Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/153 E. 2023/582 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/153
KARAR NO: 2023/582
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/339
KARAR NO: 2021/1140
KARAR TARİHİ: 02/12/2021
DAVA: KONKORDATO (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)
KARAR TARİHİ: 05/04/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesi ile; Konkordato talebinde bulunan müvekkili şirketler ve müvekkili şahsın ülkemizin ve dünyanın özellikle Covid 19 pandemisinin etkisiyle ekonomik daralmasından kaynaklanan dar boğaz neticesinde bir konkordato ön projesi çerçevesinde faaliyetlerini değişen şartlara göre uyarlama ve yeni koşullara uyum sağlayarak daha sağlıklı bir şekilde faaliyetlerine devam etme kararı aldığını, bu sayede aktif pasif dengesini düzeltmek suretiyle mevcut borçlarını, şu an içinde bulunduğu ödeme güçlüğünden kurtularak ödeme imkânına kavuşacağını beyanla İİK 285 ve TTK 286 maddeleri hükümleri gereği müvekkiller hakkında alacaklarıyla konkordato akdetmesini sağlamak amacı ile konkordato mühleti verilmesini ve kesin mühlet içinde yapılacak konkordato anlaşmalarının akdedilmesi halinde konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, borçlu gerçek kişi yönünden konkordatonun tasdiki için konkordato projesinin 302 nci maddede belirtilen çoğunlukla kabul edilmiş olması gerekli olup komiser heyeti raporu,toplantı tutanağı ve bilirkişi raporu incelendiğinde,projenin hem alacaklıların,hem de alacakların yarısını aşan bir çoğunluk tarafından gerçek kişiler yönünden kabul edilmediği,aynı şekilde projenin hem alacaklıların dörtte birini,hem de alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunlukla gerçek kişi yönünden kabul edilmediği,buna göre İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendindeki koşulun borçlu gerçek kişi yönünden gerçekleşmediğinden borçlu …’in konkordato talebinin reddi ile bu kişi hakkında verilen kesin mühletin kaldırılmasına, Borçlu şirketler yönünden İİK’nın 305 nci maddesinde belirtilen tüm koşullar yerine getirildi ve konkordatonun tasdiki şartlarının oluştuğundan borçlu … Limite Şirketi ile borçlu … Ticaret Limited Şirketinin konkordato taleplerinin kabulü ile; konkordatonun İİK’nın 306 ncı maddesi uyarınca tasdikine, borçlular tarafından, konkordatoya tabi borçların, konkordatonun tasdiki tarihinden sonra 1 yıl ödemesiz olmak üzere toplam 6 yılda, 6 aylık dönemler halinde toplamda 11 taksitte, ilk taksit ödemesi en az ¨20.000,00, devam eden taksitler ise en az ¨10.000,00 olmak koşuluyla; her bir alacaklının alacağının; 30/12/2022 tarihinde %5’inin, 30/06/2023 tarihinde %2,5’unun,31/12/2023 tarihinde %2,5’unun, 30/06/2024 tarihinde %7,5’unun,31/12/2024 tarihinde %7,5’unun, 30/06/2025 tarihinde %10’unun, 31/12/2025 tarihinde %10’unun, 30/03/2026 tarihinde %12,5’unun, 31/12/2026 tarihinde %12,5’unun,30/06/2027 tarihinde %15’inin, 31/12/2027 tarihinde %15’inin borçlular tarafından sunulan ödeme takvimi uyarınca ödenmesine, bilirkişi … tarafından verilen 25/11/2021 tarihli raporun ekinde sunulan ödeme takvimin kararın eki olduğunun bildirilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Müdahil alacaklı … bankası A.Ş vekili yasal süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Borçlu … Tic. Ltd. Şti. tarafından müvekkil bankanın bir kısım alacağına itiraz edilmesi üzerine mahkemece müvekkil banka yönünden borçlu … Tic. Ltd. Şti. bakımından 1.155.668,51 TL alacak üzerinden oylamaya katılmasına karar verildiğini, ancak müvekkil banka alacağının borçlu tarafından haksız şekilde itiraz edildiğini, borçluların itirazında hiçbir gerekçe mevcut olmadığını, öte yandan proje ile öngörülen vade çok fazla uzun olup hayatın olağan akışına uygun olmadığını, tek bir borçlu firmayı korumak adına alacaklılarının büyük ölçüde zararına yol açacağını, konkordato talebinin, İİK’nun 286., 287. ve ilgili diğer maddelerinde yer alan yasal düzenlemelere uygun bulunmaması ve sunmuş olduğu konkordato projesinin başarıya ulaşmasının mümkün gözükmemesi nedeniyle konkordato talebinin de reddi gerektiğini, ayrıca itiraza uğrayan alacaklar yönünden mahtemece depo kararı verilmemiş olması da alacaklıların haklarını zedeleyen bir karar olup ihtilaflı alacaklar yönünden depo kararı verilmemesi nedeniyle de mahkeme kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Müdahil alacaklı … A.