Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1894
KARAR NO: 2023/297
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/28 Esas
KARAR NO: 2022/852
KARAR TARİHİ: 19/10/2022
DAVA: Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BİRLEŞEN DAVA
İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/531 Esas
KARAR NO: 2019/1035
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 22/02/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
ASIL DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkil şirket faaliyeti kapsamında, Kocaeli ili Kartepe mevkii … Bölgesi’nde yer alan tesiste üretim gerçekleştirildiğini, şirketin faaliyetini yürütmek amacıyla anılan tesiste bulunan makine ve teçhizatlar, … Sigorta A.Ş. tarafından … numaralı 11.03.2016-2017 tarihli Makine Kırılması Poliçesi ile sigortalandığını, 03.05.2016 tarihinde saat 17:00 sıralarında, müvekkil şirkete ait tesiste gerçekleştirilen üretimin ana ünitesi olan “C401 Distilasyon kolonunda” vakum kaçağı tespit edildiğini, meydana gelen beklenmedik ve ani bu olaya, tesiste görevli operatör/işletme mühendisi tarafından derhal müdahale edildiğini, makinedeki yağ boşaltılarak, kolonun gözetleme camı 180°C’de iken açılmak istendiğini ve açılan gözetleme camından içeri oksijen girmesi ile birlikte yüksek sıcaklık nedeniyle kolon alev alıp ve zarar gördüğünü, söz konusu zararın, makine kırılması poliçesinden karşılanması için sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu, yapılan ekspertiz çalışması ile hasar ve hasarın meydana geliş şekli tespit edilmek istendiğini, yapılan inceleme sırasında; “hasarın sigortalı makinede meydana gelen arızaya müdahale edildiği sırada, arızalanan makinanın sebep olduğu alevlenme neticesinde geliştiği” ispat edilmesine rağmen, hasar, davalı sigorta şirketince “makina kırılması poliçesi” yerine, hatalı şekilde “yangın poliçesi” kapsamında değerlendirilmeye çalışıldığını, hatalı şekilde yangın poliçesinden değerlendirilen bu talep ayrıca yangın poliçesi muafiyeti içinde değerlendirilmek suretiyle reddedildiğini, müvekkili şirkete ait olan sigortalı makinede meydana gelen toplam zarar 263.859 Euro olduğunu, ancak davalı sigortacı söz konusu hasarı yangın poliçesinden değerlendirerek, poliçede mevcut 250.000 Euro tutarındaki muafiyeti uygulamak suretiyle hasarın tamamını reddetme yoluna gittiğini, ancak hasar, makine kırılması poliçesi özel ve genel şartları gereği teminat kapsamında olduğunu, meydana gelen hasarın acilen giderilmesi ve sistemin bir an önce çalışır hale getirilebilmesi için, makinenin onarım bedeli müvekkil şirket tarafından karşılanmış olup, 46.859,18-Euro onarım bedeli ödendiğini, bu hususun müvekkili şirket defter ve kayıtları ile ispat edileceğini, sonuç olarak, müvekkili şirkete ait olan ve … Sigorta A.Ş. tarafından … numaralı Makine Kırılması Poliçesi ile sigortalı … marka C401 Distilasyon kolonunda meydana gelen zararın tespiti ile muafiyetler ile sovtaj bedeli tenzil edildikten sonra tespit edilecek gerçek zarar miktarının tespiti ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 Euro’luk kısmının hasar tarihinden başlayan faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki kur karşılığı ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin fabrikasında kullandığı makinaları davalı sigorta şirketine sigortalattırdığını, 03/05/2016 günü bir makinada arıza tespit edildiğini, duruma müdahale edildiğini ancak kurtarılamadığını, davalı sigorta şirketince makina kırılma poliçesi yerine hatalı şekilde yangın poliçesi kapsamında değerlendirilmeye çalışıldığını, davalı şirket aleyhine yaptıkları icra takibinin itiraz üzerine durdurulduğunu, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde gerçek zararın tespiti amacıyla 2017/1081 E sayılı dosyasının derdest olduğunu, her iki dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan mahkememiz dosyasının İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1081 E sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkil şirket ile sigortalı … A.