Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/600 E. 2022/472 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/600
KARAR NO: 2022/472
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS : 2019/459
KARAR: 2021/387
KARAR TARİHİ: 27/07/2021
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 20/04/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kamu kurum ve kuruluşlarının hizmet ihalelerini üstlenerek personel istihdam ettiğini, davalı …’nin hizmet alım ihalesi kapsamında kısa süre ile dava dışı … isimli işçiyi çalıştırdığını, dava dışı …’ın işçilik alacağı talebiyle açtığı davanın İstanbul 13. İş Mahkemesi 2011/102 E. 2017/36 K. sayılı dosyasında karara bağlandığını, hükmedilen işçilik alacaklarından davalılardan … ve müvekkili şirketin müşterek ve müteselsil olarak sorumlu olduğuna karar verildiğini, kararın Bakırköy … İcra Müdürlüğünün 2017/5232 E. sayılı dosyası ile takibe konu edildiğini, müvekkilinin icra kanalı ile toplamda 31.045,00 TL ödediğini, hizmet alım sözleşmesi ve teknik şartnamede işçilik alacaklarından müvekkilinin sorumlu olacağını yönlü açık bir hüküm beulunmadığını, müvekkilinin kendi döneminden fazla miktarda yaptığı ödemeyi davalı … ve davalı diğer alt işverenlere rücu hakkı olduğunu beyan ederek şimdilik 25.000,00 TL’nin tamamının davalı …’nden tahsiline, diğer davalılar yönünden ise sorumluluk miktarları uyarınca tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı … vekili dilekçesi ile özetle; davacının, işçisi olarak çalışan …’ın işe alış işlemleri, işten ayrılma ve emeklilik işlemleri gibi tüm özlük işlemlerinin davacı şirket tasarrufunda olduğunu, davalı kurumun herhangi bir sorumluluğu olmadığı gibi davacı şirketin de rücu hakkı bulunmadığını, davacı şirket ile davalı idare arasında yasa koyucunun ifade ettiği alt-üst işveren ilişkisi bulunmadığını, kıdem tazminatı ve işçilik alacaklarının ihale bedeli içinde davacı şirkete ödendiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir. Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…Davanın davalı … yönünden incelenmesinde; Taraflar arasında alt ve üst iş veren ilişkisi bulunduğu, 4857 sayılı Kanunun 2/6 ve 2/7 maddeleri ile iki iş veren arasında hangi şartlarda usulüne uygun bir asıl işverin alt işveren ilişkisinin kurulacağının belirtildiği, bu ilişkiden doğan yükümlülüklerden asıl iş veren ve alt iş veren açısından birlikte sorumlu olduğu belirtilmiş ise de, öncelikle taraflar arasında rücu ilişkisine yönelik bir anlaşma bulunup bulunmadığının incelenmesi gerekmiştir. Bu bağlamda; İş Kanununun 2. maddesindeki asıl işveren-alt işveren düzenlemesine ilişkin kuralların asıl işverenin, alt işverenin işçisine karşı sorumluluğuna ilişkin olup, sorumlular arasındaki iç ilişkiyi düzenlemediği, iç ilişkinin, genel hükümlere göre değerlendirilerek çözümlenmesi gerektiği, TBK’nun 162. Maddesi ve İş Kanununun 2. Maddesinde asıl alacaklıya karşı sorumluluğu düzenlediği, taraflar arasında imzalanmış olan İstanbul Bölgesi Yemek Hizmeti alımına ait sözleşme ve bu sözleşmenin eki olduğunu belirleyen sözleşmenin 9. Madddesi gereğince, düzenlenmiş olan teknik şartnamenin, 2.25. maddesinde davacı yüklenicinin sorumluluklarının imza altına alındığı, ” ihale konusu işin yerine getirilmesinde çalışacak işçilerin her türlü ücreti ve diğer mali haklarından yüklenicinin sorumluğu olduğu ve iş kanunundan kaynaklanan tüm yükümlülüklerden yüklenicinin sorumlu olduğunun düzenlendiği” anlaşılmış olup, bu durumda, davacının dava konusu ettiği, dava dışı işçi …’e ödediği 31.045,00 TL’lik işçilik haklarından kaynaklanan ödeme nedeni ile davalı asıl işverene rücu hakkı bulunmadığı kanaati oluştuğundan, davalı … yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.Diğer davalılar yönünde yapılan yargılama neticesinde;İş Hukuku uygulamasında alt işverenin ihale sonunda işçinin iş sözleşmesini feshetmemesi ve işçinin ihaleyi yeni alan diğer alt işveren yanında çalışmaya devam etmesi halinde burada yazılı bir hukuki işleme dayanmayan devir işleminin varlığının kabul edildiği, 1475 Sayılı İş Kanununun 14. Maddesinde işyerini devreden işverenin kıdem tazminatından sorumluluğunun işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasında işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlı olduğu hususunun düzenlendiği, tüm bu hususlar gözetildiğinde; davalı … A.