Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/829
KARAR NO: 2022/711
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/692 Esas
ARA KARAR TARİHİ: 17/03/2022
DAVA: Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN
İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2021/727 ESAS SAYILI DAVA DOSYAS
DAVA: Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali
MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN
İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2021/778 ESAS SAYILI DAVA DOSYASI
DAVA: Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN
İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2021/766 ESAS SAYILI DAVA DOSYASI
MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN
İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2021/818 ESAS SAYILI DAVA DOSYASI
DAVA: Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN
MAHKEMEMİZİN 2021/739 ESAS SAYILI DAVA DOSYASI
DAVA: Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
KARAR TARİHİ: 08/06/2022
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Mahkemenin 2021/692 esas sayılı dosyasında ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; … Kooperatifi mülkiyetinde bulunan taşınmazları ortaklara devretmek üzere 24.10.2021 tarihli genel kurulun 8. Gündem maddesi ile … Ada … Parsel dışında ferdileşmeye ve bu konuda alınmış olan önceki genel kurul kararlarının kaldırılmasına yönelik 8 nolu madde ile usule ve esasa aykırı olarak genel alınan yönetim kurlunun ibrasını öngören 5. Maddenin iptali ile ferdileşme neticesinde tapu devri yapılacağından ve telafisi güç zararlar oluşacağından kısmi ferdileşme öngören 8 nolu maddenin ihtiyati tedbir kararı verilmek suretiyle durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme dosyası ile birleşen İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/801 esas sayılı dosyasının dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı kooperatifin üyelerinden olduklarını, davalı kooperatifin 24/10/2021 tarihli genel kurulunda alınan tüm kararların iptalini talep ettiklerini zira, toplantı gününden önce yapılan usulsüzlüklerin ve toplantı günü yapılan usulsüzlüklerin söz konusu bulunduğunu belirterek alınan kararların da hukuka aykırı olduğunu iddia etmek suretiyle mahkememizden genel kurul kararların iptalini ve tedbir konulmasını talep etmiştir. Mahkemenin 11/01/2022 tarihli ara kararı ile “Öncelikle asıl dava dosyası yönünden inceleme yapılmış olup; asıl dosya davacısı …, dava konusu genel kurul kararına oylama sırasında olumsuz oy kullanarak muhalefet gerekçelerini tutanağa yazdırmıştır. 6100 sayılı HMK.’nun “ihtiyati tedbirin şartları”na ilişkin 389-(2) maddesinde; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” düzenlemesi bulunmaktadır. Aynı Kanun’un 390-(3) maddesinde ise; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmü bulunmaktadır. Bu hükümler kapsamında eldeki talep incelendiğinde; Kooperatifler Kanunun 23. maddesinde üyeler arasında eşitlik ilkesinin geçerli olduğu hüküm altına alınmıştır. Davalı kooperatifin 24.10.2021 tarihli, olağan genel kurul toplantısında alınan 8 nolu kararı ile kooperatifin kat mülkiyetine geçilen bir kısım taşınmazları yönünden ferdi mülkiyete geçilmesine karar verildiği, davacı yönetim kurulu üyesinin alınan karara muhalefet ettiği, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. madde hükmünde yazılı eşitlik ilkesi gereğince, kooperatifin iş ve işlemlerinde tüm üyelere eşit davranması gerektiği, kanun ve kooperatifin anasözleşme hükümlerinde kısmi ferdileşme yapılmasının mümkün olduğuna dair bir düzenleme yer almadığı gibi ferdileşme yapılması için davalı kooperatifin amacının gerçekleşmesi gerektiği aynı kanunun 81. maddesi lafzından tereddüte mahal vermeyecek şekilde anlaşılmakla, iptali istenilen kararın uygulanması halinde eşitlik ilkesinin bozulabileceğine ve ileride telafisi mümkün olmayan zararların doğabileceğine dair yaklaşık ispat koşulu gerçekleştiğinden, asıl dava dosyası yönünden ihtiyati tedbir talebinin kabulüne” karar