Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/822 E. 2022/741 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/822
KARAR NO: 2022/741
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/250 Esas
ARA KARAR TARİHİ: 22/03/2022
TALEP: İhtiyati tedbir
KARAR TARİHİ: 15/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ihtiyati haciz talepli dava dilekçesi ile, müvekkil şirkete ait fabrikanın yanındaki fabrikada 23.04.2021 günü bir patlama meydana geldiğini, bu patlama nedeniyle müvekkil şirkete ait fabrikada büyük çaplı hasarlar meydana geldiğini, müvekkilin uğramış olduğu zararların tespiti amacıyla, Bakırköy 14. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/27 D.İş dosyası ile başvuru yapıldığını, tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunda; taşınmazdaki inşaat hasarlarının giderilmesinin malzemeli işçilikli toplam bedelinin KDV dahil 931.611,90 TL olabileceği tespit ve değerlendirilmesi yapıldığını, olayın meydana gelmesinin ardından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı İtfaiye Daire Başkanlığı Avrupa Yakası İtfaiye Şube Müdürlüğü tarafından alınan 07.05.2021 İtfaiye Olay Raporu’nda olayın çıkış sebebinin, … Tic. Ltd. Şti’ne ait işyerinde bulunan baskı makinesinden kaynaklandığı belirtildiğini, davalı … Ltd. Şti.’nin sigortacısı sıfatıyla … Sigorta A.Ş. tarafından alınan 09.09.2021 tarihli İşyerim Paket Sigorta Poliçesi Hasar Ekspertiz raporunda ise çıkış sebebinin, … tarafından doğalgaz şirketi onaylı projesi dışında doğalgaz şirketinden habersiz makine sabitlediği ve tesisat yapmış olduğu, uygun olmayan şekilde flexi ek hortumları kullandığı, önceden onay verilmiş proje ve tesisata sonradan uyumsuz ve usulsüz ilaveler yapıldığı, mevcut durumun doğalgaz kaçağına sebebiyet verebileceği tespiti yapıldığını, davalılardan … şirketi ile … şirketine ait fabrikanın diğer davalı … Sigorta şirketi tarafından sigortalandığını, vaki olay sebebiyle alınan itfaiye raporuna göre olayın çıkış sebebi … firmasından kaynaklanmakta iken … Sigorta tarafından alınan ekspertiz raporuna göre ise patlama … firmasından kaynaklandığını, görüleceği üzere patlamanın çıkış sebebinin hangi firmadan kaynaklandığı tam olarak tespit edilemediğini, ancak her koşulda her iki sigortalının sigorta şirketi olan … Sigorta A.Ş.’nin sorumlu olacağı açık olduğunu, ayrıca patlamanın meydana geldiği taşınmazın malikleri olan davalı gerçek şahıslarda meydana gelen olay sebebiyle oluşan zarardan yapı maliki olarak kusursuz sorumlu olduklarını, davalıların haksız fiili nedeniyle müvekkilim şirkete ait binada iç ve dış cephedeki hasarlar ve binada oluşan diğer hasarlar sebebiyle ekteki faturadan da görüleceği üzere müvekkil şirket sadece dış cephe revizyon ve tadilat işleri için KDV dahil 764 622,30-TL, binanın içerisindeki hasarlar, iç cephe hasarları, dış cephe boya tamirleri, moloz temizliği vs. ve beklenmeyen diğer hasarlar için de ayrıca KDV dahil 137.588,00-TL, hasar gören kapılar ve yangın kapısı için ekteki faturalardan görüleceği üzere KDV dahil ayrı ayrı 17.280,00 TL ve 4.087,33 TL, yine hasardan kaynaklı binada alçı, alçıpan ve boya tamiratları için de KDV dahıl 25.842.00 TL olmak üzere toplam 949.419,63 TL masraf yaptığını, fazlaya ilişkin haklar ve daha sonra tespit edilerek ortaya çıkacak olan zarara ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkil şirketin uğradığı toplam 949.419,63 TL ile, gerçekleşen patlama neticesinde müvekkile ait bina kullanılamaz hale geldiğinden binadaki dairelerin satışının yapılamaması nedeniyle oluşan kazanç kaybının da fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak ve belirsiz alacak davası olarak açılmak koşuluyla şimdilik 1.000 TL’nin olayın meydana geldiği 23.04 2021 tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, davaya konu uyuşmazlıkta iddialarımız