Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/357 E. 2022/1308 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/357
KARAR NO: 2022/1308
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/612 Esas
KARAR NO: 2021/1122
KARAR TARİHİ: 13/10/2021
DAVA: Konkordato (İflastan Sonra Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 309)
KARAR TARİHİ: 16/11/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Mahkemenin 2018/593 E. sayılı dosyası ile müflis şirketin kabul edilen iflas içi konkordato talebinin tasdiki talepli açılan dava da davanın reddine karar verildiğini, istinaf talebinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 2019/2536 E. ve 2020/1139 K. sayılı kararı ile temyiz talebi ise Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 28.01.2021 tarih ve 2020/1476 E. 2020/282 K. sayılı kararı ile ret edilmiş ve davanın reddine yönelik kararın kesinleştğini, kesinleşme şerhi mahkemeniz tarafından Anadolu … İcra ve İflas Müdürlüğüne hitaben düzenlenen 18.06.2021 tarihli yazı ile tebliğ edildiğini, ancak hüküm verildikten sonra müflis şirketin pasifleri hesabın da yer alması gereken müflis şirketin bir takım yeni borçlarını gösteren belgeler ortaya çıkmış ve bu borçlara ait belgelerin yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilen belgelerden olduğu ve bu belgelerde yer alan borçların mahkemnin davanın reddine yönelik kararını doğrudan etkileyeceği dikkate alınarak HMK 37. maddesi gereğince huzurdaki dava için yargılamanın yenilenmesi ve müflis şirketin kabul edilen iflas içi konkordato talebinin tasdikine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davacının talebi, HMK nun 375.maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirine girmediği gibi, süresi içinde yapıldığı da ortaya konamamakla, yargılamanın iadesi talebinin HMK’nun 379/1-c ve 379/2 maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; davacı dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak yargılamanın yenilenmesi talepli açılan davada, mahkeme başkanı ile üye hakimin müflis şirket yetkilisi tarafından HSK’ya şikayet edildiğini, haklarında açılan soruşturmanın devam etmesi nedeniyle müflis şirketin eski yetkilisi ile heyet arasında husumet oluştuğunu, bu durumun HMK 36 maddesi uyarınca hakimin reddi sebebi oluşturduğunu, ancak yerel mahkeme yasa da belirlenen çekinme şartlarına uymadığını, davayı görebilecek durumda olmayan çekinmesi talep edilen heyetin çekinme talebinin hakkın da bir karar vermeden, kararını mercie göndermeden ve merci kararının sonucunu da beklemeden usule aykırı şekilde davanın reddine karar verdiğini ileri sürerek dava dilekçesindeki nedenleri tekrarlamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkindir, Dosya kapsamına göre yargılamanın yenilenmesine konu mahkemenin kararında, müflis …AŞ iflas idaresinin açtığı iflas içi konkordato davası yargılamasında, davacının konkordato talebinin dürüstlük kuralına aykırı olduğu, orantılılık şartının olmadığı, borçların en az %60’ı ödenebilecekken %15 inini ödenmesi teklifinin orantılılık şartına aykırı olduğu, şirket yetkilisinin annesi …’nın alacaklı olarak masaya kaydedildiği ve olumlu oy kullandığı, üstelik alacak miktarının tek başına, toplam alacağın yarısı olduğu, olumlu oy kullanan iki alacaklının iflas idare memuru olması, tasfiyenin ve alacaklıların masaya kaydının dürüst şekilde yapıldığına dair de şüphe yarattığı gerekçeleriyle iflas içi konkordato talebi reddedildiği, kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17 HD.nin 2019/2536 E, 2020/1139 K sayılı kararla istinaf talebinin esastan reddine, Yargıtay 23 HD nin 2020/1476 E, 282 K sayılı kararla da onanmasına karar verilerek kesinleştiği, davacı müflis şirket adına iflas idaresi, müflisin yeni bir takım borçlarının ortaya çıkmış olması sebebiyle yargılamanın iadesini ve konkordatonun tasdikini talep ettiği görülmüştür. İş bu davada yargılamanın iadesi istenirken gösterilen gerekçe olarak, müflis şirketin konkordato kararını etkileyebilecek yeni bir takım borçların ve belgelerin ortaya çıktığı, bu borçların müflisin pasifler kısmında gösterilmesi gerektiği ileri sürülmüş olup, yeni bir takım borçlar olarak, Müflis şirketin SGK’ya toplamda 1.952.833,52 TL borçlu olduğu, 7 adet banka teminat mektubunun nakde çevrilerek tazmin edildiği ve böylece müflisin bankalara toplamda 3.791.771,14 TL borçlu olduğu, İstanbul Büyükşehir Belediyesine 6.310.686,42 TL borçlu olduğu belirtilmiştir. Davacı taraf, bu borçların sonradan ortaya çıktığını, bu borçların varlığı halinde teklif edilen paranın orantılı olacağını, yeni çıkan borçlar dışında toplamda şimdilik kesinleşen 85 alacaklısına 19.981.946,55 TL borçlu olduğunu, devam eden toplamda 13,5 milyon tutarlık kayıt kabul davası olduğunu, konkordatoya tabi toplamda 59.331.952,04 TL borcunun olduğunu, bunun %15 inin, borçlunun kaynaklarından bile fazla olduğunu, müflisin alacaklılarından 16,2 milyon TL tutarlı alacaklısının teminat istemediği gibi