Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/604 E. 2023/266 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/604
KARAR NO: 2023/266
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/02/2022
NUMARASI: 2021/662 2022/108
KARAR TARİHİ: 15/02/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesi ile; müvekkillerinin ödeme güçlüğüne düştüğünden bahisle, İİK 285 vd. maddeleri gereği müvekkilleri hakkında alacaklarıyla konkordato akdetmesini sağlamak amacı ile konkordato mühleti verilmesini ve konkordatonun tasdikini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, konkordatonun tasdiki için m. 305’te öngörülen şartlar gerçekleşmediğinden tüm davacıların konkordato tasdik taleplerin reddine, borçlu şirketlerden … Tic. Ltd. Şti.’nin 20/08/2020 tarihli rayiç değer bilançosuna göre (+) 1.146.629,53 TL pozitif değerle borca batık durumda olmadığının tespiti ile davacılardan borçlu … Sanayi ve Tic.Ltd.Şti’nin 20/08/2020 tarihli rayiç değer bilançosuna göre (-) 2.405.488,71 TL değerle borca batık durumda olduğundan iflasına karar verilmiştir. Verilen karar davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine dairemizin 07/07/2021 tarih 2021/62 E. 2021/741 K. Sayılı ilamı ile ” …20/08/2020 tarihinde yapılan alacaklılar toplantısında her bir davacı yönünden projenin kabulü için İK 302/a-b bendinde belirtilen çoğunluğun sağlanamadığı ve İİK 305/1-c bendi uyarınca tasdik şartları oluşmadığı görülmüştür. Komiser Heyetince, rayiç değer bilançosuna esas alınmak üzere davacı borçlu … şirketin mali tablolarında ve kayıtlarındaki varlıklar içinde yer alan araç, makine/teçhizat, demirbaş ve stokların bilirkişiler marifetiyle rayiç değerleri tespit ettirilerek rayiç değer bilançosuna göre 20/08/2020 tarihi itibariyle 6102 sayılı TTK’nın 376/3 maddesinde belirtilen değerleme yöntemlerine göre öz kaynağının (-) 2.405.488,71 TL borca batık durumda olduğu tespiti yapılmıştır. Borca batıklık bilançosu malvarlığını tespit eden bir bilanço olup bu bilançoda gerek aktif ve gerekse pasif kısımda gerçek değerler esas alınır. Bu sebeple borca batıklık bilançosunun şirketin tüm aktiflerini içermesi gerekir ki buna marka değeri de dahildir. Ne var ki mahkemece davacı şirketin varsa marka bedellerine sahip olup olmadığı konusunda bir araştırma yapılmamıştır. Borca batıklık hesabında dikkat edilmesi gereken diğer bir husus Yargıtay içtihatlarında sabit olduğu üzere grup şirketler arasındaki kefalet ilişkisinin borca batıklığın tespiti açısından önem arz etmektedir. Özellikle bir borca ilişkin kefaletin birden fazla şirketin pasif hesabında gösterilmesi nedeniyle bir borçtan dolayı grup şirketlerin tamamı kayden borca batık hale gelebilmektedir. Bu durumda, grup şirketlerde borcun asıl borçlu şirket pasifinde gösterilmesi, ayrıca borca kefil olan grup şirketin pasifinde kefil olunan bu borca yer verilmeden borca batıklığın hesaplanması gerekmektedir. Bu durum Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/8295 E. – 2019/1898 K. ve 09.05.2019 tarihli kararında; “Davacı şirketlerin grup şirketleri olması durumunda, grup şirketler açısından kefalet ilişkisi borca batıklığın tespiti açısından kötüye kullanabilmekte ve bir borca ilişkin kefaletin birden fazla şirketin pasif hesabında gösterilmesi nedeniyle bir borçtan dolayı grup şirketlerin tamamı kayden borca batık hale gelmektedir. Bu durumda, grup şirketlerde borcun asıl borçlu şirket pasifinde gösterilmesi ayrıca borca kefil olan grup şirketin pasifinde kefil olunan bu borca yer verilmeden borca batıklığın hesaplanması gerekmektedir.” şeklinde ifade edilmiştir. Ancak gruba dahil şirketlerin hepsinin mal varlığı tek bir mal varlığı gibi mütalaa edilerek borca batıklık hesabı yapılması mümkün değildir. Bu nedenle mahkemece, markaların değeri konusunda uzman bir bilirkişiden, davacı … şirketine ait varsa markaların değeri hususunda rapor alındıktan sonra komiser heyetinden