Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/609 E. 2022/526 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/609
KARAR NO: 2022/526
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1180
KARAR NO: 2018/493
DAVA TARİHİ: 01/12/2016
KARAR TARİHİ: 08/05/2018
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/04/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile akdedilen sözleşme gereği iletişim danışmanlığının yürütülmesi konusunda anlaşıldığını, müvekkil şirketin üzerine düşen görevi yerine getirmesine rağmen davalının verilen hizmet nedeniyle sorumlu olduğu bedelleri ödemediğini, bunun üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun takibe itiraz ettiğini belirterek davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, %20’den az olmamak şartıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin sözleşme kapsamında ifa ile yükümlü olduğu tüm hususları yerine getirdiğini, davacının haksız ve kötü niyetli olarak İstanbul … İcra Dairesinin … E. sayılı dosya kapsamında başlattığı icra takibine süresinde itiraz edildiğini, sözleşme kapsamında müvekkili tarafından ödenmesi gereken bedellerin ödendiğini, mezkur sözleşmenin 4. Maddesinin c bendi uyarınca tarafların anlaşamaması ve müvekkilinin hizmeti olumlu bulmaması sebebiyle sözleşmenin haklı olarak feshedileceğinin belirtildiğini bu hüküm gereğince sözleşmenin müvekkili tarafından haklı nedenle feshedildiğini beyanla, haksız ve kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “Temin edilen icra dosyası, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve alınan bilirkişi raporu çerçevesinde davalı borçlunun sözleşme gereği ödenecek aylık danışmanlık ücretini 2.000 USD+KDV olduğu, taraflar arasında kararlaştırılan aylık ücrete danışman davacı tarafından yapılacak yol vs masrafların dahil olmadığı, yapılacak tüm organizasyon ve/veya organizasyonlar için harcanan yol masrafları ile şirket bünyesinden yapılacak tüm etkinliklere ilişkin yol masraflarının ayrıca ilgili ayın sonunda davalıdan tahsil edileceğinin kararlaştırıldığı, davalının ise sözleşme kapsamında kararlaştırılmış olan bütün ücret ve hizmet bedelinin ödediğini savunmuş ise de yapılan hesaplamada 2 adet fatura toplamı tutarının 13.595,25 TL olduğu, alacaklının bu tutarla ilgili alacağın varlığı ve miktarını kanıtladığı, ancak ödeme olgusunu davalının kanıtlayamadığı anlaşılmış, davanın tutar yönünden kısmen kabulüne ve itirazın iptaline hükmetmek gerekmiş; diğer yandan davacının takip konusu ettiği toplam alacak tutarının 17.843,25 TL olduğu ifade edilmekle birlikte mahkememizce davacının sözleşmeye 5.a maddesinin 2.paragrafı kapsamında kesilmiş olan 4 adet fatura toplamanın medya takip hizmet bedeli, fotoğraf çekimi hizmet bedeli açıklamalarının görüldüğü, ancak faturaların hangi proje ve iş için kesilmiş olduğu konusunda gerekli izahat bulunmadığı gibi fatura muhteviyatının tek başına sözleşme bedeli olarak kabulünün mümkün bulunmadığı, davacının sözleşme ile kararlaştırılan ilave ücretlerin davalıya yansıtılması için bu konuda ayrı bir mutabakatın sağlanması gerektiği, yahut işin niteliği ve halin icabı gereği bu hizmetlerin danışma bedeli haricinde yapılan masraflar olarak sözleşmenin 5.a maddesinin 2.paragrafı kapsamında kabul edilmesinin mümkün bulunmadığı anlaşılmakla hüküm altına alınan kısım dışında kalan 4.248,00 TL yönünden davanın kısmen reddine karar vermek gerekmiş bu suretle davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Alacağın sözleşme ile kararlaştırılmış faturaya dayalı likit nitelikte alacak olduğu gözetilerek yasal koşulları bulunan icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.”, “1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, Davacının davalı hakkında başlatmış olduğu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya kapsamında davalı borçlunun yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE, takip konusu asıl alacak 13.595,25-TL olmak üzere toplam 13.595,25-TL alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile takibin devamına, fazla istemin reddine, 2-Davacının icra inkar tazminatının kabulü ile, alacağın (13.595,25-TL) %20’si tutarında olmak üzere 2.719,05-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece 4.248,00 TL tutarlı alacağa ilişkin yapılan değerlendirmenin hatalı olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirkete verdiği bahse konu hizmetlere ilişkin açıklamaların; 1.Medya Takip Hizmet Bedeli Mayıs 2016, 2.Medya Takip Hizmet Bedeli Haziran 2016, 3.Medya Takip Hizmet Bedeli Temmuz 2016 başlıklı ve tedarikçi firma … A.