Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/528 E. 2022/477 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/528
KARAR NO: 2022/477
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS: 2018/927
KARAR: 2021/187
KARAR TARİHİ: 18/03/2021
DAVANIN KONUSU: Konkordato Tasdiki
KARAR TARİHİ: 20/04/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin tek ortaklı 6.000.000,00 TL sermayeli süt ve süt ürünleri imalatı konusunda faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, konkordato başvurusuna dayanak nedenlerin açıklanması suretiyle şirketin borca batık olmadığını, borçlarının konkordatonun tasdiki tarihinden itibaren 6 ay ödemesiz, 24 ay vade ile ödeyecek şekilde vade konkordatosu talep ettiğini, İİK. 285. maddesi ve devamı maddeleri uyarınca 3 aylık geçici mühlet verilmesini, takiplerin tedbir yoluyla durdurulmasına, geçici komiser tayinine, İstanbul … İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyasından ihtiyati haciz ve yakalama şerhi konularak trafikten men edilen şirket işlerinin devamı için önem arzeden satış ve dağıtım ağında kullanılan … ve … plaka sayılı araçların müvekkili şirkete yediemin olarak teslimine ve diğer araçlarda bulunan yakalama şerhlerinin kaldırılmasına, banka hesaplarına blokaj koyulmamasına, alacağa mahsup edilmemesine, bankalara gelen tedbir haciz ve blokaj taleplerinin geri çevrilmesine, geçici mühlet sonrası kesin mühlet verilmesine ve konkordatonun onaylanmasına ve ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… Tasdik yargılaması sırasında davacı vekiline, tasdik kararı verilmesi halinde infazda tereddüt oluşmaması amacıyla revize projeyle mutlak suretle bağlı kalınarak konkordatoya tabi adi alacaklar yönünden ödeme planını tablo şeklinde ve genel hatlarıyla özet şekilde ayrıca sunmak üzere süre verilmiş ve sunulan ödeme planının revize proje ile uyumlu olup olmadığı konusunda komiser heyetinden de yeniden görüş alınması cihetine gidilmiş, ödeme planının revize proje ile uyumlu olduğu komiser heyetince de yazılı olarak belirtilmiştir. Davacı tarafından süresinde tasdik harcının ve teminatın yatırıldığı, mühlet içerisinde ticari faaliyetlerden doğan alacaklar yönünden alacaklılardan muvafakat alındığı anlaşılmıştır. Konkordato komiser heyetinin 10/02/2021 tarihli ek nihai raporunda belirtildiği üzere konkordatonun tasdikinin uygun olacağı, gıda sektöründe faaliyet gösteren davacı şirketin konkordato projesinin uygulanabilmesi amacıyla kaynak oluşturabileceği, borçlu şirketin konkordato teklifinin (adi) alacaklılar tarafından kabul edildiği, davacı şirkete ait taşınır ve taşınmazların rehnin paraya çevrilmesi suretiyle elden çıkarılmasına kadar geçecek süreçte konkordato kaynağı oluşturabileceği dikkate alınarak adi alacaklılar yönünden İİK 305. maddesinde sayılan tasdik koşullarının bulunduğu kanaatine varılmakla davacının (adi) konkordatonun tasdiki talebinin kabulüne, koşulları oluşmadığından rehinli malların satışının ertelenmesi ve rehinli alacaklılarla müzakere taleplerinin reddine” dair karar tesis edilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ 1-Alacaklı Sosyal Güvenlik Kurumu başkanlığı vekili sunulan istinaf dilekçesinde özetle; kurum alacağının konkordatonun etkilenmediğinden konkordato projesinin onaylanması halinde alacakların 6183 sayılı yasanın 206. maddesindeki sıra gözetilerek ve tam olarak ödenmesi gerektiği ayrıca İİK’nun 308-c maddesinin 3. fıkrasına göre kanunun 206. maddesinin 1. sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar için rehinli alacaklarının rehni kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 sayılı kanun kapsamındaki amme alacakları hakkında bu maddenin 2. fıkrası olan hükmün uygulanmayacağı, eksik inceleme ile karar verildiği belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir. 2-Alacaklı … Bankası Anonim Şirketi vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinde özetle; bankanın davacı borçludan alacaklı olduğu, iş bu hususun banka kayıtlarında sabit olduğu, dava kapsamında gerçekleştirilen alacaklar toplantısına banka tarafından katılım sağlanmadığı kabul veya ret oyu yönünde oy kullanmadığı, komiser heyetinin alacak ve alacaklı nisapları değerlendirmesinde hatalar olduğu, ihtilaflı alacaklar yönünden depo kararı verilmemesinin de usul ve yasaya uygun olmadığı ve banka alacağı hakkında 3. şahıs adına kayıtlı ancak konkordato talep eden lehine ipotekli taşınmazın rehin kabul edilmeyerek değerlendirilmesinin de hatalı olduğu belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir. 3- Alacaklı … A.Ş. vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinde özetle; davacı şirketten olan alacağın ihlalli geçiş görüntülerinin sabit olduğu ancak düzenlenen raporda bu hususlara yer verilmediği ve projeye dahil edilmediği belirterek mahkemece verilen kararının kaldırılması talep edilmiştir. 4-Alacaklı … Bankası A.Ş. vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinde özetle; kabul edilen konkordato projesinde davacının ana para borcundan %20 tenzilata ek olarak faizsiz bir ödeme planı öngörüldüğü ve bu durumun alacakların büyük ölçüde mahfına sebep olacağı, çekişmeli alacağın belirlenmesine yönelik mahkeme kararı bulunmadığı, nisaba dahil edilen rehinli alacak tutarının faiz işletilmediği, ilk derece mahkemesi kararında İİK 306 maddesinin 1. fıkrasında yer alan konkordato tasdiki kararında alacaklarının hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiği ve borçlunun borçlarını hangi takvim çerçevesinde ödeyeceğinin belirtilmediği, borçlu firmaya keşide edilen ihtarnameyi borçlu tarafından itirazda bulunulmamasına rağmen konkordato projesinde eksik borç tespiti yapıldığı projenin bu haliyle kabulünün mümkün olması, konkordato projesi’nin uygulanabilir olmadığı ve İ.İ.K.’nun 286-287 maddelerinde yer alan yasal düzenlemelere uygun bulunmaması nedeniyle reddinin gerektiği belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir. 5-Alacaklı … Bankası T.A.O. vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinde özetle; konkordato borçlarının faizsiz olmak üzere 2022 yılı Mart ayından başlayarak 60 aylık süreçte eşit taksitlerle ödenmesine ilişkin borçlu tarafından sunulan ödeme takviminin alacaklarının mahfına sebep olacağı, alacaklı banka alacağının rehinini alacaklar kısmında gösterilmediği, konkordato projesinde açıkça alacaklı banka alacağının ipotek ile teminat altına alınmış olduğunun kabul edildiği, 14.08.2020 tarihinde yapılan alacaklar toplantısında bankanın oy kullanmadığı, bu haliyle projenin kabul edilmez olduğunun açık olduğu ayrıca ipotekli taşınmazlar hakkında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinin devam ettiği belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir. 6-Alacaklı … vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinde özetle; borçlunun alacaklarını zarara uğratmak kastıyla hareket ettiği, alacağa itiraz ederek süreci uzattığı gibi geçen süre içerisinde borcu ödeyeceğine dair bir gelişmenin de mevcut olmadığı, kat ihtarının tebliği ile davacı şirkete verilen süre içinde alacaklı bankanın alacağının ödenmediği ve şirket hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nde icra takip başlatıldığı, burada yapılan kapak hesabı ile alacağın 1.975.963 TL olarak tespit edildiği ve borçlunun itiraz etmesi üzerine açılan itirazın iptal davasında (İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/831 E. sayılı dosyası) davanın kabulüne dair karar verildiği, İ.