Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/795 E. 2022/716 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/795
KARAR NO: 2022/716
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/289 Esas
ARA KARAR TARİHİ: 20/04/2022
DAVA: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 08/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde; İİK 287 maddesi gereğince 3 aylık geçici millet kararı verilmesi ve gerek görülmesi halinde 2 ay daha uzatılması, borçlunun mallarının korunması ve alacaklının cebri icra tehditlerinin durdurulmasına yönelik tedbir kararı verilmesi, teminat mektuplarının parayı çevrilmesinin durdurulmasına, bankalar nezdinde bulunan paraların bloke altına alınmasının durdurulmasına, haciz ihbarnameleriyle harç edilen paranın iadesine karar verilmesi, geçici mühlet içerisinde yapılacak inceleme neticesinde 1 yıllık kesin mühlet kararı verilmesi ve gerek görülmesi halinde altı ay daha uzatılmasına ve kesin müddet içerisinde yapılacak konkordato anlaşmalarının akdedilmesi halinde konkordatonun tasdikine karar verilmesi talep edilmiştir. Davacılar vekilince mahkemeye sunulan 18.04.2022 tarihli talep dilekçesinde ise; davacı şirketin geçici mühlet talebinden önce keşide ettiği çeklerin, geçici mühlet kararından sonra bankaya ibrazı ve karşılığının bulunmaması halinde karşılıksızdır şerhi verilmesinin tedbiren önlenmesine karar verilmesi konulu talep dilekçesinde 5941 sayılı çek kanunun 5. maddesi gereğince üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında karşılıksız şerhi yazılmasının ihtiyati tedbiren önlenmesine, ibraz edilen ve karşılığı bulunmayan çeklere konkordato tedbiri şerhinin yazılmasına karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece 20.04.2022 tarihli ara karar ile ”… Davacılar vekilinin, davacı şirketlerin, geçici mühlet talebinden önce keşide ettiği çeklerin, geçici mühlet kararının ilanından sonra 5941 sayılı Çek Kanunun “5.” maddesi gereğince, üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında “karşılıksızdır” şerhi yazılmasının ihtiyati tedbiren önlenmesine, ibraz edilen ve karşılığı bulunmayan çeklere “konkordato tedbiri” şerhinin yazılmasına karar verilmesi talebinin reddine,” dair karar verilmiştir. Davacılar vekilince süresinde sunulan istinaf dilekçesinde özetle; Mühlet içinde çeklere vurulan ”karşılıksızdır” şerhinin konkordatonun tasdiki amaçlarından biri olan mali durumun düzeltilmesini ve iktisadi sürekli sağlanmasına engel olduğu, müddet içerisinde olan borçlunun konkordatoya tabii borçlarını tasdikle beraber ödemeye başlamasının mühlet içerisinde ödenmemesinin konkordato mühleti verilmiş olan borçlunun kanuni ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmiş ve banka tarafından borçluya konkordato mühleti verilmesi sebebiyle ödenmemiş çek ile ilgili olarak çek düzenleme yasağına tabi tutulması, borçlunun ticari faaliyetin devamını imkansızlaştıran bir durumun ortaya çıkmasına neden olduğu ve bu nedenle davacılar tarafından keşide edilen ve düzenleme tarihi mühlet sürecine denk gelen çekler açısından aynı uygulamanın önüne geçilmesi için talepte bulunulduğu belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir. İlgili kanuni düzenlemelerin ve ilamların incelenmesi: 6100 Sayılı HMK’nun 389. maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu hüküm dikkate alındığında, mevcut durumun değişmesi hâlinde, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hâle gelmesi, gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa, ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir. Hâkim kararında somut sebep gösteremiyor, bunu en azından açıklayacak veya asgari ölçüde ikna edecek delil değerlendirmesi yapamıyor, yaklaşık ispat ölçüsünü yakalayamıyorsa tedbire karar vermemelidir. Ancak bu da hiçbir zaman tam bir ispat seviyesinde ispat şartına dönüşmemelidir. (Pekcanıtez,Hakan/Atalay,Oğuz/Özekes Muhammet; Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, Ankara 2011-Sh.715-717) (Yüksek Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 24/04/2012 gün ve 2011/15388 esas,2012/6651 karar sayılı ilamında belirtildiği gibi) 5941 sayılı Çek Kanunun 1. maddesinde, amaç ve kapsam, çek defterlerinin içeriklerine, çek düzenlenmesine, kullanımına, çek hamillerinin