Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/620 E. 2022/527 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/620
KARAR NO: 2022/527
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1044
KARAR NO: 2021/144
DAVA TARİHİ: 07/09/2018
KARAR TARİHİ: 05/02/2021
DAVA: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/04/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ödeme güçlüğüne düştüğünden bahisle, 2004 sayılı İİK’nun 285 ve devam eden maddeleri uyarınca öncelikle tedbir kararı ile geçici ve kesin mühlet verilmesini, akabinde konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesi; “…Komiser heyetince yapılan hesaplamalarda iflas halinde adi alacaklıların alacaklarına kavuşma oranı % 85 olarak tespit edilmiştir. Borçlu şirket nihai projesinde, konkordatoya tabi borçlarının ödemelerine 2021 yılı Eylül ayı itibariyle başlanacak ve tüm borçlar en geç (projedeki belli rakamın altındaki borçların daha kısa sürede kapatılması öngörülmüştür) Eylül 2021 den sonraki 24 aylık süreçte kapanmış olacaktır. Yani proje tasdik edildiğinde, konkordatoya tabi borçların ödemeleri Eylül 2023 itibariyle tamamlanacaktır. Yine projeye göre, konkordatoya tabi alacaklıların alacaklarının tamamı faizsiz ödenecektir şeklindedir. İflasa nazaran alacaklıların lehine olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle somut olayda, konkordatonun tasdikine ilişkin olarak İİK.md. 305,f.1.b.(a) da öngörülen adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması şartı gerçekleştiği belirlenmiştir. Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olup olmadığının incelenmesinde, konkordatonun tasdiki için gerekli şartlarından biri de teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olmasıdır. Konkordato projeyi kabul etmeyen ve alacağını bildirmemiş alacaklılar içinde bağlayıcı olduğundan orantılık şartı büyük önem taşımaktadır. Zira bu suretle azınlıkta kalan alacaklıların menfaatleri korunmuş olur. Aslında konkordatonun tasdiki için aranan bu şartla gaye borçluya ödeyebileceğinin azamisini ödettirmektir. Keza konkordatoda imkan oldukça borçlu tenzilat istememeli, imkanlarına göre ödeme gücünün zirvesine çıkmalıdır. Bu tasdik şartı bağlamında kanunda teklif edilen tutarın borçlunun mevcudu ile değil, kaynakları ile orantılı olması aranmıştır. Kaynak kavramı ödeme araçları ve temin edilebilecek her türlü finansal kaynağı ifade etmekte olup, bu yönüyle mevcut ibaresinden daha geniş bir içeriğe sahiptir. Borçlunun teklifinin kaynakları ile orantılı olup olmadığı, borçlunun paraya çevirerek ödemelerde kullanabileceği mal varlığının değerleri, muhtemel gelirleri, nakit akışı, beklenen hakları dikkate alınarak tespit edilir. Yani bu şart bağlamında değerlendirme yapılırken borçlunun işletmenin devamını engellemeyecek mallarını satmak suretiyle sağlayabileceği alacaklıların tahsili suretiyle elde edileceği ve borç ödemelerinde kullanabileceği kaynaklarının belirlenmesi gerekmektedir. Konkordato komiserleri tarafından sunulan raporlarında, ödemelerin gerçekleştirileceği dönemde şirketin elde edebileceği karın 48.181.730,37 TL olduğu belirtilmiştir. Şirketin mevcut kaynakları ve borçların ödenmesinin planlandığı dönemde yaratabileceği kaynaklarından şirket borçları çıkarıldığında, şirketin kullanabileceği 1.664.365,06 TL tutarında kaynak kaldığı, kaynak fazlası gözükse de kaynak hedeflerinde yaşanması muhtemel sapmalar nedeniyle, şirketin kaynak fazlasının kalmayacağının düşünüldüğü, borçlu şirkretin teklifinin kaynaklarıyla orantılı olduğu belirtilmiştir. Konkordato projesinin 302. Maddesinde ön görülen çoğunlukla kabul edilip edilmediğinin tespiti; İİK’nun 302 maddesine göre ; projesi a-Kaydedilmiş olan alacakların ve alacaklıların, b-Kaydedilmiş olan alacaklıların 1/4’ini ve alacaklıların 2/3’sini aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılacaktır. Görüldüğü gibi kanun koyucu, konkordato projesinin kabulü için iki alternatifli bir çoğunluk ön görmüştür. Yani konkordato projesinin kabul edilmiş sayılabilmesi için alternatif iki çoğunluktan birinin gerçekleşmesi yeterlidir. Komiser heyetince hazırlanan nisap listelerinde konkordato nisabına dahil alacaklı sayısının 94, bu alacaklıların konkordato nisabına dahil alacaklarının toplamının ise 62.956.798.66 TL olduğu görülmüştür.Teklifi kabul eden alacaklı sayasının 57 teklifi kabul edenlerin nisaba mesnet teşkil eden alacaklarının toplamının 38.624.791,43 TL olduğu, teklifi kabul edenlerin sayısının tüm alacaklılar içerisindeki yüzdesinin 60,64, teklifi kabul edenlerin alacak toplamlarının tüm borçların içerisindeki yüzdesinin 61,35 olduğu belirlenmiştir. Borçlu şirket İİK 302 hükmünde konkordato projesinin kabulü için öngörülen kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını şeklindeki çoğunluğu sağladığı belirlenmiştir. Komiser heyetinin nisap çizelgelerini oluştururken doğru bir biçimde alacak kaydı yaptırmasa dahi borçlu şirketin ticari defterlerinden anlaşılan alacaklıları da nisapta dikkate aldığı, üçüncü kişilere ait mallarla rehin altına alınan alacakları adi alacak olarak kabul ettiği, çekişmeli hale gelen alacağı için İİK md. 302/f.6 uyarınca mahkememize başvuran alacaklıları nisaba mahkemece oluşturulan ara kararlarındaki tutarlar üzerinden dahil ettiği görülmüştür. HMK 74. Madde hükümlerinde açıkça yetki verilmemiş ise vekil sulh olamaz, hakimi red edemez, davanın tamamını ıslah edemez, yemin teklif edemez, yemini kabul, iade veya red edemez, başkasını tevkil edemez, haczi kaldıramaz, müvekkilinin iflasını isteyemez, tahkim ve hakem sözleşmesi yapamaz, konkordato veya sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yolu ile yeniden yapılandırılması teklifinde bulunamaz ve bunlara muvafakat veremez, alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına başvuramaz, davadan veya kanun yollarından feragat edemez, karşı tarafı ibra ve davasını kabul edemez, yargılamanın iadesi yoluna gidemez, hakimlerin fiilleri sebebiyle devlet aleyhine tazminat davası açamaz, hangileri hakkında yetki verildiği açıklanmadıkça kişiye sıkı sıkı bağlı haklar ile ilgili davaları açamaz ve takip edemeyeceği düzenlenmiştir. Konkordatonun tasdik edilebilmesi için gerekli olan bir diğer koşul ise borçlunun bazı alacaklıların alacaklarını güvence altına almak için teminat göstermek zorunda olmasıdır. İİK’nun mad. 305/f.1, b.(d) uyarınca 206 maddenin 1. Sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izni ile akdedilmiş borçların ifasının, alacaklılar bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması gerekmektedir.Konkordato komiserleri tarafından sunulan raporda borçlu şirketin teminat gösterilmesi gereken borcunun bulunmadığı belirtildiğinden, borçlu şirket yönünden teminat şartının da yerine getirildiği belirlenmiştir. Konkordato tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın tasdik kararından önce borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmesi gerekir. 492 Sayılı Harçlar Kanununa ekli 1 sayılı tarifeye göre adi alacaklılar bakımından konkordatonun tasdiki için yatırılması gereken harç, alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden 2,27/1000 olduğu, konkordatoya tabi borç toplamının 62.956.798,66 TL miktar üzerinden yatırılması gereken harç tutarının 142.911,94 TL, olduğu ve söz konusu harcın da 22.12.2020 tarihli Sayman Mutemedi Alındı Belgesi ile yatırıldığı görülmüştür. Bu itibarla yapılan yargılama ve toplanan delillere göre aşağıda belirtildiği şekilde konkordatonun onanmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.” gerekçesiyle; “Konkordato projesinin İİK’nun 305.maddesindeki tasdik şartlarının gerçekleştiği anlaşılmakla tasdiki ile, Davacı şirketin konkordatoya tabi 50.000 TL (Dahil)’ye kadar olan konkordatoya tabi borçların tamamının faizsiz bir şekilde 2021 yılı Eylül ayında tek seferde ödenmesine,50.000 TL ile 250.000,00 TL arasındaki konkordatoya tabi borçların tamamının faizsiz bir şekilde 2021 yılı Eylül ayından başlamak üzere aylık eşit taksitler halinde 12 ayda ödenmesine,250.000,00 TL ve üzerindeki konkordatoya tabi borçların ise, borçların tamamının faizsiz bir şekilde 2021 yılı Eylül ayından başlamak üzere aylık eşit taksitler halinde 24 ayda” ödenmesine, dosyaya sunulan Mahkememiz tarafından 04/02/2021 tarihinde havale edilen komiser heyeti tarafından düzenlenen ödeme listesinin kararın eki sayılmasına, tüm alacaklı ve taksitlerin bu tabloya göre izlenmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Alacaklı … bank AŞ. