına sadece aracılık ettiğini, bu nedenle toz tartım sistemiyle ilgili şikayet ve taleplerin bahsi geçen firmaya yönlendirilmesi gerektiğini, müvekkilinin ise sadece “yağ tartım sistemini” satarak teslim ettiğini, müvekkilinin sözleşmede, her iki sistemin kurulmasından sonra teknik servis ve yedek parça temini desteği vereceğini taahhüt ettiğini ve bu sorumluluğunu da baştan sona kadar yerine getirdiğini, karşı davacı tarafından satın alınan sistemin üretici firma tarafından elektronik ortamda kayıt altında tutulduğunu, dava açıldıktan sonra sistemi davalıya satan Almanya’da bulunan “…” isimli üretici firmadan sorulduğunda, karşı davacının şikayet ettiği dönemde, sonrasında ve halen dahi sistemin çalıştığı ve aylık/günlük şarj sayısının sistemde kayıtlı olduğunun bildirildiğini, ortada karşı davacının iddia ettiği gibi bir zararın söz konusu olmadığını, ayrıca karşı davacının TTK 23.maddesinde düzenlenen muayene ve ihbar sürelerine uymadığını, karşı davacının satın aldığı sistemin 12/02/2010 tarihinde teslim edildiğini, buna göre davalının en geç 12/02/2010 + 8 gün = 20/02/2010 tarihi akşamına kadar malları muayene ve bu süre içinde bildirme yükümlüğü olmasına rağmen bu sürelere uyulmayarak çok sonra 01/11/2010 tarihinde bir ihtarnamenin keşide edildiğini, beyan ederek, kararın kaldırılmasını, asıl davanın kabulünü, karşı davanın ise reddini talep etmiştir. Davalı/karşı davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Alınan bilirkişi raporuyla ayıplı ifa nedeniyle müvekkili tarafından 3.kişilere yaptırılmış olan işlerin bedelinin KDV dahil 131.440,20 TL olduğunun tespit edildiğini, belirsiz alacak davası olarak açılan karşı davada mahkeme ıslah için süre verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin davacıya borcunun olduğunun düşünülmesi halinde ise davacının müvekkiline ayıplı mal satması sebebiyle uğradığı zarar ve ziyandan doğan alacaklarının takas edilmesi gerektiğini, karşı tarafça her iki sistemin de çalışır halde teslim edilmediğinden asıl davanın reddine, karşı davanın ise raporda belirlenen tutar üzerinde kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyan ederek, kararın kaldırılmasını asıl davanın reddini, karşı davanın ise istinaf talepleri doğrultusunda kabulünü talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Asıl dava, taraflar arasındaki satış ve hizmet sözleşmesi kapsamında bakiye satış ve hizmet bedellerinin tahsili için itirazın iptali ve alacak istemiyle açılmış ise de, yargılama aşamasında davalı şirketin iflasına karar verilmesi neticesinde kayıt kabul davasına dönüşmüştür. Karşı dava ise, taraflar arasındaki sözleşmeler kapsamında ayıplı ifa nedeniyle zararın tazmini istemine ilişkindir. Somut olayda uyuşmazlık; 25/08/2009 tarihli PVC Toz Hammadde Dozajlama ve Yağ Tartım Sistemi satış sözleşmesine konu davacı/karşı davalı tarafından satılan sistem ayıplı ise davalı tarafından yasal süre içerisinde ayıp ihbarının ileri sürülüp sürülmediği, ayıp ihbarı süresinde ise davalı/karşı davacının bu nedenle zarara uğrayıp uğramadığı varsa zararının miktarı, davacı/karşı davalının ise satış sözleşmeleri kapsamında satış, servis ve malzeme bedelleri yönünden bakiye alacağının olup olmadığı varsa miktarı hususlarında toplanmaktadır. İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/514 E. 2016/878 K. sayılı 22/11/2016 tarihli kararın ile davalı/karşı davacı … Anonim Şirketinin iflasına karar verildiği, kararın 09/05/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Davacı/karşı davalı tarafından İstanbul … İflas Dairesi’nin … İflas sayılı dosyasına yapılan başvuru neticesinde alacağın nizalı alacak olarak iflas masasına kaydına karar verilmiştir. Takip dosyası; İstanbul Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacı … Sist. Tic. Ltd. Şti. tarafından, davalı … A.Ş. aleyhine fatura alacağından kaynaklı 33.874,80 TL fatura bedeli ve 6.271,99 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 40.146,79 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 12/11/2012 tarihinde tebliğ edildiği, davalı şirket tarafından 14/11/2012 tarihinde itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edildiğine dair bir belge bulunmadığından davanın İİK’nın 67.maddesi uyarınca yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Satış sözleşmeleri; 1-25/08/2009 tarihli satış sözleşmesi incelendiğinde; Alıcı olarak; “… A.