Ş. arasında 11.03.2016-11.03.2017 başlangıç-bitiş tarihli … poliçe numaralı Makine Kırılması Sigorta Poliçesi ve 23930351 poliçe numaralı Ticari Risk Poliçesi bulunduğunu, davacı her iki poliçede de sadece sigorta ettiren olup müvekkil şirket sigortalısı … A.Ş. olduğunu, zarar sigortalarında sigorta ettiren kendi hesabına sigorta yaptırabileceği gibi başkası adına çıkarı korumak için de başkası adına sigorta yaptırabileceğini, başkası (lehine) hesabına yapılan bir sigortada hak sahibi kural olarak o sigorta ile koruma altına alınmış olan kişi sigortalı olduğunu, davacının sigorta ettiren sıfatı ile işbu davayı açma hakkı ve davayı takip yetkisi bulunmadığını, belirtilen nedenlerle davanın esasına geçilmeden davacının davayı takip yetkisi olmadığından ve dava etme hakkı bulunmadığı için aktif husumet yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğine karar verilmesini, esasa ilişkin olarak hasarın nedeninin yangın olduğunu, hasarın oluş şekli açısından makine kırılması genel şartlarına göre hasarın teminat kapsamında olmaması, ticari risk poliçesine göre ise hasar tutarının muafiyet altı kalması nedeni ile hasar dosyasından herhangi bir ödeme yapılmayacağını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” Davanın dayanağı … numaralı 11.03.2016 -2017 tarihli Makine Kırılması Sigorta Poliçesinde, sigortalı olarak … A.Ş.’nin sigorta ettiren olarak da davacı … San. Ve Tic. A.Ş.’nin yer aldığı görülmekle, dava konusu sigorta başkası lehine sigorta olup sigorta poliçesi davalı şirket tarafından düzenlenmiş ve sigortalı olarak … A.Ş. gösterilmiştir. Poliçe ile dava tarihi itibariyle uyuşmazlığa uygulanması gereken 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1454/1 maddesi uyarınca ” Sigorta ettiren, üçüncü bir kişinin menfaatini, onun adını belirterek veya belirtmeyerek sigorta ettirebilir. Sigorta sözleşmesinden doğan haklar sigortalıya aittir. Sigortalı, aksine sözleşme yoksa, sigorta tazminatının ödenmesini sigortacıdan isteyebilir ve onu dava edebilir.” düzenlemesi mevcuttur. Somut olayda davaya konu poliçe kapsamında bu yönde ( aksine )bir hüküm olmadığı, sigortalı … A.Ş. Tarafından mahkememiz müzekkeresine cevap verilmiş verilen cevabın ve ekindeki muvafakatname konulu yazının dava dışı sigortalının alacağını temlik niteliğinde olmadığı bu nedenle hukuken sigorta ettirene talep ve dava hakkını kazandırmadığı, sigorta ettirenin aktif dava ehliyetinin bulunmadığı, ( Yargıtay 11 H.D. 2019/4619 Es. -2020/3401 K. Ve 2019/4271 Es. -2020/3464 K. Sayılı ilamları ) belirlenmekle asıl davanın ve birleşen davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine” karar verilmiştir. Verilen kararın asıl ve birleşen davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dairemizin ” istinaf dilekçesine eklenen dava dışı sigortalı tarafından düzenlendiği iddia olunan 16/01/2018 tarihli ” işbu finansal kiralama sözleşmesine konu makine ve ekipmanların uğradığı hasar nedeniyle sigortalı olarak poliçeleri kapsamında sigorta şirketinden doğmuş ve doğacak hak ve alacakların davacı şirkete devrine” ilişkin temlikname gözetilerek söz konusu poliçeden kaynaklanan hak ve alacaklar davacıya temlik edilip edilmediği dava dışı sigortalıya sorularak sonuca göre karar verilmesi gerektiği ” gerekçesiyle kaldırma kararı verilmiştir. Dairemizin kaldırma kararı sonrasında mahkemece yargılama neticesinde ” Dosya kapsamı, tanık beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde hasarın sigortalı C401 Distilasyon kolonundaki makine arızasından kaynaklı vakum kaçağından kaynaklandığı ve bu kaçağa hatalı müdahale sırasında yangın olayının meydana geldiği, bu durumun 05.08.2016 tarihli ekspertiz raporunda ve 19.09.2019 tarihli talimat yolu ile düzenlenen Bilirkişi Heyet Raporunda da açık şekilde tespit edildiği, Makine Kırılması Genel şartlarının “Teminatının Kapsamı” başlıklı 1. Maddesinin k. Fıkrasında “İşletme personelinin veya üçüncü şahısların ihmali, kusuru, hatası, dikkatsizliği veya sabotajından” kaynaklı hasarların/zararların Makine Kırılması ve teminatı kapsamında değerlendirileceği belirtildiği, … San. Ve Tic. A.