Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/248 E. 2022/459 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/248
KARAR NO: 2022/459
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/303 Esas
KARAR NO: 2021/857 Karar
KARAR TARİHİ: 09/11/2021
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/04/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı taraf ile davacı müvekkili arasında davalı şirketten sigortalı hastaların tedavisine ilişkin hizmet sözleşmesi düzenlendiğini ve sözleşme uyarınca davalı şirketten sigortalı hastalara müvekkili şirket tarafından hizmet verildiğini ve verilen hizmetlere ilişkin faturalar kesilerek davalı şirkete gönderilmiş ise de davalı şirketçe bir kısım ödemeler yapıldığını, bakiye 5.043,80 TL’nin ödenmemesi nedeniyle davalı şirket hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının haksız yere takibe itiraz etmesi nedeniyle itirazının iptali ile icra takibinin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; görevli mahkeme iş mahkemesi olduğunu, müvekkilim … sayılı kanunu geçici 20. maddesine göre kurulmuş sosyal güvenlik kuruluşu olduğunu, varlığını 5510 sayılı sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası kanunu geçici 20. maddesine göre devam ettirdiğini, mahkemenizde açılan davanın konusu sigortalının sağlık gideri ile ilgili bir işlem olduğunu, 5510 sayılı sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası kanununun uygulamasıyla ilgili ortaya çıkan bir uyuşmazlık ve aynı kanunun 101. maddesi uyarınca görevli mahkeme iş mahkemeleri olduğunu, davacının dava dilekçesinde belirtilen ve müvekkilim davalı vakfa göndermiş olduğunu iddia ettiği ve noter tasdiki bulunmayan ihtarnamede alacaklı olduğunu iddia ettiği miktar ile ilgili ne bir evrak ne bir fatura numarası ne hizmetin kimin için yapıldığına ilişkin bir açıklama bulunmadığını, müvekkili vakıf yaklaşık 45.000 üye ve faydalananına hizmet veren ülkemizin en büyük özel sosyal güvenlik kuruluşlarından birisi olduğunu, müvekkilim vakıf kayıtları ilgili birimlerce incelendiğini ve davacı kuruma böyle bir borcun bulunmadığının teyit edildiği beyan ve gerekçelerle dosyanın görevli iş mahkemesine gönderilmesini, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, “…Davacı kurumun davasının dayanağı olan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun geçici 20. Maddesi kapsamında kurulan tekaüt sandığı vakfının mensubu olduğu dava dışı sigortalılarına ait sağlık harcamalarına ilişkin olan alacak taleplerinin aynı kanunun “Uyuşmazlıkların çözüm yeri” başlıklı 101.maddesinde; “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür” düzenlemesi uyarınca görevli mahkeme iş mahkemesi olması nedeniyle ” mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; uyuşmazlığın sözleşmeye aykırılıktan kaynaklandığını, 5510 sayılı Kanunun uygulama yeri bulunmadığını, tarafların tacir olması ve ticari iş niteliğinde yaptıkları protokol gereği çıkan uyuşmazlık olması nedeniyle Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğundan mahkeme kararının kaldırılmasını, Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, davalı vakıf mensuplarına sağlık hizmeti verilmesi konusunda taraflar arasında yapılan protokolden kaynaklı faturaya dayalı başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacının, davalı aleyhine 5.043,80 TL asıl alacağın tahsili için takip başlattığı, davalının yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2.fıkrasında, miktar ve değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu düzenlenmiştir. Aynı yasanın, “ Parasal sınırların artırılması “ üst başlığı ile, ek madde 1’de, 200’üncü, 201’inci, 341’inci, 362’inci ve 369’uncu maddelerdeki parasal sınırların her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 04.01.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunun mükerrer 298’inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması süreti ile uygulanacağı, ikinci fıkrada, 341’inci, 362’inci ve 369’uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı ifade edilmiştir. İstinafa konu ilk derece mahkemesi kararının, davacı tarafından istinaf edilen kısmı, dava değeri olan 5.043,80 TL olduğu, HMK’nun 341/2 maddesi uyarınca dava değeri bakımından karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırı 5.880,00 TL olduğundan davacının istinaf talep hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle miktar itibariyle kesin olan karara ilişkin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.Bu durumda, davacı tarafın kesin nitelikte bir karara karşı istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 352/1-b bendi gereğince miktar itibarı ile reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1- İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/303 E. 2021/857 K. sayılı 09/11/2021 tarihli kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve 352/1.b maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE, 2-Davacı tarafından yatırılan başvuru harcının Hazineye irat kaydına, karar harcının istemi halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Yatırılan gider avansından kalan kısmın taraflara ilk derece mahkemesince iadesine,5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352/1.b bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.13/04/2022