Ş.”, Satıcı olarak; Toz Tartım Sistemi için “…”, Yağ Tartım Sistemi için “… Sist. Tic. Ltd. Şti.” yer almaktadır. Sözleşmenin konu başlıklı maddesinde; PVC Toz Hammadde Dozajlama ve Yağ Tartım Sistemi olarak belirtilmiş, bu sözleşmede davacı … şirketinin “Acente”, davalı … şirketinin “Alıcı” olarak anılacağı, sözleşmenin 3 adet hammadde hazırlama mikseri için … toz hammadde tartım sistemi ve Acente yağ tartım sistemini kapsadığı belirtilmiştir. Sözleşmenin 3.maddesinde; “Teslim edilen sistemlerin geneli devreye alınmasından itibaren 2 (iki) yıl süresince üretici firma garantisindedir…3.4. Arıza Acente tarafından tespit edildiğinde en kısa sürede üretici firmaya bildirilerek hareket planı hazıranacak. Toz sistemi ila ilgili arızalarda problem mekanik bir problem ise Alıcı’ya nasıl müdahale etmesi gerektiği … Firması tarafından bildirilecek. Problem elektronik bir problem ise yine … Firması sisteme internet bağlantısı yaparak problemin çözülmesini sağlayacaktır. Çözülemediği takdirde … Firması teknisyen organize edip Alıcı fabrikasına gönderecektir. Bu işlemlerin tüm takibini Acente yaparak alıcıya bilgi verecektir. Yağ sistemi ile ilgili doğabilecek tüm arızalar Acante sarumluluğunda olup en kısa sürede çözülme yoluna gidilecektir…” Sözleşmenin 4.maddesinde; “Bu sistemin toplam satış bedeli Toz tartım sistemi için 102.500,00 Euro, Yağ tartım sistemi için 60.000,00 Euro olup alıcı tarafından ödemesi aşağıda anılan tarihte ilgili firmalara yapılacaktır. 4.1. Alıcı anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle beraber aşağıdaki ödeme planı dahilinde ödeme yapacaktır. 4.2. Sözleşme bedelinin her iki sistem içinde %40’ı siparişle beraber ilgili hesap numaralarına Alıcı tarafından transfer edilecek ve sipariş süreci ve ürünlerin teslimatına haiz süre bu transfer sonrası başlayacaktır. Sözleşme bedelinin %40’ı ürün her iki sistem içinde teslimata hazır olduğu zaman Acente tarafından Alıcıya bildirilecek ve Alıcı tarafından yükleme öncesi yine ilgili hesap numaralarına transfer edilecektir. Ödeme sonrası en geç 3 gün içerisinde toz sistemi için … Firması, yağ sistemi için Acente ürünlerin yüklenmesinden sorumludur. Sözleşme bedelinin her iki sistem için %20’si devreye alma işleminden sonra kabul protokolüne istinaden en geç 10 gün içerisinde yine ilgili hesap numaralarına transfer edilecektir. Kabul süresi sistem çalıştırıldıktan sonra 30 gün içerisinde yapılmalıdır. Yağ sistemi ile ilgili KDV matrahı faturanın kesilmesini müteakip ilk KDV matrahının ödeme gününde Acente hesabına havale edilecektir.” hükümlerine yer verilmiş, Sözleşme Alıcı olarak “… A.Ş.”, Acente olarak “… Tic. Ltd. Şti.” tarafından kaşelenerek imzalanmıştır. Davacı tarafından bu sözleşmeye istinaden 12/02/2010 tarih ve … no.lu 59.000,00 Euro (kur=2,0788) karşılığı 103.940,00 TL + KDV 18.709,20 TL = 122.649,20 TL bedelli fatura düzenlenmiştir. 2-07/08/2010 tarihli satış sözleşmesi incelendiğinde; Alıcı olarak; “… A.Ş.”, Satıcı olarak; “… Sist. Tic. Ltd. Şti.” yer almaktadır. Sözleşmenin konu başlıklı maddesinde; PVC Granül Hammdde Taşıma Sistemi olarak belirtilmiş, bu sözleşmede davacı … şirketinin “Satıcı”, davalı … şirketinin “Alıcı” olarak anılacağı belirtilmiştir. Sözleşmenin 3.maddesinde; “Teslim edilen sistemlerin geneli devreye alınmasından itibaren 24 ay yedek parça, 12 ay teknik servis garantisindedir. 12 aylık süre sonunda yapılacak olan hizmetlerde 1 yıl daha yedek parça garantisi devam edecek olup, servis hizmeti için fatura kesilecektir. Sözleşmenin 4.maddesinde; “Bu sistemin toplam satış bedeli hammadde besleme sistemi için 37.000,00 Euro olup alıcı tarafından ödemesi aşağıda anılan tarihte satıcıya yapılacaktır. 4.1. Alıcı anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle beraber aşağıdaki ödeme planı dahilinde ödeme yapacaktır. 4.2. Sözleşme bedelinin %30’u siparişle beraber ilgili hesap numaralarına Alıcı tarafından transfer edilecek ve sipariş süreci ve ürünlerin teslimatına haiz süre bu transfer sonrası başlayacaktır. Sözleşme bedelinin %50’si (KDV dahil) teslimata hazır olduğu zaman Satıcı tarafından Alıcıya bildirilecek ve Alıcı tarafından yükleme öncesi yine ilgili hesap numaralarına transfer edilecektir. Bakiye %20 ise sistemin devreye alınmasına müteakip 15 gün içinde teknik kabule istinaden Alıcı tarafından Satıcıya ödenecektir.” hükümlerine yer verilmiş, Sözleşme Alıcı olarak “… A.Ş.”, Satıcı olarak “… Sist. Tic. Ltd. Şti.” tarafından kaşelenerek imzalanmıştır. Gaziosmanpaşa 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/19 D.İş Dosyası; Davalı karşı davacı … A.