korunmalarına ve kayıt dışı ekonominin denetim altına alınması önlemlerine katkıda bulunmaya ilişkin esaslar ile çekin karşılıksız çıkması ve belirlenen diğer yükümlülüklere aykırılık hallerinde ilgililer hakkında uygulanacak yaptırımları belirlemek, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümlerin uygulanması olarak ifade edilmiştir. Bilindiği üzere çek, bir bankaya hitaben yazılmış ve TTK‘da belirtilen hükümlere göre düzenlenmiş ödeme emri niteliğinde olan kıymetli bir evraktır. Çek Kanunun “3”. maddesinde, “ibraz, ödeme, çekin karşılıksız olduğunun tespiti ve gecikme cezası” üst başlığı ile, ikinci fıkrasında, çeklerde karşılıksızdır işleminin, kanuni ibraz süresi içinde ödenmek üzere muhatap bankaya ibraz edilen ve bankanın çek hamiline kısmen ödemekle yükümlü olduğu miktarın dışında, çek bedelinin karşılanmayan kısmıyla sınırlı olarak yapılacağı düzenlenmiştir. Çeklerde karşılıksızdır işlemi, kanuni unsurları taşıyan bir çekin süresinde ibraz edilmesi ve karşılığının kısmen veya tamamen bulunmaması halinde hamilin talebi üzerine verilir. Karşılıksızdır işleminin yapılması ile “ karşılıksızdır çek düzenleme suçu oluşur”. Bu durumda icra mahkemesi çekle ilgili karşılıksızdır işlemi yapılmasına neden olan kişi hakkında, hamilin şikayeti üzerine binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmedilir ve ayrıca “çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına” hükmedilir. (Pulaşlı ,Hasan: Kıymetli Evrak Hukukunun Esasları, 5. Baskı, Ankara 2017 ,s.407). Mahkemece konkordato başvurusunun alınmasından sonra kanunun amir hükmünde belirtilen belgelerin sunup sunmadığı denetlenerek belgelerin eksiksiz olmadığı tespit edildiğinde geçici mühlet kararının verileceği ve İİK’nin 287 maddesinde mahkemece bütün tedbirleri alacağı hükmü yer almakta, tedbirlere ilişkin olarak mahkemenin takdir yetkisi olduğundan bahsetmek mümkün değildir. Kanunun emredici hükmü karşısında şekli inceleme yapan mahkeme, konkordato talebine eklenecek belgelerin eksiksiz olduğunun tespit etmesi halinde tedbir kararı verecektir. Konkordato talebi üzerine geçici mühlet kararı verilmesi halinde geçici mühlet kural olarak kesin mühletin sonuçlarını doğurur. Konkordato mühletinin alacaklılar (İİK m. 294-295), sözleşmeler (İİK m. 296) ve borçlular (İİK m. 297) bakımından etkileri bulunmaktadır. İİK’nın 287/1 maddesinde, konkordato talebi üzerine, mahkeme, 286. maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olduğunu tespit ettiği takdirde derhal geçici mühlet kararı vereceği ve 297. maddenin 2. fıkrasında belirtilen haller de olmak üzere, borçlunun mal varlığının muhafazası için gerekli gördüğü tüm tedbirleri alacağı belirtilmiştir.Konkordato talebi üzerine kanunda öngörülmeyen muhafaza tedbirleri dışında, mahkemece verilebilecek İhtiyati tedbirlerin amacı, konkordato talep eden borçlunun malvarlığı veya işletmesinin bütünlüğünün korunması ve konkordatonun amacına ulaşmasının sağlanmasıdır. Borçlu, konkordato mühleti boyunca faaliyetlerine devam ettiğinden tasarruf yetkisinin sınırlanması söz konusu değildir. Borçlu faaliyetlerini konkordato komiserinin nezareti altında kendisi yürütmektedir. (İİK m. 290/II, b) Borçlu komiseri nezareti altında işlerine devam edebilir. Şu kadar ki mühlet kararı verirken mühlet kararı içinde mahkeme, bazı işlemlerin geçerli olarak ancak komiserin izniyle yapılmasını veya borçlunun yerine komiserin işletmenin faaliyetine devam ettirmesine karar verebilir. Örneğin tedbir kararları kapsamında mahkemenin, borçlunun belli bir rakamın üzerindeki işlemleri komiserin yazılı onayına tabi tutulması mümkündür. Veya mahkeme, komiserin denetiminde kullanılabilen banka hesaplarına, numaralarına ödeme yapılmasını isteyebilir (Uyar, Konkordato, s.40, ayrıca bkz. Kaplan, s.24) Konkordatonun çekten kaynaklı borçlara etkisinin ne olacağı ya da karşılıksız çek keşide etmekten dolayı ortaya çıkan cezai sorumluluğu kaldırdığına ilişkin İİK da özel bir düzenleme yapılmadığı gibi çek kanununda da bir hüküm bulunmamaktadır. İİK m. 51/2 de borçlu hakkında kanunda gösterilen sebeplerden dolayı icra talik edilmiş veya konkordato için mühlet verilmiş ise o borçluya karşı takip muamelesi yapılamayacağı belirtilmiştir. Çeklerle ilgili karşılıksız işlemi yapılmasına sebebiyet