Ş.nin Kocaeli ili Kartepe mevkii … Bölgesi’nde yer alan üretim tesisinde bulunan makine ve teçhizatlar … Sigorta A.Ş. tarafından … numaralı 11.03.2016-2017 tarihli Makine Kırılması Poliçesi ile sigortalandığı, davacı sigorta ettiren dava dışı … ise sigortalıdır, dava dışı sigortalının sigorta şirketinden doğmuş ve doğacak hak ve alacaklarını davacıya devir ve temlik ettiği anlaşıldığı, Davacı sigortalının hasar gören C401 Distilasyon kolonunun onarım maliyetinin 258.675,65 Euro olacağı, 8.000 Euro sovtaj tenzili ile hasarın 250.675,65 TL olduğu, Makine Kırılması Poliçesinde Biodizel Üretim Tesisi Ekipmanları için hasarın % 17,5’u minimum 100.000 EURO tenzili muafiyet bulunduğu, 258.675,65 Hasarın % 17,5’u 45.268,23 Euro olduğundan muafiyet bedelinin 100.000 Euro olarak kabulü ile 100.000 Euro muafiyet bedelinin tenzili ile oluşan hasarın ( 250.675,65 Euro – 100.000,00 Euro ) = 150.675,65 Euro olarak belirlendiği, Davacının 150.675,65 Euro hasar bedelinin 5.000 Euroluk kısmını asıl dava konusu ettiği, 145.675,65 Euroluk kısmında birleşen davanın dayanağı İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına konu ettiği, davalının derdestlik itirazının yerinde olmadığı, TTK’nun 1427 maddesi gereğince riziko ile ilgili belgelerin sigortaya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmalarını bitirince ve her halde 1446. Maddeye göre yapılacak ihbardan 45 gün sonra sigorta tazminatının muaccel olacağı, TTK 1427/4 fıkra gereği ” borç muaccel olunca sigortacı ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düşer ” hükmü gözetildiğinde davalı sigortacının 05/08/2016 eksper rapor tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, 6102 Sayılı TTK’nun 1420 maddesine göre belirlenen 2 yıllık zamanaşımı süresinin davalı sigortacının temerrüt tarihiden itibaren dolmadığı, icra takibi ile kesildiği, her iki davanın da süresinde açıldığı, Mahkememizce resen yapılan hesaplama ile 05/08/2016 temerrüt tarihi ile 11/07/2018 takip tarihi arasında 272 gün için davacının 3095 Sayılı 4/a maddesi gereği 8.347,00 Euro işlemiş faiz talep edebileceği belirlenmekle ” asıl davanın kabulü ile 5.000 EURO’nun 05/08/2016 temerrüt tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereği belirlenen faiz oranları uygulanmak suretiyle hesaplanacak faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, birleşen davanın ise kısmen kabulü ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin ; 145.675,65 EURO asıl alacak, 8.347,00 EURO işlemiş faiz olmak üzere toplam 154.022,65 EURO üzerinden takip tarihinden itibaren asıl alacağa 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereği belirlenen faiz oranları uygulanmak suretiyle devamına, davacının alacağı likit olmadığından inkar tazminatı ve aşan isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Asıl ve birleşen dosyada davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; sonuç ve kanaat bakımından birbirine tamamen aykırı iki rapor arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulduğunu, 19.09.2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunda hasarın nedeni yangın olarak belirlendiği, makine kırılması sigorta genel şartları uyarınca hasarın teminat dışında kaldığını, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesi usul ve hukuka aykırı olduğunu, kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydı ile hasar tutarı fahiş olup hukuka aykırı hesaplandığını, zamanaşımı ve derdestlik hususunda verilen karar da eksik incelemeye dayalı olup hatalı verildiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Asıl ve birleşen dava, sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat ve itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamına göre, davacının Kocaeli İli Kartepe Mevkii … Bölgesinde yer alan tesiste üretim gerçekleştirdiği, bu tesiste bulunan makine ve teçhizatların davalı … Sigorta A.