Ş. Tarafından 14/02/2011 tarihli dilekçe ile; taraflara arasında imzalanan 25/08/2009 tarihli sözleşmeye konu, davacı … Sist. Tic. Ltd. Şti. tarafından kurulan PVC Toz Hammadde Dozajlama ve Yağ Tartım Sisteminin çalışmaması ve sözleşmede belirtilen edimlerin yerine getirilmemesi nedeniyle sistemin halihazırda durumunun tespit edilmesi talep edilmiştir. Makine mühendisi bilirkişi … tarafından düzenlenen 27/03/2011 tarihli raporda özetle; “dozajlama sistemindeki aksaklıklar” başlığı altında tespit edilen bir kısım aksaklıklar maddeler halinde sıralanmış, bu eksiklikler nedeniyle sistemin doğru çalışmadığı, hatalar nedeniyle dozajlamadaki eksiklik yada fazlalıkların ve bunların tankta kullanım için karışıma girdiğinde üretimde hatalı malzeme dozajlaması nedeniyle mevcut 3 proseste de hatalı mal karışımı meydana gelmesine sebebiyet verdiği, üretim esnasında da bu birikimlerin üretim kayıplarını artırır nitelikte olduğu, bu nedenlerle mevcut sistemin bu haliyle edimlerini yerine getiremez durumda olduğu belirtilmiş, kurulu mekanik sistemin normal şartlarda çalışabilmesi için belirtilen düzeltmelerin ve değişikliklerin yapılarak bunların otomasyon sistemi ve panosu olarak birleştirilerek iki sistemi de tek noktadan kontrol edecek otomasyon panosu ile bu sistemin PLC- Dokunmatik ekran-indikatör ile kontrolünün sağlanması gerektiği, kurulu sitemde rantabl çalışmayı sağlayacak bu değişiklikler ilave edilecek sensör, valf ve swich box’ların kablolarının çekilerek yeni büyük bir otomasyon panosu ile yapılan her iki sistemin de tek noktadan kontrolünün mümkün olacağı ifade edilmiştir. İhtarnameler; 1-Beyoğlu … Noterliği’nin 01/11/2010 tarih ve .. yevmiye numaralı ihtarnamesi; davalı (karşı davacı) vekili tarafından davacıya keşide edilen ihtarda, taraflar arasında PVC Toz Hammadde Dozajlama ve Yağ Tartım Sistemi sözleşmesi çerçevesinde müvekkili tarafından edimlerin yerine getirildiği ancak davacının edimlerini yerine getirmediği, sistemin tam anlamı ile çalışır hale getirilmediği, ayıpların giderilmediği ifade edilerek 3 gün içerisinde sistemin tam ve taahhüt edildiği gibi çalışır hale getirilmemesi halinde sözleşmenin aykırılık nedeniyle feshedilerek, ödenen bedelin iadesi için yasal yollara başvurulacağı ihtar edilmiş ve davacı şirkete 04/11/2010 tarihinde tebliğ edilmiştir. 2-Beyoğlu …. Noterliği’nin 01/04/2011 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi; davalı (karşı davacı) vekili tarafından davacıya keşide edilen ihtarda, daha önce keşide edilen Beyoğlu … Noterliği’nin 01/11/2010 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesine işaret edilerek, eksiklikler giderilmediği gibi ihtarnameye cevap dahi verilmediği belirtilmiş, Gaziosmanpaşa 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/19 D.İş Dosyası ile tespit yaptırıldığı ifade edilerek bilirkişi raporundaki tespitlere yer verilmiş, sistemin eksik ve ayıplı olduğunun D.İş raporuyla tespit edildiği, davacının yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle şirketin üretim yapamadığı, faaliyetlerinin sekteye uğradığı belirtilerek ödenen bedelin iadesi ve doğan zararların tazmini için her türlü dava hakları saklı kalmak üzere sözleşmenin feshedildiği, bedeli davacıdan talep edilmek üzere ayıp, eksik ve hataların 3.şahıslara yaptırılacağı, doğan zarar ve ödemelerin davacıya rücü edileceği ihtar edilerek davacı şirkete 04/04/2011 tarihinde tebliğ edilmiştir.3-Beyoğlu … Noterliği’nin 11/04/2011 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi; davacı tarafından, davalıya Beyoğlu … Noterliği’nin 01/04/2011 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesine cevaben ve karşı talepler nedeniyle keşide edildiği, müvekkilinin toz tartım sistemine sadece aracılık ettiği ifade edilerek bu sistem yönünden sorumluluklarının olmadığı, yağ tartım sistemi yönünden ise tespit raporunun kendilerine mahkeme tarafından tebliğ edilmediği, ancak müvekkili teknik servis elemanlarının hazırladığı cevapların ihtar ekinde gönderildiği ifade edilmiş, karşı ihtar olarak ise yağ tartım sisteminden kalan bakiye bedeller ile servis ve malzeme bedellerinin (yağ tartım sistemi bakiye 10.000,00 Euro karşılığı 20.788,00 TL, yağ tartım sistemi KDV’si 9.000,00 Euro karşılığı 18.709,20 TL, servis hizmeti yedek parçalar ile granül malzeme satışından oluşan CH bakiye borcu 15.647,38 Euro karşılığı 32.022,80 TL) toplamı 71.520,00 TL’nin ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içinde ödenmesi gerektiği aksi halde yasal yollara başvurulacağı ihtar edilerek 25/04/2011 tarihinde tebliğ edilmiştir. 