Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/407 E. 2022/1472 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/407
KARAR NO: 2022/1472
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/12/2021
ESAS NO: 2019/838
KARAR NO: 2021/1238
DAVA TARİHİ: 04/11/2019
DAVA: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan İİK 285 İla 308/h)
KARAR TARİHİ: 21/12/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; … Sanayi ve Dış Ticaret limited şirketi’nin sermayesinin 3.000.000,00 TL olduğunu ve tamamının ödendiğini, baharattan muhtelif harç imalatı alanında faaliyet gösterdiğini, çalışan sayısının 27 olduğunu, şirketin ülke genelinde yaşanan ekonomik kriz nedeniyle ödeme güçlüğüne düştüğünü, şirketin faaliyetine devam etme imkânı sağlanması durumunda alacaklıların alacaklarına tam olarak kavuşacaklarını ancak takip ve icra baskısı altında iflâs etmeleri durumunda adi alacaklıların alacaklarının bir kısmına kavuşamayacaklarını ve bu çerçevede vade konkordatosu talep edildiği belirtilip nihai olarak 2004 sayılı İİK’nın 287’nci maddesinde belirtilen 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmesini, gerekli görülmesi durumunda sürenin 2 ay daha uzatılmasına, akabinde 289’uncu madde gereği 1 yıllık kesin mühlet kararı verilmesini, 287/2 maddesi gereği geçici komiser tayinini, 297/2 maddesi doğrultusunda malvarlıklarının korunmasına yönelik tedbirlerin alınmasını, tüm takip işlemlerinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasını, geçici mühlet içinde yapılacak inceleme sonucu bir yıllık kesin mühlet verilmesine, İcra İflas Kanununda belirlenen kesin süre içinde yapılacak yargılama sonucu konkordatonun tasdikine, karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”Dava, İİK’nın 285 ve devamı maddelerince açılan konkordato talebine ilişkindir. Mahkememiz dosyasında düzenlenen tensip tutanağı uyarınca belirtilen gider avansı eksikliğinin borçlu vekilince süresinde tamamlanması üzerine borçlu hakkında üç ay süre ile geçici mühlet verilmesine ve geçici konkordato komiseri görevlendirilmesine,ilgili kurumlara gereken bildirimlerin ve ilanların yapıldığı,borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli görülen bütün tedbirlerin alındığı,borçlunun talebi ve konkordato komiserinin görüşü gözönüne alınarak borçluya kesin mühlet verildiği görülmüştür. Geçici komiser toplantı tutanağı ile; konkordato talep eden şirketin tüm malvarlıklarının rayiç değerlerinin tespit ettirilmesine, şirket malvarlıklarının rayiç değerlerinin tespiti işlemi teknik ve özel bilgiyi gerektirdiğinden bu konuda bilirkişiye başvurulmasına, şirkete ait stoklar hesabı altındaki gayrimenkullerin ve binalar hesabı altındaki gayrimenkullerin rayiç değerlerinin tespiti için bilirkişi görevlendirilmesine dair toplantı tutanağı mahkememizce onaylanmıştır. …Yukarıda yapılan genel açıklama ışığında konkordatonun tasdiki şartlarının somut olay bakımından gerçekleşip gerçekleşmediğinin tartışılması gerekmektedir. Mahkememize sunulan gerekçeli komiser raporu ile bilirkişi raporuna göre, konkordatonun, alacaklılar açısından, iflastan daha avantajlı olduğu belirlenmiş ve bunun aksinin herhangi bir alacaklı tarafından iddia edilmediği gibi buna ilişkin herhangi bir delilde dosyaya sunulmadığından konkordatonun alacaklılar açısından iflâsa nazaran daha avantajlı olduğu,teklif edilen oranın borçlunun malvarlığı ile orantılı olduğu anlaşıldığından İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerindeki koşulların borçlu şirket yönünden gerçekleştiği anlaşılmıştır. Konkordatonun tasdiki için konkordato projesinin 302 nci maddede belirtilen çoğunlukla kabul edilmiş olması gerekli olup komiser raporu, toplantı tutanağı ve bilirkişi raporu incelendiğinde, projenin hem alacaklıların,hem de alacakların yarısını aşan bir çoğunluk tarafından kabul edildiği,aynı şekilde projenin hem alacaklıların dörtte birini,hem de alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunlukla kabul edildiği, buna göre İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendindeki koşulun borçlu şirket yönünden gerçekleştiği anlaşılmıştır. Konkordatonun tasdik edilebilmesi için gerekli olan bir diğer koşul ise,borçlunun bazı alacaklıların alacaklarını güvence altına almak için teminat göstermek zorundadır. İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca, 206 nci maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının,alacaklılar bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması gerekmektedir.Konkordato komiserinin gerekçeli raporu incelendiğinde,borçlu şirketin mühlet süresi içerisinde doğan borcun teminatlandırılması gerekmediği bildirildiğinden, İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendindeki koşulun borçlu şirket yönünden gerçekleştiği anlaşılmıştır. Konkordatonun tasdik edilmesi için gerekli olan şartlardan sonuncusu ise konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın,tasdik kararından önce borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olmasıdır. Borçlu tarafından mahkememizce belirlenen yargılama gideri ile harcın tasdik kararından önce mahkeme veznesine depo edildiğinden, İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendindeki koşulun borçlu şirket yönünden gerçekleştiği anlaşılmıştır. Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, borçlu şirketin İİK’nın 305 nci maddesinde belirtilen tüm koşulları yerine getirdiği ve konkordatonun tasdiki şartlarının oluştuğu anlaşıldığından borçlunun konkordato talebinin kabulü ile konkordatonun tasdikine, borçlu şirket tarafından borçların borçların %100 ünün faizsiz ve karar kesinleşme tarihinden 6 ay sonra başlamak üzere; ilk 6 ay sonu %12,5, ikinci 6 ay sonu %12,5, üçüncü 6 ay sonu %12,5, dördüncü 6 ay sonu %12,5, beşinci 6 ay sonu %12,5, altıncı 6 ay sonu %12,5, yedinci 6 ay sonu %12,5, sekizinci 6 ay sonu %12,5 oranlarında taksitler halinde borçlu tarafından sunulan ödeme takvimi uyarınca ödenmesine, bilirkişi … tarafından verilen 15/12/2021 tarihli raporun ekinde sunulan ödeme takvimin kararın eki olduğunun bildirilmesine, konkordato tasdik edildiğinden kesin mühletin sonuçlarının kendiliğinden kalktığının tespitine, karar verilmiştir. Tavzih talebi Davacı vekili, 11/05/2022 tarihli tavzih talebinde; ”verilen kararda, müvekkil şirketin konkordato talebinin kabulüne, karar kesinleşme tarihinden 6 ay sonra başlamak üzere, ödenmesine karar verilmiştir. Ancak kararın devamında ise bilirkişi … tarafından verilen 15/12/2021 tarihli raporun ekinde sunulan ödeme takvimin kararın eki olduğunun bildirilmesine şeklinde hüküm tesis edilmiştir. Bilirkişi tarafından verilen rapor ekinde sunulan ödeme takviminde ise ödemlerin 2022 Haziran ayında yapılmaya başlanacağı öngörülmüştür (sayın bilirkişi tahmini bir tarih belirmiştir). Oysa talebimiz doğrultusunda Sayın Mahkemece verilen karar ise ödemelerin kararın kesinleşmesine müteakip yapılmasıdır. Bilirkişinin ödeme takvimi ile mahkemece kabul edilen ödeme takvimiz ödeme tarihi yönünden çelişmektedir. Hak kaybına uğramamak adına HMK 304 uyarınca tahsis suretiyle bu çelişkinin giderilmesini talep ederiz.” şeklinde talepte bulunmuştur. Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi, 16/05/2022 tarihli tavzih kararı ile; ”Mahkememiz tarafından verilen 23/12/2021 gün ve 2019/838 Esas, 2021/1238 Karar sayılı ilamın hüküm fıkrasında borçlu şirketin ödeme tarihinin belirlenmesi ile ilgili olarak birbirine aykırı hükümlerin bulunduğu anlaşıldığından,borçlu şirketin, borçlarını kararın eki niteliğindeki ödeme takvimi uyarınca Haziran-2022 tarihinden itibaren ödemeye başlamasına ve hüküm fıkrasındaki bu çelişkinin HMK’nın 305/1 nci maddesi uyarınca bu şekilde giderilmesine” karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, tavzih kararına karşı yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; ”…talebimiz doğrultusunda Sayın Mahkemece verilen karar ödemelerin kararın kesinleşmesine müteakip yapılmasıdır. Bilirkişinin ödeme takvimi ile mahkemece kabul edilen ödeme takvimi ödeme tarihi yönünden çelişmektedir. İşbu sebeple hükmün tavzihi talebimizin kabulüyle gerekçeli kararda sehven yapılan hatanın düzeltilerek, ödemelerin kararın kesinleşmesine müteakip yapılmasına karar verilmesi gerekmektedir.” şeklinde beyanda bulunmuştur. İlgili … Bankası Anonim Şirketi yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; ”müvekkil banka’nın davacı/borçlu’dan olan alacağı, nisaba dahil edilen meblağdan çok daha fazla olmasına rağmen alacak bildiriminde belirtmiş olduğumuz meblağ dikkate alınmamıştır. Davacı, borcunu müvekkil banka kayıtlarına göre ödeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt etmiştir. Bu bağlamda; borçlu şirket, söz konusu borçlarını müvekkil banka kayıtlarına göre ödemeyi kabul ve taahhüt etmiş olup ilk dere mahkemesi tarafından verilen konkordatonun tasdikine ilişkin söz konusu kararın kaldırılmasını talep ediyoruz. Yerel mahkemece alınan bilirkişi raporları denetime elverişli olmayıp gerekli araştırmaları içermemektedir. Şirketin konkordato ön projesinde yer alan geleceğe yönelik iddiaları gerçekçi olmayıp, şirketin kar oranlarının incelenmesi ile de bu husus açıkça ortaya çıkacaktır. Davacının borca batık olduğu görülmekte ve konkordatonun başarıya ulaşması mümkün gözükmemektedir.” beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İlgili … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; ”Komiser raporunun eklerinin savunma hakkımızı