Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/1554 E. 2022/1251 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1554
KARAR NO: 2022/1251
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/692 Esas
ARA KARAR TARİHİ: 02/06/2022
DAVA: Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
MAHKEME DOSYASI İLE BİRLEŞEN
İSTANBUL ANADOLU 5 . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2021/774 ESAS SAYILI DAVA DOSYASI
DAVA: Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
MAHKEME DOSYASI İLE BİRLEŞEN
İSTANBUL ANADOLU 5 . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2021/804 ESAS SAYILI DAVA DOSYASI
DAVA: Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
KARAR TARİHİ: 02/11/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Mahkeme dosyası ile birleşen İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/744 ve 2021/804 esas sayılı dava dilekçesinde davacılar vekili özetle; davaya konu 24/10/2021 tarihli genel kurulun … Arsa ve Konut Yapı Kooperatifi mülkiyetinde bulunan taşınmazları ortaklara devretmek üzere … ada … parsel dışında ferdileşmeye ve ayrıca bu konuda alınmış olan önceki genel kurul kararlarının kaldırılmasına yönelik 8 nolu madde ile usule ve esasa aykırı olarak yönetim kurulunun ibrasını öngören 5. Maddenin iptali ile ferdileşme neticesinde tapu devri yapılacağını ve telafisi güç zararlar oluşacağını belirterek, genel kurul öncesinde de hazırlıklara ve işlemlere başlanılan ferdileşme işlemlerinin ihtiyati tedbir kararı verilmek suretiyle durdurulmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.Mahkemenin 02/06/2022 tarihli ara kararı ile ” Davalı kooperatifin 24.10.2021 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan 8 nolu karar ile; “Kooperatif mülkiyetine bulunmakla birlikte ortaklara 1997 yılında tahsis edilerek kullanımlarına sunulan ve imar barışı hükümleri çerçevesinde kat mülkiyeti tesis edilen …, …, …, …, …, …, …, …, … ada-parsellerde bulunan bağımsız bölümlerde/konutlarda, ada-parsel bazında ferdi mülkiyete geçilmesine, ortaklara tapu devri yapılması ve bu konudaki yasal gerekliliklerin yerine getirilmesi konusunda “Yönetim Kuruluna yetki verilmesi ve bu karara tezat teşkil eden ve daha önce genel kurullarda alınmış bulunan kararların tümüyle kaldırılmasına” dair karar alınmıştır.Kooperatifler Kanunun 98. maddesi uyarınca bu kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki anonim şirketlere ait hükümler uygulanır. TTK’nın 447. maddesinde genel kurul kararlarının butlan halleri gösterilmiştir.İptali kabil kararlar ise, daha çok ortakların menfaatlerini koruyan düzenlemelere aykırılık teşkil eden, emredici kurallar dışında, yorumlayıcı ve şekle ilişkin kuralların ihlal edildiği kararlardır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 53/1. maddesi uyarınca toplantıya katılıp red oyu veren ve muhalefetini tutanağa geçiren ortak alınan kararın kanuna, anasözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile bir aylık hak düşürücü sürede iptal davası açabilir. Yargıtay 11. HD’nin yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere alınan bir kararın iptalinin istenebilmesi için muhalefetin oylama sonrasında tutanağa geçirilmesi gerekmekte olup oylama öncesi peşin muhalefet bu kapsamda kabul edilmemektedir. Birleşen dosya davacıları tarafından davalı kooperatifin 24.10.2021 tarihinde gerçekleşen olağan genel kurul toplantısında alınan 8 nolu kararın yürütmesinin tedbiren durdurulması talep edilmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 446. maddesi genel kurul kararlarının iptalinin şartlarını ve usulünü düzenlemiş olup, anılan maddede toplantıda hazır bulunup karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirten pay sahibinin iptal davası açabileceği belirtilmiştir. Belirtilen yasal düzenleme çerçevesinde tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; her iki dosya yönünden, birleşen dosya davacılarının iptali istenen genel kurulun 8 nolu maddesi yönünden toplantıda olumsuz oy kullandıkları ancak usulüne uygun muhalefet şerhini tutanağa geçirmedikleri görülmektedir. İptali talep edilen toplantı maddesi de muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayan kararlardan değildir. Dolayısıyla dava konusu iptali talep edilen olağan genel kurulda alınan 8 nolu karara ilişkin, mahkememiz dosyası ile birleşen İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/774 esas ve yine İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/804 esas sayılı dosyaların davacılarının usulüne uygun muhalefet şerhlerinin bulunmadığı ve davacıların genel kurul tutanağının gerçeğe aykırı tutulduğu iddiası ispata muhtaç olup yargılama sonucu belirlenebileceği, bu aşamada ibraz edilen belgelerin niteliği ve dosya kapsamına göre HMK 389. maddesi uyarınca yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediği, tedbiren yürürlüğünün durdurulmasını isteminde davacının hukuki yararının bulunmadığı kanaatiyle” ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Birleşen İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/804 Esas sayılı dosyasında davacılar vekili yasal süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Öncelikle, yerel mahkemenin 2021/694 esas numaralı kendi dosyasında vermiş olduğu ihtiyati tedbir ve davalı itirazlarının reddine ilişkin kararlarına aykırı olarak genel ifadelerle ve somut olayla bağlantı kurmadan vermiş olduğu ret kararı açık olarak hukuki dayanaktan yoksun olup mahkeme sürecinde defaten belirttildiği üzere müvekkillerinin ihtirazi kayıt dilekçeleri divan tarafından haksız olarak kabul edilmediğini, müvekkillerinin dilekçelerini vermek istediğini, ancak veremediğini, bu durum, tutanağın sonunda “eski yönetime ait bazı üyeler şerh vermek istedi, Genel Kurul kapandığı için şerh dilekçeleri kabul edilmedi” ifadesiyle doğrulandığını, bu husus ayrıca, elbette tanık ifadeleri ve kamera kayıtları ile kesin olarak doğrulanacağını, yönetim haksızlığı konusunda kendisi de kanaat sahibi olduğu için usuli bir engelle kısmi ferdileşme amacına ulaşmaya çalıştığını, öncelikle belirtmek isteriz ki, müvekkillerimin işbu ihtiyati tedbir kararı açısından açık bir şekilde hukuki yararı bulunduğunu, ortada müvekkillerim bakımından telafisi mümkün olmayan gerçek ve yakın bir zarar tehlikesi bulunduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını, birleşen dosya yönünden de 8 nolu gündem maddesinin yürütülmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/774 Esas sayılı dosyasında davacı vekili yasal süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Müvekkili tarafından tamamen usulüne uygun olarak ihtirazi kayıt dilekçesi sunulduğunu ve muhalefet şerhi kayda geçirildiğini, dosyaya sunulan genel kurul tutanağının 14. Sayfasında “… Parselde oturan bir üye olarak yasal haklarımının korunmaması nedeni ile genel kurul toplantının 8. Maddesinde yer alan kısmi ferdileşme kararına itiraz ediyorum. İhtirazi kaydının toplantı tutanaklarına alınmasını rica ederim.” şeklinde yer aldığını, söz konusu kararın da muhalefet şerhi, kararın alınmasından sonra verildiğini, müvekkillerimin işbu ihtiyati tedbir kararı açısından açık bir şekilde hukuki yararı bulunduğunu, ortada müvekkillerim bakımından telafisi mümkün olmayan gerçek ve yakın bir zarar tehlikesi bulunduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını, birleşen dosya yönünden de 8 nolu gündem maddesinin yürütülmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.Talep; davalı kooperatifin 24.10.2021 tarihli genel kurulunda alınan 8 nolu kararın yürütmesinin tedbiren durdurulması istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi, çağrılmama, çağrının usulsüzlüğü, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi veya toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddiaları dışında, yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için, toplantıya katılan üyenin ret oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davanın bu iddiaların tümü bakımından toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılması gerekmektedir. Aynı madde hükmü uyarınca, genel kurulda alınan kararların, yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu iddiasıyla, toplantıda bulunan ortaklar ret oyu kullanıp, alınan kararlara muhalif kalarak, keyfiyeti tutanağa geçirdikten sonra kararın iptali için toplantıyı kovalıyan günden başlamak üzere bir ay içinde dava açabilir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi yollaması ile uygulanması gereken. 