Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/1877 E. 2023/265 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1877
KARAR NO: 2023/265
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/226
KARAR NO: 2022/1028
KARAR TARİHİ: 20/10/2022
DAVA: İFLAS (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 156)
KARAR TARİHİ: 15/02/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili ile davalı arasındaki sözlü anlaşma gereği, müvekkilinin, davalı firmanın inşaat faaliyetinde ihtiyacı olan akaryakıtı tedarik ettiğini, satışı yapılan akaryakıtın bedelleri ile ilgili olarak taraflar arasında cari hesap oluşturulduğunu, davalıya faturalar kesildiğini ve ödemelerin cari hesap üzerinden takip edildiğini, davalı firmanın ekonomik sıkıntıya girmesi üzerine ödemelerini aksattığını, bir süre sonra ise ödemelerini kestiğini, davalının 31/12/2018 tarihi itibariyle müvekkiline 1.125.637,12 TL borcu olduğunu, müvekkilinin alacağının tahsilini için Büyükçekmece …İcra Dairesinin … Es. sayılı dosyasından, 12.10.2020 tarihinde 1.333.085,94-TL.’nin ödenmesi istemi ile genel haciz yolu ile icra takibi başlattığını, yetki itirazı üzerine, dosyanın Bakırköy İcra Dairesine gönderildiğini, Bakırköy …İcra Dairesinin … E. sayılı numarasına kaydedildiğini, 14/12/2020 tarihinde İİK 43/2.maddesi gereği, takip yolunun iflas olarak değiştirilerek borçluya iflas yoluna ilişkin ödeme emri gönderildiğini, 23/12/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının itiraz ettiğini, müvekkilinin alacağının ödenmesi için gerekli iyi niyet ve tüm kolaylıkların gösterildiğini, son ödeme tarihinden 2 yıl geçmesine rağmen bakiye alacağının ödenmemesi üzerine yukarıda anılan işbu iflas takibini başlatmak mecburiyetinde kaldığını, neticede davalının itirazının kaldırılmasını ve “iflasına karar verilmesini”, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı şirket hakkında dava tarihinden sonra Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/917 Esas sayılı dosyasından 30/03/2021 tarihinde iflas kararı verilmesi nedeniyle iflas tasfiye işlemlerini yürüten Bakırköy … İflas İdaresi davaya dahil edilmiş olup davalı iflas masası vekili cevap dilekçesi ile; Davalı şirketin iflasına karar verildiğinden huzurdaki davada yargılama devam olunmaması ve de yargılamanın İ.İ.K. 194. Madde hükmü gereği durdurulmasına dair karar verilmesi gerektiğini, tasfiye işlemlerine Bakırköy … İflas Dairesi’nin … İflas dosyasından başlanıldığını, tasfiye işlemlerinin İİK 222. Maddesi gereğince ikinci alacaklılar toplantısına kadar iflas müdürlüğü’nce yürütüldüğünü, müflis şirket hakkında verilen iflas kararının henüz kesinleşmediğini, davacının iflas masasına kayıt yaptırmadığını, İİK m. 194’e aykırı olarak işbu davayı ikame ettiğini, itiraz hakları saklı kalmak kaydı ile işbu taleplerinin kabul görmemesi halinde müflis şirket hakkında verilen iflas kararının kesinleşmemesi nedeniyle İİK 194. Madde gereğince huzurdaki davanın 2. alacaklılar toplantısından 10 gün sonraya bırakılmasını, her türlü yasal delil ve itiraz haklarının saklı tutulmasını, davacının açtığı bu dava ile haksız talepte bulunduğunu, davacının bu talebinin külli bir tasfiye olan iflas tasfiyelerinde güdülen amaca aykırı sonuç doğuracağını, davacının alacaklı olduğu varsayımında dahi iş bu davanın görülmesinin mümkün olmadığını, zira davacının iş bu talepleri ve alacak iddiasını iflas müdürlüğüne bildirmesi ve alacak kaydını yaptırması gerektiğini, iflas müdürlüğünün alacak kaydına yönelik talepleri karara bağlaması ve akabinde iflas müdürlüğü kararına göre işbu davanın görülüp görülmeyeceğinin, görülecekse de kayıt kabul davası niteliğinde olup olmayacağının değerlendirilmesi gerektiğini, tüm bu hususlar dikkate alındığında, dava dilekçesinde iflas masası aleyhine olan hususları kabul etmediklerini, huzurdaki haksız, kötü niyetle açılmış ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davalının, iflas yolu ile başlatılan takibe vaki itirazın kaldırılması ve davalı şirketin iflasına karar verilmesi talep edilmiş ise de davalı şirket hakkında daha önce verilen iflas kararının kesinleştiği ve bir şirket hakkında bir kez iflas kararı