kullanmak adına en azından UYAP Sistemine taranmış olması ya da mahkeme kaleminde incelemeye hazır bulundurulması gerekirken, tasdik duruşmasından en geç üç gün önce incelememiz zorunlu olan rapor eklerine ulaşılamamış olup, dosyaya müdahil olan alacaklılar eksik inceleme yapmak durumunda kalmışlardır. Hiçbir faiz öngörülmeden hazırlanan ve sözde “tenzilatsız” olarak nitelendirilen bu ödeme planı bırakın tenzilatsız olmayı aslında müvekkile hiçbir ödeme yapılmayacağının en net göstergesidir. Enflasyon karşısında halihazırda müvekkilimizin 2019 yılında vadesi gelen alacağı zaten erimiş iken, bir de “tenzilatsız” konkordato teklif edildiğine vurgu yapılarak faizsiz ödeme yapılacağının, bunun konkordato tasdik kararının kesinleşmesinden itibaren başlayacağının, 4 yıl boyunca sadece yılda 2 kez ödeme yapılacak olmasının Yerel Mahkemece tasdik edilmesi, müvekkilimizin alacağının aslında ödenmemesi anlamına gelmektedir. Konkordato talep eden borçlunun pasifinin 8.198.000,95-TL’lik kısmını konkordatoya tabi olmayan rehinli alacaklılar; 2.962.583,87-TL’sini ise konkordatoya tâbi adi alacaklıların oluşturduğu görülmektedir. Buna göre esasen borçlunun konkordatoya tabi alacak kesiminde yer alan miktar oldukça cüz’idir. Konkordato talep edenin borç miktarı dikkate alındığında adi alacaklılar yönünden işbu teklifin oldukça orantısız olduğu her türlü izahtan varestedir. Zira, alacaklının konkordatosunun tasdikinin kesinleşmesinin iki yıl süreceği tasdik kararının kesinleşmesinden altı ay sonra ödemelere başlayacağı ve borçlarını 4 yıllık süre içerisinde yıllık 2 taksitle ifa edeceği dikkate alındığında müvekkilimizin alacağına toplamda minimum yedi yıl süre ile kavuşamayacağı açıktır.” beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Talep, İİK’nın 285. vd. maddeleri uyarınca geçici ve kesin mühlet kararları verilmesi ve konkordato projesinin tasdiki istemine ilişkindir. Davacı tarafından ilgili kayıt ve belgeler sunularak geçici ve kesin mühlet kararları verilmesi ve konkordato projesinin tasdiki talebiyle başvurulması üzerine, öncelikle geçici mühlet, süreç içerisinde kesin mühlet verilerek nihayetinde Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/12/2021 tarihli 2019/838 Esas 2021/1238 Karar sayılı kararı ile davacı şirket yönünden konkordatonun tasdikine karar verilmiştir. 16/05/2022 tarihli tavzih kararı ile borçlu şirketin, borçlarını kararın eki niteliğindeki ödeme takvimi uyarınca Haziran-2022 tarihinden itibaren ödemeye başlamasına ve hüküm fıkrasındaki çelişkinin HMK’nın 305/1 nci maddesi uyarınca bu şekilde giderilmesine karar vermiştir. Konkordato, tacir yahut gerçek veya tüzel kişi bir borçlunun, borçlarını ödeme şekliyle ilgili yaptığı teklifin, kanunda öngörülen çoğunlukla alacaklılar tarafından kabul edilmesi ve yetkili mahkeme tarafından tasdik edilmesi sonucunda, borçlunun tüm adi borçlarını ödeyebileceği koşullar göz önüne alınarak, kararlaştırılan sürede ve/veya miktarda ödemesini mümkün kılan bir hukuki müessesedir. 2004 sayılı İİK’nın 285/3 fıkrası uyarınca konkordato talebinde iflasa tabi olan borçlu için İİK 154. maddesinin birinci veya ikinci fıkradaki yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesi, iflasa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki Asliye Ticaret Mahkemesi yetkilidir. Somut olayda konkordato talep eden borçlu şirket iflasa tabi olduğu için yetkili mahkeme İİK’nın 285/3 fıkrasının göndermesi ile İİK 154. maddesi gereğince muamele merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesi olup, dava görevli ve yetkili mahkemece açılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 74. maddesi, 114/1.f bendi ve 6098 sayılı TBK’nun 504/3 bendi uyarınca müvekkili adına dava açıp konkordato teklifinde bulunan vekilin, vekaletnamesinde özel olarak yetkilendirilmiş olması zorunludur. Sunulan vekaletname ile borçlu şirket vekilinin yasal düzenlemelere uygun olarak konkordato yönünden özel olarak yetkilendirildiği anlaşılmıştır. İİK’nun Kanun yolları başlıklı 308/a maddesi: “(Ek: 28/2/2018-7101/37 md.) Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilânından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir…” hükmünü içermektedir.Konkordatonun mahkemede incelenmesi başlıklı 304/1. maddesi: “(Değişik: 28/2/2018-7101/32 md.) Komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her hâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, 288 inci madde uyarınca ilân edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilâna yazılır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu sayede “alacaklılar itirazlarıyla ya konkordatonun tasdikine engel olmayı ya da konkordato şartlarının kendileri açısından düzeltilmesini isteyebileceklerdir. İİK m. 308/a hükmü alacaklıların itirazına önemli bir sonuç bağlamıştır. Madde gereğince konkordato hakkında verilen hükme karşı istinaf ve temyiz yoluna başvurmak isteyen alacaklının daha önce konkordatoya itiraz etmiş olması gerekir.” (Selçuk Öztek / Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, Yeni konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019 s. 522)Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 25/02/2021 tarihli, 2021/1393 E. 2021/511 K. sayılı ilamı; “… Konkordato hakkında verilen karara karşı İİK 308/a maddesi uyarınca itiraz edenler kanun yoluna başvurabilir. İtiraz edenler kavramı İİK 304. maddesinde belirlenen şekliyle dar yorumlandığı takdirde sadece duruşma öncesi itiraz edenlerin kararı kanun yoluna taşıyabileceklerini kabul etmek gerekir. Ancak böyle bir yorum hak arama özgürlüğü ile bağdaşmaz. Bu nedenle kanun koyucunun itiraz edenlerden kastının konkordato toplantılarında veya iltihak süresi içinde olumsuz oy kullananlar olduğunun kabulü gerekir. Bu bağlamda kanundaki “itiraz edenler” ifadesinin konkordatoya red oyu verenlere teşmil edilmesi hukuk usulünün genel hükümlerine uygun düşer. Nitekim Prof Dr. Selçuk Öztek, Doç. Dr. Müjgan Tunç Yücel Yeni Konkordato hukuku kitabının 308/a maddesini açıkladıkları 569. sayfada ret oyu kullananların tasdik kararını istinaf edebileceklerini kabul etmişlerdir. Kanunun 302/7 maddesinde “toplantının bitimini takip eden 7 gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur” ifadesi bulunmaktadır. Bu ifadeden toplantıya katılmadığı halde 7 günlük iltihak süresi içinde alacaklılarının konkordatoya karşı oy kullanma hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda toplantıya katılıp ret oyu kullanan veya toplantıya katılmadığı halde iltihak süresi içinde oyunu belli eden alacaklının nisapta nazara alınması ve nihai tutanağın ve komiser raporunun buna göre hazırlanması Kanun’nun 302/son maddesi gereğidir. Az yukarıda yazılı doktrin görüşünde de iltihak süresi içinde itiraz edenlerin istinaf yoluna başvurabileceği de belirlenmiştir…” şeklindedir. Dosya kapsamına göre; dava, İİK.’nun 285/3 ve 154/1. maddesinde öngörülen yetkili mahkemede açılmış, mahkemece, borçlu şirket hakkında 11/11/2019 tarihinden itibaren 3 ay süreyle geçici mühlet kararı verilmiş, 11/02/2020 tarihinden itibaren 2 ay süre ile uzatılmış, 7226 sayılı yasanın geçici 1. maddesinin b bendi ve 30.04.2020 tarihli 31114 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Cumhurbaşkanı Kararı ile konkordato sürelerinin 23/03/2020 – 15.06.2020 tarihleri arası (bu tarihler dahil) durdurulmuş olması nedeniyle, 01/04/2020 tarihli arar karar ile geçici mühletin 01/05/2020 tarihinden itibaren 20/05/2020 tairihine kadar uzatılmış, 09/07/2020 tarihli ara karar ile 27/07/2020 tarihinden başlamak üzere 1 yıllık kesin mühlet verilmiş, 08/06/2021 tarihli ara karar ile 27/07/2021 tarihinden itibaren 5 ay süre ile kesin mühletin uzatılmasına karar verilmiştir. Konkordato tasdik kararı Ticaret Sicili Gazetesi’nde 20/09/2021, Basın-İlan Kurumunun resmî ilân portalında 29/12/2021 tarihinde yayınlanmış, verilen karar, konkordatoya itiraz eden alacaklı vekillerince yasal süresinde istinaf edilmiştir. Tavzih kararı davacı vekiline, 01/06/2022 tarihinde tebliğ edilmiş, karar 03/06/2022 tarihinde istinaf edilmiştir. Davacı şirketin baharat alım satımı ve imalatı konusunda faaliyet gösterdiği, İstanbul Ticaret Odası’nın … sicil numarasıyla kayıtlı ve mevcut sermayesi 3.000.000-TL olup tamamının ödendiği, iki ortaklı bir limited şirket olup pay sahiplerinin … ve … olduğu, müdürlük görevini …’nin üstlendiği anlaşılmaktadır. Davacı şirket ön projesinde, ”şirketin iflas etmemesi ve konkordato sürecine girmesi durumunda alacaklılarına 5.321.213,22 TL daha fazla ödeme yapabileceği belirtilmiştir. Ön proje çerçevesinde; Müşterilerde olan açık hesaplardan 2020 yılı sonuna kadar 2.061./45,24 TL tahsilat yapılacağı öngörülmüş, alınan çeklerden vadeleri dikkate alındığında toplam 592.155,19 TL’nin 2019 ve 2020 yıllarında tahsil edileceği varsayılmış, alınan siparişler ve gerçekleşmesi beklenen satışlardan 2019-2023 dönemi süresince toplamda 38.830.000,00 TL tahsilat yapılacağı öngörülmüş, kamu alacakları ve KDV iadelerinden 2023 yılı sonuna kadar 389.511,85 TL tahsılat öngörülmüş, hurda, stok ve diğer satış gelirlerinden 2019-2023 arasında 842.220,00 TL nakit akışı hedeflenmiş, şirket ortağı ve müdürü …’nin kullanılan kredilere karşılık teminat vermiş olduğu gayrimenkullerin rayiç değerler dikkate alınarak 2021-2022 yıllarında tahmini 3.000.000,00-TL bedelden satışlarının yapılarak şirkete sermaye olarak konulması öngörülmüş, şirket ortağı ve müdürü …’nin şahsi aracının rayiç değeri dikkate alındığında 2020 yılında tahmini 300.000,00 TL bedelden satışının yapılarak şirkete sermaye olarak konulması öngörülmüştür Revize Konkordato Ön projesi; ”revize projemiz somut kaynaklara dayanmakta olup; şirketin 10.205.064,76 TL’lik borcunu ödemek için kullanacağı kaynaklar kasa mevcudu, mevcut cari hesap alacakları, faaliyet gelirleri, sipariş avansları, diğer alacaklar ve sermaye artışından ibarettir. 