4-Davalı karşı davacı vekili tarafından, … firmasına hitaben yazılan 09/05/2011 tarihli ihtarnamede; PVC Toz Hammadde Dozajlama ve Yağ Tartım Sistemi sözleşmesi çerçevesinde müvekkili tarafından edimlerin yerine getirildiği ancak karşı tarafça edimlerin yerine getirilmediği, eksikliklere yönelik bilirkişi raporu alındığı ifade edilerek bilirkişi raporundaki tespitlere yer verilmiş, müvekkilinin işgücü ve hammadde kaybı yaşadığı ifade edilerek, sistemin çalışır hale getirilmesi için 3.kişilerden Toz Dozajlama Sistemi için 53.900,00 TL, Sıvı Dozajlama Sistemi için 51.802,00 TL teklif alınarak mutabakata varıldığı, bu bedellerin muhatap tarafından ödenmesi gerektiği, bu nedenle 53.900,00 TL bedelli reklamasyon faturasının yazı ekinde gönderildiği belirtilerek, fatura bedelinin 2 gün içerisinde ödenmesi talep edilmiştir. Davalı karşı davacı tarafından, … firmasına 09/05/2011 tarih ve D-458123 no.lu 53.900,00 TL bedelli, reklamasyon (toz dozajlama mekanik ve otomasyon sisteminin problemlerinin giderilmesi ve sistemin çalışır halde teslimi açıklamalı) faturası düzenlenmiştir. 5-Beyoğlu …. Noterliği’nin 11/05/2011 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi; davalı (karşı davacı) vekili tarafından davacıya keşide edilen ihtarda, daha önce keşide edilen Beyoğlu … Noterliği’nin 01/11/2010 tarih ve … yevmiye numaralı ve Beyoğlu … Noterliği’nin 01/04/2011 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamelerine rağmen ayıpların giderilmediği, sözleşme feshedilerek ayıpların 3.kişilere yaptırılarak bedelin rücu edileceğinin bildirildiği, sistemin çalışır hale getirilmesi için 3.kişilerden Toz Dozajlama Sistemi için 53.900,00 TL, Sıvı Dozajlama Sistemi için 51.802,00 TL teklif alınarak mutabakata varıldığı, bu bedellerin ödenmesi gerektiği, bu nedenle davacı şirkete 51.802,00 TL bedelli reklamasyon faturasının düzenlendiği ayrıca … firmasına 09/05/2011 tarih ve 458123 no.lu 53.900,00 TL bedelli, reklamasyon faturasının gönderildiği, davacı şirketin her iki şirket yönünden mücvekkiline karşı sorumlu olduğu için her iki fatura bedelinin de ödenmesinin talep edildiği ihtar edilmiş, Davalı karşı davacı tarafından, davacı firma adına düzenlenen 09/05/2011 tarih ve … no.lu 51.802,00 TL bedelli, reklamasyon (sıvı dozajlama mekanik ve otomasyon sisteminin problemlerinin giderilmesi, sistemin revize ve çalışır halde teslimi açıklamalı) faturası ile .. firmasına düzenlenen 09/05/2011 tarih ve D-458123 no.lu 53.900,00 TL bedelli, reklamasyon (toz dozajlama mekanik ve otomasyon sisteminin problemleriningiderilmesi, sistemin revize ve çalışır halde teslimi açıklamalı) faturası ihtarnameye eklenmiştir. Bilirkişi raporları; 1-Mahkemece mali müşavir ve makine mühendisi bilirkişi heyetinden alınan 13/11/2015 tarihli kök raporda; taraflarca uyuşmazlığa yönelik bilgi/belge sunulmadığı ve keşfe iştirak edilmediğinden herhangi bir kanaat oluşmadığı bildirilmiştir. 2-Aynı heyetten 14/12/2018 tarihli ek rapor alınmıştır. Makine mühendisi bilirkişi tarafından yerinde tespit yapılarak düzenlenen teknik raporda; makinenin mevcut hali ile Gaziosmanpaşa 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/19 D.İş Dosyasında tespit edilen hali karşılaştırılarak, sistemde yapılan ilaveler ile sorunsuz şekilde çalıştığı, ancak değişik iş raporunda tespit edilen eksikliklerle PVC Toz Hammadde Dozajlama ve Yağ Tartım Sisteminin çalışma imkanı olmadığı, sistemin çalışması için davacı/karşı davalı tarafından 18/10/2010, 10/11/2010 ve 14/03/2011 tarihlerinde servis hizmeti verildiği ancak sorunun giderilemediğinin dosya kapsamından anlaşıldığı, bu nedenle üretimin devam edilebilmesi için davalı/karşı davacı tarafından piyasadaki 3.firmalar vasıtasıyla halihazırda tespit edilen ve raporda belirtilen ilave motor, redüktör, pano, otomasyon, vibratör ve hava sistemindeki değişikliklerle sistemin çalıştırılabilir hale getirildiği, yapılan değişikliklerle mevcut durum itibariyle sistemin sorunsuz şekilde çalıştığının tespit edildiği belirtilmiştir. Mali müşavir bilirkişi tarafından yapılan incelemede ise davacı/karşı davalı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, dava konusu faturaların defterlerinde kayıtlı olduğu, ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacının 72.723,04 TL alacaklı olduğu, 18/10/2010, 10/11/2010 ve 14/03/2011 tarihlerinde verilen servis hizmetleri neticesinde sorun giderilmediği için bu servis bedelleri toplamı 2.976,22 TL’nin toplam alacaktan düşülmesi neticesinde 69.746,82 TL alacak hesap edildiği, bu bedelin ise 19.000,00 Euro ve 30.249,62 TL’ye karşılık geldiği, 19.000,00 Euro yönünden temerrüt tarihi olan 29/04/2011 (ihtarname tebliğinden 3 gün sonra) tarihinden dava tarihine kadar işlemiş faizin 3.799,21 Euro, 30.249,62 TL yönünden temerrüt tarihi olan 29/04/2011 (ihtarname tebliğinden 3 gün sonra) tarihinden dava tarihine kadar işlemiş faizin 2.533,41 TL olduğu yönünde rapor düzenlenmiştir. 