Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/462 E. 2022/430 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/462
KARAR NO: 2022/430
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/67 Esas
ARA KARAR TARİHİ: 17/02/2022
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/04/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ihtiyati haciz talepli dava dilekçesi ile; Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu’nun işletmesi Davacı Müvekkili Şirket tarafından yürütüldüğünü, davalı-borçlu şirkete ait …, …, …, …, …, …, .., … plakalı araçlar ile 01.09.2016 – 07.11.2017 tarihleri arasında ücret ödenmeksizin ihlalli geçişler yapıldığını, Geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerine, 6001 Sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30. maddesinin 7. Fıkrası gereğince, ihlalli geçiş tarihinden itibaren on beş günlük süre içerisinde geçiş bedellerini cezasız olarak ödeyebilme imkânı verilmekte ise de, işbu davaya konu ihlalli geçiş ücretlerinin anılan süre içerisinde ödenmediğinin tespit edildiğini, Geçiş ücretlerinin süresi içerisinde ödenmemesi üzerine Müvekkili Şirketçe; Davalı-Borçlu şirket aleyhine Ankara … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile ödenmeyen geçiş ücretleri ve geçiş ücretlerine 6001 Sayılı Kanunun 30/5 maddesi uyarınca tahakkuk ettirilen geçiş ücretinin 10 katı tutarındaki gecikme cezası alacağının tahsili amacıyla 18.12.2017 tarihinde icra takibi başlatılmış olup, Davalı-Borçlu şirkete ödeme emri 20.12.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, Ancak Davalı-Borçlu şirketin, icra takibinde yer alan borca, tüm ferilerine ve icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmiş ve İlgili İcra Müdürlüğünce itirazın süresinde olduğu belirtilerek takibin durdurulmasına karar verildiğini ,Davalı-borçlu şirketin yetki, ilamsız takibe, faiz ve diğer ferilere itirazlarının , davalı-borçlu şirketin adresinin Bursa’da olduğu bu nedenle Ankara icra müdürlüklerinin yetkisine itirazlarının, borcun tamamına yönelik itirazların, icra takibine konu faize , faiz oranına, borcun tüm ferilerine yönelik itirazların yersiz ve mesnetsiz olduğunu, Davacı-Alacaklı Müvekkili Şirketin fazlaya ve faize ilişkin hakları saklı olmak üzere- takip tarihi itibariyle 964.042,15 TL alacağı bulunduğunu, davalı-Borçlu şirketin araçlarının ihlalli geçişlerine ilişkin Davacı-Alacaklı Müvekkil Şirkete ödenmesi gereken borç, Davalı-Borçlu tarafından hiçbir haklı gerekçe olmaksızın ödenmeyerek davanın açılmasına sebep olduğunu, Davalı-Borçlu şirketin Davacı-Alacaklı Müvekkili Şirketin alacağını ödemekten kaçınabileceği, huzurdaki dava neticesinde alınacak ilamı etkisiz hale getirmek için malvarlığı değerini elden çıkarma yoluna gidebileceğini belirterek ;Davalı-Borçlu şirketin malvarlığının borca yetecek kadar kısmının ihtiyaten haczine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemenin 17/02/2021 tarihli ara kararı ile “… Somut olayda ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından, geçiş ihlallerinin olduğu bir kısım kayıtlar sunulmuş ise de; kaçak geçişlerin olup olmadığı, geçiş sırasında davalıya ait araçta hgs/ogs bakiyesi olup olmadığı, bakiye varsa tahsilat yapılıp yapılmadığı, tahsilat yapılmamış ise bu durumun bankadan mı yoksa davacının kullandığı hgs/ogs sistemden mi kaynaklandığı, bakiyenin belli bir limit altına düşmesi halinde otomatik yükleme yapılıp yapılmadığı, geçiş anında bakiye yetersiz kalırsa sonradan yapılan yükleme ile geçişten itibaren 15 gün içerisinde tahsilat yapılıp yapılmadığı/tahsilatın mümkün olup olmadığı, sonradan yükleme yapılmış ise geçiş bedellerinin tahsil edilememesinin sebebi, tahsilat yapılmasına rağmen kaçak geçiş olarak sisteme geçmesinin mümkün olup olmadığı hususlarında yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde alacak miktarı belirlenebileceğinden, bu aşamada alacağın varlığı ve muaccel olduğu yaklaşık ispata yeterli olmayıp, yargılamayı gerektirmektedir. İİK 257. maddede öngörülen ihtiyati haciz şartları oluşmadığı, Ayrıca davacı tarafın icra takibi dosyasına sunduğu alacağın dayanağı olarak gösterdiği deliller ile