Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/465 E. 2022/671 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/465
KARAR NO: 2022/671
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/657 Esas
KARAR NO: 2021/1032 Karar
KARAR TARİHİ: 28/09/2021
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 02/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Yüklenici firma işçilerinin açtığı dava ve başlatılan icra takipleri neticesinde toplam 117.874,18 TL ödendiği belirtilerek iş bu bedelin yüklenici davalı firmalardan sorumlulukları oranında tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları, savunmaları ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu davacı tarafça, davalı şirketler çalışanlarına mahkeme kararı uyarınca ödenen tutarın davalılara rücu şartlarının bulunup bulunmadığına ilişkindir. Dava dışı işçiler …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …’a ait hizmet cetvellerinde davalı şirketlerde çalıştığı süreler belirli bulunmaktadır. Davada temel ilişki bakımından taşeron şirket işçileri tarafından davacı şirkete karşı fazla mesai alacağına ilişkin dava açıldığı, davacı tarafça mahkeme kararı ile hüküm altına aşınan tutarların icra takibi sonrası ödendiği görülmektedir. Davacı taraf esasen Borçlar Kanunun rücuya ilişkin hükümleri uyarınca halefiyet ilkesi uyarınca alt işverenden ödediği tutarın tahsilini talep etmektedir. Burada alacağı kaynağını oluşturan temel ilişki bakımında işçi tacir değildir. Açıklanan nedenlerle, davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlıkta görevli mahkemenin özel yetkili İş Mahkemesi olduğu değerlendirilmiş, bu sebeple HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca, mahkemenin görevli olmasının dava şartlarından olduğu ve dava şartlarının da davanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiğinden, HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve istek halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu İş Mahkemesi’ne gönderilmesine,” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin davaya konu uyuşmazlığı ticari dava olarak nitelendirilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, dava dışı işçiler tarafından işçilik alacaklarının tahsili talepli açılan davalar sonucunda verilen mahkeme ilamlarının icraya konulması nedeniyle davacı tarafça ödenen bedel ve yargılama giderlerinin sözleşme hükümleri kapsamında davalı şirketlerin sorumlu olduğu iddiası ile ödenen bedellerin davalılardan rücuen tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda İş mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine dair karar verilmiş olup, davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra, 14/07/2020 tarihinde açılmıştır. T.C. Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü, 23.05.2013 tarih ve 28655 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunu ile Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi adı ile yeniden yapılandırılmıştır. Davalı …. A.Ş. dava tarihi 14/01/2015 tarihi itibariyle tacir konumundadır. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 16/12/2015 tarih 2015/2817 E. 2015/8197 K. sayılı ilamı) Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı TTK 16/1.maddesinde: “Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.” ve TTK’nun 19. maddesinde “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır” hükmü bulunmaktadır. Somut olayda, davacı (iş veren) ile davalılar (yüklenici) arasında düzenlenen ihale sözleşmeleri uyarınca, dava dışı 10 işçi tarafından başlatılan icra takipleri neticesinde Bakırköy 3. İcra Dairesi’nde ayrı ayrı başlatılan icra takipleri neticesinde ödenen toplam 117.874,18 TL’nin yüklenici davalı firmaların sorumlulukları oranında tahsiline karar verilmesi talep edilmekle; tarafların tacir oldukları ve TTK’nın 4. maddesi uyarınca taraflar arasında davanın nispi ticari dava olduğu, buna göre de davaya konu uyuşmazlıkta ticaret mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, uyuşmazlığın esası hakkında hüküm tesis edilmesi gerekmektedir. İş bu nedenle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.a.3 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2021/657 Esas, 2021/1032 Karar sayılı ve 28/09/2021 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.3 bendi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dairemizin kararı doğrultusunda işlem yapılması için dosyanın mahkemesine İADESİNE, 3-Davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcının HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince İADESİNE, 5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alın masına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.3 ve 362/1.g bendi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 02/06/2022