Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/426 E. 2022/1231 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/426
KARAR NO: 2022/1231
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/474
KARAR NO: 2022/2
DAVA TARİHİ: 05/07/2021
KARAR TARİHİ: 05/01/2022
DAVA: Konkordato (İflastan Sonra Konkordatodan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/11/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA İstanbul Anadolu … İcra ve İflas Müdürlüğü tarafından sunulan 02/07/2021 tarihli dilekçede özetle; Müflis … A.Ş’nin iflas işlemlerinin … İflas sayılı dosyasından devam ettiği, tasfiyenin Müdürlüğün 20/03/2019 tarihli kararı ile İİK’nin 218. maddesi uyarınca basit tasfiye olarak icra edilmesine karar verildiği, bu nedenle işlemlerin re’sen yürütüldüğü, müflis şirket tarafından teklif edilen konkordato hakkında 15/06/2021 tarihinde müzakere yapıldığı, konkordato müzakeresine ilişkin toplantı kesinleştikten ve müflis şirketin konkordato talebi hakkındaki oylama süresi bittikten sonra tüm dosya muhtevasının incelendiği, inceleme sonucunda müflis şirketin konkordato talebinin yasal çoğunluk tarafından kabul edildiği anlaşıldığından konkordatonun tasdikine karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…İflas içi konkordatonun tasdiki için borçlu veya alacaklılardan birinin talebinin olması, bu talebin usulüne uygun şekilde ilanla duyurulan ikinci alacaklılar toplantısında görüşülmesi, yasanın nitelikli aradığı çoğunluğun sağlanması, borçlunun dürüst olması, iflas durumundan samimiyetle çıkmak istemesi, konkordato teklifinin, borçlunun malvarlığı ile orantılı olması, teminat şartı varsa yerine getirilmiş olması, tasdik edilmesi uygun görülüyorsa tasdik harcının depo edilmiş olması gerekir. Bu sayılan şartların tümünün bir arada olması gerektiği çok açıktır. Müflis şirketin, iflas tasfiye işlemleri sırasında 05/03/2020 tarihli talep dilekçesi ile İİK.nun 309/1-2 vd maddeleri uyarınca iflas içi konkordato talep ettiği; bu talebin 15/06/2021 tarihinde alacaklılarla müzakere edildiği, toplantıya katılan alacaklıların bir kısmının red oyu, bir kısmının kabul oyu kullandığı anlaşılmıştır.İflas müdürlüğü hazırladığı 02/07/2021 tarihli raporda, nisaba dahil 5 alacaklı olduğunu, 3’ünün kabul ettiğini, 2’sinin reddettiğini; toplam alacak tutarının 15.035.349,09 TL olduğunu, kabul eden 3 alacaklının alacak toplamı tutarının 13.202.610,09 TL olduğunu, İİK.’nun 302. Maddesine göre gerekli nisabın sağlandığını belirtmiştir. Davacıların sunduğu projeye ilişkin mali ve hukuki tespitlerin yapılması için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişiler 14/12/2021 tarihli raporda özetle; “müflis şirketin 09/05/2018 ve 01/11/2018 tarihlerinde iflas dışı adi konkordatoya başvurmaktaki amacı ile derdest dosyada incelenen iflas içi konkordatoya başvurmaktaki amacının aynı olduğu, Sayın Mahkemenizce tesis edilen 21/05/2018 tarihli ve 2018/542 E., 2018/464 K. ile yine Sayın Mahkemenizce tesis edilen 17/01/2019 tarihli ve 2018/1277 E., 2019/41 K. sayılı karara yansıdığı şekilde, müflis şirketin yalnızca, konkordatoya özgü ihtiyati tedbirlerden faydalanarak kiracısı olduğu yerlerden tahliye edilmesini engellemek amacıyla konkordatoya başvurduğu, müflis şirketin güttüğü amacın konkordato kurumunun amacıyla bağdaşmadığı, şirketin konkordato teklifini kabul ettiğini bildiren … A.Ş., … A.Ş. ve … Yayınları A.