Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/1550 E. 2023/17 K. 04.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1550
KARAR NO: 2023/17
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/06/2022
ESAS NO: 2019/357
KARAR NO: 2022/463
DAVA: Tazminat (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/06/2019
KARAR TARİHİ: 04/01/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacıların murisleri …’nun davalı sigorta şirketinden … Sigorta Poliçesi ile … Müşteri no, … Acenta No, … Poliçe no ile Ferdi kaza, hırsızlık, Üçüncü Şahıslara Karşı Mali Mesuliyet, Hukuksal Koruma Sigortası ve Borç Ödeme Sigortası teminatlarını içeren 19/10/2016 – 19/10/2017 sigorta başlangıç ve bitiş tarihli (30/07/2017 kaza ve 01/08/2017 vefat tarihini kapsayan)sigorta poliçesini yaptırdığını, davacının kazadan sonra durumu davalı şirkete ihtar ettiğini ancak sigorta şirketinin ödeme yapılmayacağını bildirdiğini, ödeme yapılmasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalı tarafın iddiaları gibi …’nun yanan sigara ile motosiklete benzin doldurmasının söz konusu olmadığını, davalı şirketin sigorta poliçesi limiti içerisinde ödeme yapmaması nedeniyle bu davanın açılmasının gerektiğini, sonuç olarak; fazlaya ilişkin dava hakları saklı kalmak kaydıyla 25.000 TL ferdi kaza teminat bedelinin, davalı sigorta şirketine başvurudan itibaren 15 gün sonra — 5 Ocak 2019 – tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı tarafca davacılara ödetilmesine, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafa sigorta poliçesi düzenlendiğini, müteveffanın hayatını kaybetmesi nedeniyle poliçede yer alan ferdi kaza teminatından tazminat talep edildiğini, İlgili poliçede verilen teminata ferdi kaza sigortası genel şartların uygulanacağını, hangi hallerin teminat harici olduğu belirtildiğinden somut olayda da teminat dışı bir hal söz konusu olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, Poliçede kişi başına vefat durumu için ferdi kaza başına vefat durumu için ferdi kaza teminatı 25.000 TL ile sınırlı olarak verildiğini, poliçede de belirtildiği gibi bu miktarın genel şartlar çerçevesinde hak sahiplerine miras payları oranında ödenmesinin gerektiğini, öncelikle müteveffanın geride kalan tüm mirasçılarının tespitinin yapılmasının gerektiğini, söz konusu talebin Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları “madde 5.d) Tehlikede bulunan eşhas ve malları kurtarmak hali müstesna, sigortalının kendisini bile bile ağır tehlikeye maruz bırakacak hareketlerde bulunması” madde metnine istinaden reddedildiğini, sigortalının ölü muayene ve otopsi tutanağında kardeşinin …’nun ifadesinde “Ağabeyim … 30.07.2017 günü Ataşehir’de ağzında sigara yanarken motorsikletini tamir ediyormuş. Depoya benzin koyarken birden benzin alev almış ve yanmaya başlamış.” şeklinde olayı anlattığını, kesin ölüm sebebinin ise %100 oranında 3. Derecede alev yanığı ve yanığa bağlı gelişen mutiorgan yetmezliği olduğunu, sigortalının vefat sebebinin kaza gibi değerlendirilemeyeceğini, müteveffanın kendi kullandığı motosiklete benzin koyması ya da araçta tamir çalışmaları yapması söz konusu olduğundan, ek teminat ile motosiklet kullanımı hususunda müteveffaya bir teminat da verilmediği gözetildiğinde, ilgili genel şartlar madde 6.a) uyarınca da ilgili talep teminat dışında kaldığını, teminatın türü değerlendirildiğinde davacıların vefat nedeniyle uğradıkları zararın değil, poliçe teminatının hak sahiplerinin miras payları oranına göre ödenebileceğinin gözetilmesi gerektiğini, dava da da davacıların uğradığı zararın hesaplanması yoluna gidilmemesinin gerektiğini, yapılacak araştırma neticesinde diğer hak sahiplerinin miras paylarının da belirlenmesi suretiyle bu oranda tazminat miktarının belirlenmesinin gerektiğini, davalı şirketin ancak dava tarihinden itibaren faizden sorumlu tutulabileceğini, hükmedilecek faizin Türünün de yasal olması gerektiğini, bu nedenle davanın reddini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ” …. yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları, tüm dosya kapsamına göre; Dava, davalı sigorta şirketinde … poliçe nolu … Sigorta poliçesi ile sigorta teminatı altına alınan dava dışı müteveffa …’nun hayatını kaybetmesi nedeniyle poliçede yer alan ferdi kaza teminatında tazminat talebine ilişkindir.Dosya kapsamına göre; muris …’nun 30/07/2017 tarihinde çıkan yangın sonucunda vefat ettiği, davalı sigortacı … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlenen sigortalısı …’nun, başlangıç tarihi 19.10.2016, bitiş tarihi 19.10.2017, Ferdi Kaza Vefat Teminat Bedeli 25.000,00 TL, Poliçe numarası … olan … Sigorta Poliçesi ile sigortalandığı, yangın tarihi itibariyle poliçenin geçerli olduğu yani kazanın poliçenin geçerlilik süresinin içine denk geldiği, Ferdi kaza sigortası genel şartları uyarınca davalı şirketin poliçe teminatını karşılama borcunun doğduğu, sigortalının ölümü halinde hakların mirasçısına geçeceği, yine ferdi kaza sigortası genel şartlarına göre sigortalının ani ve iradesi dışında bir hadisenin vuku bulması ile ölümü halinde hak sahiplerine sigorta teminatının ödenmesi gerektiği, sigorta şirketinin poliçenin üst limiti ile sınırlı olmak üzere sorumlu olduğu, İBB İtfaiye Daire Başkanlığı’nın 17/08/2017 tarih ve 37042652-309/YS 2123 /31305 sayılı yangın raporu’nda yangının başlangıç yeri olan dükkan dahilinde yangına sebebiyet verebilecek herhangi bir somut bulguya rastlanılmadığından dolayı yangın çıkış sebebinin taraflarınca tespit edilemediğinin yazılı olduğu, tanık beyanları ile tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde ferdi kaza sigortası genel şartları /1.3. Ve 1.4′ te sayılı sigorta teminatı dışındaki hallerden birinin gerçekleştiği davalı tarafça ispat edilemediği mahkememizce kabul edilerek hükme ve denetime elverişli olan bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne, 25.000,00 TL teminat bedelinin dava tarihi olan 27/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile birlikte dosyaya sunulan Zeytinburnu … Noterliğinin 30/12/2019 tarih, … yevmiye numaralı mirasçılık belgesinde tespit edilen davacıların miras paylarına göre davacılara ödenmesine, işbu mirasçılık belgesinin mahkememiz kararının eki sayılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dosya kapsamından, müteveffa sigortalı … ile davalı şirket arasında 19.10.2016 başlangıç tarihli, 19.10.2017 bitiş tarihli, 25.000,00 TL Ferdi Kaza Vefat Teminat Bedelli … Sigorta Poliçesi akdedildiği, murisin vefatı ile poliçe teminatının davacılar tarafından talep edilmesi üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. İstinaf sebeplerinin incelenmesinde, taraflar arasındaki esasa ilişkin uyuşmazlığın çözümünden önce, davada HMK’nın 355. maddesi gereğince kamu düzeni nedeniyle re’sen dikkate alınması gereken usule ilişkin aykırılıkların mevcut olup olmadığının tespiti gereklidir. Usule ilişkin aykırılıklar konusunda da öncelikli olarak ve mahkemece re’sen dikkate alınması gereken husus ise, mahkemenin görevli olup olmadığı sorunudur. Zira görev, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınabileceği gibi, taraflarca da davanın her aşamasında ileri sürülebilir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve tüketici kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir.Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.Davacılar, davalı şirket ile bireysel sigorta sözleşmesi imzalayan murisin mirasçılarıdır.Somut olayda uyuşmazlık, bir tarafı tüketici olan sigorta sözleşmesinden kaynaklanmakta olup dava 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra, 19/11/2015 tarihinde açılmıştır. Bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır. (Yargıtay 11.H.D., 10.10.2016 T., 2016/7590 E., 2016/7972 K.) Dolayısıyla İlk Derece Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesi hatalıdır. Açıklanan nedenlerle mahkemece, tüketici mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, HMK’nın 114/1-c, 115/2. maddesi uyarınca davanın, mahkemenin görevine ilişkin dava şartı yokluğundan, usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası hakkında hüküm tesis edilmesi hatalı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin HMK 353/1.a.3 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin HMK 353/1.a.3 maddesi uyarınca KABULÜ ile İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/357 Esas, 2022/463 Karar, 09/06/2022 tarihli kararının KALDIRILMASINA,2-HMK’nın 114/1-c maddesindeki görev dava şartı yokluğundan HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca görevsizlik (davanın usulden reddi) kararı verilerek dosyanın görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmesi kararı verilmek üzere mahkemesine İADESİNE,3-Davalı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince iadesine,4-Davalı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,6-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.3 ve 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 04/01/2023