Ş vekili yasal süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Alacaklı … A.Ş tarafından konkordato talep eden … Ticaret Limited Şti.’ne ait alacakları Beyoğlu … Noterliği’nin 26.01.2021 tarih ve … yevmiye nolu sözleşmesi ile … A.Ş.’ye devir ve temlik edildiğini, her ne kadar mahkemece borçluların ticari defterlerinde ulaşılan kayıtlar arasında böyle bir borcun olmadığı gerekçesiyle alacağımız reddedilmişse de işbu alacağa ilişkin kayıt kabul davası açılacağını, müvekkil şirketin zaten söz konusu alacaklarını davacılardan tahsil edememiş olması nedeniyle önemli bir mağduriyet içerisinde bulunurken davacıların dava yolu ile kötüniyetli ve haksız olarak konkordato talebinde bulunması müvekkil şirket açısında telafisi olmayan zararlara neden olduğunu, konkordato hükümleri ile borçların proje ile tekrardan yapılandırılması ve borçluların ticari hayatlarına devam edebilmesini amaçlamışken davacı/borçlu şirketin bu amaç doğrultusunda hareket etmediğini, kötü niyetli olarak davacıların faiz ödeme yükünden kurtulma gayretinde olduğu ve borç ödeme yükümlülüğünü konkordato kalkanından yararlanarak öteleme niyetinde olduğunu belirterek konkordato tasdik kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Müdahil alacaklı … Bankası A.Ş vekili yasal süresi içinde sunmuş oldukları istinaf dilekçesinde; davacı şirketin konkordatonun şartları bulunmaksızın konkordato talep etmiş olması kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, mevcut konkordato talebi her ne kadar iyileştirme amaçlı olarak yapılmış gibi gösterilse de, sırf ödemeleri yapmaktan kaçınma niyetiyle yapıldığını, konkordato talebi, sadece zaman kazanmaya yönelik bir talep olmayıp sürekli ve kalıcı bir iyileşme olasılığını konkordato projesi ile inanılır kılınması gerektiğini, müvekkil banka alacağın eksik hesaplandığını,alacaklılar arasında eşit davranma ilkesine aykırı davranıldığını, konkordato projesinin, en uzun vade ile tasdiki halinde, talep edilen konkordato başvurusu davacı şirket tarafından kötü niyetli olarak kullanılmasına, alacaklıların alacağını tahsil etme imkanının ortadan kaldırılmasına ve süreci uzatarak mağduriyete sebep olacağını belirterek konkordato tasdiki kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Müdahil alacaklı … Bankası A.Ş vekili yasal süresi içinde sunmuş oldukları istinaf dilekçesinde; Borçlu … Tic. Ltd. Şti. tarafından müvekkil bankanın bir kısım alacağına itiraz edilmesi üzerine mahkemece müvekkil banka yönünden borçlu … Tic. Ltd. Şti. bakımından 1.697.296,68 TL alacak üzerinden oylamaya katılmasına karar verildiğini, kabul edilmeyen alacağımız ile ilgili olarak süresi içerisinde kayıt kabul davası açılacağını, müvekkil banka söz konusu alacaklarını davacılardan tahsil edememiş olması nedeniyle önemli bir mağduriyet içerisinde bulunurken davacıların dava yolu ile kötüniyetli ve haksız olarak konkordato talebinde bulunması müvekkil banka açısında telafisi olmayan zararlara neden olduğunu, müvekkil bankanın alacaklı konumunda olması itibariyle davacı/borçlu şirketin müvekkil bankaya olan söz konusu borçların ödenmesini veya yapılandırılması hususunda herhangi bir başvuruda bulunmaksızın kötü niyetli olarak konkordato talebinde bulunması öncelikle mevzuatla belirlenen konkordato hükümlerine aykırılık oluşturduğunu, borca batık olmadığı açıkça tespit edilen davacıların faiz ödeme yükünden kurtulma gayretinde olduğu ve borç ödeme yükümlülüğünü konkordato kalkanından yararlanarak öteleme niyetinde olduğu çok açık bir şekilde ortada olduğunu, konkordatonun tasdiki için gerekli şartlar yerine getirilmediğini, ayrıca itiraza uğrayan alacaklar yönünden depo kararı verilmemiş olması da alacaklıların haklarını zedeleyen bir karar olup ihtilaflı alacaklar yönünden depo kararı verilmemesi nedeniyle de kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Müdahil alacaklı … Bankası vekili yasal süresi içinde sunmuş oldukları istinaf dilekçesinde; Dosya kapsamında düzenlenen bilirkişi raporlarında da açıkça tespit edildiği üzere firmanın iflas etmesi ile borçlarını konkordato projesine uygun olarak ödemesi arasında alacaklıların alacaklarına kavuşma oranı hemen hemen aynı olduğunu, bu durumda firmanın borçlarını 6 yıl gibi bir süreç içerisinde ödemesi, konkordato sürecinin özünü oluşturan iyi niyetle bağdaşmadığını, karara ilişkin gerekçeli istinaf nedenlerimizi gerekçeli kararın yazılmasından mahkemeye sunulacağı beyan edilmiş olup gerekçeli istinaf dilekçesi sunulmamıştır. Müdahil alacaklı … A.