Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/474 E. 2022/1196 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/474
KARAR NO: 2022/1196
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/1092
KARAR NO: 2022/92
DAVA TARİHİ: 22/12/2021
KARAR TARİHİ: 03/02/2022
DAVA: Konkordatonun Kısmen Feshi
KARAR TARİHİ: 26/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy 1 ATM’nin 17.09.2020 tarih ve 2019/36 E- 2020/587 Karar ile borçlu davalı şirketin tasdikine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, ancak teyit edilen konkordato projesindeki ödeme tablosuna göre 2021 yılı Haziran ve Eylül ayında yapılması gereken ödeme yapılmadığı gibi iş bu dava tarihi itibariyle Aralık ayında yapılması gereken ödemelerin de yapılmadığını, tasdik edilen konkordato projesindeki ödeme taksitlerinin yerine getirilmemesi halinde her alacaklının İİK. 308/f maddelerine göre konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak konkordatoyu fesih hakkı bulunduğunu beyanla İİK 308/f son fıkrasına göre tasdik edilen konkordato ödeme projesine göre yapılması gereken ödemeler yapılmadığından müvekkili açısından konkordatonun feshine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…Mahkememizin 17/09/2020 tarihli, 2019/36 Esas, 2020/587 Karar sayılı konkordato tasdik kararı kesinleşmiştir. Mahkememizin 2019/36 Esas sayılı dosyasında tasdik kararı ile birlikte İİK’nın 306/2 nci maddesi uyarınca tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak ve gözetim tedbirlerini almak üzere …’ın kayyım olarak atanmasına karar verilmiş, kayyım tarafından ibraz edilen 29/12/2021 tarihli raporda; … 2020/Ocak-Aralık ve 2021/Ocak-Haziran ayları itibariyle yaklaşık 231 ila 333 çalışanının olduğu, 2021/Haziran ayı sonrası çalışan sayısına ulaşılamadığı, raporun IV-B. bölümünde yer verildiği üzere, iş bu kayyım raporunun tanzimi için gerekli 30.09.2021 tarihli mali veriler ve sonrasında 31.10.2021 tarihli mali veriler şirket yetkililerinden istenmiş olmasına rağmen kendileri tarafından kayyımlığımıza gönderilmediği, bu sebeple iş bu altıncı dönem faaliyetlerinin değerlendirilmesine ilişkin Kayyım Raporunda şirket mali verileri üzerinden değerlendirme yapılamadığı, şirketin genel ekonomik durumu ve borç stoğu göz önünde bulundurulduğunda; şirket, konkordato ilk 3 taksit ödemesini (2021/Haziran,Eylül,Aralık) zamanında yapamadığı gibi sonraki taksitlerini de ödeyebilecek mali yeterlilikte olmadığı ve Bir sonraki 2022/Mart vadeli 4.000.000,00-TL tutarlı konkordato taksit ödemesini de vadesinde gerçekleştiremeyeceği, … davacı şirketin rehinli borcunun 20.000.000,00-TL tutarında sadece … Bankası A.Ş.’ne olduğu, konkordato sürecinde ve konkordato tasdik kararından sonraki herhangi bir dönemde protokol imzalanmadığı gibi herhangi bir ödemenin de yapılmadığı; Borçlu şirketin güncel personele borçlarının 9.266.537,18-TL tutarında olduğu; Güncel kamu borcunun toplamda 28.259.513,58-TL tutarında olduğu ancak geçmiş dönem ödenmemiş vergi ve sgk prim borçları hakkında 7256 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’dan faydalanıldığı ve 3.505.771,50-TL tutarındaki ilk altı taksidin vergi dairesinden olan vergi iade alacağına mahsuplaşılarak ödendiği; 22.899.588,61-TL olan İİK md. 305/d hükmü uyarınca Teminata bağlı olan borçlardan (18.048.428+4.580.087=) 22.628.515,00-TL tutarında gerçekleştiği tespit edilmiş olup, İİK md 305-d hükmü uyarınca belli olan toplam tutarda (22.899.588-22.628.515=) 271.073,00-TL azalma meydana gediği,… sonuç ve kanaati bildirildiği, Konkordato projesine uygun olarak davacının alacağı bakımından ödeme yapılmadığı her iki tarafın da