Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/877 E. 2022/754 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/877
KARAR NO: 2022/754
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/585
KARAR NO: 2018/853
DAVA TARİHİ: 22/04/2014
KARAR TARİHİ: 19/07/2018
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 30/11/2011 tarihinde … Müşteri/Kontrat numaralı ‘Reuters Servisleri Kontratı düzenlenerek taraflarca imza altına alındığı ve davacı şirket tarafından işbu kontrat ile kararlaştırılan ilgili hizmetlerin (uydu sinyalleri ve data hatları aracılığıyla özel bilgisayar sistemleri ve bunlara bağlı ekranlar vasıtası ile seçili haber ve ekonomik veriler ve müşteri tarafından seçilen bilgi iletişimine ilişkin diğer hizmetler) davalı şirkete verildiğini, verilen hizmetlerin karşılığı olarak düzenlenen fatura bedellerinin (02/07/2013 tarihli faturanın 202,00 TL kısmi ödemesi dışında) ödenmediğini, davalı şirketin 42.774,02 TL bakiye borcunun yanında taraflar arasında imzalanan Kontratın 15.7. maddesi uyarınca; Kontrat şartlarının yerine getirilmemesi halinde uygun ihbar sürelerinin sonuna kadar geçerli olan ilgili servis ücretlerinin %75 ‘lik kısmına eşdeğerdeki ödemenin maddi zarar olarak tazmin edilmesi düzenlemesi doğrultusunda, 14.392,24 USD karşılığı 41.065,87 TL tutarında maddi zarar tazminatının da davalı şirket tarafından ödenmesi gerektiğini, fesih tarihi itibari ile yapılacak ücretlendirme bedeli toplamı 19.189,66 USD’nin %75’i olan 14.392,24 USD (41.065,87 TL) tutarın maddi tazminat olarak talep edildiğini, 11/02/2014 tarihli Beyoğlu … Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ilgili faturaların ödenmesi talep edilmiş ise de gerekli ödemelerin yapılmadığını beyanla 42.774,02 TL tutarındaki bakiye fatura borçlarının temerrüt tarihlerinden itibaren ayrı ayrı işletilecek ticari faizleri birlikte dava tarihinden itibaren ise toplam alacağa Merkez Bankasınca belirlenen avans faiz oranı uygulanarak hesaplanacak faizi ile işbu fatura alacaklarının tahsiline, ayrıca sözleşme ile %75 olarak kararlaştırılan 19.189,66 USD maddi zarar tazminatının (sözleşme şartı) BK. 99/3 uyarınca aynen ödetilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı firmanın 2011-2014 yılları arasında davacıdan aldığı hizmet karşılığında yükümlülüklerini yerine getirdiği ancak yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle Temmuz 2013 dönemi itibariyle ödemelerinde aksamaların meydana geldiği, dava dilekçesinde talep edilen maddi zarar için sözleşmesel şartların oluşmadığı, davacı tarafın maddi zararını ispatlaması gerektiği beyanla taleplerinin kabulü ile davanın reddini, aksi kanaatte olunur ise, re’sen ve talepleri gibi fahiş maddi tazminat talebinin indirilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…Tekmil dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirilmekle, taraflar arasında 30/11/2011 tarihli medya hizmetleri şart ve koşulları başlıklı sözleşme akdedilmiş olup, bu sözleşmenin fesih başlıklı 15.maddesi uyarınca davacı veya davalı sözleşmeyi 1.2.maddede belirtilen şekilde feshedebilecektir. Davacı, müşterinin sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerinden herhangi birisini maddi olarak ihlal etmesi ve eğer bu ihlal düzeltilebilir ihlal ise bu ihlali; madde 3 veya 8’in her türlü ihlali durumunda 5 gün içinde veya diğer bütün durumlarda yazılı isteği izleyen 30 gün içinde düzeltilmemesi halinde sözleşmeyi tamamen veya bir veya daha fazla servise ilişkin olarak derhal feshedebilecektir. Müşterinin bir servisini tamamen veya herhangi bir kısmını sözleşmede izin verilen durumlar haricinde iptal etmesi veya davacının işbu sözleşmeyi müşterinin herhangi bir ihlali nedeni ile feshetmesi halinde davacı, söz konusu servisin işbu sözleşme uyarınca feshedilebileceği tarihe kadar ödenecek ücretlerin %75’ini maddi tazminat olarak müşteriden almaya hak kazanacaktır. Taraflar bunun davacı zararına ilişkin