Ş. vekili yasal süresi içinde sunmuş oldukları istinaf dilekçesinde; Firmanın tasdik edilen konkordato projelerinde borçların anapara olarak, tasdik kararının kesinleşmesini takip eden 12 aylık ödemesiz sürenin dolmasından itibaren 6 ayda bir toplam 11 eşit taksitte ödenmesini içerdiğini, borçların geri ödemesinde faaliyetlerden elde edilecek gelirler, tahsil edilecek alacaklar ve şirket ortaklarına ait gayrimenkullerin satışından faydanılması planlanlandığını ancak bu bedellere hiçbir şekilde faiz işletilmeyeceğini, enflasyonun, özellikle son zamanlarda %100 ‘e yakın artışına rağmen 2027 yılına kadar faiz ödemesiz bir şekilde borcun yapılandırılması kabul edilebilir olmadığını, öte taraftan firmanın iflası durumunda dahi alacaklılar aynı nispette alacağına kavuşabileceğini, bu durumda firmanın iflasına gidip alacaklıların alacağına kavuşması sağlanabilecekken iflastan daha kötü nir sonucu doğurur şekilde konkordato projesinin tasdik edilmesi kabul edilebilir olmadığını, davacı şirketin, en başından beri müvekkil de dahil olmak üzere, alacaklıları konkordato sürecinden haberdar etmeyerek, mal kaçırma amacıyla kötü niyetli hareket ettiğini, geçici mühletten sonra da tahakkuk eden kira ve aidat borçlarını ödemeyerek müvekkil şirketi büyük zarara uğrattığını, dolayısıyla konkordato talebinin kötü niyetli olması sebebiyle reddi gerektiğini ileri sürmüştür. Müdahil alacaklı … A.Ş vekili yasal süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Müvekkil Bankanın, konkordato talep eden şirketten olan kredi alacaklarının yapılandırılmasına ilişkin olarak borçlu ile komiser onaylı protokol imzalanmış olmasına rağmen yerel mahkemece bilirkişi … tarafından verilen 25/11/2021 tarihli raporun ekinde sunulan ödeme takvimin kararın eki olduğunun bildirilmesine karar verildiğini, 25/11/2021 tarihli bilirkişi raporu ekinde sunulan ödeme takvimine bakıldığında; müvekkil bankanın adi alacaklı olarak değerlendirildiği, ödeme planında 90. Sırada yer aldığı ve müvekkile ödenecek tutarın ise borç tasfiye protokolündekinin aksine 1.040.274,62 TL olarak belirlendiği görüldüğünü, müvekkil bankanın konkordato talep eden şirketten olan kredi alacaklarının yapılandırılmasına ilişkin olarak borçlu ile komiser onaylı anlaşmalar yapılmış olup, İİK.m.308/c hükmü uyarınca kredi kurumları tarafından verilen kredilerde dahil olmak üzere mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçlar konkordato şartlarına tabi olmayacağı, İİK m.308/c f.2 uyarınca bankamız alacaklarının yapılandırma protokolü/planı doğrultusunda ödenmesine karar verilmesi gerekirken hatalı olarak müvekkil bankanın adi alacaklı olarak değerlendirilmiş olması hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Müdahil alacaklı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Konkordato sürecinde yapılan değerlendirme ve verilen kararlarda Kurumumuz alacaklarının da dikkate alınması gerekirken Kurumuz bakımından hiçbir açıklama yapılmamış olup, konkordato projesi tasdik edildiğini, verilen karar müvekkil Kurumun mağduriyetine neden olduğunu, … Şirketinin Kuruma 390.953,63 TL prim borcu olduğu belgeleriyle birlikte mahkemeye bildirilmesine rağmen kararda Kuruma yer verilmediği gibi, ödeme planında Kurum alacağının ne şekilde ödeneceği belirtilmediğini, kurum alacakları konkordatodan etkilenmediğinden konkordato projesinin onaylanması halinde kurum alacaklarının 6183 sayılı Kanunun 206. Maddesindeki sıra gözetilerek ve tam olarak ödenmesi gerektiğini, konkordato sonuçları açısından imtiyazlı, bazı rehinli ve amme alacakları için konkordato bağlayıcı hüküm arz etmeyeceğini bu nedenle eksik inceleme sonucu verilen mahkeme kararının kaldırılarak davacının konkordato projesinin tasdiki talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, İİK.nun 285 ve devamı maddelerince açılan konkordato talebine ilişkin olup uyuşmazlık konkordatonun tasdiki şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasındadır. Kanun yolları başlıklı 308/a maddesi: “(Ek: 28/2/2018-7101/37 md.) Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilânından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir…” hükmünü içermektedir. Konkordatonun mahkemede incelenmesi başlıklı 304/1. maddesi: “(Değişik: 28/2/2018-7101/32 md.) Komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her hâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, 288 inci madde uyarınca ilân edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilâna yazılır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu sayede “alacaklılar itirazlarıyla ya konkordatonun tasdikine engel olmayı ya da konkordato şartlarının kendileri açısından düzeltilmesini isteyebileceklerdir. İİK m. 308/a hükmü alacaklıların itirazına önemli bir sonuç bağlamıştır. Madde gereğince konkordato hakkında verilen hükme karşı istinaf ve temyiz yoluna başvurmak isteyen alacaklının daha önce konkordatoya itiraz etmiş olması gerekir.” (Selçuk Öztek / Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, Yeni konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019 s. 522) Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 25/02/2021 tarihli, 2021/1393 E. 2021/511 K. sayılı ilamı; “…Konkordato hakkında verilen karara karşı İİK 308 a maddesi uyarınca itiraz edenler kanun yoluna başvurabilir. İtiraz edenler kavramı İİK 304. maddesinde belirlenen şekliyle dar yorumlandığı takdirde sadece duruşma öncesi itiraz edenlerin kararı kanun yoluna taşıyabileceklerini kabul etmek gerekir. Ancak böyle bir yorum hak arama özgürlüğü ile bağdaşmaz. Bu nedenle kanun koyucunun itiraz edenlerden kastının konkordato toplantılarında veya iltihak süresi içinde olumsuz oy kullananlar olduğunun kabulü gerekir. Bu bağlamda kanundaki “itiraz edenler” ifadesinin konkordatoya red oyu verenlere teşmil edilmesi hukuk usulünün genel hükümlerine uygun düşer. Nitekim Prof Dr. Selçuk Öztek, Doç. Dr. Müjgan Tunç Yücel Yeni Konkordato hukuku kitabının 308/a maddesini açıkladıkları 569. sayfada ret oyu kullananların tasdik kararını istinaf edebileceklerini kabul etmişlerlerdir. Kanunun 302/7 maddesinde “toplantının bitimini takip eden 7 gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur” ifadesi bulunmaktadır. Bu ifadeden toplantıya katılmadığı halde 7 günlük iltihak süresi içinde alacaklılarının konkordatoya karşı oy kullanma hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda toplantıya katılıp ret oyu kullanan veya toplantıya katılmadığı halde iltihak süresi içinde oyunu belli eden alacaklının nisapta nazara alınması ve nihai tutanağın ve komiser raporunun buna göre hazırlanması Kanun’nun 302/son maddesi gereğidir. Az yukarıda yazılı doktrin görüşünde de iltihak süresi içinde itiraz edenlerin istinaf yoluna başvurabileceği de belirlenmiştir…” şeklindedir. Dosya kapsamına göre; dava, İİK.nun 285/3 ve 154/1.maddesinde öngörülen yetkili mahkemede açılmış, mahkemece, borçlular hakkında 16/06/2020 tarihinden itibaren 3 ay süreyle geçici mühlet kararı verilmiş ve 3 kişilik bir komiser heyeti oluşturulmuş, 10/09/2020 tarihli celsede borçlulara 10/09/2020 tarihinden itibaren 1 yıllık kesin mühlet verilmiş, İİK 289/5 maddesi uyarınca verilen kesin mühletin 10/09/2021 tarihinden itibaren 3 ay süre uzatılmasına karar verilmiştir. Komiser Heyeti konkordatonun tasdiki hakkındaki nihai raporu mahkemeye ibrazından sonra İİK’nun 304. maddesi gereğince tasdik yargılamasına başlanmasına karar verilerek duruşma gününün İİK’nun 288.maddesi uyarınca Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu Resmi Portalda ilanına, itiraz edenlerin itiraz sebeplerini duruşma gününden en az 3 gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri ihtar edilmiş, duruşmaya katılan kararı istinaf eden müdahil alacaklılardan … Bankası A.Ş, … Bankası A.Ş. İle … A.Ş. vekilleri konkordato projesinin tasdikini kabul etmediklerini, konkordato talebinin reddine karar verilmesini, … Bankası A.Ş. vekili itiraz dilekçesi sunarak konkordatonun reddini talep etmiş, alacaklı … Üretim A.Ş. İse Alacaklılar Kurulu toplantısında konkordatonun tasdiki yönünde red oyu kullanmış, alacaklı … Bankası ile toplantıya Alacaklılar Kurulu toplantısına ve tasdik yargılamasına katılmadığı gibi itiraz dilekçesi de sunmamış, 02/12/2021 tarihinde icra edilen tasdik yargılaması duruşmasında davacı borçlu şirketlerin konkordato projesinin tasdikine karar verilmiş, konkordato tasdik kararı Ticaret Sicili Gazetesi’nde ve Basın-İlan Kurumunun resmî ilân portalında 08/12/2021 tarihinde yayınlanmış, verilen karar alacaklı vekillerince istinaf edilmiştir. Bu durumda alacaklılar, son ilan tarihi olan 08/12/2021 tarihinden itibaren 10 gün içerisinde istinaf yoluna başvurabileceklerdir. İstinaf başvurusu için son gün 20/12/2021 (son gün cumartesi gününe denk geldiğinden ilk iş günü olan Pazartesi) tarihidir. Buna göre alacaklılardan Sosyal Güvenlik Kurumu 24/12/2021 tarihinde yasal yasal süre dolduktan sonra istinaf başvurusunda bulunduğundan istinaf başvurusunun HMK’nın 346/(1) ve 352/1.c maddesi uyarınca, diğer alacaklı Türkiye İş Bankası’nın konkordatonun tasdikine ilişkin itirazı bulunmadığı gibi toplantıya katılıp red oyu kullanmadıklarından istinaf hakkı bulunmadığından HMK’nın 352/1.