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili Bankanın, davacıya kullandırılan krediler nedeniyle 25/10/2019 tarihinde nakit 2.920.506,64 TL + 40.996,97 TL ve gayrinakit 2.155.261,81 TL olmak üzere toplam 5.116.765,42 TL alacaklı olduğunu, konkordato komiserliğinin müvekkili banka alacağının kısmen kabulüne ilişkin 27/09/2019 tarihli kararına itiraz üzerine, mahkemece alınan komiser tespit raporunda müvekkili bankanın 2.912.076,38 TL üzerinden oy kullanması ve gayrinakit alacağı olan 2.155.261,81 TL’nin de alacaklılar toplantısında ve konkordato sürecinde esas alınması şeklinde tespitte bulunulduğunu ancak sadece gayrinakit alacak olan 2.155.261,81 TL’nin konkordatoya dahil edilmesine karar verildiğini, bu nedenle hatalı nisap oluşturularak oylama yapıldığını, oylamaya dahil edilmeyen nakit 2.912.076,38 TL alacağın oylamanın sonucunu değiştirebileceğinden ve gerekli tasdik koşullarını sağlanmasını etkileyeceğinden tasdik kararının kaldırılması gerektiğini, yerel mahkemenin komiser raporunca yok sayılan ve taraflarınca itiraza uğrayan bir kısım nakdi ve gayrinakdi alacaklarına ilişkin İİK 302 ve 308/b’de yer alan açık yasa hükümlerine göre itiraza uğrayan alacakların hesaba katılmaması halinde bahsi geçen alacaklara isabet eden payın bir bankaya depo edilmesine hükmetmesi gerekirken, nakdi alacaklarına ilişkin usule ve yasaya aykırı olarak depo kararı vermediğini belirterek, kararın kaldırılmasına, konkordato talebinin reddine, aksi kanaat halinde müvekkili bankanın itiraza uğrayan alacaklarına ilişkin olarak itiraza uğrayan tutarın, borçlu konkordato talep eden şirket tarafından mahkemece belirlenecek bir bankaya depo edilmesine, müvekkil bankanın alacaklarının, alacak kaydı olarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Alacaklı Türkiye …Bankası AŞ. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili … Bankası A.Ş. tarafından genel kredi sözleşmelerine istinaden, …, …, … ve …’ın müteselsil kefaleti ile konkordato talep eden davacı şirkete nakit kredi kullandırılarak, teminat mektubu kredisi tesis edildiğini, kredilerin teminatını teşkil etmek üzere toplam 2.000.000,00 TL ipotek tesis edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine 21/09/2018 tarihinde hesabın katedildiğini, müvekkili bankanın 16/05/2019 ilan tarihi itibariyle nakit alacakları 3.610.238,42 TL ve gayri nakit alacakları 143.000,00 TL olmak üzere toplam alacak miktarının 3.753.238,42 TL olduğunu, bu alacağın belgeleri ile 24/09/2018 tarihinde dava dosyasına itiraz başvurusu olarak sunulduğunu, müvekkil banka ile borçlular arasında imzalanan ve konkordato komiser heyetinin de imzalayarak onaylamış olduğu 08/10/2019 tarihli Borç Tasfiye Sözleşmesinde, 25/09/2019 tarihi itibariyle müvekkil Banka’nın alacağı toplamı 3.532.322,00 TL olduğu ve bu alacağın 3.389.322,00 TL kısmını nakdi kredi alacağı, 143.000,00 TL alacağın ise gayri nakdi kredi alacağı olduğunun kabul edildiğini ancak borç tasfiyesi sözleşmesine göre ödeme yapılmadığını, tasdik edilen konkordato projesinde ise müvekkil Banka’nın alacağının davacı ile konkordato komiser heyeti tarafından kabul edilen miktarın altında 2.479.880,52 TL olarak ve alacağı ipotek teminatlı (rehinli) olmasına karşın adi alacak olarak kabul edilmiş olmasının İİK 305 ve devam eden maddelerine aykırı olduğunu beyanla, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Alacaklı … Bankası AŞ. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın 14/05/2019 tarihinde alacak bildiriminde bulunduğunu, davacı tarafından alacağın 78.000,00 TL’lik kısmı kabul edilerek 419.595,38 TL’lik kısmının ise reddedildiğini, Konkordato Komiserliği tarafından davacının itirazlarını içeren ihbarnamenin müvekkili Bankaya 22/10/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, itiraza karşı mahkemeye sundukları beyanlarının akabinde mahkemece 27/01/2020 tarihli ara karar oluşturularak alacağa ilişkin belgeleri sunmaları için 1 hafta kesin süre verilmesine, İİK 300.maddesi uyarınca alacak yönünden inceleme ve rapor için komiser heyetine 2 hafta süre verilmesine karar verildiğini, ara karar uyarınca belgeler sunulmasına rağmen gerekli incelemenin yapılmadığını beyanla kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Alacaklı … Bankası AŞ. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın kullandırdığı kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın 18/09/2018 tarihinde katedildiğini, geçici mühlet tarihi olan 11/09/2018 tarihi itibari ile 3.762.740,35 TL nakit ve 99.470,00 TL gayrinakit çek taahhüt alacağı olmak üzere toplam 3.862.210,35 TL alacağının olduğunu, alacak kayıt tarihi itibariyle güncel miktarın 4.431.436,68 TL nakit, 99.470,00 TL gayrinakit çek taahhüt alacağı olmak üzere olarak komiser heyetine bildirildiğini, buna rağmen konkordato projesinde müvekkil Banka’nın alacağının kaydedilen alacak tutarının çok altında kabul edildiğini, alacak kaydına ilişkin borçlunun itiraz ettiğine dair bir belgenin taraflarına tebliğ edilmediğini, bu nedenle de alacağın çekişmeli alacak olarak da kayıtlara geçmediğini, Müvekkil Banka alacağı yönünden eksik inceleme ile konkordatonun tasdik edildiğini, davacı tarafından sunulan konkordato projesi ve revize projeye ilişkin alacaklılar tarafından sunulan itiraz beyanları hakkında gerekçeli ve projeyi revize edici herhangi bir iyileştirme ortaya konulmadığını, buna rağmen komiser heyetince mahkemeye sunulan nihai raporda davacı firmanın projede taahhüt ettiği bir birçok hususu yerine getiremese de bu hususların ikmal edilebilir olduğu ya da Covid-19 sürecine bağlanan olumsuzluklarla yerine getirilemediği ifade edilerek tasdik koşullarının oluştuğu şeklinde görüş bildirildiğini, davacının sermaye artırımı taahhüdünü yerine getirmediğini, dava dilekçesinde bildirdiği iki projeden birinin tamamlandığını birinin ise durdurulduğunu, taahhüt edilen beş projeden iki tanesinin tamamlandığını üç projenin ise durudurulduğunu ya da feshedildiğini, buna rağmen komiser heyetinin konkordatonun başarıya ulaşacağı yönündeki raporunun hatalı olduğunu, tasdik edilen Konkordatonun alacaklılar arasındaki eşitliği sağlamaktan, adi alacaklılar arasındaki dengeyi bulmaktan uzak olduğunu, yerel mahkemenin borç tutarlarına göre alacaklılara farklı tarihlerde ödeme yapılması sonucunu doğuracak bir konkordato projesini tasdik etmesinin hatalı olduğunu, konkordatonun tasdik şartlarından olan “akdedilmiş borçların ifasının alacaklı açıkça vazgeçmedikçe teminata bağlanmış olması” hususu da ilgili bankalarla yapılandırma yapıldığı gerekçe gösterilerek yerine getirilmemiş ise de Bankaların açık bir vazgeçmelerinin bulunup bulunmadığı açık değilken İİK 305. maddesine aykırılık oluşturacak şekilde hüküm kurulduğunu beyanla kararın kaldırılmasını ve davanın reddine, davacının iflasına karar verilmesini talep etmiştir. Alacaklı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı firmanın, müvekkili şirkete toplam 21.039,16 TL borcu olduğunu, alacağından ya da alacağın bir kısmından vazgeçme niyeti bulunmadığını, dosyaya sunulan raporların müvekkili tarafından kabulünün söz konusu olmadığnı, konkordato kararı ile alacaklılar, borçluya nazaran daha kötü duruma düşürüleceği için Mahkeme’nin vermiş olduğu tedbir kararına itiraz etme zorunluluğu doğduğunu, müvekkili nezdinde alacak miktar üzerinde riski bulunan davacının konkordato talebinin reddini talep ettiğini beyanla kararın kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Alacaklı …bank AŞ. