Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/503 E. 2022/574 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/503
KARAR NO: 2022/574
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/469
KARAR NO: 2021/972
KARAR TARİHİ: 30/12/2021
DAVA: İflas İçi Konkordato
KARAR TARİHİ: 10/05/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA Müflis … Anonim şirketinin tasfiye işlemlerinin devamı sırasında müflis şirketin, alacaklılarından … tarafından konkordatoya davet edildiği, iflas idaresinin konkordato davetini kabul ederek alacaklılara konkordato teklif ettiği, yapılan fevkalade alacaklılar toplantısında alacaklıların yeterli çoğunlukla projeyi onayladığı belirtilerek İİK. 309. maddesi yollaması ve İİK. 302/son maddesi gereğince mahkemece yargılama yapılması talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece…”İİK’nın 298. maddesinin ilk bendinde, teklif edilen meblağın borçlunun kaynakları ile orantılı olması gerektiği hükme bağlanmıştır. Bu koşuldan anlaşılması gereken, konkordatonun asgari olarak iflas prosedürünün alacaklılara sağlayacağı miktarı temin etmesi gerektiğidir. ( Postacıoğlu İlhan, Konkordato, İstanbul 1965, s. 49). Somut olayda müflis şirket alacaklılarına, ana para borçlarının %25’inin konkordatonun tasdiki kararının kesinleşmesinden sonra tek seferde faizsiz ödenmesinin teklif edildiği, konkordatoya tabi toplam borcun 27.814.347,45 TL olduğu ancak borçlunun 2018 tarihi itibariyle mal varlıklarının değerinin 49.535.000,00 TL olduğu, son ekspertiz tarihi olan 21/12/2018 tarihinden itibaren geçen süre ve ekonomik gelişmeler nazara alındığında borçlunun mal varlığı değerinin de arttığı kuşkusuzdur. Mevcut mal varlığı değeri dikkate alındığında dahi alacaklıların alacaklarının tamamını karşıladığı buna karşılık konkordato teklifinde alacaklılara faizsiz ana para alacağının %25 inin ödenmesinin teklif edildiği, müflis şirketin ödemeyi teklif ettiği miktardan daha fazlasıyla elinde kaynak kaldığı anlaşılmaktadır. Konkordatonun tasdiki halinde konkordatoya ret oyu veren alacaklılar için de bu karar bağlayıcı olacağından alacaklılar kabul edilen oran kadar alacağına kavuşacaklardır. İflas kararının verildiği 18/05/2007 tarihinden bu yana yaklaşık 14 yıldır alacaklarını tahsil etmek için bekleyen konkordatoya tabi alacaklılara, faizsiz ana para alacağının %25 i oranında borçları ödeme teklifi, borçlunun mal varlığı ile orantılı olmadığı gibi dürüstlük kuralına da uyan bir teklif değildir. Mahkememizin iflas içi konkordatoya karar verebilmesi için müflisin dürüst olması, teklif edilen paranın borçlunun kaynakları ile orantılı olması, konkordatonun çifte çoğunlukla kabul edilmiş olması, teminat gösterme şartı ve yargılama giderlerinin ve harçlarının depo edilmesi şartlarının hepsinin birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Görüldüğü üzere teklif edilen paranın borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığı gibi dürüstlük kuralına aykırı olduğu anlaşılmakla emsal İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nin 2019/2536 Esas 2020/1139 K sayılı emsal ilamı da nazara alınarak davanın reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Alacaklı … vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Sıra cetvelinde toplam 31 kişi ve 27.814.347,45 TL bedelin konkordato kapsamında kaldığı, bilirkişiler tarafından mizan üzerinde yapılan inceleme sonucunda iflas halinde alacaklıların alacaklarına kavuşma oranının %11,1 olarak hesaplandığı, bilirkişinin farklı hesaplama yapmasının nedeninin konkordato projesi kapsamında yapılan ödemelerin bu kere borç itfa edilmiş gibi hesap dışında bırakılmış olmasından kaynaklandığı, İİK 308/c maddesinin açık olduğu ve tasdik edilen konkordatonun sadece hazirun listesindeki alacakların bağlamayacağı, tüm alacakları kapsayan bir anlaşma olduğu ve hesaplamanın mizana göre yapılması gerektiği, borçlunun borçları kapatabilmek adına 3 yıldır çaba sarf ettiği, şirket yöneticisi olduğundan bahisle hiç sorumlu olmadığı halde tüm borcun yükletilmesinin usul ve yasaya uygun olamayacağı belirtilerek konkordatonun