Ş.’nin müflis şirket ile ilişkili şirketler olduğu, bu ilişkili şirketler dışında, konkordato teklifini kabul eden başkaca alacaklı olmadığı, ortaklarca gerçekleştirileceği beyan edilen 2.500.000,00 TL tutarındaki sermaye artırımının ortaklar tarafından nasıl finanse edileceğinin ortaya konmaması, şirketin geçmiş yıllardaki performansına bakıldığında, 2025 yılına kadar faaliyetlerden 11.717473,23 TL kaynak sağlanmasının mümkün gözükmemesi, “Diğer Faaliyetlerden Olağan Gelir ve Karlar” adı altında 3.371.365,01 TL tutarında kaynağa yer verilmişse de bu kaynağın nasıl sağlanacağının somutlaştırılamaması, müflis şirket ile ilişkili … A.Ş.’den olan 12.827,049.91 TI. tutarındaki alacağın tahsil edileceğine yönelik hedefin gerçekleştirilebilirliğinin inandırıcı kılınamaması hususlarının tamamının, müflis şirketin konkordatoyu başarıya ulaştırmasının mümkün olmadığını gösterdiğini” mütala etmiştir. Borçlunun konkordato teklifi, her şeyden önce dürüst olmalıdır. Müflis şirket, iflas tasfiyesi sonunda alacaklıların eline geçen tutardan daha yüksek bir tutarı alacaklılara vermeyi teklif ederek iflas durumundan çıkmayı hedeflemelidir. Gerek adi gerekse iflas içi konkordatoda mahkeme, konkordatoyu kabul etmeyen ancak tasdik halinde yasa gereği tasdik kararı ile bağlı olacak alacaklıların menfaatini gözetmek durumundadır, zira diğer alacaklılar zaten borçlu ile anlaşmıştır; kamu alacakları ve rehinli alacaklılar da zaten alacaklarına öncelikle kavuşacak olup nisabın hesabına bile dahil edilmezler. Alacaklıların zararına olacak konkordato teklifinin dinlenebilirliği yoktur. Somut olayda kabul oyu veren alacaklıların tamamı davacı şirketin organik bağı olan şirketler olduğu gibi alacak tutarları da oldukça yüksek tutarda masaya kaydedilmiştir. Davacı şirketin kiraladığı taşınmazı tahliye etmemek amacıyla tedbir alabilmek ve nihai olarak taşınmazın tahliyesini mümkün olduğu kadar ötelemek için iflas içi konkordato yoluna gittiği görülmektedir. Davacı şirketin iflastan önce görülen adi konkordato davasında da bu saikle dava açtığı mahkememizin 2018/1277 E sayılı dosyasında kabul edilmiş, bu husus gerekçede açıkça derç edilmiş, bu karar, davacının istinaf talebinden feragat ile kesinleşmiştir. Ayrıca bilirkişilerin tespitlerinden anlaşılacağı üzere, müflisin iflas içi konkordatonun tasdiki için öngördüğü kaynakların somut, ciddi, inandırıcı olmadığı görülmektedir. Sermaye artışı taahhüdü daha önceki konkordato isteminde de yapılmış, yerine getirilmemiş; şimdi sermaye artışının nasıl finanse edileceği hususu yine soyut kalmıştır. Kaynağın ne şekilde sağlanacağı (Örneğin belli bir taşınmaz belirtilerek satılması sonucu satış bedelinin sermaye olarak konacağı gibi) açık ve denetlenebilir olmalıdır. Tahsil edilecek alacaklar kalemi de 13 milyondan fazla gösterilmiş ancak bunların tahsil kabiliyeti olduğunu gösterir belge, delil yoktur. Müflis bunun 12 milyonunu … AŞ’den alacaklı görünmektedir ki gerçek bir alacak olup olmadığı da kuşkuludur. Yine son üç yılda ortalama 628.063 TL zarar eden şirketin ilerideki üç yılda hangi faaliyet sonucunda 11,7 milyon kar elde edeceği izaha muhtaç olup, tümüyle soyut bir varsayım olarak durmaktadır….” gerekçesiyle iflas içi konkordato talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin, davacı şirketin borca batıklık durumunu tereddüde yer bırakmayacak biçimde, itirazlar da karşılanarak belirlemesi, projenin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı ve süreç içindeki uygulamaların projede gösterilen iyileştirme unsurlarına uygun bulunup bulunmadığı hususunda somut verilere dayalı, teknik, denetime elverişli ve detaylı bir inceleme yaptırması gerekirken bu incelemeyi yaptırmadan kanaate dayalı hüküm kurduğunu, müvekkili şirketin alacaklıları