Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/1641 E. 2023/323 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1641
KARAR NO: 2023/323
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/148
KARAR NO: 2022/654
DAVA TARİHİ: 26/01/2022
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
DAVA: Konkordatonun Kısmen Feshi
KARAR TARİHİ: 01/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 1 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1148 E. 2020/550 K. sayılı dosyasında davacı şirket olan … Ticaret A.Ş. hakkında konkordatonun tasdikine karar verildiğini, ödeme projesine göre ilk taksit 28/12/2021 tarihinde ödenmesi gerekirken müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, borçlu şirketin ödeme projesine uymayarak konkordato talebini alacaklıların alacaklarına ulaşmalarını engelleyebilecek bir araç olarak kullandığını beyanla müvekkili açısından konkordatonun kısmen feshini ve alacağını tahsili için icra takip işlemleri başlatma yetkisi verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin tasdik edilen konkordato projesine uygun olarak borçlarını ödemeye başlayacağını, dünya genelinde ortaya çıkan Covid-19 salgını nedeniyle birçok iş yerinde faaliyetlerin durdurulduğunu, üretim yapılamadığını, salgının etkilerinin ortadan kaldırılması amacıyla idari otoriteler tarafından alınan kararlar nedeniyle birçok sektörde ciddi anlamda daralmalar olması, hammadde fiyatlarının artması, döviz kurunun aşırı yükselmesi ve sair nedenlerin dünyada ve ülkemizde ekonomik krize yol açtığını, halihazırda dünya çapında yaşanan ekonomik krizin konkordato sürecinde olan müvekkili şirketi de etkilediğini ancak müvekkili şirketin ödemelerini yapacağını, müvekkili şirket hakkında verilen konkordato tasdiki kararının kısmen feshedilmesinin kanunun amacına aykırı olacağını, davacı yan müvekkili şirket hakkında icra takibi başlatma yetkisine karar verilmesini talep etmişse de talebinin hakkaniyete uygun olmadığını beyan ederek haksız ve mesnetsiz olarak açılmış davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…Bilirkişi raporu ile mahkememizin 2018/1148 E. 2020/550 K. Sayılı dosyasına sunulan kayyım raporu ile davalı savunmasından anlaşıldığı üzere tasdikine karar verilen konkordato projesi kapsamında alacaklılara ve davacıya 28/12/2021 tarihinde ilk taksit ödemesinin yapılması gerektiği, davacının davalı şirketten 376.172,53 TL alacaklı olduğu ve davalı tarafından davacıya ilk taksit ödemesinin yapılmadığı, davacı yönünden konkordatonun kısmen fesih koşullarının oluştuğu dikkate alınarak davanın kabulüne, mahkememizin 2018/1148 E. 2020/550 K. kararıyla 03/12/2020 tarihinde tasdikine karar verilen konkordatonun İİK 308/e maddesi uyarınca davacı yönünden feshine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrar ederek, 01/04/2022 tarihli 8 no’lu kayyım raporunda belirtildiği üzere şirketin faaliyetine devam ettiğini, brüt karının arttığını, birçok alacaklıya ödemeler yapıldığını, konkordatonun başarıya ulaşması borçlunun malvarlığının korunması ile mümkün olup bunun için konkordato tasdik kararının tüm alacaklılar yönünden devam etmesi gerektiğini, aksi durumda müvekkili şirketin cebri icra tehdidi altında ödeme yapmak zorunda bırakılacağını ve bu durumun konkordato projesinin bozulmasına yol açacağını, müvekkilinin tüm kaynaklarını kullanarak konkordato projesi uyarınca borçlarını ödemeye çalıştığını, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda kayyım raporunda ki olumlu değerlendirmelere değinilmeyerek yalnızca Ocak ve Şubat aylarına dair ödeme yapılmadığına yönelik açıklamalarda bulunulduğunu, rapora yönelik itirazlarının değerlendirilmediğini, eksik incelemeye dayalı raporun hatalı olduğunu, müvekkilinin özellikle yurt dışı müşterilerinden olan geçmiş dönem ve sair alacaklarının tahsiline ilişkin