tasdikine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava, İİK. 309. maddesinde düzenlenen iflas içi konkordato istemine ilişkindir. Bilirkişi heyetince düzenlenen 30.12.2019 tarihli kök raporda; konkordatoyu vekil aracıyla kabul ettiğini bildiren alacaklılar bakımından HMK 74 maddesi uyarınca kabul konusunda açıkça yetki içeren vekaletnamelerin getirilmesi gerektiğini, konkordato ve iflas halinde alacakların eline geçebilecek muhtemel tutar hesaplanırken süreç içerisinde ödenen işçi, SGK ve vergi dairesi borçlarının da dikkate alındığı, iflas ve konkordato halinde alacakların eline geçecek tutarların devrilmesinin gerektiği belirtilmiştir. Bilirkişi heyetince düzenlenen 13.03.2020 tarihli 1. ek raporda; konkordato kapsamında adi alacakların teklif edilen anapara tutarının alacaklarının %25’i olduğu, projeye göre bu tutarın tahsil kararı verilmesini takiben alacakların defaten ödeneceği ve iflas halindeyse alacakların alacaklarına kavuşma oranının %11,1 olarak hesaplandığı, bu durumda adi alacaklara teklif edilen tutarın şirketin iflası halinde alacakların eline geçecek tutardan fazla olduğu, borçlu tarafından teklif edilen tutarın kaynaklarla orantılı olduğu, ancak HMK 74 maddesi uyarınca kabul oyu veren 43 kişinin vekaletnamelerinin de konkordatoya muvafakat konusunda özel bir yetkilendirme bulunmadığı, bu nedenle İİK 302/2 maddesi uyarınca yeterli çoğunluk tarafından kabul edilmemiş olduğu, defter kayıtlarına göre 1. Sıradaki işçi alacaklarının alacaklarının 5.658.773,73 TL olduğu ancak 2019 yılı içerisinde 4 işçi hariç tamamının masadan çekildiği ve 4 işçi alacağının masaya bloke edilmiş olduğu , konkordato projesinin tasdik edilebilmesi için 16.764,93 TL harç yatırılması gerektiği belirtilmiştir. Bilirkişi heyetince düzenlenen 10.09.2020 tarihli 2. Ek raporda; HMK 74 maddesi uyarınca konkordatoyu kabul konusunda açıkça yetki içeren vekaletnamelerin bir araya getirilmesi gerektiği, projeye 44 kabul oyu veren alacaklının sadece 1 tanesini kabul oyunun uygun olduğu kalan 43 kişinin vekaletnamelerininde ise konkordatoyu kabulü konusunda özel yetkili bulunmadığı, bu haliyle projenin yeterli çoğunluk tarafından kabul edilmemiş olduğu, uygun vekaletname sunması halinde ise İİK nun 302 maddesi uyarınca projenin yeterli çoğunluk tarafından kabul edilmiş olduğu kanaat ve sonucuna varıldığı belirtilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda 17.09.2020 tarihli ilamda konkordato teklifini kabul oyu kullandığı belirtilen alacaklarının vekaletnamelerinin de konkordato özel yetkisinin bulunmadığı belirtilerek konkordato talebinin reddine dair karar verilmiş iş bu karara yönelik iflas için konkordato talep eden Alacaklı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine dairemizin yaptığı inceleme sonucunda 27.05.2020 tarih ve 2020/2334 E 2021/565 K sayılı ilam ile ”… Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.06.2019 tarih ve 2019/4-57 Esas 2019/645 Karar sayılı ilamında ” … Yargıtay Büyük Genel Kurulunca; “…1086 sayılı HMK’nda herhangi bir somut düzenleme olmaması nedeniyle 04.02.1959 tarihli ve 14/6 sayılı içtihadı birleştirme kararı çerçevesinde çözümlenen hakimlerin fiilleri sebebiyle Devlet aleyhine açılan tazminat davalarında vekaletname sorunu, 6100 sayılı HMK’nun 74. maddesinde somut bir norma bağlanmış, söz konusu norm ile vekaletnamede özel yetki bulunmaması halinde hâkimlerin fiilleri sebebiyle Devlet aleyhine tazminat davası açılamayacağı kabul edilmiş ve bu husus aynı Kanun’un 114. maddesinin (f) bendi uyarınca dava şartı hâline getirilmiştir. Dava şartlarından birisinin eksik olması hâlinde nasıl hareket edileceği de HMK’nun 115. maddesinde düzenlenmiştir. Uyuşmazlık konusu olan dava şartı eksikliği tamamlanabilir bir eksiklik olduğuna göre HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca davacıya HMK’nun 74. maddesine uygun vekâletname ibraz etmesi için kesin süre verilmesi, verilen süre içinde eksikliğin tamamlanması halinde yargılamaya usulün öngördüğü şekilde devam edilmesi, verilen süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde ise, 6100 sayılı HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gereklidir.” belirtilmektedir. Yukarıda