ve tüm delillerimiz, değişik iş dosyasında alınan bilirkişi raporu dikkate alındığında, dava dilekçesindeki alacak taleplerimiz yönünden yaklaşık ispat olgusu gerçekleştiğini, Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre de ihtiyati haciz kararı verilebilmesinin yasal şartları oluştuğundan bilirkişi raporunda tespit edilen 937.651,90 TL alacağa ve bu alacağa işleyecek avans faizini de teminen davalılardan taşınmaz malikleri adına kayıtlı olan İstanbul ili Bağcılar ilçesi … Cad. No:… de bulunan İstanbul ili Bağcılar ilçesi … Mahallesi … pafta … ada … parselde kayıtlı taşınmazın ihtiyaten haczine, işbu talebimizin kabul görmemesi halinde alacağın dava boyunca güvence altına alınabilmesi taşınmaz malikleri adına kayıtlı taşınmazın 3. Kişilere devir ve tescilinin engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemenin 17/11/2021 tarihli ara kararı ile ” ihtiyati tedbir kararı verebilmek için hâkimin somut sebep göstermesi ve ihtiyati tedbir kararının haklılığını ortaya koyacak delil değerlendirmesi yapması ve yaklaşık ispat ölçüsüne yaklaşması gerekli olup haklılık konusunda yaklaşık ispat ölçüsü kriterine uyulmadığı, davanın niteliği gereği konunun yargılamayı gerektirdiği” gerekçesi ile ihtiyati tedbir kararının reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporunda tespit edilen 937.651,90 TL TL alacağın ve bu alacağa işleyecek avans faizini de teminen davalılardan taşınmaz malikleri adına kayıtlı olan İstanbul ili Bağcılar ilçesi … Cad. No:… de bulunan İstanbul ili Bağcılar ilçesi … Mahallesi … pafta … ada … parselde kayıtlı taşınmazın ihtiyaten haczine, işbu talebimizin kabul görmemesi halinde ise Hak ve alacaklarımızın dava boyunca güvence altına alınabilmesi ve dava sonunda infazının sağlanabilmesi için öncelikle verilen zararın tazmininin imkansız hale gelmesini önlemek amacıyla taşınmazın başkasına devir ve tescilinin engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmesine rağmen sadece tedbir talep edilmiş gibi karar verilmesi hatalı olduğunu, davaya konu hasarın gerçekleştiği taşınmazın satışa çıkarılmış olduğu tarafımızca öğrenildiğini, yine dosyaya sunmuş oldukları itfaiye raporu ve ekspertiz raporunda ve yine dosyada mevcut bilirkişi raporunda da hasarın ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talep edilen taşınmazda gerçekleştiği konusunda hiçbir şüphe bulunmadığını, ayrıca bilirkişi raporunda hasar miktarı da belirlenmiş olup; yapılan masraflara ilişkin faturalar da dosyaya ayrıca sunulduğunu, bu nedenle Yerel Mahkemece bilirkişi raporunda tespit edilen miktar yönünden ihtiyati haciz talebimizin ya da bu talebimizin kabul görmemesi halinde ihtiyati tedbir talebimizin kabulüne karar verilmesi gerekirken doğrudan yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı gerekçesiyle reddedilmesi hatalı olduğunu ileri sürmüştür. Somut olayda, davalılardan gerçek şahıslara ait binada meydana gelen patlama nedeniyle davacıya ait binada meydana gelen zararın, davalılardan … ve … şirketinden haksız fiil hükümleri uyarınca, … Sigorta şirketinden sigorta poliçesi mali sorumluluk teminatı kapsamında, davalı gerçek şahıslardan yapı maliki sorumluluğu uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Dosyaya ibraz edilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı İtfaiye Daire Başkanlığı Avrupa Yakası İtfaiye Şube Müdürlüğü tarafından alınan 07.05.2021 İtfaiye Olay Raporu’nda olayın çıkış sebebi olarak; “…şirketine at işyerinde bulunan Transfer Baskı Makinesinin silindir şeklindeki yağ tankının herhangi bir nedenle aşırı ısınmasına bağlı olarak içerisindeki basıncın artması sonucunda vidalı tapanın attığı, oluşan açıklıktan yağ haznesinin içindeki kızgın yağın buharının elektrik kontağı, statik elektrik vb. bir kıvılcımla temas ederek parlamasıyla yangın başlangıcının