Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/1809 E. 2022/1529 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1809
KARAR NO: 2022/1529
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS : 2022/282 (DERDEST)
KARAR TARİHİ: 14/09/2022
DAVA: Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali
KARAR TARİHİ: 28/12/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin 20/03/2022 tarihli olağan genel kurul toplantısında …, … ve …’nun vekaleten temsil edildiğini, …’ın ise asaleten toplantıya katıldığını, genel kurulda alınan 8 nolu karara karşı toplantıya asaleten/vekaleten katılan davacıların ret oyu kullandıklarını ancak muhalefet şerhi vermelerinin engellendiğini, bu nedenle ortakların dava açma hakkının ellerinden alındığını, bu durum bile başlı başına genel kurul kararının iptali konusunda önem arz ettiğini, iddianın toplantıya katılıp red oyu veren maliklerin dinlenilmesi ile ispatlanabileceğini, Bir organ kararı açısından iptalin gündeme gelebilmesi için öncelikle kararın varlığı ve var olan kararın geçerli olması gerektiğini, kurucu ve geçerlilik unsurları mevcut ise o kararın hukuka aykırılığı bakımından iptal edilebilirliğinden söz edilebileceğini, iptal edilebilirliğin bir genel kurul kararının kanuna, ana sözleşmeye yada dürüstlük kurallarına aykırılığı durumunda söz konusu olduğunu, çoğunluğun haksız ve yersiz kararıyla azınlıkta kalan ortakların haklarının sınırlandırılması veya ortadan kaldırmasının iyiniyet esaslarına aykırı olduğunu, ilgili satış kararının tamamen kooperatifin tasfiye edilmesi amaçlı alındığı belirtilse de, satış kararının azınlıktaki ortakların haklarını engellemesi, satış işlemi sonucunda ortakların ev değerlerinde ciddi azalma meydana geleceği, ilgili arsaların satılıp bina yapılması halinde sitenin hava alamaz duruma geleceği dikkate alındığında asıl amacın bu arsaların kooperatife yararlı olacak şekilde satılması amaçlandığında kooperatif ortaklarına rayiç bedel üzerinden satılması mümkün olduğu düşünüldüğünde, ilgili genel kurul kararlarının 1163 sayılı kanun hükümlerine aykırı olduğu gibi hukukun genel ilkelerine, hakkaniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğundan ilgili arsaların satışı durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, kanuna ve ana sozleşmeye aykırı olarak alınan kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı kooperatif yetkilisi … cevap dilekçesinde özetle; toplantı çağrısının usulüne uygun yapıldığını, kararın gerekli nisap sağlanarak alındığını, davacılardan …’nin toplantıya katılmadığını diğer davacıların ise asaleten ve vekaleten katıldıklarını, 20/03/2022 tarihli Genel Kurul toplantısında ayrıca davacılardan … ve …’nun yönetim kurulu üyesi seçildiklerini, davacıların kararın iptali talepleri yönünden somut delilleri olmadığı gibi toplantı tutanağına itirazlarını da yazdırmadıklarını, kararın ana sözleşmeye uygun olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; 14/09/2022 tarihli ön inceleme duruşmasında;
“B)TEDBİR TALEBİ YÖNÜNDEN: 1-Davanın niteliğine ve dosya kapsamına nazaran takdiren teminatsız olarak tedbir talebinin kabulü ile davalı kooperatifin 20/03/2022 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararlardan 8. maddede yer alan karar yönünden Kooperatifler Kanunu, atıf ve TTK. Madde 449 düzenlemesi gözetilerek TTK. Madde 449 gereğince yürütülmesinin ihtiyati tedbir yoluyla geri bırakılmasına ve buna bağlı olarak bu 8. maddede belirtilen satışların ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına, 2-Tedbir kararının yerine getirilmesinin ihtiyati tedbir isteyen tarafın sorumluluğunda olduğuna ve kararın ihtiyati tedbir isteyen tarafça ilgili yerlere ibraz edilmesi gerektiğine,3-Gerekçeli ara kararın yazılmasına…” duruşmaya katılan davacılar vekili ve davalı kooperatif yetkilisi …’ın yüzüne karşı karar verilmiş,Duruşma sonrası 30/09/2022 tarihinde yazılan gerekçeli ara kararda; “tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan inceleme sonunda çağrıya ve genel kurula ilişkin emredici yasal düzenlemeler, hazirun cetvelinde davacılardan …’un imzasının bulunmaması, taraflar arasındaki hak ve menfaat