yer alan bilgiler ışığında; istinafa konu edilen iş bu dava dosyasında bilirkişi heyetinde düzenlenen raporlardan da anlaşılacağı üzere konkordatoyu vekil aracılığıyla kabul oyu veren alacaklılar yönünden HMK madde 74 .uyarınca özel yetki içeren vekaletnamelerin dosyaya ibraz edilmediği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. İflas dosyasının 2007 tarihli oluşu ve alacaklıların yabancı ülke vatandaşı olmaları da birlikte değerlendirildiğinde, vekillerin duruşmadaki beyanlarında ileri sürdüğü gibi vekaletnamelerin temininde sıkıntı yaşanması hayatın olağan akışına aykırı bulunmamıştır. Aynı zamanda, mahkemece ibraz edilen ‘vekaletnamelerde yer alan ”sulh ve ibra” yetkisinin yeterli görülmemesi doğru olmakla, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.06.2019 tarih ve 2019/4-57 Esas 2019/645 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere tamamlanabilir dava şartındaki eksikliği gidermek üzere taraflara HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca HMK’nun 74. maddesine uygun vekâletname ibraz etmesi için kesin süre verilmeli, verilen süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde ise, 6100 sayılı HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken bu hususların göz ardı edildiği ” belirtilerek alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı HMK’nun 353-(1).a.6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine dair karar verilmiştir. Mahkemece, dairemizce verilen ve yukarıda belirtilen kaldırma kararından sonra tasdik için gereken nisabın oluşup oluşmadığı, konkordato teklifinin borçlunun malvarlığıyla orantılı olup olmadığı, tasdik koşullarının varlığı halinde yatırılması gereken tasdik harcı, masa borçları ve imtiyazlı alacaklılar yönünden teminat yatırılması gereken durum bulunup bulunmadığı varsa teminat yatırılması gereken tutar konularında ek rapor tanzim edilmesinin istenilmesine dair ara karar verilmiştir. Bilirkişi heyetince düzenlenen 02.12.2021 tarihli 3. ek raporunda ; somut olayda konkordatonun kabulü için İİK 302 maddesinde öngörülen nisabı sağlandığı, ancak Aralık 2018 tarihi itibariyle şirkete varlıkların toplam rayiç 49.535.000 TL olup bu varlıklar üzerine toplam 4.580.000 TL tutarda rehin bulunduğu, bu haliyle adi alacakların alacakların ödenmesinde kullanılabilecek kaynak toplamının 44.955.000 TL olduğu, projeye göre iflas tarihi itibariyle mevcut olan alacakların %25’inin konkordato tasdik kararın kesinleşmesinden sonra tek seferde ödenmesini teklif edildiği , ancak kaynaklara bakıldığında iflas tarihi itibariyle mevcut olan alacakların ödenmesinin rahatlıkla yettiği gibi iflas tarihinden sonraki dönem için de faiz ödenebileceği anlaşıldığı, bu haliyle sunulan teklifin kaynaklarla orantılı olmadığı, konkordatonun tasdiki şartlarından birinin de iflasa nazaran elverişli olması gerektiği, Aralık 2018’de alınan kıymet takdir raporuna göre şirketin varlıklarının rayiç değerinin 49.535.000 TL olduğu, aradan geçen 3 yıla rağmen varlık değerinin hiç artmadığı kabul edilse dahi iflas tasfiyesinin devamı halinde müflis şirketin varlıklarının paraya çevrilmesinde iflas masasını en az 24.767. 300 TL intikal edeceği ve rehinli alacakları ödenecek miktar tenzil edildiğinde adi alacakların alacaklarının ödenmesine 20.187.500 TL kalacağı ancak konkordato teklifi ile 6.933.400,97 TL ödemesi nazara alındığında müflis şirket yönünden İİK’nun 305 ,f.1,bent (a) hükmünde öngörülen tasdik şartının gerçekleşmediği belirtilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda teklif edilen paranın borçlunun kaynaklarıyla orantılı olmadığı gibi dürüstlük kuralına da aykırı olduğu belirtilerek konkordato talebinin reddine dair karar verilmiş iş bu karara yönelik iflas içi konkordato talep eden Alacaklı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İflastan sonra (İflas İçi) konkordato yasada,iflasına hükmedilmiş olan bir borçlunun konkordato teklif ederse ,İflas idaresinin mütalaası ile beraber ikinci alacaklılar toplantısında veya daha sonra müzakere edilmek üzere alacaklılara bu teklifi bildireceği şeklinde düzenlenmiş,309/2 