Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/991 E. 2022/853 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/991
KARAR NO: 2022/853
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/22 Esas
ARA KARAR TARİHİ: 26/04/2022
DAVA: Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı), Tazminat (Kooperatif Üyeliğinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/07/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde; Davacının, kooperatifin hissedarı olduğunu, kooperatifte nakliye işi ile uğraştığını, davacı bu kooperatif de durak satın almak istediğini, Bakırköy … Noterliğinin 05.01.2020 tarih ve … yevmiye numaralı Kooperatif Hisse Devri Sözleşmesi ile …, S.S. Yeşilköy Loj. Motorlu Taş. Kooperatifinin 68 üyelik numaralı hissesinin tamamını …’ten satın aldığını, müvekkil ise Bakırköy … Noterliğinin 08.01.2020 tarih ve … Yevmiye numaralı Kooperatif Hisse Devir Sözleşmesi ile S.S. Yeşilköy Loj. Motorlu Taş. Kooperatifinin 68 üyelik numaralı hissesinin tamamını …’dan devraldığını, ancak …’ün boşanma davasında ki tedbir gerekçe gösterilerek müvekkilinin üyelik talebinin kooperatifçe reddolduğunu, ihtarnamelerin ve devir sözleşmelerinin dava tarihinden önce olduğunu, yasal olarak dava açıldığı tarihte …’ün kooperatifte hissesi olmadığından hisseye tedbir konulmasının da yasal olarak mümkün olmadığını, bu nedenle tescil edilmeyen her gün için davacının 1.000,00-TL zararı olduğunu ve durak yeri tahsis edilemediğinden aracını çalıştıramadığını bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00-TL zararın davalıdan tahsili ile S.S, Yeşilköy Loj.Motorlu Taş.Koop.nin 68 nolu üyeliğin davacı adına tesciline ayrıca yargılama süresince davalı kooperatif nezdinde müvekkiline tedbiren durak yeri tahsisi ile üyelikten kaynaklanan diğer semerelerden faydalandırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı kooperatif vekili cevap dilekçesi ile; dava dışı …’ün kayınvalidesi olan …’a ait olan kooperatife ait 68 numaralı üyeliğin 2018 yılında eşi …’a devredildiğini, … da, 29.07.2019 tarihinde damadı olan …’e devredildiğini, ancak … üye olarak anılsa bile uhdesinde bulunan bir tam ortaklık payının tamamının …a’a ait olduğuna ve bu üyelik hakkının …’ın onayı olmadan üçüncü şahıslara devri veya satışı yapılmayacağına dair işbu devir tarihinde yani 29.07.2019 tarihinde … tarafından şahitler huzurunda yazılı olarak kooperatife karşı beyan ve taahhüt edildiğini, bahsi geçen taahhütnamenin üyelik dosyasına konduğunu, dolayısıyla; …’ün, … ve …’ın damadı olup davaya konu kooperatife ait 68 numaralı üyelik aile üyeleri içerisinde el değiştirerek resmi kayıtlara göre son olarak hali hazırda 68 nolu kooperatif üyeliği dava dışı …’e ait ait olduğunu, daha sonra aile içerisinde çıkan bir anlaşmazlıktan kaynaklı olarak üyeliğin ilk sahibi olan … tarafından yapılan devrin iptali ve tazminat talepli olarak, …, … ve müvekkil kooperatife Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/4 Dİş sayılı dosyası ile …’e ait kooperatif hissesi hakkında 07.01.2020 tarihli ihtiyati tedbir kararı alındığını, Ayrıca …’ün eşi tarafından açılmış olan mal rejimine ilişkin İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/12 E. sayılı dosyası ile …’ün kooperatif hissesi üzerine 07.01.2020 tarihinde ihtiyati tedbir konulduğunu, bu esnada, davacı tarafça dava dilekçesinde belirtildiği üzere, …’ün sahibi olduğu Kooperatife dit 68 Üyelik Numaralı hissesinin tamamının, kooperatif yönetiminin bilgisi ve onayı olmadan 05.01.2020 tarih ve Bakırköy …Noterliğinin … yevmiye sayılı hisse devir sözleşmesi ile …’ya satıldığını, … adına kooperatif üyeliği tesis edilmeden, bu kez de bahsi geçen hissenin tamamının Bakırköy … Noterliğinin 08.01.2020 tarih ve … yevmiye numaralı Kooperatif Hisse Devir Sözleşmesi ile … tarafından davacı …’a kendi aralarında satıldığını ve ilgili satışlar uyarınca hissenin tescili ve yer tahsisi yapılması için Bakırköy …Noterliğinin 08.01.2020 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarı ile durumun davalı müvekkil kooperatife bildirildiğini, bu ihtarnameye kadar bahsi geçen son iki satıştan müvekkil kooperatifin hiç bir şekilde haberdar edilmediğini, bu nedenle hukuken geçerli bir kooperatif hisse devri söz konusu olmadığı ve ilgili mahkeme kararları ile …’e ait söz konusu hissenin 3. Kişilere devir ve temlikinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın ve ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/62 Esas sayılı dosyasında, davacı …, davalı kooperatifteki 68 numaralı hissesin ve aracının, sonradan zihinsel engelli