İ.K 302 maddesi gereğince konkordato tasdiki kararında alacakları itiraza uğramış olan alacaklıların dava açmak için tasdik kararının yüze karşı verilmesi halinde tefhim aksi takdirde tebliğ tarihinden itibaren başlamak üzere 10 günlük bir müddet içerisinde dava açma haklarının bulunduğu ancak icra takibi sonucunda kesinleşmiş alacaklara ilişkin hakların saklı olduğunun kanunda belirtildiği, dolayısıyla davacı borçlu aleyhine icra takibi yapıldığı ve itirazın iptali davası ile belirtilen alacağının kesinleştiği, kesin olan alacağın nisabı dahil edilmeden tasdik kararı verilmesi açıkça hukuka aykırı olduğu, mahkemece alacağa ilişkin itirazın değerlendirmeden hüküm kurulmasında usul ve yasaya aykırı olduğu, alacağın geçici mühlet kararı verildiği anda toplam 2.417.224,86 TL olduğu ve bu alacağın nisabı dahil edilmesi halinde konkordato projesine ilişkin oylama nisabının değişeceği ve bu nedenle nisaba dahil edilmesi gerektiği belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir. 7-Alacaklı … A.Ş. vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından tasdik edilen konkordato projesi’nde bildirilen alacağın bankanın gerçek alacağını göstermediği, bankanın alacağının rehin ve teminat altına alınan bir alacak olması sebebiyle 1.053.00 TL üzerinden faiz işletilmesi gerektiği, mahkemece kabul edilen tutara faiz işletilmemiş olduğu ve 286.538,34 TL’nin haksız ve hukuka aykırı olarak reddedildiği, konkordato projesinin onaylandığı toplantıda alınan karar için banka tarafından onay verilmediği, mahkemece yeterli inceleme ve araştırma yapılmaksızın karar verildiği ,alacaklı bankanın reddedilen miktardaki alacağının çekişmeli hale geldiği belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir. 8-Alacaklı … Bankası A.Ş. vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinde özetle; dosyada yer alan komiser raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığı, alacaklılar toplantısını hukuka ve yasaya aykırı yapıldığı, alacakların ne şeklinde hesap edildiğinin belli olmadığı ve düzenlenen evrakların denetim ve kontrolü elverişli olmadığı, banka alacaklarının nisaba dahil edilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ve tahsil koşullarının gerçekleşmediği belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir. 9-Alacaklı … A.Ş. vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinde özetle; davacının borçlusu olduğunu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine konu alacağın konkordato projesine dahil edilmediği ve alacaklının haklı alacağının tahsilinin engellendiği, mahkemece işbu alacağı ne adi alacakla arasında ne de çekişmeli alacaklar arasını değerlendirmeden hüküm tesis edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, dosyaya sunulan projenin inandırıcı olmaktan uzak olduğu ve alacakların alacaklarının kanun yoluyla tahsil etmelerini engelleme amacını taşıdığı belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir. 10-Alacaklı … A.Ş. vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinde özetle; 27.10.2020 tarihi itibariyle 37.050,82 TL alacağın olduğu belirtildiği ancak mahkeme ve bilirkişiler tarafından iş bu alacağın nisaba katılmadığı, alacaklının alacaklarının güvence altına alınmadığı ve tahsil kararındaki 16.686.567 TL’nin nisabın içerisine dahil edilmediği belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir. 11-Alacaklı … Ltd. Şti. vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinde özetle; davacı şirketin alınan hizmetler karşılığında kendisine faturalar kesildiği ancak işbu fatura bedellerinin ödenmediği, davacıların 25.791,19 TL borcunun – bulunduğu ve bu miktarın 28.01.2019 tarihi itibarı ile 31.134,59 TL ye karşılık geldiği, bu miktarın ödenmediği, kayda alınmadığı ve konkordato hesabına kaydedilmediği, toplantı nisabında şirket alacağının eksik oylanması ve şirket alacağının konkordato nisabına dahil edilmemesi sonucunu doğurduğu bu nedenle mahkemece verilen kararın kaldırılması gerektiği belirtilmiştir. 12-Davacı şirket temsilcisi tarafından sunulan istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin nihai hükmünün 1. maddesinin 2. bendindeki ilk taksidin başlama tarihinin revize projedeki gibi uyarlanarak yeniden hüküm kurulmasını, 2. ve 8. maddesindeki kararının kaldırılmasını ve istinaf incelemesi sonucunda şirket lehine konkordatonun amacına uygun olarak yazılmasına, 11. maddesinin 2. bendindeki İİK 206 maddesinin 1. sıra alacaklarının kesin olarak belirtilmesi icrasında tereddüt uyandırmayacak şekilde yeniden yazılı şekilde hüküm kurulması, kararın kesinleşinceye kadar mühletin etkilerinin devamı için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, nihai kararın davacı şirket aleyhinde olan kararların kaldırılması rehinli malın satışı ilgili maddenin icrasının İİK’nun 36 uyarınca icraatının durdurulması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Talep, İİK’nın 285. vd. maddeleri uyarınca geçici ve kesin mühlet kararları verilmesi ve konkordato projesinin tasdiki istemine ilişkindir. Konkordato, tacir yahut gerçek veya tüzel kişi bir borçlunun, borçlarını ödeme şekliyle ilgili yaptığı teklifin, kanunda öngörülen çoğunlukla alacaklılar tarafından kabul edilmesi ve yetkili mahkeme tarafından tasdik edilmesi sonucunda, borçlunun tüm adi borçlarını ödeyebileceği koşullar göz önüne alınarak, kararlaştırılan sürede ve/veya miktarda ödemesini mümkün kılan bir hukuki müessesedir.2004 sayılı İİK’nın 285/3 fıkrası uyarınca konkordato talebinde iflasa tabi olan borçlu için İİK 154. maddesinin birinci veya ikinci fıkradaki yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesi, iflasa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesi yetkilidir. Mahkemece 18.03.2021 tarihli karara yönelik alacaklı vekilince yapılan istinaf başvurusu üzerine dosyanın dairemize gönderildiği ve istinaf yasa yoluna başvuran alacaklılardan … AŞ’nin istinaf yoluna başvururken yatırılması gereken haçların yatırıldığına dair dosyada fiziken ve UYAP sisteminde yapılan incelemede dekontun yer almadığı hususu dikkate alınarak … Esas … Karar sayılı ilamı ile HMK’nun 352. maddesi uyarınca dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine dair verilen karar uyarınca mahkemece anılan eksikliğin giderildiği ve 24.01.2022 tarihli sayman mutemedi alındısının dosya arasına alındığı anlaşılmaktadır. Somut olayda; konkordato talep eden borçlu şirket iflasa tabi olduğu için yetkili mahkeme İİK’nın 285/3 fıkrasının göndermesi ile İİK 154. maddesi gereğince muamele merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesi olup, dava görevli ve yetkili mahkemece açılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 74. maddesi, 114/1.f bendi ve 6098 sayılı TBK’nun 504/3 bendi uyarınca müvekkili adına dava açıp konkordato teklifinde bulunan vekilin, vekaletnamesinde özel olarak yetkilendirilmiş olması zorunludur. Sunulan vekaletname ile borçlu şirket vekilinin yasal düzenlemelere uygun olarak konkordato yönünden özel olarak yetkilendirildiği anlaşılmıştır. