Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/514 E. 2022/534 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/514
KARAR NO: 2022/534
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/03/2022
ESAS NO: 2022/44
KARAR NO: 2022/246
DAVA: KONKORDATO (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)
KARAR TARİHİ: 27/04/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin ödeme güçlüğüne düştüğünden bahisle, İİK 285 vd. maddeleri gereği müvekkili hakkında alacaklarıyla konkordato akdetmesini sağlamak amacı ile konkordato mühleti verilmesini ve konkordatonun tasdikini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, konkordato komiseri heyeti nihai raporu doğrultusunda borçlu şirketin İİK’nın 305 nci maddesinde belirtilen tüm koşulları yerine getirdiği ve konkordatonun tasdiki şartlarının oluştuğu anlaşıldığından borçlunun konkordato talebinin kabulü ile konkordatonun tasdikine,borçlu şirket tarafından borçların, 2019-2020 yılı ödemesiz, 2021 yılından başlayarak; 2021 yılı 4 eşit taksitte,Mart,Haziran,Eylül,Aralık ,2022 yılı 4 eşit taksitte, Mart, Haziran, Eylül, Aralık, 2023 yılı 4 eşit taksitte, Mart, Haziran, Eylül, Aralık, 2024 yılı 4 eşit taksitte, Mart, Haziran, Eylül, Aralık şeklinde 4 yılda eşit paylı ve ilave faiz verilmeden borçlu tarafından sunulan ödeme takvimi uyarınca ödenmesine, 24/02/2021 tarihli konkordato komiserleri tarafından sunulan gerekçeli rapora ekli ödeme takviminin kararın eki olduğunun bildirilmesine, konkordato tasdik edildiğinden kesin mühletin sonuçlarının kengiliğinden kalktığının tespitine,borçlu gerçek kişi tarafından sunulan projenin onaylanmaması nedeniyle bu kişi hakkında verilen kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine karar verilmiştir. Verilen kararın davacı … ve bir kısım müdahil alacaklılar vekilince istinaf edilmesi üzerine dairemizin 2021/669 Esas 2021/1323 Karar 15/12/2021 tarihli kararı ile ” …Dairemizce de gerek öğretideki hakim görüş gerekse Yargıtay kararı uyarınca üçüncü kişinin malvarlığına dahil malların rehniyle temin edilen alacakların adi alacak sayılarak bu çerçevede konkordato projesinin kabulüne ilişkin nisapta dikkate alınması gerektiği kabul edilmiştir. Bu sebeple yapılan alacaklılar toplantısında üçüncü kişi rehniyle teminat altına alınan alacaklıların alacağı, adi alacak olarak kabul edilerek borçlu şirketin konkordato projesinin kanunun 302. Maddesine göre kabul edilip edilmediği tespiti gerekmektedir. Dosya kapsamına göre, mahkemece atanan Komiser Heyeti tarafından ibraz edilen 24/02/2021 tarihli konkordatonun tasdiki hakkında nihai ek raporda ve 24/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda ifade edildiği şekilde borçlu şirket yönünden konkordatoya tabi adi alacak tutarı: 16.631.930,77 TL, adi alacaklı sayısı: 62 olup projeyi kabul edenlerin sayısı: 36, bunların alacak tutarları: 6.339.372,57 TL olduğu, borçlu … yönünden, konkordatoya tabi adi alacak tutarı : 691.411,93 TL, adi alacaklı sayısı: 9 olup projeyi kabul edenlerin sayısı: 2, bunların alacak tutarları : 324.561 TL olduğu, buna göre her bir davacı yönünden İİK 302. maddesinde öngörülen iki nisaptan hiçbirinin sağlanamadığı, dolayısıyla İİK 305/1-c bendi uyarınca tasdik şartları oluşmadığı görülmüştür. İİK 305. maddede belirtilen tasdik şartları gerçekleşmemesi nedeniyle konkordato talebinin reddine karar verilmesi durumunda İİK 308. maddesinde düzenlenen iflas şartının değerlendirilmesi gerekir. Konkordatonun tasdik edilmemesi ve borçlunun iflası başlıklı 308. maddesi ” Konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine karar verir ve bu karar 288. madde uyarınca ilan edilerek ilgili yerlere bildirilir. Borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin bulunması halinde mahkeme, borçlunun iflasına karar verilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Doğrudan doğruya iflas sebepleri ise İİK 177 ila 179. maddelerde ( İİK m. 179 atfıyla TTK 377 m.) düzenlenmiştir. İİK 179. maddesine göre, ” Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflâsına karar verilir. Türk Ticaret Kanununun 377 nci ve 634 üncü maddeleri ile 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 63 üncü maddesi hükmü saklıdır.” Borca batıklığın tespiti için TTK’nın 324. maddesi uyarınca bir borca batıklık bilançosu hazırlanmalıdır. TTK’nın 324. maddesine göre borca batıklık bilançosunda aktiflerin rayiç değerden bilançoya geçirilerek borca batıklık bilançosunun çıkarılması gerekir. Bunun için öncelikle