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Komiser heyetinin değerlendirmesinde alacaklıların, davacının iflası halinde alacakların alacaklarını tahsil etme oranının %85 olduğu, tasdik halinde ise en geç Eylül 2021 den sonraki 24 aylık sürede tamamının ödeneceği belirtilmiş ise de bahsi geçen oranın soyut, belirsiz olduğunu, projenin başarıya ulaşma ihtimalinin olmadığını, sermaye artışının dahi gerçekleştirilmediğini, borçların ödenmesi hususunda ana kaynaklardan biri olan Kocaeli Şehir Hastanesi projesinin karşılıklı olarak feshedildiğini, bankaların diğer alacaklılardan farklı bir kategoride değerlendirilmesi ile alacaklılar arasında denge gözetilmediğini beyanla kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Alacaklı … bank AŞ. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kesin mühlet tarihindeki Müvekkil banka kredi alacaklarının 8.048.327,00 TL nakdi, 2.156.535,00 EURO karşılığı teminat mektubundan kaynaklanan gayri nakdi, 7.213.927,88 TL teminat mektubundan kaynaklanan gayri nakdi, 350.108,00 TL çek karnesinden kaynaklanan gayri nakdi kredi alacağı olduğunu, kredilerin teminatı olarak dava dışı 3.kişiler tarafından toplam 13.170.000,00 TL ipotek tesis edildiğini, komiserlikçe borçlu mevcut defterine kaydı istenen rehinli alacağın 6.607.229,28 TL olarak müzakere tutanağına eklenmek suretiyle 09/09/2020 tarihinde müzakereye açıldığını, Müvekkili banka toplantıya katılamadığını fakat 7 günlük yasal süresi içerisinde “Rehinli alacaklar yönünden konkordato projesine olumlu oy” kullanıldığını, bilirkişi … tarafından düzenlenen 27/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda müvekkil bankanın daha öncesinde rehinle teminat altına alınan alacağının adi alacak sayılması yönünde görüş bildirdiğini, Konkordato Komiser Heyeti tarafından hazırlanan “Gerekçeli Karara Ek Rapor” başlıklı kararı ile “şirketin rehinle temin edilmiş bir alacağı bulunmadığı” yönünde tespitte bulunduğunu, raporun bu haliyle hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, zira müvekkili bankanın açıkça rehinli alacaklı sıfatına haiz olup, tüm hükümler bakımından usul ve yasanın rehinli alacaklılara tanıdığı haklardan yararlandığını, banka alacağının çok altında kalan bir tutarın tasdik edilen konkordato projesinde kabul edildiğini ayrıca müvekkil Banka alacağının ipotek teminatlı (rehinli) olmasına karşın, tasdik edilen konkordato projesinde adi alacak olarak kabul edilmesinin İİK 305 ve devam eden maddelerine aykırı olduğunu, davacı şirket lehine ipotek tesis eden üçüncü kişilerin şirketle organik bağları olan, şirketin hak ve faydalarından birinci dereceden yararlanan kişiler olduğunu, alacağın teminatında bulunan ipoteğin 3. kişi adına kayıtlı olması alacağı rehinli olmaktan çıkartmayacağını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Alacaklı … Sanayi Tic. AŞ. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davacıdan cari hesap alacağı 393.945,81 TL, karşılıksız tl çek alacağı 323.531,47 TL toplam 717.477,28 TL, cari hesap euro alacağı 133.47,36 Euro, karşılıksız euro çek alacağı 9.173,73 Euro, toplamda 142.224,09 Euro alacaklı olduğunu, bu alacakların 14/01/2019 tarihinde Konkordato Komiserliği’ne kayıt için yazılı olarak bildirildiğini, 17/05/2019 tarihinde yine kayıtlar için Konkordato Komiserliğine alacak bildirimi yapılarak toplam alacağın Türk Lirası cinsinden 1.677.191,22 TL olduğunun bildirildiğini, bu alacak bildirimlerine karşı davacı tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığını, herhangi bir itirazın Müvekkile veya vekiline bildirilmediğini, buna rağmen tasdik edilen projede şirketin mevcut alacağının çok altında, toplamda 717.477,28 TL’nin alacak olarak kabul edildiğini ve oylamada bu tutarın esas alındığını, ayrıca gerekçeli kararda İİK. 305 uyarınca gösterilmesi gereken teminata ilişkin olarak açıkça teminat aranmadığı ifade edilerek bu yöndeki kararın da konkordato komiserleri tarafından düzenlenen raporda teminat gösterilmesi gereken borcun bulunmadığına ilişkin beyanına dayandırılması nedeniyle eksik ve İİK 305. maddesine aykırılık oluşturacak şekilde hüküm kurulduğunu, projenin gerçekleşme ihtimali olmadığını, sermaye artışının yapılmadığını, projede borçların ödenmesi için ana kaynağın “Etlik Şehir Hastanesi Projesi” olduğu belirtmiş olması sebebiyle tüm borcun bu proje ile kapatılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Alacaklı … AŞ. (… AŞ’den temlik alan) vekili istinaf dilekçesinde özetle; Hükmün müvekkil alacaklı ve diğer müdahil alacaklıların menfaatinin zedelenmesine yol açacak şekilde belirlemeler yapan komiser heyeti rapor ve değerlendirmelerini esas alarak hüküm oluşturduğunu, konkordato başvurusunun konkordato amacına uygun olmadan yürütüldüğünü, müvekkilinin davacı tarafından keşide edilen 100.000,00 TL bedelli çek nedeniyle alacaklı olduğunu, alacak kaydının itiraza uğramadığını buna rağmen ödeme planında yer almadığını, konkordato projesinin tasdiki için gerekli koşulların oluşmadığını, eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğini beyanla kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır.Talep, İİK’nın 285. vd. maddeleri uyarınca geçici ve kesin mühlet kararları verilmesi ve konkordato projesinin tasdiki istemine ilişkindir. Konkordato, tacir yahut gerçek veya tüzel kişi bir borçlunun, borçlarını ödeme şekliyle ilgili yaptığı teklifin, kanunda öngörülen çoğunlukla alacaklılar tarafından kabul edilmesi ve yetkili mahkeme tarafından tasdik edilmesi sonucunda, borçlunun tüm adi borçlarını ödeyebileceği koşullar göz önüne alınarak, kararlaştırılan sürede ve/veya miktarda ödemesini mümkün kılan bir hukuki müessesedir. 2004 sayılı İİK’nın 285/3 fıkrası uyarınca konkordato talebinde iflasa tabi olan borçlu için İİK 154.maddesinin birinci veya ikinci fıkradaki yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesi, iflasa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesi yetkilidir. Somut olayda konkordato talep eden borçlu şirket iflasa tabi olduğu için yetkili mahkeme İİK’nın 285/3 fıkrasının göndermesi ile İİK 154.maddesi gereğince muamele merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesi olup, dava görevli ve yetkili mahkemece açılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1.f bendinde vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması dava şartları arasında sayılmış, 6098 sayılı TBK nun 504. maddesinde vekaletin kapsamı düzenlenmiş ve TBK 504/3 bendinde “Vekil, özel olarak yetkili kılınmadıkça dava açamaz, hakeme başvuramaz, iflas, iflasın ertelenmesi ve konkordato talep edemez…” düzenlemesine yer verilmiştir. Yine davaya vekalette özel yetki verilmesini gerektiren haller 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde düzenlenmiş olup anılan yasal düzenleme uyarınca müvekkili adına dava açıp konkordato teklifinde bulunan vekilin, vekaletnamesinde özel olarak yetkilendirilmiş olması zorunludur. Sunulan vekaletname ile borçlu şirket vekilinin yasal düzenlemelere uygun olarak konkordato yönünden özel olarak yetkilendirildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafından ilgili kayıt ve belgeler sunularak geçici ve kesin mühlet kararları verilmesi ve konkordato projesinin tasdiki talebiyle başvurulması üzerine, mahkemece 11/09/2018 tarihinde 3 aylık geçici mühlet verilmesine, 11/12/2018 tarihinden itibaren geçici mühletin 2 ay uzatılmasına, 11/02/2019 tarihinden ise 1 yıllık kesin mühlet tanınmasına karar verilmiştir. 