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 25/02/2021 tarihli, 2021/1393 E. 2021/511 K. sayılı ilamı; “… Konkordato hakkında verilen karara karşı İİK 308 a maddesi uyarınca itiraz edenler kanun yoluna başvurabilir. İtiraz edenler kavramı İİK 304. maddesinde belirlenen şekliyle dar yorumlandığı takdirde sadece duruşma öncesi itiraz edenlerin kararı kanun yoluna taşıyabileceklerini kabul etmek gerekir. Ancak böyle bir yorum hak arama özgürlüğü ile bağdaşmaz. Bu nedenle kanun koyucunun itiraz edenlerden kastının konkordato toplantılarında veya iltihak süresi içinde olumsuz oy kullananlar olduğunun kabulü gerekir. Bu bağlamda kanundaki “itiraz edenler” ifadesinin konkordatoya red oyu verenlere teşmil edilmesi hukuk usulünün genel hükümlerine uygun düşer. Nitekim Prof Dr. …, Doç. Dr. … Yeni Konkordato hukuku kitabının 308/a maddesini açıkladıkları 569. sayfada ret oyu kullananların tasdik kararını istinaf edebileceklerini kabul etmişlerdir. Kanunun 302/7 maddesinde “toplantının bitimini takip eden 7 gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur” ifadesi bulunmaktadır. Bu ifadeden toplantıya katılmadığı halde 7 günlük iltihak süresi içinde alacaklılarının konkordatoya karşı oy kullanma hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda toplantıya katılıp ret oyu kullanan veya toplantıya katılmadığı halde iltihak süresi içinde oyunu belli eden alacaklının nisapta nazara alınması ve nihai tutanağın ve komiser raporunun buna göre hazırlanması Kanun’nun 302/son maddesi gereğidir. Az yukarıda yazılı doktrin görüşünde de iltihak süresi içinde itiraz edenlerin istinaf yoluna başvurabileceği de belirlenmiştir…” şeklindedir. Dosya kapsamına göre; dava, İİK.’nun 285/3 ve 154/1. maddesinde öngörülen yetkili mahkemede açılmış, mahkemece, borçlu şirket hakkında 17/10/2019 tarihinden itibaren 3 ay süreyle geçici mühlet, 06/01/2020 tarihinden başlamak üzere 1 yıllık kesin mühlet verilmiş, 7226 sayılı yasanın geçici 1. maddesinin b bendi ve 30.04.2020 tarihli 31114 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Cumhurbaşkanı Kararı ile konkordato sürelerinin 23/03/2020 – 15.06.2020 tarihleri arası (bu tarihler dahil) durdurulmuş olması nedeniyle, 6 aylık uzatım süresinin dolacağı 06/07/2020 tarihinden itibaren 86 günlük sürenin eklenmesiyle kesin mühletin soma erme tarihinden (30/09/2020) uzatılmasına dair karar verilmiştir.Konkordato tasdik kararı Ticaret Sicili Gazetesi’nde 31/03/2021, Basın-İlan Kurumunun resmî ilân portalında 24/03/2021 tarihinde yayınlanmış, verilen karar alacaklı-davacı vekillerince yasal süresinde istinaf edilmiştir. Davacı şirket ön projesinde, borçlu şirket sermayesi 6.000.000 TL olup bu sermayenin tamamının ödendiği, şirketin yetkilisinin …’ın şirketin aynı zamanda tek ortağı olduğu, şirketin gıda sektöründe ticari faaliyet sürdürdüğü, Susurluk/Balıkesir adresinde üretim tesisi kurduğu, bu tesislerde modern süt işleme ve üretim tesislerinin kurulduğunu, ancak finansal sıkıntıya düşüldüğünü, nakit sıkıntısı yaşamasının en önemli nedeninin bölgede yaşanan süt sıkıntısı olduğu ve iflas halinde alacakların eline geçecek miktarın konkordato projesine göre çok az seviyede olduğu, konkordatoya tabi alacakların kesin mühletten sonra 6 ay ödemesiz 24 ay içinde eşit taksitler halinde ve alacaklar arasında eşitlik ilkesine uygun bir şekilde borcun ödeneceği belirtilmiştir. Konkordato ön projesinde yer alan finansal analiz raporunda ise; şirket merkezinin Eyüp/İstanbul olup ana faaliyet konusu her türlü süt ve süt mamulleri üretimi, zeytin üretimi ile toptan alım satımını ilişkin olup İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün … sicil numarasıyla tescilli olduğu, firmanın sıkıntısının en büyük nedeni Aralık 2017 – Şubat 2018 tarihleri arasında üretmiş olduğu ve üretim tarihi itibariyle piyasa rayici üzerinden yapılan hesaplama ile yaklaşık 10.000.000 TL değerindeki ürünün hatalı olması sebebine dayandığı, aynı zamanda firmanın yapmış olduğu Susurluk/Balıkesirdeki üretim tesisinin piyasa değeri yaklaşık 7.000.000 TL bedelli olduğu, yaşanan finansal sıkıntılar da eklenince mali sıkıntıya düşüldüğü belirtilmektedir. Şirket yetkilisi tarafından sunulan ayrıntılı bilançoda 01.01.2020-30.06.2020 dönemlerine ilişkin duran varlıklar toplamı 64.450.018,05 TL, aktif varlıklar toplamı 69.876.152,40 TL, pasif kaynaklar toplamı 69.876.152,40 TL, ayrıntılı bilançoda ise aktif varlıklar toplamı 84.426.415,30 TL, duran varlıklar toplamı 79.000.280,95 TL pasif kaynaklar toplamı 84.426.415,30 TL olarak olarak belirtilmiştir. Revize proje:Davacı şirket yetkilisince sunulan revize projede konkordatoya tabi alacaklara konkordato kararının tasdikinin kesinleşmesinden sonra 12 ay ödemesiz dönemden sonra 60 ay içerisinde eşit taksitler halinde ve alacaklar arasında eşitlik ilkesine uygun olarak adi alacaklarının ödeneceği, rehinli alacaklar yönünden ise söz konusu projeden ayrı olarak özel olarak görüşüp taksitlendirme yapılacağı ve rehinli alacaklar için teklifin 6 ay ödemesiz 48 ay eşit taksitler halinde olduğu, rehin alacaklarının her biri ayrı ayrı sözleşme yapmak konusunda mutabakat sağlanmasının hedeflendiği belirtilmiştir. Çekişmeli alacaklarla ilgili olarak bilirkişi … tarafından düzenlenen 06.01.2020 tarihli raporunda; alacakları ihtilaflı olan alacak beyanlarının bir kısmı kabul ve bir kısmı reddedilen veya alacak beyanı tamamen reddedilen 22 firmaya ait sunulan bilgi ve belgeler incelenerek kabul edilmesi gereken ilave miktarlar ve kabul edilmesi gereken toplam miktarlar tespit edilmiştir. Makine Y. Mühendisi … tarafından düzenlenen raporda; tesis, makine ve cihazının rayiç değerinin 5.113.104,70 TL, demirbaşların rayiç değerinin ise 35.271,29 TL olarak tespit edildiği anlaşılmaktadır. Komiser heyetince alacaklara ilişkin düzenlenen raporda özetle, alacaklı şirketler tarafından bildirilen 103.000 TL’lik kısmın rehin kapsamı içerisinde kaldığı, borçlu tarafından kabul edilen 135.073.00 TL’den 103.000 TL’nin tenzili ile 32.073,00 TL’nin adi alacak olarak İİK 302 maddesi gereğince nisaba dahil edilmesi gerektiği, yapılan incelemeler sonucunda alacaklı şirket ve bankalar lehine rehinli olan taşınır ve taşınmaz varlıkları ilgili alınan bilirkişi raporlarında takdir edilen tespitler uyarınca rehin kapsamında kalan alacaklar ve rehin kapsamı dışında kalan ve İİK 302 maddesi gereğince adi alacak olarak hesaba dahil edilmesi gereken alacakların her bir alacaklı ve şirket için ayrı ayrı tespit edildiği ve toplamda rehinli alacakların 3.677.522,74 TL’lik kısmının rehin kapsamı dışında adi alacak olarak değerlendirildiği belirtilmektedir. İİK 302 maddesi uyarınca düzenlenen komiser raporunda alacaklar toplamının 79, kabul eden alacaklı sayısı 54, reddeden alacaklı sayısının 25 (red 7, oy kullanmayan 18 olmak üzere) olduğu ve bu haliyle kabul eden alacaklı sayısının %68,35 olduğu, alacak miktarı uyarınca yapılan incelemede ise toplam alacak miktarının 16.686.567,97 TL olup konkordatoya tabi alacaklardan kabul eden alacaklıların toplam alacağı oranının %50.77 olduğu ve bu haliyle İİK 302 maddesinde belirtilen çoğunluğa da ulaşıldığı tespit edilmiştir. 