ve borçluları ile organik bağı olduğu, başvurunun iyi niyetli olmadığı yönündeki gerekçesinin soyut olup borç-alacak ilişkisinin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı yönünde herhangi bir inceleme yapılmadığını, müvekkili şirketin ortak ve yetkililerinin halihazırda veyahut bazı dönemlerde ortaklıklarının bulunmasının salt bir kötü niyet göstergesi olmadığını, ret oyu kullanan 2 alacaklı düşünülerek karar verilmiş ise de bu gerekçenin olağan hayat akışına iflas dosyası ve dava dosyası içeriğine aykırı olduğunu, reddeden alacaklıların alacak miktarı 1.832.739,00 TL olup, dava süresince bu paranın 554.377,96 TL’sinin ödendiğini, yerel mahkemenin gerekçesinin aksine müvekkilinin ret oyu kullananlara ödemelerin tamamını yapmak üzere başvurularda bulunduğunu, teklif götürdüğünü, alacaklılarının %12,5’ini temsil eden alacaklıları korumak adına, diğer %87,5’lik alacaklı topluluğunun haklarının elinden alındığını, kararın konkordato müessesinin amacına aykırı olduğunu, Mahkemenin atadığı bilirkişilerin davacının ve alacaklı olduğu şirketlerin defterlerini incelemediklerini, rapora yapılan itirazlar, açıklama ve taleplerinin karşılıksız bırakıldığını, mahkeme kararının aksine müvekkilin faaliyetlerine devam etmek amacıyla konkordatoya başvurduğunu ve bu süreçte taşınma maliyeti ile uğraşmamak için tahliyenin önlenmesini talep ettiğini ancak tahliyenin durmadığını ve müvekkil şirketin buna rağmen kiralayanlarla görüşmelere devam ederek kiralarını ödediğini, diğer kiracı olunan yerlerin mal sahipleriyle yapılan görüşmelerin mahkemeyle paylaşıldığını, kararın aksine iflas halinde iken kira ödemelerinin, aboneliklere ilişkin ödemelerin ve cari ödemelerin yapıldığını, taşınmazın haziran 2022 tarihinde tahliye edilmesi yönünde icra kararı bulunduğunu, şirket ortağı … tarafından 11/08/2021’de mal sahibi … mirasçılarına 554.377,96 TL, vekalet ücreti olarak 55.437,80 TL ödeme yapıldığını, bu ödemenin de 331 nolu hesaptan 500 sermaye artışı olarak kayıtlara alındığını, Ortaklardan olan alacaklar, sermaye arttırımına eklenerek borca batıklıktan çıkılacağı ekonomik verilerle sabitken bu husus yanlış hesap edilerek iflas kararı verilmesinin mali verilere aykırı olduğunu, sermaye artışında ortaklara olan borçlar yanında nakit 2.500.000 TL sermaye artışı da yapılacağı bildirilmesine, ortaklardan … bunun ilk ödemesi olan 554.000 TL’yi nakit olarak kiracı bulunan mal sahibine ödemiş olmasına rağmen, ortakların sermaye ödemesini nasıl yapılacağının bilinmediği beyanının anlaşılamadığını, müflis şirket yetkililerinin sadece 2.500.000 TL değil, tüm kiracı oldukları yerlere olan kira borçlarını ödemeyi taahhüt ettiklerini ve bunun ise yaklaşık 3.500.000 TL ile 4.500.000 TL arasında bir nakit girdiye tekabül ettiğini, Bilirkişilerin ve yerel mahkemenin, borçlulardan tahsilat yapılamadığı yönündeki gerekçesinin de gerçek dışı olduğunu, sadece aralık 2018 tarihinde 107.824,14 TL … Yay. A.Ş.’den tahsilat yapıldığını ve şirketin banka hesabında görüldüğünü, tahsilatların tamamı ile şirketin borçları ve maaşların ödendiğini, diğer borçlu … Yay. A.