3-Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 14/01/2022 tarihli 2.ek raporda ise; teknik incelemede tespit edilen hususlar tekrar edilerek, davalı/karşı davacı şirketin Gaziosmanpaşa 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/19 D.İş Dosyasında tespit edilen eksiklikleri 3.kişilere tamamlattığı, bu nedenle 1 adet …14/10/2011 tarih ç-… seri no.lu fatura ile 8.850,00 TL (KDV dahil) bedelle ve dozajlama sistemi revizyonunu 21/09/2011 tarih … seri nolu fatura ile 35,400,00 TL (KDV dahil) bedelle … firmasına, Otomasyon Panosunu ise 21/09/2011 tarih … seri nolu fatura ile 87.190,20 TL (KDV dahil) bedelle … firmasına yaptırdığı, davalı/karşı davacı şirketin 3.kişilere yaptırmış olduğu eksik işlerin bedeli toplamının KDV dahil 131.440,20 TL (44.250,00 TL … firması + 87.190,20 TL … firması) olarak hesaplandığı, Davalı/karşı davacı şirketin 22/11/2016 tarihinde iflasına karar verildiği için davacı/karşı davalı alacaklarının iflas tarihi itibariyle hesaplanması neticesinde; Davacının alacaklı olduğu 30.249,62 TL’nin 1.203,04 TL’lik kısmına dava tarihinden itibaren faiz hesap edilmesi gerektiği yönünden önceki rapora karşı davacı beyanı bulunduğundan, 1.203,04 TL’nin dava tarihi olan 13/03/2014 tarihinden iflas tarihi olan 22/11/2016 tarihine kadar işlemiş faiz miktarının 353,35 TL olduğu,Kalan 29.046,58 TL’nin temerrüt tarihi olan 29/04/2011 tarihinden iflas tarihi olan 22/11/2016 tarihine kadar işlemiş faiz miktarının 21.307,46 TL olduğu, 19.000,00 Euro’nun ise temerrüt tarihi olan 29/04/2011 tarihinden iflas tarihi olan 22/11/2016 tarihine kadar, devlet bankalarınca Euro üzerinden açılan 1 yıla kadar vadeli döviz tevdiat hesaplarına uygulanacağı bildirilen azami faiz oranları dikkate alınarak hesaplama yapıldığında işlemiş faiz miktarının 7.346,49 Euro olduğu, iflas tarihi itibariyle Euro kuru (3,5765) üzerinden TL’ye çevrildiğinde 94.228,23 TL hesap edildiği, bu durumda iflas tarihi itibariyle toplam alacağın 146.138,66 TL olarak hesaplandığı bildirilmiştir. Davalı/karşı davacının ayıp iddiası, zarar talebi ve bu bağlamda tarafların istinaf başvuruları incelendiğinde; Davalı/karşı davacı sistemin ayıplı olarak teslim edildiğini ve ayıpların giderilmediğini ileri sürdüğünden, öncelikle ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığının incelenmesi gerekmektedir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 06/02/2013 tarihli 2012/15265 E. 2013/2296 K. sayılı kararında; “…Ticari satımlarda ayıp ihbarının olay tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 25.maddesinde belirtilen süreler içinde yapılması gerekir. Hükme göre açık ayıplarda 2 gün, açıkça belli olmayan ayıplarda 8 gün içinde ayıp ihbarı yapılmalıdır. Ayıp ihbarının yapıldığını ileri süren kişi 6762 sayılı TTK’nun 20.maddesinde öngörülen şekilde yapıldığını kanıtlamalıdır. 6762 sayılı TTK’nun 20/3.maddesine göre, ayıp ihbarının noter marifetiyle veya iadeli taahhütlü mektupla yahut telgrafla yapıldığı kanıtlanmalıdır. Somut olayda davacı alıcı davalı satıcıdan satın aldığı ham ipliğin ayıplı olduğuna ilişkin süresi içerisinde e-posta yoluyla davalı satıcıya bildirimde bulunduğunu iddia etmiş, davalı ise taraflarına bu yönde herhangi bir bildirim yapılmadığını savunmuş, teknik bilirkişi tarafından davalı bilgisayarı üzerinde yapılan incelemede e-posta kayıt ve izlerine rastlanılmadığı anlaşılmıştır. Davacı, 6762 sayılı TTK’nun 25. maddesinde öngörülen sürelerde, aynı Kanunun 20/3. maddesinde belirtilen şekilde ayıp ihbarının yapıldığına ilişkin e-posta kayıtları dışında başkaca delil sunmamıştır. Mahkemece bu yönler gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulünde isabet görülmemiştir.” gerekçesiyle verilen bozma kararına karşı, ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönünde verdiği kararda direnmesi üzerine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na gelen uyuşmazlıkta; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25/05/2016 tarihli 2014/19-861 E. 2016/632 K. sayılı kararı ile; “Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 20. maddesinde tacir olmanın bağlandığı genel hükümler düzenlenmiş olup, tacirler arasındaki ihbar veya ihtarların ne şekilde yapılacağı bu genel hükümler arasında yer almaktadır. 