27.08.2020 havale tarihli nihai gerekçeli raporda özetle; şirketin 30.06.2020 tarihi itibari ile borcu batık durumda olduğu, rayiç değerlere göre yapılan hesaplamada işletme sermayesinin (-) 27.117.047,74 TL olarak göründüğü, konkordato teklifinin İİK’nun 305 maddesi uyarınca alacaklar tarafından kabul edildiği borçlu şirketin iflas etmesi halinde hesaplanan varlık değeri 42.880.846,54 TL ve iflas halinde alacakların eline geçebilecek tutarın borçlu şirketin ödeme teklifinin 16.577.477,97 TL üstünde olduğu, iflas halinde konkordatonun alacaklarının %100’ünü karşılandığı, borcu şirketin ödeme teklifi ile kaynakları karşılaştırıldığında orantılı olduğu, İİK 305 maddesi çerçevesinde işçi alacakları için 57.046,14 TL teminat gösterilmesi yanında 161.614,67 TL tasdik karşılığı yatırması gerektiği ve rehin alacaklarının ödeme teklifine olumlu cevap vermemesi nazara alınarak sadece konkordatonun adi alacaklar bakımından uygulanabileceği görüşü tespitinde bulunmuştur. 17.09.2020 tarihli komiser heyeti raporunda özetle: borçlu şirkete ait taşınmazların … A.Ş.’ye sağlayacağı rehin hakkının 1.700.000,00 TL ile sınırlı olduğu, ancak Komiser Heyetince hazırlanan rehinli alacaklılar listesinde, … A.Ş.’nin rehin kapsamındaki alacağının 2.407.035,00 TL olarak gösterildiği, … A.Ş.’nin rehin kapsamında kalan alacağının belirlenmesiyle ilgili olarak yapılan hatanın düzeltilmesi neticesinde, konkordato nisabına mesnet teşkil eden borçların toplamının 17.284.512,97 TL olarak hesaplandığı, dosya kapsamı incelendiğinde, … A.Ş.’nin konkordatoyu kabul ettiğine dair bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı, bu durumda, konkordatoyu kabul edenlerin alacak toplamına eklenmesi gereken bir tutar olmadığı, Komiser Heyetince yapılan hesaplamalara göre, konkordatoyu kabul edenlerin alacakları toplamının 8.470.990,09 TL olduğu, İİK m.302’de öngörülen nisapların sağlanabilmesi için, teklifi kabul edenlerin alacaklarının toplamının 8.642.256,49 TL’den fazla olması gerektiği, Komiser Heyetince hazırlanan gerekçeli raporda konkordatoyu kabul edenlerin alacaklarının toplamı 8.470.990,09 TL olarak belirtildiğine göre, somut olayda konkordato teklifinin kabulü için gerekli çoğunluğun sağlanamadığı ve dolayısıyla konkordatonun tasdiki koşullarının oluşmadığı belirtilmektedir. Tasdike ilişkin komiser heyeti raporu ile bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi hakkında komiser heyet raporunda özetle Borçlu şirketin İİK 302 gereğince Adi alacakları toplamının 16.577.477,97 TL ve Konkordatoya tabi alacaklı sayısının 79 olduğu, İİK.302/1II (a) göre: 16.577.477,97 / 2 = 8.288.985,00 TL ve 79/2 = 39,50 her iki şart yönünden: Proje Oylamasına katılıp (18) kabul veren veya iltihak süresi içinde (36) kabul yönünde beyanlarda bulunan alacaklı sayısının 54 alacaklı olduğu, işbu kabul beyanında bulunan alacaklıların alacak miktarları toplamının 8.470.990,09 TL olduğu, konkordatoya tabi olduğu tespit edilen toplam 79 alacaklı ve bu alacaklıların toplam 16.577.477,97 TL alacağı esas alınarak borçlu şirket lehine kabul beyanında bulunan 54 alacaklı ve bu alacaklıların toplam alacak meblağı 8.470.990,09 TL itibariyle, asgari alacaklı sayısı TL alacak tutarı bakımından, 16.577.477,97/2= 8.288.738,98 TL bakımından, İİK m. 302/III a bendi ve 305/c. bendi çerçevesinde, borçlu Şirketin konkordato teklifinin alacaklılar tarafından kabul edildiği; 2020 yılı Yargı Harçları tarifesi uyarınca, B.II.2.b.aa bendi uyarınca, alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden binde 2.27 harç ödeneceği kararlaştırılmıştır. Tarife doğrudan para alacaklılarına işaret ettiğinden 16.577.477,97 TL üzerinden hesaplanan harç meblağının 37.630.87 TL olduğu yönünde görüş ve kanaatinde bulunulmuştur. Mahkemece davacı şirketin borca batık olup olmadığı, rehinli malların paraya çevrilmesi halinde projenin uygulanma ihtimali, alacak miktarı nazara alınarak denetime elverişli rapor tanzim edilmesi amacıyla komiser heyetinden rapor tanzim edilmesi istenilmiş ve düzenlenen 20.11.2021 tarihli nihai 2. ek raporda özetle; borçlu şirketin 30.06.2020 itibariyle kaydi değerlere göre düzenlenmiş bilançosunda işletme sermayesinin (-)27.117.047,74TL, özkaynağının ise; 39.498.412,03TL olduğu, böylece, şirketin kaydi değerlere göre; özkaynak itibariyle borca batık durumda olmadığı, Borçlu şirketin 30.06.2020 tarihi itibariyle 27.151.346,75 TL borcu bulunduğu, iflas halinde ödeme tutarının 42.880.846,54 TL olduğu, böylece; borçlu şirketin borçlarının tamamını karşıladığı, Konkordatoya tabi olduğu tespit edilen toplam 79 alacaklı ve bu alacakların toplam 16.577.477,97 TL alacağı esas alınarak borçlu Şirket lehine kabul beyanında bulunan 54 alacaklı ve bu alacaklıların toplam alacak meblağı 8.470.990,09 TL itibariyle, asgari alacaklı sayısı ve alacak tutarı bakımından, 16.577.477,97 / 2 = 8.288.738,98 TL bakımından, (sayı itibari ile; kabul eden alacaklıların oranının %68,35; tutar itibariyle kabul eden alacaklıların alacak miktarının %51,09 olduğu) İİK m. 302/III a bendi ve 305/1 c. bendi çerçevesinde, borçlu şirketin konkordato teklifinin alacaklılar tarafından kabul edildiği, Borçlu şirketin iflas etmesi halinde hesaplanan varlıklarının değeri 42.880.846,54 TL olduğu; bu bağlamda, iflas halinde alacaklıların eline geçebilecek bu tutarın, borçlu şirketin ödeme teklifinin 16.577.477,97 TL’nin üstünde olduğu, iflas halinde konkordatoya tabi alacaklıların %100’ünü karşıladığı, İİK m. 305/I a. bendi çerçevesinde, adi konkordatoda teklif edilen tutarın borçlusu iflası halinde alacaklıların alacağını fazlası ile karşıladığı, Borçlu şirketin para borçlarına dair ödeme teklifinin toplam 16.577.477,97 TL olduğu, borçlunun, nihai kaynaklarının ise malvarlığı, olası faaliyet geliri ve beklenen haklar toplamı 84.426.415,30 TL’den konkordatoya tabi olmayan devlet alacakları, rehinli alacaklar, işçi alacakları, ödenmesine izin verilen küçük alacaklar toplamı 13.230.526,32 TL’nin indirilmesi ile 71.195.888,98 TL bulunduğu, ancak; rehinli alacaklılarla yapılan müzakerede rehinli alacaklılar borçlunun ödeme teklifini kabul etmediği için, rehinli alacaklılar açısından konkordatonun uygulanamayacağı, bu durumda, İ.