hale gelmesi kullanılarak hukuka aykırı şekilde önce eşi …’a, sonrasında davalı …’e aktarıldığını ileri sürerek hisse devrine ilişkin sözleşmeler ile kooperatif yönetim kurulu kararların iptali ile dava konusu araçlar ve hissenin adına tesciline ayrıca maddi zararların tazmini amacıyla fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1000 TL maddi tazminatın, 1000 TL araç bedelinin, 50000 TL manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir. Mahkemenin 26/04/2022 tarihli ara kararı ile, ” davacı taraf davalı kooperatif nezdinde müvekkile yer tahsisi ve diğer semerelerden faydalandırılmasının sağlanması yönünde ihtiyati tedbir talep etmiş ise de ihtiyati tedbir kararı verebilmek için somut sebep gösterilmesi, ihtiyati tedbir kararının haklılığını ortaya koyacak delil değerlendirmesi yapılması ve yaklaşık ispat ölçüsü gerektiği, ancak aynı hisseye yönelik açılan birleşen bir davanın daha bulunduğu, bu talep yönünden dosya kapsamı itibariyle yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gibi davanın niteliği gereği konunun yargılamayı gerektirdiği” gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Verilen ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri olarak; müvekkiline yapılan hisse devrinin geçerli olduğunu, kooperatif yönetiminin, müvekkil hisse devrini tescil etmeme hakkı bulunmadığını, müvekkilinin kooperatif üyeliğine hak kazandığını, , müvekkilinin, kooperatif nezdinde aracını işletmesi ve taşımacılık faaliyetini yürütmesi için kendisine yer tahsisi sağlanması gerektiğini, aksi halde müvekkil, devraldığı üyelik hissesinin semerelerinden yargılama süresince yararlanamayacağı ve telafisi imkansız zararlar meydana geleceğinden bahisle mahkeme kararının kaldırılmasını, ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti ile uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, kooperatif üyeliğinden doğan hakkın ( taşımacılık faaliyetinin yürütülmesi için yer tahsisi) kullanılmasına yönelik tedbir talebinin reddine ilişkin kararının usul ve esas yönden hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmıştır. 6100 Sayılı HMK’unu 390. maddesi uyarınca “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. 6100 Sayılı HMK’nun 389. maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu hüküm dikkate alındığında, mevcut durumun değişmesi hâlinde, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hâle gelmesi, gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa, ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir. Hâkim kararında somut sebep gösteremiyor, bunu en azından açıklayacak veya asgari ölçüde ikna edecek delil değerlendirmesi yapamıyor, yaklaşık ispat ölçüsünü yakalayamıyorsa tedbire karar vermemelidir. Ancak bu da hiçbir zaman tam bir ispat seviyesinde ispat şartına dönüşmemelidir.(Pekcanıtez,Hakan/Atalay,Oğuz/Özekes Muhammet; Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, Ankara 2011-Sh.715-717) (Yüksek Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 24/04/2012 gün ve 2011/15388 esas,2012/6651 karar sayılı ilamında belirtildiği gibi) Somut olayda; davacı, geçerli hisse devrine, kooperatif üyeliğini hak kazanmasına rağmen, kooperatif yönetim kurulu tarafından hukuka aykırı şekilde ortaklığa kabul edilmediğini, müvekkilinin, kooperatif nezdinde aracını işletmesi ve taşımacılık faaliyetini yürütmesi için kendisine yer tahsisi sağlanması gerektiğini, aksi halde müvekkil, devraldığı üyelik hissesinin semerelerinden yargılama süresince yararlanamayacağı ve telafisi imkansız zararlar meydana geleceğinden bahisle ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş ise de söz konusu hisse devir sözleşmesinin geçerli olup olmadığı, davacının kooperatif üyeliğini hak kazanıp kazanmadığı, yargılama sonucu belirlenebileceği bu aşamada ibraz edilen belgelerin niteliği ve dosya kapsamına göre, yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediği gibi, davacı açısından telafisi güç veya imkansız zararlara yol açma ihtimali bulunmadığı, HMK’nın 389 vd. maddelerinde ön görülen koşullar oluşmadığından mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Sonuç olarak, mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan ihtiyati tedbir talep eden davacı şirket vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınan 80,70 TL istinaf karar harcının Hazineye GELİR KAYDINA, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın taraflara ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.1 bendi ile aynı Kanunun 362/1.f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.06/07/2022