Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/1600 E. 2022/1209 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1600
KARAR NO: 2022/1209
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/689 Esas
ARA KARAR TARİHİ: 28/07/2022
DAVA: Mülkiyet (Tespit İstemli)
KARAR TARİHİ: 26/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin hissedarların dava dışı … ve … olduğu, davacı şirketin dava dışı … A.Ş. ile yapmış olduğu ticari işler dolayısıyla ile alacaklı duruma geçtiği, dava dışı şirket ortaklarından …ün babası … oğlunun ortağı ve yetkilisi olduğu … A.Ş.’nin borçlarına katılmak suretiyle bir kısmına karşılık olarak ve dava dışı şirketin borcundan mahsup edilmek üzere maliki olduğu davalı kooperatife ait hissesini davacı şirkete devretmeyi kabul ve taahhüt ettiği, davacı tarafından davalı kooperatif hissesi ile ilgili kısmi ödemenin kabul edildiği, borcu katılma yoluyla devir işleminin 06.09.2012 tarihinde davacının gösterdiği ve devir tarihinde davacı da sigortalı işçi olarak çalışan davacı ortaklarından …’ın kız kardeşiyle evli davalılardan …’na borçlu … A.Ş. lehine ödeme olarak … tarafından kooperatif hissesinin devredildiği, işbu devirin davalıya talep halinde derhal davacıya devretmek kaydıyla devredildiği ancak bugüne kadar kooperatif hissesinin davacıya devrin gerçekleşmediği, ihtarnamelerin çekildiği, davalının şifahen … ve … ortakları arasında görülmekte olan zina sebebiyle ikame edilen boşanma davası sonuçlanmadan kooperatif hisselerini devir etmeyeceğini beyan ettiği, davacının diğer davalı kooperatif ve dava dışı … A.Ş. ile ticaret ilişkisinin bulunmadığı arada inanç sözleşmesinin yer aldığı, davalının söz konusu hisseleri herhangi bir karşılık vermeksizin iktisap ettiği ve sebepsiz zenginleştiği, ayrıca hisse devrinin gerçekleştiği dönemde davalının davacı şirket çalışanı olduğu ve güvenini kazandığı, işbu kooperatif hisselerinin davalı … adına tescilli olup davacı şirkete ait olan hisselerin ayrıca tespiti ile davacı adına devrine ve tesciline, ayrıca kooperatif hisselerini başkalarına devretme imkanı ve ihtimali bulunduğundan 3. kişilere satışının ve devrine hüküm kesinleşinceye kadar engelleyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep ve dava edilmiştir. Davalı … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davanın zaman aşımına uğradığı, görevsiz ve yetkisiz mahkemede davanın açıldığı, davacının iddiasının ancak yazılı delillerle ispatlanabileceği ,davacı şirket yöneticisi …’ın tüm iddialarını ailesel problemden kaynaklandığı ,dava dışı … ile davalının akrabalık bağının davacı şirket yöneticisi …’ı rahatsız ettiği ve … ile devam eden çekişmeli boşanma davasının iş yerindeki herkese yansıdığı, davalının kooperatif hisselerine talip olduğu ve hisseleri edindiği, 10 yılı aşkın bir süredir kooperatif hisselerinin davalıya ait olduğunu ve davanın haksız olarak olarak açıldığı iddia edilmiştir.Mahkemece 02.07.2022 tarihli ara karar ile “İhtiyati tedbire ilişkin şartlar Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. Maddesinde ‘mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.’ şeklinde düzenlenmiştir.Davacı, davalının kooperatif hissesini borca karşılık kendisine devretmeyi kabul ettiğini, devir işleminin gerçekleştirilmesi istendiğinde ise devrin yapılmadığını, taraflar arasında inançlı bir işlemin mevcut olduğunu iddia ederek söz konusu hisselerin 3. kişilere devrinin tedbiren önlenmesini talep etmişse de, dosyaya sunulan delillerin davalıya çekilen ihtarnameden ibaret olduğu bu halde ihtiyati tedbir için gerekli yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı değerlendirildiğinden talebin reddine karar” dair karar verilmiştir. Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafın, davacı şirketin ortakları arasında görülen … ve … ile ilgili olarak Büyükçekmece 5. Aile Mahkemesi’nin 2021/1236 sayılı dosyasında zina sebebiyle ikametine boşanma davası sonuçlanmadan kooperatif hisselerini devredemeyeceğini alenen beyan etmiş olduğundan söz konusu hisselerini devrinin dava dışı 3. kişilere dolanlı yollar ile devredilme ihtimalinin bulunduğu ve bu nedenle teminatsız veya mahkemece uygun görülecek teminat karşılığında davalı adına tescili şirket hisselerinin 3. kişilere devrinin engellenmesine yönelik tedbir kararı verilmesini veya aksi kanaat halinde davalıdır şerhinin tesisine karar verilmesi talep edilmiştir. HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Uyuşmazlık, davalılardan … adına tescilli kooperatif hisselerinin üçüncü kişilere devrinin engelleyecek mahiyette ihtiyati tedbir konulması talebinin reddine dair verilen mahkeme kararının yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmıştır.6100 Sayılı HMK’unu 390. maddesi uyarınca “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. 6100 Sayılı HMK’nin 389. maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu hüküm dikkate alındığında, mevcut durumun değişmesi hâlinde, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hâle gelmesi, gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa, ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir. Hâkim kararında somut sebep gösteremiyor, bunu en azından açıklayacak veya asgari ölçüde ikna edecek delil değerlendirmesi yapamıyor, yaklaşık ispat ölçüsünü yakalayamıyorsa tedbire karar vermemelidir. Ancak bu da hiçbir zaman tam bir ispat seviyesinde ispat şartına dönüşmemelidir.(Pekcanıtez,Hakan/Atalay,Oğuz/Özekes Muhammet; Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, Ankara 2011-Sh.715-717) (Yüksek Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 24/04/2012 gün ve 2011/15388 esas,2012/6651 karar sayılı ilamında belirtildiği gibi) Somut olayda; davacı tarafça davalılardan … na devredilen kooperatif hissesi ile ilgili olarak yargılama süresince 3. kişilere devrinin yapılabileceği ve telafisi imkansız zararlar meydana geleceğinden bahisle ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş ise de; taraflar arasında iddia edilen inançlı işleme ilişkin olarak ibraz edilecek deliller nazara alınarak davacının haklılık durumunun belirlenebileceği, bu aşamada ibraz edilen belgelerin niteliği ve dosya kapsamına göre, yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediği ve HMK’nin 389 vd. maddelerinde ön görülen koşullar oluşmadığından mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Sonuç olarak, mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan ihtiyati tedbir talep eden davacı şirket vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınan 220,70 TL’nin başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınan 80,70 TL istinaf karar harcının hazineye GELİR KAYDINA, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.1 bendi ile aynı Kanunun 362/1.f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/10/2022