İ.K. 307. maddede öngörülen rehinli malların satışının 1 yıl süre ile ertelenmesi şartlarının da oluşmaması sebebiyle, rehinli malların satışının yapılması durumunda, konkordatonun uygulanma imkanının kalmayacağı, borçlu şirket yetkilisinin heyetimize sözlü olarak bildirdiği müşteri çekleri ile rehinli alacaklıların faiz alacağının ödendiği konusundaki iddiasına ilişkin heyetimize somut bir belge sunulmadığı, bu hususun Mahkemenin takdirinde olduğu, borçlu şirketin İİK m. 305/1-d bendi çerçevesinde, işçi alacakları için 57.046,14 TL teminat göstermesi gerektiği; borçlu Şirketin doğrudan komiser onayıyla mühlet içinde doğmuş devam eden bir para borcu bulunmadığı,borçlu şirketin diğer yargılama giderleri yanında 37.630,87 TL konkordato tasdik harcı yatırması gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece davacıya ait taşınır ve taşınmaz malların paraya çevrilmesi yoluyla takiple karşı karşıya gelmesi durumunda satış isteme süresi düşünülerek satış süresine kadar kadar faaliyetini devam edip edemeyeceği faaliyetine devam etmesi durumunda ise konkordato kaynağı oluşturup oluşturulamayacağı ve projenin uygulanma ihtimali nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılması konusunda komiser heyetinden raporu tazmin etmesi istenilmiş olup komiser heyetince düzenlenen 29.01. 2021 tarihli raporda özetle: Takip ve takip sonrası açılması muhtemel davalar nedeniyle; kanunda öngörülen bu süreçlerin rehinli taşınır malların satış süreci asgari bir yıldan önce, Taşınmaz malların satış sürecinin de asgari iki yıldan önce sonuçlanması (üretim yapılan tesisler için üç yıl gibi) ve borçlunun rehinli mallarının (taşınır, taşınmaz niteliğine ve talebe göre) asgari bir yıl ile üç yıldan önce satışının yapılması ihtimali oldukça düşük olduğu, taşınır veya taşınmazların Yasal takip süreci, sonuçlanıncaya kadar söz konusu rehinli mallar borçlunun elinde olacağından Genel anlamda faaliyetine devam etmesine yasal bir engel bulunmadığı, ancak rehinli bir kısım taşınırların Yasal takip süresi içinde borçlunun elinden alınıp, yedi emine teslimi ile satış süresinin sonlandırılması (kıymet takdiri, satış ilanı ve akabinde satış vb..) şeklinde gelişebilecek süreçte, fiilen üretimde Kullanılan bu taşınırlar borçlu elinde olmayacağından üretim faaliyetini doğrudan etkilemesi söz konusu olacağı mütalaa edilmiştir. Mahkemece, davacı şirketin rehinli malların muhtemel satış süresi içerisinde konkordato kaynağı oluşturup oluşturmayacağının ve nihai projenin uygulanma ihtimalinin bulunup bulunmadığının net bir şekilde ortaya konularak rapor tanzim edilmesi istenilmiş, komiser heyeti 10/02/2021 tarihli raporunda; Konkordatonun adi alacaklılar tarafından kanunda öngörülen çoğunluk tarafından kabul edildiği, borçlunun konkordato revize projesinde, projenin tasdik kararının kesinleşmesinden itibaren 12 aylık ödemesiz dönem öngörüldüğü, daha sonra ise aylık taksitler halinde 60 ay içinde ödeme yapılacağı, 2020 yılında salgın hastalık sebebiyle tüm dünyada ekonomik daralmanın olduğu, ancak aşının bulunması ve uygulanmaya başlamasıyla tüm sektörlerde iyileşmenin başladığı, davacının da bundan olumlu faydalanarak daha fazla fon yaratabileceği, şirketin faaliyet alanı itibariyle daha avantajlı konumda olduğu ve kârlılık oranını artırabileceği, konkordato nihai raporlarda görüldüğü üzere; şirketin hem kaydi değerle ve rayiç değer finansal tablolarında her ikisinin de şirket borca batık olmadığı, özvarlığının yeterli düzeyde olduğu, şirket devlete olan tüm borçlarını 7256 sayılı Af Yasası kapsamında 36 ay vadeli olarak yapılandırdığı, bu nedenle kamu borçlarının ödenmesinde de bir avantaj elde edildiği, ayrıca şirketin Gemlik’teki zeytin işletmesi daha aktif faaliyete geçerek daha yüksek seviyede satış sağlanmak suretiyle, konkordato projesinin başarılı bir şekilde uygulanabilmesi için fon oluşturulabileceği, konkordatonun alacaklılar çoğunluğunca kabul edilmesi ve konkordatonun amacı dikkate alındığında konkordatonun tasdikinin uygun olacağı” belirtmiştir. 16.03.2021 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle: komiser heyetinin hesaplamalarına göre borçlu şirketin konkordato tutarına tabi borçların ödenmesini ayırabileceği kaynakların 71.195.888,98 TL olduğu, şayet borçlunun konkordatoya tabi borçların ödenmesini ayırabileceği kaynağı var ise borçlunun bu kaynaklarla toplam 16.686.567,97 TL tutarındaki alacağı bulunan konkordatoya tabi alacaklara faiz ödeyebileceği halde borçlu şirketin alacaklara faizsiz ödemeyi teklif ettiği, komiser heyetince belirlenen kaynak tutarına itibar edilirse borçlu şirketin konkordatonun tasdiki için aranan orantılılık şartını sağlamadığının kabul edilmesi gerektiği, komiser heyetince borçlunun 84.426.415,30 TL değerindeki aktiflerinin tamamının kaynak gibi değerlendirildiği halbuki borçlunun mevcudu ile değil kaynakları ile teklif edilen tutarın orantılı olmasının arandığı, nitekim ticari faaliyette devam eden borçlu şirketin aktifindeki malın tamamını satarak satıştan elde edilecek geliri borç ödemelerinde kullanmasının mümkün olmadığı, borçlu şirketin konkordato teklifinin alacaklarının ve alacaklarının yarısını aşan bir çoğunluk tarafından kabul edildiği, aynı zamanda borçlu şirketin 87.046,14 TL mahkeme veznesine teminat olarak yatırılması için süre verilmiş ise de, sadece 30.000 TL teminat yatırdığı, komiser heyetince … şirketinin alacağının hatalı olarak dikkate alındığı ve konkordato nisabında 109.090 TL’lik fark oluştuğu ve oluşan bu fark nedeniyle 247,63 TL daha tasdik harcı yatırması gerektiği, aynı zamanda konkordato teklifinin tasdikinde alacakların tahsil kararının kesinleşmesi müteakip 12 ay ödemesiz dönem sonrasında başlamak üzere 60 ayda eşit taksitler halinde ödenmesinin belirtildiği, konkordato tasdik kararının kesinleşmesinin 3 yıldan az olamayacağı nazara alındığında dosya kapsamında ödemesiz dönemin tasdik kararının verilmesine müteakip mi yoksa tasdik kararının kesinleşmesine müteakip mi başlayacağı konusunda da çelişki olduğu ve bu çelişkinin alacakların lehine yorumlanarak ödemesiz dönemin konkordatonun tasdiki kararının verilmesi ile birlikte başlatılmasında uygun olacağı belirtilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile davacı şirketin konkordato projesini İİK madde 305 hükmü uyarınca tasdikine dair karar verilmiştir. İstinaf sebeplerinin incelenmesi: -SGK yönünden: 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 308/c maddesi konkordatonun, tasdik kararı ile bağlayıcı hale geleceği, tasdik edilen konkordato projesinde konkordatonun tasdik kararının kesinleşmesi ile bağlayıcı hale geleceğinin de karşılaştırılabileceği, bu takdirde mühletin hükümlerinin, kanunda öngörülen istisnalar saklı kalmak kaydıyla konkordatonun bağlayıcı hale geldiği tarihe kadar devam edeceği, 206. Maddenin 1. sırasına yazılı imtiyazlı alacaklar, rehinli alacaklarının rehin kıymetini aşan miktardaki alacakları ve 6183 sayılı kanunun kapsamındaki amme alacakları hakkında bu maddenin 2. fıkrasının ”bağlayıcı hale gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserinin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir” hükmünün uygulanmayacağı belirtilmiştir. -3. kişinin ipoteği ile teminat altına alınan alacağın konkordato nisabında adi alacak olarak mı yoksa rehinli alacak olarak mı değerlendirileceği hususu: Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 150/09/2021 tarihli 2021/1792 E. 2021/100 K. sayılı ilamında; “… Uyuşmazlık 3. kişi ipoteği ile teminat altına alınan alacağın adi alacak olarak nisapta nazara alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır. İİK 295. maddesi “Mühlet sırasında rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez” şeklindedir.17/07/2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunla değişik İİK 289. maddesi de aynı ifadeleri taşımaktadır. 