ç maddeleri uyarınca istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli çoğunluk 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 302. maddesinde, konkordatonun tasdiki şartları ise aynı kanunun 305. maddesinde düzenlenmiştir. 2004 sayılı İİK’nun alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli çoğunluk başlıklı 302. Maddesi: “Komiser alacaklılar toplantısına başkanlık eder ve borçlunun durumu hakkında bir rapor verir.Borçlu gerekli açıklamaları yapmak üzere toplantıda hazır bulunmaya mecburdur. Konkordato projesi; a) Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya b) Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır. Oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklılar oy kullanabilir. 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların alacaklıları ve borçlunun eşi ve çocuğu ile kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve kardeşi alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmaz. Rehinle temin edilmiş olan alacaklar, 298 inci madde uyarınca takdir edilen kıymet sonucunda teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılırlar. Çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır. Konkordato projesinin müzakereleri sonucunda oluşturulan konkordato tutanağı, kabul ve ret oylarını içerecek şekilde derhâl imza olunur. Toplantının bitimini takip eden yedi gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur. Komiser, iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi gün içinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi eder.” Konkordatonunu tasdiki başlıklı 305. Maddesi “302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır. a)Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması. b)Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder). c)Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması d)206’ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır). e)Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması.Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; borçlu … Tic. Ltd. Şirketin … Alışveriş Merkezinde 4.867 m2 alana sahip Bedesten bölümünün 2.400m2’lik bölümünde karma ürün gruplarının perakende ticareti ile iştigal ettiği, grup şirketi olan … Tekstil’den aldığı ürünleri, yine bu marka altında nihai alıcılara sattığı, borçlu … Tic. Ltd Şirketin ise erkek dış giyim ürünleri satıcısı olup, satışını yaptığı tüm ürünlerin hammadde ve malzemelerini kendisi tedarik ederek, fason olarak ürettirerek İstanbul il sınırları içerisinde çeşitli AVM’lerde 8 tane satış mağazasında olmak üzere, üretilen ürünlerin toptan ve perakende satışını gerçekleştirdiği, şirket ürünlerini kendisine ait “…” markasıyla üretip sattığı, mühlet sürecinde şirket ürün gamında yenilikler yaparak, kadın dış giyim satışı ve kumaş satışına da başladığı, ülkemizi ve dünyayı etkisi altına alan Covid 19 pandemisinin etkisiyle ekonomik daralmasından kaynaklı şu an içinde bulunduğu ödeme güçlüğünden kurtularak ödeme imkânına kavuşmak amacıyla konkordatoya başvurdukları, talep eden şirketlerin 21/10/2021 tarihli nihai projesinde; konkordatonun kesin tasdiki halinde adi borçlara vade verilmek suretiyle, konkordatonun tasdiki tarihinden sonra 1 yıl ödemesiz dönem olmak üzere toplam 6 yılda, 6 ayda bir olacak şekilde toplamda 11 taksitte, taksitler itibariyle tabloda gösterilen oranlarda ve ilk taksit ödemesi en az 20.000,00 TL olacak şekilde, devam eden taksitler ise en az 10.000,00 TL olacak şekilde faizsiz olarak ödenmesi öngörüldüğü borçlu … Tic. Ltd. Şti. Yönünden gerekli kaynağın; bilanço içerisinde yer alan maddi dönen varlıklar ( kasa/banka, verilen sipariş avansı, stoklar) 2022-2027 dönemlerinde ticari faaliyetlerinden elde edeceği 911.579,90 TL ticari kar ile şirket ortağı tarafından gayrimenkul satışı yoluyla sağlanacak 3.250.000,00 TL nakit sermaye artışı olmak üzere toplam 