04/02/2020 tarihli ara karar ile kesin mühlet 6 ay süreyle uzatılmış, 23/07/2020 tarihli ara karar ile 7226 sayılı yasa ve 30/04/2020 tarihli 31114 nolu Resmi Gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı gereği durma süresince işlemeyen 86 günlük sürenin 11/08/2020 tarihinden itibaren uzatma süresine eklenmesine karar verilmiş, 27/10/2020 tarihli ara kararda ise, son uzatma süresinin 05/11/2020 günü sona ereceği dikkate alınmak suretiyle İİK 304/son madde hükmü gereğince; konkordato tasdik şartlarının oluşup oluşmadığı konusunda rapor alınıp, gerekli harç ve teminat koşullarının gerçekleştirilmesi için karar verilinceye kadar mühlet hükümlerinin 3 aylık süre ile uzatılmasına, 05/02/2021 tarihinde yapılan duruşmada ise konkordatonun tasdikine karar verilmiştir. Davacı şirketin konkordato nihai projesinde; -Vade konkordatosu teklifinde bulundukları ayrıca vaki ekonomik göstergeler doğrultusunda dövizli borçlar için USD ve EURO kurlarının karşılıklı pazarlık ile USD kurunun 5,50 TL, EURO kurunun ise 6,00 TL paritesinde sabitlenmesi talep edilmiş, -Şirketin adi nitelikteki borçları yönünden; konkordato projesinin tasdiki ile 1 yıl ödemesiz ve 2021 yılı Eylül ayı itibariyle ödemelere başlayarak teminatsız tüm piyasa borçlarından 50.000,00 TL’sına kadar olan borç tutarlarını peşin olacak şekilde, 50.000,00 TL’sı ile 250.000,00 TL’sı arasındaki borç tutarlarını 12 eşit taksitte olacak şekilde, 250.000,00 TL’sı ve üzerindeki borçlarını ise 24 eşit taksitte olacak şekilde faizsiz ve %100 olarak ödemeyi ayrıca teminatsız tüm banka borçlarını 2021 yılı Eylül ayı itibariyle ödemelere başlanacak şekilde 24 eşit taksitte, faizsiz ve % 100 olacak şekilde ödemeyi telif ederek, konkordato kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz durması sebebiyle konkordato kesin mühlet kararı akabinde vade tarihine kadar herhangi bir faiz ödenmeyeceği ve teklifin anapara ödemelerini kapsadığı,-Şirketin rehinle temin edilmiş borçları yönünden; geçici mühlet tarihinden itibaren bugüne kadar geçen 24 ay için süre için aylık % 2,89 faiz oranından olacak şekilde temerrüt faizi ödeyerek rapor ekinde detayları belirtilen gayrimenkulleri ilgili bankalara vefa hakkı ile devrederek gayrimenkul değerlerini (exper değerleri) aşan borç tutarı için faizsiz olacak şekilde 36 ay eşit taksitte, gayrimenkulleri geri devir alabilmek için ise bugünkü exper değerleri üzerinden yıllık %6 faiz oranıyla 36 ay eşit taksitte ödeme gerçekleştirecek şekilde yapılandırılacağı belirtilmiştir. -Şirket mevcut sermayesinin 7.000.000,00 TL olup şirket ortaklarının 2023 yılında 750.000,00 TL ve 2024 yılında 750.000,00 TL olmak üzere toplam 1.500.000 TL sermaye artırım bedelini nakden, kendi şahsi malvarlıklarından karşılamayı kabul ve taahhüt ettikleri, şirket giderleri azaltılarak tasarruf sağlanacağı, 2020 yılı 07-12 aylarında 18.765,119,00 TL net satış, 4.665.119,00 TL net kar, 2021 yılında 88.750.000,00 TL net satış, 34.950.000,00 TL net kar, 2022 yılında 50.853.911,00 TL net satış, 8.769.032,00 TL net kar, 2023 yılında 53.873.733,00 TL net satış, 3.046.415,00 TL net kar, 2024 yılında 12.500.000,00 TL net satış, 2.400.000,00 TL net kar öngörüldüğü, şirketin devam eden projelerinden (Ankara Etlik Şehir Hastanesi ve Ankara Poketsan binası) toplam 122.890.794,10 TL gelir elde edileceği belirtilmiştir. Komiser Heyetinin (Hukukçu Evren Koç, Yeminli Mali Müşavir Bülent Yıldırım, Serbest Mali Müşavir Ümit Uludil) düzenlediği 09/10/2020 tarihli gerekçeli raporda; -Adi alacaklılar yönünden; toplam alacaklı sayısının 92 alacak toplamının 53.869.688,86 TL olduğu, 58 alacaklının toplam 38.626.431,81 TL yönünden kabul oyu verdiği, 10 alacaklının 13.380.047,14 TL yönünden red oyu verdiği, oylamaya katılmayan ve iltihak süresi içesinde kabul oyu kullandığını beyan etmediği için red sayılan alacaklı sayısının 24 ve alacakları toplamının 1.863.209,91 TL olduğu, bu durumda alacak ve alacaklı sayısının yarısının üzerinde bir çoğunlukla projenin kabul ediği, gerekli nisabın sağlandığı, -Rehinli alacaklılar yönünden; rehinli alacaklıların … bank’ın alacak miktarının 6.607.229,28 TL ve … Bankası’nın alacak miktarının 2.479.880,52 TL olup toplam 9.087.109,80 TL olduğu, …bank’ın rehinli alacaklılar toplantısında kabul oyu kullanmış olması 9.087.109,80 TL’nin 2/3’ü olan 6.058.073,20 TL olan sağlandığı, -Şirketin 30/06/2020 tarihli rayiç değer bilançosuna göre öz sermayesi (+) 15.673.946,00 TL olup borca batık olmadığı, şirketi iflas etmesi halinde ise öz sermayesinin (-) 12.082.548,00 TL hesap edildiği, -Şirketin konkordato sürecine başlandığından ön projesinde, borç tutarı ile karşılaştırıldığında küçük bir tutar sermaye artışı (1.500.000,00 TL) ve mevcut projeler ile yeni alınacak projelerden elde edilecek gelir beklentisini borçlarını ödemek üzere gelir kaynağı olarak beyan ettiği, süreç içerisinde sermaye artırımını gerçekleştirmediği/gerçekleştiremediği ve mevcut faaliyetler konusunda ise yurt dışı (Senegal hal binası) bir projesini tamamlamış, Ankara Roketsan işinde kesin kabul aşamasına geldiği, Kocaeli Şehir Hastanesi Projesinin karşılıklı feshedildiği, Ankara Etlik Şehir Hastanesi ise davacıdan kaynaklanmayan sebeplerle işin durduğu, dolayısı ile dosya borcunun ödenmesi konusunda ana kaynağın Etlik Şehir Hastanesi işi olduğu, şu anda Etlik Şehir Hastanesi işinin tekrar başladığı fiyat güncellemesi hariç 117 milyon civarında hasılat beklendiği, şirkete refakat edilen 23 aylık süre içerisinde mevcut projelerine başarılı bir şekilde devam ettiği ve 2 projeyi tamamladığı, Etlik Projesinin ise Sağlık Bakanlığı-Proje Müteahhidi (Astaldi-Türkerler Girişimi) ve Proje Kreditörü arasında doğan anlaşmazlık sonucu durduğu, davacı şirketin bir hatası veya eksikliği bulunmadığı, işin tekrar başlayacak olması ve projeden beklenen gelir rakamının yüksek olması mevcut borçların ödenebilmesi konusundaki olumlu kanaat oluşturduğu,-Şirket rayiç bilançosunda varlıklarının topla. değeri 107.141.038,00 TL olup muhtemel bir iflas halinde paraya çevrildiği takdirde ise 76.418.264,00 TL olacağı, bu durumda tasdik halinde alacaklıların daha yüksek oranla alacalarına kavuşacakları, şirketin nihai projesinde taahhüt ettiği sermaye artırımını yapması, tasarrufların devam etmesi, faaliyetin devamı halinde teklif edilen tutarı ödeyebileceği yani kaynaklarıyla orantılı olduğu ifade edilmiştir. Bilirkişi …’den alınan 27/10/2020 tarihli raporda özetle; Teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların elde edebileceği miktardan fazla olup olmadığının incelenebilmesi için iflas halinde adi alacaklıların alacaklarına (muhtemel) kavuşma oranının hesaplanması gerektiği, gerekçeli raporun teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığının incelendiği bölümünde Komiser Heyetinin borçların ödenmesinde kullanılabilecek mevcut kaynaklar ve borçların ödenmesinin planlandığı dönemde yaratılabilecek kaynakları belirleyerek teklif edilen tutarın kaynaklarla orantılı olup olmadığını değerlendirmesi gerektiği bu yönde bir inceleme yapılmadığı, mülkiyeti üçüncü kişiye ait olan mallarla güvence altına alınan alacakların adi alacak olarak kabul edilerek konkordato nisabında dikkate alınması gerektiği ancak raporda rehinli alacak olarak değerlendirildiği, gerekçeli raporda kabul oyu verdiği belirtilen 14 alacaklının yetki belgesi, vekaletnamesinde özel yetki olmaması nedeniyle kabul oyunun geçersiz olduğu, kabul oyu geçersiz olan bu alacaklıların alacak toplamının 4.175.158,25 TL olarak hesaplandığı, kabul oyunu geçersiz kılan eksiklikler giderilmediği takdirde bu alacaklıların kabul oyu verenler listesinden çıkarılması gerektiği, Komiser Heyetinin borçlu şirketin 206. maddenin birinci sırası kapsamında kalan alacaklılarının bulunup bulunmadığını (ki 30/06/2020 tarihli bilançoda personele 594.289,00 TL tutarında borç gözükmektedir) ve mühlet içinde komiserin izniyle (açık veya örtülü) akdedilmiş borçların olup olmadığını ortaya koyması gerektiği, Komiser Heyetince konkordato nisabının yeniden belirlenmesinin akabinde konkordatonun tasdiki için yatırılması gereken harcın da yeniden hesaplanması gerektiği, mülkiyeti üçüncü kişiye ait taşınmazlarla ipotek altına alacaklar borçlu şirket yönünden adi alacak olarak değerlendirilerek, İİK m.308/h kapsamında rehinli