Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/362 E. 2022/484 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/362
KARAR NO: 2022/484
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/642
KARAR NO: 2021/1013
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 20/04/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketleri nezdinde … no.lu sigorta poliçesi ile sigortalı … nın 08.08.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazası sebebiyle tedavi gördüğünü, kazaya karışan ve yaralamaya sebebiyet veren … plaka sayılı aracın ZMM sorumluluk sigortası ile davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde sigortalı olduğunu, yaralanması sebebiyle tedavi gideri olarak toplam 19.842,41 TL bedelin şirketleri tarafından poliçe kapsamında ödendiğini, davalı … Sigorta K.T.K. 85. Maddesi ve B.K. 49. Maddesi gereği zarardan sorumlu olduğunu,… Sigorta A.Ş. ne 25.07.2019 tarihinde başvuru yapıldığını ancak, sonuç alınamadığını, SUT kapsamında 475,34.- TL’ nın SGK tarafından ödendiğini, davalı … Sigorta A.Ş. nin …’u aşan kısım olan 19.842,41 TL. bedelle sorumlu olduklarını, şirketlerinin ödenen bedelin T.T.K. 1472. maddesi gereğince rücu hakkı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü ile 19.842,41 TL kısmının davalı … Sigorta A.Ş. den 01.08.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının talep ettiği tedavi giderlerinin poliçe teminatı dışında kalması sebebiyle reddi gerektiğini, 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı kanunun 59. Maddesinde K.T.K. 98. Maddesine göre kazazedelerin sosyal güvencesine bakılmaksızın sağlık giderlerinin SGK tarafından karşılanacağının düzenlendiğini, Genel Şartlar A.5./b maddesinde sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının sorumluluğunun 2918 Sayılı K.T.K. 98. Maddesi hükmü gereğince sona erdiğinin hüküm altına alındığını, Genel Şartların açık hükmüne göre her türlü tedavi, geçici iş görmezlik ve geçici bakıcı giderleri zararlarının sağlık giderleri kapsamında olduğu ve bu giderlerin SGK nın sorumluluğunda olacağı ve şirketlerinin sorumlu olmayacağını, davacının sigortalısı …’ın Sigorta Tahkim yoluna başvurarak geçici bakıcı gideri, ulaşım masrafı ve sağlık rapor ücretinin tazmini talep ettiğini, 2019.İ.8898- 209/İHK-11060 sayılı kararı ile başvurunun reddine karar verildiğini, dava konusu olayda kaza tarihinin 08.08.2017, poliçe tanzim tarihinin de 22.12.2016 olduğu ve 26.04.2016 tarihli K.T.K. da yapılan değişiklik sonrası poliçenin tanzim edildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, “…Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 1. Maddesi “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatları, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde ödemekle yükümlüdür.” Amir hükmü kapsamında davalı … Sigorta A.Ş., dosya kapsamında yer alan taknik bilirkişi raporuna göre sigortalısının %100 kusuru oranında zarardan sorumlu olacaktır .Anılan durum karşısında ;Dava konusu 08.08.2017 tarihinde trafik kazasından yaralanmasından dolayı; SGK kaza sonrası SGK ile anlaşmalı hastanelerde tedavi giderlerini SUT fiyatı esası ile karşılamış olup, 19.842,41 TL tedavi giderinin SUT fiyatı karşılığı 3.386,34 TL kısmından sorumlu olup, Tedavi giderinin 16.456,07 TL kısmından SGK nın sorumluluğu bulunmadığı ve davalı sigorta şirketi … Sigorta A.Ş. nin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında 16.456,07.- TL. tedavi gideri ile davalı sigortacıya tazminat talebi ve gerekli evrakları tebliğ ederek 30.07.2019 tarihinde başvuruda bulunduğu göz önüne alındığında 12.08.2019 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü ve sigortalı aracın hususi oto olması sebebiyle yasal faiz ile sorumlu olduğu kanaatine varılarak ” davanın kısmen kabulü ile 16.456,07 TL tedavi gideri alacağının 12/08/2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili tarafından cevap dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, “Grup Sağlık Sigortası Sertifikası” kapsamında trafik kazası nedeniyle karşılanan tedavi giderinin rücuen tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamına göre davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı … arasında 14/01/2017-2018 tarihleri arasında geçerli grup sağlık sigorta poliçesi düzenlendiği, sigortalının 18/08/2017 günü yaya olarak acil servis önünde davalı şirkete sigortalı … plakalı araç sürücüsünün geri manevra yaptığı sırada çarpması neticesinde yaralandığı, kaza sebebiyle görmüş olduğu tedavi giderlerinin davacı sigorta şirketince karşılandığından bahisle yapılan ödemenin, sigortalının yararlanmasına sebebiyet veren … plakalı aracın ZMMS poliçesi kapsamında sigorta limiti ile sınırlı olmak üzere davalı sigorta şirketinden rücuen tazmini amacıyla işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.Rücu ve halefiyet, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmıştır. 6102 sayılı TTK’nun “…” başlığı altındaki 1472.maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Dosya kapsamında yer alan sigorta sözleşmesi ve ödeme belgesi dikkate alındığında, davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu anlaşılmıştır. 6111 sayılı Yasa, 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş olup somut olayda kaza 18/06/2018 tarihinde meydana gelmiş, dava 28/09/2020 tarihinde açılmıştır. 2918 sayılı Yasanın 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Yasanın 59. maddesinde, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın “Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, Yasanın geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür. Bu düzenlemeler ile trafik kazasından kaynaklanan ve KTK’nun 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri bakımından, trafik sigortacısı ile sorumluluğunu üstlendiği araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu son bulmuştur. (Yargıtay 17 Hukuk Dairesi 22/10/2020 tarih 2020/28 Esas 2020/6095 Karar) Öte yandan, 27.08.