davacının tüm mal varlığı belirlenip varsa taşınmazların dışındaki tüm makine ve ekipmanlarının, stoklarının, bunların güncel rayiç değerlerinin karar tarihine en yakın bir şekilde olacak şekilde ehil bilirkişilerce tespit gerekir. Komiser Heyetince, rayiç değer bilançosuna esas alınmak üzere borçlu şirketin mali tablolarında ve kayıtlarındaki varlıklar içinde yer alan taşıtlar, demirbaşlar ve stoklar ile gayrimenkullerin bilirkişiler marifetiyle rayiç değerleri tespit ettirilmiş, bilirkişilerce hazırlanan 08/02/2021 tarihli raporlar dikkate alınarak borçlu şirketin 31/12/2020 tarihi itibariyle 6102 sayılı TTK’nın 376/3 maddesinde belirtilen değerleme yöntemlerine göre öz kaynağının (-) 3.243.553,18 TL TL borca batık durumda olduğu tespiti yapılmış ise de aradan geçen yaklaşık bir yıllık sürede davacı şirketin rayiç değerlerinde değişiklik olabileceği nazara alındığında son durumu itibariyle rayiç değerler üzerinden borca batık olup olmadığının tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi için alanında uzman bir bilirkişi heyetinden alınacak raporu sonucuna göre İİK 308. Maddesindeki iflas şartları değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği” gerekçesi ile kaldırma kararı verilmiştir. İstinaf sonrası dairemiz kararına uygun yapılan yargılama neticesinde mahkemece; ” Geçici komiser toplantı tutanağı ile; konkordato talep eden şirketin tüm malvarlıklarının rayiç değerlerinin tespit ettirilmesine, şirket malvarlıklarının rayiç değerlerinin tespiti işlemi teknik ve özel bilgiyi gerektirdiğinden bu konuda bilirkişiye başvurulmasına, şirkete ait stoklar hesabı altındaki gayrimenkullerin ve binalar hesabı altındaki gayrimenkullerin rayiç değerlerinin tespiti için bilirkişi görevlendirilmesine dair toplantı tutanağı mahkemece onaylandığı, istinaf kaldırma kararı doğrultusunda,borçlu şirketin,rayiç değerler üzerinden borca batık olup olmadığının tespiti amacıyla inceleme yaptırıldığı, konkordato komiser heyetinin 16/02/2022 tarihli raporuna göre borçlu şirketin borca batık olmadığı tespit edildiği, Dosya kapsamına göre, mahkememizce atanan Komiser Heyeti tarafından ibraz edilen 24/02/2021 tarihli konkordatonun tasdiki hakkında nihai ek raporda ve 24/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda ifade edildiği şekilde borçlu şirket yönünden konkordatoya tabi adi alacak tutarı: 16.631.930,77 TL, adi alacaklı sayısı: 62 olup projeyi kabul edenlerin sayısı: 36, bunların alacak tutarları: 6.339.372,57 TL olduğu, borçlu … yönünden, konkordatoya tabi adi alacak tutarı : 691.411,93 TL, adi alacaklı sayısı : 9 olup projeyi kabul edenlerin sayısı: 2, bunların alacak tutarları: 324.561 TL olduğu, buna göre her bir davacı yönünden İİK 302. maddesinde öngörülen iki nisaptan hiçbirinin sağlanamadığı, dolayısıyla İİK 305/1-c bendi uyarınca tasdik şartları oluşmadığı görülmekle borçluların konkordato taleplerinin reddine, kesin mühlet ve verilen tedbirler daha önce kaldırıldığından bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Konkordato projesinin kabulüne ilişkin nisapta yeterli çoğunluklar sağlandığını, borca batık olmadığı açıkça ortada olan müvekkil şirketin konkordato istemi haklı ve hukuka uygunken, hatta bunda alacaklıların da menfaati varken, kötüniyetli olarak projeyi kabul etmeyen 36 alacaklının, bu kötüniyetinin kollanması ve borca batık olmayan müvekkil şirketin iflas yolunun açılması hukuka uygun olmadığını, bu sebeple müvekkilimiz şirket yönünden verilen konkordato talebinin reddi kararı hukuka aykırı olduğunu, bu konuda İİK md 305/1-c yönünden olan müvekkil şirkete yönelik istinaf sebeplerini, müvekkil gerçek kişi yönünden de tekrar ettiklerini, Müvekkili …, ilgili şirketin, ortağı ve sorumlu müdürü yine şirketi temsil ve ilzama yetkilisi olduğunu, …’in … Ticaret Ltd. Şti.’nin tüm kredi borçlarına kefaletleri bulunduğunu, … Tic. Ltd. Şti.’nin, konkordato sürecine girmesi ile birlikte, alacaklıların, kefalet ve gayrimenkul ipotekleri nedeniyle … aleyhine takibe başlayacakları aleni olup icra ve haciz baskısı altında, ipotek verilen gayrimenkuller yok pahasına elden çıkacak, teminat verildikleri borçları dahi kapatamayacak, yıllarını şirketinin büyümesi için heba eden bu kişinin evine dahi hacizler geleceğini, böyle bir durumda icra ve hacizlerle uğraşmaktan ticari faaliyetlerini devam ettiremeyeceğinden, hem ticari hayatı sonlanacak, hem de ailesini hayatını dahi idame ettiremeyecek duruma geleceğini, halbuki konkordato talebi ile mühlet verilmesi