Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/599 E. 2022/535 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/599
KARAR NO: 2022/535
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/18 Esas
ARA KARAR TARİHİ: 10/02/2022
DAVA: İflas (Kambiyo Senetlerine Mahsus Takipten Doğan İflas (İİK 173)
KARAR TARİHİ: 27/04/2022
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde ile, müvekkillerinin alacağının sağlanması amacıyla davalılar aleyhine İstanbul Anadolu …İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile icra takibi başlatıldığını, borçlu şirketlere ödeme emirlerinin gönderildiğini ancak borçlular tarafından itiraz edilerek takibin durdurulduğunu beyan ederek, öncelikle gerekli bütün tedbirlerin alınmasını, bu kapsamda davalı/borçlu şirkete kayyum atanmasını, müvekkilinin mağduriyetinin daha fazla büyümemesi, davalı/borçlu hakkındaki işlemlerin sonuçsuz kalmaması için davalı/borçlu şirketin hali hazırda herhangi bir malvarlığı bulunmaması sebebiyle 3. kişilerdeki hak ve alacakları, doğacak hak edişleri hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkememeni 11/01/2022 tarihli tensip tutanağı 11 nolu ara kararı ile; ” Tedbir talebinin içeriği neye ilişkin olduğu, ihtiyati haciz mi, ihtiyati tedbir mi talep edildiği anlaşılır olmadığı gibi kayyım ataması talebinin hukuki gerekçesinin de belirtilmediği anlaşılmakla ve dava şartları yönünden de inceleme yapılabilmesi için dosyaya hiç bir delil ibraz edilmediğinden ihtiyati tedbir talebi ile ilgili bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına,” karar verildiği, akabinde davacı vekilinin 25/01/2022 tarihli dilekçesi ile; davalı/borçlu şirketlerin mal kaçırma işlemlerinden bahsederek İİK.nun 257.maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettikleri, ayrıca davalı şirketler hakkında yürütülen soruşturma dosyaları nedeniyle bu şirketlere kayyum atanmasını talep etmiştir. Davalılar vekili tarafından sunulan 04/02/2022 tarihli ihtiyati haciz talebine karşı beyan dilekçeleri ile; İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyanın celp edilmesini, “nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs, sahtecilik” suçlarından dolayı İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/231519 nolu soruşturma dosyasında yapmış oldukları şikayetlerine ilişkin dosyanın celp edilmesi ve davacı tarafın tedbir talebinin ve şirketlere kayyum atanması taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemenin 10/02/2022 tarihli ara kararı ile ” …Bu dava dosyasının konusu; davalı şirketler tarafından düzenlenen toplam 7.500.000,00 TL. tutarlı 3 adet senetten dolayı davacı lehtar tarafından başlatılan kambiyo senetlerine özgü iflas yoluyla takibe itirazın kaldırılması ve iflas kararı verilmesi istemine ilişkin olup öncelikle davalı şirketlere tedbiren kayyum atanmasına yönelik tedbir talebi incelendiğinde; TTK’da Limited Şirkete kayyum atanmasına yönelik durumlar belirli olup, şirket hakkında iflas davası açılması kayyum atanması için geçerli ve yeterli bir neden olarak görülmediğinden bu talebin reddine, takibe konu her biri 2.500.000 TL tutarlı 30/04/2020 vade, 30/06/2021 vade ve 30/08/2021 vade tarihli senetlerin İİK’nun 257.maddesi anlamında rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu olduğu anlaşılmakla İİK’nun 257/1 maddesindeki şartları taşıyan ihtiyati haciz talebinin teminatla kabulüne” karar verilmiştir. İhtiyati haciz talebinin kabulüne ilişkin verilen ara karara karşı davalı şirketler vekilince yasal süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuş, istinaf nedeni olarak; taraflar arasında temel bir borç ilişkisi olmadığını, sahte düzenlenen senetlerle icra takibi yapıldığını, bu nedenle senetlerin yok hükmünde olduğunu ileri sürerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, iflas yolu ile başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan, itirazın kaldırılması ve iflas davası olup mahkemece takibe dayanak yapılan kambiyo senetlerin İİK 257. Maddesi anlamında rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş para borcu