13.091.522,74 TL’lik toplam kaynak ile şirketin net işletme sermaye ihtiyacının karşılanması ve 10.205.064,76 TL’lik borcun ödenmesi söz konusudur. Keza şirketin kaydi bilançosundaki varlıklar toplamı 12.180.176,91 TL muhtemel satış fiyatları üzerinden varlıklarının toplam rayiç değeri ise 6.705.679,58 TL olup şirketin iflası halinde alacaklılar alacaklarına eline geçecek miktar toplam alacağın %58,27’lik bir kısmı, adi alacakların ise ancak %19,70’lik kısmı olacaktır. Konkordato teklifimizin kabulü halinde revize projemizde sunmakta olduğumuz proforma gelir ve nakit akış tablolarında da anlaşılacağı üzere, borçlarının tamamını konkordatonun tasdikinden itibaren başlamak üzere ÜÇ YIL içerisinde ödeme imkanına elde edecek ve sonuç olarak alacaklılar alacaklarına %100 oranında kavuşmuş olacaktır. Ayrıca şirket faaliyetlerinin devamı halinde gerek yurt içi gerekse yurt dışı satışlarla net satışlarını artırarak, ulusal ekonomiye büyük miktarda katkı sağlayacaktır. ” şeklindedir. Davacı şirketin marka değerlendirmesine ilişkin marka bilirkişisinin sunduğu raporda; marka değeri 288.663,20 TL olarak belirlenmiştir. Davacı şirketin demirbaşlarının 2. El rayiç değerleri toplamı makine mühendisi ve araç değerleme uzmanın bilirkişi tarafından 2.434.450,00 TL olarak tespit edilmiştir. Konkordato geçici komiseri Dr. … tarafından mahkememize sunulan 03/02/2020 tarihli raporda özetle; Borçların teklif edilecek süreye ve davacı şirketin mali yapısına uygun bir şekilde ödeme imkânının bulunduğunu gösteren ciddi ve inandırıcı bir projeye ihtiyaç olduğunu, şirketin rayiç bedellere göre borca batık durumda olduğunu, finansman giderlerinin düşürülmesi ve şüpheli alacak olarak yazılan 2.116.693,66 TL tutarın tahsili konusunun şirket için önem arz ettiğini, yeni yapılacak projenin sunulması sonrası ve özellikle yurt dışı bağlantı sözleşmelerinin imzalanması halinde görüş bildirmesinin mümkün olabileceği yönünde rapor sunmuştur. Konkordato geçici komiseri Dr. … tarafından mahkememize sunulan 30/03/2020 tarihli raporda özetle; Borçlu şirketin rayiç değerlere göre borca batık durumda olduğunu, revize projede sunulan proforma gelir tabloları ve nakit akım tablolarının gerçekleşme ihtimalinin yüksek olduğunu, ciro hedefinin içinde bulunduğumuz yıl için tutturulmasının corona virüsü tehdidi altında zor görüldüğünü, borçların ödenmesi gayreti içinde çalışmalarına devam eden şirketin, iflası halinde adi alacaklıların eline geçecek tutarın en iyimser tahminle %60 civarında olduğunu, ipotek veren üçüncü şahısların rücu etmesi halinde bu oranın düşeceğini, vade konkordatosu teklifi olan şirketin konkordato tasdik tarihinden itibaren 3 yıl içinde borcunun tamamını ödemeyi taahhüt ettiğini, ilk yıl % 40, ikinci yıl % 40, üçüncü yılda da % 20 borç ödeme yapacağını, Covid-19 tehdidinin ne zaman biteceği ve ekonomik etkilerinin ne olacağı konusunda belirsizlikler bulunduğunu, kısa sürede bitmesi ve piyasaların açılması halinde baharat pazarlaması yapan davacı şirketin Çin firmalarının yerine tercih edilmesinin gündeme geleceği yönünde rapor sunmuştur. Konkordato geçici komiseri Dr. … tarafından mahkememize sunulan 11/05/2020 tarihli raporda özetle; Şirketin mevcut makine tesisat ve demirbaşlarını elden çıkartmadığı, Covid-19 döneminde bile işletmenin üretim ve satışa devam ettiği, konkordato müracaatında sunulan mali tablolarda 30/09/2019 tarihi itibariyle dönem zararının 126.476,32 TL olduğu, 31/12/2019 tarihinde ise 94.901,98 TL kar beyan edildiği, konkordato müracaatında sunulan mali tablolarda kaydi değerlere göre 30/09/2019 tarihi itibariyle öz kaynaklarının 3.340.826,32 TL, 31/12/2019 itibariyle 3.562.244,62 TL olduğu, rayiç bedel bilançosuna göre ise öz kaynakların -2.078.725,39 TL olup, bu tutar kadar borca batık bulunduğu, şirkette 24 kişi çalışmakta olup, personel maaşlarının düzenli ödendiği, 30/09/2019 tarihli bilançoda borçlar 10.326.640,11 TL olup, 31/01/2020 tarihinde borçların 10.079.825,28 TL.ye indiği, borçların ödenmesi gayreti içinde çalışmalarına devam eden şirketin iflası halinde adi alacaklıların eline geçecek tutar en iyimser tahminle alacaklarının %60’ı civarında iken, şirketin revize projesinde borçların tamamının ödenmesinin hedeflendiği, projenin içeriğinde 500.000,00 TL’lik sermaye artışı taahhüdünün