Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/850 E. 2023/854 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/850
KARAR NO: 2023/854
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/311
KARAR NO: 2022/247
KARAR TARİHİ: 03/03/2022
DAVA: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 31/05/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketlerin … Grup adı altında hazır giyim (erkek iç ve dış giyim, ayakkabı) perakende satışı üzerine faaliyetlerini sürdürdüğünü, belirterek 2004 sayılı İİK’nın 287’nci maddesinde belirtilen 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmesini, gerekli görülmesi durumunda sürenin 2 ay daha uzatılmasını, akabinde 289’uncu madde gereği 1 yıllık kesin mühlet kararı verilmesini, 287/2 maddesi gereği geçici komiser tayinine, 297/2 maddesi doğrultusunda malvarlıklarının korunmasına yönelik tedbirlerin alınmasına, tüm takip işlemlerinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına, geçici mühlet içinde yapılacak inceleme sonucu bir yıllık kesin mühlet verilmesine, İcra İflas Kanunu’nda belirlenen kesin süre içinde yapılacak yargılama sonucu konkordatonun tasdikine karar verilmesini dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… borçluların İİK’nın 305 nci maddesinde belirtilen tüm koşulları yerine getirdiği ve konkordatonun tasdiki şartlarının oluştuğu anlaşıldığından borçluların konkordato talebinin kabulüne ancak projede belirtilen vade tarihlerinin çok uzun olması ve şirketin kaynakları ile orantılı olmaması ,bu durumun alacaklılar aleyhine sonuç doğurması nedeniyle konkordato komiser heyeti tarafından belirlenen ve borçlu şirketler vekilinin de kabul ettiği ödeme takvimi uyarınca ödenmesine,bilirkişi … tarafından verilen 28/02/2022 tarihli raporun ekinde sunulan ödeme takvimin kararın eki olduğunun bildirilmesine, konkordato tasdik edildiğinden kesin mühletin sonuçlarının kendiliğinden kalktığının tespitine,karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak ” konkordatonun tasdikine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ 1-Alacaklı … Bankası A.Ş. vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; sunulan projede öngörülen vadenin uzun ve alacaklarının alacağını tamamını karşılama hedefinden uzak olduğu, ödeme teklifinin davacının kaynaklarıyla orantılı olmadığı, banka ile davacı şirketlerden … A.Ş. arasında kredi ilişkisi ve diğer davacı …. Şti. ile … Mağazacılık A.Ş. arasında müşterek borçlu/müteselsil kefalet ilişkisi bulunduğu, davacı şirketler tarafından banka alacağına itiraz edildiğinden konkordato nisabına bankanın alacağının kaydedilmediği ve nisabın gerçeğe uygun şekilde oluşmadığı belirtilmiştir. 2-Alacaklı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; kurum alacakları bakımından hiçbir açıklama yapılmadığı ve projenin tasdik edildiği, İİK’nin 308 ve 6183 sayılı yasa nazara alınarak eksik inceleme sonucunda karar verildiği belirtilmiştir. 3-Alacaklı … A.Ş. vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; mühlet içinde doğan ödenmemiş kira alacağı kapsamında teminat kararı verilmeden ve itirazların karşılanmasına yönelik ticari defterler üzerine inceleme yapılmadan tasdik kararı verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı, mühlet içinde komiserin izniyle yapılan borçlarının ifasının alacaklı vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlı olup bağlanmadığı yönünde yapılan incelemenin hatalı ve eksik olduğu, mühletten sonra doğan kira sözleşmesinden kaynaklı bedelleri teminat altına alınması gerektiği, alacaklı şirketlerin bakiye alacaklarına ilişkin inceleme yapılmadan karar verildiği, tüm kira sözleşmelerinde İİK’nin 308/c maddesi gereğince komiser heyetinin örtülü iznin bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir. 4-Alacaklı… Bankası vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; … Şirketi’nden toplam banka alacak tutarının 1.186.198,08 TL, … Mağazacılık … A.Ş.’den 1.186.198,08 TL, … Şti.’den toplam banka alacağının (asaleten ve kefaleten) 1.850.292,85 TL olduğu, ancak davacıların bilançosunda banka alacaklarının eksik gösterildiği, bu nedenle İİK’nin 302. maddesinde öngörülen çoğunluğun sağlanamadığı, ödeme teklifinin davacının geliri ile orantılı olmadığı, faizsiz ve 3 ayda ödeminin iyi niyetle bağdaşmayacağı, hesaba dahil edilen diğer alacakların de gerçeği yansıtmadığı, eski hissedar ve şirket yönetim kurulu üyesi ve imza yetkilisi …’ın eşi …’ın alacak tutarının şaibeli olduğu ve bu tutarın hesaplamaya dahil edilmemesi gerektiği belirtilmiştir. 5-Alacaklı … A.Ş. vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davacı şirketin geçici mühlet öncesi borç ödeme amacıyla verdikleri çeklerin karşılıksız çıktığı ve ödeme yapmadığı, davacının kendi kayıtları ile mahkemeyi yanıltarak hukuka aykırı şekilde kendilerini alacaklı gösterdiği ve borçlarını gizlediği, borçlunun komiser heyetine beyanında borcunun bulunmadığı şeklindeki beyanı gerçeği yansıtmadığı zira borçlu tarafından 17.11.2021 tarihli e-postada geçici mühlet öncesi borçların yarısının ödenmesi talebinin kabulü ile 88.928 TL ödeme ile geçici mühlet öncesi borçlunun silinmesi talebinde bulunduğu, alacaklının, alacağının yüksek olması nedeniyle öngörülen taksit miktarının telafisi imkansız zararlar doğurabileceği, devam etmekte olan kira edimini dahi yerine getiremeyen davacının borca batık olduğu ve borcu batıklığının her geçen gün arttığı, mahkemece anılan raporda boşluğun iflası halinde alacakların eline geçen bedelin konkordato teklifinden daha az olduğuna ilişkin detaylı bir açıklama yapılmadığı, raporların gerçek durumu yansıtmaktan uzak olduğu, davacı şirketlerin borcu batık olmadığının tereddüte mahal bırakılmaksızın belirlenmesi gerektiği, iflas durumunda alacaklıların alacaklarına kavuşma oranının %106 olarak belirlenmiş iken davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. 6-Alacaklı … San. Tic. Ltd. Şti. vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; alacaklar toplantısında yeterli çoğunluğu sağlamak amacıyla 112,49 TL, 117,40 TL gibi komik alacaklarının ödememek suretiyle bu alacaklıların toplantıda oy kullanmalarının sağlandığı, ayrıca şirketin yetkilisinin eşi olan …’a yüklü miktarlarda borçlanılmış olmasının da abes olduğu, alacaklar toplantısının 21.02.2022 tarihinde yapıldığı, komiser heyetinin gerekçeli raporunun 28.02.2022 tarihli olduğu bu haliyle iltihak süresinin dolmasından yaklaşık bir ay sonra mahkemeye sunulan bu raporun hükme esas alınabilmesi mümkün olmadığı, …’ın İİK 302 maddesi uyarınca alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınamayacağı, projenin gerçekçi ve somut olmadığı, davacı firmanın çoğu İstanbul’da son derece lüks semtlerinde bulunan yeni mağazalarının açılışların yapılmakta iken, mühlet süresi içerisinde 4.435.294,59 TL kar elde etmiş olduğu de göz önünde bulundurulduğunda mahkemece kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, davacı şirketin bu haliyle konkordato taleplerinin kabul edilmesinin her geçen gün daha da büyümesine sebep olacak iken alacakların kur karşısında eriyen alacağı yönünden telafisi imkansız zararlar doğuracağı, konkordato projesinin adil ve dengeli bir ödeme planı içermediği, davacıların borçlarını ödemeye dair bir kaynak göstermediği, dosyaya sunulan projenin yalnızca bir ödeme vaadi içerdiği, projede öngörülen sürenin uzun olup hakkaniyete uygun olmadığı belirtilmiştir. 7-Alacaklı… A.Ş. , .. A.Ş., … A.Ş., … A.Ş. ve … A.Ş. vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Mühlet sonrası doğan kira sözleşmesi kapsamında ödenmesi gereken alacakların ödenmediği, mühlet içinde komiserin izniyle yapılan borçlarının ifasının alacaklı vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlı olup bağlanmadığı yönünde yapılan incelemenin hatalı ve eksik olduğu, mühletten sonra doğan kira sözleşmesinden kaynaklı bedelleri teminat altına alınması gerektiği,alacaklı şirketler ile davacı şirket arasındaki kira sözleşmesinin mühlet sonrasında devam ettiği ve İİK’nin 305/1-d maddesi uyarınca teminat gösterilmesi gerektiği, tüm kira sözleşmelerinde İİK’nin 308/c maddesi gereğince komiser heyetinin örtülü iznin bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇEHMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Talep, İİK’nin 285. ve devamındaki maddeler uyarınca konkordato istemine ilişkindir. Konkordato, tacir yahut gerçek veya tüzel kişi bir borçlunun, borçlarını ödeme şekliyle ilgili yaptığı teklifin, kanunda öngörülen çoğunlukla alacaklılar tarafından kabul edilmesi ve yetkili mahkeme tarafından tasdik edilmesi sonucunda, borçlunun tüm adi borçlarını ödeyebileceği koşullar göz önüne alınarak, kararlaştırılan sürede ve/veya miktarda ödemesini mümkün kılan bir hukuki müessesedir. 2004 sayılı İİK’nin 285/3 fıkrası uyarınca konkordato talebinde iflasa tabi olan borçlu için İİK 154. maddesinin birinci veya ikinci fıkradaki yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesi, iflasa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki Asliye Ticaret Mahkemesi yetkilidir. Somut olayda konkordato talep eden borçlu şirket iflasa tabi olduğu için yetkili mahkeme İİK’nin 285/3 fıkrasının göndermesi ile İİK 154. maddesi gereğince muamele merkezinin bulunduğu yer (Esenyurt/İstanbul) Asliye Ticaret Mahkemesi olup, dava görevli ve yetkili mahkemece açılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 74. maddesi, 114/1.f bendi ve 6098 sayılı TBK’nin 504/3 bendi uyarınca müvekkili adına dava açıp konkordato teklifinde bulunan vekilin, vekaletnamesinde özel olarak yetkilendirilmiş olması zorunludur. Sunulan vekaletname ile davacılar vekilinin yasal düzenlemelere uygun olarak konkordato yönünden özel olarak yetkilendirildiği anlaşılmıştır. Konkordato ön projesinde;Davacı şirketlerin ön projesinde; devam eden ve yine satış hedeflerinden elde edilecek gelir, grup şirketlerinden … tekstil adına kayıtlı 4 adet taşınmazın bulunduğu ve bunların hiçbirisinin şirketin faaliyet konusu ile ilgili olmadığı, şirketin bu taşınmazları satışa çıkardığı ve rayiç değerleri üzerinden alıcı bulunması durumunda bu taşınmazların satılarak elde edeceği nakdi geliri grup şirketlerinin borç ödemelerini tahsis edilmesinin planlandığı, şirketin İzmir Torbalı da fabrika binası ve arsasının bulunduğu ve bu taşınmazın satışı durumunda şirketin 52 milyon TL nakit elde edeceği, taşınmaz üzerinde … A.