verilmiştir. Mahkemenin 17/03/2022 tarihli ara kararı ile; ” Belirtilen yasal düzenleme çerçevesinde tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; her iki dosya yönünden, birleşen dosya davacılarının iptali istenen genel kurulun 8 nolu maddesi yönünden toplantıda olumsuz oy kullandıkları ancak usulüne uygun muhalefet şerhini tutanağa geçirmedikleri görülmektedir. İptali talep edilen toplantı maddesi de muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayan kararlardan değildir. Dolayısıyla dava konusu iptali talep edilen olağan genel kurulda alınan 8 nolu karara ilişkin, mahkememiz dosyası ile birleşen İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/778 esas ve İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/801 esas sayılı dosyaların davacılarının muhalefet şerhlerinin bulunmadığı ve bu nedenle yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediği, tedbiren yürürlüğünün durdurulmasını isteminde davacının hukuki yararının bulunmadığı kanaatiyle, aynı doğrultudaki Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 2020/302 E. 2020/787 K. Sayılı ilamı da nazara alınarak birleşen 2021/778 ve 2021/801 Esas sayılı dosya davacılarının ihtiyati tedbir taleplerinin reddine dair karar vermek gerekmiş ve dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. Bunun yanı sıra her ne kadar birleşen 2021/801 Esas sayılı dosya davacıları 24.10.2021 tarihli genel kurul kararlarının tümden yürütülmesinin durdurulması yönünde talepte bulunmuş iseler de; yukarıda değerlendirilmesi yapılan 8 nolu karar dışındaki kararların niteliği ve uygulanmasının davacılar açısından telafisi güç veya imkansız zararlara yol açacağına ilişkin yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediği sonuç ve kanaatiyle birleşen 2021/801 Esas sayılı dosya davacılarının ihtiyati tedbir taleplerinin tümden reddine” karar verilmiştir. Mahkemenin 11/01/2022 tarihli ara kararı ile, asıl dava yönünden davalı kooperatifin 24.10.2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 8 nolu kararın yürütülmesinin durdurulmasına yönelik verilen ihtiyati tedbir kararına karşı davalı kooperatif vekili ile mahkemenin 17/03/2022 tarihli ara kararı ile birleşen İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/801 Esas sayılı dosyası yönünden davalı kooperatifin 24.10.2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan tüm kararların yürütülmesinin tedbiren durdurulmasına talebinin reddine dair verilen karara karşı birleşen davacılar vekili istinaf yasa yoluna başvurmuşlardır. HMK.’nın 346.maddesinde de “İstinaf dilekçesi, kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir ve 344 üncü maddeye göre yatırılan giderden karşılanmak suretiyle ret kararını kendiliğinden ilgiliye tebliğ eder. Bu ret kararına karşı tebliği tarihinden itibaren bir hafta içinde istinaf yoluna başvurulabilir. İstinaf yoluna başvurulduğu ve gerekli giderler de yatırıldığı takdirde dosya, kararı veren mahkemece yetkili bölge adliye mahkemesine gönderilir. Bölge adliye mahkemesi ilgili dairesi istinaf dilekçesinin reddine ilişkin kararı yerinde görmezse, ilk istinaf dilekçesine göre gerekli incelemeyi yapar.” düzenlemesine yer verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın uygulama alanını, adli yargı ilk derece hukuk mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinde tutulacak kayıtlar ile yazı işleri hizmetlerinin yürütülmesi ve bu işlemlerde UYAP’ın kullanılmasına dair usul ve esasları düzenlemek amacıyla çıkartılan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 52. maddesi gereğince tebligat işlemlerinin 7201 sayılı Tebligat Kanunu ile Tebligat Kanunu uyarınca çıkarılan yönetmeliklere göre fiziki ya da elektronik ortamda yapılacağı düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre, mahkemenin 11/01/2022 tarihli ara kararı, elektronik tebligat yöntemiyle davalı kooperatif vekili Av. …’in tebligat alanına (hesabına) 12/01/2022 tarihinde başarılı şekilde ulaştığı, “elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır” hükmü