6762 sayılı TTK’nun 20/3. fıkrasında diğer tarafı temerrüde düşürmek veya sözleşmeyi fesih yahut ondan rücu amacıyla yapılacak ihbar veya ihtarların muteber olması için bu işlemlerin noter marifetiyle veya iadeli taahhütlü bir mektupla yahut telgrafla yapılmasının şart olduğu hüküm altına alınmıştır. Öte yandan, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda tacirler arasındaki ihbar ve ihtarların ne şekilde yapılacağı 18/3. maddesinde düzenlenmiş ve “Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.” denilmek suretiyle önceki hükümde bir kısım değişiklikler yapılmıştır. Yapılan değişiklikler madde gerekçesinde, “…Bu maddenin üçüncü fıkrasında üç köklü değişiklik yapılmıştır. (1)Hükümdeki şekil, geçerlilik şartı olmaktan çıkarılmış, ispat şartına dönüştürülmüştür. Bu amaçla eski metinde yer alan “muteber olması için” ibaresine metinde yer verilmemiştir. Bu değişikliğin sebebi, geçerlik şartının artık haklı bir gerekçesinin bulunmaması ve teknikteki hızlı gelişmedir. Ayrıca hiçbir modern kanunda bu kadar ağır bir geçerlilik şartı yer almamaktadır. Şartın tacir gibi basiretli bir işadamı için öngörülmüş olması da anlamsız bulunmuştur. (2) İadeli taahhütlü mektup taahhütlüye dönüştürülmüştür. Çünkü , burada varma teorisinin kabulünü haklı gösterecek bir gerekçe mevcut değildir. (3) Güvenli elektronik imza hem Borçlar Kanununda kabul edilmiş hem de düzenli bir sisteme bağlanmıştır. Hükme bu olanak da eklenmiştir.” şeklinde açıklanmış ve böylece tacirler arasında ihtar ve ihbarlar için öngörülen şekil şartı geçerlilik şartı olmaktan çıkarılmıştır. Ne var ki, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanununun “Eski Hukukun ve Türk Ticaret Kanununun Uygulanacağı Hâller” başlığı altında düzenlenen 2. maddesinin (a) bendinde “Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önce meydana gelen olayların hukukî sonuçlarına, bu olaylar hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişlerse, o kanun hükümleri uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu durumda eldeki olayın çözümlenmesinde, davaya konu hukuki olayın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanacağında herhangi bir kuşku bulunmamaktadır. Tacirler arasında satışa konu malın ayıplı çıkması halinde, alıcının yasal haklarını kullanabilmesi için 6762 sayılı TTK’nun 25/3. maddesindeki süreler içerisinde ayıp ihbarında bulunması zorunludur. Bu süreler, satılan malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise iki gün, açıkça belli değilse sekiz gündür… Tüm bu açıklamalar bir arada değerlendirildiğinde, Kurul çoğunluğu tarafından davacının ayıp ihbarını olayın meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere uygun delillerle kanıtlayamadığı yönündeki Özel Daire bozma kararının doğru olduğu sonucuna varılmıştır…” gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Sözleşme tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nın 25/3 maddesinde; “Emtianın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde keyfiyeti satıcıya bildirmeye mecburdur. Açıkça belli değilse alıcı emtiayı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde muayene etmeye veya ettirmeye ve bu muayene neticesinde emtianın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını muhafaza için keyfiyeti bu müddet içinde satıcıya bildirmeye mecburdur. Diğer hallerde Borçlar Kanununun 198 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları tatbik olunur.”, dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 23/1.c maddesinde “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Her iki düzenlemede de, malın ayıplı olduğu teslim sırasında belli ise iki gün içinde ihbar edilmesi gerektiği, aksi halde sekiz gün içerisinde gerekli muayene yapılarak/yaptırılarak ayıplı olduğu takdirde ihbar edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Somut dosyada; davalı/karşı davacının ayıp iddiasına konu sistem 10/02/2010 tarihinde teslim edilmiştir. Bu tarihten itibaren davalı/karşı davacı tarafından açık ayıpların 2 gün, gizli ayıpların ise 8 gün içerisinde muayene edilerek bildirilmesi gerekmektedir. Davalı/karşı davacı sistemin en baştan itibaren düzgün şekilde çalışır halde teslim edilmediğini ve ayıpların giderilmediğini iddia etmesine rağmen süresi içerisinde davacı/karşı davalıya herhangi bir ihbar veya ihtarda bulunmadığı, sunulan