dengesi, dava konusu edilen 8 nolu kararın kararda belirtilen arsaların satışına ilişkin olması, tedbir kararı verilmemesi durumunda ihtimale göre telafisi imkansız süreçlerin söz konusu olması, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun Anonim Şirket hükümlerine atfa ilişkin 98. Madde düzenlemesi, TTK. Madde 449 düzenlemesi, davalı temsilcisinin duruşmadaki söz konusu beyanı, yaklaşık ispat koşulu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde tedbir kararı verilmesi için gerekli yasal ve maddi şartların olayda gerçekleştiği ve tüm dosya kapsamına nazaran teminat alınmasına gerek olmadığı sonucuna varıldığından takdiren teminatsız olarak tedbir talebinin kabulüne” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı kooperatif temsilcisi … yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Genel kurul toplantısının usul ve yasaya uygun olarak gerçekleştirildiğini, genel kurul kararının iptali davası açılabilmesi için karara muhalif kalarak muhalefet şerhi düşülmesi gerektiğini ancak karara karşı davacıların muhalefet şerhlerinin bulunmadığını, muhalefet şerhi işlenmesinin engellendiği iddia edilmiş ise de toplantının bakanlık temsilcisi huzurunda gerçekleştirildiğini, toplantıya ilişkin her gündem maddesinin ayrı ayrı oylanarak kabul, ret ve çekimser oyların ayrı ayrı tutanağa yazıldığını, mahkemece TTK emredici hükmüne aykırı olarak kooperatif yönetim kurulu üyelerinin beyanlarının alınmadığını, yönetim kurulu üyeleri …, … ve … olup, … ve … iş bu davada husumetli olduğundan diğer yönetim kurulu üyesinin beyanının alınması gerektiğini, teminat alınmadan tedbir kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca davacılardan …’un genel kurul kararlarına karşı ret oyu kullandığına ilişkin olarak dava dilekçesinde dahi hiçbir beyan bulunmadığından muhalefet şerhi düşülmesinin engellenmesi iddiasının … bakımından kesinlikle ileri sürülemeyeceğini beyan ederek tedbir kararının kaldırılmasını aksi takdirde uygun bir teminat alınmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, 20/03/2022 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararlardan 8 no.lu kararın mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti aksi halde iptali istemine ilişkindir. Davacılar vekili tarafından dava açılırken ihtiyati tedbir talep edilmiş olup, mahkemece tedbir talebi teminatsız olarak kabul edilmiştir. Karara karşı davalı kooperatif temsilcisi tarafından istinaf yoluna başvurulmakla, ihtilaf iptali talep edilen maddeye ilişkin ihtiyati tedbir koşullarının oluşup oluşmadığının tespiti noktasında toplanmaktadır. Davalı kooperatifin 20/03/2022 tarihli genel kurul toplantı tutanağı incelendiğinde, ortaklar listesinde kayıtlı 27 ortaktan 7 ortağın asaleten ve 8 ortağın vekaleten katılımı ile toplam 15 ortağın hazır olduğu anlaşılmış olup toplantı tutanağında davacılar yada diğer ortaklar tarafından alınan kararlara karşı sunulan muhalefet şerhi olmadığı gibi tutanağın son kısmında toplantı tutanağının genel kurula okunduğu, itiraz eden olmadığından imza altına alındığı yazılıdır. Davalı Sınırlı Sorumlu Doğanay Villaları Sitesi İşletme Kooperatifi’nin 20/03/2022 tarihinde yapılan olağan genel kurulunda alınan davaya konu 8 no.lu gündem maddesinde ise “Kooperatif tasfiye kararının görüşülmesi ortak arsalar olduğu için satışından sonra karar alınması oya sunuldu. Oy birliği ile kabul edildi. … Pafta … Ada … Parselde bulunan 4 adet 05-06-07-08 nolu arsaların satışı oya sunuldu, satılması 4 red oyuna karşılık 10 oy ile oy çokluğu ile kabul edildi (1 Çekimser Oy). Satılacak arsaların asgari satış metrekare fiyatının 4.800,00 TL den olması oylamaya sunuldu 4 red oyuna karşılık 10 oy ile oy çokluğu ile kabul edildi” şeklinde karar alınmıştır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca genel kurulda alınan kararların; oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi, çağrılmama, çağrının usulsüzlüğü, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi veya toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddiaları dışında, yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için toplantıya katılan üyenin