Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/1980 E. 2023/205 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1980
KARAR NO: 2023/205
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/292 Esas
KARAR NO: 2022/566
KARAR TARİHİ: 09/09/2022
TALEP: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)
KARAR TARİHİ: 08/02/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkil şirketir ödeme güçlüğüne düştüğünden bahisle, İİK 285 ve TTK 286 maddeleri hükümleri gereği müvekkili hakkında alacaklarıyla konkordato akdetmesini sağlamak amacı ile konkordato mühleti verilmesini ve kesin mühlet içinde yapılacak konkordato anlaşmalarının akdedilmesi halinde konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, konkordato talep eden … Sanayi Ve Tic. A.Ş.’nin revize edilen projesinin tasdiki ile konkordatoya tâbi borçlarının; her bir alacaklının alacak tutarının ilk taksidinin tasdik karar tarihini takip eden 6. aydan başlamak üzere 6 ayda bir ödemeler halinde 17 taksitte ve taksitlerdeki ödeme yüzdeleri sırasıyla %1, %1, %2, %2, %3, %3, %4, %4, %5, %6, %6, %7, %7, %9, %9, %10, %21 olacak şekilde ve her bir alacaklının alacak tutarının her bir taksitte 50.000,00-TL’den aşağı olmamak kaydı ile alacaklıların alacağının %100’ünün faizsiz bir biçimde ödenmesine karar verilmiştir. Verilen tasdik kararına karşı bir kısım müdahil alacaklılar tarafından istinaf edilmesi üzerine dairemizin 16/03/2022 tarih 2021/1036 E. 2022/311 K. sayılı kararı ile ” … A.Ş 16/03/2021 tarihinde yasal yasal süre dolduktan sonra istinaf başvurusunda bulunduğundan istinaf başvurusunun HMK’nın 346/(1) maddesi uyarınca, diğer alacaklılardan … Ayakkabı, … Bankası, … Faktoring, …, … firmaların konkordatonun tasdikine ilişkin itirazları bulunmadığı gibi toplantıya katılıp red oyu kullanmadıklarından ve SGK alacağı, kamu alacağı olup konkordato nisabına dahil edilen adi alacaklardan olmadığından sebeple istinaf hakkı bulunmadığından HMK’nın 352/(1)-c,ç maddeleri uyarınca istinaf taleplerinin reddine, … şirketi vekili 01/12/2021 tarihli dilekçesi ile istinaftan talebinden feragat etmesi ve vekilin vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunması nedeniyle istinaf talebinin HMK 349/2. maddesi gereğince feragat nedeniyle reddine, İstinaf incelemesine geçilen müdahil alacaklılar … Bankası, … Ayakkabı San. Ve Tic Ltd. Şti, … San. Tic. A.Ş, … Bankası A.Ş., … Ticaret A.Ş., … San. Tic. Ltd. Şti., … San ve Tic Ltd Şti. ve … San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekilleri istinaf nedenleri olarak kısaca; borçlu şirketin konkordato talebinin İİK 286, 287 ve ilgili diğer maddelerinde yer alan yasal düzenlemelere uygun olmaması, mühlet öncesine göre şirketin borcunun artmaya devam etmesi nedenleri projenin başarıya uluşmasının mümkün gözükmemesi, marka değeri ile stoklar için alınan raporun hüküm kurmaya elverişli olmaması, ek alacak için verilmiş bir karar bulunmaması, üçüncü kişi rehniyle güvence altına alınan alacağının rehinli alacak olarak gösterilmemesi, konkordatonun tasdiki için kanunun aradığı şartlar oluşmaması, teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olmaması, itiraza uğrayan çekişmeli alacaklar için herhangi bir pay ayrılmaması, borçlu şirketin, alacaklıları zarara uğratmak kastı ile hareket etmesi nedeni ile iyi niyetli olmaması, organik bağı bulunan … Deri şirketine sermaye transferi yapılması, konkordato projesinin eşitlik ilkesine aykırı olması, her alacaklıya eşit ödeme yapılmaması ve teklif edilen projenin gerek taksit sayısı ve gerek ödeme süresi çok uzun zamana yayılması ve faizsiz ödeme yapılması nedeniyle alacaklıları büyük bir zarara uğratacak olması gösterilmiştir. Borçlu şirketin 01/07/2020 tarihli nihai projesinde yer verdiği ödeme teklifinde; her bir alacaklının alacak tutarının ilk taksiti, mahkemenin tasdik kararı tarihini izleyen 6. aydan itibaren 6 ayda bir ödemeler halinde 17 taksitte ( tabloda belirtilen oranlarda) ve her bîr alacaklının alacak tutarı, her bir taksitte asgari 50.000,00 TL ödeme yapılmak suretiyle ödeneceği belirtilmiş olup mahkemece ödeme teklifine uygun olarak konkordato nihai projesinin tasdikine karar verilmiştir. Dosya kapsamına göre, borçlu şirketin ayakkabı satışı yaptığı, satışı yapılan ayakkabıların fason olarak üretildiği, hal-i hazırda 8’i bayii olmak üzere toplam 59 mağazasının bulunduğu, şirketin satışlarının önemli bir kısmının e-ticaret sitesinden gerçekleştirildiği, 31/03/2020 tarihi itibariyle şirketin konkordato kapsamındaki borçları yaklaşık 285 milyon TL, mühlet sonrasına ait borçlar yaklaşık 131 milyon TL, personel, SGK ve vergi borçları da dahil konkordatoya tabi olan olmayan toplam borcu yaklaşık 456 milyon TL olduğu, borçlunun nihai projede yer verdiği ödeme kaynakları, 2029 yıl sonuna kadar faaliyet gelirinden elde edilecek net kar (318.700.486,91 TL) ile dönem başı nakit mevcudundan ( 33.839.916,09 TL) oluştuğu, şirketin 2019 yılı 236.191.531,82 TL net satışlarına karşılık satış, dağıtım ve pazarlama ve genel yönetim giderleri ile finansman gideri düştüğünde şirketin 2019 yılı sonu itibariyle vergi öncesi karı 24.274.671,12 TL olduğu, şirketin 2020 yılında giderlerde