servis kayıtları incelendiğinde ilk servis kaydının 18/10/2010 tarihli olduğu, ayıp ihbarına ilişkin ilk olarak Beyoğlu … Noterliği’nin 01/11/2010 tarih ve .. yevmiye numaralı ihtarnamesini gönderdiği, daha önceki tarihte ayıp ihbarının yapıldığına dair bir delil sunulamadığı, bu durumda yasal süre içerisinde ayıp ihbarında bulunulduğunun ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Yapılan açıklamalar uyarınca; davalı/karşı davacının, sistemin ayıplı olması nedeniyle takas ve zarar talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Mahkemece bu gerekçeyle asıl davadaki takas talebinin ve karşı davadaki alacak talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, karşı davanın kabulü yönünde hüküm tesis edilmesi hatalı olduğundan, davalı/karşı davacının asıl ve karşı dava yönünden istinaf taleplerinin reddine, davacı/karşı davalının karşı dava yönünden istinaf talebinin kabulüne karar vemek gerekmiştir. Davacı/karşı davalının asıl dava yönünden istinaf talebi incelendiğinde; Davacı/karşı davalı tarafından alacak kalemlerinin hüküm kısmında tek tek gösterilmesi gerektiği, icra inkar tazminatı hükmedilmemesinin ve Euro cinsi alacağın iflas tarihindeki kur üzerinden hesaplanmasının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek istinaf yoluna başvurulmuştur. İİK’nın 195/1. maddesinin “Borçlunun taşınmaz mallarının rehni suretiyle temin edilmiş olan alacaklar müstesna olmak üzere iflasın açılması müflisin borçlarını muaccel kılar. İflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masrafları anaya zammolunur.” hükmü uyarınca iflas masasına yazılacak alacakların iflas tarihi itibariyle hesaplanıp, belirlenmesi gerekir. İflasın açılması ile ipotekle temin edilen alacaklar hariç, diğer alacaklar muaccel hale gelir ve iflasın açıldığı tarihe kadar işleyen faizler ve takip masrafları da asıl alacağa eklenerek masaya yazılır. Yabancı para alacaklarının iflas masasına kayıt şekli konusunda 2004 sayılı İİK’da açık bir hüküm bulunmamakla birlikte İİK’nın 198/1 maddesinde konusu para olmayan alacakların, ona eşit bir kıymette para alacağına çevrileceği öngörülmüş olup öğretide de konusu yabancı para olan alacakların anılan yasa hükümlerine göre iflasın açıldığı andaki döviz kuru üzerinden Türk Lirasına çevrilerek iflas masasına yazdırılacağı hususu kabul edilmiştir. (Kuru: B. İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2013, 2. Baskı, Ankara, sf.1244) İİK’nın 195. maddesinde iflasın açılması ile müflisin borçlarının muaccel olacağı ve iflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ve takip masraflarının ana paraya ilave edilerek masaya kaydedileceği öngörülmüş olduğuna göre, iflas tarihinde masanın aktif ve pasiflerinin aynı zamanda belirlenerek müflisin tüm alacaklılarına eşit ödeme yapılması gerekmektedir. Bunun için de yabancı para alacaklarının Türk Lirasına çevrilmesi gerekir. Yabancı para alacakları ve konusu para olmayan alacakların Türk Lirasına çevrileceği tarih ise iflas kararının verildiği tarihtir. Ayrıca, yabancı para alacağının aynen kaydı alacaklılar arasında eşitliği ön planda tutan İflas Hukuku’nun bu prensibini de zedelemiş olacaktır. Zira, iflasta imtiyazlı alacaklar İİK’nın 206. maddesinde ilk beş sırada sayılmış olup, yabancı paranın masaya aynen kaydedilmesi halinde, yabancı para alacakları lehine kanunda öngörülmeyen bir imtiyaz yaratılmış olur. Bu durumda, aynı sırada bulunan ülke parası alacaklısı ile yabancı para alacaklısı arasında eşitsizlik meydana gelecektir. Bu sonuç her sıradaki alacaklıların eşit hakka sahip olduğunu belirten İİK’nın 207. maddesine aykırılık teşkil eder. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 08/05/1997 tarih ve 2756 E. 4683 K. sayılı ilamı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 11/03/2014 tarih ve 2013/7176 E. 2014/1802 K. sayılı, 12/05/2015 tarih ve 2014/5224 E. 2015/3582 K. sayılı, 02/06/2015 tarih ve 2014/4900 E. 2015/4147 K. sayılı emsal ilamları). Eldeki dosyada da davacının Euro cinsi alacağı iflasın açıldığı tarihteki kur üzerinden Türk Lirasına çevrilmiş olup, davacının bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir. Yine davacı vekili tarafından alacaklarının ayrı kalemler halinde gösterilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de, toplam alacak miktarının hesap edilerek iflas masasına kaydına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. İİK’nın 193.maddesinde; “İflasın açılması, borçlu aleyhinde haciz yoluyla yapılan takiplerle teminat