6.766.915,55 TL kaynak ile, borçlu … Tic. Ltd şirketi yönünden gerekli kaynağın; bilanço içerisinde yer alan maddi dönen varlıklar ( kasa/banka, ticari alacaklar, verilen sipariş avansı, stoklar) 2022-2027 dönemlerinde ticari faaliyetlerinden elde edeceği 26.785.215,00 TL ticari kar ile şirket ortağı tarafından gayrimenkul satışı yoluyla sağlanacak 3.500.000,00 TL nakit sermaye artışı olmak üzere toplam 65.398.173,93 TL kaynaklarla sağlanması önğörülmüştür. Dosyaya sunulan Konkordato Komiser Heyetinin gerekçeli nihai raporu ve komiser heyeti raporunun ve tasdik şartlarının değerlendirilmesi için alınan bilirkişi raporunda ifade edildiği; … Tic. Ltd. Şti. Yönünden Şirketin 30/09/2021 tarihi itibariyle rayiç değerler üzerinden özkaynakları (+) 881.819,95 TL olduğu, mühlet içerisinde toplam 5.328.278,88 TL net satış gerçekleştirildiği buna mukabil 181.339,56 TL dönem sonu kârı elde edildiği, borçlu şirket mühlet sürecinde 2020 yılında hedeflediği satış rakamlarına %56 oranında ulaşırken, hedeflenen kârlılıklara %93 oranında ulaştığı, 2021 yılı 9 aylık dönemde hedeflenen satış rakamlarına %31 oranında ulaşırken, hedeflenen kârlılık rakamlarına ise %79 oranında ulaştığı, Covid 19 pandemi dönemindeki kısıtlamalar ve olumsuzluklar gözetildiğinde öngörülen karın gerçekleşme ihtimali bulunduğu, sunulan proforma gelir tablosundan borçlu şirket ödemelerin tamamlanacağı 6 yıllık süreç için toplamda 911.579,90 TL dönem net kârı öngördüğü, komiser heyetince yapılan incelemeler neticesinde 30/09/2021 tarihi itibariyle mevcut olup borç ödemelerinde kullanabileceği kaynağı 605.335,65 TL (hazır değerler) olduğu, borçlu şirket nihai projesinde 3.250.000,00 TL tutarında sermaye artırımı öngördüğü, bu durumda, 30.09.2021 tarihi itibariyle mevcut kaynak tutarı ile sermaye artırımından sağlanacak tutarın toplamı 3.855.335,65 TL olup şirketin toplam 3.647.526,64 TL borcuna karşılık 30.09.2021 tarihi itibariyle mevcut kaynak tutarı ile sermaye artırımından sağlanacak tutar borçlarını ödemeye yettiği, şirketin öngördüğü gibi 6 yıllık süreçte 911.579,90 TL net kâr da elde edilirse, tüm borçlar rahat şekilde ödenebileceği, ancak borçlunun kaynakları ile teklif edilen oranın orantılı olup olmadığı yönünden yapılan incelemelerde şirket ortağının sağlamayı öngördüğü sermaye artışı gayrimenkul satışlarından elde edilecek nakdin şirkete sermaye olarak konmasından kaynaklandığından, devam eden pandeminin olumsuz etkileri ve piyasalardaki belirsizlik göz önüne alındığında, şirket ortağına ait üzerinde ipotek bulunan gayrimenkullerin satışının biranda gerçekleşmesinin kolay olmayacağı, bu nedenle olası sapmalarda göz önüne alınarak şirketin öngördüğü şekildi 6 yıllık sürede ödeyebilmesi mümkün görüldüğü, kaldı ki şirketi en büyük alacaklısı, aynı zamanda grup şirketi olan işbu davada konkordato talebinde bulunan … Tekstil şirketi olup 2.784.530,72 alacağı bulunduğu, … Tekstil şirketi de kendi borçlarını aynı sürede ödemeyi hedeflediği, nitekim borçlu şirketin faaliyet alanı …’ta bulunan mağazasında … markalı ürünlerin nihai alıcılara satışı olup taraflar arasındaki ticari ilişki tamamen borçlu şirketin … Tekstil’den mal almasına yönelik olduğu, mühlet içerisinde borçlu şirketin faaliyetlerine nezaret eden komiser heyetince de borçlu şirket ile … Tekstil arasında muvazaalı bir işlem tespit edilmediği, komiser heyeti raporunda ayrıntılı ifade edildiği gibi şirketin konkordatonun tasdikinin hemen akabinde ödemelere başlamasının mümkün olmadığı görülmekle konkordatonun tasdikinden itibaren 1 yıl sonra ödemelerin başlanması uygun olduğu, buna göre sunulan teklifin davacı şirketlerin kaynaklarıyla orantılı olduğu ve talep eden şirketin iflas etmesi halinde adi alacaklıların alacaklarına muhtemel kavuşma oranının %52,07 olup alacaklarının tamamını alamayacakları bu nedenle konkordatonun iflasa nazaran alacaklıların lehine olduğu görülmüştür. Öte yandan toplam 5 alacaklıdan 3 tanesinin kabul yönünde oy kullandığı, konkordato nisabına mesnet teşkil eden 2.826.718,27 TL alacak tutarından kabul oyu veren alacaklıların alacaklarının toplamının 2.802.086,07 TL olduğu, teklifi kabul edenlerin sayısının tüm alacaklılar içindeki yüzdesinin % 60 ve teklifi kabul edenlerin alacak toplamlarının tüm borçların içindeki yüzdesinin % 99,13 olduğu, buna göre Konkordato projesinin kabulü için İİK 302. maddesinde öngörülen ‘kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısı veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini” şeklindeki her iki alternatifli çoğunluğu da sağladığı dolayısıyla borçlunun dosyaya sunduğu nihai projenin, yasanın aradığı çoğunlukta alacaklılar tarafından kabul edildiği, borçlu şirketin, 206. maddenin birinci sırası yönünden imtiyazlı alacaklısı olmadığı, dolayısıyla 206. maddenin birinci sırası yönünden gösterilmesi gereken bir teminat olmadığı, mühlet içerisinde Komiser Heyetimizin açık veya örtülü izniyle doğmuş olup da teminata bağlanması gereken alacaklardan feragat yazıları alındığından, teminata bağlaması gereken bir borcu kalmadığı, konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın yatırıldığı, ayrıca konkordato kurumunun şartları ve amaçları karşısında borçlu şirketin alacaklılara zarar verme kastı ile hareket ettiği noktasında da açık, inandırıcı, somutlaştırılmış bir delil dosyaya sunulmadığı gözetilerek bu durumda konkordatonun tasdiki için gerekli şartların sağlandığı anlaşılmakla İİK 305. maddesi koşullarının oluşmadığı yönündeki istinaf talepleri yerinde görülmemiştir. … Tic. Ltd Şirketi Yönünden; Şirketin 30/09/2021 tarihi itibariyle rayiç değerler üzerinden özkaynakları (+) 6.016.852,16 TL olduğu, mühlet içerisinde toplam 26,229.025,47 TL net satış gerçekleştirildiği buna mukabil 2.590.254,06 TL dönem sonu kârı elde edildiği, borçlu şirket mühlet sürecinde 2020 yılında hedeflediği satış rakamlarına %47 oranında ulaşırken, hedeflenen kârlılıklara %89 oranında ulaştığı, 2021 yılı 9 aylık dönemde hedeflenen satış rakamlarına %43 oranında ulaşırken, hedeflenen kârlılık rakamlarına ise %253 oranında ulaştığı, 2021 yılı 9 aylık kârın ıçinde merkez mağazanın devrinden elde edilen 1.500.000.,00 TL gelirden sağlandığı, esas faaliyet konusu olmayan bu gelir mahsup edildiğinde, esas faaliyetlerden elde edilen kârlılığa 352.272,69 TL ile %49 oranında ulaşıldığı, komiser peyeti raporunda ifade edildiği gibi esasen şirketin mühlet içerisinde hedeflenenden daha az kâra ulaşmasının sebebi, mühlet içerisinde kapanan mağazalara yapılan özel maliyetlerin gidere atılmasından ve işten ayrılan personelin kıdem tazminatlarının ödenmesinden kaynaklandığı, sadece bu iki kalemdeki dönemsel olmayan giderler toplamı 1.565.007,45 TL olduğu, Covid 19 pandemi dönemindeki kısıtlamalar ve olumsuzluklar gözetildiğinde öngörülen karın gerçekleşme ihtimali bulunduğu, sunulan proforma gelir tablosundan borçlu şirket ödemelerin tamamlanacağı 6 yıllık süreç için toplamda 26.785.215,01 TL dönem net kârı öngördüğü, komiser heyetince yapılan incelemeler neticesinde 30/09/2021 tarihi itibariyle mevcut olup borç ödemelerinde kullanabileceği kaynağı 2.612.958,92 TL hazır değerler, 15.000.000,00 TL ticari alacaklar, 10.000.000,00 TL stoklar ( faaliyetlerin devamı için gerekli asgari miktar düşülerek hesaplanan) olmak üzere 27.612.958,92 TL olduğu, borçlu şirket nihai projesinde 3.500.000,00 TL tutarında sermaye artırımı öngördüğü, bu durumda, 30.09.2021 tarihi itibariyle mevcut kaynak tutarı ile sermaye artırımından sağlanacak tutarın toplamı 31.112.958,92 TL olup şirketin 6 yıllık süreçte borçlarını ödeyebilmesi için 48.168.244,71 TL olduğu dikkate alındığında şirketin faaliyetlerinden oluşturması gereken ticari karın 17.055.285,00 TL olarak hesaplandığı, şirketin 6 yıllık süreçte hedeflediği toplam 26.785.215,01 TL net karın gerçekleşmesi halinde tüm borçların ödenebileceği, şirketin geçmiş yıllarda düşük kâr raporlamasının veya zarar etmesinin temel nedeni finansman giderleri olduğu, konkordato süreciyle birlikte, adi alacaklılara faiz işlemesi durduğundan şirket finansman giderlerini kontrol altına almayı başarabileceği, nitekim 2020 yılında katlanılan finansman gideri toplamı 1.027.336,67 TL iken (mühlet tarihine kadar) 2021 yılı 9 aylık dönemde ise 3.364,72 TL olduğu, dolayısıyla şirket finansman giderlerini kontrol altına almayı başardığından, bundan sonraki süreçte, konkordato öncesi dönemin üzerinde dönem net kârı elde edebileceği ancak konkordato komiseri heyetince yapılan değerlendirmede elde edilebilecek net kâr tutarının projede öngörülen düzeylerde olması çok da mümkün görülmediği, şirketin 6 yıllık süreçte 26 milyon TL değil, en fazla 18 milyon TL civarında net kâr elde edebileceği öngörüldüğü, komiser heyetinin bu husustaki öngörüsü dairemizce de uygun bulunduğu, buna göre borçlu şirketin