ret oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi, davanın bu iddiaların tümü bakımından toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılması gerekmektedir. Aynı madde hükmü uyarınca, genel kurulda alınan kararların, yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu iddiasıyla, toplantıda bulunan ortaklar ret oyu kullanıp, alınan kararlara muhalif kalarak, keyfiyeti tutanağa geçirdikten sonra kararın iptali için toplantıyı izleyen günden başlamak üzere bir ay içinde dava açabilir. Mutlak butlan (kesin hükümsüzlük) hali işlemin, başta Kooperatif Kanunu, Ticaret Kanunu ile ilgili kanunların emredici hükümlerine aykırı olmasıdır. Genel kurul kararlarının yokluğu, bunda hukuki yararı bulunan herkes tarafından ve bir süreye bağlı olmaksızın ileri sürülebilir. Bir genel kurul kararı şekil ve usul açısından geçerli olmakla birlikte, konusu bakımından TBK m. 27.maddesi uyarınca emredici hukuk kurallarına yahut ahlak ve adaba aykırı veya imkansız ise sonucu yine yokluktur. İptal edilebilirlik ise kanuna, esas mukaveleye ve afaki objektif iyi niyet kurallarına aykırılıktır. İptal edilebilir kararlar yönünden ise davanın 1 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılması, red oyu kullanılması ve iptali talep edilen her bir madde bakımından muhalefet şerhinin sunulması gerekmektedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi yollaması ile uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nın “Kararın yürütülmesinin geri bırakılması” başlıklı 449. maddesi; “(1) Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir.” hükmünü, “Kararın etkisi” başlıklı 450 maddesi; “(1) Genel kurul kararının iptaline veya butlanına ilişkin mahkeme kararı, kesinleştikten sonra bütün pay sahipleri hakkında hüküm ifade eder. Yönetim kurulu bu kararın bir suretini derhâl ticaret siciline tescil ettirmek ve internet sitesine koymak zorundadır.” hükmünü içermektedir. TTK’nın 449. maddesinde yer alan “genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılmasına” ilişkin düzenleme, dava açıldıktan ve yönetim kurulu üyelerinin görüşü alındıktan sonra verilebilen özel bir ihtiyati tedbirdir. İhtiyati tedbire ilişkin genel hükümler HMK’nın 389-399. maddelerinde düzenlenmiştir. Yargıtay uygulamalarında genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılmasına ilişkin tedbir talebi yönünden uygulanacak prosedür ve kanun yolu bakımından HMK’nın ihtiyati tedbire ilişkin hükümlere tabi olacağı kabul edilmiştir.6100 sayılı HMK’nun 389/1 maddesinde “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.”, HMK 390/1 maddesinde “İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir.”, HMK 390/3 maddesinde “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır”, HMK 391/1 maddesinde “Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir” düzenlemelerine yer verilmiştir.Geçici hukuki koruma yargılamasını, asıl yargılamadan ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. İhtiyati tedbir talep eden taraf, tedbire esas olan hakkını, ihtiyati tedbir sebep veya sebeplerini, keza davanın esası yönünden de haklılığını ispat etmelidir. Ancak burada tam ispat aranmayıp yaklaşık ispatla yetinilecektir (m. 390/3). Yani, ispatı gereken hususların tam olarak değil; kuvvetle muhtemel gösterilmesi yeterlidir… yaklaşık ispat ispatsızlık veya sadece talepte bulunanın beyanlarıyla yetinileceği anlamına gelmemektedir. Talep eden, ispat ölçüsü düşürülmüş olsa dahi, bir ispat faaliyetinde bulunmak, bu çerçevede delillere dayanmak ve tam olmasa da iddia ettiği hususların gerçekliğini kuvvetle muhtemel olduğunu gösterecek şekilde ispat etmek durumundadır. Şu halde, ispat ölçüsünün düşürülmesi, tedbirin koşullarının, özellikle tedbire esas olan hakkın hüküm altına alınabilmesi için maddi hukuk kurallarında öngörülen koşul vakıaların bir kısmının incelenmeyeceği ya da üstün körü inceleneceği anlamına gelmemektedir. Zira ispat ölçüsü, incelemenin kapsamına değil, hakimdeki usuli kanaatin derecesine ilişkindir… Şüphesiz, talep eden bir ispat faaliyetinde bulunmuşsa bunu tam ispat seviyesinde aramamak gerekir; fakat tamamen ispatsız veya delile dayanmayan