Ş. Tarafından 11.03.2016 -2017 tarihleri arasında Makine Kırılma Poliçesi ile sigortalandığı, davacıya ait üretim tesisinde 03.05.2016 tarihinde dava konusu rizikonun meydana geldiği, davacının meydana gelen hasarın sigorta tazminatında olduğunun tespiti ile asıl davada uğranılan hasar nedeniyle 5.000 Euro’nun tazmini, birleşen dava da ise sigorta kapsamında olan kolonun onarım ve yenilenme bedelinin tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptalini talep ettiği, dayanak yapılan sigorta poliçesinde, sigortalı olarak … A.Ş.’nin, sigorta ettiren olarak da davacı … Tic. A.Ş.’nin yer aldığı, dava dışı sigortalının sigorta şirketinden doğmuş ve doğacak hak ve alacaklarını davacıya devir ve temlik ettiği görülmüştür. Dosya kapsamına göre, taraflar arasında hem makine kırılması sigorta poliçesi hem de yangın sigorta poliçesi düzenlendiği, makine kırılması sigorta poliçesine istinaden davaya konu hasarın tazmini talep edildiği, hasarın poliçe teminat süresi içerisinde oluştuğu görülmüştür. Söz konusu sigorta poliçesi incelendiğinde; makine kırılması teminat bedelinin, 6.311.045 Euro olarak belirlendiği, Biodizel üretim tesisi ekipmanları için beher hasarda hasarın %15’i minimum 100.000 Euro tenzili muafiyet uygulanacağı, işbu dövizli olarak düzenlendiğinden prim ve hasar ödemelerinin de döviz veya ödeme tarihindeki T.C. Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden TL karşılığı yapılacağı kararlaştırılmıştır.Davacı sigortalı şirket beyanında, 03.05.2016 tarihinde saat 17:00 sıralarında, Biyodizel üretimi yapan tesiste gerçekleştirilen üretimin ana ünitesi olan “C401 Distilasyon kolonunda” vakum kaçağının tespit edildiğini, meydana gelen beklenmedik ve ani bu olaya, tesiste görevli operatör/işletme mühendisi tarafından derhal müdahale edildiğini, makinedeki yağ boşaltılarak, kolonun gözetleme camı 180″C’de iken açılmak istendiğini ve açılan gözetleme camından içeri oksijen girmesi ile birlikte yüksek sıcaklık nedeniyle kolonun alev aldığı ve zarar gördüğünü belirtmiştir. Dava dosyası içerisinde bulunan … Ltd. Şti. Tarafından hazırlanan 05.08.2016 tarihli ekspertiz raporunda, “Atık yağ içindeki yağ asitlerinin distilasyon prosesi vakum altında ve 230 *C de yapıldığı, olay anında ise kolon içi sıcaklığın 180 *C civarında olduğu beyan edildiği, sistemin stop edilip soğutmaya bırakılması esnasında vakum sisteminin de kapatılması sonucu kaçak yapan gözetleme camından içeri hava (oksijen) girmesiyle halen yüksek sıcaklıkla bulunan kolon içindeki yağ buharının tutuşması ve hızlı yanmasıyla birlikte yangın hadisesinin meydana geldiği, kolonda yırtılma ve deformasyon bulunmamasından hareketle bir infilak hadisesinin oluşmadığı kanaatine varıldığı, yangının, kolon içindeki yağ tamamen soğumadan vakum pompasının stop edilmesi ve dolayısıyla içen hava girmesi yani hatalı operasyon sebep olduğundan rücu imkanının olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir. Duruşmada dinlenen davacı tanığı … ifadesinde özetle “ Mühendis olarak çalıştığını, yangının rafinasyon bölümünde C40I kolon isimli yerde olduğunu, vakumlu bölmede yüksek sıcaklıkta oksijensiz bir ortanda biodizel yakıtın üretilmekte olduğunu, gözetleme camından oksijen sızması nedeniyle yangının çıktığını, normalde şirketin tamamında yangın söndürme sistemi bulunduğunu, kuru kimyevi maddeler ve köpüklerle de yangına müdahale imkanları olduğunu, ihbardan 5dk sonra itfaiyenin geldiğini, müdahale edenlerin kusuru bulunmadığını, önce vakum kaçağı olduğunu bilgisayar sisteminden tespit ettiklerini, tespit sonrası soğutmaya başladıklarını, gözlem camı değiştirilmesi amacıyla ekiplerin odaya gittiklerini, bu sırada içeriye oksijen girmesi nedeniyle yangının başladığını” Tanık …’ün ifadesinde özetle, “ bilgisayarın vakum kaybı tespiti üzerine, gözetleme camında arıza olduğunu anladıklarını, muhtemelen içeriye oksijenin girdiğini, sistemi