Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/1706 E. 2023/238 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1706
KARAR NO: 2023/238
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/27
KARAR NO: 2022/374
KARAR TARİHİ: 17/05/2022
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/02/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında destek hizmet sözleşmesi imzalandığını, davacı şirketin bu sözleşme ile davalı iş yerlerindeki destek hizmetlerinin yerine getirilmesi işini üstlendiğini, davacı şirketin sözleşme gereği tüm yükümlülüklerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, 15.05.2008 tarih ve 5763 Sayılı Kanunun 24. maddesi ile 5510 Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 81/1-1 bendinde ilave edilen ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren düzenleme ile özel sektör işverenlerinin malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutarın Hazinece karşılanmasının öngörüldüğünü, müvekkili şirketin özel sektör işvereni olarak yasanın aradığı tüm şartları sağladığını ve anılan teşvik hükümlerinden yararlandığını, müvekkili şirketin çalıştırdığı işçilerin sigorta primlerinin Hazinece karşılanan %5’lik teşvik miktarının hak edişlerden kesinti yapılmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek davalı şirketle olan diğer hukuki ilişkiler ile destek hizmet sözleşmesinden kaynaklanan hakları ve fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davacı şirketin yasada hüküm altına alınan hak edişlerinden kaynaklanan 19.000,00 TL %5’lik prim teşvikinin davalıdan dava tarihi itibariyle işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talebinin öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin müvekkili firma tarafından 26.08.2011 tarihinde feshedildiğini, uyuşmazlığın temelinde müvekkili ile davacı arasında akdedilen destek hizmet alım sözleşmesinin bulunduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin hukuki niteliğinin hizmet temini (alım) sözleşmesi olup, kendine has özellikleri olan bu sözleşme türü için zamanaşımı süresini düzenleyen ayrık bir hüküm bulunmadığından TBK’nin 146. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, davanın öncelikle kesin hüküm nedeniyle dava şartı eksikliğinden reddine, yine usul yönünden geçerli bir arabuluculuk başvurusu bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddine, davanın esasına girilmesi halinde davacının talebinin zamanaşımına uğraması nedeniyle reddine, davalının davacıya karşı herhangi bir borca veya sözleşmeye aykırı davranışı olmaması sebebiyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… Dava dilekçesi ile 2010-2011 yıllarına ait % 5 teşvik alacağına istinaden alacak davası açıldığı, davacı vekiline vekalet veren temsil kayyımının İstanbul 8. ATM’nin 2021/673 Esas sayılı dosyası ile 21.12.2021 tarihinde atandığı, ancak dava şartı olan zorunlu arabuluculuk görüşmelerinin 16.11.2021 tarihinde başlatıldığı, …’ın arabuluculuk başvurusu yaptığı tarihte kayyım sıfatının bulunmadığı, arabuluculuk başvurusu yapan …’ın başvuru tarihi olan 16.11.2021 tarihinde şirketi temsile yetkisinin bulunmadığı, dava şartı olan arabuluculuk son tutanağının usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla; davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; son tutanağın kayyum tarafından imzalandığı ve görüşmelerin şirket adına yetkili kılındığı 21.12.2021 tarihinden sonra gerçekleştiği, ilk oturumu şirkete temsil yetkisinin verildiği 21.12.2021 tarihinden sonraki bir tarihte gerçekleştiği, arabuluculuk toplantısının yetkili kişinin katılımıyla gerçekleştirilmesi toplantı sonrasında imzalanan belgelerden olan ilk oturum, son tutanak ve anlaşma belgelerinin yetkili kişilerce imzalanması gerektiği, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun bir karar olmadığı belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, destek hizmet sözleşmesi kapsamında davacının hak edişinden %5 oranında kesinti nedeniyle oluştuğu iddia olunan alacağın davalıdan tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda davanın dava şartı yokluğu nedeniyle nedenle usulden reddine dair karar verilmiş olup, davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/673 E. sayılı dosyasında 21.12.2021 tarihli ara karar ile … San. Tic. Ltd. Şti.’ne temsil kayyumu olarak …’ın atandığı belirtilerek ihtiyati tedbiren iş bu şirket adına dava açma ve takip etme ve bu işlemler için yapılması gerekli diğer usulü işlemleri yapma yetkisi tanınmasına dair karar verilmiştir. İstinafa konu iş bu dava dosyası ile ilgili İstanbul Anadolu arabuluculuk bürosunun 2121/16312 dosya numaralı arabuluculuk son tutanağı dosya arasına alınmıştır. Hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk tutanağının incelenmesinde arabuluculuk konusu uyuşmazlığın ticari dava şartı arabuluculuk kapsamına dayanak İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/341 Esas sayılı dosyasında ki 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında işverenlere tanınmış olan %5 işverenlik teşvik payına istinaden düzenlendiği iddia edilen fatura alacağı olduğu ve arabuluculuk bürosuna başvuru tarihinin 16.11.2021 olarak belirtildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan yargılamada, dava dilekçesi ile 2010 ve 2011 yıllarına ait %5 teşvik alacağına istinaden açılan alacak davası olduğu, davacı vekiline vekalet veren temsil kayyımının İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/673 Esas sayılı dosyası ile 21.12.2021 tarihinde atandığı, ancak arabuluculuk görüşmelerinin 16.11.2021 tarihinde başlatıldığı, …’ın arabulucuk başvurusu yaptığı tarihte kayyım sıfatının bulunmadığı, dava şartı olan arabuluculuk son tutanağının usul ve yasaya uygun olmadığı, arabuluculuk başvurusu yapan …’ın başvuru tarihi olan 16.11.2021 tarihinde şirketi temsile yetkisi bulunmadığı anlaşılmakla; davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE karar verildiği belirtildiğinden dosyada mübrez arabuluculuk son tutanağında yer alan bilgi ve tespitler önem taşımaktadır. Her ne kadar arabuluculuk tutanağında arabuluculuk bürosuna başvuru tarihi 16.11.2021 olarak belirtilmiş ise de mahkemenin gerekçe gösterdiği iş tutanağı 06.01.2022 tarihinde düzenlendiği belirtilmiş olup ayrıca ”İstanbul Anadolu arabuluculuk bürosunda her ne kadar başvurucular olarak … (TC….), ve … ( TC…) ve … San. Tic. Ltd. Şti., diğer taraflar olarak … (TC…) ve … Taşımacılığı İşletmesi Anonim Şirketi bildirilmişse de arabuluculuk hazırlık safhasında … ve … arabuluculuk başvurularından bu dosya kapsamında vazgeçtiklerini beyan etmişlerdir. Vazgeçme beyanı ayrı bir tutanak altına alınmıştır. Arabuluculuk hazırlık safhasında başvurucu … San. Tic. Ltd Şti.’ye İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/673 Esas sayılı 21.12.2021 tarihli kararı ile kayyum olarak …’ın atanması sebebiyle arabuluculuk toplantılarına kayyumunun katılımı sağlanmıştır” belirtilmektedir. Yukarı yer alan arabuluculuk son tutanağında, İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/673 E. sayılı dosyasında 21.12.2021 tarihli kararı ile … San. Tic. Ltd. Şti.’ne kayyum olarak atanan …’ın şirket adına yetkili kılındığı tarih olan 21.12.2021 tarihinden önce toplantıya katıldığına dair bilgi yer almamaktadır. Nitekim tutanakta 21.12.2021 tarihli karar nedeniyle …’ın kayyum olarak arabuluculuk toplantılarına katılımının sağlandığı belirtilmiştir. İş bu nedenle mahkemece verilen kararın dosya kapsamına uygun olmadığı hatalı olduğu açıktır. Ayrıca, 6100 sayılı HMK’nin Hükmün Kapsamı başlıklı 297. maddesinin madde 1-c bendinde; hükmün, “Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.” kapsayacağı belirlenmiş olup, maddenin 2. fıkrasında; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” denilmektedir. Mahkemece davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair kararı verirken gerekçede yer alan tespitlerin hükmün 1. maddesinde de ayrıca belirtildiği anlaşılmakla bu husus eleştiri konusu yapılmıştır. Açıklanan sebeplerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nin 353/1.a.6, maddesi gereğince kaldırılmasına, dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yaptıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2022/27 Esas, 2022/374 Karar sayılı 17/05/2022 tarihli kararının HMK’nin 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İadesine,4-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye GELİR KAYDINA, istinaf karar harcının talep halinde davacıya İADESİNE, 5-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15.02.2023