Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/1848 E. 2023/1486 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1848
KARAR NO: 2023/1486
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/09/2022
ESAS NO: 2021/843
KARAR NO: 2022/765
DAVA: İflas (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas -İİK 156)
DAVA TARİHİ: 15/10/2021
KARAR TARİHİ: 25/10/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı şirket hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasıyla iflas yoluyla takip başlatılmış olup bu takibe şirket vekili tarafından yetki itirazında bulunulduğunu, akabinde yetkili Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü … E. Numaralı dosyası ile iflas yoluyla takibe devam edildiğini, ödeme emri 21.01.2021 tarihinde şirketin vekiline tebliğ edildiğini ve 28.01.2021 tarihinde takibe, borca ve tüm ferilerine, alacağın cinsine, faize ve faiz oranına itiraz edildiğini, bu itibarla İİK.156. Maddesi gereğince borca yapılan haksız itirazın kaldırılması ve borcu ödemeyen davalı şirketin iflasına karar verilmesi amacıyla iş bu davanın açılması zorunluluğu doğduğunu belirterek İİK. 156. maddesi gereğince davalının icra emrine yönelik yapmış olduğu itirazın kaldırılması, borcunu ödemediği anlaşıldığından iflas talebin kabulü ile davalının şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece “Dava, İİK madde 155., 156 ve devamı maddeleri uyarınca … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin ‘nin iflasına karar verilmesini istemine ilişkindir.Mahkememizin 27/01/2022 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı gereğince; Mevcut dosya kapsamı gözetildiğinde davacının adli yardım talebinin HMK. m. 334 ve devamı gereği kabulüne, davacının HMK 335. maddesi uyarınca yapılacak tüm yargılama giderlerinden, teminat göstermekten muaf tutulmasına, yapılması gereken tüm giderlerin devlet tarafından avans olarak ödenmesine, adli yardımla ilgili olarak belirlenen bu kararın hükmün kesinleşmesine kadar devamına, iflas avansının ertelenen yargılama giderleri ve avansların haksız çıkacak kişiden tahsil olunmasına karar verilmiştir.Suç üstü ödeneğinden karşılanarak 20.000,00-TL iflas avansının yatırıldığı, iflas talebinin İİK’nun 166.maddesinin 2.fıkrasındaki usulle Türkiye Ticaret Sicil gazetesinde ve tirajı 50.000 ‘in üzerinde yurt çapında yayınlanan gazetelerden birinde ve Basın İlan Kurumu Portalında ilan edilmiş, ilana ilişkin gazetesi nüshası dosyaya gönderilmiştir. Davalı şirketin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden sicil kayıtlarının gönderildiği, sicil kayıtlarının faal olarak devam ettiği, şirketin muamele merkez adresi itibariyle mahkememizin kesin yetkili olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; İİK.nun 156 ve devamı maddelerine dayalı iflas yoluyla adi takibe dayalı takipte davalının itirazında haklı olup olmadığı, davacının cari hesap alacağının bulunup bulunmadığı, İİK.156.maddesine dayalı iflas koşullarının oluşup oluşmadığından kaynaklandığı, tahkikat aşamasında bu hususların araştırılıp incelenmesine, tahkikata geçilmesine, Büyükçekmece … İcra Dairesi Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından gelen kapak hesabına göre; İİK.nun 158.maddesine göre 230.511,97- TL takipte kesinleşen alacak, 20.976,59-TL tahsil harcı miktarı, 24.585,84 -TL icra vekalet ücreti , takip tarihinden rapora göre hesaplanan 1 günlük faiz miktarı dikkate alınarak gelecek duruşma tarihine kadar olan 21.086,02 TL toplam faiz miktarı, 81,50 TL icra masrafları olmak üzere TOPLAM 297.241,92 TL miktarın tebliğden itibaren 7 günlük kesin süre içerisinde davacıya ödenmesi veya bu meblağın mahkeme veznesine depo edilmesine, aksi taktirde ilk oturumda davalı şirketin iflasına karar verileceği ihtarlı depo emri tebligatı çıkartılmış olup, davalı şirkete depo emrinin 08/06/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça depo emrine konu meblağın mahkeme veznesine depo edilmediği görülmüştür.Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, icra dosyası ve tüm dosya içeriğine göre; HMK. 219. maddesine (HUMK. 326) göre her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, eş söyleyişle, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar HMK. 219. ve ardından gelen maddelerindeki konuya ilişkin genel düzenlemelere tabidir. İş bu davada dava konusunun, Büyükçekmece … İcra Dairesi Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına cari hesap alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali ve davalının iflası talebinden ibaret olduğu, davaya konu Büyükçekmece … İcra Dairesi Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın 190.000,00 TL asıl alacak ve 17.350,00 ilam vekalet ücreti, geçmiş gün işlemiş faizler de dahil olmak üzere 230.511,97 TL üzerinden kesin olarak kaldırılmasına karar verilmiştir. İİK’nun 166/2 maddesinde öngörülen şekilde iflasn avansının yatırıldığı davalının itirazının kesin olarak kaldırıldığı anlaşılmış oluıp usulde depo emrinin davalı taraf tebliğ edildiği, gerekli ihtaratın yapıldığı, usulüne uygun tefhime rağmen davalının depo emrine esas miktarı mahkememiz veznesine veya davacı alacaklıya ödemediği, böylece; İİK’nun 155,156 ve 158.maddelerindeki yasal koşulların oluştuğu kanaatine varılmıştır.Tüm bu nedenlerle; davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında, ” … Mah. …. SK.N Blok No:… Esenyurt/İSTANBUL” adresinde kayıtlı davalı … ANONİM ŞİRKETİ’nin İİK’nun 156,158.maddeleri uyarınca iflasına, iflasın 08/09/2022 günü saat 11:26 itibariyle açılmasına” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; İlk olarak, dava hak düşürücü süre içerisinde ikame edilmemiştir. İlk derece mahkemesi, hak düşürücü süre yönünden hiç bir inceleme yapmaksızın, eksik inceleme ile hüküm kurmuştur. Ayrıca zamanaşımı itirazımız vardır. Aşağıda belirtmiş olduğumuz üzere, davaya cevap hakkımız saklıdır. davalı müvekkilin e-tebliğ adresi bulunmamakta ve e-tebliğ ile tebligat alınmamaktadır. Dolayısıyla ilk derece mahkemesinin davalı müvekkil adına çıkarılan tebligatları hangi surette ve kime tebliğ ettiği bilinmemektedir. Şirket yetkilisi, 22.11.2021 tarihinde KEP adresi hesabı açılması için PTT’ye başvuruda bulunmuştur. KEP adresinin aktivasyonu yapılıp açıldıktan sonra, davalı şirkete tebligatlar fiziken gelmeye devam etmiştir. Şirket yekilisinin adına yapılan sorgulamada ekte görselini paylaşmış olduğumuz ekran uyarınca, davalı şirketin UETS hesabının olmadığı görülecektir. Bunun üzerine PTT’ye tekrar başvurulmuş ve UETS hesabının şirket adına olmadığı öğrenilmiştir. Bu surette, davalı müvekkile e-tebliğ olarak yapıldığı belirtilen tebligatların hiçbiri şirkete ve şirket yetkililerine ulaşmamıştır. Yapılan tebligatlar usulsüzdür. Belirtilen nedenle yapılan tüm tebligatlar geçersiz olup, davaya cevap ve sair haklarımız saklıdır. Davalı müvekkile yapılan tebligat usulsüzdür. İstinaf edilen huzurdaki dava konusu, itirazın kaldırılması ve iflastır. Adi iflas yolu ile yapılan takibe itirazın kaldırılması şeklinde yapılacak yargılama, genel mahkemelerde yapılan yargılama usulüne göre yapılmalıdır. Bu hususa ayrıca değinilecek olup, huzurdaki davada öncelikle itirazın kaldırılması hususu incelenip neticeye bağlanacağından, içtihatlar uyarınca da itirazın kaldırılması konulu davalarda dava dilekçesinin vekile tebliğ edilmesi gerekmektedir. Tebligat Kanunu m.11/1’de “Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır.” denilmekte olup, adi iflas yolu ile takibe borçlu vekili tarafından itiraz edilmesi halinde, dava konusu takip vekil vasıtası ile takip edildiğinden itirazın kaldırılması ve iflas konulu dava dilekçesinin takibe itiraz eden davalı vekiline tebliğ edilmesi gerekmektedir. Borçlu ödeme emrine karşı itirazını vekil vasıtasıyla yapmış ise, dava dilekçesi vekile tebliğ edilir. (EK- 3, Prof. Dr. Timuçin Muşul, 7101 ve 7155 sayılı Kanunlarla İcra ve İflas Kanunu’nda yapılan yeni düzenlemeye göre; İflas ve Konkordato Hukuku Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırma, syf. 157) İçtihat ve Tebligat Kanunu uyarınca, itirazın kaldırılması ve iflas konulu davada dava dilekçesi ve eklerinin, takibe itiraz eden vekile tebliğ edilmesi gerekmekte iken davalı müvekkile tebliğ edilmesi hatalı olup, cevap, savunma ve adil yargılanma hakkı bu surette ihlal edilmiştir. Dava dilekçesi ve ekleri usulüne uygun tebliğ edilmediğinden davaya cevap süremiz henüz başlamamıştır. Davaya cevap hakkımız saklıdır. Derdestlik itirazımız mevcuttur, malvarlığı sorgulanmadan adli yardım kararı verilmesi hatalıdır, dava konusu alacağın, genel hükümlere göre incelenmesi gerekmektedir, 15 günlük yasal süreye riayet edilmeksizin iflas kararı verilmiştir, yayınlanan ilan metni usul ve yasaya aykırıdır, Depo edilmesi emredilen tutar güncel olmayıp, depo emri kararından sonra iflasın açılmasına karar verilmediğinden ilk derece mahkemesi tarafından verilen iflasın açılmasına ilişkin karar usul ve yasaya aykırıdır. ihtilaflı hale gelen alacak hakkında bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın depo emri verilmiştir, Yapı ve kredi bankası a.