Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/174 E. 2022/222 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/174
KARAR NO: 2022/222
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/638 Esas
ARA KARAR TARİHİ: 27/09/2021
DAVA: Menfi Tespit (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/02/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesi ile: müvekkilinin, dava dışı bir şirket ile taş ocağının dekapaj işini görmek üzere anlaşmasına üzere sözü edilen işi yapmak için davalı şirketten iş makinası kiraladığını, iş makinasının ekskavatör tabir edilen makina olduğunu, bu makinanın kiralanması karşılığı 05/09/2021 tanzim ve vade tarihli 30.000,00 TL ve 25/09/2021 tanzim ve vade tarihli 35.000,00 TL bedelli 2 adet çek keşide edip verdiğini, ancak iş makinasını kullanacağı taş ocağıyla ilgili dava dışı şirketle yapılan sözleşmenin iptal edilmesi nedeniyle davalı tarafından kendisine kiralanan iş makinasının teslim edilmediğini ve hiç kullanılmadığını, bu nedenle biri 30.000,00 TL bedelli diğeri 35.000,00 TL bedelli iki adet çekin karşılıksız kaldığını iddia ederek her iki çekin karşılıksız kaldığının tespitine, çeklerin iptaline, takip konusu yapılmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemenin 27/09/2021 tarihli ara kararı ile ” asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesine hukuken imkan bulunmadığı gibi taraflar arasındaki edim yükümlülüklerinin yerine getirilip getirilmediği, çeklerin bedelsiz kalıp kalmadığı yargılamayı gerektirdiğinden istemde HMK 389 ve devamı madde hükümlerinde ön görülen koşullar ile İİK 72 maddesinde öngörülen hükümler gerçekleşmediğinden ve yaklaşık ispat koşulu oluşmadığından ihtiyati tedbir isteminin bu aşamada reddine ” karar verilmiştir. Verilen ara karara karşı davacı vekilince yasal süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuş olup istinaf nedenleri olarak; Tedbir talebinin, davalı şirkete verilmiş olan çeklerin tahsilinin dava süresince durdurulmasına dönük olup, bu çeklere ilişkin açılan menfi tespit davasında verilecek kararın özünü ilgilendirmediğini, davanın esası hakkında verilecek kabul yada red kararını hiçbir şekilde etkilemeyeceğini zira davanın esası hakkında red kararı verilse dahi ihtiyati tedbir ile tahsili durdurulmuş olan çeke ilişkin mahkeme hem teminat talep edebilecek hem de davalı şirket çek bedelini faizi ile tahsil edebileceğini, oysa dava dilekçemize ek olarak sunduğumuz sözleşmede, sözleşme konusu borcun hangi şartlarda doğacağı açıkça belirtildiğini, davalı şirkete verilmiş olan çeklerin karşılığı olan ekskavatör kiralama sözleşmesinin uygulanmadığı, dolayısıyla dava konusu çeklerin karşılığı olan hizmetin sunulmadığı ifade edilmesine karşın mahkemece yaklaşık ispat değerlendirmesinin somut temelinin ne olduğunu anlamak mümkün olmadığını, kaldı ki mahkemenin yaklaşık ispat ölçüsünde karar vermeyi mümkün kılmayacak derecede delilleri toplamamış olduğu da açık biçimde ortada olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını ve tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık, sözleşme kapsamında verildiği ve bedelsiz kaldığı iddia olunan bonoya dayalı takip yapılmamasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen kararın usul ve esas yönden hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmıştır. 2004 Sayılı İİK’nın 72/2. maddesi uyarınca “İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme talep üzerine alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.” Diğer yandan tedbir kararının verilebilmesi için 6100 Sayılı HMK’unu 390. maddesi uyarınca “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. 6100 Sayılı HMK’nun 389. maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu hüküm dikkate alındığında, mevcut durumun değişmesi hâlinde, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hâle gelmesi, gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa, ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir. Hâkim kararında somut sebep gösteremiyor, bunu en azından açıklayacak veya asgari ölçüde ikna edecek delil değerlendirmesi yapamıyor, yaklaşık ispat ölçüsünü yakalayamıyorsa tedbire karar vermemelidir. Ancak bu da hiçbir zaman tam bir ispat seviyesinde ispat şartına dönüşmemelidir.