Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/880 E. 2022/755 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/880
KARAR NO: 2022/755
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/281 (DERDEST)
DAVA TARİHİ: 22/03/2022
ARA KARAR TARİHİ: 24/03/2022
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Derneği (…) ile … Derneği (…) ile … Anonim Şirketi arasında 06/12/2005 tarihinde Protokol/sözleşme imzalandığını, sözleşmenin konusunun (Madde:1) İTF tarafından CNR Expo Fuar Merkezinde … ve … desteğinde 2006-2007-2008-2009-2010 yıllarında “Ev Tekstili” konu fuarın düzenlenmesine ilişkin hükümleri düzenlediğini, devam eden her sene fuarların gerçekleştirilmesi amacıyla ek protokoller akdedildiğini, Ek Protokol No:8’in ise 2020 yılı fuarının gerçekleştirilmesi maksadıyla akdedildiğini ve davacı ile davalı arasında “26. İstanbul Uluslararası Ev Tekstil Fuarı” na katılım sağlamak amacıyla “Fuar Katılım Sözleşmesi” imzalandığını ve bu kapsamda müvekkili tarafından 46.507,76 TL ödeme yapıldığını, sözleşmede fuarın 21-25 Nisan 2020 tarihleri arasında gerçekleştirileceğinin kararlaştırıldığını ancak 2020 yılı fuarı pandemi nedeniyle gerçekleştirilemediğinden fuar aynı koşullarla başka bir sözleşme akdedilmeksizin ve Komitenin karşılıklı mutabık olarak karar verdiği üzere 20-24 Eylül 2021 tarihlerine ertelendiğini, davalı şirket tarafından fuarın açılmasına yaklaşık 10 gün kala, 2 Eylül 2021 tarihinde pandemi gerekçe gösterilerek fuarın Mayıs 2022’ye ertelendiğinin bildirildiğini, sonrasında ise Kasım 2022’ye ertelendiğinin bildirildiğini, buna rağmen davalı şirket tarafından aynı tarihlerde gerçekleştirilen fuarların olmasının erteleme gerekçesini dayanaktan yoksun bıraktığını, fuar katılım sözleşmeleri … ve davalı şirket arasında imzalanmış bulunan ana protokol ve 8 nolu ek protokole dayanarak düzenlendiğinden sözleşmelerin içeriğinin protokole aykırı hükümler ihtiva edemeyeceğinin dava dilekçesi ekinde ibraz edilen 19/01/2022 tarihli Prof. Dr. … tarafından düzenlenmiş mütalaada açıkça ifade edildiğini, davalı tarafından -mücbir sebep yokken ve … tarafından rıza verilmemişken- fuar tarihinin değiştirilmesinin hem protokollerin sona ermesine hem de fuar katılım sözleşmelerinin sona ermesine neden olacağını, bu bağlamda çerçeve sözleşmenin sona ermesine bağlı olarak katılımcıların sözleşmelerini sona erdirmesi halinde yaptıkları ödemeleri geri isteyebilecekleri, ödemelerin sebepsiz zenginleşme teşkil edeceğini, …’ın Beşiktaş … Noterliği 04/09/2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnameyi (Ek:8) keşide ederek mücbir sebebin bulunmadığını ve fuarın kararlaştırıldığı tarihte yapılmasını ihtar ettiğini, ayrıca fuarların pandemi nedeniyle ertelenmesinde karar mercii olan TOBB’un fuarların ertelenmesine ilişkin bu yönde bir kararı veya tavsiyesi bulunmadığını, fuarın kararlaştırılan tarihte yapılması için müvekkilinin fuar katılım sözleşmesi kapsamında ödediği ücret dışında çeşitli masraflar yaptığını ve yüksek boyutlarda maddi zarar ve kar kaybına uğradığını, taraflar arasında imza altına alınan sözleşmede yer alan 2. madde ve özellikle ”katılımcı fuarın kısmen veya tamamen iptalini kabul eder.” şeklindeki ibarenin genel işlem şartı olduğunu belirterek ödenen fuar bedelinin tahsili istemiyle Bakırköy … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile davalının taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının borca yetecek tutarda kısmının öncelikle teminatsız olarak, aksi kanaat halinde ise uygun görülecek teminat karşılığında ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “İİK’nun 257.maddesinde “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder ” hükmünün yer aldığı, buna göre alacağın varlığı konusunda yaklaşık ispat şartının sağlanmadığı ve yargılamayı gerektirdiği anlaşıldığından davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek, fuar katılım