gerekirse bilirkişi heyetinden davacı şirketin güncel durumu itibariyle, grup şirketlerine olan kefaletler dahil edilmeksizin, borca batık olup olmadığının tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak davacı şirketin iflasına karar verilmesi doğru olmamıştır. ” gerekçesi ile kaldırma kararı verilerek dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak üzere dosya ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmiştir. Dairemizin kaldırma kararı sonrasında, mahkemece, yapılan yargılama neticesinde ; Davacı … yönünden; borçlu şahsın konkordatoya tabi alacaklı sayısının 9, alacak miktarının ise 9.035.549,82 TL olduğu, alacaklılar toplantısı ve iltihak süresi içerisinde konkordato teklifinin 1 alacaklı tarafından kabul edildiği, İİK m.302’de hüküm altına alınan çoğunluk koşulunun dolayısıyla tasdik şartlarının sağlanamadığı anlaşılmakla bu davacı bakımından davanın reddine karar verilmiştir. Davacı … Ltd.Şti yönünden; şirketin konkordatoya tabi alacaklı sayısının 49, alacak miktarının 7.455.681,07 TL olduğu, alacaklılar toplantısı ve iltihak süresi içerisinde teklifin 26 alacaklı tarafından kabul edildiği, kabul edilen alacak tutarının 1.055.069,77 TL olduğu, İİK’nun 302/a maddesine göre alacaklı sayısının yarısı 49/2=24,5 ve alacakların yarısı 7.455.681,07 /2 = 3.727.840,54 TL çoğunluk oranınını sağlaması gerekmekte olup, alacak miktarı bakımından % 14 oranıyla ” alacaklıların ve alacakların yarısı” koşulunun ve dolayısıyla tasdik şartlarının oluşmadığı görülmüştür. Davacı borçlu … Tic.Ltd.Şti’nin 20/08/2020 tarihli rayiç değer bilançosuna göre 1.146.629,53 TL pozitif değerle borca batık durumda olmadığı tespit edilmiş olmakla tasdik şartlarını sağlayamayan şirket bakımından konkordato tasdik talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı … Pazarlama Sanayi ve Tic.Ltd.Şti yönünden, davacı şirketin konkordatoya tabi alacaklı sayısının 85, alacak miktarının 18.108.647,60 TL olduğu, alacaklılar toplantısı ve iltihak süresi içerisinde teklifin 46 alacaklı tarafından kabul edildiği, kabul edilen alacak tutarının 6.790.112,24 TL olduğu, İİK’nun 302/a maddesine göre alacaklı sayısının yarısı 85/2=42,5 ve alacakların yarısı18.108.647,60 /2 = 9.054.323,80 TL çoğunluk oranınını sağlaması gerekmekte olup, alacak miktarı bakımından % 37,50 oranıyla ” alacaklıların ve alacakların yarısı” koşulunun ve dolayısıyla tasdik şartlarının sağlanamadığı görülmüştür. Davacı borçlu … Tarım ve Hayvancılık Pazarlama Sanayi ve Tc.Ltd.Şti’nin Resmi Gazete’de Ticaret Bakanlığı tarafından yayınlanan “6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 376 ncı Maddesinin (borca batıklık durumu) Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” kapsamında, Borca batıklık hesaplamasında toplam 1.854.699,90 TL dikkate alınmayacak gider hesaplandığı, Rayiç değerler üzerinden hesaplanan (-) 4.650.015,58 TL Borca batıklıktan — (+) 1.854.699,90 TL tebliğ kapsamındaki giderler mahsup edildiğinde, …’un 31.08.2021 tarihi itibariyle özkaynaklarının (-) 2.795.315,68 TL olduğu ve tebliğ hükümleri dikkate alındığında da şirketin borca batık durumda olduğu” gerekçesiyle açılan davanın reddine, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne kayıtlı … Paz. San. Ve Ticaret Limited Şirketi’nin iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; … şirketi tüm hisseleriyle beraber … şirketine ait olduğunu, dolayısıyla … şirket alacaklılarının alacakları koruma altına alınırken, … şirketinin tüm malvarlığının … şirketine ait olması hesaba katılmaksızın söz konusu karara hükmedilmesi bariz bir şekilde çelişkili olup işbu karar ne müvekkil şirketlerin ne de alacaklıların menfaatini koruduğunu, birbirinin %100 iştiraki olan ve birbirlerine kefil olan şirketleri birbirinden ayırmak suretiyle salt borca batıklık değerlendirmesi yapılarak bir şirketin iflasına karar verip diğer şirketin de tedbirlerini kaldırarak mallarını tamamen