soğutmaya aldıklarını, hızlıca gözlem camını değiştirmek amacıyla odaya girdiklerini, içeri oksijen girince yangın başladığını, önce şirket imkanları ile müdahale ettiklerini, ardından itfaiyenin geldiğini yangının söndürüldüğünü, sistemi soğutmadan ve gözetleme camını değiştirmeden de yangının çıkma ihtimalinin yüksek olduğunu, çünkü yeteri kadar oksijenin içeri sızıyor olduğunu, bu nedenle gerek arızaya gerekse yangına yapılan müdahalelerde hatalı bir davranış görmediğini” Tanık … ifadesinde özetle, “Vakum kaçağı olduğundan kolonun çalışılamaz hale geldiğini, sıcaklığın belirli bir dereceye kadar indirilmesi gerektiğini ve kaçağın tespit edilip müdahale edilmesi gerektiğini, gözetleme camından kaçağın olduğu tespit ettiklerini, camın çatlak olması nedeniyle sistemin soğutulmasına rağmen camın değiştirilmemesi durumunda yine yangın çıkma ihtimali olduğunu, yangına arızanın sebebiyet verdiğini, gerek arızaya gerek yangına müdahalede herhangi kusurlu eylemleri bulunmadığını” beyan etmişlerdir. 19.09.2019 tarihli Bilirkişi Heyet Raporunda özetle; ” TBE tesisinde üretimin ana ünitesi olan “C401” distilasyon kolonunda vakum kaçağı tespiti sonrasında görevlilerce müdahale edilerek makinedeki yağın boşaltılıp kolonun gözetleme camı 180 *C de iken açılmak istenmesi ve gözetleme camından içeri giren oksijen ile kolonun alev alarak maddi hasarla neticelenen yanma meydana geldiği, buna göre, makine elemanlarından ve yapısal parçalardan ibaret olan sistemde çarpma, çarpışma, devrilme, düşme, yuvarlanma, çökme türü bir hasardan bahsetmek mümkün olmadığını, dolayısıyla söz konusu olayda sistemde yangın ve yangının büyümesine kolon içindeki yağ tamamen soğumadan vakum pompasının stop edilmesi ile içeri oksilen ve hava sonucu yapılan yanlış müdahalelerin neden olduğu hatalı operasyon söz konusu olduğu, Hasarın ödenmesi istenen Makina Kırılması Poliçesinin Özel Şartlarında, geniş kasko teminatının alınması durumunda “Müteharrik makinalar genişletilmiş kasko klozu makina kırılınası sigortası genel şartları hükümleri saklı kalmak kaydıyla, işbu kloz ile poliçede kayıtlı makinalarda çarpma, çarpışma, raydan çıkma, devrilme, düşme, yuvarlanma, toprak kayması, toprak çökmesi, kaya düşmesi, yangın, yıldırım, deprem, sel,çığ sebepleri ile meydana gelecek hasarlar teminata dahil edildiği, ancak geniş kasko teminatı alınmasına istinaden herhangi bir poliçeye ve ek teminata rastlanmadığı, Hasar dosyası makina kırılması poliçesinden açılmış olup, hasarın makina kırılması poliçesinden değerlendirilmesi talep edildiği, hasarın nedeni yangın olarak belirlendiği, Makina Kırılması Sigorta Genel Şartlarına bakılınca, Teminat Dışında Kalan Haller başlığı adı altında,Madde 3’de,”Yangın veya yangın vukuu dolayısıyla yapılan| söndürme, yıkma ve kurtarma ameliyelerinin ve yıldırımın doğrudan doğruya tesirlerinden” yangına yapılan müdahale nedeniyle kolon içindeki yağ tamamen soğumadan vakum pompasınm stop edilmesi ve içeri hava girmesi yani hatalı operasyon sebep olduğundan rücu imkanının olmadığı” tespitine yer verilmiştir.29.06.2022 tarihli Bilirkişi Heyet Raporunda özetle; ” Dosya üzerinde yapılan incelemelerden ve kullanma kılavuzunda yapılan incelemelerde, atık yağ içindeki yağ asitlerinin ayrıştırıldığı distilasyon prosesi vakum altında ve 230 *C de yapıldığı ve olay anında ise kolon içi sıcaklığın 180 *C civarında olduğu anlaşıldığı, Hasar gören makinenin “Kullanım ve Bakım Talimatında” sıcaklığın 80’C ye düşmesi beklenerek müdahale edilmesi gerektiği belirtilmesine karşın, görevli personel tarafından yapılan ani müdahale neticesinde yangın meydana geldiği, dava dosyasına sunulan grafiklerde de cihaz sıcaklığının 80’C’ye düşmesi beklenmeden 180“C’de müdahale edildiği, yangına operasyonel hatanın neden olduğu görüldüğü, yani hasarın kaynağı esasında, makinede oluşan arızaya yapılan hatalı müdahale esnasında meydana gelen yangın olduğu, Davalı şirket tarafından, dava konusu hasarın Makine Kırılması Poliçesi