Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/1997 E. 2023/4 K. 04.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1997
KARAR NO: 2023/4
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/442
KARAR NO: 2022/693
DAVA TARİHİ: 11/05/2022
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
DAVA: Sıra Cetveline İtiraz (Kayıt Kabul)
KARAR TARİHİ: 04/01/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy … İcra Dairesinin … Esas sayılı ek sıra cetveli kararı 22/04/2022’de Gemlik Müdürlüğüne tebliğ edilmiş olmasına rağmen, bu kararda hangi itiraz yoluna hangi süre içinde gidileceği ile ilgili bir yargı yolu gösterilmediğini, iflas masasının vermiş olduğu red kararının gerekçesinin dahi Bakırköy … İcra Dairesinin 29/04/2022 tarihli Gemlik Gümrük Müdürlüğüne verdiği cevabi yazının ekinde tebliğ edildiğini, bu sebeple itiraz süresinin kararın tebliğ tarihi olan 22/04/2022 tarihinde başlamaması gerektiğini, hak arama hürriyetinin kaybolmaması adına davanın usulen kabulünü talep ettiklerini, Bakırköy …İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyasında idare tarafından 31/08/2018 tarih ve … sayılı yazı ile borçlu şirket … A.Ş’den olan 1.292.580,82 TL alacak bildirilmiş ise de sunulan belgelerin mahkeme kararları ile çeliştiği gerekçesiyle İdarenin talebinin reddedildiğini, idare alacağı yasal mevzuattan kaynaklanmakta olup ekte sunulan beyannameler ve tahakkuklardan da açıkça anlaşıldığı üzere müflis şirketten 1.292.580,82 TL asıl alacaklı olduğunu, bu alacağın İİK 195.maddesi uyarınca işlemiş faizi ile birlikte iflas masasına kaydını talep ettiklerini beyan ederek davanın kabulünü ve telafisi mümkün olmayan zararların önüne geçilebilmesi ve hak kaybı yaşanmaması açısından ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece 30/06/2022 tarihli celsede kısa kararda “Davanın taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE” karar verilmiş, Gerekçeli kararda ise; “…Tüm dosya kapsamının incelenmesinde; davacının kayıt kabul talebine konu 1.400.740,12 TL işçilik ve sair alacaklarının iflas masasına kaydı istemine ilişkin davada Bakırköy …İcra Müdürlüğünün (İflas Dairesinin) hasım gösterilmek suretiyle hasımlı olarak açılması gerekmektedir. Hasımsız olarak açılan bir davada ıslah suretiyle davanın hasımlı hale getirilmesi de mümkün bulunmamaktadır…” gerekçesiyle “Davanın hasımsız açılamayacağından davanın USULDEN REDDİNE” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Kararın hukuka aykırı olduğunu beyan ederek kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davasıdır. İİK’nın 235/1. maddesi uyarınca iflas sıra cetveline yönelik itirazlar kural olarak genel mahkemelerde (Asliye Ticaret Mahkemesinde) görülür. Şikayetçi sadece kendi sırasına yönelik itirazlarını, husumeti iflas idaresine yönelterek İİK’nın 235/son maddeleri uyarınca şikayet olarak icra mahkemesinde ileri sürmelidir. İflas sıra cetvelinde başka bir alacaklının kabul edilen miktar kadar alacağı bulunmadığına ya da sırasına yönelik itiraz, o alacağın sıradan terkin edilmesi talebini içerdiğinden, şikayet olarak icra mahkemesinde değil, İİK’nın 235/2. maddesi uyarınca sırasına itiraz edilen alacaklıya husumet yöneltilerek dava yolu ile genel mahkemede (Ticaret Mahkemesinde) ileri sürülmelidir. Öte yandan, kayıt kabul davalarında tahsile değil alacağın iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmelidir. İflas sıra cetvelinde kendi sırasına itiraz eden veya alacağı iflas idaresi tarafından kısmen ya da tamamen reddedilen alacaklı davasını masanın temsilcisi olan adi tasfiyede iflas idaresine, basit tasfiyede ise iflas dairesine karşı açmalıdır. (İİK m. 235/2) Dava, … Ticaret A.Ş hasım gösterilerek açılmıştır. Dava dilekçesinde ayrıca Bakırköy …İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasında ek sıra cetveli düzenlendiği ifade edilmekle, tasfiyenin bu dosya üzerinden yürütüldüğü anlaşılmaktadır. Mahkemece Bakırköy …İcra Dairesi’nin … İflas sayılı dosyasına yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıda; Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/11/2017 tarih ve 2016/112 E. sayılı kararı ile iflasına karar verilen … Ticaret A.Ş. hakkındaki tasfiye işlemleri müdürlüklerince devam ettiği, 30/01/2018 tarihinde 1. Alacaklılar toplantısı yapıldığı, toplantıya katılan alacaklılarca gösterilen adaylar içerisinden İcra Hakimliğince iflas idaresi teşekkülü oluşturulduğu, iflas idare memurlarının iflas masasını müştereken temsile yetkili oldukları, müflis şirketin iflas kararının kesinleştiği, 2. Alacaklılar toplantısının 11/05/2022 günü yapılacağı belirtilerek, iflas idare memurlarının isim ve adresleri bildirilmiştir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 10/12/2014 tarihli 2014/2529 E. 2014/7989 K. sayılı ilamında; “…Davacı tarafça, dava dilekçesinin karşı taraf bölümüne müflis şirketin unvanı yazıldıktan sonra, “(Dosya basit tasfiye usulünde yürütülmekte olup, Bakırköy İflas Müdürlüğü’nce re’sen yürütülmektedir.)” ibaresi yazılmıştır. Kaldı ki, sadece müflis şirketin unvanı yazılmış olsa dahi, mahkemece dava bu sebeple