bulunduğu, şirketin bu dönem içinde de işlerine ara vermeden çalışmaya devam etmesi olumlu olarak değerlendirilmiş olup, içinde bulunduğumuz yıl ciro hedeflerine ulaşabileceği, revize projede sunulan proforma gelir tabloları ve nakit akım tablolarının ihtiyatlı tahminlerle hazırlanarak, gerçekleşmesinin mümkün olduğu, şirketin sunmuş olduğu proje doğrultusunda faaliyetlerinin devamı halinde konkordatonun başarıya ulaşma ihtimali bulunduğu yönünde rapor sunmuştur. Komiserlikçe yapıla ilan ile alacaklılar, ilan tarihinden itibaren 15 gün içinde alacalarını bildirmeye davet edilmiş, ilan ticaret sicil gazetesinde yayımlanmış ilanın birer sureti adresi belli olan alacaklılara gönderilmişi ilanda alacaklarını bildirmeyen alacaklıların bilançoda kayıtlı olmadıkça konkordato projesinin müzakeresine kabul edilmeyecekleri ihtarının da yapıldığı, 38 alacaklının kayıt yaptırdığı, alacak tutarlarına itiraz eden 7 bankanın alacağının çekişmeli hale geldiği, bilirkişi raporu ile alacaklarının belirlendiği, mahkemece alacak tutarlarının belirlendiği anlaşılmaktadır. Konkordato geçici komiseri Dr. … tarafından mahkememize sunulan 30/11/2021 tarihli raporda özetle; Konkordato talep eden … Limited Şirketi’nin öz varlık tutarı (-) 3.461.904,15 TL olup, borca batık durumda olduğunu, teklif ettiği ödeme tutarının kaynakları ile orantılı olduğunu, iflas halinde alacaklıların eline geçecek tutardan çok fazla olduğunu, tüm varlıkların değerinin 4.151.631,77 TL olduğu, adi alacaklılara 9.841.625,65 TL, rehinli alacaklılara ise 1.523.916,88 TL borçlu olduğu, iflas halinde oran olarak adi alacak tutarının %17,15 inin ödenebileceğini, konkordatonun tasdiki halinde borçların %100 ünün ödenebileceğini, konkordato projesinin kanunda öngörülen çoğunluk ile kabul edildiğini, rehinli alacaklılar ile anlaşma sağlanamadığını, teminata bağlanacak tutar bulunmadığını, şirketin kaydi değerlere göre öz kaynaklarının mühlet içinde artış gösterdiği, 2021 yılı içinde cirosunda ve karında artış görüldüğü, konkordato projesinde hedeflenen satış rakamının 9 aylık süreçte %75 inin sağlandığı, geriye kalan 3 aylık süreçte de hedeflenen ciroya ulaşılabileceği, 2021-9 aylık süreçte toplam 207.114,95 TL kâr elde ettiği, projede hedeflenen kâr tutarının %58 inin gerçekleştirildiği, cari yılda satışlarında iyileşme olduğu, ödenmesi gereken konkordato tasdik harcının 22.340,55 TL olduğu, detaylı ödeme takviminin de hazırlandığı yönünde rapor sunmuştur. Bilirkişi …’in 08/11/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Borçlu tarafından dosyaya ibraz edilen belgelerde eksiklik bulunduğunu, ön proje ve eklerinde TTK hükümlerine göre hazırlanan son bilançoda (30/09/2019); (01/01/2019 – 30/09/2019) dönem gelir tablosunda; (01/01/2019 – 31/12/2018) dönem nakit akım tablosunda ara bilançolarda maddi ve maddi olmayan duran varlıklarına ait olan defter değerlerini içeren listelerde, tüm alacak ve borçları gösteren listelerde, alacaklıları alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren listelerde, konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı gösteren karşılaştırmalı tabloda, şirket yetkililerinin imzası ile kaşe bulunmadığı, dosyada tüm alacak ve borçların listelerinin de yer almakla bunlarda vadelerin gösterilmediği, borçlu adına düzenlenen bağımsız denetim raporunun makul güvence veren denetim raporu olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, borçlu şirket adına kayıtlı gayrimenkul bulunmadığı, borçlu şirketten alacağı olan toplam kişi sayısının 57 olduğu, imtiyazlı, rehinli ve adi alacak toplam tutarının 10.346.246,14 TL olduğu, borçlu şirketin konkordato talep etmeye yetkili olduğu yönünde rapor sunmuştur. Bilirkişi …’in 15/12/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; İşletmenin devamlılığı esasına göre (kaydi) düzenlenen 30/09/2021 tarihli bilançoya göre borçlu şirketin özkaynaklarının 3.773.880,32 TL, aktiflerin muhtemel satış fiyatı esasına göre (rayiç) düzenlenen aynı tarihli bilançoya göre ise özkaynaklarının -3.461.904,15 TL olarak hesaplandığı, dolayısıyla kaydi değerler esas alınarak düzenlenen 30/09/2021 tarihli bilançoya göre şirket borca batık değilken rayiç değerler esas alınarak düzenlenen bilançoya göre şirketin borca batık olduğu, borçlu şirket tarafından teklif edilen tutarın borçlunun iflâsı halinde alacaklıların eline geçecek tutardan fazla olduğu, iflâs durumunda adi alacaklıların alacaklarının yaklaşık %17,15’ini tahsil edebileceklerinin öngörüldüğü, oysa konkordatonun tasdik olması halinde %100’ünün ödenmesinin teklif edildiği, dolayısıyla İİK’nın 305/a maddesi ile hükme bağlanan şartın sağlandığı, rayiç değerler esas alınarak düzenlenen son bilançoya göre Şirket borca batık olmasına