Ş.’lehine ipotek bulunduğu ve bugün itibariyle değerinin 21.157.853,00 TL olduğu ve ipotek borcu kapatıldıktan sonra dahi şirketin elinde yaklaşık 30 milyonluk bir nakit mevcudunun kaldığı, yine şirket adına İstanbul Büyükçekmece bir villanın bulunduğu, işbu taşınmaz üzerinde … bank lehine 4.000.000,00 TL ipotek hakkının bulunduğu, bugün itibariyle ise alacak miktarının 2.495.759,00 TL olduğu ve borç kapatıldıktan sonra şirketin eline geçecek yaklaşık 1.5 milyon TL’lik nakit mevcut kaldığı, mühlet boyunca faiz işlemesi duracağından karda bir artış sağlanacağı, şirketin devam etmekte olan ve başlanılması planlanan muhtelif birçok projesinin olduğu, markanın internet ortamında satışlarının artarak devam ettiği, şirketin performansına olumlu katkı sağlamayan mağazaların belirleneceği ve gerektiğinde olumlu katkı sağlamaya mağazaların tamamen kapatılacağı, personel giderleri bölümü altında da kalemler içerisinde yer alan ücretler yönünden verimlilik analizleri çerçevesinde değerlendirme yapılacağı belirtilmiştir. Davacı şirketler yönünden yapılan incelemede 14.05.2020 tarihinde rının talep edildiği, mahkemece yapılan yargılamada 03.09.2020 tarihinde kesin mühlet, 01.09.2021 tarihinde kesin mühletin altı ay süreyle uzatılmasına dair karar verildiği anlaşılmaktadır. Komiser heyetinin sunduğu raporlar: Konkordato geçici komiserleri …, … ve Prof. Dr. … tarafından sunulan 14/07/2020 tarihli raporda özetle; a)… Mağazacılık Hizmetleri Anonim Şirketi Yönünden ; … markası altında faaliyet gösteren şirketin, 27 mağazası ile faaliyet yürüttüğü, şirkete ait mağazalarda … markalı tüm ürün gruplarının doğrudan tüketiciye satıldığı, şirketin mevcut mağazaları ile çalışma düzenini koruduğu, Mayıs/2020 tarihi itibariyle şirkette 130 kişinin istihdam edildiği, borçlu şirketin 31/03/2020 tarihi itibariyle kaydi özvarlıklarının (+) 87.490,46 TL olarak hesaplandığı, diğer bir anlatımla, şirketin kaydi değerlere göre borca batık olmadığı, şirketin rayiç değerlere göre borca batık olup olmadığını saptamak için şirkete ait varlıkların rayiç değerlerinin bilinmesi gerektiği, varlıkların rayiç değerinin tespiti için bilirkişi görevlendirmesi yapıldığı ve fakat halihazırda bilirkişilerin incelemelerinin devam ettiği, 19 milyon TL gibi ciddi tutarda aktifi bulunan şirketin özkaynaklarının yalnızca 87.490,46 TL olmasının, şirketin aktif varlıklarının dış kaynak kullanılarak finanse edildiğini ve işletme sermayesinin yok denecek seviyelerde olduğunu gösterdiği, hal böyle iken, dünyada ve ülkemizde baş gösteren Covid-19 salgını nedeniyle şirkete ait mağazaların yaklaşık 2 ay kapalı kalmasının, işletme sermayesi yetersiz olan şirketin, ödemeler dengesinde beklenen nakit girdilerinin gerçekleşmemesine ve vadesi gelen borçlarını ödeyememesine sebep olduğunun tespit edildiği, şirketin alacaklılarına, tasdik kararından sonraki 48 aylık dönemde, borçlarının %100’ünü faizsiz bir şekilde ödemeyi teklif ettiği, ön projede konkordato kaynağı olarak, 2025 yılı sonuna kadar elde edilmesi hedeflenen kâr rakamına ve müşterilerden olan alacakların tahsilinden elde edilecek rakama verildiği, projedeki proforma gelir tablolarında öngörülen kârlılıklar geçmiş yıllar ile karşılaştırıldığında, karlılık hedeflerine ulaşılmasının mümkün gözükmediği, müşterilerden olan alacakların 2023 yılı sonuna kadar tahsil edileceği öngörülürken, bu alacak rakamlarının önemli bir kısmının grup şirketlerden olan alacaklar olduğu ve bu grup şirketlerin konkordato ön projelerinde borçların tasfiyesinin 2025 yılı sonu itibariyle tamamlanacağının belirtildiği dikkate alındığında, müşterilerden olan alacakların 2023 yılı sonuna kadar tahsil edileceği öngörüsünün gerçekçi olmadığının açıkça anlaşıldığı, dolayısıyla borçlu şirketin nakit akışı tablolarının çelişki arz ettiği, mevcut durumda, sunulan ön proje ile konkordatonun başarıya ulaştırılmasının mümkün görülmediğini bildirmişlerdir. b)… Şirketi Yönünden; Şirketin … markası adı altında üretilen tüm erkek iç-dış giyim tekstil ürünlerinin ve ayakkabılarının, hem grubun mağazacılık faaliyetlerini yürüten, diğer bir deyişle … markalı ürünleri kendi mağazalarında doğrudan tüketiciye satan … Mağazacılık Hizmetleri A.Ş.’ye hem de çeşitli markalara ait ürünlerin satışını gerçekleştiren …gibi firmalara toptan bir şekilde satışını yaptığı, şirketin mevcut mağazaları ile çalışma düzenini koruduğu, Mayıs/2020 tarihi itibariyle şirkette 82 kişi istihdam edildiği, borçlu şirketin 31/03/2020 tarihi itibariyle kaydi özvarlıklarının (+) 3.001.065,05 TL olarak hesaplandığı, diğer bir anlatımla, şirketin kaydi değerlere göre borca batık olmadığı, şirketin rayiç değerlere göre borca batık olup olmadığını saptamak için şirkete ait varlıkların rayiç değerlerinin bilinmesi gerektiği, varlıkların rayiç değerinin tespiti için bilirkişi görevlendirmesi yapıldığı ve fakat halihazırda bilirkişilerin incelemelerinin devam ettiği, 76 milyon TL gibi ciddi tutarda aktifi bulunan şirketin özkaynaklarının yalnızca 3 milyon TL olmasının, şirketin aktif varlıklarının dış kaynak kullanılarak finanse edildiğini ve işletme sermayesinin yok denecek seviyelerde olduğunu gösterdiği, hal böyle iken, dünyada ve ülkemizde baş gösteren Covid-19 salgını nedeniyle şirketin satış yaptığı mağazaların yaklaşık 2 ay kapalı kalmasının, işletme sermayesi yetersiz olan şirketin, ödemeler dengesinde beklenen nakit girdilerinin gerçekleşmemesine ve vadesi gelen çekleri ödeyememesine sebep olduğu tespit edildiği, şirketin alacaklılarına, tasdik kararından sonraki 48 aylık dönemde, borçlarının %100’ünü faizsiz bir şekilde ödemeyi teklif ettiği, ön projede konkordato kaynağı olarak, 2025 yılı sonuna kadar elde edilmesi hedeflenen kâr rakamına ve müşterilerden olan alacakların tahsilinden elde edilecek rakama verildiği, projedeki proforma gelir tablolarında öngörülen kârlılıklar geçmiş yıllar ile karşılaştırıldığında, karlılık hedeflerine ulaşılmasının mümkün gözükmediği, müşterilerden olan alacakların 2023 yılı sonuna kadar tahsil edileceği öngörülürken, bu alacak rakamlarının önemli bir kısmının grup şirketlerden olan alacaklar olduğu ve bu grup şirketlerin konkordato ön projelerinde borçların tasfiyesinin 2025 yılı sonu itibariyle tamamlanacağının belirtildiği dikkate alındığında, müşterilerden olan alacakların 2023 yılı sonuna kadar tahsil edileceği öngörüsünün gerçekçi olmadığının açıkça anlaşıldığı, dolayısıyla borçlu şirketin nakit akışı tablolarının çelişki arz ettiği, mevcut durumda, sunulan ön proje ile konkordatonun başarıya ulaştırılmasının mümkün görülmediğini bildirmişlerdir. c)… Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi Yönünden; Şirketin, … markası altında satılan her türlü erkek ayakkabısının (sneaker, casual, loafer, bot, spor ayakkabı vs.) imalatını gerçekleştirdiği, imalatı yapılan ayakkabıların, grubun pazarlama faaliyetlerini yürüten … Pazarlama Hizmetleri A.Ş.’ye satıldığı, Şirketin çalışma düzenini koruduğu, Mayıs/2020 tarihi itibariyle şirkette 25 kişinin istihdam edildiği, borçlu şirketin 31/03/2020 tarihi itibariyle kaydi özvarlıklarının (+) 83.518,79 TL olarak hesaplandığı, diğer bir anlatımla, şirketin kaydi değerlere göre borca batık olmadığı, şirketin rayiç değerlere göre borca batık olup olmadığını saptamak için şirkete ait varlıkların rayiç değerlerinin bilinmesi gerektiği, varlıkların rayiç değerinin tespiti için bilirkişi görevlendirmesi yapıldığı ve fakat halihazırda bilirkişilerin incelemelerinin devam ettiği, 8.92 milyon TL tutarında aktifi bulunan şirketin sermayesinin yalnızca 200.000,00 TL olmasının, şirketin aktif varlıklarının dış kaynak kullanılarak finanse edildiğini ve işletme sermayesinin yok denecek seviyelerde olduğunu gösterdiği, hal böyle iken, dünyada ve ülkemizde baş gösteren Covid-19 salgını nedeniyle borçlu şirketin ürünlerinin satıldığı mağazaların yaklaşık 2 ay kapalı kalmasının, işletme sermayesi yetersiz. olan şirketin, ödemeler dengesinde beklenen nakit girdilerinin gerçekleşmemesine ve vadesi gelen borçlarını ödeyememesine sebep olduğunun tespit edildiği, şirketin alacaklılarına, tasdik kararından sonraki 48 aylık dönemde, borçlarının %100’ünü faizsiz bir şekilde ödemeyi teklif ettiği, ön projede konkordato kaynağı olarak, 2025 yılı sonuna kadar elde edilmesi hedeflenen kâr rakamına ve müşterilerden olan alacakların tahsilinden elde edilecek rakama verildiği, projede müşterilerden olan alacakların 2023 yılı sonuna kadar tahsil edileceği öngörülürken, bu alacak rakamının % 99’unun grup şirketlerden olan … Tekstil Ltd. Şti.’den olan alacaklar olduğu ve bu grup şirketin konkordato ön projesinde borçların tasfiyesinin 2025 yılı sonu itibariyle tamamlanacağının belirtildiği dikkate alındığında, müşterilerden olan alacakların 2023 yılı sonuna kadar tahsil edileceği öngörüsünün gerçekçi olmadığının açıkça anlaşıldığı, ayrıca projede yer verilen konkordato kaynaklarının borçların tasfiyesine yeterli olmadığı, mevcut durumda, sunulan ön proje ile konkordatonun başarıya ulaştırılmasının mümkün görülmediğini bildirmişlerdir. d)… Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi Yönünden ; Şirketin, … markası adı altında satışı yapılan ayakkabı hariç tüm tekstil ürünlerini, malzemesini kendisi tedarik ederek fason olarak başka şirketlere imal ettirdiği, imalatı yapılan bu ürünlerin tamamının, grubun pazarlama faaliyetlerini yürüten … Pazarlama Hizmetleri A.