Ş’nin 2.870,59 TL, davalı … Pazarlama A.Ş’nin 3.760,65 TL’den sorumlu olduğu” gerekçesiyle, 1-Davanın davalı … yönünden reddine; 2-Davanın diğer davalılar … A.Ş ve … Temizlik A.Ş yönünden kabulüne; a) 2.870,59 TL’nin 01/02/2018 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine, b) 3.760,65 TL’nin 01/02/2018 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … A.Ş. vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete FETÖ/PDY soruşturmaları çerçevesinde kayyım atandığını, KHK ile kayyımlık yetkisinin TMSF’ye devrolduğunu, yerel mahkemece 05/11/2020 tarihinde müvekkili şirkete tebligat gönderilmiş ve açıklama kısmında dava dilekçesi ve eklerinin gönderildiği belirtilmiş ise de dava dilekçesinin tebligat ekinde gönderilmediğini, davacının “… Limited Şirketi” ne husumet yönelttiğini, daha sonra ise bu şirketin kaydının silinmesine ve “… Ltd. Şti.”ye tebligatların gönderilmesine karar verildiğini ancak müvekkil şirket unvanının “… A.Ş.” olup, “…” isimli şirket ile müvekkil şirketin bir ilgisi bulunmadığını, sehven müvekkili şirketin taraf kaydı yapıldığını açıklanan nedenlerle husumet itirazında bulunduklarını beyan ederek, kararın kaldırılmasını, taraf kayıtlarının düzeltilmesini ve müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışan dava dışı işçinin açmış olduğu işçilik alacakları davası neticesinde, davacı şirket tarafından ödenen bedelin davalılardan tahsili istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2. maddesinde “Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir.”, aynı yasanın “Parasal sınırların artırılması” üst başlığı ile Ek Madde 1’de, “(1) 200 üncü, 201 inci, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz. (2) 200 üncü ve 201 inci maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki işlemin yapıldığı, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.” hükümleri yer almaktadır.İstinaf incelemesine konu kararın verildiği tarih 27/04/2021, istinaf yoluna başvuran davalı … A.Ş yönünden kabul edilen miktar 3.760,65 TL’dir. Ancak 01/01/2021-31/12/2021 (bu tarih dahil) tarihleri arasında istinaf kanun yoluna başvuru için parasal sınır 5.880,00 TL olarak belirlenmiştir. Yani bu miktarın altında olan kararlar kesin olup, istinafa konu kararın verildiği tarih itibariyle, istinaf yoluna başvuran davalı … A.Ş yönünden kararın kesin olduğu tespit edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 346. maddesi gereğince kesin karara yönelik istinaf başvurusu ile ilgili ilk derece mahkemesince karar verilebileceği gibi, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar oluşturulmadan, istinaf incelemesine gönderilen dava dosyaları ile ilgili olarak aynı yasanın 352/1.b maddesi gereğince, istinaf mahkemesince karar verilir. Açıklanan yasal düzenlemeler gereğince, kanun yolu başvurusuna konu edilen kararın, karar tarihi itibariyle istinaf talep eden davalı yönünden kesin nitelikte olması nedeniyle, istinafı kabil bir karar olmadığı anlaşılmakla, davalı … A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 352/1.b maddesi uyarınca reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-… San. Tic. Ve Pazarlama A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 352/1.b maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 4-İstinaf yargılaması için davalı tarafça yapılan giderlerin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352/1.b bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/04/2022