Ş.’den tahsilat olmamasının ise kendisine verilen malları iade faturası ile geri vermesinden kaynaklandığını, bilirkişi heyeti raporunun tamamen kötü niyetli olarak kaleme alındığını, gerçekleştirilmesi mümkün hedefler sunulmasına rağmen müvekkili şirketi ve çalışanlarının geleceğinin düşünülmediğini, konkordato tasdikinin iflasa nazaran alacaklılar lehine olmasına rağmen hem müvekkili hem de alacaklıların zararına rapor düzenlendiğini, olası bir iflas durumunda alacaklıların alacağına kavuşma oranı kaydi değer üzerinden yaklaşık %20 seviyesinde olduğunu, müvekkil şirket tarafından iflas öncesi 1, iflas sonrası 1 olmak üzere toplam 2 kez konkordato başvurusu yapılmasına rağmen bilirkişilerin 3 defa konkordato başvurusu yapmış gibi göstermelerinin de dosyaya vakıf olmadıklarının ve mahkemeye yanlış bilgi verdiklerinin en büyük göstergesi olduğunu, bilirkişilerce yerel mahkemenin 2018/1277 E. sayılı dosyasından komiser heyetinin talimatına uyulmamış olması nedeniyle iflas edilmiş olduğunu söylemişse de, müvekkili şirket yetkililerinin kanuna karşı harekette bulunan ve şirketin faaliyetini sekteye uğratmakta olan komiserlerin yayınlarını durdurma eylemlerinin önüne geçmek için ödeme yaptıklarını, zira komiserlerin üzerilerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediklerini, komiser heyetinde sektör uzmanı olmadığı için işleyiş hakkında bilgi ve tecrübeleri olmadığından konkordato süreci içerisinde güncel borç ödemesine zamanında onay vermemeleri nedeniyle yayının kesilmesi tehlikesi söz konusu olduğundan alacaklı firmaya ödeme yapmak zorunda kaldıklarını beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Talep, İİK’nın 309.maddesinde düzenlenen iflas içi konkordatonun tasdiki istemine yöneliktir.İflas içi konkordato, malvarlığı hakkında iflas tasfiyesine ilişkin prosedür yürütülmekte olan borçlunun (müflisin) iflastan kurtulmasını sağlayan kollektif bir icra kurumudur. İflas prosedürüne entegre edilen bu konkordato türünde, müflisin konkordato teklifi amacına ulaştığı takdirde, iflas kaldırılmakta (m.182) ve borçlu, müflis sıfatından da kurtularak aktifi üzerinde tasarruf imkanına kavuşmaktadır…Borçlu çeşitli nedenlerle iflas dışı konkordatonun kendisine sağlayacağı avantajlardan yararlanamamış ve sonuçta iflas etmiş olabilir. Kanun koyucu, böylece müflis statüsüne tabi olan borçluya, iflas içinde konkordato akdederek, iflasın kaldırılmasını sağlamak suretiyle müflis sıfatından kurtulma imkanını tanımıştır…İflas içi konkordatoda iflas idaresi tarafından düzenlenen sıra cetveli konkordato nisabının belirlenmesinde esas alınabilecek bir kriter niteliği taşımamaktadır. Tasfiyenin konkordatoya dönüşmesi nedeniyle iflas hukukuna değil, konkordatoya ilişkin yasal normların uygulanması gerektiğinden, nisabın saptanmasının iflas dışı konkordatoya ilişkin kurallar doğrultusunda gerçekleştirilmesi gerekir. (Av. Sümer Altay, Av. Ali Eskiocak, Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku, 2019, sayfa 422, 423, 425) İflas içi konkordatoda sıra cetveli, nisabın belirlenmesinde dikkate alınmayacaktır. Bu nedenle iflas idaresi nisabın saptanması için gerekli işlemleri iflas dışı konkordatoda olduğu gibi yapmalıdır. Bu kapsamda iflas idaresi sıra cetveli ile bağlı olmaksızın müflisin hangi alacakları kabul, hangilerini reddettiğini özenli bir biçimde saptamak zorundadır. Borçlunun kabul ettiği alacaklar kendiliğinden konkordato nisaba dahil edilecek, itiraz ettiği alacaklar ise iflas idaresi tarafından çekişmeli alacaklara ilişkin prosedüre göre nisaba dahil edilip edilmeyeceği konusunda karar verilmek üzere ticaret mahkemesine sunulacaktır. Mahkemenin kararına göre çekişmeli alacakların nisaba dahil edilip edilmeyeceği belirlenecektir. (Mahmut Coşkun, Konkordato ve İflas, 2019, sayfa 288) İflas içi konkordatoda müflisin konkordato teklifi hakkında oylama yapılmaz, bunun yerine konkordatoyu kabul eden alacaklılar tutanağı imzalayabilirler. Konkordatonun kabulü için gerekli çoğunluk, iflas dışı konkordatodaki gibidir. 