Ş. şirketi tarafından davalı şirketin medya üzerindeki haberlerinin taranması hizmetine ilişkin olup, faturaların dosyaya sunulduğunu, müvekkili şirketçe talep edilen … Fotoğraf Çekim Bedelinin ise davalı şirkete verilen fotoğraf çekim hizmeti nedeniyle düzenlendiğini ve bu hizmete ilişkin tedarikçi faturasının da dosyada bulunduğunu, davalı şirketin bilgisi ve görgüsü dahilinde olan medya takip ve fotoğraf çekim hizmetlerinin önceki dönemlerde olduğu gibi dava konusu dönemde de müvekkili şirketçe yerine getirilerek bu hizmeti ispatlamaya yarar tedarikçi faturalarının ise dosyaya ibraz edilmesine rağmen kısmen red kararının hatalı olduğunu beyan ederek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili tarafından “istinaf dilekçesine cevaplarımızdan ibarettir” başlıklı dilekçe sunmuş ise de, dilekçesinin aynı zamanda katılma yoluyla istinaf talebini de içerdiği ancak istinaf harçlarının yatırılmadığı tespit edildiğinden, eksik harçların tamamlanması için Dairemizin 27/01/2022 tarih 2020/562 E. 2022/70 K. sayılı kararı ile dosyanın geri çevrilmesine karar verilmiş, Dairemizin geri çevirme kararı uyarınca istinaf harçlarının yatırıldığı anlaşılmıştır. Davalı vekili katılma yoluyla sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Sözleşme kapsamında müvekkili tarafından ödenmesi gereken bedellerin tamamı ödenerek dekontların ibraz edildiğini, davacı tarafça tek taraflı kesilen faturaya ilişkin olarak müvekkili tarafından herhangi bir hizmet alınmadığını, haksız ve kötüniyetli davanın reddedilmesi gerekirken davanın kısmen kabulüne karar verildiğini beyan ederek kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nun 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır.Dava, tacirler arası hizmet sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında; davacı tarafından 21/09/2016 tarihinde 17.843,25 TL alacağın avans faizi ile birlikte tahsili istemiyle başlatılan icra takibine ilişkin ödeme emrinin 04/11/2016 tarihinde davalıya tebliği üzerine, davalı tarafça 07/11/2016 tarihinde takibe itiraz edildiği, davanın İİK’nun 67.maddesi uyarınca bir yıllık yasal süre içinde açıldığı tespit edilmiştir. Davacı tarafından icra dosyasında takip talebi ekinde ayrıca dava dilekçesi ekinde sunulan sunulan “PR Sözleşmesi” başlıklı sözleşme ile davalı tarafından cevap dilekçesi ekinde sunulan “PR Sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin her ikisi de 24/02/2016 tarihli olmasına rağmen farklı hükümler içerdikleri, davalı tarafından sunulan sözleşme taraflarca imzalanmış olmasına rağmen, davacı tarafça sunulan sözleşmenin imzasız olduğu tespit edilmiştir. Her iki tarafça sunulan sözleşmede davacı “Salt”, davalı ise “Müşteri” olarak anılmaktadır ve “İşin Konusu” 2.maddede; “Salt, Müşteri’nin kurumsal markası ile sözleşme tarihinde var olan ürünleri için iletişim danışmanlığı ve uygulama hizmeti verir. Salt, Müşteri’nin iletişimine olumlu katkıda bulunacak stratejilerin saptanmasını, medya ilişkileri ve etkinlikler aracılığıyla hedef kitleye en doğru şekilde ulaşılmasını ve gerektiğinde kriz iletişimini ve yönetimini taahhüt etmektedir. İşbu sözleşme ile karşılıklı hak ve borçlar tespiti ile sorumluluklar tesis edilmiştir.” şeklinde tanımlanmıştır. -“Sözleşmenin Süresi” başlıklı 4.madde incelendiğinde; Davacı tarafından sunulan sözleşmenin 4.maddesinin a bendinde; “İşbu sözleşme, 15/02/2016-15/02/2017 tarihleri arasında 12 (on iki) ay süreyle geçerlidir” hükmüne karşılık, Davalı tarafından sunulan sözleşmenin 4.maddesinin a bendinde; “İşbu