verilebileceğinden konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, mahkemece aldırılan bilirkişi raporlarına göre davalının borcu bulunduğu tespit edildiğinden ve davalının dava açılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle davalı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı iflas masası vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; öncelikle yerel mahkemenin davanın konusuz kaldığına ve de dava hakkında karar verilmesine gerek olmadığına dair değerlendirmelerinin hukuken hatalı olduğunu, zira kanaatimizce işbu davanın doğrudan reddi gerektiğini, kararının bir an için kabulü halinde dahi gerek vekalet ücreti ve gerekse yargılama giderleri açısından müflis şirketi sorumlu görmesi hukuken doğru olmadığını, her ne kadar yerel mahkeme gerekçeli kararında davanın açılmasına müflis şirketin neden olduğunu bildirmiş ise de, yargılama henüz tamamlanmadığına göre doğrudan müflis şirketin sorumluluğuna gidilmesi hukuken hatalı bir yaklaşım olduğu, üstelik davacı tarafça açılan davaya verilen cevap dilekçesinde, davacının beyanları kabul edilmediği gibi, davacının alacaklı olduğu da ispat edilemediğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini, aksi halde ise; yargılama giderleri ve de vekalet ücreti yönünden kararın ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, İİK 154. maddesinde düzenlenen iflas yolu ile takibe karşı yapılan itirazın kaldırılması ile borçlu şirketin iflasının istemine ilişkin olup davanın açıldığı 09/03/2021 tarihinden sonra davalı şirket hakkında Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/917 Esas sayılı dosyasından 30/03/2021 tarihinde iflas kararı verilmesi nedeniyle mahkemece konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup verilen karar iflas masası vekilince yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden istinaf edilmiştir. Somut olayda, davalı şirket hakkında başka dosya kapsamında verilen iflas kararının kesinleşmesi üzerine, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de dosya kapsamında kesinleşmiş iflas kararı bulunmadığı gibi, davacı, alacağının esası ile ilgili olarak da itirazın kaldırılmasını talep ettiğinden, iflas idaresi alacağı kabul etmediği takdirde, davacının talebi de gözetilerek, davanın kayıt kabul davası olarak devam edilmesi gerekirken hukuki yanılgı ile konusuz kalan dava hakkında karar verilmesini yer olmadığına ilişkin verilen karar doğru görülmemiş ise de davacı tarafça istinaf edilmediğinden yapılan yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir.HMK’nın 331/1 maddesine göre davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. Mahkemece dava açıldığı tarihte hangi tarafın haksız olduğu diğer bir deyişle hangi tarafın davanın açılmasına sebebiyet verdiği tespit edilerek o taraf aleyhine avukatlık ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesi gerekir.Tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişisinden alınan 03/01/2022 tarihli raporda davacının sunduğu davalı tarafından gönderildiği gözüken mutabakat formlarında, 2018 yılı açılışında davacının davalıdan olan alacak bakiyesinde tarafların mutabık oldukları, 2018 bakımından da tarafların mutabık oldukları, sadece Aralık ayında davacının içerisinde davacının davalıya düzenlediği 1 adet 18.468,00 TL’lik faturaya ilişkin mutabakat formunun sunulmadığı tespit edilmiştir. İK 154. maddesinde düzenlenen iflas yolu ile takibe karşı yapılan itirazın kaldırılması ile borçlu şirketin iflasının istemine ilişkin açılan davada alacak miktarı önemli olmayıp depo kararına esas davacı alacağı bulunmuş olması yeterli olup davacının dava açmakta haklı olduğu kabulü ile davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil etmediği ve davalı vekilinin istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle davalı iflas masası vekilinin istinaf nedeni yerinde görülmediğinden HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin istinaf eden davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,4-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, İİK’nın 181 madde yollamasıyla İİK 164/2 maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.15/02/2023