uyarınca belirlenen süre sonunda kararın 17/02/2021 tarihinde tebliğ edilmiş sayıldığı, hükmün davalı vekili tarafından UYAP ortamından en geç 31/02/2022 gün bitimi 23.59’a kadar ( fiziken yapılan başvurularda mesai bitimine kadar) istinaf edilmesi gerekirken 04/04/2022 tarihinde iki haftalık yasal süre dolduktan sonra istinaf edildiği, davalı kooperatif vekilinin istinaf talebinin süresinde olmadığı anlaşılmıştır. Birleşen dosya davacılar vekili yasal süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Müvekkillerden Av. … dava konusu kararlara karşı muhalefet şerhi koyduğunu ve bu yazılı şerh tutanak ekine alındığını, ayrıca müvekkil … de usulüne uygun şerh vermek istemişse de kaba kuvvet ile talebi reddedilerek toplantı salonundan çıkartıldığını, bunun yanı sıra Kooperatifler Kanunu 53. Maddesi kapsamında Genel Kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin karara katıldıklarını, oylamayı etkilediklerini, keza kamera kayıtları izlendiğinde ve tanıklar dinlendiğinde toplantıya katılım hakkı olmayan kişilerin oy kullandığı sabit olacağını, anılan durumda bu iddiaya dayanan bütün davacıların muhalefet şerhi olmasa dahi iptal davası açmaya yasal olarak hakkı olduğunun kabulü gerekeceği, üyelerin şerhlerini tutanağa işlemesi gereken yanlı divan üyeleri mağdur ederek şerhleri almadığı, bu konuda savcılık şikayeti yapılmışsa da Savcılıkça, şikayetin hukuk mahkemesinin konusu şeklindeki hatalı değerlendirme ile takipsizlik kararı verdiğini, toplantı tutanakları gerçeğe aykırı tutulduğunu, bütçe oy birliği ile kabul edilmediği halde dava açılmasını önlemek için tutanağa oy birliği yazıldığını, denetime üç kişi aday olduğu ve üç kişi için oylama yapıldığı halde tutanakta sanki 5 aday seçime katılmış gibi gösterildiğini, müvekkillerin şerhleri de işlenmemiş tüm bu hususlarda gerçeğe aykırı tutanak tanzimi nedeni ile divan ve yönetim kurulu aleyhine suç duyurusunda bulunulduğunu, 919/2 parselde mülkiyet sorunu çözülmeden yapılacak ferdileşme ile kooperatif işlemez hale gelebileceğini, bu durumda bu parselin üzerinde yapılan konutların tapularının üyelere verilmesi imkansızlaşabileceği ve kooperatif büyük bir tazminat yükü altına girebileceği, bu konular üyelerden saklanarak kısmi ferdileştirme yapılmaya çalışıldığını ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasını, tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi, çağrılmama, çağrının usulsüzlüğü, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi veya toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddiaları dışında, yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için, toplantıya katılan üyenin ret oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davanın bu iddiaların tümü bakımından toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılması gerekmektedir. Aynı madde hükmü uyarınca, genel kurulda alınan kararların, yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu iddiasıyla, toplantıda bulunan ortaklar ret oyu kullanıp, alınan kararlara muhalif kalarak, keyfiyeti tutanağa geçirdikten sonra kararın iptali için toplantıyı kovalıyan günden başlamak üzere bir ay içinde dava açabilir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi yollaması ile uygulanması gereken. 6102 sayılı TTK’nın, “Kararın yürütülmesinin geri bırakılması” başlıklı 449. maddesi, “(1) Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir.” hükmünü, “Kararın etkisi” başlıklı 450 maddesi,”(1) Genel kurul kararının iptaline veya butlanına ilişkin mahkeme kararı, kesinleştikten sonra bütün pay sahipleri hakkında hüküm ifade eder. Yönetim kurulu bu kararın bir suretini derhâl ticaret siciline tescil ettirmek ve internet sitesine koymak zorundadır.” hükmünü içermektedir. TTK’nun 449. Maddesindeki, “genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılmasına” ilişkin düzenleme, sadece dava açıldıktan sonra ve yönetim kurulu üyelerinin görüşü alındıktan sonra verilebilen kararlardan olup, özel geçici hukuki korumalardandır, yani bir başka