(Pekcanıtez,Hakan/Atalay,Oğuz/Özekes Muhammet; Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, Ankara 2011-Sh.715-717) (Yüksek Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 24/04/2012 gün ve 2011/15388 esas,2012/6651 karar sayılı ilamında belirtildiği gibi) Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ışığında, davacı, tedbire konu 2 çekin, dava dışı şirket ile yapılan taş ocağının dekapaj işinin yapılması için davalı ile imzalanan iş makinesi hizmeti sunma sözleşmesi kapsamında verildiğini, ancak dava dışı şirket ile yapılan sözleşmenin iptal edilmesi nedeniyle davalıdan kiralanan iş makinesinin teslim edilmediği, senetlerin bedelsiz iddiası ile ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir. Talep konusu senetlerin sözleşmeye istinaden verildiği hususu bu aşamada tam olarak ispat edilememiş ise de dosyaya sunulan iş makinesi kiralama sözleşmesi incelendiğinde; ilk ay kira bedelinin çek ile alınacağı sonraki takip eden aylarda nakit ile alınacağı kararlaştırılmış olduğu, çek bedellerinin kira bedelinin üstünde olmadığı görülmüştür. Yukarıda açıklandığı üzere ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için hiçbir zaman tam bir ispat seviyesi aranmadığı, yaklaşık ispat ölçüsünün yakalanması yeterli olduğu, bu itibarla davacı vekilinin dava dilekçesine eklediği deliller ve iddiaları talep edilen tedbir için bu aşamada yaklaşık ispat koşulunu gerçekleştirmiş olup tedbir kararı verilmemesi halinde telafisi imkansız zararların doğma ihtimali gözetildiğinde mahkemece İİK 72/2 maddesi uyarınca teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken istemin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Kabule göre de; mahkemenin, ihtiyati tedbir talebinin reddine gerekçe olarak yaklaşık ispat koşulu yanında uyuşmazlığı çözecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesine hukuken imkan bulunmadığı gösterilmiş ise de davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin uyuşmazlığın esasını çözecek nitelikte olmadığı, somut olayda uyuşmazlık, talep konusu senetlerin bedelsiz kaldığı iddiası borçlu olmadığının tespiti olup davacının ihtiyati tedbir talebinin ise yargılama süresi boyunca söz konusu senetlerin icra takibine konu edilmemesi olduğu, davacının talebi doğrultusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesi, uyuşmazlığı çözümüne yönelik olmadığı ve bu çeklere ilişkin açılan menfi tespit davasında verilecek kararın özünü ilgilendirmediği yalnızca çeklerin tahsilinin durdurulmasına ilişkin geçici bir hukuki koruma tedbiri olduğu gözetildiğinde mahkemenin bu yöndeki gerekçesi de yerinde görülmemiştiri Yukarıda açıklanan gerekçelerle, ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin karara itiraz eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK. 353/1.b.2 maddesi uyarınca kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, uyuşmazlık konusu olan hususlar ve dosyadaki mevcut belgelere göre teminat mukabilinde dava konusu senetler yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/638 Esas sayılı dosyasında verilen 27/09/2021 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik ara kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve YENİDEN KARAR VERİLMESİNE, 2-Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin KABULÜ ile, a-İİK’nun 72/2. maddesi uyarınca dava tarihinden önce icra takibine konu edilmemiş olmaları şartı ve davanın tarafları arasında hüküm ifade etmek kaydıyla, davacı tarafından keşide edilen 05/09/2021 tanzim ve vade tarihli 30.000,00 TL ve 25/09/2021 tanzim ve vade tarihli 35.000,00 TL bedelli 2 adet çek yönünden, senetlerin toplam bedeli olan 65.000,00 TL’nin %15’i oranında hesap edilen 9.750,00 TL teminat tutarının, davacı tarafça nakit olarak yatırması yada kesin ve süresiz nitelikteki banka teminat mektubunun ibraz edilmesi halinde, senet bedellerinin ödenmemesi ve icra takibine konu edilmemesi yönünde İHTİYATİ TEDBİR KARARI VERİLMESİNE, davacı vekilinin dava konusu senetlere dava sonuçlanana kadar el konulması yönündeki tedbir isteminin REDDİNE, b-Teminat alınmasına ilişkin işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 3-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan, başvuru harcının Hazineye irat kaydına, istinaf maktu karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine, 4-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.2 bendi ile aynı Kanunun 362/1.f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23/02/2022