makul bir ön değerlendirme olduğunu kabul eder. Buna göre, davacı tarafından tanzim edilen faturalar davalıya Noter ihtarnamesi ile tebliğ edilmiş, davalı tarafından iade veya itiraz edilmemiştir. Davacının faturalardan kaynaklanan 42.774,31 TL bakiye alacağı vardır. Davacı tarafından gönderilen ihtarname davalıya 14/02/2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup, tebliğ tarihi ve ihtarname ile verilen süreye göre davalı, bilirkişi raporundaki tespitin aksine, 20/02/2014 tarihinde temerrüde düşmüştür. Her ne kadar bilirkişi raporunda faturalarda belirtilen ödeme tarihlerine göre faiz hesabı yapılmış ise de faturalarda belirtilen ödeme tarihlerinden sonra davalıya ihtarname gönderilerek yeni bir ödeme süresi tayin edilmekle, artık faturalardaki ödeme tarihlerinin değil, bu tarihten sonra verilen yeni süreye göre hesaplanacak tarihe göre temerrüdün belirlenmesi gerekmektedir. Mahkememizce de temerrüt olgusu buna göre belirlenmiş, temerrüt tarihinden dava tarihinde değin, her bir fatura için işlemiş faiz de yeniden hesaplanmıştır. Buna göre, bilirkişi raporunun 7.sahifesinde her bir fatura için hesaplanan işlemiş faiz tutarları her bir fatura için 20/02/2014 temerrüt tarihi ve 22/04/2014 dava tarihi arasındaki dönem için %10,50 avans faizi oranında , fatura miktarları üzerinden (15773,64x%10,50×61)/365×100=276,79 TL (13901,26x%10,50×61)/365×100=243,94 TL (13099,416x%10,50×61)/365×100= 229,87 TL olmak üzere toplam 750,60 TL olarak hesaplanmıştır. Neticeten davacının 42.774,31 TL fatura alacağı ve bu alacağın temerrüt tarihinden dava tarihine değin işlemiş 750,60 TL işlemiş faiz alacağı bulunduğu anlaşılmakla bu yöndeki talebinin kabulüne karar verilmiştir. Davacının maddi tazminat istemi yönünden yapılan değerlendirmede yukarıda özetlenen sözleşme hükümleri nazara alınarak ve bu konudaki bilirkişi tespitleri dosya kapsamına uygun görülerek, temerrüt tarihi itibari ile belirlenen miktarın %75’i olan 32.232,23 TL’yi sözleşmenin 15.7.maddesine göre talep etme hakkı bulunduğu kanaati ile maddi tazminat isteminin bu miktar üzerinden kabulüne karar verilmiştir. Her ne kadar davacı yukarıda özetlendiği üzere dava dilekçesinde maddi hata yapıldığını beyan etmiş ise de Mahkememizce bu hususta alınan ayrıntılı ara karardaki gerekçe ile ve davacının harçlandırdığı dava değeri ile dava dilekçesindeki talep sonucu nazara alınarak maddi hata bulunmadığı, davacının esasen talep sonucunu daralttığı görülmekle aksi yöndeki beyan ve talepleri kabul edilmemiştir. Fazlaya ilişkin kısma yönelik açıkça feragat veya geri alma olmadığından bilirkişi tarafından hesaplanan miktarı aşan maddi tazminat istemi yönünden fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece eksik inceleme yapıldığnı, maddi tazminat şartlarının oluşmadığını, ceza miktarının BK hükümleri gereğince ödeme güçlüğü nedeniyle indirilmesi gerektiğini, maddi tazminatın koşulu açıkça zarar şartına bağlanmış olmasına rağmen zarar ispat edilmeden tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili firmanın ödeme güçlüğü çekmeye başlaması nedeniyle hizmeti sonlandırdığını ancak davacı hizmet verdiği sürece ödemelerini çoğunlukla yaptığını beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili süresi içerisinde katılma yoluyla istinaf dilekçesi sunarak özetle; Maddi zarar taleplerinin 14.392,24 USD olduğu, dava dilekçesinde maddi hata yapıldığı gözetilmeksizin davanın kısmen kabulüne karar verilerek davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, yine dava dilekçesinin açıklamalar başlığı altında 14.392,24 USD’nın TL karşılığı talep edilmiş ise de netice ve talep kısmında 14.392,24 USD’nın aynen ödetilmesi talep edilmiş olduğundan talep sonucunun dikkate alınarak bedelin USD olarak davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, fatura alacağına ilişkin temerrüt tarihinin hatalı tespit edilmiş olması nedenleriyle kararın kaldırılmasını ve davanın kül halinde kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili tarafından istinaf başvurma harcının yatırılmış olmasına rağmen istinaf karar harcının yatırılmaması nedeniyle eksikliğin ikmal edilmesi için dosya, Dairemizin 20/04/2021 tarihli 2020/791 E. 2022/494 K sayılı kararı ile geri çevrilmiş olup eksik harcın ikmal edildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, tacirler arası hizmet sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının ve sözleşmede düzenlenen maddi zarar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında 30/11/2011 tarihli Medya Hizmetleri Şart ve Koşulları başlıklı sözleşme imzalanmıştır. Sözleşme İngilizce düzenlenmiş olup, tercümesi dosya kapsamına sunulmuştur. Sunulan tercümeye göre sözleşmenin kapsam başlangıç ve süre başlıklı 1. maddesinde; “1.2 Sözleşme, ilgili Sipariş Formunda belirtilen Yürürlüğe Giriş Tarihinde başlayacak ve işbu Sözleşmede izin verilen bir şekilde daha erken bir tarihte feshedilmediği sürece Müşterinin Hizmetlere olan aboneliğini durdurduğu tarihte sona erecektir. Herhangi bir Servis için Sipariş Formunda belirtilen Asgari süre göz önünde bulundurularak tarafların her ikisi de ilgili Sipariş Formunda belirtilen gerekli ön ihbarda bulunmak suretiyle herhangi bir Servis veya herhangi bir Servise erişimi iptal edebilir.” Sözleşmenin fesih başlıklı 15.maddesinde; “15.3. Reuters şu durumlarda işbu Sözleşmeyi tamamen veya bir veya daha fazla servise ilişkin olarak derhal feshedebilir: (a) müşterinin. sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerinden herhangi birisini maddi olarak ihlal etmesi ve eğer bu ihlal düzeltilebilir bir ihlalse bu ihlali (i) madde 3 veya 8’in her türlü ihlali durumunda 5 gün içerisinde veya (ii) diğer bütün durumlarda yazılı isteği izleyen 30 gün içerisinde düzeltmemesi, (b) söz konusu servisin herhangi bir üçüncü şahsın haklarının ihlaline ilişkin bir tazminat talebine konu olması, (c) ilgili servisin yasalara veya herhangi bir düzenleyici makamın cari kural, düzenleme, kılavuz veya isteğine aykırı hale gelmesi, (d) bir … Group üyesiyle servisin sağlanması için gerekli olan bir üçüncü şahıs arasındaki bir anlaşmanın değiştirilmesi veya feshedilmesi veya (e) …’ın medyanın herhangi bir kategorisindeki bir ürün sunuşu olarak servisi sona erdirmesi, 15.4. Müşterinin işbu sözleşmeyi maddi olarak ihlal etmesi halinde, … müşteriye gerekli ihbarda bulunmak suretiyle söz konusu ihlal düzeltilene kadar servisleri ve müşterinin bunlara ilişkin haklarını tamamen veya kısmen ve herhangi bir cezaya çarplırılmadan derhal durdurabilir. 15.7. Müşterinin bir servisin tamamını veya bir kısmını sözleşmede izin verilen durumlar haricinde iptal etmesi veya Reuters’in işbu sözleşmeyi müşterinin herhangi bir ihlali nedeniyle feshetmesi halinde, …, söz konusu servisin işbu sözleşme uyarınca feshedilebileceği tarihe kadar ödenecek ücretlerin %75’ini maddi tazminat olarak müşteriden almaya hak kazanacaktır. Taraflar. bunun …’in zararına ilişkin makul bir ön değerlendirme olduğunu kabul eder.” hükümleri yer almaktadır. Mahkemenin mali müşavir …’dan aldığı 1.bilirkişi raporunda; her iki tarafa ait ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, 02/07/2013 tarih ve … seri numaralı 13.301,41 TL bedelli, 02/10/2013 tarih ve … seri numaralı 13.901,26 TL bedelli, 03/01/2014 tarih ve 0017 seri numaralı 15.773,64 TL bedelli, dava konusu oluşturan 3 adet faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, tarafların birbiri ile uyumlu kayıtlarına göre 10/01/2014 tarihi itibariyle davacının 42.774,47 TL alacaklı, davalının ise 42.774,47 TL borçlu olduğu belirtilmiştir. Mahkemenin sermaye piyasası, denetim ve finans uzmanı Dr. …’tan aldığı 2.bilirkişi raporunda; Davacının 3 adet faturadan kaynaklı toplam 42.976,31 TL alacaklı olduğu, davacı tarafından Beyoğlu … Noterliğinin 11/02/2014 tarih ve … yevmiye no.lu 42.976,31 TL fatura alacağının her biri için ayrı