Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/1672 E. 2022/1421 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1672
KARAR NO: 2022/1421
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/77
KARAR NO: 2021/914
KARAR TARİHİ: 10/12/2021
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/12/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı, müvekkilinden servis hizmeti aldığı, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’ne başvurup icra takibi başlattıklarını iddia ederek davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; faturalarda birçok kalemin yer aldığı ancak dayanak teşkil eden işlerin hangi araçlara yapıldığı, hangi adreste ve kime teslim edildiğinin belirtilmediği, davalının davacı taraftan mal veya hizmet almadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… davanın Ticaret Kanununda belirtilen işlerden olmadığından mutlak ticari dava olmadığı, gelen cevabi yazılardan davalının tacir olmadığı, her iki tarafı tacir olmadığından davanın nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı, davanın Ticaret Mahkemesinin bakacağı davalardan olmadığı, Mahkememizin görevsizliği, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu tespit edilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 114/1-c uyarınca görev bir dava şartıdır. Yine aynı kanunun 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında Mahkemece re’sen araştırılması, bulunamadığı takdirde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; gerekçeli kararda yargılama gideri, vekalet ücreti yönünden karar verilmesi gerektiği ve görevsizlik kararının yasaya aykırı olduğu belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, fatura alacağından kaynaklı olarak davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğu belirtilerek, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair karar verilmiş ve iş bu karara yönelik davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur. Çanakkale Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye cevaben davalının müdürlükte kaydı bulunmadığı belirtilmiştir. Çanakkale Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Esnaf ve Sanatkarlar Sicil Müdürlüğü’nce mahkemeye gönderilen cevabi yazıda, davalı ile ilgili yapılan araştırma ve tetkik sonuçlarına göre herhangi bir esnaf kaydına rastlanılmadığı belirtilmiştir. Çan Vergi Dairesi Müdürlüğü’nce mahkemeye gönderilen yazı cevabında ise davalının 0012 yıllık gelir vergisi GMÜD vergi mükellefiyet kaydı olduğu, mükellefiyetin ilgili vergi kodundan dolayı defter tutulmasının gerekiyor olmaması nedeniyle dava tarihi itibari ile bilanço veya işletme hesabı esasına göre defter tasdiki bulunmadığı tespit edilmiştir. Bilindiği üzere, mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nin 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nin 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiş olup, dosyadaki tüm bilgi ve belgeler birlikte bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalının ticaret sicil kaydının bulunmadığı ve tacir sıfatına haiz olduğuna dayanak teşkil eden herhangi bir bilgi ve belgelerin dosyada bulunmadığı anlaşılmakla, aksi yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Aynı zamanda, karar tarihinde yürürlükte olan HMK’nin 331/2. maddesi; “Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum eder.” hükmünü düzenlenmektedir. HMK’nin 331/2. maddesinde, görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi üzerine davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmeyeceği, vekalet ücretinin ve yargılama giderinin görevli veya yetkili mahkemede değerlendirileceği, dosyanın HMK’nin 20. maddesi gereğince görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmemesi halinde, görevsizlik veya yetkisizlik kararı veren mahkemenin talep üzerine bu konuda karar vereceği belirlenmekle, davalı vekilince yargılama giderleri ve vekalet ücretinin belirlenmediği yönündeki itirazına itibar edilmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınan 220,70 TL’nin başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA,3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınan 80,70 TL’nin istinaf karar harcının hazineye GELİR KAYDINA,4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/12/2022