Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/546 E. 2022/592 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/546
KARAR NO: 2022/592
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/493
KARAR NO: 2021/850
DAVA TARİHİ: 06/04/2021
KARAR TARİHİ: 24/11/2021
DAVA: Tanıma Ve Tenfiz
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında imzalanan 09/03/2016 tarihli sözleşme kapsamında davalının müvekkili şirket tarafından kendisine gönderilecek ham metaller içerisinde yer alan değerli madenleri ayrıştırma hizmetini sağlamayı, müvekkili şirketin ise bu hizmete mukabil sözleşme ile belirlenen ücreti ödemeyi taahhüt edildiğini, her ne kadar bu “ayrıştırma hizmeti” davalı tarafından taahhüt edilmişse de sözleşmenin 2.2.maddesi tahtında düzenlendiği üzere müvekkili şirketin ham metalleri … Hoboken/Belçika adresinde bulunan … isimli firmaya teslim edeceğinin, anılan sözleşmede dava dışı 3. kişi firma tarafından ayrıştırılan ham metaller içerisinde yer alan değerli madenlerin ise müvekkili şirkete teslim edileceğinin hüküm altına alındığını, … isimli firmanın hem Avrupa hem de dünya pazarında hurdanın en büyük işleme tesislerinden biri olduğunu ve küçük montanlı işleri doğrudan almadığını, bu sebeple müvekkili şirketin davalı ile anlaştığını ve anılan hizmetin … tarafından görüleceğinin davalı tarafça taahhüt edildiğini, davalının alt yüklenicisi niteliğinde olan … şirketinin müvekkili şirkete karşı doğrudan bir yükümlülüğünün bulunmadığını, bu itibarla sözleşmesel yükümlülüklerin yerine getirilememesinden kaynaklanan sorumluluğun davalının üzerinde olduğunu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ham metaller içerisinde yer alan değerli madenlerin müvekkili şirkete sözleşmeye uygun olarak teslim edilmemesinden kaynaklandığını, bu nedenle uğramış olduğu zararların tazmini istemiyle Milletlerarası Ticaret Odasınca (ICC) Ukrayna Ticaret Odası nezdinde teşekkül ettirilmiş Tahkim Divanına (Tahkim Divanı) başvurduğunu ve 25/05/2018 tarihinde verilen … numaralı karar ile uğramış olduğu 542.994,12 USD zararın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verildiğini belirterek, kararın Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde icra edilebilmesi adına tenfizinin sağlanmasını dava ve talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili 27/04/2021 tarihli süre uzatım talepli dilekçesinde özetle; 5718 sayılı MÖHUK 51/2 maddesinde yetki hususunun düzenlendiğini, müvekkilinin merkez nakline ilişkin 31/01/2021 tarihli Genel Kurul Kararının tescil ve ilan edildiğini, dava tarihi olan 06/04/2021 tarihi itibariyle müvekkili şirketin merkezinin İstanbul’a taşındığı, tanıma ve tenfiz davasının MÖHUK 51/2 maddesi uyarınca İstanbul Mahkemelerinde açılması gerekirken Ankara’da açılmış olmasının kanuna aykırı olduğunu belirterek yetki ilk itirazlarının kabulü ile dava dosyasının İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini ayrıca esasa yönelik savunmalarını hazırlamak için makul bir süre verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 30/04/2021 tarihli yetki ilk itirazına karşı beyan dilekçesinde; davalı şirketin merkez adresi değişikliği nedeniyle dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Dava Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmıştır. Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/06/2021 tarihli 2021/210 E. 2021/390 K. sayılı kararı ile; “Dava, Yabancı Hakem Karanın tenfizi talebinden ibarettir. Dosyaya sunulan ticaret sicil gazetesinin yapılan incelemesinde; davalı şirketin merkezinin Ankara Altındağ’dan Tuzla/İstanbul adresine taşınmasına karar verildiği ve anılan kararın ticaret sicil dosyasına tescil edilerek 16/02/2021 tarihinde ilan edilmiş olduğu, davanın ise 06/04/2021 tarihinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.Davalı tarafından süresinde yapılan yetki itirazında bulunulduğu, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu savunarak yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiği görülmüştür. Yabancı Mahkeme ve Hakem Kararlarının tenfizi 5817 sayılı yasanın 51.maddesinde düzenlenmiş olup buna göre; “(1) Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir. (2) Bu kararlar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye’deki yerleşim yeri, yoksa sâkin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye’de yerleşim yeri veya sâkin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Davalı şirketin dava tarihi itibariyle merkezi İstanbul Anadolu yakasında olup yasa uyarınca şirket merkezinin bulunduğu yer yerleşim yeri olarak kabul edildiği ve bu durumda yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu, davalının süresinde yetki