309 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü, iflas içi konkordatoda da uygulama alanı bulacak adi konkordatoya ait hükümleri, ilgili düzenlemelere göndermede bulunmak suretiyle düzenlenmiştir. Buna göre “302 ila 307 nci maddeler ile 308/a ila 308/g maddeleri burada da uygulanır”. İflas içi konkordatoda, konkordato komiseri olmayacağından ve komiser görevini iflas idaresi yapacağından, konu fıkrada ayrıca bu hususa da işaret edilmiştir. Yine iflas içi konkordatoda geçici veya kesin mühlet de yoktur. (Doç. Dr. M.Serhat Sarısözen, Konkordato, 2021, sayfa 603) Tasdik yargılaması oturumunda müflisin ve komiser sıfatıyla iflas idare memurlarının mahkemece dinlenmeleri gerekir. Müflis kendisini bir vekille temsil ettirebilir. Tasdik yargılamasında, iflas idare memurluğunun müflisi temsil etmesi mümkün değildir. Zira, konkordato talebi müflise ait bir haktır. (Av. Sümer Altay, Av. Ali Eskiocak, Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku, 2019, sayfa 447,448) İflas idaresi, ikinci alacaklılar toplantısında kabul edilen konkordato talebiyle ilgili gerekçeli raporunu ticaret mahkemesine sunar. Ticaret mahkemesi, komiseri ve müflisi dinledikten sonra kısa bir zamanda konkordatonun tasdikine dair kararını verir. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü İİK’nın 288’inci maddesi uyarınca ilan edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilana yazılır. Mahkeme, iflas idaresinin gerekçeli raporunun kendisine sunulmasından itibaren en geç altı ay içinde kararını vermesi gerekir. (m. 309/2; 304 kıyasen) (Mahmut Coşkun, Konkordato ve İflas, 2019, sayfa 292) Müflis … A.Ş.’nin 09/05/2018 tarihinde konkordato başvurusunda bulunması üzerine İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/542 E. 2018/464 K. sayılı dosyasında 21/05/2018 tarihli kararı ile “Davacının konkordato talebinin, kiralayan durumundaki mal sahibinin mirasçılarını, organik bağ içinde bulunduğu şirketleri kullanarak mağdur etmeye yönelik görüldüğünden samimi olmadığı” gerekçesi ile esastan reddine karar verilmiş, karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin 18/10/2018 tarihli 2018/1828 E. 2018/1624 K. sayılı kararıyla “Davacı tarafın, dava dilekçesi ekinde ve sonrasında İİK.nun 286.maddesinde sayılan belgeleri mahkemeye sunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemenin kabulü de bu yönde olup zaten eksik belge olup olmadığı hususunda tartışma da bulunmamaktadır. Öyle ise mahkemece 287.madde gereğince geçici mühlet kararı verilerek borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alması gerekirken bu yasal zorunluluğu atlayarak doğrudan sonuca gidecek şekilde alınan bilirkişi raporu ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.” gerekçesiyle karar kaldırılmıştır. Kaldırma kararının ardından İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1277 E. 2019/41 K. sayılı dosyasında 17/01/2019 tarihinde verilen kararda; davacının projesinin somut veriye dayanmadığı, kaynak yaratma konusunda tek vaadinin sermaye artırımı olup bunun ise ortakların borcundan mahsup edilerek karşılanacağının belirtildiği ancak nakit girişi olmaksızın sermaye vaadinin şirkete kaynak sağlamayacağı, borçlarını tahsil etme öngörüsünün soyut iddia olarak kaldığı, davacı şirketin gerçekte baş etmekte zorlandığı tek borcun kira borcu ve tahliye korkusu olduğu, tek bir alacaklıyı bertaraf etme, tahliye kararın uygulanmasını imkansız hale getirme gayesinin konkordato hükümleri ile bağdaşmayacağı, yasa koyucunun amacının bu olmadığı ayrıca davacı şirketin 05/10/2018 tarihli geçici mühlet öncesi döneme