Sigortaları Genel Şartları 3-d maddesi gereği teminat dışı olduğunun tespit edildiğini, Söz konusu maddeye göre çıkış nedenine bağlı olmaksızın yangın hasarlarının Makine Kırılması Poliçesi teminatında olmadığını, alevli yangın söz konusu olduğunda hasarın ancak yangın poliçesi kapsamında değerlendirilebileceğini savunmuş ise de dava konusu işyerinde ya da direkt cihazda herhangi bir yangın meydana gelmediğini, Makine Genel Şartları 3-d) maddedeki düzenleme sadece bir yangın neticesi olan hasarlar açısından uygulanabilir olduğu, buna karşılık meydana gelen hasar, teminat kapsamında olan bir eksiklik ya da arıza sonrasında oluşan yangın neticesi meydana geldiğinden hasarın teminat kapsamında kabul edilmesi gerektiği kanaatine varıldığı, 19.09.2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda, poliçenin eki olan Makine Kırılması Genel şartları dava dosyasına sunulmadığından, Bilirkişi Heyeti tarafından bu ek incelenmediğinden, hasar gören makinede çarpma, çarpışma, devrilme, düşme, yuvarlanma, çökme türü bir hasar oluşmadığından ve yanlış operasyondan dolayı hasarın “Makine Kırılması Poliçesi” kapsamında değerlendirilmeyeceği kanaatine varıldığı, oysaki, Makine Kırılması Genel şartların “Teminatının Kapsamı” başlıklı 1. Maddesinde, kaynaklı hasarların teminat dahilinde olacağı açıkça belirtildiği, buna göre “Sigortacı, bu poliçe ile bu poliçenin ayrılmaz cüzünü teşkil eden ekli envanter cetvelinde sayıları, imalat yılları; nitelikleri ve değerleri yazılı makine ve tesisleri deneme devresinden sonra normal çalışır halde iken veya aynı iş yerinde temizleme, revizyon veya değiştirme esnasında veya dururken ani ve beklenmedik her türlü sebepten ve ezcümle: …k-İşletme personelinin veya üçüncü şahısların ihmali, kusuru, hatası, dikkatsizliği veya sabotajından kaynaklı ” hasararın teminat kapsamında olduğu, bu nedenle dava konu makinedeki hasarın, “Makine Kırılması Sigorta Poliçesi teminatı kapsamında değerlendirilmesinin gerektiği, taraflar arasında imzalanan sigorta sözleşmesi gereği uygulanması gereken tenzili muafiyet ve sovtaj tenzili sonrası, davacı sigortalıya/sigorta ettirene ödenmesi gereken tazminat tutarının 150.675,65 Euro olacağı” şeklinde görüş ve kanaate varılmıştır. Davalı vekili raporlar arasında çelişki bulunduğunu iddia etmiş ise de, gerek 19.09.2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda gerek 29.06.2022 tarihli Bilirkişi Heyet Raporunda gerekse de 05.08.2016 tarihli ekspertiz raporu ve tanık beyanlarından hasarın, sigortalı C401 Distilasyon kolonundaki makine arızasından kaynaklı vakum kaçağından kaynaklandığı ve bu kaçağa hatalı müdahale sırasında yangın olayının meydana geldiği açık şekilde tespit edilmiştir. Somut olayda; hasarın, makine kırılması sigorta poliçesi teminatı kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi için zararın meydana gelişindeki ana sebebin, doğrudan yangından mı, makine kırılması sebebiyle oluşan yangından mı kaynaklandığının tespiti gerekmektedir. Makine Kırılması Poliçesi Sigortaları Genel Şartları 3-d maddesinde, yangın veya yangın vuku dolayısıyla yapılan söndürme, yıkama ve kurtarma faaliyetlerinin ve yıldırımının doğrudan doğruya tesirlerinden haller sigorta teminat kapsamı dışında olduğu düzenlenmiş ise de, teminat kapsamı dışında sayılabilmesi için makinenin doğrudan yangına maruz kalması nedeniyle hasarın oluşması gerekmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ifade edildiği, Makine Genel Şartları 3-d) maddedeki düzenleme sadece bir yangın neticesi olan hasarlar açısından uygulanabileceği, oysa dava konusu işyerinde ya da direkt cihazda herhangi bir yangın meydana gelmediği, makinedeki bir arızadan dolayı yapılan hatalı müdahale sırasında yangının meydana geldiği anlaşılmıştır. 