itirazında bulunduğu anlaşıldığından davalı tarafın yetki itirazının kabulüne, davanın mahkememizin yetkisizliği nedeni ile usulden reddine…” karar verilmiştir.Kararın kesinleşmesi akabinde davacı vekili tarafından dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi neticesinde dosya İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmiştir. İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/11/2021 tarihli 2021/493 E. 2021/850 K. sayılı kararı ile; “Davacı şirketin Ukrayna Cumhuriyeti uyruğuna tabi bir şirket olup, 01/03/1954 tarihli hukuk usulüne dair Lahey Sözleşmesinin 17. Maddesi gereğince bir akit devlette ikamet eden kişilerden, herhangi bir akit devlet mahkemelerinde davacı veya müdahil olarak bulunmaları halinde yabancı olmaları veya o ülkede ikametgah veya mesken sahibi olmamaları sebebiyle her hangi bir teminat istenemeyeceği öngörülmüştür. Türkiye Cumhuriyeti ile Ukrayna Cumhuriyeti Lahey Sözleşmesini imzalamak suretiyle işbu sözleşmeye katılmış olmaları sebebiyle MÖHUK 48/2 maddesi gereğince kanuni mütekabiliyet şartı gerçekleştiğinden yabancılık teminatına tabi değildir. Davacı vekilinin, davalı vekilince cevap dilekçesinin, dava dilekçesinin e-tebligat yolu ile tebliğ edildiği iddiası ile süresinde olmadığını ileri sürmüş ise de, davalı şirketin e-tebliğ adresinin bulunmaması sebebiyle tebligatın yapılamadığı dava dilekçesi ve tensip zaptının davalı şirkete 26.04.2021 tarihinde normal yolla yapıldığı, süresinde davalı yanın 28.04.2021 günü süre uzatım talebinde bulunduğu ve cevap süresinden sonra başlayan 2 haftalık ek cevap süresi verildiği, bu nedenle cevap dilekçesinin 24.05.2021 tarihinde süresinde verilmiş olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce davalı yanın, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/210-2021/390 karar sayılı dosyasına sunduğu cevap dilekçesi ile usulüne uygun süresinde cevap verildiği mahkememizce benimsenmekle, işbu mahkemenin dava dilekçesinin yetki yönünden reddine ilişkin kararının mahkememiz bağlamayacağı , yetki itirazına ilişkin istinaf veya Yargıtay kararlarının yerel mahkemeleri bağladığı, mahkememizce de yetki itirazının usulüne uygun olarak kabulü gerekip gerekmediği mahkememizce incelenmesi gerektiği tespit edilmekle, Mahkememizce yetki yönünden yapılan değerlendirmede; Davalı şirketin, cevap dilekçesi ile yetkili mahkemenin, İstanbul mahkemeleri olduğunu belirterek yetki itirazında bulunduğu ve İstanbul Anadolu ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğuna ilişkin bir itirazının bulunmadığı, mahkemece yetki itirazının buna rağmen kabul ettiği ve dosyanın davalının yetki itirazında yer almayan İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verildiği dosya kapsamı ile sabittir. Mahkememizce, 5817 sayılı MÖHUK 51/2 maddesi gereğince ve 6100 sayılı HMK’nın 19, 21/a ve 22/2 maddesi gereğince yetki yönünden dosya incelenmesinden; Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/210-2021/390 yetkisizlik kararı ile gelen dosya ile davalı yanın süresinde verdiği cevap dilekçesinde yetkili olarak İstanbul Ticaret Mahkemesinin gösterdiği, yetki itirazının usulüne uygun olarak yapılmadığı, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesince kabul edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken, dava dilekçesinin 5718 MÖHUK 51/2 ve 6100 sayılı HMK 114 ve 115. Maddeleri gereğince yetki yönünden reddine ilişkin kararının 6100 sayılı HMK’nın 19. Maddesi gereğince, yapılan incelemesinde usulüne uygun olarak 6100 sayılı HMK’nın 19/4 maddesine uygun bir şekilde “yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir.” şeklindeki yasal düzenleme karşısında davaya Ankara mahkemelerinin bakması gerekirken, yetkisizlik kararı verildiği tespit edilmekle mahkememizce dava dilekçesinin yetki yönünden reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmak sonuç ve kanaatine varılmış ve aşağıdaki gibi hüküm tesis etmek gerekmiştir.” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Davacı tarafça yetkisiz mahkemede açılan davaya ilişkin sundukları 27/04/2021 tarihli süre uzatım dilekçesinde usule uygun şekilde yetki ilk itirazında bulunulduklarını, dilekçenin açıklamalar bölümünde yetki itirazına ilişkin değerlendirme ve açıklamalar yapılmış olup sonuç ve istem bölümünde açık bir şekilde dosyanın “Yukarıda açıkladığımız nedenlerden dolayı, yetki ilk itirazımızın kabulü ile, mahkemenizin yetkisizliğine ve dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesini” talebinin yer aldığını, davacı tarafça sunulan beyan dilekçesinde de dosyanın İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesinin talep edildiğini, taraflar arasında yetki konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığını, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının yasaya uygun olduğunu, HMK 26.maddesi uyarınca hakim taleple bağlı bulunduğundan, 27/04/2021 tarihli ilk beyan dilekçesinde yetki itirazına yer verilip ilgili dilekçenin talep kısmında dosyanın yetkili olan İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi açık bir şekilde talep edilmişken yetki itirazının usulüne uygun yapılmadığı yönündeki mahkeme gerekçesinin kabulünün mümkün olmadığını beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nun 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, Ukrayna Ticaret Odası Tahkim Divanının 25/05/2018 tarihli, 272t/2017 sayılı kararının tenfizi istemine ilişkindir.Dava, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmış, davalı vekilinin süresi içerisinde sunduğu yetki ilk itirazının kabul edilmesi sonucu dosya yetkisizlik kararı verilerek İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş ancak İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesince davalı tarafından usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunulmadığı gerekçesiyle karşı yetkisizlik kararı verilmiştir. 5718 sayılı MÖHUK ‘un; “Tenfiz Kararı” başlıklı 50.maddesinin 1.fıkrasında: “Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye’de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.”, aynı yasanın 51.maddesinde ” (1)Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir. (2) Bu kararlar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye’deki yerleşim yeri, yoksa sâkin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye’de yerleşim yeri veya sâkin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Davalı şirket adresi Altındağ (Ankara) ilçesinde iken, 16/02/2021 tarihinde Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği üzere Tuzla (İstanbul) ilçesi olarak değiştirilmiş, dava ise bu tarihten sonra 06/04/2021 tarihinde açılmıştır.
Çözümlenmesi gereken konu, davalının yetki ilk itirazının usulüne uygun olup olmadığıdır. Yetki itirazının ileri sürülmesi 6100 sayılı HMK’nın 19.maddesinde düzenlenmiştir. HMK’nın 19.maddesinde “…(2)Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. (3) Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir. (4) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir.” hükmü yer almaktadır. HMK’nın 116.maddesinde ilk itirazlar sıralanmış ve a bendinde “Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı” ilk itirazlar arasında sayılmıştır. HMK’nın 117.maddesinde ise ilk itirazların dava şartlarından sonra ön sorunlar gibi incelenerek karara bağlanacağı ifade edilmiştir. Yasal düzenlemeler uyarınca kesin yetki kuralının söz konusu olmadığı hallerde mahkemelerin yetkisine yönelik itirazlar ilk itirazlardan olup cevap süresi içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Davalı tarafından süresi içinde ileri sürülmeyen yetki itirazı, daha sonra ileri sürülemez ve mahkemece dikkate alınamaz. Bu durumda yetkisiz mahkeme yetkili hale gelir ve dava yetkisiz mahkemede görülmeye devam edilir. Mahkemece her ne kadar davalı tarafından usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunulmadığı belirtilmiş ise de somut olayda, davalıya dava dilekçesinin tebliğ edilmesi akabinde yasal süre içerisinde sunulan süre uzatım dilekçesinde “…Dava tarihi olan 06/04/2021 tarihi itibariyle müvekkil şirketin merkezi İstanbul’a taşınmış olduğundan tanıma ve tenfiz davasının MÖHUK 51/2 maddesi uyarınca İstanbul mahkemelerinde açılması gerekirken Ankara’da açılmış olması kanuna aykırıdır. Yukarıdaki yasal düzenlemeler göz önüne alındığında, davanın derdest bulunduğu mahkemenizin işbu dava bakımından yetkili olmadığı ortadadır. Bu nedenle, yetki ilk itirazında bulunmak zorunluluğu doğmuştur… Yukarıda açıkladığımız nedenlerden dolayı, yetki ilk itirazımızın kabulü ile, mahkemenizin yetkisizliğine ve dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesi” talep edilmiştir. Bu durumda yetki itirazının süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak yapıldığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf istemi kabul edilerek ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.3 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilerek, dosyanın mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/493 E. 2021/850 K. sayılı 24/11/2021 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.3 bendi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dairemizin kararı doğrultusunda işlem yapılması için dosyanın mahkemesine İADESİNE, 3-Davalı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.3, 362/1.c ve 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.18/05/2022