ciddi kısıntıya gittiği ve buna bağlı olarak kârını artırdığı görüldüğü, 2020 yılının ilk 3 aylık döneminde şirketin net satışları 54.819.372,36 TL olarak gerçekleştiği bu satışlar karşılığında 2.274,070,41 TL net kar açıkladığı görülmüştür. Şirketin öngördüğü satış hedefleri geçmiş yıllar ile mukayese edildiğinde, hedeflerin ulaşılabilir olduğu, yine faaliyet kârlılıkları da geçmiş yıllar ve güncel durum ile uyumlu olup şirketin karsız ve verimsiz mağazalarını kapatarak ciddi bir tasarrufa yöneldiği, bunun yanında e-ticaret kapsamındaki satışlara odaklandığı ve bu e-ticaret satışlarının giderek artan bir trend izlediği gözönüne alındığında şirketin karlılığı artamaya başladığı, anlaşılmıştır. Konkordatonun amacı borçluyu olduğu kadar alacaklıları da iflasa nazaran daha kısa sürede ve yüksek oranda tatmin etmektir. Bu yapılırken özellikle alacaklıların sürece dahil edilmesi; alacaklıların, komiserin ve mahkemenin katılımı ile nihai projenin oluşturulması ve konkordatonun başarıya ulaşması için iş birliğine gidilmesi gerekir. Konkordato mühleti borçlunun oylamaya hazırlık yapacağı, alacaklılarla görüşeceği ve onları olumlu oy kullanmaya ikna edeceği bir süreçtir. Bu bakımdan alacaklıların yaklaşımının borçlunun ve konkordatonun akıbetinde büyük bir rolü vardır. Bu sebeple konkordatoda kilit noktası alacaklıların projeyi oylamasıdır. Alacaklıların onayına sunulacak proje ön proje değil, (komiserin ve alacaklıların da katılımıyla ve gerekirse mahkemenin müdahalesiyle revize edilmiş; İİK m.305/son) nihai projedir. Mahkemece ön veya nihai projenin, alacaklıların oylamasına dahi sunulamayacak kadar olumsuz bulunması ihtimali dışında, borçlunun ve alacaklıların konkordatonun imkanlarından yararlandırılmaması düzenlemenin amacı ile bağdaşmamaktadır. ( İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 17/07/2019 tarih 2019/1542 E. 2019/1505 K. ) Bu itibarla mahkemece, projede hedeflenen karın gerçekleşmesi halinde projenin başarıya ulaşma ihtimali bulunduğundan borçlu şirkete kesin mühlet verilerek nihai projenin alacaklıların oylamasına sunulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Üçüncü kişi ipoteği ile teminat altına alınan alacağın rehinli alacak olarak karar verilmesi gerektiği itirazı yönünden; Üçüncü kişi rehniyle güvence altına alacakların konkordato projesinin kabulüne ilişkin nisapta dikkate alınıp alınmayacağına ilişkin uygulamada ve doktrinde farklı görüşler bulunsa da hakim görüş, alacağı üçüncü kişi rehniyle güvence altına alınan alacaklının, konkordato projesinin kabulüne ilişkin olarak nisaba dahil edileceği yönündedir. Bu görüşünün temel gerekçesi, alacağı üçüncü kişi tarafından sağlanan rehinle güvence altına alınan alacaklının, konkordato nisabına dahil edilmemesi halinde, halefiyet gereği daha sonra alacaklının yerine geçerek borçluya rücu edebilecek üçüncü kişinin zarara uğrayacağı düşüncesidir. Bu düşünceye göre alacaklı nisaba dahil edilmeyerek teminattan mahrum bırakıldığında, üçüncü kişi de buna bağlı olarak rücu hakkının güvencesinden mahrum kalacağı yönündedir ( Prof. Dr. Oğuz Atalay, Prof Dr. Murat Atalı ve Doç. Dr. Ersin Erdoğan tarafından yazılan ve 16.10.2020 tarihinde …com.tr’de yayımlanan “Üçüncü Kişi Rehniyle Güvence Altına Alınmış Olan Alacakların Borçlunun Konkordato Nisabında Dikkate Alınıp Alınmayacağı Meselesi başlıklı makale ) Öğretideki hakim görüş, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 16/02/2021 tarih 2021/1389 Esas 2021/275 Karar sayılı ilamında ifade edildiği şekilde ” İİK 295. maddesi “Mühlet sırasında rehinde temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez” şeklindedir. 17.07.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunla değişik İİK 289. maddesi de aynı ifadeleri taşımaktadır. 28.02.2018 tarih ve 7101 sayılı Kanun yürürlüğünden önce doktrin maddede belirlenen rehinli malın borçluya ait olması konusunda fikir birliği içindedir. (Gündoğan, Postacıoğlu, Üstündağ Kuru) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 20.10.1993 tarih 6282/6805 karar sayılı ilamında da 3. kişi rehninin konkordato nisabında adi alacak olarak gözönünde bulundurulmasına karar vermiştir. Meseleyi konkordatonun amacı çerçevesinde değerlendirmek gerekir. Konkordato dürüst bir borçlunun belli bir zaman kesiti içerisindeki bütün adi alacaklarını yetkili makamın onayı ve alacaklı çoğunluğunun kabulü ile tasfiyesinin sağlandığı bir icra biçimidir. Bu amacın gerçekleştirilmesi yani konkordatonun başarıya ulaşması için borçlunun malvarlığının korunması gerekir. İİK.nın 295. maddesi de bu amaca hizmet eden bir hüküm içerir. Rehni 3. kişinin vermesi halinde bu rehnin paraya çevrilmesi konkordato talep eden borçlunun pasifine etki etmeyecektir. Bu haliyle 3. kişi tarafından verilen rehnin paraya çevrilmesini konkordato kapsamında engellenmesi kanun koyucunun amaçladığı bir sonuç olarak düşünülemez. İİK 45. maddesi uyarınca alacaklı önce rehne müracaat etmelidir. Maddede rehnin 3. kişi tarafından verilmiş olması durumu ayrık tutulmamıştır. Bu nedenle alacaklının 3. Kişi tarafından verilen rehne öncelikle müracaat etmesi, konkordato talep eden borçlunun malını koruma altında tutacak olup