Ş.’ye satıldığı, şirketin mevcut makine tesisat ve demirbaşları ile çalışma düzenini koruduğu, Mayıs/2020 tarihi itibariyle şirkette 49 kişinin istihdam edildiği, borçlu şirketin 31.03.2020 tarihi itibariyle kaydi özvarlıklarının (+) 46.566.617,79 TL olarak hesaplandığı, diğer bir anlatımla, şirketin kaydi değerlere göre borca batık olmadığı, şirketin rayiç değerlere göre borca batık olup olmadığını saptamak için şirkete ait varlıkların rayiç değerlerinin bilinmesi gerektiği, varlıkların rayiç değerinin tespiti için bilirkişi görevlendirmesi yapıldığı ve fakat halihazırda bilirkişilerin incelemelerinin devam ettiği, şirketin işletme sermayesinin çok düşük olduğu, şirketin aktif varlıklarının dış kaynak kullanılarak finanse edildiği, yıllar itibariyle kullanılan kredilerin, gelir tablolarına yansıyan en yüksek maliyeti oluşturduğu, vadesi gelen kredilerin ödemesinin yeni bir kredi ile gerçekleştirilmesinin şirketi faiz sarmalına sürüklediği, hal böyle iken, dünyada ve ülkemizde baş gösteren Covid-19 salgını nedeniyle şirketin tedarik ettiği ürünlerin satışını yapan mağazaların yaklaşık 2 ay kapalı kalmasının, işletme sermayesi yetersiz olan şirketin, ödemeler dengesinde beklenen nakit girdilerinin gerçekleşmemesine ve vadesi gelen çekleri ödeyememesine sebep olduğunun tespit edildiği, şirketin alacaklılarına, tasdik kararından sonraki 48 aylık dönemde, borçlarının %100’ünü faizsiz bir şekilde ödemeyi teklif ettiği, ön projede konkordato kaynağı olarak, 2025 yılı sonuna kadar elde edilmesi hedeflenen kâr rakamına ve müşterilerden olan alacakların tahsilinden elde edilecek rakama verildiği, projedeki proforma gelir tablolarında öngörülen kârlılıklar geçmiş yıllar ile karşılaştırıldığında, karlılık hedeflerine ulaşılmasının mümkün gözükmediği, ayrıca müşterilerden olan alacakların 2023 yılı sonuna kadar tahsil edileceği öngörülürken, bu alacak rakamının 485’lik kısmının, grup şirketlerden … Pazarlama A.Ş.’den olan alacaklar olduğu ve derdest dosyada konkordato talebi incelenen bu şirketin ön projesinde borçların tasfiyesinin 2025 yılı sonu itibariyle tamamlanacağının belirtildiği dikkate alındığında, müşterilerden olan alacakların 2023 yılı sonuna kadar tahsil edileceği öngörüsünün gerçekçi olmadığının açıkça anlaşıldığı, dolayısıyla borçlu şirketin hazırladığı nakit akım tablosunun çelişki arz ettiği, öte yandan konkordato ön projesinde, mühlet süresince rehinli alacaklılar bakımından faiz işleyeceğinin göz ardı edildiği, tüm bu nedenlerle, sunulan ön proje ile konkordatonun başarıya ulaştırılmasının mümkün görülmediğini bildirmişlerdir. Konkordato geçici komiserleri …, … ve Prof. Dr. … tarafından sunulan 16/02/2022 tarihli gerekçeli raporda özetle;a) … Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi Yönünden; Şirketin mühlet içerisinde toplam 231.511.467,47 TL net satış gerçekleştirdiği, buna mukabil (+) 8.150.607,78 TL dönem sonu kârı elde ettiği, borçlu şirket mühlet sürecinde 2020 yılı için hedeflediği satış rakamlarına %137 oranında ulaşırken, hedeflenen kârlılıklara %108 oranında ulaştığı, 2021 yılımın 11 aylık dönemi için hedeflediği satış rakamlarına ise %148 oranında ulaşırken, hedeflenen kârlılık rakamlarına %86 oranında ulaştığı, şirketin pandemi koşullarına rağmen beklenenin üzerinde bir başarı gösterdiği, şirketin 30/11/2021 tarihi itibariyle rayiç değerler üzerinden özkaynaklarının (+) 55.298.813,32 TL olarak hesaplandığı, diğer bir anlatımla, rayiç değerlere göre varlıkların borçlardan 55.298.813,32 TL daha fazla olduğu, şirketin mevcut kaynakları ve oluşturabileceği kaynakları ile konkordatoyu başarıya ulaştırabilecek kabiliyete sahip olduğu, borçlu şirketin konkordato teklifinin alacaklı çoğunluğu bakımından %63,12 alacak çoğunluğu bakımından ise %69,15 oranıyla kabul edildiği, yani borçlu şirketin İİK m. 302 hükmünde konkordato projesinin kabulü için öngörülen her iki alternatifli çoğunluğu da sağladığı, olası bir iflas halinde adi alacaklıların alacaklarına muhtemel kavuşma oranının %53,19 olarak hesaplandığı, borçlu şirket ise konkordato nihai projesinde alacaklılara, alacaklarının tamamını faizsiz bir şekilde 30/09/2022 tarihinden başlamak üzere 2025 yılı sonuna kadar ödemeyi teklif ettiği, ülkemizdeki iflas tasfiyelerindeki durum dikkate alındığında, borçlu şirket gibi mali yapısı büyük bir şirketin iflas tasfiyesinin en az 5 yıl süreceğinin düşünüldüğü, o halde, somut olayda konkordatonun iflasa nazaran alacaklıların tehine olduğunun kabul edilebileceği, İİK m.305 hükmünde konkordatonun tasdikine karar yerilmesi için gerekli şartlardan biri olarak öngörülen orantılılık şartıyla, borçluya borçlarını mali imkanlarına göre alacaklılarının en lehine olacak şekilde ödettirilmesinin amaçlandığı, somut olayda mahkemece borçlu şirkete geçici mühletin 05/06/2020 tarihinde verildiği, geçici mühlet tarihinden Ocak 2022 sonuna kadar yaklaşık 1 yıl 8 aylık bir süre geçtiği, borçlu şirkete geçici mühlet verildiği tarihten sonraki süreçte ülkemizde, özellikle de 2021 yılında yüksek bir enflasyonla karşı karşıya kalındığı, proje bu haliyle tasdik edildiğinde, ilk ödemenin 7 ay sonra gerçekleştirilebileceği, borçlu şirketin sunduğu “Konkordatoya tabi borçların faizsiz olarak, 30/09/2022 tarihinden başlamak üzere, her bir taksit ödemesi 10. 000,00 TE ‘den az olmayacak şekilde üç ayda bir eşit taksitler halinde 14 taksitte ödenmesi” şeklindeki teklifin kaynaklarla orantılı olmadığı, alacaklılara sunulan teklifin “Konkordatoya tabi borçların faizsiz olarak, 30/06/2022 tarihinde başlamak üzere, her bir taksit ödemesi 10.000,00 TL’den az olmayacak şekilde üç ayda bir eşit taksitler halinde 8 taksitte ödenmesi” şeklinde revize edilmesi durumunda, teklifin kaynaklarla orantılı olduğunun kabul edilebileceği, şirketin ticari defterlerinde, 206. maddenin birinci sırası kapsamında kalan herhangi bir borç gözükmediği, bu nedenle, 206. maddenin birinci sırasında düzenlenen imtiyazlı alacaklar bakımından teminat gösterilmesi gereken herhangi bir borç bulunmadığı, mühlet içerisinde komiser heyetinin açık veya ‘örtülü onayıyla doğmuş olup da teminata bağlaması gereken 2.440.987,48 TL tutarında borç bulunduğu, Konkordatonun tasdikine karar verilebilmesi için 81.305,90 TL tutarında harç yatırılması gerektiğini bildirmişlerdir. b)… Mağazacılık Hizmetleri Anonim Şirketi Yönünden; Şirketin mühlet içerisinde toplam 149.723.930,23 TL net satış gerçekleştirdiği, buna mukabil (+) 1.868.487,41 TL dönem sonu kârı elde ettiği, borçlu şirket mühlet sürecinde 2020 yılı için hedeflediği satış rakamlarına %110 oranında ulaşırken, hedeflenen kârlılıklara %131 oranında ulaştığı, 2021 yılının 11 aylık dönemi için hedeflediği satış rakamlarına ise %126 oranında ulaşırken, hedeflenen kârlılık rakamlarına %119 oranında ulaştığı, şirketin pandemi koşullarına rağmen beklenenin üzerinde bir başarı gösterdiği, şirketin 30/11/2021 tarihi itibariyle rayiç değerler üzerinden özkaynaklarının (+) 155.866,77 TL olarak hesaplandığı, şirketin mevcut kaynakları ve oluşturabileceği kaynakları ile konkordatoyu başarıya ulaştırabilecek kabiliyete sahip olduğu, borçlu şirketin konkordato teklifinin alacaklı çoğunluğu bakımından %65.38, alacak çoğunluğu bakımından ise %96.99 oranıyla kabul edildiği, yani borçlu şirketin İK m. 302 hükmünde konkordato projesinin kabulü için öngörülen her iki alternatifli çoğunluğu da sağladığı, olası bir iflas halinde iflas masasına intikal edecek tutardan imtiyazlı alacaklıların alacakları ödendiğinde adi alacaklılar için bir tutar kalmayacağı, dolayısıyla konkordatonun iflasa nazaran alacaklıların lehine olduğu, İİK m. 305 hükmünde konkordatonun tasdikine karar verilmesi için gerekli şartlardan biri olarak öngörülen orantılılık şartıyla, borçluya borçlarını mali imkanlarına göre alacaklılarının en lehine olacak şekilde ödettirilmesinin amaçlandığı, somut olayda mahkemece borçlu şirkete geçici mühletin 05/06/2020 tarihinde verildiği, geçici mühlet tarihinden Ocak 2022 sonuna kadar yaklaşık 1 yıl 8 aylık bir süre geçtiği, borçlu şirkete geçici mühlet verildiği tarihten sonraki süreçte ülkemizde, özellikle de 2021 yılında yüksek bir enflasyonla karşı karşıya kalındığı, T.C. Merkez Bankası enflasyon sayacından yapılan basit bir hesaplamadan, borçlu şirkete geçici mühletin verildiği 2020 yılı Haziran ayındaki 100 liranın Ocak 2022 itibariyle 163,84 TL’ye tekabül ettiğinin anlaşılabildiği, başka bir ifadeyle, 2020 yılı Haziran ayı içerisinde 100,00 TL ile alınabilen bir malın Ocak 2022 itibariyle 163 TL’ye alınabildiği, borçlu şirketin sunduğu projede konkordatoya tabi borç ödemelerine 30/09/2022 tarihinde başlanıp 31/12/2025 tarihinde ise tamamlanmasının öngörüldüğü, yani proje bu haliyle tasdik edildiğinde, ilk ödemenin 7 ay sonra gerçekleştirilebileceği, T.C. Merkez Bankası tarafından 11/02/2022 tarihinde 2022 yılı enflasyon beklentisinin 34,06 olarak açıklandığı, enflasyon hedeflerinde yaşanan muhtemel sapmalara bağlı olarak, sunulan konkordato nihai projesine