ait alacaklısına ödemek istediği fatura bedeline ilişkin komiserlerce ödemenin faaliyetin devamı için zorunlu olduğuna dair şirket kaşeli ve imzalı belge talep edilmesine rağmen davacı şirketin bu belgeyi sunmadan ve komiser onayı olmadan geçmiş dönem borcunu ödediğinin görüldüğü, komiser talimatına uyulmamasının da İİK’nın 292/1-c maddesi uyarınca tek başına iflas sebebi olduğu, şirketin borca batık olduğu ve sermayesinin tamamını yitirdiği gerekçesiyle İİK’nın 292/1-c,d maddeleri uyarınca iflasına karar verildiği, kararın davacı vekiline tebliğinin ardından istinaf talebinde feragat edilmesi neticesinde hükmün 28/02/2019 tarihinde kesinleştiği, tasfiye işlemlerinin …’nün 2019/1 İflas sayılı dosyası üzerinden basit tasfiye usulüne göre yürütüldüğü anlaşılmıştır. Müflis şirketin İstanbul Anadolu … İcra ve İflas Müdürlüğü’nün … İflas sayılı dosyasına sunmuş olduğu konkordato teklifi; “1-Alacaklıların alacağından %10 iskonto ile %90 anapara faiz ödemelidir. 2- Faiz ödemesi anaparaya %10 oranında ilave edilmek suretiyle yapılacaktır. 3- Bu ilave ile anapara ve faiz toplamı ile %100 oranında gerçekleşecektir. 4- Konkardatonun kesinleşmesini takip eden 6 ay ödemesizdir. 6 aydan sonra borçlularımızdan alacağım aylık 357.000 TL üzerine ilave 60.000 TL ortaklarımız tarafından ekleme yapılacaktır. Aylık 417.000 TL ile tüm alacaklılarımızın ödemeleri borç oranına göre eşit şekilde ödenecektir. 5- Ödeme, ödemesiz dönemin bitiminden itibaren 36 Eşit taksitte yapılacaktır.” şeklindedir. Müflis şirketin iflas dosyasına sunduğu 20/02/2021 tarihli İflastan Kurtuluş Konkordato Projesinin sonuç bölümünde, şirketin rayiç bilançosuna göre varlıkların toplamının 13.146.889,04 TL olduğu, meveut durumda varlıkların icradan satılması durumunda rayicinin altında satış yapılacağı, alacaklıların alacağına kavuşması için ortakların ilk etapta 1.000,000,00 TL tutarında sermaye artışı gerçekleştirecekleri, alacakların tahsili ve yurt dışından gelen ortaklık teklifi ile ülkeye döviz girişinin sağlanacağı belirtilmiştir. İstanbul Anadolu … İcra ve İflas Müdürlüğü’nün … İflas sayılı dosyasında düzenlenen 21/12/2020 tarihli sıra cetveli incelendiğinde; 1, 2 ve 3 no.lu alacaklıların vergi daireleri, 4 no.lu alacaklının SGK, 5 no.lu alacaklının … (15/06/2021 tarihinde yapılan konkordato toplantısında alacağının tamamının ödendiği şirket yetkilisi vekili tarafından beyan edilmiş), 6 no.lu alacaklının … Beldesi … Bölgesi Güzelleştirme ve Yaşatma Derneği, 7 no.lu alacaklının … A.Ş., 8 no.lu alacaklının … A.Ş., 9 no.lu alacaklının .. A.Ş. olduğu anlaşılmıştır. İstanbul Anadolu … İcra ve İflas Müdürlüğü’nün … İflas sayılı dosyasında 15/06/2021 tarihinde yapılan konkordato toplantı tutanağına göre; tüm alacaklıların vekil ile temsil edildiği, konkordato teklifinin 7, 8 ve 9 no.da kayıtlı alacaklılar vekilleri tarafından kabul edildiği, 6 ve 10 no.lu alacaklılar vekilleri tarafından ise reddedildiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında kabul oyu kullanan alacaklı vekillerinin vekaletnamelerinde bu yönde yetkilerinin olup olmadığı tespit edilememiştir. İflas müdürlüğünce konkordato müzakeresi sonrası hazırlanan raporda; müflis masasına toplam 10 alacaklının kayıt yaptırdığı, sıra cetvelinin düzenlenerek ilan edildiği, gecikmiş alacak kayıt talebinde bulunan 10 no.lu alacak talebi hakkında henüz karar verilmediği, şirketin tespiti yapılan menkul mallarının değerinin 1.400.155,00 TL olup 695.750,00 TL tutarında mala ilişkin 3.kişiler tarafından istihkak iddiasında bulunulduğu, konkordato nisabına dahil 5 alacaklı mevcut