alacaklıların inisiyatifine bırakmak hukuka aykırı olduğunu, … ve … şirketleri ayrı ayrı tüzel kişiliğe sahip olmaktaysa da bu iki şirketin finansal tablolarının konsolide bilanço esasına dayanılarak oluşturulması gerektiğini, bilirkişi heyetince bu husus göz ardı edilerek ayrı ayrı bilanço tanzim edildiğini, oysa konsolide bilançoda şirketlerin finansal tablosunda bazı hususların birkaç defa hesaplamaya dahil edilmesi önlendiğini, bu sebepledir ki işbu davada konkordato komiserlerinin konsolide bilanço esasına dayanarak konkordato projesini yürütmesi zorunluluğu doğduğunu Bilirkişilerce, müvekkil şirkete ait markanın rayiç değeri tespit edilmiş ise de, müvekkil şirket hakkında iflas kararı verildikten sonra rapor alındığını, buda müvekkilinin marka değerini büyük ölçüde azalttığını, yeniden bir değerlendirme yapılacak olsa dahi bu durum müvekkilinin borca batık olduğunu değiştirmeyeceğini, bu nedenle yapılan marka değerlendirmesine tarafımızca itiraz edilmesinde bir hukuki yarar bulunmayıp dosya kapsamında yapılan tüm değerlendirmeler ışığında müvekkil şirketlerin pasiflerin aktiflerinden daha fazla olduğu açık olduğunu, Gerekçeli kararda her ne kadar … ve … yönünden tasdik şartları oluşmadığı belirtilmiş ise de hüküm yalnızca … yönünden kurulduğunu, Her iki şirketin aktif ve pasifleri birlikte değerlendirilerek … şirketinin aktiflerinin …’a ait olduğu değerlendirilmeksizin hatalı şekilde yürütülen proje neticesinde haksız ve hukuka aykırı bir karar verildiğini, iş bu kararın … ve … bakımından kaldırılmasını, davacı şirketler birbirinin iştiraki olduğundan … Şirketi ile … hakkında da iflas kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, İİK.nun 285 ve devamı maddelerince açılan konkordato talebine ilişkin olup uyuşmazlık konkordatonun tasdiki şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, iflas kararı yerinde olup olmadığı noktasındadır. Dairemizin önceki kaldırma kararında belirtildiği gibi, her bir davacı yönünden projenin kabulü için İK 302/a-b bendinde belirtilen çoğunluğun sağlanamadığı ve İİK 305/1-c bendi uyarınca tasdik şartları oluşmadığından konkordatonun tasdiki talebinin reddine karar verilmesi yerinde görülmüştür. İİK 305. maddede belirtilen tasdik şartları gerçekleşmemesi nedeniyle konkordato talebinin reddine karar verilmesi durumunda İİK 308. maddesinde düzenlenen iflas şartının değerlendirilmesi gerekir. Konkordatonun tasdik edilmemesi ve borçlunun iflası başlıklı 308. maddesi ” Konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine verir ve bu karar 288. madde uyarınca ilan edilerek ilgili yerlere bildirilir. Borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin bulunması halinde mahkeme, borçlunun iflasına karar verilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Doğrudan doğruya iflas sebepleri ise İİK 177 ila 179. maddelerde ( İİK m. 179 atfıyla TTK 377 m.) düzenlenmiştir. İİK 179. maddesine göre, ” Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflâsına karar verilir. Türk Ticaret Kanununun 377 nci ve 634 üncü maddeleri ile 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 63 üncü maddesi hükmü saklıdır.” Borca batıklığın tespiti için TTK’nın 324. maddesi uyarınca bir borca batıklık bilançosu hazırlanmalıdır. TTK’nın 324. maddesine göre borca batıklık bilançonda aktiflerin rayiç değerden bilançoya geçirilerek borca batıklık bilançonun çıkarılması gerekir. Böyle bir talep üzerine mahkemece, bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmelidir.Dairemizin kaldırma kararı sonrasında mahkemece, rayiç değer bilançosuna esas alınmak üzere borçlu şirketlerin marka değeri ile şirketler adına kayıtlı araç, makine ve demirbaşlar bilirkişiler vasıtasıyla rayiç değerleri tespit ettirilmiş ve borçlu … şirketin güncel rayiç değer bilançosunun hazırlanması için bilirkişi heyetinden rapor aldırılmıştır. Bilirkişi heyetince mahkemeye sunulan kök ve ek raporda