Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/753 E. 2022/1126 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/753
KARAR NO: 2022/1126
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/472
KARAR NO: 2020/829
DAVA TARİHİ: 27/08/2012
KARAR TARİHİ: 08/12/2020
DAVA: Kayıt Kabul
KARAR TARİHİ: 12/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Bankası Merkez Şubesi nezdinde … ve …’a ait … numaralı … hesabı ile …’a ait … numaralı … hesabındaki paraların bankaya el konulması nedeniyle ödenmediğini, ödenmeyen müvekkili alacaklarından banka yöneticileri ve TMSF’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kakmak kaydıyla, … ve …’a ait … numaralı 18/11/2003 vadeli müşterek hesaptan 31.305,00 TL, …’a ait … numaralı 21/07/2003 vadeli hesaptan 55.358,00 TL olmak üzere toplam 86.663,00 TL’nin, 03/07/2003 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ile dava etmiştir. Davalı TMSF vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu işlem idare tarafından ihdas edildiğinden davaya idare mahkemesinde bakılması gerektiğini, fona devir tarihinden önce TMSF’nin denetim/gözetim yapma görev ve yetkisi olmadığından müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, sigorta kapsamı dışında … hesapların TMSF’den talep edilemeyeceğini, … Ltd.’ye havale işlemlerinin davacıların talimatları doğrultusunda gerçekleştirildiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Müflis … Bankası T.A.Ş. İflas İdaresi vekili cevap dilekçesinde özetle; Müflis … Bankası T.A.Ş.’nin tüzel kişiliği … Ltd.’nin tüzel kişiliğinden ayrı olduğu için müvekkili Müflis … Bankası T.A.Ş. İflas İdaresinden istenilen talebin kabul edilemeyeceğini, müflis bir banka aleyhine alacak davasının açılmasının mümkün olmadığını, … hesapların mevduat sigortası kapsamında ne müflis banka ne de TMSF tarafından ödenmesinin mümkün olmadığını, … Bankası T.A.Ş. ile … LTD.’nin iki farklı tüzel kişi olduğunu ve mudilerin bunu bilerek işlemler yaptığını, müflis banka hakkındaki davanın husumet yokluğu ve dava şartı noksanlığı sebepleriyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, açılan davanın nev’ine itiraz ettiklerini, davanın usulden reddedilmemesi halinde asıl alacak, faiz ve her türlü fer’ilerine itiraz ettiklerini beyanla, davanın esastan reddini talep etmiştir. Davacılar tarafından yukarıda özetlenen dava dilekçesi ile İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde (2014/898 E.) davalılar … Bankası T.A.Ş’ye izafeten Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, … ve … aleyhine dava açılmıştır. Mahkemece 15/12/2014 tarihli celsede davalılar … ve … yönünden dosyanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verilmiştir. İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/12/2014 tarihli 2014/898 E. 2014/493 K. sayılı kararıyla; “… TMSF tarafından … Bankası A.Ş. hakkında verilen kararın idari bir karar olduğu, idari kararlar aleyhine açılacak davalarda görevli mahkemenin idare mahkemeleri olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine” karar verilmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 27/02/2017 tarihli 2015/12820 E.2017/1093 K. sayılı ilamıyla; Dava, … hesabına yatırılan paranın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmiştir. Ancak, taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı TMSF’nin idari eylem ve işleminden kaynaklanmamakta olup, davalı … Bankası T.A.Ş’ye izafeten TMSF’ye karşı işbu dava açılmıştır. Oysa, dosya kapsamından İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2004/132 esas ve 2005/361 karar sayılı ilamı ile … Bankası T.A.Ş’nin iflasına karar verildiği anlaşılmakta ve dolayısıyla davacının dava açarken davalı olarak … Bankası T.A.Ş.’ye izafeten TMSF’yi göstermesinin temsilcide yanılma niteliğinde olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu durumda, mahkemece, dava dilekçesinin Müflis … Bankası T.A.Ş. İflas İdaresi’ne tebliği sağlanarak, davaya iflas masasına kayıt kabul davası olarak devam edilmesi ve davanın tüm hüküm ve sonuçlarının buna göre değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış…” gerekçesiyle karar bozulmuştur. İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/12/2020 tarihli 2017/472 E. 2020/829 K. sayılı kararıyla; “…davacılara ait davaya konu 84.543-TL.’nın yurtdışına havale edilmeyerek dava dışı bankanın Ankara Şubesi nezdinde bulunduğu, sonuç ve kanaatine varılarak, İİK. 195 ve yerleşik Yargıtay kararları gereği, takip tarihinde kadar işlemiş faiz hesaplanmak suretiyle asıl alacağa eklenerek masaya yazılması gerektiği karşısında, iflas tarihi itibariyle davacıların davasının kabulü ile, tahsilde tekerrür olmamak üzere, davacı … yönünden 61.390,41-TL. asıl alacak ve iflas tarihi 08/06/2005 tarihine kadar 56.300,89-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 117.691,3-TL.’nın davacı … alacağı olarak, davacı … yönünden 23.152,59- TL asıl alacak ve iflas tarihi 08/06/2005 tarihine kadar 21.233,15-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 44.385,74-TL.’nın davacı … alacağı olarak, iflas masasına kayıt ve kabulüne” istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verilmiştir. Davalı iflas idaresi vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Davanın zamanaşımından reddi gerektiğini, davaya konu hesaptaki havale işlemlerinin davacıların yazılı talimatları doğrultusunda, kendi özgür iradeleri sonucu gerçekleştirildiğini, hesap cüzdanları davacıların dava konusu ettiği alacağının …’a gönderildiğini doğrulamakta olup davacılar hesap cüzdanını aldıktan sonra 8 gün içinde (Türk Ticaret Kanunu’nun 23/son maddesi) … Bankası’na itiraz etmediklerinden … uygulamasını benimsemiş olduklarını beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece kararda yasa yolu olarak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yasa yolunun açık olduğu belirtilmiş ise de; 6100 sayılı HMK’nın Geçici 3. maddesi; “(1) Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.(2) Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez.(3) Bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.” Aynı Yasanın 373/4. fıkrası ise “…Yargıtayın bozma kararı üzerine ilk derece mahkemesince bozmaya uygun olarak karar verildiği takdirde, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir…” şeklindedir. İstinafa konu edilen eldeki dava dosyasında, kanun yoluna başvurulan karar 08/12/2020 tarihinde verilmiş ise de dava dosyasının daha önce Yargıtay incelemesinden geçtiği, inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararının bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak yargılama yapıldığı ve karar verildiği gözetildiğinde, yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca karara karşı ancak temyiz yoluna başvurulabileceği, dolayısıyla kanun yolu incelemesinin temyiz mahkemesi olan Yargıtay’ın ilgili dairesince yapılacağı açıktır.Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın Yargıtay’a gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Dosyanın 5236 sayılı kanunla yapılan değişiklik öncesi 1086 sayılı HUMK’nda düzenlenen temyize ilişkin hükümlere göre işlem yapılması için ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 2-Dairemiz esasının bu şekilde kapatılmasına, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.12/10/2022