Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/1983 E. 2023/181 K. 01.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1983
KARAR NO: 2023/181
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/61 Esas
KARAR NO: 2022/465
KARAR TARİHİ: 08/06/2022
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/02/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde, dava dışı …’nın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğu, …’nın aynı zamanda davalı şirket nezdinde de sigortalı olduğu, sigortalının 21/10/2015 tarihinde safra kesesinde tespit edilen taş nedeniyle ameliyat olduğu, 28.157,93 TL tutarındaki tedavi masrafının müvekkili şirket nezdindeki sigorta poliçesinden karşılandığı, Sağlık Sigortası Genel Şartları 12. Maddesi gereğince; tedavi masraflarının birden fazla sigortacı tarafından temin edilmiş olması halinde, tedavi masraflarının poliçelerdeki teminat oranlarına göre sigortacılar arasında paylaşılması gerektiği, TTK 1466 maddesi ikinci fıkrası gereğince, ödemede bulunan sigortacı müvekkilinin aynı sigortalıyı sigortalayan … Sigortaya rücu hakkının bulunduğu, bu sebeple İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takibi yapıldığı, ancak yapılan icra takibinden sonuç alınamadığı, bunun üzerine zorunlu arabuluculuk yoluna gidildiği, ancak bu yoldan da bir sonuç alınamadığını belirterek, 16.237,67 TL’nin 14/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; huzurdaki davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu beyan ederek görevsizlik itirazında bulunmuş ve icra takibinin derdest olması nedeniyle davanın usulden reddinin gerektiğini savunmuş, esasa ilişkin olarak da; davaya konu hastalığın dava dışı sigortalı ile müvekkil şirket arasında akdedilmiş olan bireysel sağlık sigortası poliçesi kapsamında bulunmadığını, dava dışı sigortalının kazanılmış bir hakkı olmadığını, talep edilen alacak miktarının dava dışı sigortalının müvekkili şirket nezdindeki bireysel sağlık sigorta poliçesinin limit sınırının aştığını, sigortalının bireysel sağlık sigortasının koasüranslı nitelikte olduğunu, özel şartlar ile teminat kapsamı dışında bırakılmış halden dolayı müvekkili şirketin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece “…Dava dışı …’nın 21.10.2015 itibariyle davacı ve davalı sigorta şirketince sağlık sigortası kapsamında sigortalı olduğunu, davacının ödediği 28.157,93 TL tazminatı aynı sigortalıyı sigortalayan davalı sigorta şirketinden müşterek sigorta uygulaması gereği % 50 oranında talep edebileceği, davalı Sigorta şirketince düzenlenen sağlık sigorta poliçesince hastalığın poliçe teminat kapsamında olduğunu, davalı sigorta şirketinin ödenen 28.157,93 TL sağlık giderinin %50 oranına isabet eden 14.078,96 TL den sorumlu olacağı ” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 14.078,96-TL’nin 15.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf nedenleri olarak; dava dışı sigortalı, davacı şirket nezdinde 31/12/2014-2015 vadeleri arasında sigortalı olup müvekkil şirkette ise 24/06/2015-2016 vadeleri arasında sigortalı olduğunu, görüldüğü üzere dava dışı sigortalı, davacı ve müvekkil şirket tarafından aynı süreler için ve aynı zamanda sigortalanmadığını, bu sebeple müşterek sigorta hükümlerinin uygulanması söz konusu olmadığından mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, müşterek sigorta kapsamında ödendiği iddia olunan tedavi gideri bedelinin %50 lik kısmının, TTK 1466 maddesi ve Sağlık Sigortası Genel Şartları uyarınca rücuen tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirkette Grup Sağlık Sigortası kapsamında bulunan sigortalı …’ın 21/10/2015 tarihinde safra kesesinde tespit edilen taş nedeniyle hastanedeki tedavisine ilişkin 28.157,93 TL TL tutarındaki tedavi masrafının davacı sigorta şirketince ödendiğini, sigortalı …’ın aynı zamanda bireysel sağlık sigortası kapsamında davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, Sağlık Sigortası Genel Şartları 12. maddesinin “tedavi masraflarının birden fazla sigortacı tarafından temin edilmiş olunması halinde bu masraflar sigortacılar arasında teminatları oranında paylaşılır” düzenlemesi gereği, poliçe limiti uyarınca ödenen tutarın %50’lik kısmından davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu iddiasıyla işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Sağlık Sigortası Genel Şartları’nın Müşterek Sigorta başlıklı 12. maddesinde, tedavi masraflarının birden fazla sigortacı tarafından temin edilmiş olunması halinde, bu masraflar sigortacılar arasında teminatları oranında paylaşılacağı hükmüne yer verilmiştir. 6102 sayılı TTK ‘nın 1466. maddesinde müşterek sigorta düzenlenmiş olup maddede, bir menfaatin birden çok sigortacı tarafından aynı zamanda aynı süreler için ve aynı rizikolara karşı sigorta edilmişse, yapılan birden çok sigorta sözleşmesinin hepsinin ancak sigorta olunan menfaatin değerine kadar geçerli sayılacağı, bu takdirde sigortacılardan herbirinin sigorta bedellerinin toplamına göre sigorta ettiği bedel oranında sorumlu olacağı, sözleşmelere göre sigortacıların müteselsilen sorumlu oldukları takdirde, sigortalının uğradığı zarardan fazla bir para isteyemeyeceği gibi, sigortacılardan her birinin yalnız kendi sözleşmesine göre ödemekle yükümlü olduğu bedele kadar sorumlu olduğu, bu halde ödemede bulunan sigortacının diğer sigortacılara karşı haiz olduğu rücu hakkının, sigortacıların sigortalıya sözleşme hükümlerine göre ödemek zorunda olduğu bedeller oranında olduğu ifade edilmiştir. Davacı sigorta şirketi, Sağlık Sigortası Genel Şartları ve TTK 1466. Maddesi kapsamında müşterek sigorta hükümleri uyarınca davacı şirketçe karşılanan tedavi masraflarının yarısından davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğunu iddia etmiş ise de, müşterek sigorta sigorta hükümlerinin uygulanabilmesi için yasada ifade edildiği gibi aynı rizikoya karşı aynı zamanda, aynı süreler için sigortalanması gerekmektedir. Somut olayda, dava dışı sigortalı …’in … Yatarım Menkul Değerler A.Ş. şirketi nezdinde kurumsal Grup Sağlık Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu, davalı sigorta şirketi ile Bireysel 3S Ferdi Sağlık Sigorta Poliçesi sigortalı olduğu, sigortaların aynı zamanda, yapılmadığı gibi aynı süreleri kapsamadığı, dolayısıyla TTK 1466. maddesinde düzenlenen müşterek sigorta hükümlerin uygulanması mümkün görülmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken hukuki yanılgı ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/b-2 madde uyarınca davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.2 maddesi uyarınca KABULÜ ile İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/61 Esas, 2022/465 Karar sayılı ve 08/06/2022 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, 2- Davanın REDDİNE, a-Alınması gerekli 179,90 TL karar ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 277,30 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 97,40 TL nin karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, b-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, c-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ç-HMK’nun 333. Maddesi gereğince, karar kesinleştiğinde kalan gider avansının davacıya iadesine, İstinaf İncelemesi Yönünden; 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,4-Alınması gerekli 179,90 TL karar ilam harcının davalı tarafından peşin olarak yatırılan 240,70 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 60,40 TL nin karar kesinleştiğinde davalı tarafa iadesine,5-Davalı tarafça sarf edilen 400,60 TL istinaf harcı, 158,50 TL posta davetiye gideri olmak üzere toplam 559,10 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilemesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.01/02/2023