sözleşme, 15/02/2016-15/08/2016 tarihleri arasında 6 (altı) ay süreyle geçerlidir” hükmünün yer aldığı, bu sözleşmenin c bendinde “Müşteri Şirketin Yönetim Kurulu veya ilgili yönetici Salt tarafından gerçekleştirilen veya gerçekleştirilecek hizmetleri objektif veyahut sübjektif kriterler dahilinde olumlu bulmadığı takdirde iş bu sözleşmeyi sözleşmede taraflar arasında belirlenen adreslere yapacağı yazılı bir bildirimle her zaman sebep göstermeksizin fesih hakkını haizdir. Müşteri sözleşmeyi bu yolla feshetmesi halinde herhangi bir cezai şart, ek sözleşme bedeli veya tazminat ödeme yükümlülüğü olmadığı hususunda taraflar mutabıktırlar” hükmünün, davacı tarafından sunulan sözleşmede bulunmadığı, -“Çalışma Şartları Ve Ödeme Şekli” başlıklı 5.madde incelendiğinde; Davacı tarafından sunulan sözleşmenin 5.maddesinin a bendinde; “Müşteri 15/02/2016-15/02/2017 tarihleri arasında Salt’a aylık 2000 USD + KDV (İkibin dolar + Katma Değer Vergisi) danışmanlık bedeli öder. Taraflar arasında kararlaştırılan yukarıdaki aylık bedele Salt tarafından yapılacak yol ve sair masraflar dahil değildir. Yapılacak tüm organizasyon ve/veya röportajlar için harcanan yol masrafları ile şirket bünyesinden yapılacak tüm görüşmeler vs. etkinliklere ilişkin yol masrafları ayrıca ilgili ayın sonunda Müşteri’den tahsil edilecektir.” hükmüne karşılık, Davalı tarafından sunulan sözleşmenin 5.maddesinin a bendinde; “Müşteri, 15/02/2016 – 15/08/2016 tarihleri arasında Salt’a aylık 2000 USD + KDV (İkibin dolar + Katma Değer Vergisi) danışmanlık bedeli öder. Taraflar arasında kararlaştırılan yukarıdaki aylık bedele Salt tarafından yapılacak yol ve sair masraflar dahil değildir. Müşteri’ye önceden haber vermek ve yazılı onayını almak kaydıyla yapılacak tüm organizasyon ve/veya röportajlar için harcanan yol masrafları ile şirket bünyesinden yapılacak tüm görüşmeler vs. etkinliklere ilişkin yol masrafları ayrıca ilgili ayın sonunda Müşteri’den tahsil edilecektir.” şeklinde düzenlendiği yani davalının sunduğu sözleşmede “Müşteri’ye önceden haber vermek ve yazılı onayını almak” kaydının davacının sunduğu sözleşmede yer almadığı, Sözleşmenin diğer hükümlerinde farklılık bulunmadığı, 5.maddede ödemeye ilişkin ilgili hükümlerin ise; “c) Salt, aylık danışmanlık faturasını sözleşme tarihinin ilk günü başlangıç olmak üzere her ayın ilk haftası keser. Müşteri, faturayı, fatura tarihinden itibaren 15 (On Beş) gün içinde öder. d) Salt, iletişim programının uygulanması aşamasında; aylık gazete ve dergi haberleri, internet, TV, radyo yayınlarının takibi, prodüksiyon öncesi işlemler, matbaa ve dijital baskı işleri, dekor, ikram, organizasyon, teknik ekipman, elektronik sunum, Multivizyon/film yapımı, animasyon/show, kaligrafi, hostes, promosyon malzemesi, medya satın alımı, sponsorluk, doğrudan pazarlama hizmetleri, tercüme, kapsamlı editoryal çalışmalar, fotoğraf ve video çekimi, montaj, CD, DVD çoğaltımı, kurye/kargo gönderimi, fotokopi, ulaşım, konaklama, yemek gibi harcamaları ve bunlarla sınırlı kalmaksızın, danışmanlık bedeli kapsamı harici tüm bütçe kalemleri için Müşteri’ye bütçe teklifi sunar; onayını takiben uygular ve faturalar. e) Müşteri, öngörülen bütçede belirtilen ön ödeme tutarını, bütçe onayını takiben Salt’a aynı gün içinde öder. f) Müşteri, avans ödemesi ve istisnai durumlar dışında kalan faturaları, fatura tarihini takiben en geç 15 (On beş) gün içinde öder. g) Döviz bazlı ödemelerde geçerli kur, faturanın kesildiği tarihte geçerli T.C. Merkez Bankası Döviz Satış değeridir… k) Müşteri, sözleşmenin haksız olarak kendisi tarafından feshedilmesi halinde ve/veya Salt tarafından haklı nedenle feshedilmesi halinde, kalan sözleşme süresine ait bedelin muacceliyet kesbettiğini gayrikabili rücu kabul etmektedir.” şeklinde düzenlendiği anlaşılmaktadır. Yukarıda ayrık hükümleri belirtilen, her iki tarafça iki ayrı sözleşme dosya kapsamına sunulmakla birlikte, mahkemece taraflar arasında geçerli olan asıl sözleşmenin hangi sözleşme olduğu yönünde bir değerlendirme yapılmamıştır. Davacı tarafından sunulan sözleşmenin