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde de; “trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları tedavinin gerektirdiği tüm sağlık hizmet bedellerinin, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda karşılanır” düzenlemesi getirilmiştir. Söz konusu Sağlık Uygulama Tebliği’nin 4. maddesinin 1. Fıkrasının iptali istemiyle Danıştay 15. Dairesi 2013/7713 Esas sayılı dosya ile dava açılmış, Danıştay 15. Dairesince “2918 sayılı Kanun’un 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren değişik 98. maddesinde, trafik kazaları sebebiyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağının belirtilmesine rağmen, dava konusu Yönetmelik hükmüyle, tedavi giderlerinin, Kurumun sosyal güvenlik politikaları uyarınca belirlemiş olduğu Sağlık Uygulama Tebliğinde yer alan hükümler doğrultusunda karşılanacağı yönünde kısıtlama getirilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” gerekçesiyle; Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde yer alan “Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin 14/11/2013 tarihinde yürütmesinin durdurulmasına, 16/03/2016 tarihinde de “Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde yer alan “…Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin iptaline karar verilmiş olmakla trafik kazalarına bağlı acil hal teşkil eden tedavi giderlerinden özel veya devlet hastanesi ayrımına gidilmediği gibi SUT konusunda da bir ayrım yapılmadığı anlaşılmıştır. Danıştay 15. Dairesinin verdiği yürütmeyi durdurma kararından sonra 23/04/2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6645 sayılı Kanunun 60. maddesiyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinin birinci fıkrasına “kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın” ibaresinden sonra gelmek üzere “genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde” ibaresi ile “Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, bu kapsama girenler yönünden genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmetlerine ilave sağlık hizmetlerini belirler, protez ve ortezler için farklı birim fiyatı tespit eder. Bu sağlık hizmetleri sağlık uygulama tebliğindeki istisnai sağlık hizmetleri kapsamına dâhil edilmez.” cümlesi eklenmiş ve ödeme kıstası tekrar belirlenmiştir. Bu nedenle sorumluluğun belirlenmesinde kaza tarihindeki kanun hükümleri nazara alınması gerektiği, davaya konu kazanın 6645 Sayılı düzenleme ancak yürürlük tarihinden sonra 2018 yılında meydana geldiği nazara alındığında 6111 sayılı Yasa ile değiştirilen 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinin değişiklikten sonraki hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Ancak, yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre eldeki davada SUT kapsamında bir değerlendirme yapılmaksızın, kaza ile illiyet bağı bulunan ve 6111 sayılı Yasa kapsamında kalan tüm belgeli tedavi giderlerinden trafik sigortacısı ile sorumluluğunu üstlendiği araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu son bulduğu, 2918 sayılı Yasa’nın 98. madde kapsamına girmeyen belgesiz/paramedikal giderlerden ise ZMM sigortacısı olan davalının sorumluluğu ise devam ettiği anlaşılmıştır. Somut olayda; davacı sigorta şirketi tarafından …’ın 08/08/2017 tarihinde trafik kazasında yaralanmasından dolayı Acıbadem Bursa Hastanesine ödenen 19.842,41 TL’nin, sigortalının kazadan kaynaklı dizindeki kemik kırığı nedeniyle dava dışı hastanece uygulanan tedavi giderine ilişkindir. Bilirkişi raporunda ifade edildiği gibi yapılan tedavinin, sigortalının kazada yaralanması ile ilgili ve tıbben uygun ve tedavi giderlerinin yapıldığı kuruma göre kadri maruf olup 6111 sayılı Yasa ile değiştirilen 2918 sayılı Yasa’nın 98. Maddesi kapsamındaki belgeli tedavi giderlerinden olduğu anlaşılmakla davaya konu belgeli tedavi giderlerinin tamamından 2918 sayılı KTK 98. maddesi kapsamında davalının sorumluluğu bulunmadığı, dolayısıyla davalıya husumet yöneltilemeyeceğinden davalı hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/b-2 madde uyarınca davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 355 maddesi uyarınca gerekçe yönünden KABULÜ İLE, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/642 E. 2021/1013 K. sayılı 14/12/2021 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, 2- Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,a-Alınması gerekli 80,70 TL red karar harcının peşin alınan 338,86-TL’den mahsubu ile arta kalan 258,16 TLnin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine b-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına, c-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ç-HMK 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde artan gider avansının yatıranlara resen iadesine, İstinaf Giderleri Yönünden; 3-Başvuru tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 220,70 TL başvurma harcının Hazineye irat kaydına, 4- Karar tarihinde yürürlükte bulunan istinaf karar harcı alınması gerekli olan 80,70 TL karar harcından davalı tarafça yatırılan 282,00 TL’nin mahsubu ile arta kalan 201,30 TL harcın davalıya iadesine, 5- Davalı tarafından sarfedilen 301,40 TL istinaf harcı ile istinaf yargılama aşamasında tebligat posta masrafından oluşan 28,00 TL masraf olmak üzere toplam 329,40 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,6- İstinaf yargılaması duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1.b-2 bendi ile aynı kanunun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi İstinaf İncelemesi Yönünden; 2- İstinaf başvurusunun kabul sebebine göre başvurma harcının hazineye irat kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davalıya bırakılmasına 3- İstinaf başvurusunun kabul sebebine göre istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına4- İstinaf yargılaması duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1.b-2 bendi ile aynı kanunun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.20/04/2022