9.09.2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda, yanlış müdahalelerin neden olduğu hatalı operasyon sonucu meydana gelen yangın neticesinde oluşan hasarı Makine Kırılması Poliçesi Sigortaları Genel Şartları 3-d maddesi kapsamında teminat dışı olduğu değerlendirilmiş ise de Makine Kırılması Genel şartların “Teminatının Kapsamı” başlıklı 1. Maddesinde, işletme personelinin veya üçüncü şahısların ihmali, kusuru, hatası, dikkatsizliği veya sabotajından kaynaklı hasarların teminat kapsamına dahil edildiği anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Hasar miktarı yönünden; hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporunda, davacı sigortacının hasar gören makinanın onarım çerçevesinde, sunulan onarım bedellerine ait faturalara istinaden heyetçe uygun bulunan miktarlar tabloda gösterildiği, toplam onarım bedeli 258.675,65 Euro tespit edildiği, 8.000,00 Euro sovtaj, 100.000,00 Euro muafiyet tenzili uygulandığında, davacının toplam zararı 150.675,65 Euro olarak hesaplandığı, raporun bu hali ile denetime açık, kapsamlı hüküm kurmaya elverişli nitelikte olduğundan davalı vekilinin zarar miktarına yönelik istinaf nedeni kabul görmemiştir. Davalı vekili diğer bir istinaf nedeni olarak derdestlik itirazında bulunmuş ise de asıl dosya ile birleşen dosyadaki alacak kalemleri farklı olduğu, kısmı talepli açılan asıl dosyada saklı tutulan fazlaya ilişkin alacak yönünde başlatılan takibe itiraz edilmesi nedeniyle itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmakla davalı vekilinin derdestlik itirazı yerinde görülmemiştir.
Zamanaşımı Defi Yönünden; Davalı vekili, birleşen itirazın iptali davasında, yasal süresinde sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile zamanaşımı def’inde bulunmuştur. 6102 Sayılı TTK’nın 1420. Maddesi ”(1) Sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl ve 1482 nci madde hükmü saklı kalmak üzere, sigorta tazminatına ve sigorta bedeline ilişkin istemler her hâlde rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren altı yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. (2) Diğer kanunlardaki hükümler saklıdır.” 1427. Maddesi ise ”… (2) Sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her hâlde 1446 ncı maddeye göre yapılacak ihbardan kırkbeş gün sonra muaccel olur. Can sigortaları için bu süre onbeş gündür. Sigortacıya yüklenemeyen bir kusurdan dolayı inceleme gecikmiş ise süre işlemez. … (4) Borç muaccel olunca, sigortacı ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düşer.” hükmünü düzenlemiştir. Makine Kırılması Sigortası Genel Şartlarının 11/a maddesinde de hasar vukuunda sigortalının en geç 5 gün içinde sigortacıya ihbarda bulunacağı düzenlenmiştir. Somut olayda, rizikonun 03/05/2016 tarihinde gerçekleştiği, davalı sigorta şirketine hangi tarihte başvuru yapıldığı tespit edilememiş ise de davalı sigortacının 05/08/2016 tarihli ekspertiz raporuna istinaden 22/09/2016 tarihli yazısından hasarın teminat kapsamında olmadığından talebin reddine karar verildiği, davalının ödeme konusunda alacağı zamanaşımına uğratma gayesiyle davacıyı oyalama kastı olduğuna ilişkin dosyaya sunulmuş bilgi ve belge olmadığı, dolayısıyla davalının zamanaşını define dayanması TMK 2. Maddesi kapsamında iyiniyet kuralına aykırılık oluşturmadığı görülmüştür. Buna göre rizikonun vukundan itibaren 5 gün sonunda, en geç 45 gün sonrasında yani 22/06/2016 tarihinde alacağın muaccel olduğu, TTK 154/2 maddesinde, alacaklının icra takibinde bulunması zamanaşımını kesen sebepler arasında sayılmış ise de takibin açıldığı 12/07/2018 tarihine kadar 2 yıllık zamanaşımı süresi dolduğu anlaşılmakla asıl dosyada saklı tutulan fazlaya ilişkin alacak yönünden açılan itirazın iptali davası yönünden davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece davalı sigortacının 05/08/2016 eksper rapor tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, hatalı hesaplanan temerrüt tarihinden itibaren işlemiş faiz hesaplanmış ise de bu husus davalı vekilince istinaf konusu yapılmadığından yapılan yanlışlığa işaret etmekle yetinilmiştir. Sonuç olarak davalı vekilinin asıl dosyada istinaf nedeni yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca esastan reddine, birleşen dosyada zamanaşımı yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/b-2 madde uyarınca davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1-Davalı vekilinin asıl dosya yönünden istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE, birleşen dosyada zamanaşımı yönünden istinaf başvurusunun KABULÜ ile, 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b.2 bendi uyarınca İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/28 E. 2022/852 K. sayılı 19/10/2022 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