alacaklılarla borçların yapılandırılması şartlarının oluşup oluşmadığının yeniden belirlenmesi gerektiği yönünde görüş sunulmuştur. Komiser Heyetinin düzenlediği 10/12/2020 tarihli son raporda; İflas halinde adi alacaklıların alacaklarına kavuşma oranı % 85 olarak tespit edildiği, ancak projenin tasdiki halinde %100’ünün ödenebileceği, Şirketin 2023 sonuna kadar öngördüğü karın 48.181.730,37 TL olduğu, dönem başı nakit + çek + senet 635.733,68 TL, alacaklardan yapılacak tahsilat 4.746.223,73 TL, verilen teminat ve sipariş avansları ile diğer alacaklar 9.473.798,26 TL, sermaye artışı 1.500.000,00 TL, stoklar 25.000.000,00 TL, vergi alacağı 8.626.835,02 TL olmak üzere kaynaklar toplamının 98.164.321,06 TL hesap edildiği, borçlar toplamı 86.273.918,00 TL, kurumlar vergisi ödemeleri 10.226.038,00 TL olduğundan arta kalan bedelin 1.664.365,06 TL olacağı, bu durumda kaynakları ile ödeme teklifinin makul ve orantılı olduğu, Bilirkişi raporunda teklifin kabulü yönündeki hususlar incelendiğinde; mülkiyeti üçüncü kişiye ait olan mallarla güvence altına alınan … bank ve … Bankasının toplam 9.087.109,80 TL alacağı adi alacaklılara eklendiğinde toplam alacak miktarının 62.956.798,66 TL alacaklı sayısının 94 olarak hesap edildiği, vekalete ilişkin eksikliklerden alacaklı …Ltd. Şti (1.640,38 TL) dışında diğer eksikliklerin ikmal edildiği ve bu alacaklının ise red olarak değerlendirildiği, … bank rehinli alacaklılarla yapılan müzakerede kabul oyu kullandığından bu alacaklının ve alacaklı olduğu 6.607.229,28 TL’nin kabul miktarına dahil edildiği, bu durumda 58 alacaklının (alacaklı …Ltd. Şti çıkarılarak, … bank eklenerek), 45.232.020,71 TL (alacaklı …Ltd. Şti’nin 1.640,38 TL alacağı çıkarılarak, … bank’ın 6.607.229,28 TL alacağı eklenerek) alacak yönünden kabul oyu kullandığı tespit edilmekle gerekli nisabın sağlandığı, şirketin İİK 206.maddenin 1.sırası kapsamında alacaklısı olmadığından yine mühlet sürecinde komiser heyetinin onayı ile yapılan ve teminata bağlanması gereken bir alacak olmadığından teminat gösterilmesine gerek olmadığı, yatırılması gereken harç tutarının 62.956.798,66 TL’nin binde 2,27’si olan 142.911,94 TL hesaplandığı belirtilmiştir, Bilirkişi …’den alınan 14/12/2020 tarihli ek raporda özetle; -Ülkemizde iflas tasfiyelerinin ortalama 5 yıl sürdüğü ve somut olayda iflas halinde adi alacaklıların alacaklarına muhtemel kavuşma oranının %85 olarak hesaplandığı dikkate alındığında, konkordatoya tabi borçların tamamının faizsiz bir şekilde en geç Eylül 2023’e kadar ödenmesini öngören teklifin, iflasa nazaran alacaklıların lehine olduğu ve İİK m.305, f.1, b. (a)’da öngörülen “Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması” şartı gerçekleştiği, -Komiser Heyetince düzenlenen gerekçeli ek raporda şirketin mevcut kaynakları ve borçların ödenmesinin planlandığı dönemde yaratılabilecek kaynakları ile bu kaynakların borçların ödenmesinde kullanılması sonucunda şirkete kalan kaynağı gösteren tabloya göre şirketin mevcut kaynakları ve borçların ödenmesinin planlandığı dönemde yaratabileceği kaynaklarından şirket borçları çıkarıldığında, şirketin kullanabileceği 1.664.365,06 TL tutarında kaynağı kaldığı, her ne kadar kağıt üstünde şirketin cüzi de olsa (ki borçlar toplamına göre cüzidir) kaynak fazlası gözükse de kaynak hedeflerinde yaşanması muhtemel sapmalar nedeniyle, aslında şirketin kaynak fazlasının kalmayacağının düşünüldüğü, bu durumun ise şirketin konkordatoya tabi borçlarını daha kısa bir sürede veya faiziyle ödemesinin mümkün olamayacağını gösterdiği, açıklanan nedenle borçlu şirketin teklifinin kaynaklarıyla orantılı olduğunun kabul edilmesi gerektiği, -Komiser Heyetince düzenlenen gerekçeli ek raporda şirketin teminat göstermesi gereken borçları yönünden yapılan açıklamalar nazara alındığında, teminat göstermesi gereken borçlarının olmadığının anlaşıldığı,-Komiser Heyetince düzenlenen gerekçeli ek raporda, alacaklılar toplantısında rehinli alacaklı olarak değerlendirilip kabul oyu kullanan ancak alacağı 3.kişinin rehniyle güvence altına alındığı için rehinli alacaklı olarak değerlendirilmemesi gerektiği ifade edildikten sonra adi alacaklı olarak hesaplamaya katılan …bank AŞ’nin rehinli alacaklılar toplantısında kullanmış olduğu kabul oyu, adi alacaklı olarak değerlendirilmesi neticesinde de kabul şeklinde değerlendirilmiş ise de bu alacaklının adi alacak projesi kapsamında kabul oyu kullanmamış olması nedeniyle red olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu durumda teklifi kabul eden alacaklı sayısının 57 ve alacak miktarının 38.624.791,43 TL hesap edildiği, toplam alacaklı sayısı 94 alacak miktarı 62.956.798,66 TL olduğu için %60,64 alacaklı, % 61,35 alacak miktarı ile gerekli nisabın sağlandığı, -Tasdik harcı olarak hesap edilen 142.911,94 TL’nin yatırılması halinde tasdik kararı verilebileceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir. Alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli çoğunluk 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 302. maddesinde, konkordatonun tasdiki şartları ise aynı kanunun 305. maddesinde düzenlenmiştir. İİK 302/son konkordato komiserinin alacaklılar toplantısını izleyen 7 günlük katılma süresinin bitmesinden itibaren en geç 7 gün içinde gerekçeli raporuyla birlikte oluşturduğu konkordato işlemlerini kapsayan dosyaları, mühlet bitmeden önce ticaret mahkemesine sunacağını öngörmektedir. Prosedürün bunu izleyen kesiti, konkordatonun son aşamasını oluşturmakta ve ticaret mahkemesinin konkordatonun tasdik edilip edilmeyeceği bakımından yapacağı yargılama ile bunun sonucunda vereceği karara ilişkin bulunmaktadır. Konkordatonun tasdikine ilişkin yargılama, maddi hukuk yargılaması olmayıp, kendine özgü bir tasdik işlemi niteliğindedir. Tasdik yargılaması sonucunda oluşturulacak karar, daha çok konkordato prosedürünün yasal koşullara uygun yürütülüp yürütülmediğinin ve konkordatonun unsurlarının kanunun öngördüğü anlamda oluşup oluşmadığının saptanmasına ilişkin belirleyici nitelik taşıyan, tasdik faaliyetinin yürütüldüğü bir yargı işlevi özelliğini taşımaktadır. Bu nedenle tasdik yargılaması, özellikle komiserlik tarafından yapılan işlemlerin yasanın öngördüğü doğrultuda gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin denetlenmesini de içerir (Altay,Sümer / Eskiocak,Ali, Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku, 5.Bası, İstanbul 2019, s.334). İİK’nın 305. maddesinde hükme bağlanan konkordato koşullarının kümülatif olarak bir arada bulunması halinde mahkeme konkordatoyu tasdik edecektir. Mahkemenin bu aşamada geniş bir takdir yetkisi bulunmaktadır ve tasdik yargılamasında re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Mahkeme, tasdik yargılamasında konkordato projesini kontrol edecek, konkordato sürecinde yapılması gereken işlemlerin zamanında ve kanuna uygun olarak yapılıp yapılmadığını denetleyecektir. Şekli inceleme kapsamında yapacağı en önemli tespit, komiserin süresi içinde dosyayı kendisine teslim edip etmediğidir. İçerik olarak dikkatle araştırması gereken husus ise borçlunun alacaklılar arasında dengeyi koruyup korumadığıdır (Öztek S./Budak A.C./Yücel M.T./Kale S./Yeşilova B., Yeni Konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019, s. 539). İstinaf yoluna başvuran alacaklıların, istinaf başvurularının süresinde olup olmadığına ve istinaf hakları olup olmadığına ilişkin inceleme; 15/03/2018 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 37 maddesi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa eklenen “Kanun Yolları” başlıklı 308/a maddesinde “Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilânından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. İstinaf ve temyiz incelemeleri, Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılır.” düzenlemesi ile itiraz eden alacaklıların tasdik kararının ilanından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilecekleri düzenlenmiştir. Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 25/02/2021 tarihli, 2021/1393 E. 2021/511 K. sayılı ilamı; “…Konkordato hakkında verilen karara karşı İİK 308 a maddesi uyarınca itiraz edenler kanun yoluna başvurabilir. İtiraz edenler kavramı İİK 304. maddesinde belirlenen şekliyle dar yorumlandığı takdirde sadece duruşma öncesi itiraz edenlerin kararı kanun yoluna taşıyabileceklerini kabul etmek gerekir. Ancak böyle bir yorum hak arama özgürlüğü ile bağdaşmaz. Bu nedenle kanun koyucunun itiraz edenlerden kastının konkordato toplantılarında veya iltihak süresi içinde olumsuz oy kullananlar olduğunun kabulü gerekir. Bu bağlamda kanundaki “itiraz edenler” ifadesinin konkordatoya red oyu verenlere teşmil edilmesi hukuk usulünün genel hükümlerine uygun düşer. Nitekim Prof Dr. …, Doç. Dr. …Yeni Konkordato hukuku kitabının 308/a maddesini açıkladıkları 569. sayfada ret oyu kullananların tasdik kararını istinaf edebileceklerini kabul etmişlerlerdir. Kanunun 302/7 maddesinde “toplantının bitimini takip eden 7 gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur” ifadesi bulunmaktadır. Bu ifadeden toplantıya katılmadığı halde 7 günlük iltihak süresi içinde alacaklılarının konkordatoya karşı oy kullanma hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda toplantıya katılıp ret oyu kullanan veya toplantıya katılmadığı halde iltihak süresi içinde oyunu belli eden alacaklının nisapta nazara alınması ve nihai tutanağın ve komiser raporunun buna göre hazırlanması Kanun’nun 302/son maddesi gereğidir. Az yukarıda yazılı doktrin görüşünde de iltihak süresi içinde itiraz edenlerin istinaf yoluna başvurabileceği de belirlenmiştir…” şeklindedir. İİK 304. maddesinin birinci fıkrasında, konkordatoya itiraz eden alacaklılar, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmeleri koşuluyla duruşmada hazır bulunabilecekleri hükmüne yer verilmiştir. Bu sayede “alacaklılar itirazlarıyla ya konkordatonun tasdikine engel olmayı ya da konkordato şartlarının kendileri açısından düzeltilmesini isteyebileceklerdir. İİK m. 308/a hükmü alacaklıların itirazına önemli bir sonuç bağlamıştır. Madde gereğince konkordato hakkında verilen hükme karşı istinaf ve temyiz yoluna başvurmak isteyen alacaklının daha önce konkordatoya itiraz etmiş olması gerekir.” ( Selçuk Öztek / Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, Yeni konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019 s. 522 ) Konkordato tasdik kararı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde 08/02/2021 ve Basın İlan Kurumu İlan Portalında 10/02/2021 tarihinde ilan edilmiştir. Bu durumda alacaklılar, son ilan tarihi olan 10/02/2021 tarihinden itibaren 10 gün içerisinde istinaf yoluna başvurabileceklerdir. Son gün 20/02/2021 tarihi olup, cumartesi gününe denk geldiğinden, istinaf başvurusu için son tarih 22/02/2021 tarihidir. … bank AŞ 17/02/2021, … Bankası AŞ 18/02/2021,… Bankası AŞ 19/02/2021, …. Bankası AŞ 22/02/2021, … San. Ve Tic. Ltd. Şti 22/02/2021 tarihinde yasal süre içerisinde istinaf yoluna başvurmuşlardır. Alacaklılar …bank AŞ 23/02/2021, …bank AŞ 24/02/2021, … Sanayi Tic. AŞ 25/02/2021, … AŞ (… AŞ’den temlik alan) 05/03/2021 tarihinde yasal süre geçtikten sonra istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. Süresinden sonra yapılan istinaf istemleri hakkında, HMK’nın 346/1. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince karar verileceği gibi, aynı Kanunun 352/1.c madde hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebileceği düzenlenmiştir. Alacaklılar …bank AŞ,…bank AŞ, … Sanayi Tic. AŞ, … AŞ’nin istinaf başvuruları süresinde olmadığından, istinaf istemlerinin reddine karar verilmesi gerekmektedir. … … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin istinaf talebi süresinde ise de; 08/09/2020 tarihinde yapılan alacaklılar toplantısında kabul oyu verdiği, komiser heyetine sunmuş olduğu beyan dilekçesi ile sabittir. Bu nedenle İİK 308/a maddesi uyarınca istinaf hakkı bulunmadığından …. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin istinaf talebinin reddi gerekmektedir. Yapılan açıklamalar uyarınca; …bank AŞ, Türkiye … Bankası AŞ, T. … Bankası AŞ, … Bankası AŞ’nin istinaf nedenlerinin incelenmesine geçilmiştir. Çekişmeli alacak yönünden karar verilmediği itirazı;İİK’nun 288.maddesinde, mahkemece geçici mühlet kararının ticaret sicili gazetesinde ve Basın-İlan Kurumunun resmi ilân portalında ilan olunacağı kesin olarak düzenlenmiştir. Alacaklıları alacaklarını bildirmeye davet başlıklı İİK 299.maddede; “Alacaklılar, komiser tarafından 288 inci madde uyarınca yapılacak ilânla, ilân tarihinden itibaren onbeş gün içinde alacaklarını bildirmeye davet olunur. Ayrıca, ilânın birer sureti adresi belli olan alacaklılara posta ile gönderilir. İlânda, alacaklarını bildirmeyen alacaklıların bilançoda kayıtlı olmadıkça konkordato projesinin müzakerelerine kabul edilmeyecekleri ihtarı da yazılır.”Alacaklar hakkında borçlunun beyana daveti başlıklı İİK 300.maddede; “Komiser, borçluyu iddia olunan alacaklar hakkında açıklamada bulunmaya davet eder. Komiser, alacakların varit olup olmadığı hakkında borçlunun defterleri ve belgeleri üzerinde gerekli incelemelerde bulunarak bunların neticesini 302 nci madde gereğince vereceği raporda belirtir.”Alacaklılar toplantısına davet başlıklı İİK 301.maddede; “Konkordato projesinin hazırlanması, alacakların bildirilmesi ve tahkiki tamamlandıktan sonra komiser, 288 inci madde uyarınca yapacağı yeni bir ilânla alacaklıları, konkordato projesini müzakere etmek üzere toplanmaya davet eder…” İİK’nun 302/6 maddesinde “Çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir.” hükümlerine yer verilmiştir. Bu çağrının amacı borçlunun pasif malvarlığı değerlerini açıklığa kavuşturmak ve konkordato görüşmelerinde oy kullanacak alacaklıları belirlemektir. Alacaklılar listesi, konkordatonun hazırlanmasında ve tasdik edilmesinde temel rol oynamaktadır. Bildirilmeyen alacaklar, konkordato sürecine etki edebilecek bir rol oynayamayacaklardır. İlanda bulunan önemli hususlardan birisi de alacaklarını bildirmeyen alacaklıların bilançoda kayıtlı olmadıkça konkordato projesinin müzakerelerine kabul edilmeyeceklerinin ihtar edilmesidir… Başvuruları alan komiserin, alacaklıların kimlik bilgilerini, adreslerini, başvuru tarihlerini, alacak sebebini ve miktarını, rehinli alacakların rehin dışında kalmış kısmını, varsa imtiyazlarını gösteren bir liste oluşturması gerekmektedir. Yabancı para cinsinden olan alacakların Türk Lirasına çevrilerek listeye geçirilmesi gerekmektedir. Komiser, bildirilen alacakları kayıt etmeden önce borçlunun bu alacaklar hakkındaki görüşlerini de alır ve borçlunun kabul etmediği alacaklar, çekişmeli alacak olarak kayıt edilir. Borçlu, bildirilen alacakları kabul edeceği gibi, kısmen veya tamamen reddedebilir. Alacak taleplerini reddeden borçlunun, ret sebeplerini de belirtmesi gerekmektedir… Bu şekilde oluşan çekişmeli alacakların konkordatoya katılıp katılmayacakları, katılacaklarsa da hangi oranda katılacakları konkordatoyu inceleyecek mahkeme tarafından belirlenecektir (m. 302 f.6) (Kale, Serdar, İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 5, 2018 s. 240,242). Somut dosyada borçlunun dava dilekçesi ekinde yer alan kayıtlar incelendiğinde alacaklı … Bankası A.Ş. yönünden herhangi bir borç kaydının yer almadığı, … Bankası A.Ş.’nin 341.595,38 TL nakit ve 78.000,00 TL gayrinakit olmak üzere toplam 419.595,38 TL alacak talebinde bulunduğu, alacaklı vekilinin 24/01/2020 tarihli dilekçesinde borçlunun alacağın 78.000 TL lik kısmını kabul ettiğini, banka alacağının 1.793,48 TL nakit ve 78.000 TL gayrinakit olmak üzere toplam 79.793,48 TL üzerinden kabulüne karar verilmesini talep ettiği, mahkemenin 27/01/2020 tarihli ara kararında alacaklıya, alacaklı olduğunu gösteren kayıtları sunmak üzere 1 haftalık kesin süre verilerek, belgelerin sunulması akabinde komiser heyetinden rapor alınmasına karar verildiği, alacaklı vekili tarafından bila tarihli dilekçe ile belgelerin sunulduğunun beyan edildiği, dilekçenin altında “elden teslim aldım” ibaresi ile 18/02/2020 tarihli komiser Ümit Uludil isim ve imzasının yer aldığı ancak bu belgeler uyarınca sunulan bir rapor bulunmadığı anlaşılmaktadır. Komiser heyetince bu alacaklı yönünden rapor düzenlenmemesi ve mahkemece karar verilmemesi hatalıdır. Yine alacaklı … Bankası A.