bu husus konkordato kurumunun amacına uygun olacaktır. Bu gerekçeler ışığında alacağı 3. kişi rehniyle temin edilen alacaklının alacağının adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi borçlu ve rehin veren 3.kişinin kanunun 303. maddesi çerçevesinde hareket etmesi gerekecektir.” şeklinde benimsenmiştir. Dairemizce de gerek öğretideki hakim görüş gerekse Yargıtay kararı uyarınca uyarınca üçüncü kişinin malvarlığına dahil malların rehniyle temin edilen alacakların adi alacak sayılarak bu çerçevede konkordato projesinin kabulüne ilişkin nisapta dikkate alınması gerektiği kabul edilmiştir. Bu sebeple yapılan alacaklılar toplantısında üçüncü kişi rehniyle teminat altına alınan alacaklıların alacağı, adi alacak olarak tespit edilerek alacaklılar toplantısına katılmaya hak kazananlar listesinde yer almasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Ek alacak talebine ilişkin verilmiş bir karar bulunmadığı itirazı yönünden; İİK’nın 299. maddesinde, alacaklıların, İİK 288 inci madde uyarınca yapılacak ilanla, ilan tarihinden itibaren on beş gün içinde alacaklarını bildirmeye davet olunacağı, ayrıca ilanın bir sureti adresi belli olan alacaklılara posta ile gönderileceği, ilanda, alacaklarını bildirmeyen alacaklıların bilançoda kayıtlı olmadıkça konkordato projesinin müzakerelerine kabul edilmeyecekleri ihtarda yazılacağı düzenlenmiştir. Yasada öngörülen ilanın iki amacı vardır. Birincisi borçlunun malvarlığı ile sorumlu olduğu pasifin kapsamının belirlenmesi, ikincisi ise komiserin konkordato teklifinin kabulü hakkındaki müzakerelere ve oylamaya katılacak alacaklılar çevresinin belirlenmesidir. O halde bilançoda alacakları kayıtlı olmayan alacaklıların, ilanda belirtilen süre içinde alacağının bildirmemenin yaptırımı, konkordato nisabının hesaplanmasında dikkate alınmaması ve konkordato projesi hakkında oy kullanamamasıdır. Ancak, on beş günlük süre içinde alacak bildirmemenin yaptırımı kesinlikle alacağın sükutu değildir. Süresi içinde alacak kaydı yaptırmayan alacaklı, konkordato tasdik edildiği takdirde konkordato şartları dairesinde alacağını talep edebilecektir. ( Selçuk Öztek / Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, Yeni konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019 s. 458- 463) Somut olayda kesin mühlet kararı İİK 288. madde kapsamında ilan edilmiştir. Alacaklı olanların varsa alacaklarının belgeleri ile İİK 299. maddesi gereğince ilan tarihinden itibaren 15 gün içerisinde bildirilmeleri için ilan yapılarak alacak kayıtları yapılmış olup itiraz eden müdahil alacaklının, ek alacağı bilançoda kayıtlı olmadığı gibi ilan tarihinden itibaren 15 günlük süre içinde bu alacak için bildiriminde bulunmadığından alacaklının ek alacağının, konkordato nisabının hesaplanmasında dikkate alınmamasında yahut çekişmeli alacak olarak gösterilmemesinde hukuka aykırılık görülmemiştir. Alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli çoğunluk 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 302. maddesinde, konkordatonun tasdiki şartları ise aynı kanunun 305. maddesinde düzenlenmiştir. 2004 sayılı İİK’nun alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli çoğunluk başlıklı 302. Maddesi:”Komiser alacaklılar toplantısına başkanlık eder ve borçlunun durumu hakkında bir rapor verir. Borçlu gerekli açıklamaları yapmak üzere toplantıda hazır bulunmaya mecburdur. Konkordato projesi; a) Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya b) Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır.Oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklılar oy kullanabilir. 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların alacaklıları ve borçlunun eşi ve çocuğu ile kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve kardeşi alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmaz.Rehinle temin edilmiş olan alacaklar, 298 inci madde uyarınca takdir edilen kıymet sonucunda teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılırlar. Çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır. Konkordato projesinin müzakereleri sonucunda oluşturulan konkordato tutanağı, kabul ve ret oylarını içerecek şekilde derhâl imza olunur. Toplantının bitimini takip eden yedi gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur.Komiser, iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi gün içinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi eder.” Konkordatonunu tasdiki başlıklı 305. Maddesi “302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır.a)Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması.b)Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder). c)Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması d)206’ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır). e)Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması. Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.” hükmüne yer verilmiştir. İİK 305. Maddenin ilk fıkrasının (a) bendinde konkordatoda teklif edilen tutar, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olması düzenlenmiştir. Burada hedeflenen amaç, konkordatonun, alacaklıları iflastan daha kötü bir noktaya taşımamasıdır. Borçlu şirketin iflası halinde âdi alacaklının alacaklarına kavuşma oranının yaklaşık % 5 olduğu, sunulan nihai projede ise alacaklıların alacağının %100’ünü faizsiz bir biçimde mahkemenin tasdik kararını takip eden 6. aydan başlamak üzere 6 ayda bir ödemeler halinde 17 taksitte ve her bir taksit tutarının 50.000,00-₺’den aşağı olmamak şartı ile ödemeyi teklif ettiği, buna göre konkordatonun iflasa nazaran alacaklıların lehinedir. (b) bendinde teklif edilen tutarın borçlunun kaynaklarıyla orantılı olması şartı yönünden, mahkemenin bu değerlendirmeyi yaparken, tasdik yargılamasında borçlunun karar aşamasına yakın bir dönemdeki mal varlığı değerlerini hesaba katmalıdır. Teklif edilen oranın borçlunun mal varlığı ile orantılı olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak bu inceleme kapsamında bilirkişi tarafından ilk olarak borçlunun konkordatoya tabi aktifleri ile pasifinin belirlenmesi gerekmektedir. Mahkemece, şirketin stokları, maddi ve maddi olmayan duran varlıkları ile marka rayiç değerleri alanında uzman bilirkişilerce usulüne uygun tespit ettirilmiş olup şirketin mevcut kaynakları ile borçlarını ödemeyi planladığı dönemde elde edilecek kaynakların konkordato teklifi ile orantılı olduğu, borçların, hedeflenen 8,5 yıllık dönemden daha kısa sürede faizsiz ödeme imkanı bulunmadığı anlaşılmıştır. Konkordato projesinin kabulü için İİK 302. maddesinde öngörülen ‘kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısı veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini” şeklindeki her iki alternatifli çoğunluğu da sağladığı dolayısıyla borçlunun dosyaya sunduğu nihai projenin, yasanın aradığı çoğunlukta alacaklılar tarafından kabul edilmiştir. İtiraza uğrayan çekişmeli alacaklar için herhangi bir pay ayrılmaması itirazı yönünden; “Çekişmeli alacaklar hakkında dava” başlıklı Madde 308/b- (Ek: 28.02.2018-7101/37 md.) maddesinde: “Alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilânı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler. Tasdik kararını veren mahkeme, konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir. Süresi içinde dava açmamış olan alacaklılar, bu paydan ödeme yapılmasını talep edemezler; bu durumda yatırılan pay borçluya iade edilir.” hükmü yer verilmiş olup bu hususta hakime takdir yetkisi verildiği, ayrıca İİK 308/b bendi gereğince alacağın esasına ilişkin olarak açılacak davada, mahkemece, karar kesinleşinceye kadar, çekişmeli alacaklara isabet eden payın bankaya yatırılmasına resen karar verilebileceği nazara alındığında, mahkemece, çekişmeli alacaklar için depo kararı verilmemesinde hukuka aykırılık görülmemiştir. Borçlu şirketin, alacaklıları zarara uğratmak kastı ile hareket etmesi nedeni ile iyi niyetli olmaması, organik bağı bulunan … Deri şirketine sermaye transferi yapılması itirazı yönünden; borçlu şirketin kaydi bilançosunda toplam 209.887.140,47 TL ticari alacağı bulunduğu, bu tutarın 182.106.022,02 TL’ lik kısmı, borçlu şirketin ilişkili şirketi olan … San. Ve Tic, şirketinden kaynaklandığı, tahsil kabiliyeti bulunmadığı değerlendirilerek bu alacaklar rayiç bilançodan çıkartıldığı görülmüştür. Bu husus bir kısım alacaklılarca şikayet konusu yapılmış olup, Komiser Heyetince yapılan değerlendirilmede ” borçlu şirket ile … şirketi arasında organik bağ bulunduğu, borçlu şirketin … San. ve Tic. A.Ş.’den olan alacaklarının mal alım satımına ilişkin olduğu görüldüğü, borçlu şirketin alacağının doğumuna neden olan bu ilişkiler konkordato öncesi döneme ait olduğu, bu nedenle, ticari defterlerde gözüken bu mal alım satımlarının fiiliyatta gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti bu aşamada mümkün olmadığı, borçlu şirket ile … Deri arasındaki bu borç-alacak ilişkisinin alacaklıları zarara uğratma amacıyla gerçekleştirildiği, bu davranışın IlK m.331 hükmünde düzenlenen alacaklıları zarara sokmak kastıyla mevcudu eksiltme suçunu oluşturduğu öne sürüldüğü, atıf yapılan yasa maddesinin son fıkrasında, bu suçlar bakımından alacaklının şikayeti üzerine takip olunur hükmü yer aldığı, bu hüküm uyarınca Komiser Heyetimizin İİK m.331 kapsamında şikayet hakkı bulunmadığı, fakat alacaklı sıfatına haiz şirketlerin İİK m.331 kapsamında şikayet hakkının bulunduğu ” yönünde tespitte bulunmuştur. Her ne kadar borçlu şirketin, organik bağı bulunan şirkete sermaye transferi yapıldığı iddia olunmuş ise de, dosya kapsamı itibariyle bu husus ispatlanamadığı gibi alacaklıların şikayeti üzerine başlatılmış bir soruşturma bulunmadığı, şirketlerin, organik bağı bulunan ilişkili şirketler ile ticari ilişkide bulunmasınında anormal bir durum olmadığı, alacaklılar toplantısı öncesinde, ilişkili şirketten olan alacağın tahsil kabiliyetinin bulunmadığı tüm alacaklılar tarafından bilindiği, dosya kapsamı itibariyle ispat edilemeyen ” borçlu şirketin, alacaklıları zarara uğratmak kastı ile hareket ettiği, organik bağ bulunan şirkete sermaye transferi yapıldığı” iddiasının takdiri tamamen alacaklılar toplantısına geçtiği, alacaklılar toplantısında böyle bir ihtimalin bulunduğu kanaati ağırlık kazanmış olsaydı konkordato teklifi reddetme imkanı varken konkordatonu kabul edildiği anlaşılmakla bir kısım alacakların bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Ödemenin faizsiz şekilde, 8,5 yıl sürmesi ve her bir taksitte asgari 50.000,00 TL ödemede bulunulması, alacaklıları telafisi mümkün olmayacak zarara uğrattığı ve alacaklılar arasında eşitsizliğe yol açtığı itirazı yönünden; konkordatoya tâbi borçlarının, nihai projede belirtildiği gibi her bir alacaklının alacak tutarının ilk taksidinin tasdik karar tarihini takip eden 6. aydan başlamak üzere 6 ayda bir ödemeler halinde 17 taksitte (8,5 yılda) ve taksitlerdeki ödeme yüzdeleri sırasıyla %1, %1, %2, %2, %3, %3, %4, %4, %5, %6, %6, %7, %7, %9, %9, %10, %21 olacak şekilde ve her bir alacaklının alacak tutarının her bir taksitte 50.000,00-₺’den aşağı olmamak kaydı ile alacaklıların alacağının %100’ünün faizsiz bir biçimde ödenmesine karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 285. maddesinde, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel iflastan kurtulabilmek için konkordato talep edebileceğine yer verilmiştir. Borçlu şirketlerin, vade konkordatosu talep etmiş olmaları yanında yine borca batık olmayan şirketin tenzilat ( faizsiz ödeme de bir nevi tenzilat sayıldığı) talebinde bulunmasında da yasal bir engel mevcut değildir. Komiser heyeti raporunda belirtildiği gibi şirketin borçlarını daha kısa bir vadede veya faiziyle birlikte ödemesinin mümkün gözükmediği, şirketin muhtemel iflası halinde ülkemizde iflas tasfiyelerinin yaklaşık 5 yıl sürdüğü, borçlu şirket büyüklüğünde bir şirketin tasfiyesi daha da uzayabileceği ve şirketin iflası halinde adi alacaklıların alacaklarına kavuşma oranı yaklaşık % 5 olduğu, konkordatonun tasdiki halinde ise borçlu şirketin nihai projesinde öngördüğü şekilde 8,5 yıllık vadede alacaklarının % 100’ünü tahsil edebilecekleri görülmüştür. Bu itibarla komiser heyetince ödeme vadesi olarak daha kısa bir süre teklif edilmesinin ve ödemelerin faizsiz yapılması mümkün gözükmediği, geçmiş yıllar ve konkordato sürecindeki şirketin mali tabloları analiz edilerek tespit edilmiş olmakla, konkordatoyu kabul eden alacaklıların sayısı ve alacak miktarı da ( alacaklı sayısı bakımından %67,66 alacak miktarı yönünden ise %72,07 ), göz önüne alındığında, iflas haline nazara alacaklılar yönünden daha avantajlı sonuç doğuracağı, gerekçesiyle bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir. Ancak, iflas ve konkordato gibi tasfiye biçimlerinde aynı nitelikteki alacaklar arasında eşit işlem yapılmasına dair genel bir ilke üzerinde öğreti ve yargı uygulaması hemfikirdir. Konkordato süreci, alacaklılar arasında eşitlik ilkesine dayalı olarak yürütülür. Konkordato da alacaklılar arasında herhangi bir ayırım yapılmaksızın benzer durumlarda bulunan bütün alacaklıları kapsayan adil ve dengeli bir ödeme planının ortaya konulması ve alacaklıların tatmin edilmesinde de aynı ilkeler gözetilmelidir. İİK’nın 305. maddesinde hükme bağlanan konkordato koşullarının kümülatif olarak bir arada bulunması halinde mahkeme konkordatoyu tasdik edecektir. Mahkemenin bu aşamada geniş bir takdir yetkisi bulunmaktadır ve tasdik yargılamasında re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Mahkeme, tasdik yargılamasında konkordato projesini kontrol edecek, konkordato sürecinde yapılması gereken işlemlerin zamanında ve kanuna uygun olarak yapılıp yapılmadığını denetleyecektir. Şekli inceleme kapsamında yapacağı en önemli tespit, komiserin süresi içinde dosyayı kendisine teslim edip etmediğidir. İçerik olarak dikkatle araştırması gereken husus ise borçlunun alacaklılar arasında dengeyi koruyup korumadığıdır. (Öztek S./Budak A.C./ Yücel M.T./Kale S./Yeşilova B., Yeni Konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019, s. 539.) Somut olayda; ortaya konulan ödeme planında, ödemenin, faizsiz şekilde, ilk taksiti, mahkemenin tasdik kararı tarihini izleyen 6. aydan itibaren 6 ayda bir ödemeler halinde 8,5 yıl sürmesi ve her bir taksitte asgari 50.000,00 TL ödeme bulunulması amaçlandığı gözetildiğinde, alacak miktarları 50.000 ila 100.000 arasında bulunan tüm alacaklılar, alacaklarının tamamına ilk yada ikinci taksitte kavuşmuş olacakken diğer alacaklıların tüm alacaklarını tahsil etmeleri çok daha uzun vadeye yayıldığı görülmüştür. Nitekim bu husus Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin, 02/03/2021 tarih 2021/1209 Esas 2021/569 Karar sayılı ilamında ” …Konkordatoda, alacaklılar arasında mutlak eşitliğin sağlanması şart olmayıp, dengeli ve adil bir ödeme planı ortaya konulması, alacaklıların da buna göre tatmin edilmesinin sağlanması amaçlanmaktadır. Somut olayda, ortaya konulan ödeme planıyla alacağı 35.000,00 TL’nin altında olan küçük alacaklı grubu iki taksitte olmak üzere en geç ikinci taksit tarihi olan 31.05.2021 tarihi itibariyle alacaklarının tamamına kavuşmuş olacak iken diğer alacaklıların tüm alacaklarını tahsil etmeleri daha uzun vadeye yayılmaktadır. Alacağı 35.000,00 TL ile 100.000,00 TL arasında olanların son taksit tarihi 31.05.2022, alacağı 100.000,00 TL üzerinde olanların son taksit tarihi ise 30.03.2023 tarihidir. Diğer yandan, davacı şirketin bu vade tarihlerine kadar aynı ödeme gücüne sahip olup olamayacağını ya da bu tarihlere kadar konkordatonun