ayrı işleyecek faizleri ile birlikte 5 gün içerisinde ödenmesi talepli ihtarnamenin davalıya hangi tarihte tebliğ edildiğine dair tebliğ şerhi mevcut olmamakla birlikte taraflar arasındaki mail yazışmaları nazara alındığında 18/02/2014 tarihinde tebliğ edildiğinin kabulü halinde 5 gün eklendiğinde davalının 24/02/2014 tarihinde temerrüde düştüğü, -Sözleşmede öngörülen fesih hakkının davacı tarafından kullanılabilmesi için, davacının dayandığı davalı tarafından borcun süresinde ve ihtara rağmen ödenmemesi eylemi sebebiyle, haklı sebeplerin doğduğu ve davacının bu haklı scbebe dayanarak sözleşme kapsamındaki hizmetlere davalının erişimini kestiği (servisi iptal ettiği), davalının kusuruna dayanarak davacının haklı sebeple yaptığı servisin iptali işleminin, sözleşmenin 15.7 maddesi çerçevesinde davacıya, sözleşmeyi feshedebileceği tarihe kadar ödenecek ücretlerin % 75’ini maddi tazminat olarak davalıdan talep etme hakkını verdiği, diğer bir deyişl davacı haklı sebeple servisi iptal ettiği takdirde, kendisinin sözleşmeyi feshedebileceği tarihe kadar ödenecek ücretlerin % 75’ini maddi tazminat olarak davalıdan talep etme hakkına sahip olduğu, sözleşmeye göre davacının sözleşmeyi feshedebileceği tarihin, haklı sebeple fesih hakkının doğduğu tarih olduğu, yukarıda açıklanan tespitler çerçevesinde davacının sözleşmeyi 24/02/2014 günü itibariyle feshetme hakkına sahip olduğu, -Davacının sözleşmeyi feshedehileceği tarih itibariyle davalıdan alacaklı olduğu (davalının temerrüde düştüğü) tutar 42.976.31 TL’ olup tamamının TTK md. 21 gereğince itiraz edilmeyerek kesinleşmiş olan üç ayrı faturadan doğduğu, -Davalının 42.976.31 TL tutarında ödenmemiş borcu sebebiyle, sözleşme’nin 15.7 maddesi çerçevesinde, davacının bu tutarın % 75’i olan (42.976.31 x 0,75 =) 32.232.23 TL’yi maddi tazminat olarak davalıdan talep etme hakkı bulunduğu, davacının talebinin ise 14.392.24 USD üzerinden bu tutarın karşılığı olarak hesapladığı 30.799,39 TL olduğu, -Cevap dilekçesinde yer alan maddi zarar talebi için sözleşmesel şartların oluşmadığı, davacının maddi zararın varlığını ispatlaması gerektiği, bu koşulun sözleşmenin 15.7 maddesindeki Taraflar, bunun …’in zararına ilişkin makul bir ön değerlendirme olduğunu kabul eder ibaresinden kaynaklandığı iddia ve talepleri değerlendirildiğinde; bu ibarenin İngilizcc orijinal metninin … şeklinde olduğu, metinde yer alan … kelimesinin bir ön hesaplamayı ifade ettiği, gerçekte bir ön değerlendirme değil, zarar hesaplamasının önceden yapılmış olmasından söz edildiği, bu hesaplamanın tercüme metinde “makul” (daha doğru ifadesi “kabul edilebilir”) olarak her iki tarafça kabul edildiği, ayrıca maddi tazminat olarak adlandırılan talep konusu ödemenin orijinal metinde … kelimesi ile düzenlendiği, … kelimesinin bir zarara değil, hakkı kullanacak tarafın karşı tarafa tek taraflı tahakkuk ettireceği bir ödeme yükümüne işaret ettiği, bu şekliyle Türkçe Sözleşme metninde maddi zarar olarak yer verilen terimin sözleşmenin İngilizce orijinal metnine göre bir ödeme yükümü olarak anlaşılabileceği, bu bakımdan bir fiili zarardan daha çok, Türk Borçlar Kanunu 179 ve devamı maddelerinde düzenlenen Ceza Koşulu olarak dikkate alınabileceği, yönünde görüş bildirilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinin başlık ve sonuç kısmında 42.774,02 TL tutarındaki bakiye fatura borçlarının temerrüt tarihlerinden itibaren ayrı ayrı işletilecek ticari faizleri birlikte dava tarihinden itibaren ise toplam alacağa Merkez Bankasınca belirlenen avans faiz oranı uygulanarak hesaplanacak faizi ile işbu fatura alacaklarının tahsiline, ayrıca sözleşme ile %75 olarak kararlaştırılan 19.189,66 USD maddi zarar tazminatının (sözleşme şartı) BK. 99/3 uyarınca aynen ödetilmesini talep etmiştir. Ancak dilekçe içeriği incelendiğinde sözleşme bedelinin 19.189,66 USD olarak ifade edildiği ve bu bedelin % 75’ini talep ettiği açıktır. Zira dava dilekçesinde açıklama