özetle ; ” …Şirketin %100 hissedarı olduğu bağlı ortaklığı … yönünden davanın reddine kararından sonra şirket aleyhine iflas yolu ile takip başlatıldığı, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/36 Esas numarası ile açılan davada 25/03/2021 tarihinde …’nın iflasına karar verildiği, teknik heyetimiz tarafından varlıkların rayiç değerlerine ilişkin yapılan tespitler, aynen rayiç değerli bilançoya aktarıldığı, … yönünden verilen iflas kararı kaldırılmış olduğundan, diğer dönen varlıkları hesabı altındaki devreden KDV ve peşin ödenen vergi ve fonlar rayiç değerli bilançoya kaydi değerleri ile alındığı, şirketlerin şirketin pasifte yer alan boçları ve banka kredilerinin doğruluğunun teyidi tarafımızdan mümkün olmadığından, kaydi değerler rayiç değerli bilançoya aynen alındığını, buna göre teknik heyet eşliğinde rayiç değerlerin tespit edilmesi neticesinde davacı … Hayvancılık Pazarlama San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin 31.08.2021 tarihli rayiç değerler üzerinden hazırlanmış bilançoya göre özvarlığının (-) 4.650.015,58 TI olarak hesaplandığı, bir başka ifadeyle, davacı … şirketinin rayiç değerler üzerinden hazırlanan bilançoya göre borca batık durumda olduğu, 26 Aralık 2020 tarih ve 31346 sayılı Resmi Gazete’de Ticaret Bakanlığı tarafından yayınlanan “6102 Sayılt Türk Ticaret Kanununun 376 ncı Maddesinin (borca batıklık durumu) Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” kapsamında, Borca batıklık hesaplamasında toplam 1.854.699,90 TL dikkate alınmayacak gider hesaplandığı, rayiç değerler üzerinden hesaplanan (-) 4.650.015,58 TL Borca batıklıktan -1.854.699,90 TL tebliğ kapsamındaki giderler mahsup edildiğinde, …’un 31.08.2021 tarihi itibariyle özkaynaklarının (-) 2.795.315,68 TL olduğu ve tebliğ hükümleri dikkate alındığında da şirketin borca batık durumda olduğu ” sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Her ne kadar dairemizin kaldırma kararında bir borca ilişkin kefaletin birden fazla şirketin pasif hesabında gösterilmesi nedeniyle bir borçtan dolayı grup şirketlerin tamamı kayden borca batık hale gelebildiği, bu durumda, grup şirketlerde borcun asıl borçlu şirket pasifinde gösterilmesi, ayrıca borca kefil olan grup şirketin pasifinde kefil olunan bu borca yer verilmeden borca batıklığın hesaplanması gerektiği ifade edilmiş ise de borçlu şirketlerin pasifte yer alan borçların, kaynağı bilirkişilerce tespit edilemediği, hangi borcun asıl borçtan hangi borcun kefaletten kaynaklandığı ayrımı yapılamadığı gibi hangi borcun kefaletten kaynaklandığı borçlu şirketçe gösterilmediği ve buna ilişkin belgeler dosyaya sunulmadığından hükme esas alınan bilirkişi heyetince saptanan güncel rayiç değerlere göre düzenlenen borca batıklık bilançosuna göre borçlu … şirketinin iflasına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Borçlu şirket vekili diğer bir istinaf nedeni olarak; her iki şirketin finansal tablolarının konsolide bilanço esasına dayanılarak oluşturulması gerektiği ileri sürülmüş ise de gruba dahil şirketlerin hepsinin mal varlığı tek bir mal varlığı gibi mütalaa edilerek borca batıklık hesabı yapılması mümkün görülmediğinden bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davacılar vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacıların istinaf başvurularının esastan REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı taraflarca yatırılan 220,70’er TL istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının ayrı ayrı hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL’nin istinaf karar harcından, davacı tarafılarca yatırılan 80,70’er TL’nin harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL’ davacılardan tahsili ile ayrı ayrı hazineye gelir kaydına, 4-Davacıların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nun 361/1. fıkrası ve 2004 sayılı İİK’nın 308/a maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.15/02/2023