Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/385 E. 2022/563 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/385
KARAR NO: 2022/563
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/463
KARAR NO: 2021/745
DAVA TARİHİ: 27/07/2021
KARAR TARİHİ: 14/10/2021
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 10/05/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı asil dava dilekçesinde özetle; gemi adamı olduğunu, iş başı yapıldığı 19/05/2012 tarihinde geminin tamamen ters döndüğünü ve battığını, 6 kişinin hayatının kurtulduğunu, 4 kişinin ise hayatını kaybettiğini, bunun üzerine Bakırköy 10. İş Mahkemesinin 2019/99 E. – 2019/325 K. Sayılı ilamı ile … Limited Şirketinin ölüm ve cismani zarara sebebiyet vermiş olduğu tespit edilerek hükmün kesinleştiğini, … Limited Şirketi tarafından gemi personelini kapsayacak şekilde … Sigorta sözleşmesi imzalandığını, … Sigorta şirketinin temsilcisi olan davalı şirket tarafından poliçenin düzenlendiğini, 19/05/2012 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle poliçe kapsamında davalının sorumlu olduğunu, eldeki davanın Bakırköy 10. İş Mahkemesinin 2019/99 E. – 2019/325 K. Sayılı ilamına dayalı olarak açıldığını belirterek 50.000.000,00 TL sigorta bedeli 41.375,35 TL faiz (olay tarihi 19/05/2012 tarihinden dava tarihi olan 27/07/2021 tarihine kadar yıllık %9 faiz) olmak üzere toplam 91.375,54 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı şirket cevap dilekçesinde özetle; Kendilerinin aracı kurum olduklarını hiç bir şekilde tazminat ödeme yetkilerinin olmadığını, davacının talebi olan maddi ve manevi haklarının tanzim olunan poliçenin içeriğinde ve genel şartlarda bulunmadığını, bu nedenlerle konu ile hiç bir şekilde muhatap olmadıklarını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…Davacı asile 6325 sayılı HUAK’nın 18/A maddesinin 2. fıkrasına göre dava açılmadan önce arabulucuya başvurup anlaşamama tutanağının aslının veya onaylı örneğinin mahkememize sunulması gerektiği hususu tebligat ile bildirilmesine rağmen tanınan süre içerisinde arabuluculuk son tutanağını mahkememize sunmadığı anlaşılmaktadır. Aynı şekilde 14/10/2021 tarihli celsede davacının arabuluculuğa başvurmadığını beyan etmiştir. Eldeki dava da taraflar arasındaki uyuşmazlığın konusunun bir miktar para alacağına ilişkin olduğu, davanın 27/07/2021 tarihinde açıldığı, dava dilekçesi içeriğinden davacının dava açılmadan önce arabulucuya baş vurulduğuna yönelik her hangi bir bilginin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dava bir miktar para alacağına ilişkin olup ticari dava olduğu ve 6325 sayılı HUAK’nın 18/A maddesinin 2. fıkrasına göre dava açılmadan önce arabulucuya başvurup anlaşamama tutanağının aslının veya onaylı örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunlu olduğu halde davanın arabulucuya başvuru yapılmadan doğrudan açılmış olmasına, davacı dava tarihinden sonra arabulucuya başvurmuş olsa dahi zorunlu dava şartı olan “arabulucuya başvuru” koşulunun tamamlanabilir dava şartı olmamasına göre zorunlu dava şartı arabuluculuk koşulu yerine getirilmediği” gerekçesiyle, “Davanın 6102 Sayılı kanun 4. Ve 5/A maddeleri, 6325 Sayılı Kanun 18/A-2. Maddesi HMK 114/2. Ve 115/2. Maddeleri gereğince usulden reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı asil yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek eldeki davanın Bakırköy 10. İş Mahkemesinin 2019/99 E. – 2019/325 K. Sayılı dosyasının devamı mahiyetinde olduğunu, 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 3. Madde 3. fıkrası gereği; “Arabulucu Mükellefiyetinden Muafiyet” ve 492 Şayılı Harçlar Kanunu 33. Maddesinde öngörülen; “Harç Mükellefiyetinden Muafiyet” müktesep hakların tasarrufunda bulunma hakkının İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesince engellenerek eksik inceleme sonucunda karar verildiğini, 6100 Sayılı HMK 114/2 Maddesinde öngörülen; “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü uyarınca ve 6325 Sayılı HUAK’ nun 18/A- Maddesi 1 9) bendinde öngörülen; “İlgili kanunlarda dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin kabul edilen özel hükümler saklıdır.” hükmünü haiz olarak 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 3/20. Maddesinde öngörülen; “…20/4/1967 tarihli ve 854 sayılı Deniz İş Kanununda düzenlenen gemiadamı, bu madde kapsamında işçi sayılır.” hükmüne tabi olarak Bakırköy 10. İş Mahkemesinin 2019/99 E. – 2019/325 K. Sayılı 21/06/2019 tarihli