olup, konkordato teklifinin 7, 8 ve 9 no.da kayıtlı alacaklılar tarafından kabul edildiği, 6 ve 10 no.lu alacaklılar tarafından ise reddedildiği, konkordato nisabına dahil edilmesi gereken 5 adet alacaklının toplam alacağının 15.035.349,09 TL olduğu, kabul oyu veren 3 adet alacaklının toplam alacağının 13.202.610,09 TL, red oyu veren 2 alacaklının alacak toplamının 1.832.739,00 TL olduğu, İİK 302 madde gereğince alacaklı sayısı ve alacak miktarı yönünden gerekli çoğunluğun sağlandığı, müflis şirketin konkordato nisabına dahil edilecek alacak miktarı ile malvarlığının uyumlu olduğu belirtilmiştir. İflas içi konkordatoda, iflas idaresi tarafından düzenlenen sıra cetveli konkordato nisabının belirlenmesinde esas alınmayacağı için nisabın iflas dışı konkordatoya ilişkin kurallar doğrultusunda değerlendirilmesi gerekmektedir. Ancak dosya kapsamında konkordatoya tabi alacaklıların, alacaklarının borçlu tarafından hangi miktarda kabul edildiğine dair borçlu beyanını içeren kayıtlar yer almamaktadır. Ayrıca raporda 10 no.lu alacaklının gecikmiş kayıt talebinde bulunduğu ifade edilmiş ise de bu alacaklının kim olduğu (İflastan Kurtuluş Konkordato Projesinin içeriğine göre yer sahibi … mirasçıları olduğu düşünülmekle birlikte) ve alacak miktarına ilişkin dosya kapsamında bir bilgi yer almadığı gibi, bu alacaklının alacak talebinin borçlu müflis tarafından kabul edilip edilmediği yada ne miktarda kabul edildiği de belli değildir. Bu durumda gerek 10 no.lu alacaklının kim olduğunun belirlenmesi ve talebinin borçlu tarafından hangi miktarda kabul edildiği, çekişmeli alacak haline dönüşüp dönüşmediğinin tespit edilmesi gerekse diğer alacaklıların alacaklarının da sıra cetveline bağlı olmaksızın borçlunun beyanı doğrultusunda tespit edilerek yine çekişmeli alacak haline dönüşüp dönüşmediğinin belirlenmesi ve nisabın bu hususlar nazara alınarak hesap edilmesi gerektiğinden eksik inceleme yapıldığı anlaşılmaktadır.İflas dairesi tarafından sunulan kayıtlar arasında, müflisin aktif ve pasifinin belirlendiği, iflas tasfiyesi sırasında alınan raporun da mevcut olmadığı tespit edilmekle, bu eksiklik de ikmal edilmelidir.Ayrıca İİK 288.maddesi uyarınca itiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabileceklerinin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu İlan Portalında ilan edilmesi gerekmesine rağmen Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan yapılmadığı, Basın İlan Kurumu İlan Portalında yapılan ilan içeriğinin ise açıklanan şekilde olmadığı tespit edilmiştir. Mahkemece tasdik yargılamasında müflisin ve komiser sıfatıyla iflas idare memurlarının dinlenmediği tespit edilmiştir. Davacı vekili tarafından istinaf dilekçesinde konkordato istemini reddeden alacaklardan mal sahibi … mirasçılarına 554.377,96 TL ödeme yapıldığı ifade etmiş ayrıca Dairemize sunduğu 10/10/2022 tarihli dilekçesinde yine konkordato istemini reddeden … Beldesi … Bölgesi Güzelleştirme ve Yaşatma Derneği’ne 300.00,00 TL ödeme yaptığını beyan ederek 07/10/2022 tarihli dekontu ibraz etmiştir. Davacı vekili tarafından gerek bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde gerekse istinaf dilekçesinde ileri sürülen hususlara yönelik, yapılan ödemeler de nazara alınarak inceleme ve değerlendirme yapılmalıdır. Açıklanan nedenlerle, mahkemece eksiklikler ikmal edildikten sonra gerekirse bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/474 E. 2022/2 K. Sayılı 05/01/2022 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,3-Davacı tarafça yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/11/2022