reddedilmemeli, müflisin taraf ve dava ehliyeti olmakla birlikte sadece davayı takip yetkisi bulunmadığı gözetilerek, müflis şirket adına davayı takip yetkisine sahip olan iflas masası re’sen araştırılarak taraf teşkili sağlanmalıdır. Bu durumda mahkemece, dava dilekçesinde davalı müflis şirketin iflas masasını temsil eden iflas dairesinin belirtilmiş olduğu da gözetilerek, dava dilekçesinin iflas masasını temsil eden iflas dairesine tebliği ile uyuşmazlığın esasının incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, gerekçeli karar başlığında müflis şirketin iflas masası temsilcisinin yazılmasına rağmen, yazılı şekilde yanılgılı gerekçeyle hüküm kurulması doğru olmamıştır…” Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 09/09/2015 tarihli 2015/5827 E. 2015/5714 K. sayılı ilamında; “…Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; 2004 sayılı Yasa’nın 235/2. maddesinde açıkça düzenlendiği üzere bu davanın masaya karşı açılması gerektiği, 6100 sayılı Yasa’nın 119. maddesi gereğince tarafların dava dilekçesinin zorunlu unsurlarından biri olduğu, davanın bu nedenle hasımsız olarak açılmasının yerinde olmadığı, sonradan hasma yönetilmesinin de ortada usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından mümkün olmadığı, gerekçesiyle, usulden reddine karar verilmiştir… Dava kayıt kabul davasıdır. Bu tür davalar İİK’nın 235/2 maddesi uyarınca iflas masası aleyhine açılır. Davacı dilekçesinde; müflis … A.Ş.’den alacaklı olduğuna, iflas dosyasının ise Merzifon İflas Müdürlairesine tebliği ile uyuşmazlığın esasının incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, gerekçeli karar başlığında müflis şirketin iflas masası temsilcisinin yazılmasına rağmen, yazılı şekilde yanılgılı gerekçeyle hüküm kurulması doğru olmamıştır…” Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 09/09/2015 tarihli 2015/5827 E. 2015/5714 K. sayılı ilamında; “…Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; 2004 sayılı Yasa’nın 235/2. maddesinde açıkça düzenlendiği üzere bu davanın masaya karşı açılması gerektiği, 6100 sayılı Yasa’nın 119. maddesi gereğince tarafların dava dilekçesinin zorunlu unsurlarından biri olduğu, davanın bu nedenle hasımsız olarak açılmasının yerinde olmadığı, sonradan hasma yönetilmesinin de ortada usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından mümkün olmadığı, gerekçesiyle, usulden reddine karar verilmiştir… Dava kayıt kabul davasıdır. Bu tür davalar İİK’nın 235/2 maddesi uyarınca iflas masası aleyhine açılır. Davacı dilekçesinde; müflis … A.Ş.’den alacaklı olduğuna, iflas dosyasının ise Merzifon İflas Müdürlüğü’nün … sayılı iflas dosyası olduğunu belirtmiş olduğundan davacının kime karşı dava açtığı belirlidir. Bu durumda, HMK ‘nın 119/b ve 2 bendi ile 124/4 maddeleri nazara alınarak mahkemece Merzifon İflas Müdürlüğü’nün … sayılı iflas dosyasında oluşan iflas masasına karşı davaya devam olunması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır…” Emsal ilamlarda da ifade edildiği gibi müflis şirketin davalı olarak gösterilmesi yada hasımsız olarak davanın açılması, davanın reddi sebebi değildir. Zira davacı tarafça müflis şirket ve iflas dosyası bildirilmiş olup davanın kime karşı yöneltildiği belli olduğundan, mahkemece dava dilekçesinin karşı tarafa tebliği sağlanarak inceleme ve değerlendirme yapılması gerekirken yukarıdaki gerekçeyle davanın usulden reddine karar verilmesi hatalıdır. 6100 sayılı HMK’nın “Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi” başlıklı 294. maddesinde açıklandığı üzere mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur. Aynı yasanın “Hükmün kapsamı” başlıklı 297. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. “Hükmün yazılması” başlıklı 298. maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. T.C. Anayasası’nın 141. maddesi hükmü uyarınca, duruşmaların aleniyeti kuralı gereği, tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli kararın birbirine aykırı ve çelişik olmaması gerekir. Bu nedenle Mahkeme hükmü tek olduğundan ve kısa kararla aynı sonuçları taşıyacağından kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki halinde ortada yasaya uygun bir hükmün varlığından söz edilemez. Nitekim Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu’nun 10/04/1992 tarih ve 7/4 sayılı kararında, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni sayılacağı belirtilmiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22/06/2022 tarihli 2022/12-333 E. 2022/981 K. sayılı ilamı) Mahkemece kısa kararda davanın taraf ehliyeti yokluğundan usulden reddine karar verilmesine rağmen gerekçeli kararda hasımsız açılamayacağından usulden reddine karar verildiği anlaşılmakla, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişkili hüküm tesis edilmesi de yasal düzenlemelere aykırıdır. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/442 E. 2022/693 K. sayılı 30/06/2022 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 3-Davacı taraf harçtan muaf olduğu için harç alınmasına yer olmadığına, 4-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/01/2023