feshedilip edilmeyeceğini önceden öngörmek mümkün değildir. Böyle bir ihtimalde, küçük alacaklı grubu alacağının tamamını ya da büyük bir bölümünü tahsil etmiş olacak iken diğer alacaklılar daha az oranlarda tahsil imkanına kavuşmuş olacaklardır. Sonuç olarak, bu ödeme planının alacaklıların adil ve dengeli bir şekilde tatmin edilmesi ilkesine uygun olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu durumda, mahkemece, İİK’nın 304. ve 305/2. maddesi hükümleri uyarınca, konkordato projesi re’sen ele alınarak, projeye olumlu oy kullanacak alacaklı grubunun menfaatleri dikkate alınarak özel bir ödeme planı geliştirildiği, bu durumun özellikle bankalar olmak üzere büyük alacaklılar aleyhine olduğu, alacaklılar arasında adil ve dengeli dağıtım ilkesine aykırı davranıldığı hususları gözetilerek, projede bu yönde düzeltme yapılmasının sağlanması, aksi takdirde İİK’nın 308. maddesi hükmü uyarınca, konkordatonun tasdiki talebinin reddiyle, doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin mevcut olması halinde, davacı borçlu şirketin iflasına karar verilmesi gerektiği” ifade edilmiştir. Öte yandan İİK 305. Maddenin ilk fıkrasının (d) bendinde düzenlenen ” 206’ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması ” şartı yönünden Komiser Heyetince, tespiti mümkün en güncel duruma göre teminat gösterilmesi gereken borçların listesi hazırlandığı, hazırlanan listeye göre, borçlu şirketin 93 alacaklıya 7.614.037,50 TL borcu için teminat göstermesi gerektiği, borçlu şirkete ait “…” markasının güncel piyasa değerinin 155.256.603,06 TL tespit edildiği, bu tespite göre, borçlu şirkete ait markanın, 7.614.037,50 TL tutarındaki borç yönünden teminat vasfı taşıdığı, belirtilen alacak tutarı bakımından borçlu şirkete ait markalar üzerinde rehin tesis edilmesi için Türk Patent ve Marka Kurumuna müzekkere yazılmış ise de, Türk Patent ve Marka Kurumunca dosyanın karara çıktığı 05/02/2021 tarihinde, talep edilen rehin işlemi için gerekli ücretin ödenmesi halinde talebin yerine getirileceği şeklinde cevap verilmiş olduğu, sonrasında ücretin yatıp yatmadığı markalar üzerine rehin tesis edilip edilmediği belli olmadığı görülmüştür. Bu itibarla imtiyazlı alacaklılar için borçlu şirkete ait markalar üzerinde rehin tesis edilmek suretiyle teminat şartının yerine getirilip getirilmediği tespit edilmeden konkordatonun tasdikine karar verilmesi hatalı olmuştur. O halde, mahkemece yapılacak iş, İİK’nın 304 ve 305/2 maddesi hükümleri uyarınca, konkordato projesi resen ele alınarak, alacaklılar arasında adil ve dengeli bir ödeme planı içerir şekilde projede düzeltme yapılmasının sağlanması, akabinde revize projenin alacaklıların onayına sunulduktan sonra konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikin uygun olup olmadığına dair gerekçeli rapor mahkemeye sunulduktan sonra İİK 304 madde uyarınca konkordato talebinin değerlendirilmesi aksi takdirde İİK’nın 308. maddesi hükmü uyarınca, konkordatonun tasdiki talebinin reddiyle, doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin mevcut olması halinde, davacı borçlu şirketin iflasına karar verilmesi gerekmektedir. ” gerekçesiyle mahkeme kararının kaldırılmasına dosyanın, dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine iadesine karar verilmiştir Dairemizin kaldırma kararı sonrasında, mahkemece, borçlu şirketin sunduğu 04/05/2022 tarihli revize projenin alacaklıların kanunda ön görülen çoğunluğu tarafından kabul edilip edilmediği ile kanunda ön görülen diğer tasdik şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarına ilişkin Konkordato Komiser Heyeti’nden rapor alındıktan sonra konkordato tasdik şartları gerçekleştiği gerekçesiyle konkordato talep eden şirketin tasdik talebinin kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 205450 sicil nosunda kayıtlı olan … Sanayi Ve Tic. A.Ş.’nin 04/05/2022 tarihli revize edilen projesinin tasdikine, konkordatoya tâbi borçlarının tamamının faizsiz bir şekilde, tasdik kararı tarihini müteakip 90 gün sonra başlamak üzere 6 ayda bir ödemeler halinde, 1. taksitte toplam borcun %4’ünün, 2. taksitte toplam borcun %4’ünün, 3. taksitte toplam borcun %6’sının, 4. taksitte toplam borcun %6’sının, 5. taksitte toplam borcun %8’inin, 6. taksitte toplam borcun %8’inin, 7. taksitte toplam borcun %10’unun, 8. taksitte toplam borcun %12’sinin, 9. Taksitte toplam borcun %12’sinin, 10. taksitte toplam borcun %15’inin, 11. taksitte toplam borcun %15’inin ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Müdahil alacaklı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin yasal süresi içinde sunmuş oldukları istinaf dilekçesinde; Konkordato sürecinde yapılan değerlendirme ve verilen kararda kurum alacakları dikkate dikkate alınması gerekirken kurumumuz bakımından hiç bir açıklama yapılmadan konkordato projesinin kabulüne karar verildiğini, kurum alacakları konkordatodan etkilenmediğinden konkordato projesinin onaylanması halinde kurum alacaklarının 6183 sayılı Kanunun 206. Maddesindeki sıra gözetilerek ve tam olarak ödenmesi gerektiğini, konkordato sonuçları açısından imtiyazlı, bazı rehinli ve amme alacakları için konkordato bağlayıcı hüküm arz etmeyeceğini