Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/602 E. 2022/525 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/602
KARAR NO: 2022/525
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS: 2022/46
ARA KARAR TARİHİ: 23/02/2022
DAVA: Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/04/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 43.525,86 TL tutarında Fuar Katılım Sözleşmesi imzalandığını, fuarın işbu sözleşmeyle kararlaştırılan 21-25 Nisan 2020 tarihinde sokağa çıkma yasağı sebebiyle yapılamadığını, ertelenen 20-24 Eylül 2021 tarihinde ise yine pandeminin beraberinde getirdiği sonuçlar nedeniyle sektör temsilcilerinin talepleriyle Fuarın Mayıs 2022 tarihine ertelendiğini, bu hususta müvekkili şirketin keyfi bir kararı olmadığı gibi herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını, kaldı ki davalı şirket ile yapılan sözleşmenin 2. maddesine göre müvekkili şirketin gelişen koşullara göre ve hatta hiçbir sebep göstermeksizin fuar tarihini erteleme hakkı bulunduğunu, buna karşılık katılımcı şirketlerin fuar tarihinin ertelenmesi nedeniyle sözleşmeyi feshetme ve buna bağlı olarak sözleşme bedelinin iadesini talep etme hakkı bulunmadığını ancak davalı şirketin ödediği bedellerin tahsili için Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyadan icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin adres değişikliği sürecinde tebligat usulsüzlüğü nedeniyle ödeme emrine itiraz edemediğini ve takibin kesinleştiğini belirterek, fuarın ertelenmesi nedeniyle sözleşme bedelinin iadesi talep edilemeyeceğinden müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile İİK 72/3 maddesi gereğince icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 19/01/2022 tarihli kararla; “Davanın taraflarıyla sınırlı kalmak kaydıyla, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasına ilişkin takip konusu alacağın tamamının davacı tarafından icra veznesine yatırılması halinde İİK 72/3 maddesi uyarınca dava konusu icra takip dosyasının takip çıkış miktarı olan 108.118,86 TL üzerinden %15 teminat yatırıldığında (16.217,83 TL) alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir konulmasına” karar verilmiştir. Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesiyle birlikte ihtiyati tedbir kararına itiraz edilmesi üzerine itiraz duruşmalı olarak değerlendirilerek 23/02/2022 tarihli karar ile “ihtiyati tedbir kararında kararın kaldırılması ya da değiştirilmesini gerektirir bir husus bulunmadığı, verilen tedbir kararın İİK m.72’de yer alan özel düzenleneme çerçevesinde verildiği” gerekçesiyle ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olduğunu ispatlaması gerektiğini, davacının Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takip dosyasına itiraz ederek takibi durdurma imkanı varken, itiraz etmediği için işbu davayı açmada güncel korunmaya değer bir hukuki yararından bahsedilemeyeceğini, ihtiyati tedbir kararı verilmesi için yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığını, ihtiyati tedbir kararına itirazlarının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nun 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında menfi tespit istemine ilişkindir. Menfi tespit davası icra takibinden sonra açılmış ve davacı vekili dava dilekçesinde İİK’nun 72. maddesine göre teminat karşılığında vezneye yatan paranın davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı HMK 389/1 maddesinde “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.”, HMK 390/1 maddesinde “İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir.”, HMK 390/3 maddesinde “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.”, HMK 391/1 maddesinde “Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Geçici hukuki korumalardan olan ihtiyati tedbire karar verilebilmesi için ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve ihtiyati tedbirin bir sebebinin mevcut olması gerekir. Yargılama sırasında mevcut durumun değişmesi halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkansız hale gelmesi, gecikme sebebinin bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi söz konusu olan hallerde ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilmelidir. Ancak ihtiyati tedbire karar verilmesi için mutlaka bir tehlikenin veya zararın doğmuş olması veya halen var olması da aranmaz. Dava konusu hak veya şey bakımından ortaya çıkacak tehlike ve zararın önlenmesi için de her türlü tedbire karar verilebilir. İİK’nun 72/3. maddesinde ”İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir” hükmü yer almaktadır. Taraflar arasında imzalanan fuar katılım sözleşmesi kapsamında, katılımcı olarak davalı tarafından fuar katılım bedelinin ödendiği ancak pandemi sürecinde fuar tarihinin ertelenmesi nedeniyle davalının ödediği bedelin tahsili için davacı hakkında takip başlattığı, takibin itirazsız kesinleşmesi üzerine davacı tarafından eldeki menfi tespit davanın açıldığı anlaşılmakla, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası yönünden İİK’nun 72/3 maddesinde yer alan koşulların gerçekleştiği, mahkemece oluşturulan ara karar uyarınca yeterli teminatın davacı tarafça dosyaya yatırıldığı belirlendiğinden, ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının Hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 27/04/2022