Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/1704 E. 2022/1345 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1704
KARAR NO: 2022/1345
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS: 2021/729 (DERDEST)
DAVA TARİHİ: 03/09/2021
ARA KARAR TARİHİ: 26/07/2022
DAVA: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 30/11/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; SGK Başkanlığı tarafından hukuka aykırı olarak yapılan kesintilerin ve sözleşmenin feshine yönelik işlemin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi’nin 13/04/2022 tarih, 2022/358 esas ve 2022/443 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere “….Davacı şirket hastane işletmekte olup, SGK ile akdettiği sözleşmeler kapsamında davacı şirketin elde edeceği gelir üzerinden SGK tarafından kesinti yapılması İİK 294 hükmüne aykırılık teşkil edeceği, alacaklılar arasında eşitsizlik yaratacağı açıktır. 2004 sayılı İİK 296.maddesinde sözleşmenin karşı tarafının konkordato projesinden etkilenip etkilenmediğine bakılmaksızın, borçlunun konkordatoya başvurması gerekçesiyle sözleşmenin sonlandırılamayacağı düzenlenmiştir. Davacı şirket hastane işlettiğinden, cirosunun önemli bir kısmını SGK’lı hastalardan sağlandığı için davacının SGK ile akdetmiş olduğu sözleşmelerin iptali, konkordatonun başarı ihtimalini etkileyecektir. Ayrıca sözleşme hukuki açıdan sona erdirilmeksizin, fiili olarak sona ermesine sonuç doğuracak eylemlerin bulunması da mümkündür. Zira davacının talebine konu ettiği gibi faaliyetinin durdurulması mahiyetindeki işlemler, sözleşmenin eylemli olarak sona erdirilmesi sonucu doğuracaktır. Bu nedenlerle SGK’nın, davacının faaliyetinin durdurulmasına ilişkin işlemlerinin ve davacı ile yapılan sözleşmelerin SGK tarafından feshinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesi gerekmektedir….” şeklindeki gerekçesi de dikkate alınarak davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilerek” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Alacaklı SGK vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı hastane ile imzalanmış herhangi bir sözleşme bulunmadığından, sözleşmenin imzalanması aşamasından önce ortaya çıkan uyuşmazlıklar için idare mahkemesinin görevli olduğunu (Emsal, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 2020/597 Esas, 2020/768 Karar ve 14/12/2020 tarihli kararı), idarenin hazırladığı tip 2018 yılı sözleşmelerin tüm Ülke kapsamında yürürlükten kalktığını, 2022 yılı için yeni tip sözleşmelerin Kurum Başkanlığında yürürlüğe konarak son başvuruların Haziran 2022 de alındığını, konkordato talep eden borçlular söz konusu şartlara uygun olmadığından iş bu sözleşmelerin imzalanmadığını, daha önce borçlularla imzalanan sözleşmenin 18.3.maddesinde “Kurumca yeni bir sözleşme duyurulmasına rağmen SHS yeni sözleşmeyi verilen sürenin sonunda imzalamaz ise sözleşmesi feshedilir” düzenlemesinin yer aldığını, borçluların iradesini yansıtan bu hususun yok sayılarak Kurumun yeni sözleşme imzalamaya zorlanmasının tedbir niteliğinden çıktığını, kurumun sözleşme yapacağı hastaneleri belirlemesi serbestisi olup tüm başvuran hastaneleri kabulü zorunluluğu olmadığını, kararın hatalı olduğunu ve tereddüt oluştuğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, İİK 285 vd maddelerinde düzenlenen konkordato talebidir.Mahkemece, davacı şirket yararına kesin olarak verilen tedbir kararına karşı, alacaklı SGK tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı HMK’nın, “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341/1 maddesi; “İlk Derece Mahkemelerinde verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.” hükmü yer almaktadır. İİK’nun 7101 sayılı kanun ile değişik “Geçici mühlet” başlıklı 287/1 maddesinde; “Konkordato talebi üzerine mahkeme, 286. maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhâl geçici mühlet kararı verir ve 297. maddenin ikinci fıkrasındaki hâller de dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır.” 287/son maddesinde; “Geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.” şeklinde düzenlenmiştir. İİK’nun 293. maddesinin gerekçesi ise; “Konkordato hakkındaki kapsamlı kanun yolu denetimi konkordatonun tasdiki aşamasında kabul edilmekte; mühlet aşamasında kanun yolu denetimi sınırlandırılmaktadır. 287 nci maddenin son fıkrası hükmüne göre geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamayacağı gibi, 293 üncü maddeye göre de kesin mühlet talebinin kabulü ile kesin mühletin kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararlara karşı da kanun yoluna başvurulamayacaktır. Kesin mühlet talebinin reddi kararlarına karşı ise kural olarak sadece istinaf yolu öngörülmüştür. İstisna olarak mahkemenin veya bölge adliye mahkemesinin konkordato talebinin reddiyle birlikte borçlunun iflasına da karar verdiği hallerde bu kararlara karşı hem istinaf hem de temyiz kanun yollarına başvurulabilmesini öngören 164 üncü madde hükmü uygulanacaktır.” denilerek açıklanmıştır. Somut dosya yönünden inceleme yapıldığında; davacının talebi ihtiyati tedbir mahiyetinde olup, 6100 sayılı HMK’nın 341/1 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir isteminin reddi kararları ile tedbir talebinin kabulü halinde itiraz sonucu verilen kararlara karşı istinaf yolu açıktır. Ancak eldeki dosyada konkordato geçici mühlet sürecinde olan borçlu tarafından, konkordato dosyası kapsamında geçici mühlet tedbiri talep edildiğinden, alacaklılar yönünden İİK’nun 287/son maddesi uyarınca istinaf yolu kapalıdır. Zira mahkemece karar kesin olarak verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 12/01/2011 tarihinde kabul edilerek 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe girmişir. 7101 sayılı kanunun 15.maddesi ile değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 287/son maddesi ise 28/02/2018 tarihinde kabul edilerek 15/03/2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu, hukuk davalarındaki yargılama usulünü düzenleyen genel bir kanun iken, 7101 sayılı yasa ile değişik 2004 sayılı İİK’nın 287/son maddesi konkordato geçici mühlet sürecine ilişkin getirilen özel bir düzenlemedir. Bu durumda HMK’nın 341/1 maddesinin lafzı ile bağlı kalıp buna göre yorum yapılarak sonraki değişikliği yok saymak suretiyle adi konkordato talebi sırasında tedbir talebinin kabulüne yönelik kararlarda, istinaf kanun yolunun açık olduğu sonucuna ulaşmak hukuken mümkün değildir. Ayrıca özel kanun – genel kanun, önceki kanun – sonraki kanun ilişkisi gereğince de uygulanması gereken düzenleme İİK’nun 287/son maddesidir. Bu durumda, davacı borçlu için mahkemece oluşturulan geçici hukuki koruma niteliğindeki ihtiyati tedbir kararına karşı yasa yoluna başvurulamayacağının kabulü gerekecektir. Açıklanan nedenlerle alacaklı SGK vekilinin istinaf başvurusunun İİK 287/son, HMK’nın 341 ve 352/1.b maddeleri uyarınca gereğince usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/729 E. 26/07/2022 tarihli ara kararına karşı alacaklı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun İİK’nın 287/son, HMK’nın 341 ve 352/1.b maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,2-Alacaklı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, 492 sayılı Harçlar Kanunu ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu’nun 36. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf yargılaması için alacaklı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Yatırılan gider avansından kalan kısmın ilk derece mahkemesince iadesine,5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352/1.b bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 30/11/2022