kısmında 19.189,66 USD’nin %75’i olan 14.392,24 USD tutarın maddi tazminat olarak talep edildiğini ifade etmiş ve dava dilekçesinin ardından sunduğu açıklama dilekçesinde de, dava dilekçesinde 19.189,66 USD’nin sehven bildirildiğini, talep edilen tutarın 14.392,24 USD karşılığı 30.799,39 TL olduğunu ifade etmiştir. Gerek dava dilekçesindeki açıklamalar gerekse dava değerinin düzeltilmesine ilişkin beyan dilekçesi nazara alındığında, dava değerinin açık maddi hataya dayalı olarak 19.189,66 USD beyan edildiği anlaşılmakla, davacının dava dilekçesinde talep ettiği miktarın 42.774,02 TL + 14.392,24 USD karşılığı 30.799,39 TL olmak üzere toplam 73.573,41 TL olduğu kanaatine varılmıştır. 805 sayılı İktisadi Müesseselerde Mecburi Türkçe Kullanılması Hakkındaki Kanun’un 1.maddesi; “Türk tabiiyetindeki her nevi şirket ve müesseseler,Türkiye dahilindeki her nevi muamele, mukavele, muhabere, hesap ve defterlerini Türkçe tutmağa mecburdurlar.”, 2.maddesinde; “Ecnebi Şirket ve müesseseler için bu mecburiyet Türk müessesatı ile ve Türkiye tebaasından olan efrat ile muhabere, muamele ve temaslarına ve devair ve memurini Devletten birine ibraz mecburiyetinde bulundukları evrak ve defterlerine hasredilmiştir.”, 3.maddesinde; “İkinci maddede mezkür şirket ve müesseseler muamelatında Türkçeden başka bir lisanı dahi ilaveten kullanabilirlerse de asıl olan Türkçe olup mesul imzaların Türkçe metin zirine vaz’ı mecburidir. Bu memnuiyete rağmen imza diğer lisanla yazılmış kısım veya nüshanın altına mevzu olsa dahi Türkçesi muteberdir.”, 4.maddesinde; “Bu kanunun mevkii meriyete vaz’ından sonra birinci ve ikinci maddeler ahkamına muhalif olarak tanzim kılınmış olan evrak ve vesaik şirket ve müesseseler lehine nazarı itibara alınmaz.” hükümleri yer almaktadır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/02/2019 tarihli, 2017/5003 E. 2019/842 K. sayılı ilamı; “…805 Sayılı İktisadi Müesseselerde Mecburi Türkçe Kullanılması Hakkındaki Kanun’un 1. maddesi Türkiye Cumhuriyet taabiyetindeki şirket ve müesseselerin ülke içindeki her türlü sözleşmeleri hesap ve defterlerini Türkçe olarak düzenlemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaksızın düzenlenen sözleşmeler ise aynı Kanun’un 4. maddesine göre geçersizdir. Somut olayda taraflar arasındaki tahkim şartını içeren acentalık sözleşmesi yabancı dilde düzenlenmiş olmakla yukarıda sözü edilen yasa gereğince geçersizdir. İlk derece mahkemesince davalının tahkim ilk itirazının reddedilmesi gerekir iken, yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.” Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 01/12/2016 tarihli, 2015/11036 E. 2016/9260 K. sayılı ilamı; “…her ne kadar Türk Tabiyetinde olmalarına rağmen taraflar arasındaki davaya dayanak yapılan sözleşmenin İngilizce düzenlendiği, bu durumun 805 sayılı İktisadi Müesseselerde Mecburi Türkçe Kullanılması Hakkındaki Kanun’un 1 ve 4. maddeleri uyarınca emredici yasa hükmüne aykırı olduğu, bu bağlamda sözleşmenin geçersiz olduğuna ilişkin mahkemenin kabulü ilkesel olarak doğru ise de, taraflar arasında sözleşme çerçevesinde sunulan bir takım hizmetler karşılığı ödemenin de yapılmış olmasına nazaran, salt sözleşmenin İngilizce düzenlenmesinin, davacının sözleşme karşılığı davalıya vermiş olduğu hizmet bedellerini istemeye engel teşkil etmeyeceğinin kabulü gerekir…” şeklindedir. Taraflar arasında imzalanan sözleşme, İngilizce düzenlenmiş olması nedeniyle 805 sayılı İktisadi Müesseselerde Mecburi Türkçe Kullanılması Hakkındaki Kanun’un 1 ve 4. maddeleri uyarınca emredici yasa hükmüne aykırıdır. Ancak sözleşme kapsamında hizmet verilmesi halinde ise; salt sözleşmenin İngilizce düzenlenmesi hizmet bedellerini istemeye engel teşkil etmeyecektir. Somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafından verilen hizmetlere karşılık olarak düzenlenen ve her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olan faturalar nedeniyle davacının