Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/1592 E. 2023/182 K. 01.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1592
KARAR NO: 2023/182
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/583 Esas
KARAR NO: 2022/376
KARAR TARİHİ: 24/05/2022
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/02/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafından haksız feshi nedeniyle müvekkili şirketin kar kaybının sözleşmede belirtilen 100.000 USD’den çok fazla olduğunu, davalı tarafın sözleşmenin 5. maddesinde alım garantisi verdiğini, müvekkili şirketin bu sözleşme kapsamında satmayı planladığı ürünlerden kaynaklanan kar kaybının söz konusu olduğunu, ilgili kar kaybı hesaplanırken asgari olarak alınması taahhüt edilen ürünlerin dikkate alınması gerektiğini, müvekkili şirketin bu alım garantilerinin yerine getirilmemesinden kaynaklı olarak önemli derecede kar kaybı olduğunu beyanla sözleşmeninm. 9/IV hükmünde belirtilen 100.000,00 USD’den fazlaya ilişkin hakları saklı kaymak kaydıyla 1.000,00 USD’nin fiili ödeme günündeki TL karşılığı üzerinden 3095 sayılı Kanun 4/a hükmü gereği haksız fesih tarihi olan 22.04.2021 tarihinden itibaren işleyecek devlet bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, müvekkili şirketin 16.09.2019 tarihli sözleşmenin 5.maddesinde belirtilen asgari alım taahhüdü çerçevesinde uğradığı kar kaybının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 EURO’nun fiili ödeme günündeki TL karşıığı üzerinden 3095 sayılı Kanun 4/a hükmü gereği haksız fesih tarihi olan 22.04.2021 tarihinden itibaren işleyecek devlet bankalarının EURO ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 5. Maddesinde, kararlaştırılan kesin teminat mektubunun, sözleşmenin yürürlüğe girmesinden itibaren en geç 30 gün içerisinde teslim edileceği, şirket kesin teminat mektubunu almadan işe başlamayacağı, karalaştırılmasına rağmen müvekkili şirket tarafından davacıya kesin teminat mektubu verilmediğini, taraflar arasında yapılan geçerli bir sözleşme olması halinde; borcun, borçlunun kusuruyla ifa edilmemesi halinde alacaklının oluşan zararı isteme hakkı bulunduğunu, bir an geçerli bir sözleşme olduğu düşünülse dahi müvekkili şirketin 3 yıl yürürlük süresisinin 1 yılında malzeme alımı yaptığını ve borçlarını ifa ettiğini, müvekkiline atfedilecek hiçbir kusur yok iken ihale firması olan müvekkilinin, davacının İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünce yapılan …kayıt nolu ihalesinde işi alan firmalarla yapmış olduğu sözleşmeler neticesinde birçok firma ile sorun yaşadığını ve bu sorunların mal/malzeme teminine ilişkin olduğunu, davacı ile sözleşme akdeden firmaların; davacıdan zamanında temin edemedikleri mal/malzemeler nedeniyle kurumlara olan taahhütlerini yerine getiremediklerini, bu nedenle kurumların bu firmalarla ilgili tutanaklar tuttuklarını ve bunun neticesi olarak teminatlarının idarelerce gelir kaydedilmesinden ihale yasaklısı olmaya kadar telafisi imkansız zararlar doğuracağı ihtimali bulunduğundan kusurlu hareket edenin davacı taraf olduğunu, ayrıca sözleşme akdettiği birçok firmanın; kurumlar nezdinde taahhüdünü yerine getiremediğinden, davacı ile sözleşmesini feshettiğini beyanla haksız, hukuka aykırı ve hakkaniyetten uzak davacının davasının ve tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki asıl ilişkinin kira ilişkisi olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, HMK 114/1-c ve HMK 115/2 md. uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili yasal süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; taraflar arasında kira ilişkisi bulunmadığını, uyuşmazlığın hizmet ilişkisinden kaynaklandığından görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu ileri sürmüştür.
Dava; taraflar arasındaki sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uğranılan kar kaybı ile cezai şart istemine ilişkindir. Uyuşmazlık; taraflar arasındaki ilişkinin kira sözleşmesinde kaynaklanıp kaynaklanmadığına ilişkindir. Dosya kapsamına göre; taraflar arasında, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünce yapılacak 2019/358435 kayıt nolu ihalenin 1. kısmında teklif edilecek olan Alerji-Prenatal ve Nefelometre testlerine ait yetki ve sözleşme süreçlerinin belirlenmesi kapsamında, şirket tarafından alıcıya kiralan … marka cihazın, cihaz laboratuvara kurulması, faal tutulması, ihtiyaç duyduğu kitlerin ( cihazın ilgili fonksiyonu görmesi için tek veya kullanımlık olarak tüketilen cihaza özel malzeme) temin edilmesi konusunda 16/09/2019 tarihli Kit ve Cihaz Yetkilendirme ve Kullanım Sözleşmesi imzalanmıştır. Görüldüğü üzere taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin kira değil, sözleşmeye konu cihazın davalıya teslim edilmesi, kurulması, çalışır vaziyette bulundurulması, arıza durumunda teknik hizmetin verilmesi, cihazı kullanacak personelin eğitiminin karşılanması ve ilgili sarf malzemelerin temin edilmesi konusunda alım-satım ve hizmet ilişkisinden doğan karma bir sözleşmedir. Bu haliyle taraflar arasındaki uyuşmazlık hizmet-alım satım ilişkisine dayalı alacağın tahsili istemine ilişkin olduğundan, her iki taraf tacir olup, tarafların ticari işletmesinden kaynaklandığından işbu davada görevli mahkeme HMK 4. maddesi uyarınca Asliye Ticaret Mahkemesidir. Açıklanan nedenlerle, bu davaya bakmaya Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğu halde, hukuki ilişkinin tespitinde yanılgıya düşülerek, Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi hatalı olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353.1.a.3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kesin olarak kaldırılmasına, dosyanın usulünce delillerin toplanarak yargılama yapılması ve karar verilmesi için mahkemesine iadesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/583 Esas, 2022/376 Karar, 24/05/2022 tarihli kararının KALDIRILMASINA,2-Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde yargalama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,3-Başvuru tarihinde yürürlükte bulunan harçlar yasası uyarınca alınması gereken peşin harcın HAZİNEYE irat kaydına, 4-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde İADESİNE, 5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.3 ve 362/1.c bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.01/02/2023