Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/232 E. 2022/1261 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/232
KARAR NO: 2022/1261
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/11/2021
ESAS NO: 2021/565
KARAR NO: 2021/1120
DAVA TARİHİ: 30/06/2021
DAVA: İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas İİK 177/4)
KARAR TARİHİ: 02/11/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile adi yazılı şekilde aktedilmiş olan ön ödemeli konut sözleşmesi uyarınca müvekkili tarafından ödenmiş olan bedelin iadesi için Bakırköy 1.Tüketici Mahkemesi’nin 2019/645 Esas, 2021/242 karar sayılı ilamı ile müvekkilinin davalı şirketten alacaklı olduğuna karar verildiğini, davalı şirket aleyhinde Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi başlattıklarını, icra emrinin 07/06/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, borcun halen ödenmediğini belirterek davanın kabulü ile davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı şirket adına yapılan usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen süresinde cevap dilekçesi ibraz edilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ” Dava, İİK m.177/4 maddesi hükmüne göre açılan doğrudan doğruya iflas istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın ilama müstenit alacağın icra emriyle istendiği halde ödenip ödenmediği, doğrudan iflas koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Bakırköy 1.Tüketici Mahkemesi’nin 2019/645 Esas, 2021/242 karar sayılı ilamının tetkikinde davacı tarafından davalı aleyhine taşınmaz satış sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemiyle dava açıldığı, yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulü ile ödenen 167.081 USD’nun davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Ticaret Sicil Gazetesinde ilanların yaptırıldığı ve gazete nüshalarının mahkememiz dosyasına gönderildiği, iflas avansının yatırıldığı anlaşılmıştır. Davalı şirket temsilcisi … adına İİK m.117/4 gereğince çıkarılan tebligatların usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olduğu, davacı şirket temsilcisinin duruşmada hazır olmadığı anlaşılmıştır. Davanın dayanağını teşkil eden İİK’nun 177/1-4 maddesi yönünden uygulanması gereken usulü belirleyen 181.maddesinde 158.maddeye atıf yapılmadığından depo kararı yönünde hüküm kurulmamıştır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2004 sayılı İİK’nun 177. maddesinde, “Doğrudan Doğruya İflas Halleri” üst başlığı altında, “Evvelce takibe hacet kalmaksızın İflas”, “Alacaklının talebi” düzenlenmiştir. 177/1. fıkrada, aşağıdaki hallerde alacaklının evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebileceği ifade edilmiştir. Yasada belirtilen “4” bent ise sırasıyla, “1-Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla kaçar, alacaklıların haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoluyla yapılan takip sırasında mallarını saklarsa; 2-Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa; 3-308. maddede ki hal varsa; 4-İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse,..” şeklinde sayılmıştır. Yasanın 181. maddesinde, 159,160,164,165 ve 166. maddelerin bu fasıl hükmüne göre vukua gelen iflaslara da tatbik olunacağına yer verilmiştir.Davacı tarafından davalı aleyhine Bakırköy 1.Tüketici Mahkemesi’nin 2019/645 Esas, 2021/242 karar sayılı ilamına istinaden, Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden ilamlı icra takibi başlatıldığı, icra emrinin borçluya tebliğ edilmesine rağmen borcun ödenmediği, mahkememizce iflas ilanlarının yapıldığı, davalı şirket temscilsini adına İİK 177/4 gereğince tebligat yapıldığı, davanın dayanağını teşkil eden İİK’nun 177/1-4 maddesi yönünden uygulanması gereken usulü belirleyen 181.maddesinde 158.maddeye atıf yapılmadığından depo kararı yönünde hüküm kurulmadığı, bu suretle iflas koşullarının oluştuğu anlaşılmakla açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin borca batık durumda olamadığını, acze düşmediğini, mahkemece bu hususun araştırılması gerektiğini, şirket temsilcisi dinlenmeden karar verildiği, bunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirketin merkezinin Esenyurt olduğunu, Esenyurt’un Büyükçekmece adliyesine bağlı olduğunu, mahkemenin yetkisiz olduğunu, müvekkilince konkordato talebinde bulunulacağını beyan ederek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Müdahil … istinaf dilekçesinde özetle; iflas koşullarının oluşmadığını, davalının borca batıklığının tespit edilmediği beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava, ilama dayalı alacağın icra emriyle istenilmesine rağmen ödenmemesi sebebiyle 2004 sayılı İİK 177.maddesi uyarınca açılan iflas davasıdır. İlamların icrasına ilişkin hükümler 2004 sayılı İİK’nun 24 ile 41. maddeleri arasında düzenlenmiş, İİK’nun 32 ve devamı maddelerinde ise para ve teminat verilmesi hakkındaki ilamların icrasına ilişkin hükümlere yer verilmiştir. İİK’nun 32. maddesinde; “Para borcuna veya teminat verilmesine dair olan ilam icra dairesine verilince icra memuru borçluya bir icra emri tebliğ eder. Bu emirde 24 üncü maddede yazılanlardan başka hükmolunan şeyin cinsi ve miktarı gösterilir ve nihayet yedi gün içinde ödenmesi…” hükmü, Haciz veya iflas istemek yetkisi başlıklı 37. maddesinde; “İcra emrinde yazılı müddet geçtiği halde borcunu ödemeyenlerin malları