bu nedenle eksik inceleme sonucu verilen mahkeme kararının kaldırılarak davacının konkordato projesinin tasdiki talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Müdahil alacaklı … Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti. Vekili yasal süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; müvekkil şirket konkordato talep eden şirketten İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … e. sayılı takip dosyası ile alacaklı olduğu, kambiyo takibi olan icra takibinden kaynaklı 21.03.2019 ve 28.03.2019 vadeli senetlerden kaynaklı alacaklı olan müvekkil senet vadelerinden önce açılan bu davadan takip ile beraber haberdar olduğunu ve alacağına konkordato tedbir kararından kaynaklı kavuşamadığını, davacının konkordato talebinin İİK 285 vd maddelerindeki şartları taşımadığından , öncelikle konkordato talebine açıkça itiraz ettiklerini, yerel mahkemece konkordato talep eden şirketin iyi niyetli ve dürüst olup olmadığı, projenin uygulanabilir olup olmadığı ve gerçek verileri yansıtıp yansıtmadığı araştırılmadığını, ancak tasdik edilen konkordato projesinde ilave finansal kaynak yaratmadan mevcut borçların üstesinden gelinemeyeceği açık olup, konkordato talebinde bulunan alacaklı sırf icra takiplerinden kurtulma amacı güttüğünü, konkordato kapsamında yapılacak ödemelerde finansal kaynağın nasıl sağlanacağı hususu da tasdik edilen raporda tam bir muamma olduğunu, ayrıca, tasdik edilen raporda alacak ve borç tutarlarının zaman içindeki değerine ilişkin hesaplama da yapılmadığını, öte yandan proje ile öngörülen vade uzun ve alacaklıların alacağının tamamını karşılama hedefinden uzak olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Müdahil alacaklı … Deri San. Ve Tic. Ltd. Şti. Vekili yasal süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; … Deri Ürün. San. Ve Tic. AŞ.’nin keşidecisi olduğu … Bankası T.A.O.’ya ait çeki; Müvekkil … Deri San. Ve Tic. Ltd. Şti. yetkili hamil olarak elinde bulundurduğunu, Çek müvekkil tarafından yasal süresi içinde bankaya ibraz edildiğini fakat ibraz edilen çek karşılıksız çıkmış olup müvekkil haklı alacağına kavuşamadığını, davacının konkordato talebinin İİK 285 vd maddelerindeki şartları taşımadığından , öncelikle konkordato talebine açıkça itiraz ettiklerini, yerel mahkemece konkordato talep eden şirketin iyi niyetli ve dürüst olup olmadığı, projenin uygulanabilir olup olmadığı ve gerçek verileri yansıtıp yansıtmadığı araştırılmadığını, ancak tasdik edilen konkordato projesinde ilave finansal kaynak yaratmadan mevcut borçların üstesinden gelinemeyeceği açık olup, konkordato talebinde bulunan alacaklı sırf icra takiplerinden kurtulma amacı güttüğünü, konkordato talep eden şirket tarafından borçların ödenmesi ve işletmeye hayatiyet kazandırılmasından öte bir finansal enstrüman olarak kullandığı izlenimi hakim olduğunu, açıklanan nedenlerle alacaklıların ağır bir zarara uğratıldığı, işletmenin ise bundan fedakarlığın ötesinde avantaj sağladığı bir konkordatonun tasdik edilmesi, kurumun amacına uygun düşmemekte ve tasdik talebinin reddine ve de talep eden … Ayakkabı Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin iflasına karar verilmesini talep etmiştir Müdahil alacaklı … Bankası T.A.O vekili yasal süresi içinde sunmuş oldukları istinaf dilekçesinde; müvekkil bankanın söz konusu firmadan olan çek sorumluluk bedelleri başta olmak üzere alacak tutarları dikkate alınmadığını, öte yandan Proje ile öngörülen vade uzun ve alacaklıların alacağının tamamını karşılama hedefinden uzak olduğunu, konkordato talebinin, İİK’nun 286., 287. ve ilgili diğer maddelerinde yer alan yasal düzenlemelere uygun bulunmaması ve sunmuş olduğu konkordato projesinin başarıya ulaşmasının mümkün gözükmemesi nedeniyle konkordato talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dairemizin kaldırma kararı sonrasında, konkordato talep eden vekili 04/05/2022 tarihli dilekçesi ile konkordatoya tâbi borçlarının iskonto uygulanmaksızın ödeneceğini, bu itibarla alacaklılara sunulan teklifin vadelendirme içeren vade konkordatosu olduğunu, projeye göre her bir alacaklının alacak tutarının ilk taksitinin mahkemenin tasdik kararı tarihini müteakip 90 gün sonra başlamak üzere 6 ayda bir ödemeler halinde 11 taksitte ödeneceğini, 1. taksitte toplam borcun %4’ünün, 2. taksitte toplam borcun %4’ünün, 3. taksitte toplam borcun %6’sının, 4. taksitte toplam borcun %6’sının, 5. taksitte toplam borcun %8’inin, 6. taksitte toplam borcun %8’inin, 7. taksitte toplam borcun %10’unun, 8. taksitte toplam borcun %12’sinin, 9. Taksitte toplam borcun %12’sinin, 10. taksitte toplam borcun %15’inin, 11. taksitte toplam borcun %15’inin ödeneceğini belirterek dilekçe ekinde 04/05/2022 tarihli konkordato revize projesini sunmuştur. Mahkememece incelenen revize projede düzeltme yapılması gerek görülmemiştir. Revize projenin oylamaya sunulması hususunda yasal prosedürün yerine getirilmesi için komiser heyetine tevdii edilmiş, alacaklılar kurulu davet metni Ticaret Sicil Gazetisi ve Basın İlan Kurumu resmi ilan portalında ilan edilmiş, 20/06/2022 tarihinde alacaklılar toplantısı gerçekleştirilmiş, Konkordato Komiser Heyeti’nden alınan nihai rapor sonrasında 09/09/2022 tarihinde icra edilen tasdik yargılaması duruşmasında davacının konkordato projesinin tasdikine karar verilmiştir. Kanun yolları başlıklı 308/a maddesi:”(Ek: 28/2/2018-7101/37 md.) Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilânından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir…” hükmünü içermektedir. Konkordato tasdik kararı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde 20/09/2022 ve Basın İlan Kurumu İlan Portalında 19/09/2022 tarihinde ilan edilmiştir. Bu durumda alacaklılar son ilan tarihinden itibaren 10 gün içerisinde istinaf yoluna başvurabileceklerdir. İstinaf başvurusu için son gün 30/09/2022 tarihidir. Alacaklı … Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti. vekili 07/10/2022 tarihinde yasal süre geçtikten sonra istinaf başvurusunda bulunmuştur. Süresinden sonra yapılan istinaf istemleri hakkında, HMK’nın 346/1. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi tarafından karar verileceği gibi aynı Kanunun 352/1.c madde hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebileceği düzenlenmiştir. Bu nedenle alacaklı … Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti.’nin istinaf başvurusu süresinde olmadığından, istinaf isteminin HMK’nın 352/1.c “başvurunun süresi içerisinde yapılmaması” maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir. İstinaf yoluna başvuran diğer alacaklılar … Bankası T.A.O vekilinin 16/09/2022, … Deri San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin 23/09/2022, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin 26/09/2022 tarihinde yasal süre içerisinde istinaf yoluna başvurdukları tespit edilmiştir. İİK’nın konkordatonun mahkemede incelenmesi başlıklı 304/1. maddesinde “(Değişik: 28/2/2018-7101/32 md.) Komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her hâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, 288 inci madde uyarınca ilân edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilâna yazılır.” hükmü yer almaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere, tasdik yargılama gün ve saatini bildiren ayrıca itiraz edenlerin itiraz sebeplerini duruşma gününden 3 gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri açıklamasını içeren ilanın hem Ticaret Sicil Gazetesinde hem de Basın İlan Kurumu Resmi Portalında yapılması Kanun’un emredici hükmüdür. Dairemizin kaldırma kararı sonrasında, mahkemece 20/04/2022 tarihli tensip ara kararların ikmalinden sonra tasdik yargılaması ve duruşma tarihinin tayin ve ilanına karar verilmiş olmasına rağmen yapılan alacaklılar toplantısı ve alınan komiser heyeti nihai raporunun ardından tasdik duruşmasına ilişkin mahkemece Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu ilan portalında ilanlar yapılmamıştır. Yukarıda açıklandığı üzere, tasdik yargılama gün ve saatinin ayrıca itiraz edenlerin itiraz sebeplerini duruşma gününden 3 gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabileceklerine ilişkin ilanın hem Ticaret Sicil Gazetesinde hem de Basın İlan Kurumu Resmi Portalında yapılması Kanun’un emredici hükmüdür. Bu itibarla yasal zorunluluk olan ilanların yapılmamış olması nedeniyle tasdik yargılamasından haberdar olmayan, gerekçeli rapora yönelik varsa itirazlarını sunamayan ve tasdik yargılamasına katılamayan diğer alacaklıların hukuki dinlenilme hakları ihlal edilmiştir. Tasdik yargılama duruşma gün ve saatinin İİK’nun 304.maddesi yollaması ile İİK’nın 288/2.maddesi gereğince usulüne uygun olarak ilan edilerek tasdik yargılamasının yapılması gerektiğinden kamu düzenine ilişkin olup, re’sen göz önünde bulundurulması gereken bu husus nedeniyle alacaklılar Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, … Bankası T.A.O, … Deri San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekillerinin sair istinaf nedenleri incelenmeksizin istinaf başvurularının kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, alacaklı … Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti.’nin istinaf başvurusu süresinde olmadığından istinaf istemlerinin usulden reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Alacaklı … Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti.’nin istinaf başvurusu süresinde olmadığından istinaf isteminin REDDİNE, 2-Alacaklılar Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, … Bankası T.A.O, … Deri San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekillerinin sair istinaf nedenleri incelenmeksizin istinaf başvurularının KABULÜ ile 3-İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2022/292 Esas, 2022/566 Karar sayılı ve 09/09/2022 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,4-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,5-İstinaf yoluna başvuranlarca yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harçlarının talep halinde istinaf yoluna başvuranlara iadesine, 6-Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, 492 sayılı Harçlar Kanunu ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu’nun 36. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 7- İstinaf yoluna başvuranların yapmış oldukları istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/02/2023