sözleşmesinin 2.maddesine göre davalı şirketin tek taraflı iradesi ile sebep göstermeksizin bahse konu fuarı erteleyebileceği, bu durumun katılımcılara sözleşmeden dönme hakkını vermediği, fuarın 1-5 Kasım 2022 tarihinde düzenleneceği davalı tarafça ileri sürülmüş ise de fuarın tek taraflı olarak davalı tarafından ertelenmesinde 2021 yılı Eylül ayı için pandeminin mücbir sebep teşkil etmediğini, dava dilekçesinde açıklandığı üzere fuar katılım sözleşmesinin, davalı şirket ile … Derneği (…) ve … Derneği (…) arasında akdedilen protokollere bağlı olduğunu, protokol hükümleri gereğince ödemelerin iade edilmesi gerektiğini, müvekkilinin davalıya yaptığı ödeme dışında fuar alanı için birtakım harcamalar da yaptığını ancak halen davalı tarafça söz konusu fuar düzenlenmediği gibi müvekkili tarafından yapılan ödemelerin ise tüm ihtarlara rağmen ödenmediğini, bu durumun müvekkil şirketin alacaklı olduğunu ispatladığını, davalının haksız ve kötü niyeti itirazlarının alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olup itirazın iptali davasının sonuçlanmasına kadar geçecek olan süre içerisinde alacağın tahsilinin imkansız hale gelmesi ihtimali karşısında müvekkili açısından sonradan telafisi mümkün olmayan zararlar doğabileceğini, sunulan belgelerin yaklaşık ispata yeterli olduğunu ifade ederek kararın kaldırılmasını ve ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, taraflar arasında imzalanan fuar katılım sözleşmesine konu fuarın, kararlaştırılan tarihte düzenlenmediği, davalı tarafça ileri sürülen erteleme gerekçesinin dayanaktan yoksun olduğu iddiası ile sözleşmeden dönme nedeniyle ödenen bedelin iadesi için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafça ayrıca ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiş olup, istemin mahkemece reddedilmesi nedeniyle bu karara karşı davacı tarafça istinaf yoluna başvurularak, ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiştir. İİK 257 maddesinde; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı tarafından, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ile alacakları ve diğer haklarının ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ise borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa ve borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. İİK 258 maddesinde ise “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” hükmüne yer verilmiştir. Yasal düzenleme gereğince ihtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Geçici hukuki koruma yargılamasını, asıl yargılamadan ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Geçici hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir zira ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için tam ispat gerekmez, alacaklının ilişkisinin varlığını ve alacağın muaccel olduğunu yaklaşık olarak ispat etmesi yeterlidir. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Somut olayda ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından, sözleşmeye konu fuarın, pandemi gerekçe gösterilerek yapılmaması nedeniyle sözleşmeden dönüldüğü iddia edilerek, ödenilen bedelin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve takibe konu alacak yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiş ise de; tarafların iddia ve savunmaları ile sunacakları deliller değerlendirilerek, imzalanan sözleşmenin hükümleri kapsamında sözleşmenin sona erip ermediğinin, tarafların hak ve yükümlülüklerinin yapılacak yargılama ile tespiti mümkün olduğundan, davacı tarafça sunulan deliller bu aşamada alacağın varlığı ve muaccel olduğunu yaklaşık ispata yeterli değildir ve İİK 257.maddede öngörülen ihtiyati haciz şartları oluşmamıştır. Açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan 6100 sayılı HMK 353/1.b.1 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcının ve 80,70 TL istinaf karar harcının Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 15/06/2022