Ş.’nin geçici mühlet tarihi olan 11/09/2018 tarihi itibari ile 3.762.740,35 TL nakit ve 99.470,00 TL gayrinakit çek taahhüt alacağı olmak üzere toplam 3.862.210,35 TL alacağının olduğunu, alacak kayıt tarihi itibariyle güncel miktarın 4.431.436,68 TL nakit, 99.470,00 TL gayrinakit çek taahhüt alacağının komiser heyetine bildirildiğini, borçlunun itiraz ettiğine dair bir belge tebliğ edilmediğinden çekişmeli alacak haline gelmediğini buna rağmen bildirilen miktarın çok altında kalan kısmın projeye dahil edildiğini belirtmiş ise de komiser heyetinin alacaklıları alacaklarını bildirmeye daveti üzerine dosya kapsamında komiser heyetine … Bankası tarafından sunulan bir kaydın olmadığı belirlenmiştir. Alacakların nisapta eksik kabul edildiği yönündeki itirazların değerlendirilmesi; Borçlu hakkında kesin mühlet verilmesinden sonra komiser tarafından İİK’nın 288. maddesinde; yapılacak ilanla alacaklılar alacaklarını bildirmeye davet olunacağı (İİK.m.289), İİK’nın 300. maddesinde; komiser, iddia olunan alacaklar hakkında borçluyu açıklamada bulunmaya davet edeceği, İİK’nın 302/6. maddesinde; gereği çekişmeli alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkemenin karar vereceği düzenlenmiştir. Burada konkordatoyu inceleyecek olan mahkemenin bu talep üzerine vereceği karar, sadece konkordatonun nisabına dahil olmak bakımından bir sonuç doğuracaktır. Mahkemenin çekişmeli alacağın konkordatoya dahil olmasına ilişkin kararı maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyecektir. Nitekim İİK 302/6 maddesinde çekişmeli alacaklılar bakımından ileride mahkemenin vereceği hükümlerin saklı olduğu ifade edilmiş olup bu bağlamda İİK 308/b bendinde alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilan tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabileceği hüküm altına alınmıştır. Alacaklı …bank AŞ.; alacak bildirimi üzerine borçlu tarafından 2.912.076,38 TL nakit alacağın kabul edilmesi üzerine, alacaklının mahkemeye yaptığı başvuruda 2.920.506,64 TL asıl alacak + 40.996,97 TL masraf ve 2.155.261,81 TL gayrinakit olmak üzere toplam 5.116.765,42 TL alacaklı olduğunu beyan ettiği, komiser heyetinin çekişmeli alacaklara ilişkin değerlendirme raporunda 2.912.076,38 TL alacak üzerinden oy kullanması ve gayrinakit alacağı olan 2.155.261,81 TL’nin de alacaklılar toplantısında ve konkordato sürecinde esas alınması şeklinde tespitte bulunulduğu anlaşılmıştır. Buna rağmen mahkemenin 14/01/2020 tarihli ara kararı ile gerekçesi açıklanmaksızın 2.155.261,81 TL’nin konkordato nisabına dahil edilmesine karar verilmesi hatalıdır. Alacaklı …. Bankası A.Ş.’nin de alacaklarının eksik kabul edildiği itirazı mevcut ise de bir önceki kısımda yer alan açıklamalar ve yukarıdaki tespitler uyarınca bu itirazları yerinde görülmemiştir. Alacakların 3.kişilerin verdiği rehinler ile teminat altına alınması halinde, alacağın adi alacak olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği; Üçüncü kişi rehniyle güvence altına alacakların konkordato projesinin kabulüne ilişkin nisapta dikkate alınıp alınmayacağına ilişkin uygulamada ve doktrinde farklı görüşler bulunsa da hakim görüş, alacağı üçüncü kişi rehniyle güvence altına alınan alacaklının, konkordato projesinin kabulüne ilişkin olarak nisaba dahil edileceği yönündedir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 150/09/2021 tarihli 2021/1792 E. 2021/100 K. sayılı ilamında; “…Uyuşmazlık 3. kişi ipoteği ile teminat altına alınan alacağın adi alacak olarak nisapta nazara alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır. İİK 295. maddesi “Mühlet sırasında rehinde temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez” şeklindedir.17/07/2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunla değişik İİK 289. maddesi de aynı ifadeleri taşımaktadır. 28/02/2018 tarih ve 7101 sayılı Kanun yürürlüğünden önce doktrin maddede belirlenen rehinli malın borçluya ait olması konusunda fikir birliği içindedir. (Gündoğan, Postacıoğlu, Üstündağ Kuru) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 20/10/1993 tarih 6282/6805 karar sayılı ilamında da 3. kişi rehninin konkordato nisabında adi alacak olarak gözönünde bulundurulmasına karar vermiştir. Meseleyi konkordatonun amacı çerçevesinde değerlendirmek gerekir. Konkordato dürüst bir borçlunun belli bir zaman kesiti içerisindeki bütün adi alacaklarını yetkili makamın onayı ve alacaklı çoğunluğunun kabulü ile tasfiyesinin sağlandığı bir icra biçimidir. Bu amacın gerçekleştirilmesi yani konkordatonun başarıya ulaşması için borçlunun malvarlığının korunması gerekir. İİK.nın 295. maddesi de bu amaca hizmet eden bir hüküm içerir. Rehni 3. kişinin vermesi halinde bu rehnin paraya çevrilmesi konkordato talep eden borçlunun pasifine etki etmeyecektir. Bu haliyle 3. kişi tarafından verilen rehnin paraya çevrilmesini konkordato kapsamında engellenmesi kanun koyucunun amaçladığı bir sonuç olarak düşünülemez. İİK’nda bu ve buna benzer maddelerde amaç borçlunun malvarlığını korumak ve bu sayede konkordato projesinin başarıya ulaşmasını sağlamaktır. Alacağı 3. kişi rehni ile teminat altına alınan alacaklı kanundaki sınırlamalara bağlı kalmadan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilecek ve asıl borçlunun konkordato takibinin kabul edilmesi halinde rehinden karşılayamadığı alacak için konkordatoya tabi olarak talep edebilecektir. Malı satılan 3. kişide rücû alacağını ancak konkordato nisabına dahil edilmesi halinde talep edilebilcektir. İİK 303. maddesinde “konkordatoya hayır oyu veren alacaklı borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarının muhafaza eder” hükmünü taşır. Taşınmazını borçlu lehine ipotek veren 3. kişinin borçtan birlikte sorumlu olduğunda tereddüt yoktur. Alacaklının bütün haklarını muhafaza edebilmesi ancak konkordato nisabına dahil edilerek oy kullanmasına bağlanmıştır. Bu alacak rehinli alacak olarak kabul edilerek alacaklıya oy hakkı verilmediği takdirde İİK. 303. maddenin uygulanması mümkün olmayacaktır. İİK. 298/1 maddesi “komiser görevlendirilmesini mütakip borçlunun mevcudunun bir defterini yapar ve mallarının kıymetini takdir eder” hükmünü taşır. Bu değerlendirme borçlunun malları ile sınırlıdır. 3. kişiye ait malın değeri bu aşamada belirlenmediği için alacaklının rehin dışında ne kadar alacağının kalacağı tesbit edilemeyeceğinden 3. kişi rehniyle temin edilen alacağın tamamının adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi hem alacaklı hem de asıl borçluya rücû edecek alacaklı açısından gerekliliktir. Bu bağlamda taşınmazı satılan 3. kişi nisaba ve sonuç olarak konkordatoya tabi olmadan alacağını tam olarak alma hakkına sahip olacağından bu kabul diğer alacaklıların zararına olabilecektir. Yukarıda belirtildiği gibi konkordatonun başarıya ulaşması için borçlunun malvarlığının korunması amaçlanmıştır. Gerek 295. maddenin ruhunda ve gerekse 45. madde bağlamında zikredilen rehinli malların borçlunun kendisine ait mallar olduğunun kabulünde zorunluluk vardır. İİK 307. maddesi rehinli malların ve finansal kiralama konusu malların paraya çevirme ve muhafazasını erteleme hükümleri içermektedir. Hiç süphe yok ki bu madde kapsamında borçlunun konkordato projesi için gerekli olan mallar zikredilmektedir. Kanunun lafzı da bu konuda açıktır. 3. kişi ipoteklerini bu kapsamda kabul etmenin kanunun ruhuna ve konkordatonun amacına uygun olduğundan bahsedilemez. Tüm bu gerekçeler nazara alındığında 3. kişi ipoteği ile teminat altına alınan alacakların konkordato da adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi konkordato kurumunun işlerliği, alacaklının teminat dışı kalan alacağı, ipotek veren 3. kişinin rücû ilişkisi açısından gereklidir. 