fıkrada ise,294 ‘ ten 299 uncu ve 302’ den 308 inciye kadar olan maddelerin burada da tatbik edileceği ,komisere ait vazifelerin İflas idaresi tarafından yapılacağı belirtilmiştir. İİK’nun belirtilen maddelerinde ise adi konkordatoya ilişkin düzenlemeler mevcuttur. Yasa koyucu ,iflastan sonraki konkordato ile düzenlemenin pek çoğunu adi konkortato ile ilgili düzenlemelere atıfla yetinmiştir.Bu durumda, tüm ilgili maddelerin kendi özellikleri itibariyle birlikte değerlendirilmesi gerekecektir. Konkordato, dürüst bir borçlunun, imtiyazsız alacaklıların (en az 2/3 çoğunluğu ) ile yaptığı ve Ticaret Mahkemesinin tasdiki ile hüküm ifade eden bir cebri anlaşmadır.Bu anlaşma ile, imtiyazsız alacaklar borçluya karşı alacaklarının belli bir yüzdesinden feragat eder. Borçlu,borçlarının kabul edilen kısmını ödemekle borcundan kurtulur. İİKnun 297. maddesi gereğince ,konkordato,kaydedilmiş olan alacaklarının yarısını ve alacakların 2/3 ikisini aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılacaktır. Yasa maddesinin üst başlığı ” konkordatonun kabulü için lazım gelen ekseriyet ” tir. Müflis davacı vekilininde istinaf dilekçesine beyan ve katılma yolu ile istinaf talep dilekçesinde beyan ettiği gibi,müflisin konkordato teklifinin oylanmasına dair 15.01.2014 tarihli olağanüstü toplantı tutanağındaki 19 kabul oyunun tamamı alacaklıların vekillerine aittir.Yine tarafların kabulünde olduğu gibi alacaklılar yerine kabul oyu kullanan vekillerin vekaletnamelerinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 74. maddesinde düzenlendiği şekilde,davaya vekalette özel yetki verilmesini gerektiren haller arasında sayılan”…konkordato veya sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması teklifinde bulunamaz ve bunlara muvafakat veremez..”hükmünde belirtilen şekilde konkordato ile ilgili özel yetkileri mevcut değildir. Konkordatonun tasdik talebine ilişkin başvuru tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda düzenlenen dava şartları arasında da ayrıca vekil aracılığı ile takip edilen davalarda, vekilin davaya vekalet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekaletnamenin bulunması dava şartları arasında düzenlenmiştir.6098 sayılı TBK’nun 504. maddesinde ise,vekaletin kapsamı düzenlenmiş ve TBK 504/3 bendinde” Vekil, özel olarak yetkili kılınmadıkça dava açamaz, hakeme başvuramaz, İflas, iflasın ertelenmesi ve konkordato talep edemez…”düzenlemesine yer verilmiştir. Her iki yasal düzenlemede de bazı yazarların kabul ettiği şekilde, genel sulh yetkisi veya konkordato yetkisini içeren özel vekaletnamenin bulunmasına dair bir ifadeye yer verilmemiştir. Mahkemece vekaletnamelerin özel yetkiyi kapsayıp kapsamadığı re’sen incelenip bu konuda bir karar verilmesi gerekmektedir. Öncelikle belirtilmelidir ki, mahkemece 17.07.2020 tarihli ilamında özel yetki içermeyen vekaletnamelerin konkordato teklifi için yeterli sayılamayacağı belirtilerek konkordato teklifine reddine karar verildiği ve dairemizce yapılan inceleme de yukarıda belirtilen bilgiler nazara alınmak suretiyle alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ve taraflara HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca HMK’nun 74. maddesine uygun vekâletname ibraz etmesi için kesin süre verilmesi, eksikliğin tamamlanmaması halinde ise, 6100 sayılı HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiş ise de, mahkemece bu yönde belirtilen eksikliklerin tamamlanıp tamamlanmadığı belirtilmemiş ve dairemizin kararında belirtilen eksikliğin ikmal edilip edilmediği araştırılmamıştır. Alacaklı vekilince mahkemeye sunduğu beyan dilekçesinde ise olumlu oy kullananların vekaletnamesindeki yetkinin yeterli bulunmadığı ve uzayan yargılama aşamalarında bazı alacakların masadan çekildiği ve 31 alacaklının konkordato kapsamında olduğu belirtilmiş ve bilirkişi heyetince düzenlenen 3. Ek raporda iflas idare memuru Adil Karabulut tarafından gönderilen veriler nazara alınmak suretiyle yapılan incelemede, konkordatoya tabi alacaklı sayısı 30, bu alacaklıların alacaklarının toplamı ise 27.733.603,90 TL olarak tespit edilerek İİK madde 302 uyarınca çoğunluğun sağlandığı