göre ilk ödemenin gerçekleştirilmesinin planlandığı 30/09/2022 tarihi itibariyle, alacaklıların alacaklarındaki değer kaybımın kayda değer artacağı, ayrıca projeye göre ödemelerin gerçekleştirilmesinin planlandığı 3 yıl 3 aylık süreçte alacaklıların enflasyon karşısında yaşayacakları değer kaybının da dikkate alınması gereken diğer bir husus olduğu, borçlu şirket sunduğu nihai projede alacaklılarına alacaklarını faizsiz olarak ödemeyi öngördüğünden, heyetimizce orantılılık şartı bağlamında yapılan incelemeler ile, alacaklıların enflasyon karşısında yaşayacakları kayıpların en aza indirilmesine çalışıldığı, heyetimizce bu kapsamda yapıları incelemeler neticesinde, şirketin konkordatoya tabi borç ödemelerini 31.12,2024 tarihine kadar gerçekleştirmesinin mümkün olduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla borçlu şirketin sunduğu “Konkordatoya tabi borçların faizsiz olarak, 30.09.2022 tarihinden başlamak üzere, her bir taksit ödemesi 10.000,00 TL’den az olmayacak şekilde üç ayda bir eşit taksitler halinde 14 taksitte ödenmesi” şeklindeki teklifin kaynaklarla orantılı olmadığı, teklifin “Konkordatoya tabi borçların faizsiz olarak, 30/09/2022 tarihinde başlamak üzere, her bir taksit ödemesi 10.000,00 TL’den az olmayacak şekilde üç ayda bir eşit taksitler halinde 10 taksitte ödenmesi” şeklinde revize edilmesi durumunda, teklifin kaynaklarla orantılı olduğunun kabul edilebileceği, şirketin ticari defterlerinde, 206. maddenin birinci sırası kapsamında kalan herhangi bir borç gözükmediği, bu nedenle, 206. maddenin birinci sırasında düzenlenen imtiyazlı alacaklar bakımından teminat gösterilmesi gereken herhangi bir borç bulunmadığı, mühlet içerisinde komiser heyetince açık veya örtülü onayıyla doğmuş olup da teminata bağlaması gereken 107.202,17 TL tutarında borç bulunduğu, konkordatonun tasdikine karar verilebilmesi için 7.202,59 TL tutarında harç yatırılması gerektiğini bildirmişlerdir. c)… Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi Yönünden; Şirketin mühlet içerisinde toplam 24.725.849,18 TL net satış gerçekleştirdiği, buna mukabil (+) 595.413,00 TL dönem sonu kârı elde ettiği, borçlu şirket mühlet sürecinde 2020 yılı için hedeflediği satış rakamlarına %170 oranında ulaşırken, hedeflenen kârlılıklara %146 oranında ulaştığı, 2021 yılının 11 aylık dönemi için hedeflediği satış rakamlarına ise %291 oranında ulaşırken, hedeflenen kârlılık rakamlarına %253 oranında ulaştığı, şirketin pandemi koşullarına rağmen beklenenin üzerinde bir başarı gösterdiği, şirketin 30/11/2021 tarihi itibariyle rayiç değerler üzerinden özkaynaklarının (+) 3.748.366,06 TL olarak hesaplandığı, şirketin mevcut kaynakları ve oluşturabileceği kaynakları ile konkordatoyu başarıya ulaştırabilecek kabiliyete sahip olduğu, borçlu şirketin konkordato teklifinin alacaklı çoğunluğu bakımından %77,78 alacak çoğunluğu bakımından ise %67,16 oranıyla kabul edildiği, yani borçlu şirketin İİK m. 302 hükmünde konkordato projesinin kabulü için öngörülen her iki alternatifli çoğunluğu da sağladığı, olası bir iflas halinde iflas masasına intikal edecek tutardan imtiyazlı alacaklıların alacakları ödendiğinde adi alacaklılar için bir tutar kalmayacağı, dolayısıyla konkordatonun iflasa nazaran alacaklıların lehine olduğu, İİK m.305 hükmünde konkordatonun tasdikine karar verilmesi için gerekli şartlardan biri olarak öngörülen orantılılık şartıyla, borçluya borçlarını mali imkanlarına göre alacaklılarının en lehine olacak şekilde ödettirilmesinin amaçlandığı, somut olayda mahkemece borçlu şirkete geçici mühletin 05/06/2020 tarihinde verildiği, geçici mühlet tarihinden Ocak 2022 sonuna kadar yaklaşık 1 yıl 8 aylık bir süre geçtiği, borçlu şirkete geçici mühlet verildiği tarihten sonraki süreçte ülkemizde, özellikle de 2021 yılında yüksek bir enflasyonla karşı karşıya kalındığı, borçlu şirketin sunduğu projede konkordatoya tabi borç ödemelerine 30/09/2022 tarihinde başlanıp 31/12/2025 tarihinde ise tamamlanmasının öngörüldüğü, yani proje bu haliyle tasdik edildiğinde, ilk ödemenin 7 ay sonra gerçekleştirilebileceği, borçlu şirket sunduğu nihai projede alacaklılarına alacaklarını faizsiz olarak ödemeyi öngördüğünden, orantılılık şartı bağlamında yapılan incelemeler ile, alacaklıların enflasyon karşısında yaşayacakları kayıpların en aza indirilmesine çalışıldığı, heyetimizce bu kapsamda yapılan çalışmalar neticesinde, borçlunun konkordatoya tabi borç ödemelerine 30/09/2022 tarihinde başlayıp her bir taksit ödemesi 10.000,00 TL’den az olmamak üzere 3’er aylık taksitler halinde toplam 4 taksitte borçlarını ‘ödemesinin mümkün olduğunun anlaşıldığı, bu ödeme planı geçerli kılındığında, ödemelerin 31/03/2023 tarihinde tamamlanmış olacağı, dolayısıyla borçlu şirketin sunduğu “Konkordatoya tabi borçların faizsiz olarak, 30/09/2022 tarihinden başlamak üzere, her bir taksit ödemesi 10.000,00 TL’den az olmayacak şekilde üç ayda bir eşit taksitler halinde 14 taksitte ödenmesi” şeklindeki teklifin kaynaklarla orantılı olmadığı, teklifin “Konkordatoya tabi borçların faizsiz olarak, 30/09/2022 tarihinde başlamak üzere, her bir taksit ödemesi 10.000,00 TL’den az olmayacak şekilde üç ayda bir eşit taksitler halinde 4 taksitte ödenmesi” şeklinde revize edilmesi durumunda, teklifin kaynaklarla orantılı olduğunun kabul edilebileceği, şirketin ticari defterlerinde, 206. maddenin birinci sırası kapsamında kalan herhangi bir borç gözükmediği, bu nedenle, 206. maddenin birinci sırasında düzenlenen imtiyazlı alacaklar bakımından teminat gösterilmesi gereken herhangi bir borç bulunmadığı, mühlet içerisinde komiser heyetince açık veya örtülü onayıyla doğmuş olup da teminata bağlaması gereken 5.760,12 TL tutarında borç bulunduğu, konkordatonun tasdikine karar verilebilmesi için 3.610,69 TL tutarında harç yatırılması gerektiğini bildirmişlerdir. d)… Pazarlama Hizmetleri Anonim Şirketi Yönünden; Şirketin mühlet içerisinde toplam 360.517.207,97 TL net satış gerçekleştirdiği, buna mukabil (+) 5.870.029,69 TL dönem sonu kârı elde ettiği, borçlu şirket mühlet sürecinde 2020 yılı için hedeflediği satış rakamlarına %145 oranında ulaşırken, hedeflenen kârlılıklara %135 oranında ulaştığı, 2021 yılının 11 aylık dönemi için hedeflediği satış rakamlarına ise %225 oranında ulaşırken, hedeflenen kârlılık rakamlarına %171 oranında ulaştığı, şirketin pandemi koşullarına rağmen beklenenin üzerinde bir başarı gösterdiği, şirketin 30/11/2021 tarihi itibariyle rayiç değerler üzerinden özkaynaklarının (+) 45.229.356,17 TL olarak hesaplandığı, diğer bir anlatımla, rayiç değerlere göre varlıkların borçlardan 45.229.356,17 TL daha fazla olduğu, şirketin mevcut kaynakları ve oluşturabileceği kaynakları ile konkordatoyu başarıya ulaştırabilecek kabiliyete sahip olduğu, borçlu şirketin konkordato teklifinin alacaklı çoğunluğu bakımından %47.25, alacak çoğunluğu bakımından ise %91.90 oranıyla kabul edildiği, yani şirketin konkordato teklifinin, İİK m.302 hükmünde alternatifli olarak öngörülen çoğunluklardan ikincisi olan “Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunluk” tarafından kabul edilmiş durumda olduğu, olası bir iflas halinde adi alacaklıların alacaklarına muhtemel kavuşma oranının %106,21 olarak hesaplandığı, hesaplanan bu oran nedeniyle, iflasın alacaklılar bakımından daha lehe olduğunun akla gelebileceği, fakat ülkemizdeki iflas tasfiyelerindeki durum dikkate alındığında, borçlu şirket gibi mali yapısı büyük bir şirketin iflas tasfiyesinin en az 5 yıl süreceğinin tahmin edildiği, bu nedenle, olası bir iflas halinde adi alacaklıların alacaklarına kavuşmasının yaklaşık 5 yıl süreceği, şirketin sunduğu projeye göre alacaklıların alacaklarının tamamını faizsiz bir şekilde, 30.09.2022 tarihinden başlamak üzere 2025 yılı sonuna kadar tahsil edebileceği, iflas durumunda adi alacaklıların enflasyona bağlı olarak yaşayacakları kayıp dikkate alındığında, şirketin konkordato teklifinin iflasa nazaran alacaklıların lehine olduğunun kolaylıkla söylenebileceği, İİK m.305 hükmünde konkordatonun tasdikine karar verilmesi için gerekli şartlardan biri olarak öngörülen orantılılık şartıyla, borçluya borçlarını mali imkanlarına göre alacaklılarının en lehine olacak şekilde ödettirilmesinin amaçlandığı, projeye göre ödemelerin gerçekleştirilmesinin planlandığı 3 yıl 3 aylık süreçte alacaklıların enflasyon karşısında yaşayacakları değer kaybının da dikkate alınması gereken diğer bir husus olduğu, borçlu şirket sunduğu nihai projede alacaklılarına alacaklarını faizsiz olarak ödemeyi öngördüğünden, orantılılık şartı bağlamında yapılan incelemeler ile, alacaklıların enflasyon karşısında yaşayacakları kayıpların en aza indirilmesine çalışıldığı, bu kapsamda yapılan incelemeler neticesinde, şirketin konkordatoya tabi borç ödemelerini 31/12/2024 tarihine kadar gerçekleştirmesinin mümkün olduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla borçlu şirketin sunduğu “Konkordatoya tabi borçların faizsiz olarak, 30/09/2022 tarihinden başlamak üzere, her bir taksit ödemesi 10.000,00 TE’den az olmayacak şekilde üç ayda bir eşit taksitler halinde 14 taksitte ödenmesi” şeklindeki teklifin kaynaklarla orantılı olmadığı, teklifin “Konkordatoya tabi borçların faizsiz olarak, 30/09/2022 tarihinde başlamak üzere, her bir taksit ödemesi 10.000,00 TL’den az olmayacak şekilde üç ayda bir eşit taksitler halinde 10 taksitte ödenmesi” şeklinde revize edilmesi durumunda, teklifin kaynaklarla orantılı olduğunun kabul edilebileceği, şirketin ticari defterlerinde, 206. maddenin birinci sırası kapsamında kalan herhangi bir borç gözükmediği, bu