Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/181 E. 2022/315 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/181
KARAR NO: 2022/315
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/177
KARAR NO: 2021/518
DAVA TARİHİ: 08/03/2021
KARAR TARİHİ: 09/07/2021
DAVA: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/03/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının tanzim ettiği iki adet faturaya dayanarak İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile müvekkili hakkında icra takibi başlattığını, adres değişikliği yapan müvekkili henüz mernis adresini güncellememişken ilgili icra takibine ilişkin ödeme emrinin eski adresine tebliğ edilmiş sayıldığını, bu şekilde kesinleşen icra takibi kapsamında müvekkiline ait …plakalı araca haciz işlemi uygulandığını, aracı satmak üzere 13/10/2020 tarihinde notere giden müvekkilinin haciz kaydını o sırada öğrendiğini, mecburen davalı alacaklının vekiliyle iletişim kurarak ödeme yaptığını, müvekkilinin icra takibine konu faturalarda belirtilen hizmetleri almadığını, bu sebeple iki adet iade faturası düzenlediğini, iade faturaları davalının muhasebe kayıtlarına düştüğünü ve whatsapp uygulamasından mesaj atarak da bildirimde bulunulduğunu, buna rağmen davalı tarafından kötü niyetli olarak icra takibi başlatıldığını, tüm bu nedenlerle, cebri icra tehdidi altında haksız yere ödenen 36.700,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; istirdat talepli açılan davanın yetkisiz mahkemede açılması nedeniyle usulden reddi gerektiğini, tarafların sosyal medyada pazarlama üzerine ortak bir hesaptan marka işbirliği ile gelir elde etmek için anlaştıklarını, buna ilişkin davacı ile müvekkili arasında bir çok yazışma ve kayıt bulunduğunu, müvekkilinin davacı yana vermiş olduğu hizmet karşılığında fatura düzenlediğini, müvekkilinin üstlendiği ticari iş karşılığında kestiği fatura tutarında davacıdan alacağını tahsil ettiğini, dava konusu iki adet faturanın da müvekkilinin vermiş olduğu hizmete karşılık düzenlenmiş olup tahsil edilemediği için müvekkilinin mağdur olduğunu, icra dosyasından davacı yanın mernis adresine usulüne uygun tebligat yapıldığını, davacı yanın belirtmiş olduğu iade faturalarının ve mart ayına ilişkin hizmet alınmadığı iddialarının kötü niyetli olup gerçek dışı olduğunu, iade faturanın müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmediğini, tüm bu nedenlerle; yetkisiz yerde açılan davanın usulden reddini, istirdat talepli davanın esastan reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…10/03/2021 tarihli ara karar ile davacı vekiline “Dava dosyamızda arabuluculuk son tutanağının yer almadığı anlaşılmakla, tutanak aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğini dosyaya sunmak üzere davacı vekiline 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi ve HMK 115/2 maddeleri gereği 1 hafta kesin süre verilmesine, kesin sürede sunulmazsa davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verileceğinin ihtarına, (işbu ara kararın tebliği ile ihtar edilmiş sayılmasına)” dair ihtar sonucu kesin süre içinde arabuluculuk son tutanak aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğini dosyaya sunmadığı anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamından, Davacı vekili tarafından dava açılmadan önce dava şartı arabulucuk kapsamında arabulucuya başvurulduğuna ilişkin son tutanağın dava dilekçesine eklenmediği, başka bir anlatımla arabulucuya başvurulmadığı, ticari davanın arabulucuya başvurmadan açılması kanuna aykırıdır. 6102 sayılı TTK.na 7155 sayılı Kanunla eklenen 5/A maddesi gereği dava öncesi zorunlu arabuluculuğa tabi olan davada 6325 sayılı Kanuna yine 7155 sayılı Kanunla eklenen 18/A maddesi ikinci fıkrası gereği davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece dava şartı arabuluculuk son tutanağının dosyaya eklenmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de arabuluculuk son tutanağı UYAP sisteminde vekaletnamenin ekinde davanın tarafları ve arabulucu tarafından e-imza ile imzalanmış şekilde mevcut olduğundan verilen kararın hatalı olduğunu beyan ederek kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nun 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, icra takibin neticesinde cebri icra tehdidi altında ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkindir. 19/12/2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkındaki Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesine ek düzenleme getiren 5/A maddesinde “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlığı ile “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” hükmü getirilmiştir. 6325 sayılı HUAK’na “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığı ile 18/A maddesi eklenmiş, 6325 sayılı HUAK’nın 18/A maddesinin 2. fıkrasında; “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi bulunmaktadır. Bu düzenlemelere göre 01/01/2019 tarihinden sonra konusu bir miktar paranın ödenmesi talebi ile açılan ticari davalarda dava açılmadan önce uyuşmazlıkla ilgili arabulucuya başvurup anlaşılamaması halinde son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunludur. Arabulucuya başvurulmadan doğrudan dava açıldığının anlaşılması halinde, herhangi bir işlem yapılmaksızın dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilecektir. Dosya kapsamı incelendiğinde; dava dilekçesi ekinde arabuluculuk son tutanağının bir örneğinin fiziki olarak dosya kapsamında yer aldığı ayrıca UYAP sistemi üzerinden dava dilekçesiyle birlikte 08/03/2021 tarihinde sunulan vekaletname ekinde Arabulucu …, davacı … vekili Av. … ve davalı … vekili Av. … tarafından e-imza ile imzalanmış arabuluculuk sonuç tutanağı aslının da ibraz edildiği tespit edilmekle, bu durumda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması şartı gerçekleştirilmiş ve evrak aslı da ibraz edilmiş olduğundan mahkemece verilen karar hatalı olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/177 E. 2021/518 K. Sayılı 09/07/2021 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 3-Davacı tarafça yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 5-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/03/2022