tespitinde bulunulmuştur. Yukarıda da belirtildiği üzere, iflas idare memurluğunca Bilirkişi heyetine gönderilen konkordatoya tabi alacaklar listesi incelenerek her ne kadar listede 31 alacaklı olduğu belirtilmiş ise de istinaf yasa yoluna başvuran alacaklının isminin 2 ayrı yerde yazılı olduğu ve dolayısıyla aslında alacaklı sayısının 30 olduğu, alacak miktarının ise 27.733.603,90 TL olarak tespiti ile ( konkordato teklifini kabul eden alacaklı sayısı 8, alacak tutarı 25.488.825,23 TL ) İİK’nun 302 maddesinde belirtilen nisabın sağlandığı belirtilmiştir. Öncelikle, somut olayda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 74.maddesi uyarınca dairemizin 27.05.2021 gün ve 2020/2334 E 2021/565 K sayılı ilamında belirtilen eksikliklerin ikmal edilip edilmediği incelenmelidir. İİK’nun “konkordatonunu tasdiki” başlıklı 305. maddesinde; “302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır. a)Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması. b)Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder). c)Konkordato projesinin 302’nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması d)206’ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır). e) Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması. Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.” şeklinde düzenleme ile tasdik şartları sayılmıştır. -Kabule göre ise, Bilirkişi heyetince düzenlenen 3. ek Raporda şirkete ait varlıkların güncel rayiç değeri 49.535.000 TL üzerinde olduğu belirtilmiş ise de işbu tespitin iflas idaresinin 11.12.2018 tarihli kararına istinaden … A.Ş. tarafından hazırlandığı ve bir kısım ekspertiz tarihinin 20.12.2018 olarak belirtildiği , ekspertiz üzerinden 3 yıl geçtiği nazara alındığında, şirkete ait varlıkların güncel rayiç değerinin 49.535.000 TL’nin üzerinde olduğu düşünülerek 02.12.2021 tarihli ek raporun düzenlendiği belirtilmiş ise de; öncelikle, … köyü, … Köyü, Dilovası Fabrikası Gaziantep ve Manisa -Saruhanlıda yer alan taşınmazlar ile makina-teçhizatların alanında uzman teknik bilirkişiler eşliğinde güncel rayiç değerleri ve şirkete ait varlıkların güncel rayiç değerleri tespit edilmelidir. – Yukarıda da belirtildiği üzere bilirkişi heyetince düzenlenen raporlar incelendiğinde, 13.03.2020 tarihli raporda müflis şirketin iflası halinde alacaklıların alacaklarına kavuşma oranı %11,1 olarak hesaplanmış ve konkordatonun tasdiki halinde alacaklılara teklif edilen tutarın şirketin iflası halinde alacaklıların ellerine geçecek tutardan fazla olduğu tespiti yapılmış olup, aynı zamanda bilirkişi heyetince düzenlenen 3. Ek raporda ise müflisin kaynakları nazara alındığında, adi alacaklıların iflas tarihi itibariyle mevcut olan alacaklılarına rahatlıkça yeteceği gibi aynı zamanda faiz ödemesinin de karşılanacağı belirtildiği anlaşılmaktadır. İstinaf yasa yoluna başvuran alacaklı vekilinin bu konuya ilişkin istinaf itirazlarının karşılanması ve konkordato tasdik şartların gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun hiçbir çelişkiye mahal bırakılmaksızın bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak karşılanması ve aynı zamanda rehinli alacaklıların faiz yönünden inceleme yapılarak ödenmesi gerekecek faiz miktarı bulunup bulunmadığı da tespit edilmesi gerekmektedir. Dairemizin 27.05.2021 tarihli kaldırma kararında belirtilen eksiklikler nazara alındığında, istinaf eden vekilince her ne kadar İİK nun 305. maddesi uyarınca usule ilişkin müktesep hak oluştuğu iddiasında bulunmuş ise de; bu beyanının dosya kapsamına uygun olmadığı açıktır. Varılan sonuç itibariyle, alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçelerle kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemizin kararına uygun şekilde işlem yapılarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2021/469 Esas, 2021/972 ve 30/12/2021 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İadesine, 4-Harçlar Kanunu gereğince alacaklı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye GELİR KAYDINA, istinaf karar harcının talep halinde davalıya İADESİNE, 5-Alacaklının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/05/2022