ş.’nin asli müdahale talebinin kabulü ya da reddi yönünde bir karar verilmemiştir.” şeklinde beyanda bulunarak kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, İİK 154. maddesinde düzenlenen iflas yolu ile takibe karşı yapılan itirazın kaldırılması ile borçlu şirketin iflasının istemine ilişkindir.2004 Sayılı İİK nun 154 vd maddelerinde iflas yoluyla takip düzenlenmiştir. Maddede, İflas yolu ile takipte yetkili merciinin, borçlunun muamele merkezinde bulunan icra dairesi olduğu, 154/3.fıkrada ise, borçlu ile alacaklının yetkili icra dairesini yazılı anlaşma ile tayin etmişlerse, o yerin icra dairesinin dahi iflas takibi için yetkili sayılacağı, iflas davaları için yetki sözleşmesinin yapılamayacağı, iflas davasının mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılacağına yer verilmiştir. Maddedeki iflas davasının açılacağı yetkili yer mahkemesinin yetkisi, mutlak yetki olup, kamu düzenine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/1- ç bendinde, yetkinin kesin olduğu hallerde, mahkemenin yetkili bulunması dava şartları arasında sayılmıştır. Yani aynı yasanın 115.maddesinde belirtildiği gibi, mahkemece, davanın her aşamasında ve kendiliğinden araştırılması gerekir. Bu açıklamalar sonrasında somut olay değerlendirildiğinde, dava, davalı borçlunun sicil adresinin yetki çevresinde bulunan Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmıştır.Mahkemece dava kabul edilerek, davalının iflasına karar verilmiştir.Davalı taraf, dava dilekçesi tebliğinin usulsüz olduğunu, taraf teşkilinin sağlanmadığını ileri sürmektedir.Somut olayda iflas yolu ile adi takipte ödeme emrinde davalı vekilinin belirtildiği, ödeme emri tebliğinin davalı vekiline yapıldığı ancak, davalı tarafın istinaf itirazında o tarihte şirketin UETS hesabı olmadığı da ileri sürülmekle beraber, dava dilekçesi ve duruşma gününün davalı şirketin UETS hesabına tebliğe çıkarıldığı, gerekçeli kararın ise davalı vekiline tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.İflas davası, duruşmalı olarak ve basit yargılama usulüne göre incelenir. İflas davasında, davacı iflas takibini yapmış olan alacaklıdır. Davalı, iflas takibinin borçlusudur. Borçlu iflas ödeme emrine avukat aracılığı ile itiraz etmiş ise, iflas dava dilekçesi borçlunun vekiline tebliğ edilmelidir. ( Mahmut Coşkun, Konkordato ve İflas, Seçkin yayınları, 2. Baskı, syf.417) Savunma hakkı, Anayasanın hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesinde “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” düzenlemesi ile açıkça hüküm altına alınmıştır.İddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun hukuki dinlenilme haklı başlıklı 27. maddesi ile usul hukukumuza yansıtılmıştır.Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın “açıklama ve ispat hakkı”nı da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.Bir davada davalının, davacının açmış olduğu davadan haberdar olması, davaya cevap vermesi ve hatta cevap süresinin işlemeye başlaması için dava dilekçesinin tebliğ edilmesi gerekir. Aksi durumun, ilgilinin hak arama hürriyetini kısıtlayacağına şüphe yoktur. Aslında hemen her hukuksal işlemin tebligat ile sonuç doğuracağını söylemek mümkündür.”Somut olayda; iflas yolu ile adi takipte ödeme emri davalı vekiline tebliğ edilmesine ve davalı vekilinde ödeme emrine itiraz edilmesine rağmen iflas yolu ile takibe karşı yapılan itirazın kaldırılması ile borçlu şirketin iflasının istemine ilişkin davada, dava dilekçesinin davalı vekiline tebliğ edilmeden davanın esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Açıklanan nedenlerle, Mahkemece öncelikle, dava dilekçesi ve eklerinin davalı vekiline usulüne uygun tebliği sağlanarak, savunma hakkı tanınması, 6100 sayılı HMK’nın 320. maddesinde yer alan emredici nitelikteki düzenlemeye uygun olarak ön inceleme duruşması yapılması, tahkikatın ön inceleme tutanağı esas alınarak yürütülmesi, HMK’nın 321.maddesi uyarınca tahkikatın tamamlanmasından sonra tarafların son beyanları alınarak davanın esasına ilişkin hüküm kurulması gerektiğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 ve 355. maddeleri gereğince kaldırılmasına, Dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine, esasa ilişkin istinaf sebeplerinin bu aşamada incelemesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin esasa ilişkin istinaf sebepleri incelemenmeksizin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/843 E. 2022/765 K. sayılı 08/09/2023 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,3-Davalı tarafça yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,5-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/10/2023