halinde, ilgili şirketin konkordato ön projesinde de izah edildiği üzere, gerek …’in şahsi mal varlığının satışından elde edilecek gelirin kaynak olarak şirkete konması, gerek yapacağı sermaye artışları, gerekse ilgili şirketin sunduğu konkordato ön projesini de faaliyete geçirerek şirket borçlarının tamamını ödeyebileceğini, … Konkordato talebi ile 2+3 yıllık süreçte, gerek şirketin konkordato ön projesinin hayata geçirilmesi için, gerekse kendi şahsi gayrimenkullerinin satışından şirkete kaynak aktarabilmek için kendisine süre tanınmasını talep etmiş ancak sayın mahkeme tarafından hukuka aykırı bir şekilde bu talep reddedildiğini, konkordato ön projesi hazırlanırken, ilgili şirketin konkordato ön projesi esas alınarak hazırlandığını, … Tic. Ltd. Şti.’nin, banka kredi borçlarına …’in hem şahsi kefaleti olup hem de şahsi gayrimenkulleri ipotek olarak verildiğini, şirkete ve bu şahsa imkan tanınması halinde, borçlarının yapılandırılması ve şirketin borçlarının ödenebilir olması durumunda, …’de ödeme güçlüğünden çıkacağını belirterek müvekkil gerçek kişi yönünden de istinaf itirazımızın kabulüyle, mahkemenin nihai kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, İİK.nun 285 ve devamı maddelerince açılan konkordato talebine ilişkin olup uyuşmazlık konkordatonun tasdiki şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasındadır. Mahkemece, dairemizin kaldırma kararına uygun şekilde üçüncü kişi rehniyle güvence altına alacakların, adi alacak olarak konkordato projesinin kabulüne ilişkin nisapta dikkate alınarak dairemizin önceki kaldırma kararında ve mahkemenin gerekçesinde ifade edildiği gibi her bir davacı yönünden İİK 302. maddesinde öngörülen iki nisaptan hiçbirinin sağlanamadığı, dolayısıyla İİK 305/1-c bendi uyarınca tasdik şartları oluşmadığı görülmekle borçluların konkordato taleplerinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. İİK 305. maddede belirtilen tasdik şartları gerçekleşmemesi nedeniyle konkordato talebinin reddine karar verilmesi durumunda İİK 308. maddesinde düzenlenen iflas şartının değerlendirilmesi gerekir. Konkordatonun tasdik edilmemesi ve borçlunun iflası başlıklı 308. maddesi ” Konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine verir ve bu karar 288. madde uyarınca ilan edilerek ilgili yerlere bildirilir. Borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin bulunması halinde mahkeme, borçlunun iflasına karar verilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Doğrudan doğruya iflas sebepleri ise İİK 177 ila 179. maddelerde ( İİK m. 179 atfıyla TTK 377 m.) düzenlenmiştir. İİK 179. maddesine göre, ” Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflâsına karar verilir. Türk Ticaret Kanununun 377 nci ve 634 üncü maddeleri ile 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 63 üncü maddesi hükmü saklıdır.” Borca batıklığın tespiti için TTK’nın 324. maddesi uyarınca bir borca batıklık bilançosu hazırlanmalıdır. TTK’nın 324. maddesine göre borca batıklık bilançonda aktiflerin rayiç değerden bilançoya geçirilerek borca batıklık bilançonun çıkarılması gerekir. Böyle bir talep üzerine mahkemece, bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmelidir. Konkordato Komiser Heyetince, rayiç değer bilançosuna esas alınmak üzere borçlu şirketin mali tablolarında ve kayıtlarındaki varlıklar içinde yer alan taşıtlar, demirbaşlar ve stoklar ile gayrimenkullerin bilirkişiler marifetiyle rayiç değerleri tespit ettirilmiş, teknik bilirkişilerce hazırlanan rayiç değerlere ilişkin alınan raporlar dikkate alınarak konkordato komiser heyetinin 16/02/2022 tarihli raporuna göre borçlu şirketin 31/12/2021 tarihi itibariyle 6102 sayılı TTK’nın 376/3 maddesinde belirtilen değerleme yöntemlerine göre öz kaynağının (+) 4.678.092,80 TL olduğu, şirketin gerek kaydi gerekse rayiç değerlere göre düzenlenen bilançosuna göre borca batık durumda olmadığı tespit edildiği, hükme esas alınan komiser heyeti raporunun dosya kapsamına uygun, denetlemeye ve hüküm kurmaya elverişli olduğu görülmüştür. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davacılar vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacılar istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2- Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacılar tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının Hazineye irat kaydına, 4-Davacıların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, İİK’nın 308/a maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.