yaşanan süreçler nedeniyle ödemelerinde gecikmeler olduğunu, davacıya en kısa zamanda ödeme yapılacağını, konkordatonun feshini gerektirir bir durum bulunmadığını beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, konkordatonun kısmen feshi istemine ilişkindir. Konkordato dürüst bir borçlunun belli bir zaman kesiti içerisindeki bütün adi alacaklarını yetkili makamın onayı ve alacaklı çoğunluğunun kabulü ile tasfiyesinin sağlandığı bir icra biçimidir. Konkordatonun tasdik edilmesi neticesinde borçlu; alacaklılara proje kapsamında vadeli ve/veya tenzilatlı ödeme yaparak avantaj sağlarken, alacaklılar ise konkordato projesindeki koşullara göre alacaklarını tahsil etmek zorunda kalmaktadır. Ancak tasdik edilen projeye rağmen borçlunun alacaklılara ödeme yapmaması halinde, kanun koyucu alacaklıya, alacağı bakımından konkordatonun feshini talep hakkı tanımıştır. Konkordatonun kısmen feshi 28/2/2018 tarihinde 7101 sayılı Yasa’nın 37. maddesiyle 2004 sayılı İİK’ya eklenen 308/e maddesinde “Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir. Fesih talebi üzerine verilecek hükmün tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir” biçiminde düzenlenmiştir. Yasal düzenleme kapsamında davanın görevli ve yetkili olan konkordatonun tasdikine karar veren mahkemede açıldığı tespit edilmiştir.Konkordatonun kısmen feshedilebilmesi için öncelikle tasdik edilmiş ve kesinleşmiş bir konkordato projesinin bulunması, feshi talep eden alacaklının konkordatoya tabi bir alacaklı olması, konkordatoya tabi olan borcun tasdik edilen konkordato projesinde öngörüldüğü şekilde ödenmemesi, borçlunun iflasına karar verilmemiş veya konkordatonun bütün alacaklılar için feshedilmemiş olması gerekmektedir.Borçlunun kendisine yüklenemeyecek kusurlardan dolayı ödeme projesinde belirlenen günde, borcunu ödeyememiş olması, fesih davasının reddini gerektirmez. Çünkü borçlunun TBK m.112’den bu durumda yararlanması mümkün değildir. Bu sonuç doğaldır, zira, konkordato ile alacaklılar büyük bir özveriye katlanmaya zorunlu bırakıldıklarından, borçluya kusursuzluk def’ini ileri sürme olanağı tanınmamıştır (Sümer Altay / Ali Eskiocak, Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku, 5.Bası, İstanbul 2019, s.404). Kayyım raporunda ve bilirkişi raporunda tespit edildiği, davalının da kabulünde olduğu gibi konkordato projesine göre 28/12/2021 ve 28/01/2022 tarihli taksitlerin davacıya ödenmediği anlaşılmıştır. Konkordato projesine göre ödemelerin yapılmaması kısmen fesih sebebidir ve bu durumun tespiti halinde başkaca bir araştırma yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Somut dosyada; davacı alacaklının tasdik edilmiş konkordato projesi kapsamında adi alacağının bulunduğu ancak alacağın proje kapsamındaki ödeme takvimine göre ifa edilmediği sabit olup mahkemece İİK’nın 308/e maddesi gereğince konkordatonun feshine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu ulaşılan maddi olay ve hukuki değerlendirme usul ve yasaya uygundur. HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususunda re’sen ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak inceleme yapılmış, kamu düzenine aykırı herhangi bir husus tespit edilmemiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçelerle yerinde olmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. Dava tarihi 26/01/2022 olmasına rağmen ilk derece mahkemesi gerekçeli kararında 04/12/2018 yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata niteliğinde olduğundan bu yanlışlığa değilmekle yetinilmiş ayrıca Dairemiz karar başlığında dava tarihi düzeltilmiştir. Açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından yatırılan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nun 361/1. fıkrası ve 2004 sayılı İİK’nın 308/e maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.01/03/2023