7101 sayılı Kanun öncesi Yargıtay uygulamalarının değiştirilmesini, gerektirir kanuni bir düzenlemede bulunmamaktadır…” denilerek sonuç itibariyle 3. kişi rehniyle teminat altına alınan alacakların, konkordatoda adi alacak olarak nitelendirilerek nisaba dahil edilmesi gerektiğine işaret edilmiştir. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 17/06/2021 tarihli 2021/4430 E. 2021/2814 K. sayılı, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 16/02/2021 tarihli 2021/1389 E. 2021/275 K. sayılı ilamları da aynı yöndedir. Emsal ilamlar da dikkate alındığında, 3.kişi ipoteği ile teminat altına alınan alacakların adi alacak olarak değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Yapılan açıklamalar ve emsal ilam da değerlendirildiğinde; üçüncü kişinin malvarlığına dahil malların rehniyle temin edilen alacakların, adi alacak sayılarak bu çerçevede konkordato projesinin kabulüne ilişkin nisapta dikkate alınması gerektiği kabul edilmiştir. Bu nedenle Alacaklı … Bankası AŞ. vekilinin bu yöndeki istinaf talebi yerinde olmamakla birlikte, aynı gerekçelerl … Bankası AŞ. ve … bank AŞ’nin adi alacaklı olarak gösterilmeden, rehinli alacaklı olarak değerlendirilmesi, adi alacaklı sıfatıyla oy kullandırılmaması da hatalıdır. Ödeme planının alacaklılar yönünden adil ve dengeli olup olmadığı; Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin, 02/03/2021 tarih 2021/1209 Esas 2021/569 Karar sayılı ilamında “…Somut olayda, konkordato komiserleri tarafından hazırlanan 16.12.2019 havale tarihli gerekçeli raporda, adi alacaklar toplamının 4.453.634,82 TL, rehinli alacaklar toplamının 578.195,58 TL, imtiyazlı alacaklar toplamının 138.134,34 TL, kaydedilen adi alacaklı sayısının 66 kişi, konkordato projesini kabul eden alacaklı sayısının 38 kişi ve bu alacaklıların alacak miktarının ise 2.511.723,59 TL olduğu, böylelikle İİK’nın 302/3-a maddesinde öngörülen nisabın sağlandığı belirtilmiştir. Konkordato projesi ekinde bir ödeme planı yapılmış olup, buna göre alacağı 35.000,00 TL’ye kadar olan alacaklılara ödemelerin 2020 ve 2021 yıllarında olmak üzere iki taksitte, alacağı 35.000,00 TL ile 100.000,00 TL arasında olanlara 2020, 2021 ve 2022 yıllarında olmak üzere üç taksitte, alacağı 100.000,00 TL üzerinde olanlara ise 2020, 2021, 2022 ve 2023 yıllarında olmak üzere dört taksitte ödeme yapılacağı öngörülmüştür. Taksitler 31.08.2020 tarihinden başlayıp 30.03.2023 tarihine kadar yayılmaktadır. Konkordato projesinin, alacağı 35.000,00 TL’nin altında olan ve kendilerine iki taksitte ödeme yapılmasına karar verilen 38 kişilik küçük alacaklı grubunun oyları ile kabul edildiği anlaşılmıştır. Az yukarıda açıklandığı üzere, konkordatoda, alacaklılar arasında mutlak eşitliğin sağlanması şart olmayıp, dengeli ve adil bir ödeme planı ortaya konulması, alacaklıların da buna göre tatmin edilmesinin sağlanması amaçlanmaktadır. Somut olayda, ortaya konulan ödeme planıyla alacağı 35.000,00 TL’nin altında olan küçük alacaklı grubu iki taksitte olmak üzere en geç ikinci taksit tarihi olan 31.05.2021 tarihi itibariyle alacaklarının tamamına kavuşmuş olacak iken diğer alacaklıların tüm alacaklarını tahsil etmeleri daha uzun vadeye yayılmaktadır. Alacağı 35.000,00 TL ile 100.000,00 TL arasında olanların son taksit tarihi 31.05.2022, alacağı 100.000,00 TL üzerinde olanların son taksit tarihi ise 30.03.2023 tarihidir. Diğer yandan, davacı şirketin bu vade tarihlerine kadar aynı ödeme gücüne sahip olup olamayacağını ya da bu tarihlere kadar konkordatonun feshedilip edilmeyeceğini önceden öngörmek mümkün değildir. Böyle bir ihtimalde, küçük alacaklı grubu alacağının tamamını ya da büyük bir bölümünü tahsil etmiş olacak iken diğer alacaklılar daha az oranlarda tahsil imkanına kavuşmuş olacaklardır. Sonuç olarak, bu ödeme planının alacaklıların adil ve dengeli bir şekilde tatmin edilmesi ilkesine uygun olduğunu söylemek mümkün değildir. Öte yandan, 27.11.2019 tarihli alacaklılar toplantısında, müdahil alacaklı … Bankası A.Ş.’nın alacağının da dört taksitte ödeneceği ifade edilmişken, proje ekinde yer alan ödeme toplosunda anılan müdahil banka ile müdahil alacaklı…bank T.A.Ş. isimlerine yer verilmemiş, bu husustaki belirsizlik mahkemece giderilmemiştir. Bu durumda, mahkemece, İİK’nın 304. ve 305/2. maddesi hükümleri uyarınca, konkordato projesi re’sen ele alınarak, projeye olumlu oy kullanacak alacaklı grubunun menfaatleri dikkate alınarak özel bir ödeme planı geliştirildiği, bu durumun özellikle bankalar olmak üzere büyük alacaklılar aleyhine olduğu, alacaklılar arasında adil ve dengeli dağıtım ilkesine aykırı davranıldığı hususları gözetilerek, projede bu yönde düzeltme yapılmasının sağlanması, aksi takdirde İİK’nın 308. maddesi hükmü uyarınca, konkordatonun tasdiki talebinin reddiyle, doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin mevcut olması halinde, davacı borçlu şirketin iflasına karar verilmesi” gerektiği ifade edilmiştir. Somut olayda; ortaya konulan ödeme planında 50.000,00 TL’ye kadar olan borçların 2021 Eylül ayında tek seferde, 50.000,00 TL ile 250.000,00 TL arasındaki borçların 2021 Eylül ayında başlamak üzere 12 ayda, 250.000,00 TL ve üzerindeki borçların ise 2021 Eylül ayında başlamak üzere 24 ayda ödenmesinin teklif edildiği, alacak miktarları 50.000,00 TL’den az olan alacaklılar alacaklarına kavuşacakken fazla olan alacaklıların alacaklarını tahsil etmelerinin daha uzun vadeye yayıldığı görülmekle, emsal ilamda da belirtildiği gibi mahkemece İİK’nın 304 ve 305/2 maddesi hükümleri uyarınca, konkordato projesi resen ele alınarak, alacaklılar arasında adil ve dengeli bir ödeme planı içerir şekilde projede düzeltme yapılmasının sağlanması, akabinde revize projenin alacaklıların onayına sunulduktan sonra konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikin uygun olup olmadığına dair gerekçeli rapor mahkemeye sunulduktan sonra İİK 304 madde uyarınca konkordato talebinin değerlendirilmesi aksi takdirde İİK’nın 308. maddesi hükmü uyarınca, konkordatonun tasdiki talebinin reddiyle, doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin mevcut olması halinde, davacı borçlu şirketin iflasına karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle; alacaklılar …bank AŞ, ….bank AŞ,… Sanayi Tic. AŞ, … Yönetim AŞ’nin istinaf başvuruları süresinde olmadığından istinaf istemlerinin HMK’nın 352/1.c maddesi uyarınca usulden reddine, alacaklı … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin istinaf talebi süresinde ise de 08/09/2020 tarihinde yapılan alacaklılar toplantısında kabul oyu verdiği için İİK 308/a maddesi uyarınca istinaf hakkı bulunmadığından istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Alacaklılar …bank AŞ, … Bankası AŞ, T. … Bankası AŞ, … Bankası AŞ’nin istinaf istinaf taleplerinin kabulü ile, kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Alacaklılar …bank AŞ,… bank AŞ, … Tic. AŞ, … Yönetim AŞ’nin istinaf başvurularının HMK’nın 352/1.c maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE, 2-Alacaklı … Yapı End. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin istinaf isteminin İİK 308/a maddesi uyarınca REDDİNE, 3-Alacaklılar … bank AŞ, … Bankası AŞ,… Bankası AŞ, … Bankası AŞ’nin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1044 E. 2021/144 K. Sayılı 05/02/2021 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 4-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 5-Alacaklılar tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 6-Alacaklılar tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 7-Alacaklıların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 8-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 9-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/04/2022