de taraflarca imzalanıp imzalanmadığı, her iki sözleşme hükümlerinde farklılık olması nedeniyle somut ihtilafta uygulanması gereken sözleşmenin hangi sözleşme olduğu belirlenmemiş ayrıca bu yönde taraflarca dosyaya bir beyan sunulmamıştır. Mahkemece öncelikle bu hususun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Mali müşavir bilirkişiden alınan raporda; davacı şirketin 2016 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davalı şirket tarafından defterlerin ibraz edilmediği, takibe konu edilen alacağın 6 adet faturadan kaynaklandığı, bu faturalardan 2 adedinin sözleşmenin 5.maddesi a bendi 1.paragrafı kapsamında aylık danışmanlık hizmet bedeline ilişkin (2016 yılı mayıs ve haziran ayları), kalan 4 adedinin ise sözleşmenin 5.maddesi a bendi 2.paragraf kapsamında sair hizmetlere (medya takip, fotoğraf çekimi) ilişkin olarak düzenlendiği, aylık hizmet bedeli yönünden düzenlenen 2 adet faturanın toplam 13.595,25 TL, diğer hizmetlere yönelik düzenlenen 4 adet faturanın toplam 4.248,00 TL olduğu, sözleşmenin feshedilmediğinin kabulü halinde aylık hizmet bedeli yönünden düzenlenen faturalara ilişkin (13.595,25 TL) davacının alacaklı olduğunun mütalaa edildiği ancak diğer faturalar yönünden alacağını destekleyici bir belge sunulmadığı, faturaların davacı şirket defterlerinde kayıtlı olduğu yönünde görüş sunulmuştur. Bilirkişi inceleme ara kararının oluşturulduğu 31/10/2017 tarihli celseye davalı vekilinin mazeret dilekçesi sunarak katılmadığı, 9 no.lu ara kararda “…inceleme günü olarak belirlenen 08/12/2017 günü saat 10.30’da tarafların tüm ticari defter ve belgelerini mahkeme duruşma salonunda hazır etmeleri hususunun ihtarına (ihtarat yapıldı), belirlenen gün ve saatte ticari defter ve belgelerin ibraz edilmemesi halinde 6100 sayılı HMK’nun 220. maddesi gereğince belge ibrazından kaçınmış sayılacakları hususunun ihtarına, (ihtarat yapıldı)”, 13 no.lu ara kararda “Davalı vekilinin mazeretinin kabulüne, yeni duruşma gününün iş bu ön inceleme tutanağı ile birlikte tebliğine, ara kararlardan tebliğ tarihi itibariyle haberdar olmuş sayılacağının ihtarına” karar verildiği, çıkartılan tebligata ise ara kararın eklenmediği ve tebligat üzerinde bilirkişi incelemesine ilişkin ihtarın yer almadığı anlaşılmakla, bilirkişi inceleme ara kararının davalı tarafa tebliğ edilmediği tespit edilmiştir. Bu nedenle davalı tarafa ticari defter ve kayıtlarını sunması için 6100 sayılı HMK’nun 219, 220, 222 maddeleri uyarınca usulüne uygun ihtar yapılarak bilirkişiden rapor alınmalıdır. Dava, aylık hizmet ve ek hizmet bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. Bu hizmetler yönünden davacı tarafça kesilen faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Ancak faturaların davalı tarafa tebliğ edildiği yönünde bir kayıt sunulmamıştır. Davacı tarafından faturaların davalıya tebliğ edildiğini gösterir kayıtların sunulması, tebliğ edilmediği yada süresi içerisinde davalı tarafça iade edildiği takdirde ise verilen hizmetin ispat etmesi gerekmektedir. Ayrıca faturaların bir kısmının 5.000,00 TL’nin üzerinde olduğu da nazara alınarak, davalı şirkete ait BA formları da ilgili vergi dairesinden celp edilmelidir. Yine davacı tarafından verilen aylık danışmanlık ücretine dahil olmayan ilave hizmetler yönünden, sözleşmenin 5.d. bendinde “…danışmanlık bedeli kapsamı harici tüm bütçe kalemleri için Müşteri’ye bütçe teklifi sunar; onayını takiben uygular ve faturalar” düzenlemesi dikkate alınarak değerlendirme yapılmalıdır. Açıklanan nedenlerle, mahkemece eksiklikler ikmal edildikten bilirkişi raporu alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun AYRI AYRI KABULÜ ile İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1180 E. 2018/493 K. Sayılı ve 08/05/2018 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 3-Davacı ve davalı tarafça yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 5-Davalı tarafından yatırılan 232,18 TL istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 5-Davacının ve davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/04/2022