vermesi suçu bakımından konkordato aşamalarında verilecek kararların ceza yargılamasının etkisi üzerine de durulması gerekmektedir. Çekin bankaya ibraz tarihinde henüz konkordato talep edilmemişse karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçunun oluştuğuna dair herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak borçlu hakkında geçici mühlet kararı alınır ve konkordato süreci başlamış olursa bu durumda karşılıksız çekten dolayı yapılacak yargılamada karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçunun oluşup oluşmadığı incelendiğinde çeke ilişkin borcu da kapsar şekilde konkordato sürecinin başlamış olmasının ceza yargılamasının durduracağı anlaşılmaktadır. Nitekim buna ilişkin emsal kararlar şu şekildedir. ”… Suça konu çekin geçici mühlet kararından sonra 31/08/2020 tarihinde bankaya ibraz edildiği, Bölge Adliye Mahkemeleri Ceza Daireleri arasındaki karar uyuşmazlığının giderilmesine dair Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 2019/23974 E- 2019/9339 K. sayılı ilamında belirtildiği ilkeler gözetilerek, öncelikle şikayete konu çekin konkordato projesi kapsamında olup olmadığının tespit edilerek, konkordato projesi kapsamında olduğunun tespiti halinde; konkordato davasına konu Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/311 Esas sayılı dosyasında karar verilip verilmediği, karar verilmesi halinde verilen kararın kesinleşip kesinleşmediğinin tespiti ile dosya örneğinin temin edilerek; konkordatonun tasdiki kararının kesinleşmesi ve şikayete konu çekin konkordato projesi kapsamında bulunması halinde tüzel kişi yetkilisi olan sanığın cezai sorumluluğunun olmayacağı, konkordatonun herhangi bir şekilde reddine karar verildiği takdirde ise, konkordato yargılamasını yapan mahkemece çek hesabı yönetme ve çek hesabı üzerinde tasarruf etme yetkisinin şirket yönetim organından alınıp komisere verilip verilmediğinin tespit edilmesinin gerekeceği,” (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, 31. Ceza Dairesi 2021/2081 E 2022/1817 K sayılı ilamı) ”… 7101 sayılı Kanun’un yürürlük tarihi öncesi veya sonrasında; Adi (Mahkeme içi) konkordato (tasdiki) yargılamasını yapacak olan mahkemeye başvuran borçlu tüzel kişilerin yetkili temsilcilerinin, henüz konkordato talebi ile mahkemeye başvurmadan keşide ettikleri veya geçici mühlet kararı öncesinde keşide ederek alacaklıya teslim ettikleri, gerek ticari defter ve kayıtlarında gerekse konkordato projesinde yer alacak olan ileri tarihli (postdate) çeklerin, geçici mühlet kararı ile başlayıp konkordatonun tasdiki veya reddi ile sonuçlanan konkordato (tasdiki) yargılaması süreci içinde, bankaya ibrazında karşılıksız çıkması halinde, 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 5/1 maddesi kapsamında cezai sorumluluklarının devam edip etmeyeceğinin tespiti açısından; Açılan ceza davasına bakmakla görevli ve yetkili icra ceza mahkemelerince; Devam eden konkordato (tasdiki) yargılaması süreci, 5271 sayılı CMK’nin 218/1 maddesi gereği “Bekletici sorun” yapılmak suretiyle, konkordato (tasdiki) yargılamasını yapan hukuk mahkemesince verilecek kararın sonucuna göre; a-)Şayet çek hesabı sahibi tüzel kişi hakkında konkordatonun tasdikine karar verilirse; Bu süreçte yukarıda ana hatlarıyla yazılı olan borçlunun iyi niyetinin kesinleşmesi, alacaklıların tamamıyla anlaşma hükümlerine göre alacaklarını mahkemeye bildirmiş olmaları, bu alacak kalemleri arasında ileri tarihli çekin de yer alacak olması, borçlunun konkordato projesinin alacaklıların çoğunluğu ve mahkemece kabul görmesi, konkordatonun tasdikinin mühlet öncesinde keşide edilen çekin alacaklıları dahil tüm alacaklıları bağlaması ve konkordatonun kollektif bir tasfiye şekli olması gibi ilke ve sonuçlar karşısında; Konkordato tasdiki kararında, 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 5. maddesinde unsurları yazılı suça konu çekin ödeme tarihi ve karşılıksız kalan bedelin, çek alacaklısını da bağlayacak şekilde yeniden belirlenecek olması, dolayısıyla açılan ceza davasında yargılanan kişilerin hukuki durumlarının kesinleşecek konkordato hükümlerine değerlendirilmesi gerekeceği, Konkordatonun tasdiki kararıyla birlikte kesinleşen konkordato anlaşmasına göre hüküm ve sonuçları yeniden belirlenen suça konu çekin, ibraz