anlatımla özel bir ihtiyati tedbirdir. İhtiyati tedbire ilişkin genel düzenleme, HMK’nın 389-399. maddelerinde düzenlenmiştir. Gerek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, gerekse de Yargıtay 23. Hukuk Dairesince, prosedür ve kanun yolu bakımından HMK’nın ihtiyati tedbire ilişkin hükümlerine tabi olacağı kabul edilmiştir. Geçici hukuki korumaların bir türü olan ihtiyati tedbirin şartları 6100 sayılı HMK’nun 389 uncu maddesinde düzenlenmiş olup, anılan düzenleme “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünü haizdir. Anılan hükümde de açıkça belirtildiği üzere, ihtiyati tedbir kararı, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki korumadır. İhtiyati tedbir verilebilmesinin en önemli şartlarında biri, ihtiyati tedbir sebebinin mevcut olmasıdır. Kanunda bu husus genel olarak düzenlenmiş, hâkime oldukça geniş bir takdir alanı bırakılmıştır.(m. 389/1). Kanun, burada “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından” söz etmektedir. Bu hüküm dikkate alındığında, mevcut durumun değişmesi hâlinde,hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması,hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hâle gelmesi,gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa, ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir. Hâkim kararında somut sebep gösteremiyor, bunu en azından açıklayacak veya asgari ölçüde ikna edecek delil değerlendirmesi yapamıyor, yaklaşık ispat ölçüsünü yakalayamıyorsa tedbire karar vermemelidir. Ancak bu da hiçbir zaman tam bir ispat seviyesinde ispat şartına dönüşmemelidir.(Pekcanıtez,Hakan/Atalay,Oğuz/Özekes Muhammet; Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, Ankara 2011-Sh.715-717) (Yüksek Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 24/04/2012 gün ve 2011/15388 esas,2012/6651 karar sayılı ilamında belirtildiği gibi) Somut olayda, mahkemece, 6102 sayılı TTK’nın 449. maddesi uyarınca iptal talebine konu 24/10/2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının gündem maddelerinin yürütülmesinin geri bırakılmasına ilişkin davacıların talebi hakkında, yazılı görüşlerini bildirmeleri için kooperatif temsilcilerine tebligat çıkartılmış olup kooperatif temsilcileri bu hususta yazılı görüşlerini dosyaya sunmuşlardır. Mutlak butlan (kesin hükümsüzlük) hali işlemin, başta Kooperatif Kanunu, Ticaret Kanunu ile ilgili kanunların emredici hükümlerine aykırı olmasıdır. Genel kurul kararlarının yokluğu, bunda hukuki yararı bulunan herkes tarafından ve bir süreye bağlı olmaksızın ileri sürülebilir. Yok hükmünde olan genel kurul kararları şeklen meydana gelmemiş olması nedeniyle başlangıçtan itibaren hiçbir hüküm doğurmayacağından, bununla ilgili olarak açılan davalar bir tespit davası niteliğinde olacaktır. Bir genel kurul kararı şekil ve usul açısından geçerli olmakla birlikte, konusu bakımından TBK m. 27.maddesi uyarınca emredici hukuk kurallarına yahut ahlak ve adaba aykırı veya imkansız ise sonucu yine yokluktur. Kanunun; şekil, usul ve konusu bakımından amir hükümlerine karşı gelinmesi, kamu düzeni ve kamu yararının ihlali anlamına geleceğinden böyle bir kararın geçersiz olması, iptal davasının açılmasına bağlı olmayacaktır. Bu tür kararların tespiti herhangi bir süreye bağlı olmaksızın hukuki yararı olan herkes tarafından muhalefet şerhi aranmaksızın ileri sürülebilir. İptal edilebilirlik ise kanuna, esas mukaveleye ve afaki objektif iyi niyet kurallarına aykırılıktır. İptal edilebilir kararlar yönünden ise davanın 1 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılması, red oyu kullanılması ve iptali talep edilen her bir madde bakımından muhalefet şerhinin sunulması gerekmektedir. Dosyaya ibraz edilen 24/10/2021 tarihli genel kurul toplantı tutanağı ve ekindeki muhalefet şerhleri incelendiğinde davacılardan …’in gündemin 7, 8,9 ve 10 maddelerine şerh koyduğu anlaşılmıştır. Davaya konu olağan genel kurul toplantısında alınan 8 nolu kararı ile kooperatifin kat mülkiyetine geçilen bir kısım taşınmazları yönünden ferdi mülkiyete geçilmesine