nedenle, 206. maddenin birinci sırasında düzenlenen imtiyazlı alacaklar bakımından teminat gösterilmesi gereken herhangi bir borç bulunmadığı, mühlet içerisinde komiser heyetince açık veya örtülü onayıyla doğmuş olup da teminata bağlaması gereken 664.905,63 TL tutarında borç bulunduğu, konkordatonun tasdikine karar verilebilmesi için 161.480,53 TL tutarında harç yatırılması gerektiğini bildirmişlerdir. Konkordato geçici komiserleri …, …. ve Prof. Dr. … tarafından sunulan 03/03/2022 tarihli ek gerekçeli raporda özetle; Borçlu şirketlerin teminat gösterilmesi gereken herhangi bir borçlarının kalmadığını,borçluların mahkemece oluşturulan 17/02/2022 tarihli tensip tutanağı uyarınca konkordatonun tasdiki için gerekli harçların ve gider avansını yatırdıklarını belirtmişlerdir. Bilirkişi …’in 22/05/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Borçlular (davacılar) adına Sayın Mahkemeye ibraz edilen dosyada, konkordato talebine eklenecek belgelerin tamam olmadığı, eksiklik bulunduğu, … PAZARLAMA HİZMETLERİ ANONİM ŞİRKETİ ile … TEKSTİL SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ unvanlı borçlular 2018/11597 sayılı BKK uyarınca bağımsız denetime tabi olduklarından, söz konusu şirketlerin konkordato talebine eklenen 31/12/2019 tarihli bilançoları (finansal durum tabloları) ile (01/01/2019 – 31/12/2019) dönem gelir tablolarının (kâr veya Zarar tabloları) bağımsız denetimden geçmiş olması, bağımsız denetimden geçmiş söz konusu mali tabloların, ilgili bağımsız denetim raporlarıyla birlikte dosyaya sunulması gerektiği, borçluların nakit akım tablolarının dosyada bulunmadığı, söz konusu nakit akım tablolarının Yönetmeliğin 7’nci maddesi dikkate alınarak dosyaya sunulması gerektiği, … PAZARLAMA HİZMETLERİ ANONİM ŞİRKETİ ile … TEK$TİL SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin 2019 yılı mali tabloları ile ara dönem mali tablolarının (bilanço, gelir tablosu, nakit akım tablosu) Yönetmeliğin 7’nci maddesine uygun olarak aynı finansal raporlama çerçevesinde hazırlanıp dosyaya sunulması gerektiği, borçlu şirketlerin aktiflerinde bulunan duran varlıklarına (gayrimenkul ve taşıt) ilişkin bilgilerin rapor içeriğindeki gibi olduğu, davacılardan (borçlular) alacağı olan toplam kişi sayısı ile borç tutarının (imtiyazlı, rehinli ve adi) aşağıdaki tablodaki gibi olduğunu, BORÇLU ŞİRKET BORÇ TUTARI ALACAKLI SAYISI…A.Ş. 19.537.310,33 TL58 … A.Ş. 74.482.574,79 TL 276 … TEKSTİL SANAYİ VE TİC. LTD. ŞTİ.97.355.323,00 TL517 … SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.8.825.307,00 TL80 … SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ ile … ANONİM ŞİRKETİ hakkında düzenlenen makul güvence veren denetim raporlarının gerek şekil ve gerekse içerik olarak yasal düzenlemelere uygun olduğu, ayrıca söz konusu raporları düzenleyen denetim şirketinin “Kamu Yararını İlgilendiren Kuruluşlar (KAYİK) Dâhil Bağımsız Denetim” yetkisine sahip olduğunun tespit edildiği, … ANONİM ŞİRKETİ ve ‘.. LİMİTED ŞİRKETİ unvanlı borçlular bağımsız denetime tabi olduklarından, söz konusu şirketlerin konkordato talebine eklenecek 31.12.2019 tarihli bilançolarının (finansal durum tabloları), (01.01.2019-31 .12.2019) dönem gelir tablolarının (kâr veya zarar tabloları) ve 2019 yılı nakit akım tablolarının bağımsız denetimden geçmiş olması gerektiği, ancak anılan iki şirketler hakkında düzenlenen makul güvence veren denetim raporları incelendiğinde; şirketlerin bağımsız denetime tabi olup olmadıklarının raporlarda irdelenmediği ve raporlarda kullanılan 31/12/2019 tarihli mali tabloların bağımsız denetimden geçip geçmedikleri hususlarına yer yerilmediği anlaşıldığını, bu bilgiler ve dayanak belgeler sunulmadan söz konusu makul güvence veren denetim raporlarının kanun maddeleri ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği hakkında yorum yapmanın mümkün olmadığını bildirmiştir. Bilirkişi …’in 28/02/2022 havale tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;a)… Mağazacılık Hizmetleri Anonim Şirketi Yönünden; Komiser Heyeti tarafından aktiflerin işletmenin devamlılığı esasına göre (kaydi) düzenlenen 30/11/2021 tarihli bilançoya göre borçlu şirketin özkaynaklarının 2.067.626,20 TL, aktiflerin muhtemel satış fiyatı esasına göre (rayiç) düzenlenen aynı tarihli bilançoya göre ise özkaynaklarının 155.866,77 TL olarak hesaplandığı, dolayısıyla hem kaydi hem de rayiç değerler esas alınarak düzenlenen 30/11/2021 tarihli bilançolara göre şirketin borca batık olmadığı, borçlu şirket tarafından teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı halinde alacaklıların eline geçecek tutardan fazla olduğu, iflâs durumunda adi alacaklıların herhangi bir tahsilat yapamayacaklarının anlaşıldığı, kabul edilen konkordato projesine göre ise %100’ünün faizsiz ödenmesinin teklif edildiği, dolayısıyla İİK’nın 305’inci maddesinin (a) bendi ile hükme bağlanan şartın sağlandığı, borçlu şirket tarafından teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığı, borç ödemelerinin daha kısa sürede tamamlanmasının mümkün göründüğü, ödeme teklifinin Komiser Heyetince düzenlenen gerekçeli raporda da belirtildiği şekilde revize edilmesi durumunda, teklif edilen tutarın borçlunun kaynaklarıyla orantılı olduğunun kabul edilebileceği, dolayısıyla İİK’nin 305’inci maddesinin (b) bendi ile hükme bağlanan şartın sağlanmış olacağı, borçlu şirketin konkordato projesinin 302’nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edildiği, dolayısıyla İİK’nin 305’inci maddesinin (c) bendi ile hükme bağlanan şartın sağlandığı, rehinli alacaklılarla müzakere ve oylama yapılmadığı, borçlu şirket tarafından İİK’nin 305’inci maddesinin (d) bendi kapsamında ifa edilmemiş bir yükümlülük kalmaması için, gerekçeli raporda belirtilen ve işbu raporda da yer verilen 107.202,17 TL tutarındaki komiser izniyle akdedilmiş borçların ifasının veya alacaklılar (2 kişi) bunlardan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmasının gerektiği, 7.202,59 TL tasdik harcı ile mahkeme tarafından takdir edilecek yargılama giderinin borçlu Şirket tarafından mahkeme veznesine depo edilmek suretiyle ödenmesi durumunda, borçlu şirketin konkordatosunun tasdiki için İİK’nin 305’inci maddesinin (e) bendinde yer alan şartın yerine getirilmiş olacağı, rehinli alacaklılarla İİK’nin 308/h maddesi kapsamında müzakere, yapılandırma ve oylama yoluna gidilmediğinden rehinli alacaklar için harç doğmadığını bildirmiştir. b)… Pazarlama Hizmetleri Anonim Şirketi Yönünden; Komiser Heyeti tarafından aktiflerin işletmenin devamlılığı esasına göre (kaydi) düzenlenen 30/11/2021 tarihli bilançoya göre borçlu şirketin özkaynaklarının 90.571.931,78 TL, aktiflerin muhtemel satış fiyatı esasına göre (rayiç) düzenlenen aynı tarihli bilançoya göre ise özkaynaklarının 45.229.356,17 TL olarak hesaplandığı, dolayısıyla hem kaydi hem de rayiç değerler esas alınarak düzenlenen 30/11/2021 tarihli bilançolara göre şirketin borca batık olmadığı, paranın zaman değeri dikkate alındığında, borçlu şirket tarafından teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı halinde alacaklıların eline geçecek tutardan fazla olduğu, kabul edilen konkordato projesine göreborçların %100’ünün faizsiz ödenmesinin teklif edildiği, bu kapsamda İİK’nin 305’inci maddesinin (a) bendi ile hükme bağlanan şartın sağlandığı, borçlu şirket tarafından teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığı, borç ödemelerinin daha kısa sürede tamamlanmasının mümkün göründüğü, ödeme teklifinin Komiser Heyetince düzenlenen gerekçeli raporda da belirtildiği şekilde, revize edilmesi durumunda, teklif edilen tutarın borçlunun kaynaklarıyla orantılı olduğunun kabul edilebileceği, dolayısıyla İİK’nin 305’inci maddesinin (b) bendi ile hükme bağlanan şartın sağlanmış olacağı, raporun 3.3.b bölümünde detaylı olarak açıklandığı üzere, borçlu şirketin konkordato projesinin 302’nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edildiği, dolayısıyla İİK’nin 305’inci maddesinin (c) bendi ile hükme bağlanan şartın sağlandığı, rehinli alacaklılarla müzakere ve oylama yapılmadığı, borçlu şirket tarafından İİK’nin 305’inci maddesinin (d) bendi kapsamında ifa edilmemiş bir yükümlülük kalmaması için, gerekçeli raporda belirtilen ve işbu raporda da yer verilen 664.905,63 TL tutarındaki komiser izniyle akdedilmiş borçların ifasının veya alacaklılar (23 kişi) bunlardan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmasının gerektiği, dosyada bulunan başka bir şirketin rehinli borçlarına kefaleti bulunduğu ve söz konusu borç üzerinden asıl borçlu firma nezdinde harç hesaplanmadığı gerekçeleriyle borçlu Şirketten harç aranmasının asal düzenlemelere uygun düşmediği, 92.075,28 TL tasdik harcı ile Sayın Mahkeme tarafından takdir edilecek yargılama giderinin borçlu Şirket tarafından mahkeme veznesine depo edilmek suretiyle ödenmesi durumunda, borçlu Şirketin konkordatosunun tasdiki için İİK’nin 305’inci maddesinin (e) bendinde yer alan şartın yerine getirilmiş alacağı, rehinli alacaklılarla İİK’nin 308/h maddesi kapsamında müzakere, yapılandırma ve oylama yoluna gidilmediğinden rehinli alacaklar için harç doğmadığını bildirmiştir.c)… Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi yönünden; Komiser Heyeti tarafından aktiflerin işletmenin devamlılığı esasına göre (kaydi) düzenlenen 30.11.2021 tarihli bilançoya göre borçlu şirketin özkaynaklarının 7.368.017,76 TL, aktiflerin muhtemel satış fiyatı esasına göre (rayiç) düzenlenen aynı tarihli bilançoya göre ise özkaynaklarının 3.748.366,08 TL olarak hesaplandığı, dolayısıyla hem kaydi hem de rayiç değerler esas alınarak