kabulünde olduğu da dikkate alındığında kayyım raporundaki tespitler de dikkate alınarak Mahkememizin 17/09/2020 tarihli, 2019/36 Esas, 2020/587 Karar sayılı konkordato tasdik kararının davacı alacaklı yönünden kısmen feshine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; zorunlu arabuluculuğa başvurulmadığı için davanın usulden reddi gerektiğini, 2020 Mart ayında başlayan Covid-19 salgını nedeniyle işletmenin uzun bir süre kapalı kalması, devam eden dönemde de işletmenin kimi zaman tam kapatılması kimi zaman da kısıtlı olarak ticari faaliyetlerine devam etmesi nedeniyle, mücbir sebepten işletme gelirlerinin %75 oranında azaldığını, bu nedenle nakit akışının tamamen bozulduğunu, müvekkil aşırı ifa güçlüğüne düştüğünü, konkordatonun tasdiki sonrasında oluşan hal ve şartlar müvekkili aleyhine ağır bir biçimde değiştiği için müvekkilinden aynı şekilde ifaya yönelik talepte bulunmanın dürüstlük kuralları ile bağdaşmayacağını, mahkemece TBK 138.maddesi uyarınca değerlendirme yapması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, konkordatonun kısmen feshi istemine ilişkindir. Konkordato dürüst bir borçlunun belli bir zaman kesiti içerisindeki bütün adi alacaklarını yetkili makamın onayı ve alacaklı çoğunluğunun kabulü ile tasfiyesinin sağlandığı bir icra biçimidir. Konkordatonun tasdik edilmesi neticesinde, borçlu alacaklılara proje kapsamında vadeli ve/veya tenzilatlı ödeme yaparak avantaj sağlarken, alacaklılar ise konkordato projesindeki koşullara göre alacaklarını tahsil etmek zorunda kalmaktadır. Ancak tasdik edilen projeye rağmen borçlunun alacaklılara ödeme yapmaması halinde konkordatonun feshi gündeme gelmektedir. Bu durumda kanun koyucu alacaklıya, alacağı bakımından konkordatonun feshini talep hakkı tanımıştır. Davalı vekili tarafından istinaf dilekçesinde, dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuğa başvurulmamış olması nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiği ileri sürülmüş olup 19/12/2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkındaki Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesine ek düzenleme getiren 5/A maddesinde “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlığı ile “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü getirilmiştir. Konkordatonun feshi davası ise belirli bir tutarın ödenmesine ilişkin eda davası olmadığından zorunlu arabuluculuğa tabi değildir. … Anonim Şirketi’nin 17/01/2019 tarihinde konkordato başvurusunda bulunması üzerine Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/09/2020 tarihli 2019/36 E. 2020/587 K. sayılı kararı ile; … Anonim Şirketi’nin konkordato projesinin tasdikine, konkordatoya tabi borçlarının 1 yıl ödemesiz 2021 yılı Haziran ayında, Eylül ayında ve Aralık ayında 4.000.000,00’er TL, 2022 yılı Mart, Haziran, Eylül, Aralık ayında 4.000.000,00’er TL, 2023 yılı Mart, Haziran, Eylül, Aralık ayında 4.250.000’er TL, 2024 yılı Mart, Haziran, Eylül, Aralık ayında 4.250.000’er TL, 2025 yılı Mart, Haziran, Eylül ayında 5.000.000,00’er TL, 2025 yılı Aralık ayında 5.363.000,00 TL 1 yıl ödemesiz toplamda 50 ay ödemeli olarak %50 tenzilatla ödenmesine karar verilmiştir. Karara karşı bir kısım alacaklılar tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 28/01/2021 tarihli 2020/2201 E. 2021/112 K. sayılı kararıyla istinaf talepleri reddedilmiş, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 12/10/2021 tarihli 2021/19 E. 2021/784 K. sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır. Konkordatonun kısmen feshi 28/2/2018 tarihinde 7101 sayılı Yasa’nın 37. maddesiyle 2004 sayılı İİK’ya eklenen 308/e maddesinde “Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir. Fesih talebi üzerine verilecek hükmün tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir” biçiminde düzenlenmiştir. Yasal düzenleme kapsamında davanın görevli ve yetkili olan konkordatonun tasdikine karar veren mahkemede açıldığı tespit edilmiştir. Konkordatonun kısmen feshedilebilmesi için öncelikle tasdik edilmiş ve kesinleşmiş bir konkordato projesinin bulunması, feshi talep eden alacaklının konkordatoya tabi bir alacaklı olması, konkordatoya tabi olan borcun tasdik edilen konkordato projesinde öngörüldüğü şekilde ödenmemesi, borçlunun iflasına karar verilmemiş veya konkordatonun bütün alacaklılar için feshedilmemiş olması gerekmektedir. Borçlunun kendisine yüklenemeyecek kusurlardan dolayı ödeme projesinde belirlenen günde, borcunu ödeyememiş olması, fesih davasının reddini gerektirmez. Çünkü borçlunun TBK m.112’den bu durumda yararlanması mümkün değildir. Bu sonuç doğaldır, zira, konkordato ile alacaklılar büyük bir özveriye katlanmaya zorunlu bırakıldıklarından, borçluya kusursuzluk def’ini ileri sürme olanağı tanınmamıştır (Sümer Altay / Ali Eskiocak, Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku, 5.Bası, İstanbul 2019, s.404). Davalı vekili tarafından TBK 138.maddesi uyarınca uyarlama yapılması gerektiği iddia edilmiş ise de; konkordato müessesi ile vadesi geldiği halde borçlarını ödeyemeyen veya ödeyememe tehlikesi altında bulunan borçlunun, hacizlerin veya iflasın ağır sonuçlarından korunması, maddi hukuktan kaynaklanan borçlarının mahkemenin gözetimi altında tasfiye edilmesi suretiyle mali durumunun düzeltilmesi ve alacaklılar arasında eşitlik prensibi korunarak alacaklarına kavuşmaları amaçlanmaktadır. Yukarıda ifade edildiği gibi borçlunun kendisine yüklenemeyecek kusurlardan dolayı ödeme projesinde belirlenen günde borcunu ödeyememiş olması fesih davasının reddini gerektirmediği gibi konkordato projesi işbu dosya tarafları arasında yapılan bir sözleşme olmadığı için aşırı ifa güçlüğü iddiası ile uyarlama yapılması da söz konusu değildir. Davalı borçlunun projenin gerçekleştirilmesine engel hallere dair gerekçelerinin dinlenilemeyeceği açıktır. Kayyım … tarafından düzenlenen 01/09/2021 tarihli raporda; rapor tanzim tarihi itibariyle muaccel hale gelen 2021/Haziran dönemine ait 4.000.000,00 TL ilk taksit ödemesinin şirketçe gerçekleştirilmediği, 29/12/2021 tarihli rapor ise 2021/Haziran, Eylül ve Aralık vadeli 12.000.000,00 TL tutarlı konkordato taksit ödemelerini zamanında gerçekleştiremediği ifade edilmiştir. Bu durumda davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Somut dosyada; davacı alacaklının tasdik edilmiş konkordato projesi kapsamında adi alacağının bulunduğu ancak alacağın proje kapsamındaki ödeme takvimine göre ifa edilmediği sabit olup mahkemece İİK’nın 308/e maddesi gereğince konkordatonun feshine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu ulaşılan maddi olay ve hukuki değerlendirme usul ve yasaya uygundur. HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususunda re’sen ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak inceleme yapılmış, kamu düzenine aykırı herhangi bir husus tespit edilmemiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçelerle yerinde olmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcının ve 80,70 TL istinaf karar harcının Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 4-Yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine, 5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nun 361/1. fıkrası ve 2004 sayılı İİK’nın 308/e maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 26/10/2022