28/02/2018 tarih ve 7101 sayılı Kanun yürürlüğünden önce doktrin maddede belirlenen rehinli malın borçluya ait olması konusunda fikir birliği içindedir. (…, …, …) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 20/10/1993 tarih 6282/6805 karar sayılı ilamında da 3. kişi rehninin konkordato nisabında adi alacak olarak gözönünde bulundurulmasına karar vermiştir. Meseleyi konkordatonun amacı çerçevesinde değerlendirmek gerekir. Konkordato dürüst bir borçlunun belli bir zaman kesiti içerisindeki bütün adi alacaklarını yetkili makamın onayı ve alacaklı çoğunluğunun kabulü ile tasfiyesinin sağlandığı bir icra biçimidir.Bu amacın gerçekleştirilmesi yani konkordatonun başarıya ulaşması için borçlunun malvarlığının korunması gerekir. İİK.nın 295. maddesi de bu amaca hizmet eden bir hüküm içerir. Rehni 3. kişinin vermesi halinde bu rehnin paraya çevrilmesi konkordato talep eden borçlunun pasifine etki etmeyecektir. Bu haliyle 3. kişi tarafından verilen rehnin paraya çevrilmesini konkordato kapsamında engellenmesi kanun koyucunun amaçladığı bir sonuç olarak düşünülemez. İİK’nda bu ve buna benzer maddelerde amaç borçlunun malvarlığını korumak ve bu sayede konkordato projesinin başarıya ulaşmasını sağlamaktır. Alacağı 3. kişi rehni ile teminat altına alınan alacaklı kanundaki sınırlamalara bağlı kalmadan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilecek ve asıl borçlunun konkordato takibinin kabul edilmesi halinde rehinden karşılayamadığı alacak için konkordatoya tabi olarak talep edebilecektir. Malı satılan 3. kişide rücû alacağını ancak konkordato nisabına dahil edilmesi halinde talep edilebilcektir. İİK 303. maddesinde “konkordatoya hayır oyu veren alacaklı borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarının muhafaza eder” hükmünü taşır. Taşınmazını borçlu lehine ipotek veren 3. kişinin borçtan birlikte sorumlu olduğunda tereddüt yoktur. Alacaklının bütün haklarını muhafaza edebilmesi ancak konkordato nisabına dahil edilerek oy kullanmasına bağlanmıştır. Bu alacak rehinli alacak olarak kabul edilerek alacaklıya oy hakkı verilmediği takdirde İİK. 303. maddenin uygulanması mümkün olmayacaktır. İİK. 298/1 maddesi “komiser görevlendirilmesini mütakip borçlunun mevcudunun bir defterini yapar ve mallarının kıymetini takdir eder” hükmünü taşır. Bu değerlendirme borçlunun malları ile sınırlıdır. 3. kişiye ait malın değeri bu aşamada belirlenmediği için alacaklının rehin dışında ne kadar alacağının kalacağı tespit edilemeyeceğinden 3. kişi rehniyle temin edilen alacağın tamamının adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi hem alacaklı hem de asıl borçluya rücû edecek alacaklı açısından gerekliliktir. Bu bağlamda taşınmazı satılan 3. kişi nisaba ve sonuç olarak konkordatoya tabi olmadan alacağını tam olarak alma hakkına sahip olacağından bu kabul diğer alacaklıların zararına olabilecektir. Yukarıda belirtildiği gibi konkordatonun başarıya ulaşması için borçlunun malvarlığının korunması amaçlanmıştır. Gerek 295. maddenin ruhunda ve gerekse 45. madde bağlamında zikredilen rehinli malların borçlunun kendisine ait mallar olduğunun kabulünde zorunluluk vardır. İİK 307. maddesi rehinli malların ve finansal kiralama konusu malların paraya çevirme ve muhafazasını erteleme hükümleri içermektedir. Hiç şüphe yok ki bu madde kapsamında borçlunun konkordato projesi için gerekli olan mallar zikredilmektedir. Kanunun lafzı da bu konuda açıktır. 3. kişi ipoteklerini bu kapsamda kabul etmenin kanunun ruhuna ve konkordatonun amacına uygun olduğundan bahsedilemez. Tüm bu gerekçeler nazara alındığında 3. kişi ipoteği ile teminat altına alınan alacakların konkordatoda adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi konkordato kurumunun işlerliği, alacaklının teminat dışı kalan alacağı, ipotek veren 3. kişinin rücû ilişkisi açısından gereklidir. 7101 sayılı Kanun öncesi Yargıtay uygulamalarının değiştirilmesini, gerektirir kanuni bir düzenlemede bulunmamaktadır…” denilerek sonuç itibariyle 3. kişi rehniyle teminat altına alınan alacakların, konkordatoda adi alacak olarak nitelendirilerek nisaba dahil edilmesi gerektiğine işaret edilmiştir. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 17/06/2021 tarihli 2021/4430 E. 2021/2814 K. sayılı, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 16/02/2021 tarihli 2021/1389 E. 2021/275 K. sayılı ilamları da aynı yöndedir. Emsal ilamlar da dikkate alındığında, 3. kişi ipoteği ile teminat altına alınan alacakların adi alacak olarak değerlendirilmesi gerektiği açıktır. İş bu nedenle isnat edilen … Bankası Anonim Şirketi’nin banka alacağı hakkında 3. şahıs adına kayıtlı ancak konkordato talep eden lehine ipotek taşınmazın rehinli alacak olarak değerlendirmesi yönündeki istinaf sebebinin yukarıda belirtilen yargıtay içtihatları nazara alındığında dosya kapsamına uygun olmadığı anlaşılmaktadır. -Çekişmeli alacaklılar yönünden inceleme: (Alacaklarının eksik hesaplandığı yönündeki yapılan itirazlar uyarınca) “Çekişmeli alacaklar hakkında dava” başlığı ile İİK 308/b maddesi; “Alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilânı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler. Tasdik kararını veren mahkeme, konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir. Süresi içinde dava açmamış olan alacaklılar, bu paydan ödeme yapılmasını talep edemezler; bu durumda yatırılan pay borçluya iade edilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Yani İİK 308/b.2 fıkrasının uygulanması çekişmeli alacak hakkında dava açılması halinde gündeme gelecektir. Tasdik kararı verilmesinin ardından yasal süre içerisinde bu yönde dava açarak talepte bulunan alacaklılar hakkında, mahkemenin talebi değerlendirerek çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebileceği düzenlenmiştir. Mahkemece yapılan yargılamada, maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemek üzere 10.06.2020 tarihli ara karar ile alacakların çekişmeli hale gelen alacak miktarları belirtilmiş ve nisaba dahil edilmesi gereken alacak miktarı tespit edildiğinden alacaklarının eksik hesaplandığı yönünde istinaf yasa yoluna başvuran alacaklarının istinaf talebinin dosya kapsamına işbu nedenle uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; ”İİK m.308/b hükmü gereği çekişmeli alacaklara isabet eden payların bir banka hesabına yatırılmasına dair ara karar oluşturulmadığından çekişmeli alacaklılara dava açmaları için ayrıca süre verilmemesine,” dair karar verilmiş olup, alacaklı … Bankası A.