düzenlenen 30.11.2021 tarihli bilançolara göre şirketin borca batık olmadığı, borçlu şirket tarafından teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı halinde alacaklıların eline geçecek tutardan fazla olduğu, iflâs durumunda adi alacaklıların herhangi bir tahsilat yapamayacaklarının anlaşıldığı, kabul edilen konkordato projesine göre ise %100’ünün faizsiz ödenmesinin teklif edildiği, dolayısıyla İİK’nin 305’inci maddesinin (a) bendi ile hükme bağlanan şartın sağlandığı, borçlu şirket tarafından teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığı, borç ödemelerinin daha kısa sürede tamamlanmasının mümkün göründüğü, ödeme teklifinin Komiser Heyetince düzenlenen gerekçeli raporda da belirtildiği şekilde revize edilmesi durumunda, teklif edilen tutarın borçlunun kaynaklarıyla orantılı olduğunun kabuledilebileceği, dolayısıyla İİK’nin 305’inci maddesinin (b) bendi ile hükme bağlanan şartın sağlanmış olacağı, borçlu şirketin konkordato projesinin 302’nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edildiği, dolayısıyla İİK’nin 305’inci maddesinin (c) bendi ile hükme bağlanan şartın sağlandığı, rehinli alacaklılarla müzakere ve oylama yapılmadığı, borçlu şirket tarafından İİK’nin 305’inci maddesinin (d) bendi kapsamında ifa edilmemiş bir yükümlülük kalmaması için, gerekçeli raporda belirtilen ve işbu raporda da yer verilen 5.760,12 TL tutarındaki komiser izniyle akdedilmiş borçların ifasının veya alacaklılar (4 kişi) bunlardan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmasının gerektiği, 3.610,69 TL tasdik harcı ile mahkeme tarafından takdir edilecek yargılama giderinin borçlu şirket tarafından mahkeme veznesine depo edilmek suretiyle ödenmesi durumunda, borçlu şirketin konkordatosunun tasdiki için İİK’nin 305’inci maddesinin (e) bendinde yer alan şartın yerine getirilmiş olacağı, rehinli alacaklılarla İİK’nin 308/h maddesi kapsamında müzakere, yapılandırma ve oylama yoluna gidilmediğinden rehinli alacaklar için harç doğmadığını bildirmiştir. d)… Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi yönünden;Komiser Heyeti tarafından aktiflerin işletmenin devamlılığı esasına göre (kaydi) düzenlenen 30.11.2021 tarihli bilançoya göre borçlu şirketin özkaynaklarının 75.898.672,02 TL, aktiflerin muhtemel satış fiyatı esasına göre (rayiç) düzenlenen aynı tarihli bilançoya göre ise özkaynaklarının 55.298.813,32 TL olarak hesaplandığı, dolayısıyla hem kaydi hem de rayiç değerler esas alınarak düzenlenen 30.11.2021 tarihli bilançolara göre şirketin borca batık olmadığı, borçlu şirket tarafından teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı halinde alacaklıların eline geçecek tutardan fazla olduğu, iflâs durumunda adi alacaklıların alacaklarının %53,19’unu tahsil edebileceklerinin öngörüldüğü, kabul edilen konkordato projesine göre ise %100’ünün faizsiz ödenmesinin teklif edildiği, dolayısıyla İİK’nin 305’inci maddesinin (a) bendi ile hükme bağlanan şartın sağlandığı, borçlu şirket tarafından teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığı, borç ödemelerinin daha erken başlayıp daha kısa vadelerde tamamlanmasının mümkün göründüğü, ödeme teklifinin Komiser Heyetince düzenlenen gerekçeli raporda da belirtildiği şekilde revize edilmesi durumunda, teklif edilen tutarın borçlunun kaynaklarıyla orantılı olduğunun kabul edilebileceği, dolayısıyla İİK’nin 305’inci maddesinin (b) bendi ile hükme bağlanan şartın sağlanmış olacağı,borçlu şirketin konkordato projesinin 302’nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edildiği, dolayısıyla İİK’nın 305’inci maddesinin (c) bendi ile hükme bağlanan şartın sağlandığı, rehinli alacaklılarla müzakere ve oylama yapılmadığı, borçlu şirket tarafından İİK’nin 305’inci maddesinin (d) bendi kapsamında ifa edilmemiş bir yükümlülük kalmaması için, gerekçeli raporda belirtilen ve işbu raporda da yer verilen 2.440.987,48 TL tutarındaki komiser izniyle akdedilmiş borçların ifasının veya alacaklılar (31 kişi) bunlardan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmasının gerektiği, 81.305,90 TL tasdik harcı ile mahkeme tarafından takdir edilecek yargılama giderinin borçlu Şirket tarafından mahkeme veznesine depo edilmek suretiyle ödenmesi durumunda, borçlu şirketin konkordatosunun tasdiki için İİK’nin 305’inci maddesinin (e) bendinde yer alan şartın yerine getirilmiş olacağı, rehinli alacaklılarla İİK’nin 308/h maddesi kapsamında müzakere, yapılandırma ve oylama yoluna gidilmediğinden rehinli alacaklar için harç doğmadığı,İİK’nin 305/b maddesi kapsamında teklif edilen tutarların borçluların kaynaklarıyla orantılı olabilmesi için komiser heyetince öngörülen ve tarafımca da uygun görülen ödeme takvimleri esas alınarak her bir alacaklıyı, alacak ve taksit tutarlarını ayrı ayrı gösteren ödeme planlarının hazırlandığı ve işbu rapora ek yapıldığını bildirmiştir.Komiser heyeti tarafından düzenlenen 28.12.2021 tarihli 8. Heyet raporunda çekişmeli alacaklara ilişkin değerlendirme yapılmış ve mahkemece 14.01.2022 tarihli çekişmeli alacaklara ilişkin ara karar oluşturulmuştur. Yapılan yargılama sonucunda mahkemece davacıların tasdik talebi kabul edilmiş olup karara karşı bir kısım alacaklılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.İstinaf yoluna başvuran alacaklıların, istinaf başvurularının süresinde olup olmadığına ve istinaf hakları olup olmadığına ilişkin inceleme;15/03/2018 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 37 maddesi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa eklenen “Kanun Yolları” başlıklı 308/a maddesinde “Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilânından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. İstinaf ve temyiz incelemeleri, Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılır.” düzenlemesi ile itiraz eden alacaklıların tasdik kararının ilanından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilecekleri düzenlenmiştir. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 25/02/2021 tarihli, 2021/1393 E. 2021/511 K. sayılı ilamı; “… Konkordato hakkında verilen karara karşı İİK 308 a maddesi uyarınca itiraz edenler kanun yoluna başvurabilir. İtiraz edenler kavramı İİK 304. maddesinde belirlenen şekliyle dar yorumlandığı takdirde sadece duruşma öncesi itiraz edenlerin kararı kanun yoluna taşıyabileceklerini kabul etmek gerekir. Ancak böyle bir yorum hak arama özgürlüğü ile bağdaşmaz. Bu nedenle kanun koyucunun itiraz edenlerden kastının konkordato toplantılarında veya iltihak süresi içinde olumsuz oy kullananlar olduğunun kabulü gerekir. Bu bağlamda kanundaki “itiraz edenler” ifadesinin konkordatoya red oyu verenlere teşmil edilmesi hukuk usulünün genel hükümlerine uygun düşer. Nitekim Prof Dr. Selçuk Öztek, Doç. Dr. Müjgan Tunç Yücel Yeni Konkordato hukuku kitabının 308/a maddesini açıkladıkları 569. sayfada ret oyu kullananların tasdik kararını istinaf edebileceklerini kabul etmişlerlerdir. Kanunun 302/7 maddesinde “toplantının bitimini takip eden 7 gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur” ifadesi bulunmaktadır. Bu ifadeden toplantıya katılmadığı halde 7 günlük iltihak süresi içinde alacaklılarının konkordatoya karşı oy kullanma hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda toplantıya katılıp ret oyu kullanan veya toplantıya katılmadığı halde iltihak süresi içinde oyunu belli eden alacaklının nisapta nazara alınması ve nihai tutanağın ve komiser raporunun buna göre hazırlanması Kanun’nun 302/son maddesi gereğidir. Az yukarıda yazılı doktrin görüşünde de iltihak süresi içinde itiraz edenlerin istinaf yoluna başvurabileceği de belirlenmiştir…” şeklindedir. İİK 304. maddesinin birinci fıkrasında, konkordatoya itiraz eden alacaklılar, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmeleri koşuluyla duruşmada hazır bulunabilecekleri hükmüne yer verilmiştir. Bu sayede “alacaklılar itirazlarıyla ya konkordatonun tasdikine engel olmayı ya da konkordato şartlarının kendileri açısından düzeltilmesini isteyebileceklerdir. İİK m. 308/a hükmü alacaklıların itirazına önemli bir sonuç bağlamıştır. Madde gereğince konkordato hakkında verilen hükme karşı istinaf ve temyiz yoluna başvurmak isteyen alacaklının daha önce konkordatoya itiraz etmiş olması gerekir.” (Selçuk Öztek/Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, serdar KALE, Bilgehan Yeşilova, Yeni Konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019 s. 522) Konkordato tasdik kararı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde 08/03/2022 ve Basın İlan Kurumu İlan Portalında 16/03/2022 tarihinde ilan edilmiştir. Alacaklılar tarafından son ilan tarihinden itibaren 10 gün içerisinde istinaf yoluna başvurabilecektir. İstinaf başvurusu için son gün 26/03/2022 olduğu nazara alındığında, istinaf yasa yoluna başvuran tüm alacaklıların süresi içerisinde başvurduğu anlaşılmaktadır. -SGK yönünden yapılan inceleme: 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 308/c maddesi konkordatonun, tasdik kararı ile bağlayıcı hale geleceği, tasdik edilen konkordato projesinde konkordatonun tasdik kararının kesinleşmesi ile bağlayıcı hale geleceğinin de karşılaştırılabileceği, bu takdirde mühletin hükümlerinin, kanunda öngörülen istisnalar saklı kalmak kaydıyla konkordatonun bağlayıcı hale geldiği tarihe kadar devam edeceği, 206. maddenin 1. sırasına yazılı imtiyazlı alacaklar, rehinli alacaklarının rehin kıymetini aşan miktardaki alacakları ve 6183 sayılı kanunun kapsamındaki amme alacakları hakkında bu maddenin 2. fıkrasının ”bağlayıcı hale gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserinin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir” hükmünün uygulanmayacağı belirtilmiştir.