tarihinden sonra suçun konusunu oluşturan zorunlu unsurları sahip bir çek olmaktan çıkması, dolayısıyla tüzel kişi yetkilisi olan sanıkların cezai sorumluluğundan söz edilemeyeceği,” (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, 32. Ceza Dairesi 2022/377 E 2022/1507 K sayılı ilamı) Konkordatonun amacı, yatırım ortamının korunması ve iyileştirilmesi, ekonomik verimliliğin artırılması, finansal sistemin düzenlenmesi, şirket ve işletmelerin korunması olarak sıralanmaktadır. Konkordatonun temel amacı ödeme güçlüğü çeken borçlunun mali durumunu düzeltmek ve bu konudaki aksaklık ve eksiklikleri gidermektir. Konkordato öncelikle borçlu yararına bir kurum gibi düşünülebilir. Zira borçluya alacaklar ile yaptığı anlaşma çerçevesinde ödeme imkanı vermektedir. Ancak konkordato borçluyu haciz veya iflas da yapılan takiplerden kurtararak borçlunun malvarlığını ve ekonomik mevcudiyetini koruyarak alacaklı bakımından da menfaat sağlamaktadır. Böylece alacaklı konkordatoda haciz veya iflasa tasfiyesine göre elde edeceği alacaktan daha fazla alacak elde etmektedir. (Pekcanıtez/Erdönmez.s,1) 2004 sayılı İİK 287. maddedeki ”Konkordato talebi üzerine mahkeme 286. Maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhal geçici müddet kararı verir. 297. maddenin 2. fıkrasındaki hallerde dahil olmak üzere borçlunun mal varlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır” düzenlemesi de göz önünde bulundurulmalıdır. Davaya konu somut olayda, davacılar vekilince konkordato talep eden şirketlerin geçici mühlet talebinden önce keşide ettiği çeklerin geçici mühlet kararının ilanından sonra 5941 sayılı kanunun 5. Maddesi gereğince üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içerisinde ibrazında karşılıksızdır şerhi yazılmasının ihtiyati tedbiren önlenmesine, ibraz edilen ve karşılığı bulunmayan çeklere konkordato tedbiri şerhinin yazılmasına dair talebin mahkemece değerlendirmesi sonucunda yukarıda belirtilmiş olduğu üzere karşılıksızdır şerhi yazılmasının ihtiyati tedbiren önlenmesine karar verilmiş ancak ibraz edilen karşılığı bulunmayan çeklere konkordato tedbiri şerhinin yazılmasına karar verilmesi talebinin ise reddine dair karar verilmiştir. Davacılar vekilince, konkordato tedbiri nedeniyle işlem yapılamayacağına dair şerh düşülmesi yönünden ihtiyati tedbir kararının talebinin kabulü ile mahkemece bu talebin reddine yönelik verilen ara kararının kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmiştir. Yukarıda yer alan bilgiler tüm dosya kapsamı ile birlikte mahkemenin karşılıksızdır şerhi verilmesine dair kararına yönelik istinaf yasa yoluna başvurulmadığından ara kararın bu kısmı dairemizce değerlendirilmeyerek yapılan incelemede; geçici mühletin ilan tarihi sonrasında bankaya ibraz edilen borçlu şirketin keşide ettiği ve karşılıkları bulunmayan çekler yönünden, konkordato tedbiri nedeniyle işlem yapılamayacağına dair şerh düşülmesi yönünden ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile davacı şirketin devam eden konkordato davasının bulunduğu ve konkordato sürecininde olduğuna dair şerh verilmesi yönünde karar verilmesi gerekirken, talebin reddi isabetli görülmemiştir. Sonuç olarak, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, ilk derece mahkemesi kararının HMK 353.1.b.2 uyarınca kaldırılmasına, Davacıların konkordato mühlet süresi içerisinde ibraz ettiği çeklere ”konkordato sürecinde olduğuna dair şerh” verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere; 1)Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.2 maddesi uyarınca Kabulü ile, İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2022/289 Esas, 20/04/2022 tarihli ara kararının HMK’nun 353/1-b2 maddesi uyarınca Kaldırılmasına, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak; 2)Talebin Kabulü ile; Davacıların konkordato mühlet süresi içerisinde ibraz edilen çeklere konkordato sürecinde olduğuna dair şerh düşülmesine, a-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer ol adığına, b-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, c-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, d-İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.2 bendi ile aynı Kanunun 362/1.f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 08/06/2022