A-ASIL DAVA YÖNÜNDEN; DAVANIN KABULÜ ile: 5.000 EURO’nun 05/08/2016 temerrüt tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereği belirlenen faiz oranları uygulanmak suretiyle hesaplanacak faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, a-Davanın kabul edilen 5.000 Euro’luk bölümünün dava değeri olan 24.000 TL üzerinden belirlenen 1.639,44 TL nisbi karar harcının, 81,63 Türk liralık bölümü dava açılırken peşin olarak alındığından bakiye 1.557,81 Türk Lirası karar harcının davalı taraftan tahsili ile hazineye irad kaydına, b-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın kabul edilen 5.000 Euro’luk bölümünün dava değeri olan 24.000 TL üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca takdir olunan 9.200 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, c-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 81,63 TL peşin harcı, 4,60 TL vekaletname harcının 117,63 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B-BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN; Takibin açıldığı 12/07/2018 tarihine kadar 2 yıllık zamanaşımı süresi dolduğu anlaşılmakla açılan davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE, a-Alınması gerekli olan 179,90 TL maktu ret karar harcın davacı açılırken peşin olarak alınan 13.219,18 TL den mahsubu ile bakiye kalan 13.039,28 TL harcın karar kesinleştiğinde istemi halinde davacı tarafa iadesine, başvurma harcının davacı üzerine bırakılmasına, b-Davalı taraf kendinisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen 169.074,70 EURO’luk bölümün değeri olan 1.050.390,48 TL miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre tespit olunan 132.031,24 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, c-Asıl ve birleşen dava yönünden, davacı tarafından kaldırmadan önce yapılan 428,60 TL tebligat gideri ile 2.400 TL bilirkişi inceleme gideri, 314,00 TL keşif harcı, 214,00 TL talimat tanık ücreti ve kaldırmadan sonra yapılan 34,30 TL tebligat gideri ile 8.000 TL bilirkişi inceleme gideri olmak üzere toplam 11.390,90 TL’nin asıl ve birleşen davanın kabul ve red oranları gözetilerek 327,15 TL’nin asıl ve birleşen davanın davalısından alınarak asıl ve birleşen davanın davacısına verilmesine, kalan yargılama giderinin asıl ve birleşen davanın davacısı üzerinde bırakılmasına, d-Asıl ve birleşen davanın davalısı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına, e-HMK’nın 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri yönünden, a-Davalı tarafça esas dosyada yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, b-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,30 TL istinaf karar harcından, davalı tarafça yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, c-Davalı tarafça birleşen dosyada yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, d-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,30 TL istinaf karar harcından, davacı tarafça yatırılan 16.751,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 16.571,10 TL harcın karar kesinleştiğinden istemi halinde davalı tarafa iadesine, e-Davalı tarafından yapılan toplamda 400,60 TL (istinaf başvuru harçları ve karar harcı) ile 77,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 477,60 TL davacıdan alınarak davalıya verilmesine, g-Yatırılan gider avansından kalan kısmın taraflara karar kesinleştğinde ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.22/02/2023