İş bu nedenle, İtiraz eden alacaklı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 308/c maddesinin 3. fıkrası gereğince hukuki yarar yokluğundan reddine dair verilmiştir.Çekişmeli alacaklar yönünden İİK 308/b.2. bendi uyarınca karar verilmediği itirazı;”Çekişmeli alacaklar hakkında dava” başlığı ile İİK 308/b maddesi;”Alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilânı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler. Tasdik kararını veren mahkeme, konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir. Süresi içinde dava açmamış olan alacaklılar, bu paydan ödeme yapılmasını talep edemezler; bu durumda yatırılan pay borçluya iade edilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Yani İİK 308/b.2 fıkrasının uygulanması çekişmeli alacak hakkında dava açılması halinde gündeme gelecektir. Tasdik kararı verilmesinin ardından yasal süre içerisinde bu yönde dava açarak talepte bulunan alacaklılar hakkında, mahkemenin talebi değerlendirerek çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebileceği düzenlenmiş olması nazara alındığında, alacaklılardan …. vekili tarafından sunulan istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Zira, İİK 308/b maddesinde belirtildiği üzere, yasal süre içerisinde dava açılması halinde bu tedbirin uygulanması gündeme gelecektir.Alacakların eksik hesaplandığı yönündeki istinaf sebebinin incelenmesi: Borçlu hakkında kesin mühlet verilmesinden sonra komiser tarafından İİK’nin 288. maddesinde; yapılacak ilanla alacaklılar alacaklarını bildirmeye davet olunacağı (İİK.m.289), İİK’nin 300. maddesinde; komiser, iddia olunan alacaklar hakkında borçluyu açıklamada bulunmaya davet edeceği, İİK’nin 302/6. maddesinde; çekişmeli alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkemenin karar vereceği düzenlenmiştir. Burada konkordatoyu inceleyecek olan mahkemenin bu talep üzerine vereceği karar, sadece konkordatonun nisabına dahil olmak bakımından bir sonuç doğuracaktır. Mahkemenin çekişmeli alacağın konkordatoya dahil olmasına ilişkin kararı maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyecektir. Nitekim İİK 302/6 maddesinde çekişmeli alacaklılar bakımından ileride mahkemenin vereceği hükümlerin saklı olduğu ifade edilmiş olup bu bağlamda İİK 308/b bendinde alacakları itiraza uğramış olan alacaklıların, tasdik kararının ilan tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabileceği hüküm altına alınmıştır. Mahkemece, 14.01.2022 tarihli ara karar ile çekişmeli alacaklara ilişkin karar ihdas edilmiştir. Mahkemenin, itiraza uğrayan alacakların nisaba hangi oranla dahil edilecekleri yönündeki kararı maddi hukuk anlamında kesin hüküm teşkil eden bir karar olmadığından bu yöndeki istinaf talebinin reddi gerekmiştir.- …’ın İİK 302 maddesi uyarınca alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınamayacağı yönündeki itiraz: İİK’nin 302/4. maddesi “Oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklılar oy kullanabilir. 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların alacaklıları ve borçlunun eşi ve çocuğu ile kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve kardeşi alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmaz.” şeklinde düzenlenmiştir. Alacaklılar toplantısında kimlerin oy kullanamayacağı tahdidi olarak sayılmış olup 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların alacaklıları ve borçlunun eşi ve çocuğu ile kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve kardeşi alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmayacağı hüküm altına alınmıştır. Yasada açıkça belirtilen bu durumun çevresinin yorum yoluyla genişletilmesi mümkün değildir. Ancak, iş bu alacaklının alacağının şaibeli olduğu iddiası bulunmakta olup, iş bu alacağın gerçek bir alacak olup olmadığı hususunun araştırılması gerekmektedir. Bu nedenle muvaazalı olduğu iddia edilen ve nisabı etkileyen alacak ile ilgili komiser tarafından gerekli inceleme ve değerlendirme yapılması ve mahkemece bu alacakların oylamada nisaba dahil edilip edilmeyeceğine karar verilmesi gerekir. Bu nedenle davacı şirketin yönetim kurulu başkanı, yönetim kurulu üyesi ya da ortaklarının şirketten olan alacakları için muvazaa iddiası bulunulmadığı sürece bu alacakların nisaba dahil edilmesinde hukuken bir engel bulunmaktadır. … Şti’nin İTO kayıtları incelendiğinde, firmanın iş kolunun her türlü bayan çocuk ve spor ayakkabı imali ve ana sözleşmesinde yazılı olan diğer işleri kapsadığı, 112.500,00 TL sermaye ile …’ın, 337.500,00 TL sermaye ile …’nin ortak olduğu ve şirketi temsile münferiden …’nin yetkili kılındığı belirtilmektedir. … Mağazacılık… A.Ş.’nin İTO kayıtları incelendiğinde, firmanın iş kolunun hazır giyim ve konfeksiyon işlerini kapsadığı, … münferiden eski yönetim kurulu üyesi ve eski yetkili olarak belirtilmektedir.Somut olayda ise; eski hissedar ve şirket yönetim kurulu üyesi ve imza yetkilisi …’ın eşi …’ın alacak tutarının şaibeli olduğu ve bu tutarın hesaplamaya dahil edilmemesi gerektiği iddia edilmektedir. Dosya kapsamında yapılan incelemede, … Tekstil … Şti. bakımından şirketin ticari defterlerinde 206. maddenin 1. Fıkrası kapsamında kalan herhangi bir borç gözükmediği, bu nedenle 206. maddenin 1. sırasında düzenlenen imtiyazlı alacaklar bakımından teminat göstermesi gereken herhangi bir borç bulunmadığı, incelemeye konu edilen 31.11.2021 tarihli mali verilerden hareketle, komiser heyetinin açık veya örtülü izniyle doğan borç listesinin hazırlandığı, bu liste hazırlanırken işletmenin faaliyetlerinin devamı kapsamında çok kısa vadelerle ödenen borçların hariç tutulduğu, mühlet sonrası doğup da durağında seyreden borçlunun dikkate alındığı belirtilmiş ve toplam 31 alacaklı yönünden 2.440.987,48 TL alacak miktarının belirtildiği tespit edilmiştir. İş bu listenin 31. Sırasında …’ın alacaklı sıfatıyla yer aldığı ve alacak tutarının 1.928.757,16 TL olarak belirtildiği anlaşılmıştır. Komiser heyeti tarafından 16.02.2022 tarihli işbu davacı şirket yönünden düzenlenen gerekçeli raporun 39. sayfasında teminat gösterilmesi gereken borçlarının tespiti başlığı altında iş bu alacaklının da bulunduğu toplam 31 alacaklı yönünden mühlet içerisinde komiser heyetinin açık veya örtülü onayıyla doğmuş olup teminata bağlanması gereken 2.440.987,48 TL tutarında borç bulunduğu, mühlet içerisinde komiserin izin verdiği işlemler neticesinde İİK’nin 308/c hükmüne göre doğanın borçlarının borçların konkordatoya tabi olmadığı, yani mühlet içerisinde komiserin izniyle doğan borçların projeye bağlı olmaksızın tam olarak ödeneceği belirtilmiştir .Bilirkişi … tarafından düzenlenen 28.02.2022 tarihli raporun içinde davacı şirketler yönünden ayrı ayrı adi alacaklar için hazırlanan ödeme listesi sunulmuştur. İş bu listede davacı şirketlerden … Tekstil … Şti. bakımından yapılan incelemede …’ın alacaklı listesinde yer almadığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, İİK’nin Konkordatonun hükümleri başlıklı madde 308/c- (Ek: 28/2/2018-7101/37 md.) “Konkordato, tasdik kararıyla bağlayıcı hâle gelir. Tasdik edilen konkordato projesinde konkordatonun, tasdik kararının kesinleşmesiyle bağlayıcı hâle geleceği de kararlaştırılabilir; bu takdirde mühletin etkileri, kanunda öngörülen istisnalar saklı kalmak kaydıyla konkordatonun bağlayıcı hâle geldiği tarihe kadar devam eder/ Bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir. 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar, rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 sayılı Kanun kapsamındaki amme alacakları hakkında bu maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulanmaz” hükmüne yer verilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2022/6-638 E. 2022/1527 K. sayılı ilamında ”… Asliye ticaret mahkemesince kabul edilerek tasdik edilen konkordato, konkordato prosedürüne katılmayanlar (alacak kaydı yaptırmayanlar) da dâhil olmak koşuluyla tüm alacaklıları bağlar. Bu temel ilke “konkordatonun bütün alacaklılar için kural olarak zorunlu olması” şeklinde de ifade edilmektedir. Ancak rehinli alacaklarla bazı imtiyazlı ve kamusal alacaklar ve komiserin izniyle mühletten sonra doğan alacaklar bu kuralın istisnasını teşkil etmektedir (m.308/c-III). Bu kategoriye giren alacaklar konkordatodan kesinlikle etkilenmeyip tümüyle ödenmesi gerekir. Çünkü kanun, konkordatonun borçlu ile alacağı rüçhanlı olmayan alacaklılar arasında akdedilebileceğini öngörmüş, rüçhanlı alacaklıları konkordatodan istisna tutmuştur.” belirtilmektedir. Yukarıdaki bilgilerden de anlaşılacağı üzere, …’ın alacaklı sıfatıyla yer almasına bir kısım alacaklıların itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Ancak İİK’nin 308/c maddesi uyarınca gerek komiser heyeti gerekçe raporunda ve gerekse bilirkişi raporunda davacılardan … … Şti. yönünden yapılan incelemede işbu alacaklı alacağını İİK’nin 308/c maddesi kapsamında olduğu belirtilmiştir. İİK’nin 308 /c maddesinde yer alan düzenlemeyle dava dışı 3. kişilerin konkordato talep eden borçlu ile iş yapmaktan imtina etmemeleri, konkordato aşamasında borçlu şirketlerin devamlılığının sağlanması amaçlandığı düşünülmelidir. İş bu nedenle, bir kısım alacakların aksi yöndeki istinaf sebeplerinin dosya kapsamına uygun olmadığı açıktır.