meydana geldiği, ani yanmaya bağlı oluşan basınç (patlama) etkisiyle binada ağır, çevresinde ise kısmi tahribata neden olduğu” kanaatine varıldığı, … Sigorta şirketi tarafından alınan ekspertiz raporuna göre ise ” Bina dahilinde patlamaya neden olabilecek başka herhangi bir kimyasal solvent, gaz ya da doğalgaz bulunmadığı, doğalgazın sadece … Firması tarafından kullanıldığı ve doğalgaz abonesi olduğu, ancak doğalgaz şirketi onaylı projesi dışında doğalgaz şirketinden habersiz makine sabitlediği ve tesisat yapmış olduğu, uygun olmayan şekilde flexi ek hortumları kullandığı, önceden onay verilmiş proje ve tesisata sonradan uyumsuz ve usulsüz ilaveler yapıldığı, mevcut durumun doğalgaz kaçağına sebebiyet verebileceği” belirtilmiştir. Davacı vekili, her ne kadar patlamanın çıkış sebebinin hangi firmadan kaynaklandığı tam olarak tespit edilemediğini ancak her koşulda her iki sigortalının sigorta şirketi olan … Sigorta A.Ş.’nin sorumlu olacağı belirtilmiş ise de uyuşmazlığı konu talebini, sadece patlamanın meydana geldiği taşınmaz üzerinde ihtiyati haciz, olmadığı takdirde ihtiyati tedbir talep ederek yapı maliki sorumluluğuna dayanarak taşınmaz maliklerine yöneltmiştir. İİK 257 maddesinde; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı tarafından, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ile alacakları ve diğer haklarının ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ise borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa ve borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. İİK 258 maddesinde ise “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yasal düzenleme gereğince ihtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Somut olayda; davacıya ait binada meydana gelen zarardan yapı maliki davalıların TBK’nun 69. Maddesi kapsamında kusursuz sorumlu olduğu iddia olunarak zararın tazmini amacıyla davalılara ait taşınmaz üzerinde ihtiyati haciz olmadığı takdirde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiş ise de mahkemece öncelikli ihtiyati haciz talebi hakkında karar verilmeden terditli ihtiyati tedbir talebi hakkında kararı verilmesi hatalı olmuştur. HMK’nin 297/2. maddesi, ” Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir ” hükmünü içermektedir. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 24/05/2022 tarih 2021/4801 E. 2022/3687 K. Sayılı ilamında ifade edildiği gibi, terditli (kademeli) davalarda (6100 sayılı HMK 111. md), davacı aynı davalıya karşı aralarında hukuki veya ekonomik bağlantı bulunan birden fazla talebini aralarında aslilik ve fer’ilik ilişkisi kurarak aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Terditli davalardaki taleplerden biri asıl taleptir; ikincisi fer’i taleptir. Davacı, ilk önce asıl talep hakkında karar verilmesini ister, yardımcı talebini ise asıl talebin reddedilmesi ihtimali için yapar. Mahkeme de, davacının asıl talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer’i talebi inceleyemez ve karara bağlayamaz. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince öncelikle İİK 258 vd. maddelerine uygun olarak ihtiyati haciz talebinin değerlendirilerek, asıl talebinin reddi halinde ihtiyati tedbir talebi hakkında karar verildikten ve Anayasa’nın 141, HMK’nın 297 ve 391/2. maddesindeki hususları kapsar nitelikte gerekçeli karar yazıldıktan ve usulüne uygun taraflara tebliğ edildikten sonra oluşacak sonuç dairesinde verilecek kararın istinaf edilmesi halinde incelemesi için dosyanın dairemize gönderilmesine ilişkin geri çevirme kararı verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; Yukarıda belirtilen eksikliğin giderilmesi için HMK.nun 352. maddesi gereğince dosyanın Mahkemesi’ne GERİ ÇEVRİLMESİNE (İADESİNE), Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile kesin olarak karar verildi.15/06/2022