karar verildiği, mahkemenin 11/01/2022 tarihli ara kararında ifade edildiği gibi iptali istenilen kararın uygulanması halinde eşitlik ilkesinin bozulabileceğine ve ileride telafisi mümkün olmayan zararların doğabileceğine dair yaklaşık ispat koşulu gerçekleştiğinden birleşen dosya yönünden de 8 nolu gündem maddesinin yürütülmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesi gerekirken davacıların muhalefet şerhi bulunmadığı gerekçesiyle tüm gündem maddeleri yönünden tedbir talebinin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Gündemin 7. Maddesi; “Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu görev sürelerinin belirlenmesi ve seçimlerinin listeler halinde belirlenerek, bağımsız üyelerin de seçime katılmasına ve süresi biten üyelerin yerine yenilerinin seçilmesine” Gündemin 9. Maddesi ” Geçmiş 10 yıllık süre içinde Yönetim Kurullarınca yapılan işlemlerin denetlenmesi için, en az üç kişiden oluşan hesap tetkik komisyonu seçilerek bu komisyon tarafından belirlenecek en az üç KGK lisanslı bağımsız denetim kuruluşundan teklif alınarak, seçme hakkının da verilmesine, özel amaçlı muhasebe denetimi yaptırılması için karar alınmasına ” Gündemin 10. Maddesi ” 10.2021-2022 yılı tahmini bütçesinin görüşülerek aylık aidat ödemelerinin 01.04.2021 tarihi itibariyle karara bağlanması, üyelerin aidat ödemelerini sürelerinde ödemediği takdirde yasal üst sınır üzerinden faiz alınmasına ve fasıllar arası aktarma yetkisi ile avansların yapılacak ilk Genel Kurula kadar hüküm ifade etmesine” ilişkin olduğu, davacıların genel kurul tutanağının gerçeğe aykırı tutulduğu iddiası ispata muhtaç olup yargılama sonucu belirlenebileceği, bu aşamada ibraz edilen belgelerin niteliği ve dosya kapsamına göre 8 nolu gündem maddesi dışındaki diğer kararlar yönünden HMK 389. maddesi uyarınca yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediği gibi kararların niteliği ve uygulanmasının davacılar açısından telafisi güç veya imkansız zararlara yol açma ihtimali bulunmadığından davacıların 8 nolu gündem maddesi dışındaki diğer gündem maddelerine yönelik tedbir talebi yerinde görülmemiştir. HMK 392. Maddesinde, talep, resmi belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, teminat alınmamasına da karar verilebileceği düzenlemiş olmakla somut olayın özelliği, dosyadaki bilgi ve belgeler ile tedbirin niteliği göz önüne alındığında teminat alınmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davalı … Kooperatifi vekilinin istinaf başvurusu süresinde yapılmadığından HMK’nın 352/1.c maddesi gereğince süreden reddine, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK. 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin ara kararının kaldırılmasına, davacıların ihtiyati tedbir talebi hakkında yeniden karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;1-Davalı … Kooperatifi vekilinin istinaf başvurusu süresinde olmadığından REDDİNE, 2-Davacılar tarafın istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/692 Esas sayılı dosyasında verilen 17/03/2022 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik ara kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve YENİDEN KARAR VERİLMESİNE, 3-Davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebinin KISMEN KABULÜ ile,Davalı … ve Konut Yapı Kooperatifi’nin 24/10/2021 tarihli genel kurul toplantısında alınan 8 numaralı kararının, TTK’nun 449.md uyarınca dava sonuna kadar TEDBİREN YÜRÜTÜLMESİNİN GERİ BIRAKILMASINA, diğer gündem maddelerine ilişkin tedbir talebinin reddine, HMK 393/1 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararının tebliğinden itibaren 1 hafta içerisinde uygulanmasına, aksi halde tedbir kararı kendiliğinden kalkacağının İHTARINA, 4-Taraflarca yapılan istinaf başvurma harçlarının ayrı ayrı hazineye irat kaydına, karar harcının tarafların istemi halinde iadesine, 5-İstinaf kanun yoluna başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.2 bendi ile aynı Kanunun 362/1.f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.08/06/2022