bir faaliyet de afaki tehlike olgusuna dayanılarak yeterli kabul edilemez (Pekcanıtez Usul, Prof. Dr.Hakan Pekcanıtez, Prof.Dr. Muhammet Özekes, Doç.Dr.Hülya Taş Korkmaz, Doç.Dr.Mine Akkan, Cilt.III, s.2476, 2477). Somut olayda, mahkemece, 6102 sayılı TTK’nın 449. maddesi uyarınca iptal talebine konu 20/03/2022 tarihli genel kurul toplantısının 8 no.lu gündem maddesinin yürütülmesinin geri bırakılmasına ilişkin davacıların talebi hakkında, yazılı görüşlerini bildirmeleri için kooperatif temsilcileri olarak … ve …’a tebligat çıkartılmış ise de; …’un önceki dönem yönetim kurulu üyesi olduğu, 20/03/2022 tarihli genel kurulda yönetim kuruluna … ile birlikte davacılardan … ve …’nun seçildiği, yani dava tarihi itibariyle …’un yönetim kurulunda yer almadığı ancak yönetim kurulu üyesi olan … ve … eldeki davada hasım olduğundan, bu kişilerin görüşlerinin alınamayacağı, …’ın ise tedbir talebine ilişkin yönetici sıfatıyla yazılı beyanda bulunmadığı, davalı … temsilen ön inceleme duruşmasına katıldığı ve tedbir hususunda “tedbir talebinin takdirini mahkemeye bırakıyoruz” şeklinde beyan sunduğu anlaşılmıştır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 98. maddesinin yollamasıyla, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 370. maddesinde “Esas sözleşmede aksi öngörülmemiş veya yönetim kurulu tek kişiden oluşmuyorsa temsil yetkisi çift imza ile kullanılmak üzere yönetim kuruluna aittir. Yönetim kurulu, temsil yetkisini bir veya daha fazla murahhas üyeye veya müdür olarak üçüncü kişilere devredebilir. En az bir yönetim kurulu üyesinin temsil yetkisini haiz olması şarttır.” hükmü yer almaktadır. Kooperatif ana sözleşmesinin 46. maddesi; “kooperatif adına düzenlenecek evrakın muteber olması ve kooperatifi ilzamı için kooperatif unvanı altında temsile yetkili olanlardan ikisinin imzası gereklidir. Yönetim kurulu kooperatifi temsil ve kooperatif adına imza atmaya yetkili şahısları kararla tespit eder ve bu kararın noterlikçe onaylanmış bir sureti imzalarla birlikte tescil edilmek üzere ticaret sicil memurluğuna verilir. Gerektiğinde yukarıdaki fıkra hükmüne göre hareket edilerek imza yetkisine sahip kimseler değiştirilebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Genel kurul kararlarına karşı açılacak iptal davasında; davalı, kooperatif tüzel kişiliğidir. Kooperatif tüzel kişiliğini temsil yetkisi yönetim kurluna ait olduğundan (K.K.m. 55/11). Kooperatif tüzel kişiliğini davada yönetim kurlu temsil eder. Yönetim kurulu bu görevini, birlikte veya kendi içinde görevlendirdiği üye veya üyeler aracılığı ile asaleten yahut görevlendireceği avukat aracılığı ile vekaleten yerine getirir. Davanın yönetim veya denetim kurulu üyelerinden her biri tarafından açılması halinde de kooperatifi temsil yetkisi yönetim kuruluna aittir… İptal davasının yönetim kurulunca açılması halinde ise, kooperatifi denetim kurulunun temsil etmesi gerekir (Kooperatifler Hukuku, Mahmut Coşkun, sayfa 783) Yasal düzenleme ve ana sözleşme uyarınca, kooperatifin çift imza ile temsil edilmesi gerektiği ve yönetim kurulu üyesi olan … ile … eldeki davada hasım olduğundan, yönetim kurulu üyesi olarak tek başına …’ın beyanına başvurulamayacağı nazara alındığında, iptal davasının yönetim kurulunca açılması halinde kooperatifi denetim kurulunun temsil etmesi gerektiği kuralının somut olaya kıyasen uygulanması, denetim kurulu üyelerine tebligat çıkartılarak 6102 sayılı TTK’nın 449. maddesi uyarınca tedbir talebine yönelik beyanlarının alınmasından sonra talep hakkında karar verilmesi gerektiğinden, istinaf isteminin 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince kabulü ile kararın kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı kooperatif temsilcisi …’ın istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/282 E. (derdest) 14/09/2022 tarihli tedbir kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,3-Davalı tarafça yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 4-Davalı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,5-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.f ve 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/12/2022