haczolunur yahut borçlu iflasa tabi eşhastan olup ta alacaklı isterse yetkili ticaret mahkemesince iflasına karar verilir.” hükmü yer almaktadır. İİK 177/4 maddesinde; ilama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse, alacaklı tarafından iflasa tabi borçlunun iflasının istenebileceği düzenlenmiştir. İlamı icraya koyarak borçluya icra emri gönderen alacaklı icra emrine konu alacağın ödenmemesi üzerine haciz yolu ile takibe devam edebileceği gibi haciz yolu ile takibini İİK 43/2’ye göre iflas yoluna çevirmeden doğrudan doğruya ticaret mahkemesine başvurarak borçlunun doğrudan doğruya iflasına karar verilmesini isteyebilir. Bakırköy 1. Tüketici Mahkemesinin 15/04/2021 tarih 2019/645 E 2021/242 K. sayılı kararı ile; davacı ile davalı arasında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin geçersizliğinin tespitine ve davacının ödemiş olduğu 167.082 USD faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden tahsiline hükmedilmiştir. Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında, Bakırköy 1. Tüketici Mahkemesinin 15/04/2021 tarih 2019/645 E 2021/242 K. sayılı kararı ilamı gereğince hükmedilen alacak, işlemiş faiz olmak üzere toplam 174.223,49 USD’nin fiili ödeme günündeki döviz alış kuru ve toplam 67.232,16 TL yargılama giderleri ile vekalet ücreti alacağın tahsili için düzenlenen ilama dayalı icra emrinin, davalı borçlu şirkete 07/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği ancak dosya borcunun ödenmediği anlaşılmıştır. İflas davasında yetkili mahkeme, İİK 154/3 maddesi uyarınca borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret mahkemesidir. Bu yetki, kamu düzenine ilişkin ve kesin olup dava şartıdır. Davalı şirketin muamele merkezi Esenyurt/İstanbul olup, dava görevli ve yetkili mahkemece açılmıştır. İİK 177/son maddesi göndermesi ile İİK 178/2 ve İİK 166.maddesi uyarınca yasal ilanlar yapılmış, davaya müdahale ve itiraz dilekçeleri sunulmuştur. Mahkemece, Ticaret Sicil Gazetesinde ilanların yaptırıldığı ve gazete nüshalarının dosya arasına alındığı, iflas avansının yatırıldığı anlaşılmıştır. İİK’nın 177. maddesi uyarınca ilama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse alacaklı evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebilir ve bu madde kapsamında iflas talebinde bulunulması halinde Türkiye’de bir yerleşim yeri veya mümessili bulunan borçlu dinlenmek için kısa bir müddette mahkemeye çağırılır. İİK 177. maddesi uyarınca davalı şirket yetkilisi … ‘e duruşma günü olan 13/10/2021 tarihinde, duruşma salonunda hazır olması için tebligat çıkartılmış, 25/08/2021 tarihinde tebliğ edilmiş, şirket yetkilisi duruşmaya katılmamıştır. Davalı vekili, duruşmadan sonra 23/11/2021 tarihli dilekçe ile şirket yetkilisinin zatürre olduğunu beyan ederek 23/11/2021 tarihli hastane evraklarını sunmuştur. Davalı vekilinin duruşma tarihinden sonra mazeret bildirdiği, davalı şirket yetkilisinin usulüne uygun tebligata rağmen duruşmaya katılmadığı anlaşılmakla; davalı tarafın bu husustaki istinaf itirazına itibar edilmemiştir. Her ne kadar davalı vekili, davalı şirketin borca batık olmadığını, iflasına karar verilmeyeceğinin ileri sürmüş ise de; doğrudan iflası düzenleyen İİK. 177. Maddesinin şekli nitelikte olması karşısında, davalının aciz halinde olup olmamasının önem taşımamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay 19.HD. 12/07/2007 tarih, 3244E, 7428K sayılı ilamı) Somut olayda, mahkemece iflas hakkında verilen hüküm, istinaf yoluna başvuran müdahil vekiline usulüne uygun olarak 11/12/2021 tarihinde tebliğ edilmiş, müdahil vekilince, istinaf başvuru dilekçesinin 2004 Sayılı İİK’nun 164.maddesinde öngörülen on günlük yasal süre geçirildikten sonra 14/01/2022 tarihinde verildiği anlaşılmıştır. Bu hale göre, müdahil vekilinin gerekçeli kararı tebliğ aldığı11/12/2021 tarihinden itibaren on gün içinde en geç 21/12/2021 günü mesai saati bitimine kadar istinaf yoluna başvurması gerekirken, 14/01/2022 tarihinde süresinden sonra istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşıldığından, HMK’nun 353/1-c maddesi uyarınca istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır. Sonuç olarak, istinaf başvurusunda bulunan davalı borçlunun icra emri tebliğine rağmen ilama bağlı alacağı ödemediği, İİK’nın 177/4. maddesinde düzenlenen iflas sebebinin gerçekleştiği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, müdahil vekilinin istinaf başvurusunun süresinde olmadığı anlaşılmıştır. Bu sebeple, müdahil vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-c maddesi gereğince usulden reddine, davalı borçlu vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Müdahil… vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-c maddesi gereğince usulden reddine,2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Taraflarca yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,3-Davalı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının Hazineye irat kaydına, 4-Müdahil tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 5-İstinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, 6-Yatırılan gider avansından kalan kısmın taraflara ilk derece mahkemesince iadesine,7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nun 361/1. fıkrası ve 2004 sayılı İİK’nın 308/a maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 02/11/2022