ilamına dayalı olarak “7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 3.43. Maddesinde öngörülen; “İş Kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları hakkında birinci fıkra (7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu Madde 3./1. ) hükmü uygulanmaz” hükmü kapsamında, sigortalı hak sahibi vasfına haiz davacı/alacaklı olarak İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi tahtında tahsil ve temini amaçlı açılmış davanın 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 3./3. Maddesinde öngörülen İş Kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davalarından olması sebebiyle söz konusu müktesep hakka ilişkin koşul ve şartların karşılık bularak tarafına tahakkuk ettiği açıkça ortada olan davacı işçinin dava şartı olan aabuluculuk mükellefiyetinden muaf tutulması hükmü gereğince arabuluculuk mükellefiyetinden muaf olduğunun kabul edilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, grup ferdi kaza sigortası poliçesi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın arabuluculuk dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir. HMK’nun 114. maddesinde dava şartları tek tek sayılmış olup dava şartı, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve karar verilebilmesi için varlığı veya yokluğu mutlaka gerekli olan şartlardır. Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını 6100 sayılı HMK’nun 114.maddesinde yer alan sıralamaya göre belirleyecektir. Dava şartlarından biri HMK’nın 114/1.c bendinde “Mahkemenin görevli olması” şartıdır. Arabuluculuk dava şartı ise HMK’nın 114/1 maddesinde yer alan dava şartları arasında sayılmamıştır ve HMK’nun 114/2 maddesinde “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır” düzenlemesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle mahkemenin öncelikle HMK’nın 114/1 maddesinde yer alan dava şartları yönünden inceleme yapması, bu şartlar mevcut olduğu takdirde ise diğer dava şartları arasında yer alan arabuluculuk dava şartının değerlendirilmesi gerekmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1. maddesinde; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır. HMK 114/1.c maddesi uyarınca “Mahkemenin görevli olması” dava şartlarından olup, HMK 138 maddesi dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerekmektedir. HMK 115. maddesinde ise “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir…” düzenlemesi yer almaktadır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 08/06/2016 tarihli 2016/8164 E. 2016/7025 K. sayılı ilamında; “Davacı vekili, sigorta ettiren … A.Ş. tarafından davalı … şirketine aralarında müvekkilinin de bulunduğu kişiler lehine 50.000,00 TL limitli Grup Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi yaptırdığını, müvekkilinin poliçe dönemi içinde 01.04.2013 tarihinde sol elinden yaralandığını,…bu nedenlerle davacının bu kazadan dolayı sürekli sakat kalması ve yapılan ödeme sakatlık derecesine göre çok düşük olduğunu, davacının daimi sakatlık oranının tespit edilmesi ve fazlaya dair haklarının saklı kalmak koşuluyla 12.000,00 TL daimi sakatlık tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, mahkemenin görevsizliğine, görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dava dosyasının görevli Denizli Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA…” karar verilmiştir. …Limited Şirketi ile … Sigorta AŞ arasında düzenlenen Grup Ferdi Kaza Sigorta Poliçesinde, sigortalı olarak “… Limited Şirketi” yer aldığı, poliçede “… gemisinin sefere çıktığı andan itibaren teminat başlayarak liman çıkış listesinde kayıtlı bulunan 12 personelin sefer tamamlanana kadar geçecek zaman süresince limandaki sefer hazırlıkları dahil olmak üzere ferdi kaza sigortaları temin edilmiştir.” ibaresinin mevcut olduğu anlaşılmakla, mahkemece öncelikle liman çıkış listesinin ve iş mahkemesi dosyasının getirtilerek, davacının poliçe kapsamında yer alıp almadığının tespiti ile emsal ilamda da belirtildiği şekilde görevli olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğinden, istinaf sebebi olarak gösterilmese de bu husus re’sen incelenerek, davacı asilin istinaf isteminin kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı asilin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/463 E. 2021/745 K. Sayılı 14/10/2021 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 3-Davacı tarafça yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 5-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/05/2022