gösterilmesine ilişkin takipleri durdurur. İflas kararının kesinleşmesi ile bu takipler düşer.” hükmü yer almaktadır. Her ne kadar dava iflas tarihinden önce itirazın iptali istemiyle açılmış ise de yargılama aşamasında davalı şirket hakkında verilen iflas kararı neticesinde kayıt kabul davasına dönüştüğü, iflas kararının kesinleşmesiyle takibin düştüğü, bu durumda icra inkar tazminatına da hükmedilemeyeceği anlaşılmakla davacı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin de reddi gerekmiştir (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 08/12/2011 tarihli 2011/1036 E. 2011/2426 K., 28/09/2015 tarihli 2014/10751 E. 2015/6020 K. sayılı kararları). Açıklanan nedenlerle; davacı/karşı davalı vekilinin asıl dava yönünden, davalı/karşı davacı vekilinin asıl dava ve karşı dava yönünden istinaf talepleri yerinde görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş ancak karşı davanın reddine karar verilmesi gerekirken İlk Derece Mahkemesince yukarıda yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi hatalı olduğundan davacı/karşı davalı vekilinin istinaf talebi karşı dava yönünden kabul edilerek 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 bendi uyarınca karşı davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,1-Davacı/karşı davalı vekilinin asıl dava yönünden, davalı/karşı davacı vekilinin asıl dava ve karşı dava yönünden istinaf taleplerinin 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 1-Davacı/karşı davalı vekilinin istinaf talebinin KARŞI DAVA YÖNÜNDEN KABULÜ ile İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/85 E. 2022/571 K. Sayılı 27/09/2022 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 bendi uyarınca KARŞI DAVA YÖNÜNDEN KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİS EDİLMESİNE,a-Karşı davanın REDDİNE,3-İlk derece mahkemesi yargılama giderleri yönünden,a-Karşı dava yönünden alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından, davalı/karşı davacı tarafça peşin yatırılan 170,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 9,90 TL karar ve ilam harcının davalı/karşı davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,b-Davalı/karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,c-Davacı/karşı davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Dairemizin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca tayin ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı/karşı davacıdan alınarak, davacı/karşı davalıya verilmesine, ç-HMK 333. maddesi gereğinde taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,4-İstinaf yargılama giderleri yönünden,a-Taraflarca asıl ve karşı dava yönünden ayrı ayrı yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına,b-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince asıl dava yönünden alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, davacı/karşı davalı tarafça yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile asıl dava yönünden 99,20 TL istinaf karar harcının davacı/karşı davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,c-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince karşı dava yönünden alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, davacı/karşı davalı tarafça yatırılan 171,00 TL harcın mahsubu ile karşı dava yönünden 8,90 TL istinaf karar harcının davalı/karşı davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, ç-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince asıl dava yönünden alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, davalı/karşı davacı tarafça yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile asıl dava yönünden 99,20 TL istinaf karar harcının davalı/karşı davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, d-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince karşı dava yönünden alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, davalı/karşı davacı tarafça yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile karşı dava yönünden 99,20 TL istinaf karar harcının davalı/karşı davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, e-Davacı/karşı davalının karşı dava yönünden yapmış olduğu 391,70 TL (istinaf başvuru ve karar harcı) istinaf yargılama giderinin davalı/karşı davacıdan alınarak davacı/karşı davalıya verilmesine, f-Yatırılan gider avansından kalan kısmın taraflara karar kesinleştğinde ilk derece mahkemesince iadesine, g-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,ğ-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/05/2023