Ş. vekilince iş bu madde istinaf konusu edilmiştir. Alacakları çekişmeli hale getirme yetkisi borçluya aittir. Borçludan gerek 15 günlük sürede bildirilen, alacaklar hakkındaki (İİK 300) gerekse bu süre geçtikten sonra bildirilen alacaklar hakkında görüşü sorulur . Komiser bilahare alacaklar toplantısına vereceği raporda alacakların muvazaalı olup olmadığı konusunda görüşünü bildirir (İİK. 300/2.Cümle ) (Pekcanıtez/Erdönmez, Konkordato shf:57) Çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmaması ne ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır .Bu halde alacağının borçlu tarafından itiraz edilen alacaklı konkordato müzakerelerine katılmak için konkordatoyu inceleyen mahkemeye başvurabilir. Mahkeme dilekçe üzerine alacağın varlığını ve miktarını yaklaşık ispat derecesiyle tespit ederek karar verir. Bu karar maddi anlamda sonuç doğurmayıp sadece nisabı katılabilip katılmamaya etkili bir karardır. Çekişmeli alacakların tasdikten sonraki durumları incelendiğinde ise; İİK 308/b-1 maddesinde de belirtildiği üzere alacağı borçlu tarafından kabul edilmeyip çekişmeli hale gelen alacaklılar, bu durumun ortaya çıkması üzerine mahkemece kendisine mühlet verilmesini beklemeden görevli ve yetkili mahkemede alacağını ispat için dava açabilirler. Daha önce dava açmayanlar ise tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren bir ay içerisinde dava açabilme hakkına sahiptir mahkemenin kararında çekişmeli alacaklıya dava açmak için ayrıca süre verilmesine gerek bulunmamaktadır. Süresi içerisinde dava açan alacaklı davayı kazanırsa kendisine konkordato hükümlerine göre ödeme yapılmasını talep edebilir, bunun için hükmün kesinleşmesine de gerek bulunmamaktadır. (İİK 36) Bu dava ile ilgili yargılama giderinin ise konkordatodan sonra doğduğundan tam olarak ödenmesi gerekir. Süresi içinde dava açmayan alacaklının hakkı maddi hukuk bakımından sona ermez, bu alacaklı hakkı sadece tasdik edilen konkordato açısından sona erer, bir aydan sonra açtığı dava süreden reddedilir, ancak konkordatonun tamamen feshi halinde borçluya karşı dava açılabilir (Pekcanıtez/Erdönmez, Konkordato shf:57). Bu haliyle alacağını süresi içerisinde yansıtmamış olan alacaklıların bir aylık süreye tabi olmadan her zaman dava açabileceği, davayı kazanmaları durumunda İİK 36. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini beklemeden kendilerine konkordatoya göre ödeme yapılmasını isteyebileceği anlaşılmaktadır. Alacağını süresi içinde yazdırmamış olan alacaklılırın borçlu tarafından kabul edilmemiş olan alacakları bakımından bir aylık süre söz konusu olmayıp, bunlar her zaman dava açabilirler. Tasdik edilen konkordato, konkordatoya yazılmamış alacaklar bakımından da zorunlu olduğu için bir aylık süre geçtikten sonra açılan davalar alacaklı lehine sonuçlanırsa borçlunun bu alacakları da konkordatoya göre ödemesi gerekir. Aksi takdirde konkordatonun kendileri bakımından feshini isteyebilirler (…, Konkordato shf:..) . Mahkemece yapılan yargılama sonucunda ”… İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasına kayıtlı olan … Ticaret Limited Şirketi’nin konkordato projesinin İİK m.305 hükmü uyarınca tasdikine, Davacının adi konkordatoya tabi olan borçlarının toplamı İİK m.306 kapsamında tenzilat yapılmadan 16.686.567,97-TL olup, Alacaklılara ilk taksidi 2022 yılı Mart ayının son iş gününden itibaren başlamak üzere 60 aylık süreçte eşit taksitlerle ödenmesine, adi konkordatoya tabi alacaklıların faiz alacaklarından vazgeçmiş sayılmalarına, İş bu kararın kesinleşmesi beklenmeksizin konkordato tasdikinin 18/03/2021 günü saat 16:45 itibariyle sonuçlarını doğurmasına, 2-İİK m.308/h hükmü uyarınca davacının, rehinli alacaklılarla müzakere ve borçların yeniden yapılandırılması talebinin reddine,” dair karar verilmiş olup, mahkeme ilamında ana para borcundan %20 tenzilat yapılmasının belirtilmediği, konkordato tasdiki kararla aynı zamanda alacaklının hangi ölçüde alacağından vazgeçtiği hususlarının da belirtildiği ve borçlunun borçlarını hangi vadede yani ödeme çerçevesinde ödeyeceğini de açık olduğu anlaşılmakla aksi yöndeki istinaf sebeplerinin dosya kapsamına uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Aynı zamanda istinaf yasa yoluna başvurma dilekçesinde çekişmeli alacakların belirlenmesine ilişkin mahkeme kararı bulunmadığı belirtilmiş ise de yukarıda da belirtildiği üzere mahkemece düzenlenen 10.06.2020 tarihli ara karara çekişmeli alacaklara ilişkin düzenlenmiştir. Sunulan istinaf dilekçesinde konkordato projesi’nin uygulanabilir olmadığı belirtilerek borçların 2021 yılında %5’i, 2022 yılında %15’i, 2023 yılında %20’si, 2024 yılında %25’i ve 2025 yılında %35’i olacak şekilde her yıl 3 ayda bir eşit taksitler halinde ödenmesine ilişkin revize edildiği ve herhangi bir faiz hesabı eklenmediği belirtilmiş ise de; mahkemece 18.03.2021 tarihli kararda alacakların yukarıda belirtilmiş olduğu ilk taksidinin 2022 Mart ayının son iş gününden başlamak üzere 60 aylık süreçte adi alacaklar yönünden faiz işletilmeksizin eşit taksitlerle ödenmesine dair karar verildiği anlaşılmaktadır. -… A.Ş. Vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinde banka alacağının rehinli alacaklı arasında gösterilmediği ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı belirtilmiştir. İstanbul … İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasında sunulan 09.10.2019 tarihli takip talebinin incelenmesinde: 706.372,90 TL asıl alacak, işlemiş faiz, %5 BSMV toplamı ve ihtarname masrafından oluşan toplam 923.332,25 TL alacağın tazmini talepli davacı şirket ile dava dışı … aleyhine takip başlatıldığı ve iş bu takibi ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ve ilamlı takip olarak belirtilmiştir. İpotekli taşınmazlar ile ilgili yapılan incelemede, Çatalca Tapu Sicil Müdürlüğü’nde kayıtlı … ada … pafta ve Balıkesir ilinin … ilçesine kain … ada … -…-…-…-…-…-… pafta … parsel parsel 1 nolu bağımsız bölüme ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bir kısmı yatırıma başvuran alacaklı vekilince konulan ipotek belgesinin incelenmesinde; … ada … -…-… -…-…-…-… pafta … parsel parsel 1 nolu bağımsız bölüme ilişkin konulan ipoteğin 1.440.000 TL, 1. derece %39 yıllık faizle 09.05.2016 tarihinde teyit edildiği, borçlunun davacı şirket olarak belirtildiği ve taşınmazın tamamının yine davacı şirket adına tescil olduğu … yevmiye numaralı ve 09.05.2016 tarihli resmi senetle belirtilmiştir. Çatalca Tapu Sicil Müdürlüğü’nde kayıtlı … ada … pafta ile kayıtlı taşınmazda 3.000.000 TL bedelli ipoteğin %39 değişken faizle 8.04.2014 tarihinde kayıt edildiği, iş bu taşınmazın tam mülkiyet malikinin dava dışı … adına kayıtlı olduğu ve … bankası lehine ipotek tesis edildiği … yevmiye numaralı, 08.04.2014 tarihli resmi seette anlaşılmaktadır. Alacaklı vekilince İİK 299 maddesi gereğince komiser heyetine alacak kaydı talebinde bulunulmuş olup 20.02.2019 tarihli tutanakta alıcı iddiasının konkordato projesinde bulunan alacağı da kontrol edilmek suretiyle belirleneceği belirtilmiştir. İİK 295. maddesi “Mühlet sırasında rehinde temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez” şeklindedir. Burada muhafaza altına alınamayacak ve satışı yapılamayacak rehinli mallar borçluya ait olan mallar olup, üçüncü kişiler tarafından borçlunun borcu için üzerinde rehin tesis edilen mallar muhafaza altına alınabilir ve satışı yapılabilir. (Uyar, Konkordato, shf:95) Yukarıda belirtilen kanunun maddesinde de anlaşılacağı üzere konkordato mühleti sırasında rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehinin paraya çevrilmesi müteakip başlatılabileceği gibi başlamış olan takiplere de devam edilebilmektedir.Rehinle temin edilmiş alacaklardan maksat: İİK’nun 23. maddesinde ifade edildiği gibi rehin: ipotek ve taşınır rehni tabirlerine giren bütün taşınır ve taşınmaz rehinlerini; ipotek; ipotekleri, ipotekli borç senetlerini, irat senetlerini, eski hukuk hükümlerine göre tesis edilmiş taşınmaz rehinlerini, taşınmaz mükellefiyetlerini, bazı taşınmazlar üzerindeki hususi imtiyazları ve taşınmaz eklenti üzerine rehin muamelelerini ifade eder. Taşınır rehni: teslime bağlı rehinlerin, Türk Medeni Kanunu’nun 940. maddesinde öngörülen rehinlerin, ticari işletme rehni, hapis hakkını, alacak ve sair haklar üzerindeki rehinleri ifade eder. (Mahmut Coşkun, Konkordato ve İflas, seçkin Yayıncılık, 2. baskı, shf:136) Davaya konu somut olayda ise; 04/02/2020 tarihli konkordato komiser ara raporunda rehinli alacaklara ilişkin raporun düzenlendiği ve …bank, …bank, …,… bank, …bank, … Bankası, … ve … yönünden kapsamındaki alacaklar ile İİK 302 maddesi kapsamında adi alacak tutarlarının tespit edildiği anlaşılmaktadır. Rehinle temin edilen alacaklara faiz işletilip işletilemeyeceği: Tasdik edilen konkordato projesinde aksine bir hüküm bulunmuyorsa kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş tüm alacaklarda faiz işlemez. (İİK 294/III-eski, 289/IV) bu hüküm uyarınca rehinle temin edilen alacaklara faiz işlemeye devam etmektedir. Konkordato mühletin kaldırılması halinde ise faizlerin kesilmesi hali, geçmişe etkili olarak ortadan kalkmaktadır. Mühlet içinde komiseri onayıyla doğan alacaklar bakımından mühlet boyunca faiz işlemeye devam eder. İmtiyazlı alacaklar bakımından durum tartışmalı olmakla beraber ,İsviçre doktrininde kanunun sadece rehinli alacaklardan bahsettiği gerekçesi ile imtiyaz alacakları bakımından da faiz işlemeyeceği savunulmaktadır (Kale/Şerh s.s. 218-219) ”… Bir borcun kefili asıl alacaklı tarafından alacak kaydının yaptırılması halinde ayrıca ileride doğması muhtemel rücu alacağı nedeniyle alacak kaydı yaptıramaz. Ancak kefaleti nedeniyle ödediği miktar olması halinde bu miktar açısından alacaklıya halef olacağından ödediği kadar nisaba dahil edilmelidir. İİK 288/1 maddesi uyarınca geçici mühletin, kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı ve yasanın 294/3 maddesi gereğince kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş alacağa faiz işlemesinin duracağı belirtilmiştir. Bu durumda geçici mühlet tarihinden itibaren adi alacaklara faiz işletilmesi durur.” (Yargıtay 15.Hukuk Dairesi 2021/1389 E 2021/275 K sayılı ilam) Teminat şartının yerine getirilmesi: Bilindiği üzere, konkordatonun tasdik edilebilmesi için borçlunun bazı alacakların alacaklarını güvence altına almak amacıyla teminat göstermek zorundadır. İİK’nun 305. maddesinin ilk fıkrasının (d) bendinde ”206’ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması” yer almaktadır. Mahkemece 15/02/2021 tarihli celsede ‘İİK 305/1 çerçevesinde işçi alacakları sebebiyle 57.046,14 TL ile işçi alacağı olduğu anlaşılan 30.000,00 TL olmak üzere toplam 87.046,14 TL’nin teminat olarak 1 haftalık kesin süre içinde mahkeme veznesine depo edilmesine, teminatın kesin süre içinde yatırılmaması halinde İİK m.305/1 hükmü uyarınca tasdik talebinin bu nedenle usulden reddedileceğinin davacı şirket temsilcisine ihtarına,’ dair ara karar kurulmuştur. UYAP sisteminde yapılan incelemede 19/02/2021 tarihinde davacı şirketin teminat olarak 30.000 TL bedel yatırdığı belirtilmektedir. Varılan sonuç itibariyle mahkemece 15.02.2021 tarihli 2 nolu kararı yerine getirip getirilmediğinin denetlenmesi gerekmektedir.Bilirkişi heyetince düzenlenen ek raporda, komiser heyetinin şirketin iflası halinde varlıkların değerinin 42.880.846,54 TL olacağı, şirketin konkordatoya tabi borçların toplamının ise 16.577.477,97 TL olduğu belirtilerek konkordato ile alacaklarının iflasa nazaran daha yüksek tutar elde edeceği değerlendirmesi bulunulmuştur. Ancak iflas halinde varlıkların değerinin 42.880.846,54 TL olacağı ve konkordatoya tabi borçlarının ise 16.577.477,97 TL olduğunu belirtir komiser heyet raporunda borçlunun teklif ettiği tutarın iflasa nazaran alacakların daha lehine olduğu sonucuna nasıl ulaşıldığının açıklanması gerekmektedir. Nitekim bilirkişi heyetince düzenlenen ek raporda da belirtildiği üzere bu miktar nazara alındığında iflas haricinde adi alacaklarının alacaklarını faiziyle bile tahsil edebilmeleri sonucu ortaya çıkmaktadır.Oysaki borçlu şirketin nihai teklifinde ve mahkemenin tasdik kararında konkordato tasdikinden itibaren geçecek 12 aylık ödemesiz dönemden sonra 60 aylık dönemde aylık eşit taksitler halinde ödeme teklif edilmektedir. Komiser heyetince düzenlenen 20.11.2020 tarihli raporda: iflas halinde varlıklar 42.880.846,54 TL, rehinli alacakların alacak tutarı 8.892.614,97 TL kamu alacakları 441.368,18 TL işçi borçları 57.046,14 TL, iflas halinde adi alacaklarının alacaklarının ödenmesine esas olacak tutar 33.489.817,25 TL, adi alacakların alacaklarının toplamı 16.686.567,97 TL ve iflas halinde adi alacaklarının alacaklarının kavuşma oranının % 200,70 olarak belirtilmiştir. Konkordato Tasdik Şartları: İİK’nun 305/1-b maddesinde teklif edilen tutarın borcunun kaynaklarıyla orantılı olması ve bu kapsamda mahkemenin borçlunun beklenen hakların dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir edeceğini düzenlemektedir. Borçlu iyi niyetli konkordato teklifinde bulunur. (mesela % 70) mahkemece yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda borçlunun mevcudunun daha fazlayı (mesela % 80) karşılayacağı anlaşılırsa, mahkemenin iyi niyetle borçlunun konkordato teklifini buna göre değiştirmesine izin vermesi gerektiği, bunun gibi konkordato teklifinden sonra (mesela, miras, piyango gibi) kazandığı mallar oranında konkordato teklifinin değiştirebileceği belirtilmiştir (Baki Kuru, El Kitabı shf:1452) Bilirkişi heyetince düzenlenen ek raporda komiser heyetinin hesaplamalarına göre şirketin konkordatoya tabi borçlarının ödenmesine ayırabileceği 71.195.888,98 TL kaynak bulunması durumunda toplam 16.686.567,97 TL tutarındaki alacağın faiziyle ödenmesinin mümkün olacağı yönündeki değerlendirme nazara alındığında İİK’nun 305/ 1-b maddesi uyarınca çelişki hasıl olduğu ve iş bu çelişkinin giderilmesi gerektiği açıktır. İİK 305 maddesinde konkordato tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın tasdik kararından önce borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması gerekmektedir. Komiser heyetince hazırlanan 20.11.2020 tarihli raporda davacı borçlu şirketin konkordatonun tasdikine karar verilebilmesi için yatırılması gereken harç 37.630,87 TL olarak belirtilmiştir. Ancak bilirkişi heyetince düzenlenen 16.03.2021 tarihli ek raporda … şirketinin alacağının hatalı olarak hesaplanması sonucunda konkordato nisabında 109.090,00 TL’lik fark oluştuğu belirtilmiştir . Bu durumda (109.000 TL/1000 X 2,27=247,63 TL Fark tasdik harcı yatırması gerektiği yönündeki tespitin de mahkemece değerlendirilmesi gerekmektedir. İİK 28