alacaklarının tamamından feragat edeceklerini, bu durumda mahkemenin resen borçlarının %18,49 unun ödenmesi şeklinde konkordatoyu tasdik edebileceğini, bu teklifin de yeni ortaya çıkan borçlar eklendiğinde borçlunun malvarlığı ile orantılı olduğunu ileri sürmüştür.HMK.’nun 374-381. maddesinde düzenlenen yargılamanın iadesi müessesesi olağanüstü bir kanun yolu olup, kanunda sayılmış olan sınırlı sebeplere bağlanmıştır. Somut olayda, yargılanmanın yenilenmesi istenilen hükmün temyiz incelemesi sonucu Yargıtay onama kararıyla kesinleştiği, talebin HMK 375/1-ç maddesine dayandırıldığı anlaşılmıştır.6100 sayılı HMK’nun 375/1-ç maddesindeki; “Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması” hükmüne yer verilmiştir. Mahkeme kararında belirtildiği gibi, yargılamanın yenilenmesine dayanak gösterilen söz konusu yeni borçların hiçbirisinin mahkemece yapılan yargılamada bilinmeyen borçlar olmadığı, tüm bu borçların müflis şirketçe bilinmek zorunda olduğu, kanunda tarif edildiği gibi aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen belge olarak değerlendirilemeyeceğinden talebin HMK 379/1-c bendi uyarınca reddi gerekmektedir. Ancak mahkemece, davacının talebinin HMK 379-2 maddesi uyarınca kanuni süre içerisinde yapılmadığının tespiti sonrasında, yargılamanın iadesi şartları yönünde değerlendirme yapılarak talebin hem 379/1-c bendi hemde 379/2 maddesi uyarınca reddine karar verdiği anlaşılmıştır. Öncelikle HMK 377 maddesinde yargılamanın iadesi süresinin, yeni bir belgenin elde edildiği tarihten itibaren üç ay herhalde iade talebine konu olan hükmün kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içinde talep edilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Davaya dayanak yapılan yeni belgelerin hangi tarihte elde edildiği belirlenemeden talebin süresi içerisinde yapılmadığından usulden reddine karar verilmesi hatalı olduğu gibi HMK 379/son maddesinde, talebin ön inlemesinde belirtilen koşullardan biri eksik ise hakim davayı esasa girmeden reddedeceği düzenlenmiştir. O halde, mahkemece, ön inceleme sonucunda, talebin kanuni süre içerisinde yapılmadığının tespiti durumunda, esasa geçilmeden yani yargılamanın yenilenmesi şartları değerlendirilmeden karar verilmesi gerekirken hem usuldan hemde esastan değerlendirme yapılarak karar verilmesi hatalı olup bu husus kamu düzenine ilişkin aykırılık oluşturmaktadır. Davacının diğer bir istinaf nedeni, yargılamanın yenilenmesi istemli davada, davada, mahkeme başkanı ile üye hakimin müflis şirket yetkilisi tarafından HSK’ya şikayet edilmesi nedeni ile mahkeme heyeti arasında husumet oluştuğu, bu durumda heyetin çekinmesi gerektirdiği ancak hakimin reddine ilişkin yasal prosedür tamamlanmadan karar verildiğini ileri sürmüştür. Mahkeme heyetinin çekinmesine yönelik talep dilekçesine yönelik hükmün tefhim edildiği duruşmada, HMK 41/1-b-c maddeleri uyarınca inandırıcı delil ve emare olmadığı ve talebin davayı uzatmaya yönelik yapıldığı gerekçesiyle esas hükümle birlikte istinaf yolu açık olmak üzere geri çevrilmesine karar verilmiştir. Yargıtay emsal kararlarında ifade edildiği üzere, yargılama sırasında mahkeme hakimin yada heyetinin HSK’ya şikayet edilmesi suretiyle oluşturulan husumetin hakimin çekinmesi sebebi olarak görülemeyeceğinden davacıların bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Açıklanan tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi ile, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlarda sınırlı olmak üzere kabulü ile HMK 353/b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm tesis edilmesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,1-Davacı tarafın istinaf talebinin kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlarda sınırlı olmak üzere KABULÜ ile, 2-İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/612 E. 2021/1122 K. sayılı ve 13/10/2021 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b.2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,a-Yargılamanın iadesi talebinin HMK.nun 379/1-c bendi uyarınca REDDİNE,b-Kocaeli Kartepe ilçesi ve İstanbul Kadıköy ilçesinde bulunan taşınmazların satışın tedbiren önlenmesi isteminin REDDİNE; c-Alınması gerekli harç tam alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,ç- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, d-HMK 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde artan gider avansının yatıranlara resen iadesine, İstinaf İncelemesi Yönünden;3-İstinaf başvurusunun kabul sebebine göre davacı tarafça yatırılan başvurma harcının Hazineye irat kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,4-İstinaf başvurusunun kabul sebebine göre istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5- İstinaf yargılaması duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nun 361/1. fıkrası ve 2004 sayılı İİK’nın 7101 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 308.maddesinin yollaması ile 299.maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.16/11/2022