alacaklı olduğu sabittir. Ancak sözleşmenin 15.7. maddesinde yer alan, tercüme evrakta maddi tazminat olarak belirtilen, bilirkişi değerlendirmesine göre cezai şart olduğu ifade edilen hüküm ise açıklanan hususlar çerçevesinde yani 805 sayılı İktisadi Müesseselerde Mecburi Türkçe Kullanılması Hakkındaki Kanun’un 1 ve 4. maddeleri uyarınca emredici yasa hükmüne aykırı olduğu için geçerli değildir. Bu durumda davacının maddi tazminat isteminin açıklanan nedenle reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulü hatalıdır. Taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi kapsamında düzenlenen 02/07/2013 tarih ve … seri numaralı 13.301,41 TL bedelli, 02/10/2013 tarih ve … seri numaralı 13.901,26 TL bedelli, 03/01/2014 tarih ve … seri numaralı 15.773,64 TL bedelli faturaların, her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafından ilk fatura için yapılan 202,00 TL kısmi ödeme dışında ödeme yapılmadığı ifade edilerek 42.774,02 TL fatura alacağı talep edilmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca her ne kadar taraflar arasındaki sözleşme Türkçe düzenlenemediği için geçerli değil ise de hizmetin verilmiş olması karşısında davacının fatura konusu bedellere hak kazandığı ise sabittir. Ancak fatura alacağı yönünden dava tarihine kadar işlemiş faize yönelik talep edilen bir miktar ve yatırılan harç bulunmamasına rağmen mahkemece “42.774,02 TL fatura alacağı ile bu alacağın temerrüt tarihinde dava tarihine kadar işlemiş 750,60 TL faizinin asıl alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” şeklinde hüküm tesis edilmesi hatalıdır. Fatura alacağı yönünden “42.774,02 TL fatura alacağının 20/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” şeklinde hüküm tesis edilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle; taraf vekillerinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince kaldırılmasına, yargılamada eksiklik olmaması nedeniyle yeniden hüküm tesis edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun AYRI AYRI KABULÜNE, 2-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/585 E. 2018/853 K. sayılı ve 19/07/2018 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
a-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE b-Fatura alacağı olan 42.774,02 TL’nin 20/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,c-Davacının maddi tazminat talebinin REDDİNE, ç-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.921,89 TL harçtan, davacı tarafından peşin yatırılan 1.431,80 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.490,09 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına, d-Davacı tarafından yatırılan 25,20 başvuru harcı ve 1.431,80 TL peşin harç toplamı 1.457,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, e-Davacı tarafından yargılama aşamasında tebligat ve posta masrafı ile bilirkişi ücreti olarak yapılan 1.655,00 TL yargılama giderinden, davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 962,05 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, f-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 6.360,62 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, g-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ğ-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmın HMK’nın 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine, 3-İstinaf Giderleri Yönünden; a-Taraflarca yatırılan istinaf başvuru harcının Hazine’ye gelir kaydına, b-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 44,80 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, c-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının, davalı tarafından yatırılan 1.293,74 TL’den mahsubu ile arta kalan 1.213,04 TL’nin davalıya ilk derece mahkemesince iadesine, ç-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, d-İstinaf yargılaması duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, e-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.15/06/2022