6102 sayılı TTK’nın, “Kararın yürütülmesinin geri bırakılması” başlıklı 449. maddesi, “(1) Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir.” hükmünü, “Kararın etkisi” başlıklı 450 maddesi,”(1) Genel kurul kararının iptaline veya butlanına ilişkin mahkeme kararı, kesinleştikten sonra bütün pay sahipleri hakkında hüküm ifade eder. Yönetim kurulu bu kararın bir suretini derhâl ticaret siciline tescil ettirmek ve internet sitesine koymak zorundadır.” hükmünü içermektedir. TTK’nun 449. Maddesindeki, “genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılmasına” ilişkin düzenleme, sadece dava açıldıktan sonra ve yönetim kurulu üyelerinin görüşü alındıktan sonra verilebilen kararlardan olup, özel geçici hukuki korumalardandır, yani bir başka anlatımla özel bir ihtiyati tedbirdir. İhtiyati tedbire ilişkin genel düzenleme, HMK’nın 389-399. maddelerinde düzenlenmiştir. Gerek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, gerekse de Yargıtay 23. Hukuk Dairesince, prosedür ve kanun yolu bakımından HMK’nın ihtiyati tedbire ilişkin hükümlerine tabi olacağı kabul edilmiştir. Geçici hukuki korumaların bir türü olan ihtiyati tedbirin şartları 6100 sayılı HMK’nun 389 uncu maddesinde düzenlenmiş olup, anılan düzenleme “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünü haizdir. Anılan hükümde de açıkça belirtildiği üzere, ihtiyati tedbir kararı, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki korumadır. İhtiyati tedbir verilebilmesinin en önemli şartlarında biri, ihtiyati tedbir sebebinin mevcut olmasıdır. Kanunda bu husus genel olarak düzenlenmiş, hâkime oldukça geniş bir takdir alanı bırakılmıştır.(m. 389/1). Kanun, burada “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından” söz etmektedir. Bu hüküm dikkate alındığında, mevcut durumun değişmesi hâlinde,hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması,hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hâle gelmesi,gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa, ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir. Hâkim kararında somut sebep gösteremiyor, bunu en azından açıklayacak veya asgari ölçüde ikna edecek delil değerlendirmesi yapamıyor, yaklaşık ispat ölçüsünü yakalayamıyorsa tedbire karar vermemelidir. Ancak bu da hiçbir zaman tam bir ispat seviyesinde ispat şartına dönüşmemelidir.(Pekcanıtez,Hakan/Atalay,Oğuz/Özekes Muhammet; Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, Ankara 2011-Sh.715-717) (Yüksek Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 24/04/2012 gün ve 2011/15388 esas,2012/6651 karar sayılı ilamında belirtildiği gibi) Somut olayda, mahkemece, 6102 sayılı TTK’nın 449. maddesi uyarınca iptal talebine konu 24/10/2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının gündem maddelerinin yürütülmesinin geri bırakılmasına ilişkin davacıların talebi hakkında, yazılı görüşlerini bildirmeleri için kooperatif temsilcilerine tebligat çıkartılmış olup davalı kooperatif yönetim kurulu üyeleri verilen sürede bu dosyalara ilişkin görüşlerine ibraz etmemişlerdir. Mutlak butlan (kesin hükümsüzlük) hali işlemin, başta Kooperatif Kanunu, Ticaret Kanunu ile ilgili kanunların emredici hükümlerine aykırı olmasıdır. Genel kurul kararlarının yokluğu, bunda hukuki yararı bulunan herkes tarafından ve bir süreye bağlı olmaksızın ileri sürülebilir. Yok hükmünde olan genel kurul kararları şeklen meydana gelmemiş olması nedeniyle başlangıçtan itibaren hiçbir hüküm doğurmayacağından, bununla ilgili olarak açılan davalar bir tespit davası niteliğinde olacaktır. Bir genel kurul kararı şekil ve usul açısından geçerli olmakla birlikte, konusu bakımından TBK m. 27.maddesi uyarınca emredici hukuk kurallarına yahut ahlak ve adaba aykırı veya imkansız ise sonucu yine yokluktur. Kanunun; şekil, usul ve konusu bakımından amir hükümlerine karşı gelinmesi, kamu düzeni ve kamu yararının ihlali anlamına