rağmen, “tenzilat” teklif edilmediği, adi borçların tamamının (94100), faizsiz ödenmesinin teklif edildiği, söz konusu ödemelere uygun konkordato kaynaklarının sunulduğu, teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olduğu, dolayısıyla İİK’nın 305/b maddesi ile hükme bağlanan şartın sağlandığı, konkordato projesinin İİK’nın 302’nci maddesinin hem (a) hem de (b) bentlerinde öngörülen çoğunlukla kabul edildiği, dolayısıyla İİK’nın 305/e maddesi ile hükme bağlanan şartın sağlandığı, rehinli alacaklılarla 308/h maddesi kapsamında yapılan oylamada öngörülen nisabın sağlanamadığı ve anlaşma hasıl olmadığı, borçlu şirket tarafından İİK’nın 305/d maddesi kapsamında ifa edilmemiş bir yükümlülük bulunmadığı, bir başka ifade ile Borçlu Şirketin konkordatosunun tasdiki için İİK’nın 305/d maddesi ile hükme bağlanan şartların yerine getirildiği, 22.340,55 TL tasdik harcı ile mahkeme tarafından takdir edilecek yargılama giderinin borçlu şirket tarafından mahkeme veznesine depo edilmek suretiyle ödenmesi durumunda, borçlu şirketin konkordatosunun tasdiki için İİK’nın 305/e maddesinde yer alan şartın yerine getirilmiş olacağı, rehinli alacaklar için harç doğmadığı, borçlu şirket tarafından mahkemeye sunulan nihai projede borçların %100’ünün faizsiz ve karar kesinleşme tarihinden 6 ay sonra başlamak üzere; ilk 6 ay sonu % 12,5, ikinci 6 ay sonu % 12,5, üçüncü 6 ay sonu %12,5, dördüncü 6 ay sonu %12,5, beşinci 6 ay sonu %12,5, altıncı 6 ay sonu %12,5, yedinci 6 ay sonu %12,5, sekizinci 6 ay sonu % 12,5 oranlarında taksitler halinde ödenmesinin teklif edildiği, söz konusu proje ve bu doğrultuda ödeme planının alacaklılarca kabul edildiği, kabul edilen ödeme takvimi esas alınarak 9.841.652,65 TL tutarındaki adi alacaklar için oluşturulan ödeme planının işbu Rapora ek yapıldığı yönünde rapor sunmuştur. İstinaf itirazlarının değerlendirilmesi İİK 287. Maddesinde borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimalinin “konkordatonun başarı şansı “kavramı altında ifade edildiğine yer verilmiştir. Başarı olasılığı kavramından anlaşılan husus, konkordato projesinin gerçekleşme şansına sahip görülmesidir. Bu sonuca, borçlunun durumu, malvarlığı gelirleri ve taahhütlerini yerine getirmesine engel olan nedenler gözetilerek, objektif verilere göre konkordato başarı olasılığı yargıç tarafından belirlenecektir. (Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku -Av.Sümer Altay, sayfa 112, 1. Cilt). İsv.İİK ‘da da konkordato mühletinin amaçlarından biri olarak açıkça,” borçlunun iyileşmesi ” kavramına yer verildiği, buna göre, geçici mühletin, açıkça iyileşme ümidi görülmüyorsa, yani konkordatonun tasdikine gerek kalmaksızın iyileşme yahut konkordato ihtimali yoksa kaldırılacağı ifade edilmiştir. Ancak burada iyileşmeden söz edebilmesi için bilançosal bir iyileşme yeterli olmayıp başarılı bir iyileşme için yapısal (gerçek) bir iyileşmenin varlığı aranmalıdır. Bu sebeple konkordato talebi, sadece zaman kazanmaya yönelik bir talep olmayıp sürekli ve kalıcı bir iyileşme olasılığını konkordato projesi yardımıyla inanılır kılmalıdır. Bu nedenle ön proje sadece dilek ve temenniler içeren soyut bir belge olarak anlaşılmamalı, mahkeme tarafından kesin mühlet verilebilmesi için ön projenin nasıl başarılı olacağı açıklanmalıdır. ( Selçuk Öztek / Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, Yeni konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019 s. 187 )İİK’nın 286/1-a maddesinde “borçlunun talebiyle birlikte borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, bu kapsamda, alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacaklarını, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağını, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli mali kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka yöntem kullanılarak sağlanacağını gösteren ön proje ibraz etmesi” gerektiği ifade edilmiştir. Bu şekilde borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için mali kaynağın nasıl sağlanacağı net bir şekilde açıklanmalı ki projenin başarıya ulaşıp ulaşmayacağı ve kayıtlarla uygun olup olmadığı değerlendirebilmelidir. Dolayısıyla 286/1-a bendinde, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve ödemelerini yapabilmesi ifadesi ile konkordatonun amacının da bir anlamda ifade bulduğunun kabülü doğru olacaktır. Mali kaynağın nasıl edileceği kapsamında, Selçuk Öztek / Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, Yeni konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019 s. 184-185 de ifade edildiği gibi “ortakların yeni sermaye getirmeleri, kişisel malvarlıklarını paraya çevirerek şirkete getirmeleri, sermaye artırımı yaparak yeni ortak almaları, işletmenin bir bankadan