Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/904 E. 2022/783 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/904
KARAR NO: 2022/783
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/250 Esas
KARAR TARİHİ: 25/04/2022
TALEP: İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ: 22/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesi ile; müvekkili …’ın davalı kooperatif … Yapı Kooperatifi’nin 1996-1997 yıllarından itibaren ortağı olarak kooperatif bünyesinde yer aldığını, neredeyse 25 yılı aşkın işbu sürede müvekkil … kooperatif bünyesinde aktif olarak birçok görevde bulunduğunu, kooperatif yönetim kurulunun değişmesiyle birlikte müvekkiline gönderilen ihtarname ile birlikte müvekkilin üyeliğinin başka bir kooperatif ortağından devir suretiyle gerçekleştiği, kooperatif üyeliğini devreden şahsın kooperatiften istifa ettiğine ilişkin bir belgenin bulunmadığı, kooperatif üyeliğinin kabulüne ilişkin imza atan dönemin yönetim kurulu üyesi …’nin ilgili tarihte kooperatif ortağı olmadığı, yazılı başvuru usulünün uygulanmadığı ve Kooperatif ana sözleşmesinin 11. Maddesi uyarınca sermaye taahhüdünün gerçekleştirilmediği gibi asılsız ve herhangi bir hukuki dayanağı bulunmayan iddialar müvekkile yöneltilerek söz konusu ihtara cevaben de 7 gün içerisinde ilgili hususlara ilişkin cevap verilmesi ve ilgili belgelerin sunulması talep edildiğini söz konusu ihtarı müteakip davalı kooperatif yönetim kurulu tarafından 31.01.2022 tarih
2022/2 karar sayılı yönetim kurulu kararı ile müvekkil hakkında üyelikten çıkarma kararı alındığı, işbu yönetim kurulu kararı müvekkile tebliğ edilmediğini, kooperatifin 23/03/2022 tarihli olağan genel kurul toplantısının 12. Maddesi ile “Kooperatif üyeliğinin tesisi ile ilgili usulüne uygun olarak alınmış bir yönetim kurulu kararı bulunmayan ve kooperatif ana sözleşmesi uyarınca sermaye taahhüdünün diğer ortaklarca ödenmiş taksiti ile diğer ortakların her birinin o tarihe kadar ödemiş oldukları paralara eşit meblağı ödemeyen ve bunlara ilişkin kayıtları istenmesine rağmen sunmayan ortağın çıkarılmasına ilişkin yönetim kuruluna yetki verilmesi ” hususu görüşüldüğü, söz konusu gündem maddesi kooperatifinin 23/03/2022 tarihli olağan genel kurul kararında görüşülerek ” Kooperatif üyeliğinin tesisi ile ilgili usulüne uygun olarak alınmış bir yönetim kurulu karan bulunmayan ve kooperatif ana sözleşmesi uyarınca sermaye taahhüdünün diğer ortaklarca ödenmiş taksiti ile diğer ortakların her birinin o tarihe kadar ödemiş oldukları paralara eşit meblağı ödemeyen ve bunlara ilişkin kayıtlan istenmesine rağmen sunmayan ortak …“ın ortaklık çıkarılmasına dair alınan 31 Ocak 2022 tarih 2022/2 sayılı Yönetim Kurulu Kararı ‘nın 20 kabul 5 ret oyu ile oy çokluğu ile kabul edilerek …’ın ortaklıktan çıkartılmasına ” karar verildiğini, müvekkilinin karar şerh koyarak itiraz ettiğini, müvekkilinin birçok görevde yer aldığını, davalı kooperatif tarafından müvekkilinin haksız ve hukuka aykırı olarak ortaklıktan çıkarıldığını, davalı kooperatifin, müvekkilinin ortaklığına ilişkin belgeleri müvekkilden talep etmesi kanuna ve kooperatif ana sözleşmesine aykırı olduğunu, belirterek müvekkil …‘ın ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin kararın öncelikle tedbiren durdurulmasını ve kararın iptalini talep etmiştir. Mahkemenin 25/04/2022 tarihli ara kararı ile ” … Dosya kapsamına, delil durumuna, henüz davacının ihtiyati tedbir talebi hakkında HMK 390/3 gereği haklılığının yaklaşık olarak ispat edilmemiş olması ve dava konusu yargılamayı gerektirdiğinden ve esasa ilişkin tebdir kararı verilemeyeceğinden şartları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir. Verilen ara karara karşı davacı vekili tarafından dava dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Dava, davalı kooperatifin 23/03/2022 tarihli Olağan Genel Kurulu’nda alınan davacının kooperatif üyeliğinden çıkarılmasına ilişkin gündem maddesinin iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, davacının kooperatif üyeliğinden çıkarılmasına ilişkin alınan genel kurul kararın uygulanmasının durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir şartlarının oluşup oluşmadığı ve mahkeme kararının gerekçesinin yerinde olup olmadığıdır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi yollaması ile uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nın, “Kararın yürütülmesinin geri bırakılması” başlıklı 449. maddesi, “(1) Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir.” hükmünü, “Kararın etkisi” başlıklı 450 maddesi,”(1) Genel kurul kararının iptaline veya butlanına ilişkin mahkeme kararı, kesinleştikten sonra bütün pay sahipleri hakkında hüküm ifade eder. Yönetim kurulu bu kararın bir suretini derhâl ticaret siciline tescil ettirmek ve internet sitesine koymak zorundadır.” hükmünü içermektedir. TTK’nun 449. Maddesindeki, “genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılmasına” ilişkin düzenleme, sadece dava açıldıktan sonra ve yönetim kurulu üyelerinin görüşü alındıktan sonra verilebilen kararlardan olup, özel geçici hukuki korumalardandır, yani bir başka anlatımla özel bir ihtiyati tedbirdir. İhtiyati tedbire ilişkin genel düzenleme, HMK’nın 389-399. maddelerinde düzenlenmiştir. Gerek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, gerekse de Yargıtay 23. Hukuk Dairesince, prosedür ve kanun yolu bakımından HMK’nın ihtiyati tedbire ilişkin hükümlerine tabi olacağı kabul edilmiştir. 163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun ortaklıktan çıkarılma esasları ve itirazı düzenleyen 16.maddesinde; “Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar anasözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar. Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Anasözleşme, çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunu da yetkili kılabilir. Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği,çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içerisinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içerisinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içerisinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır. Üç aylık süre içerisinde, genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararları kesinleşir…” hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda; davacı hakkında, kooperatifin 23/03/2022 tarihli Olağan Genel Kurulu’nda alınan karar ile davacının kooperatif oraklığından çıkarılmasına karar verildiği, davacı tarafından, alınan bu kararın iptali istemi ile yasal süresi içerisinde 19/04/2022 tarihinde dava açıldığı anlaşılmıştır. Her ne kadar kooperatif yönetim kurulunun görüşü alınmadan ihtiyati tedbir talebi hakkında karar verilmiş ise de davacı hakkında alınan çıkarılma kararının henüz kesinleşmemiş olduğu, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16. Maddesi gereği, davacı hakkındaki çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar, davacının kooperatif üyeliği ile edindiği hak ve yükümlülüklerinin devam ettiği anlaşılmakla, davacının ihraç kararının infazının durdurulmasına yönelik tedbir talebinde hukuki bir yararının olmadığı görülmüştür. Bu nedenle, mahkemece, davacının ihtiyati tedbir talebi hakkında HMK 390/3 gereği haklılığının yaklaşık olarak ispat edilmemiş olması ve dava konusu yargılamayı gerektirdiğinden ve esasa ilişkin tebdir kararı verilemeyeceğinden şartları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin ara kararı her ne kadar sonuç itibariyle doğru ise de gerekçenin yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun gerekçe yönünden kabulü ile HMK’nın 353/1-b.2 bendi gereğince gerekçenin düzeltilmesi cihetine gidilerek yeniden hüküm tesis edilmesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/250 Esas sayılı dosyasında verilen 25/04/2022 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik ara kararının gerekçenin düzeltilmesi suretiyle HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve YENİDEN KARAR VERİLMESİNE, 2-Davacının, ihraç kararının infazının durdurulmasına yönelik tedbir talebinde hukuki yarar bulunmadığından talebin REDDİNE, 3-İstinaf başvurusunun kabul sebebine göre başvurma harcının hazineye irat kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacıya bırakılmasına 4- İstinaf başvurusunun kabul sebebine göre istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına 5- İstinaf yargılaması duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.2 bendi ile aynı Kanunun 362/1.f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.22/06/2022