geleceğinden böyle bir kararın geçersiz olması, iptal davasının açılmasına bağlı olmayacaktır. Bu tür kararların tespiti herhangi bir süreye bağlı olmaksızın hukuki yararı olan herkes tarafından muhalefet şerhi aranmaksızın ileri sürülebilir. İptal edilebilirlik ise kanuna, esas mukaveleye ve afaki objektif iyi niyet kurallarına aykırılıktır. İptal edilebilir kararlar yönünden ise davanın 1 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılması, red oyu kullanılması ve iptali talep edilen her bir madde bakımından muhalefet şerhinin sunulması gerekmektedir. Somut olayda; dosyaya ibraz edilen 24/10/2021 tarihli genel kurul toplantı tutanağı ve ekindeki muhalefet şerhleri incelendiğinde birleşen İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/774 esas sayılı dosya davacısı …’un genel kurul gündemin 8. maddesine ilişkin muhalefet şerhinin tutanağa geçtiği, birleşen İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/804 esas sayılı dosya davacılarından …’nun da bulunduğu bir kısım kooperatif üyelerinin muhalefet şerh dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar birleşen dosya davacılarından …’nun muhalefeti tutanağa geçirilmemiş ise de dilekçe şeklinde tutanağa eklenen muhalefetin süresinde verilip verilmediği, geçerli olup olmayacağı yargılama sonucu tespit edileceğinden bu aşamada dosyaya sunulan muhalefete ilişkin dilekçenin tedbir talebinde yaklaşık ispat açısından yeterli görülmüştür. Buna göre davaya konu olağan genel kurul toplantısında alınan 8 nolu kararı ile kooperatifin, kat mülkiyetine geçilen bir kısım taşınmazları yönünden ferdi mülkiyete geçilmesine karar verildiği, ana dosya ve birleşen bir kısım dosyalarda 8 nolu gündem maddesi hakkında verilen ihtiyati tedbir kararına karşı istinaf incelemesinde Dairemizin önceki kararlarında ifade edildiği gibi iptali istenilen kararın uygulanması halinde eşitlik ilkesinin bozulabileceğine ve ileride telafisi mümkün olmayan zararların doğabileceğine dair yaklaşık ispat koşulu gerçekleştiğinden birleşen dosyalar yönünden de 8 nolu gündem maddesinin yürütülmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesi gerekirken davacıların muhalefet şerhi bulunmadığı gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. HMK 392. Maddesinde, talep, resmi belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, teminat alınmamasına da karar verilebileceği düzenlemiş olmakla somut olayın özelliği, dosyadaki bilgi ve belgeler ile tedbirin niteliği göz önüne alındığında teminat alınmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle birleşen İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/774 ve 2021/804 E. Sayılı dosya davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK. 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin ara kararının kaldırılmasına, davacıların ihtiyati tedbir talebi hakkında yeniden karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere; 1-Davacıların istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/692 Esas sayılı dosyasında verilen birleşen İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/774 ve 2021/804 E. Sayılı dosyalarından talep edilen 02/06/2022 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik ara kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve YENİDEN KARAR VERİLMESİNE, 2-Davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebinin KABULÜ ile, Davalı S.S. Göksu Evleri Arsa ve Konut Yapı Kooperatifi’nin 24/10/2021 tarihli genel kurul toplantısında alınan 8 numaralı kararının, TTK’nun 449.md uyarınca dava sonuna kadar TEDBİREN YÜRÜTÜLMESİNİN GERİ BIRAKILMASINA, 3-HMK 393/1 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararının tebliğinden itibaren 1 hafta içerisinde uygulanmasına, aksi halde tedbir kararı kendiliğinden kalkacağının İHTARINA, 4-Davacılarca yapılan istinaf başvurma harçlarının ayrı ayrı hazineye irat kaydına, karar harçlarının davacıların istemi halinde iadesine, 5-İstinaf kanun yoluna başvuran davacılarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.2 bendi ile aynı Kanunun 362/1.f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.02/11/2022