Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/1878 E. 2022/1530 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1878
KARAR NO: 2022/1530
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS: 2022/623
ARA KARAR TARİHİ: 06/09/2022
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/12/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, davalı … tarafından T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan alınan ihale kapsamındaki, müze ve ören yerlerine ilişkin bütün saha işlemlerini gerçekleştirdiğini, bu bağlamda müvekkili tarafından, müze ve ören yerlerinin, bilişim sistemleri, kamera ve güvenlik sistemleri, turnike ve geçiş kontrol sistemleri, elektrik sistemleri, bilişim sistemleri donanımları ve tüm proje hizmetlerinin sağlandığını, taraflar arasında imzalanan Teknik Destek Sözleşmesi (Technical Support Agreement) kapsamında aynı zamanda sistemlerin teknik destek ve bakımlarının gerçekleştirildiğini, sözleşmenin Ek-2 (Annex 2) adlı ekinin birinci maddesinde 2021-2026 arasında sağlanacak teknik destek hizmeti kapsamında 15.000.000 TL ödeneceği, ikinci maddesinde bu ödemenin 2021 içinde gerçekleştirileceği, üçüncü maddesinde ise bu miktarın KDV hariç olduğunun açıkça belirtildiğini, gerçekleştirilen bakımlara ilişkin bakım tutanaklarının düzenlendiğini, dava konusu faturanın bu hizmetlere ilişkin olduğunu ancak davalı tarafça fatura bedelinin ödenmediğini, davalı hakkında işbu dava konusu dışında da takipler başlatıldığını, davalı tarafça şirket yetkililerinin taahhütlerine rağmen ödemelerin gerçekleştirilmediğini, sunulan fatura ve sair belgeler alacağın tam ispatına elverişli olup ihtiyati haciz koşullarının oluştuğunu beyan ederek ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; “İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile borçlunun mallarına geçici olarak el konulması olarak tanımlanmaktadır. İhtiyati haciz kararı talep edebilmek için, İİK’nın 257/1.maddesine göre alacağın para alacağı olması, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş olması ya da İİK’nın 257/2. maddesindeki şartların gerçekleşmiş bulunması gerekir. İİK’nın 258/1. maddesinin ikinci cümlesinde “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebebi hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” şeklinde yapılan düzenleme ile alacaklının ihtiyati haciz talep edebilmesi ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı ve istenebilir olduğunun tam ve kesin olarak ispat edilmesi gerekliliği aranmamış, bu konuda mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulması yeterli kabul edilmiştir. Eldeki istemde, taraflara arasında alacağın varlığı ve muaccelliğine dair açık bir mutabakat olmadığı, bu aşamada alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden koşulları oluşmayan ihtiyati haciz isteminin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; dava ve talep dilekçesini tekrar ederek, sözleşme kapsamında sunulan hizmetlere ilişkin bakım tutanakları ve maillerin sunulduğunu, sunulan kayıtların yaklaşık ispat ötesinde alacağın tam varlığını ispata elverişli olduğunu beyan ederek ihtiyati haciz isteminin reddi yönündeki kararın kaldırılmasını ve teminat karşılığında talep tutarınca davalı şirket adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklar üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında verilen hizmetler yönünden düzenlenen fatura bedelinin tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafından takibe konu … nolu, 01/02/2022 tarihli 15.000.000,00 TL + 2.700.000,00 TL (KDV) = 17.700.000,00 TL bedelli e-fatura düzenlenmiştir. Bu faturanın sistemden davalıya gönderildiğine yada fiziki olarak tebliğ edildiğine dair dosya kapsamında bir kayıt bulunmamaktadır. İcra ve İflas Kanunu’nun 257/1 maddesinde yer alan “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmüne göre, rehinle temin edilmemiş bir para alacağının vadesinin gelmesi halinde alacaklı ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir. İİK’nun 258/1 maddesinde yer alan “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur….” hükmüne göre ise ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat yeterli olup, kesin bir ispat aranmamaktadır. Bu açıklamalar ışığında ihtiyati haciz, alacaklının para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararıyla borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır ve ihtiyati haciz kararı, geçici hukuki koruma tedbirlerinden olduğu için bazen karşı taraf dinlenmeden ve tüm deliller toplanmadan yaklaşık ispat şartı yeterli görüldüğünde mahkemece verilebilir. Yasal düzenleme gereğince ihtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Geçici hukuki koruma yargılamasını, asıl yargılamadan ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Geçiçi hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Somut dosya değerlendirildiğinde; taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında bir kısım hizmetlerin verildiği ve bu hizmetlere ilişkin fatura düzenlendiği iddiası ile ihtiyati haciz talep edilmiş ise de, faturanın davalı tarafa tebliğ edilip süresinde itiraz edilmediğine dair dosya kapsamında bir kayıt olmadığı gibi davacının varsa alacaklı olduğu miktar yargılama aşamasında taraflarca sunulacak kayıtların incelenmesi, sözleşme hükümlerinin ve delillerin değerlendirilmesi neticesinde tespit edilecek mahiyette olup tek başına fatura düzenlenmesi ise alacağın yaklaşık ispatına yeterli değildir. Açıklanan nedenlerle, İİK’nın 257. maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz şartları bu aşamada oluşmadığından, İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,3-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının Hazineye irat kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 28/12/2022