-Bir kısım alacaklı şirketler ile davacı borçlu şirket arasında düzenlenen kira sözleşmesinin mühlet sonrası da devam ettiği belirtilerek, İİK’nin 305/1-d maddesi uyarınca teminat gösterilmesi gerektiği yönündeki itiraz; Kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanılmasıyla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere kira sözleşmesi karşılıklı edimleri içerir.Kira sözleşmesinin, tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olması sebebiyle her iki tarafın da karşılıklı edimleri mevcuttur. Kiracının kira bedelini ödeme edimi, kiraya verenin, kiralananı sözleşmede öngörülen kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu şekilde bulundurmak ediminin karşılığıdır. Borçlunun borcunu zaman içinde devamlı ve aralıksız yani sürekli bir davranışla ifa edebildiği hallerde sürekli edim söz konusu olur. İİK’nin 296. maddesinde; “Sözleşmenin karşı tarafının konkordato projesinden etkilenip etkilenmediğine bakılmaksızın, borçlunun taraf olduğu ve işletmesinin faaliyetinin devamı için önem arz eden sözleşmelerin devamı esastır.” belirtilmektedir. İİK’nin 305. maddesinin d bendinde belirtildiği üzere, 206. maddenin 1. sırasındaki imtiyazlı alacaklarının alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiser heyeti izni ile akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması konkordatonun tasdik şartları arasında sayılmıştır. Bir kısım müdahiller vekili Av. …’in 27/07/2020 havale tarihli dilekçesinde özetle, müvekkili şirketlerin konkordato talep eden şirketlere verilen geçici mühlet kararı tarihi olan 05/06/2020 tarihinden sonra doğan kira alacaklarının konkordatoya tabi borç olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş ve mahkemece 04.09.2020 tarihli ara kararda konkordatoya tabi olmayan bu nitelikteki borçların, mühlet kararının ve ihtiyati tedbir kararının sonuçlarından ayrık tutulabilecek olup Mühletten sonra doğan kira borçlarının (benzer nitelikteki elektrik, su, doğalgaz, aidat, onarım, ortak alan/gider vs.) İİK m.308/c f.4 uyarınca konkordatoya tabi olmadığını, bu nedenle, bahse konu nitelikteki borçların geçici mühlet ve ihtiyati tedbir kararının kapsamı dışında kaldığının tespitine dair karar verilmiştir. Yine alacaklılar vekili tarafından sunulan 28.02.2022 tarihli dilekçede mühletten sonra doğan kira sözleşmesinden kaynaklı alacakları olan … ve … şirketleri için mühlet sonrası doğan alacak tutarının tamamı kadar teminat gösterilmesine karar verilmesini, aksi takdirde tasdik koşulları yerine getirilmediğinden davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri belirtilmiştir.Komiser heyeti tarafından düzenlenen gerekçeli raporda, incelemeye konu edilen 31.11.2021 tarihli mali verilerden hareketle komiser heyetinin açık veya örtülü izni ile doğan borç listesinin hazırlandığı ve bu liste hazırlanırken işletmenin faaliyetlerinin devamı kapsamında çok kısa vadelerle ödenen borçlarının hariç tutulduğu, mühlet sonrası durağan seyreden borçlarının dikkate alındığı belirtilmiştir. Mühlet içerisinde komiser heyetinin açık veya örtülü onayıyla doğmuş olup teminata bağlanması gereken 2.440. 987,48 TL tutarında borç bulunduğu belirtilmiş, teminat göstermesi gereken alacak tutarı ile alacaklar incelendiğinde, müddet içerisinde doğan ve devam eden kira borçlarının bu kapsama alındığına dair tespitin yer almadığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda mühletten sonra doğan kira alacağının durumunun incelenmesi gerekmektedir. Bu konu ile ilgili olarak konkordato, kişisel talep hakkı doğuran alacaklara etkili olduğundan, mühletten önce doğan kira alacağı da konkordato hükümlerine tabi olur ve bu alacak için takip yapılamaz iken, buna karşın mühletten sonra doğan kira alacakları, doktrinde bir görüşe göre , mühletten etkilenmeyecektir. Bu durumda alacaklılar takip başlatabilir , haczin ve satışın yapılmasını isteyebilir. Yine alacaklı, mühlet içinde borçlu hakkında TBK m. 336’ya dayalı hapis hakkına ilişkin geçici muhafaza tedbirlerinin uygulanmasını isteyebileceği gibi, hapis hakkının paraya çevrilmesi yoluna da gidebilir. ( Doç.Dr. M. Serhat Sarısözen, Konkordato, Yetkin Yayınları, s:273) Diğer bir görüşe göre ise alacaklı, konkordato mühleti içinde kesinleşen kira alacağı için, borçlunun mallarının haczini isteyemez. (Kuru, İcra ve İflas, C,IV,s. 3634) Mahkemece 17.02.2022 tarihli ara kararda davacı şirketler yönünden teminatı bağlanması gereken alacak tutarı tespit edilmiş olup geçerli teminat gösterilmesi için bir haftalık kesin süre verilmiştir. Davacı şirketlerden … Tekstil… Şti. yönünden düzenlenen ödeme planı incelendiğinde de ödeme planının 116. Sırasında … A.Ş.- 269.800,46 TL – (… Gayrimenkul A.Ş.,), 117. sırasında … Şti. -798.144,47 TL, 118. sırasında … A.Ş. – 58.009 ,01 TL – ve 119. sırasında … A.Ş.’nin – 698.457,70 TL’şer aldığı görülmektedir. Her bir davacı şirket yönünden konkordatonun tasdiki için İİK’nin 305/d maddesi kapsamında infaz edilmemiş herhangi bir yükümlülük kalmaması amacıyla gerekçeli raporda ve tabloda belirtilen alacak ve alacaklar yönünden teminat miktarının da ayrı ayrı belirlendiği , işletmenin faaliyeti kapsamında çok kısa vadelerle ödenen borçların iş bu listeden ari tutulduğu yönündeki tespit ve bilgiler nazara alındığında, kira alacakları yönünden istinaf yasa yoluna başvuran alacakların alacaklarının teminatı bağlanması gereken alacaklılardan olmadığı anlaşılmakla aksi yöndeki itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.-Ödemenin alacaklıları mağduriyete yol açacağı itirazı yönünden; Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden da anlaşılacağı üzere, davacı şirketler yönünden teklif edilen tutarın borçlunun iflası halinde alacakların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazladır. Her bir Borçlu yönünden 16.02.2022 tarihli gerekçe rapor düzenlenmiştir. Her bir davacı şirket yönünden ödeme teklifinin kaynaklarıyla orantılı olup olmadığı gereği komiser heyeti ve gerekse bilirkişi tarafından incelenmiş ve taksit sayısını revize edilmesi durumunda teklifin borçlu şirketlerin kaynaklarıyla orantılı olduğunun kabul edilebileceği belirtilmiştir. Revize projesi ile teklif edilen oran ve yine öngörülen kaynakları ile ödemeyi taahhüt ettiği borçlarını ödeyebileceği yönündeki tespit nazara alındığında, ödeme teklifinin alacaklılara zarar verecek mahiyette olmadığı anlaşılmaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun’un 285. maddesinde, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel iflastan kurtulabilmek için konkordato talep edebileceğine yer verilmiştir. Borçlu şirketlerin, vade konkordatosu talep etmiş olmaları yanında yine borca batık olmayan şirketin tenzilat (faizsiz ödeme de bir nevi tenzilat sayıldığı) talebinde bulunmasında da yasal bir engel mevcut değildir. Komiser heyeti raporunda belirtildiği gibi nihai projede şirketin ana faaliyet gelirleri ve sermaye artırımı ile borçların ödenmesi hedeflendiği, alternatif gelir kaynağı bulunmadığı dolayısıyla şirketlerin borçlarını daha kısa bir vadede veya faiziyle birlikte ödemesinin mümkün gözükmediği, şirketin muhtemel iflası halinde ülkemizde iflas tasfiyelerinin yaklaşık 5 yıl ve daha fazla sürdüğü görülmüştür. Bu nedenle ödeme vadesi olarak daha kısa bir süre teklif edilmesinin ve ödemelerin faizsiz yapılması mümkün gözükmediği, konkordatoyu kabul eden alacaklıların sayısı ve alacak miktarı da göz önüne alındığında, iflas haline nazara alacaklılar yönünden daha avantajlı sonuç doğuracağı gerekçesiyle bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir. Somut dosya kapsamı değerlendirildiğinde; gerek komiser heyetinin gerekse bilirkişi heyetinin raporları ile borçlunun konkordato nihai projesinde teklifinin kaynakları ile orantılı olduğu tespit edilmiştir. Alacaklı sayısı ve alacak miktarı yönünden İİK’nin 302. maddesindeki nisabın sağlandığı, borçlu şirketin gerekli teminat ve harcı yatırdığı belirlenmekle, konkordatonun tasdiki yönünden tüm koşulların oluştuğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu ulaşılan maddi olay ve hukuki değerlendirme usul ve yasaya uygundur. 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususunda re’sen ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak inceleme yapılmış, kamu düzenine aykırı herhangi bir husus tespit edilmediğinden alacaklılardan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesinin 3. fıkrası gereğince hukuki yarar yokluğundan reddine, istinaf yasa yoluna başvuran diğer alacaklılar yönünden ise, istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nin 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Alacaklı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nın istinaf isteminin İİK’nın 308/c maddesinin 3. Fıkrası uyarınca hukuki yarar yokluğundan REDDİNE, 2-Diğer alacaklıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 3-Alacaklı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı 492 sayılı Harçlar Kanunu ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu’nun 36. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,4-Harçlar Kanunu gereğince alacaklı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı dışında yer alan diğer alacaklılar tarafından yatırılan 120,70 TL başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA,5-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, istinaf edenler tarafından yatırılan 80,70 er TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 er TL’nin istinaf edenlerden tahsili ile hazineye GELİR KAYDINA,6-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, 7-Yatırılan gider avansından kalan kısmın ilgililere ilk derece mahkemesince iadesine,8-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,9-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, İİK’nın 308/a maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 31/05/2023