olduğu, İİK’nın 257/1 maddesindeki şartları taşıdığı gerekçesiyle davacının ihtiyati haciz isteminin %15 teminat karşılığında kabulüne karar verilmiştir. Somut olayda; ihtiyati haciz talebine ilişkin, takibe dayanak yapılan senetler incelendiğinde; her biri 2.500.000,00 TL bedelli 31/08/2021 keşide tarihli, 30/04/2021, 30/06/2021 ve 30/08/2021 vade tarihli 3 adet bono olduğu, bonolardaki keşideci ve kefil kısmında davalı şirketlerin kaşelerin üzerinde imzaların bulunduğu görülmüş olup davalılar vekili, taraflar arasında temel borç ilişkisi bulunmadığını, sahte düzenlenen senetlerle icra takibi yapıldığını ileri sürmüştür. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08/06/2016 tarih 2014/12-1128 E. 2016/774 K. Sayılı ilamında ifade edildiği şekilde “6100 sayılı HMK’nun 209/1. maddesinde; “Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme tabi tutulamaz” düzenlemesi yer almaktadır. Bu maddeyi kapsamı itibari ile ikiye ayırmak gerekir. Bunlardan birincisi senetteki imzanın inkâr edilmesi, diğeri ise yazının inkârıdır. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibinde, imzaya itiraz, İcra ve İflas Kanunu’nun 170. maddesinde açıkça düzenlenmiş olmasına rağmen, aynı takipler yönünden yazının sahteliği iddiası konusunda aynı kanunda özel bir hüküm mevcut değildir. İcra ve İflas Kanunu icra takip hukuku açısından Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre özel kanun olup, takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda öncelikle İcra ve İflas Kanunu hükümlerinin, bu kanunda hüküm bulunmayan durumlarda ise anılan kanuna aykırılık teşkil etmemek koşuluyla genel nitelikte olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekir. Buna göre imzaya itiraz İcra ve İflas Kanununda özel olarak düzenlendiğine göre anılan itiraz hakkında bu kanunun 170. maddesinin uygulanması zorunlu olduğundan, imzanın inkârı nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında genel nitelikte olan 6100 sayılı HMK’nun 209. maddesinin uygulama yeri yoktur. İmzaya itiraz hakkında uygulanması gereken İİK’nın 170/1.maddesi uyarınca itiraz satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmaz. Şu hale göre kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine konu edilen senedin imza inkârı nedeni ile sahteliğinin iddia edilmesi halinde İİK’nun 170/1. maddesi uyarınca satış dışında hiçbir takip işlemi durmaz. ” Nitekim, HMK’nın 209. Madde hükmünün ihtiyati haciz kararı verilmesine engel teşkil etmediği yönünde Yargıtay emsal kararları bulunmaktadır. ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 15/02/2016 tarih 2016/1324 E. 2016/1482 K., Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 10/06/2015 tarih 2015/5032 E. 2015/8566 K. Sayılı ilamları bu yöndedir.) Sonuç olarak, her ne kadar HMK’nın 209. maddesinde sahteliği iddia olunan belgenin herhangi bir işleme esas alınamayacağı düzenlemesi mevcut ise de imzaya itiraz hali, İcra ve İflas Kanununda özel olarak düzenlendiğinden, itiraz hakkında bu kanunun 170. maddesinin uygulanması zorunlu olduğu, imzanın inkârı nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında genel nitelikte olan 6100 sayılı HMK’nun 209. maddesinin uygulama yeri olmadığı, imzaya itiraz hakkında uygulanması gereken İİK’nın 170/1.maddesi uyarınca itiraz satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmayacağı, ihtiyati haczin bir muhafaza tedbiri olduğu, sahtelik iddiasının ihtiyati haciz kararı verilmesine engel teşkil etmeyeceği, soruşturma dosyasında senetlerin sahteliğine ilişkin bu aşamada alınmış bir bilirkişi raporu olmadığı ve senetlerin vadesinin dolduğu gözetildiğinde, mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin ara kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davalılar vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davalılarca yatırılan istinaf harçlarının hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın taraflara ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.1 bendi ile aynı Kanunun 362/1.f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.27/04/2022