kredi bulması ilk akla gelenlerdir.” Bu nedenle ön proje, maddenin 1. fıkranın a bendinde sözü edilen bütün unsurları içermelidir. İİK 302/son konkordato komiserinin alacaklılar toplantısını izleyen 7 günlük katılma süresinin bitmesinden itibaren en geç 7 gün içinde gerekçeli raporuyla birlikte oluşturduğu konkordato işlemlerini kapsayan dosyaları, mühlet bitmeden önce ticaret mahkemesine sunacağını öngörmektedir. Prosedürün bunu izleyen kesiti, konkordatonun son aşamasını oluşturmakta ve ticaret mahkemesinin konkordatonun tasdik edilip edilmeyeceği bakımından yapacağı yargılama ile bunun sonucunda vereceği karara ilişkin bulunmaktadır. Konkordatonun tasdikine ilişkin yargılama, maddi hukuk yargılaması olmayıp, kendine özgü bir tasdik işlemi niteliğindedir. Tasdik yargılaması sonucunda oluşturulacak karar, daha çok konkordato prosedürünün yasal koşullara uygun yürütülüp yürütülmediğinin ve konkordatonun unsurlarının kanunun öngördüğü anlamda oluşup oluşmadığının saptanmasına ilişkin belirleyici nitelik taşıyan, tasdik faaliyetinin yürütüldüğü bir yargı işlevi özelliğini taşımaktadır. Bu nedenle tasdik yargılaması, özellikle komiserlik tarafından yapılan işlemlerin yasanın öngördüğü doğrultuda gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin denetlenmesini de içerir (Altay,Sümer / Eskiocak,Ali, Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku, 5.Bası, İstanbul 2019, s.334). İİK’nın 305. maddesinde hükme bağlanan konkordato koşullarının kümülatif olarak bir arada bulunması halinde mahkeme konkordatoyu tasdik edecektir. Mahkemenin bu aşamada geniş bir takdir yetkisi bulunmaktadır ve tasdik yargılamasında re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Mahkeme, tasdik yargılamasında konkordato projesini kontrol edecek, konkordato sürecinde yapılması gereken işlemlerin zamanında ve kanuna uygun olarak yapılıp yapılmadığını denetleyecektir. Şekli inceleme kapsamında yapacağı en önemli tespit, komiserin süresi içinde dosyayı kendisine teslim edip etmediğidir. İçerik olarak dikkatle araştırması gereken husus ise borçlunun alacaklılar arasında dengeyi koruyup korumadığıdır (Öztek S./Budak A.C./Yücel M.T./Kale S./Yeşilova B., Yeni Konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019, s. 539). Belirtilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar doğrultusunda somut olayı değerlendirmek gerekecektir. İlk derece mahkemesinde tasdik koşullarının oluştuğu kabul edilerek davacı şirket hakkında konkordatonun tasdikine karar verilmiş ise de; Davacı şirket tarafından revize projede, mevcut kaynaklarının ve ödemelerin gerçekleştirilmesinin planlandığı dönemde yaratabileceği kaynaklardan en büyüğü olarak net kâr gösterilmiştir.Projede, 2021 net kâr 2.831.203,50TL olarak belirtilmesine rağmen 30/11/2021 tarihli komiser raporunda 2021-9 aylık toplam kâr 207.114,95 TL hesaplanmıştır. Projede konkordato kaynakları olarak sermaye artışından bahsedilse de komiser raporlarında ve bilirkişi raporlarında buna ilişkin bir tespit yer almamaktadır. Bilirkişi heyetince projenin uygulanabilir olup olmadığı, şirketin kaynakları ile uyumlu olup olmadığı, kâr elde edilebilir nitelikte olup olmadığı tespit edilmelidir. Bilirkişi heyetince geçmiş yılların kâr karşılaştırılması da yapılmamıştır. Bu bağlamda; şirketin projesinin kaynaklarıyla orantılı olup olmadığı ve uygulanabilirliği, şirketin borç ödeme yönünden dürüst olup olmadığı hususlarında hükme esas kabul edilen bilirkişi heyet raporu yeterli olmadığından, konkordato tasdik şartlarının oluşup oluşmadığının tespiti için yeni bir rapor alınması gerekmektedir. Açıklanan sebeplerle, mahkemece eksiklikler ikmal edildikten sonra tasdik şartlarının oluşup oluşmadığı araştırılarak, oluşmuş ise tasdik kararı verilmesi; oluşmamış ise konkordato isteminin reddi ile doğrudan iflas şartları tartışılarak ve tasfiye usulü belirlenerek ayrıca şirket temsilcisinin beyanı alınarak iflasına karar verilmesi gerektiğinden; istinaf yoluna başvuran alacaklı vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, kaldırma sebebine göre davacı vekilinin tavzih kararına ilişkin istinaf itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Alacaklılar … Bankası Anonim Şirketi ve … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/838 E. 2021/1238 K. Sayılı 23/12/2021 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, kaldırma sebebine göre davacı vekilinin tavzih kararına ilişkin istinaf itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 3-Taraflarca ayrı ayrı yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 4-Taraflarca ayrı ayrı yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 5-Tarafların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/12/2022