mahkememiz dosyasına sunduğu alacağın dayanağı olan deliller aynı olup, bu delillere davalı tarafça icra dosyasında itiraz edildiği, davacı alacağı bu nedenle uyuşmazlık konusu haline gelip varlık ve miktarının yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla ihtiyati haciz talebinin bu aşamada yaklaşık ispat koşulları oluşmadığından reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile ihtiyati haciz talebin reddine karar verilmiştir. Verilen ara karara karşı davacı vekilince yasal süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuş olup, istinaf nedenleri olarak: davalıya ait araçların köprü ve bağlantı yollarından ücret ödemeksizin geçişi esnasında çekilen görüntü kayıtları ile bu geçişlere ilişkin provizyon sorgulamaları esnasında sunulan belgelerden davalının hangi aracı ile ne zaman, hangi gişeden geçiş yaptığının sabit olduğu, ayrıntılı provizyon sorgusu mevcut olup PTT veri sistemi tarafından iletilen verilere göre ödemenin yapılmadığının görüldüğü, ayrıca alacağın rehinle temin edilmemiş olması ve borçlunun ödemeden kaçınması nedeni ile müvekkilin alacağına kavuşmasının zorlaşacağını hatta imkansız hale geleceğini ileri sürmüştür. Uyuşmazlık, ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik verilen kararın usul ve esas yönden hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmıştır. 2004 Sayılı İİK’nın 257 ve devamında ihtiyati haciz düzenlenmiştir. İhtiyati haciz şartları 257. maddede, 258. maddede ise ihtiyati haciz kararına yer verilmiştir. 258. Maddenin ilk fıkrasında alacaklının alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecbur olduğu ifade edilmiştir. Bir alacak için İhtiyati haciz isteyen kişinin o alacağın alacaklı sıfatına sahip olması gerekir. Yani ancak alacağın alacaklısı İhtiyati haciz isteyebilir. Bu durum hakimin maddi hukuku araştırması gerektiği sonucunu beraberinde getirmektedir. Hakim, ibraz edilen delilerden İhtiyati haciz isteyen kişinin alacaklı sıfatına sahip olduğuna kanaat getirirse İhtiyati hacze İlişkin şart gerçekleşmiş demektir (İİK m.258/1). Alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur. İbraz edilen ispat vasıtası, iddia edilen hakkın varlığını ispatlamaya elverişli olmalıdır. Diğer yandan, alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamaktadır. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi İhtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. Bireylere etkin hukuki himaye sağlamaktır. Talep edilen alacağın ise vadesinin gelmiş olması gerekir ( İİK m.257/1). Alacağın muaccel olduğu an, ya tarafların anlaşması veya bir ihbar yada kanun hükmü veya hukuki ilişkinin mahiyeti ile belirlenir. Muacceliyet ile temerrüdü karıştırmamak gerekir. Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrüt olur. Diğer yandan alacağın rehinle temin edilmemiş olması gerekir. Vadesi gelmemiş alacaklarda ihtiyati haciz kararı verilmesinin şartları İİK 257/2. fıkrada sınırlı şekilde sayılmıştır. Somut olayda, davalı şirkete ait aracın, davacının işlettiği otoyolda ihlalli geçi yaptığı iddiası ile ihlalli geçiş ücretinin tazmini talep edilmiştir. Taraflar arasında hizmet sözleşmesi kurulup kurulmadığı, davacının alacağı bulunup bulunmadığı, var ise alacağın miktarı belirlenmeden, davalının ödeme anlaşması bulunan banka kayıtları ve geçiş anındaki davacının ödeme kaydedici cihazları ve bilgisayar kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmadan, bu aşamada ibraz edilen belgelerin niteliği İİK 258/1. maddesinde düzenlenen kanaat getirecek deliller kapsamında değerlendirilemeyeceğinden mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar dair karar verilmesinin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Sonuç olarak, mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan ihtiyati haciz talep eden davacı şirket vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınan 220,70 TL’nin başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınan 80,70 TL’nin istinaf karar harcının hazineye GELİR KAYDINA, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.1 bendi ile aynı Kanunun 362/1.f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.06/04/2022