şirketin planlanan 6 yıllık süreçte ticari faaliyetinden elde edeceği net kar ile şirket ortağına ait taşınmaz satışından elde edilecek gelirle yapılacak nakit sermaye artışı ile öngörüldüğü şekilde borçların tamamı faizsiz şekilde ödenebileceği, aynı şekilde komiser heyeti raporunda ayrıntılı ifade edildiği gibi şirketin konkordatonun tasdikinin hemen akabinde ödemelere başlamasının mümkün olmadığı görülmekle konkordatonun tasdikinden itibaren 1 yıl sonra ödemelerin başlanması uygun olduğu, buna göre sunulan teklifin davacı şirketlerin kaynaklarıyla orantılı olduğu ve talep eden şirketin iflas etmesi halinde adi alacaklıların alacaklarına muhtemel kavuşma oranının %60,70 olup alacaklarının tamamını alamayacakları bu nedenle konkordatonun iflasa nazaran alacaklıların lehine olduğu görülmüştür. Öte yandan toplam 118 alacaklıdan 88 tanesinin kabul yönünde oy kullandığı, konkordato nisabına mesnet teşkil eden 37.695.076 TL alacak tutarından kabul oyu veren alacaklıların alacaklarının toplamının 25.555.443,48 TL olduğu, teklifi kabul edenlerin sayısının tüm alacaklılar içindeki yüzdesinin % 88 ve teklifi kabul edenlerin alacak toplamlarının tüm borçların içindeki yüzdesinin % 67,80 olduğu, buna göre Konkordato projesinin kabulü için İİK 302. maddesinde öngörülen ‘kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısı veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini” şeklindeki her iki alternatifli çoğunluğu da sağladığı dolayısıyla borçlunun dosyaya sunduğu nihai projenin, yasanın aradığı çoğunlukta alacaklılar tarafından kabul edildiği, borçlu şirketin, 206. maddenin birinci sırası yönünden imtiyazlı alacaklısı olmadığı, dolayısıyla 206. maddenin birinci sırası yönünden gösterilmesi gereken bir teminat olmadığı, mühlet içerisinde Komiser Heyetimizin açık veya örtülü izniyle doğmuş olup da teminata bağlanması gereken borcun kalmadığı, konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın yatırıldığı, ayrıca konkordato kurumunun şartları ve amaçları karşısında borçlu şirketin alacaklılara zarar verme kastı ile hareket ettiği noktasında da açık, inandırıcı, somutlaştırılmış bir delil dosyaya sunulmadığı gözetilerek bu durumda konkordatonun tasdiki için gerekli şartların sağlandığı anlaşılmakla İİK 305. maddesi koşullarının oluşmadığı yönündeki istinaf talepleri yerinde görülmemiştir. Alacaklıların, alacağının konkordato nisabına eksik dahil edildiği itirazı yönünden; borçlu hakkında kesin mühlet verilmesinden sonra komiser tarafından İİK’nın 288. maddesinde; yapılacak ilanla alacaklılar alacaklarını bildirmeye davet olunacağı (İİK.m.289), İİK’nın 300. maddesinde; komiser, iddia olunan alacaklar hakkında borçluyu açıklamada bulunmaya davet edeceği, İİK’nın 302/6. maddesinde; gereği çekişmeli alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkemenin karar vereceği düzenlenmiştir. Burada konkordatoyu inceleyecek olan mahkemenin bu talep üzerine vereceği karar, sadece konkordatonun nisabına dahil olmak bakımından bir sonuç doğuracaktır. Diğer bir ifade ile mahkemece çekişmeli alacaklar hakkında verilecek karar, çekişmeli olan alacağında projeye dahil edilip edilmemesi ve konkordato kapsamında alacaklıya oy hakkı tanınıp tanınmayacağını dolayısıyla İİK’nın 302 maddesinde yer alan nisapların sağlanıp sağlanmadığının belirlenmesi için önem arz etmektedir. Mahkemenin çekişmeli alacağın konkordatoya dahil olmasına ilişkin kararı maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyecektir. Nitekim İİK 302/6 maddesinde çekişmeli alacaklılar bakımından ileride mahkemenin vereceği hükümlerin saklı olduğu ifade edilmiş olup bu bağlamda İİK 308/b bendinde alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilan tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabileceği hüküm altına alınmıştır. Dosya kapsamına göre istinaf eden müdahil alacaklılar ile birlikte bir kısım alacaklarının alacakları, borçlunun talep edilen miktarların tamamını yada bir kısmını kabul etmemesi sebebiyle çekişmeli hale gelmiştir. Mahkemece çekişmeli alacaklara ilişkin olarak konkordato komiser heyetinden alınan raporlar sonrasında 03/09/2021 ve 19/10/2021 tarihli ara kararı ile maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemek üzere bu hususta karar verilmiştir. Bu itibarla alacağı itiraza uğrayan ve çekişmeli hale gelen alacaklılar yönünden, mahkemece, komiser heyeti raporu gözetilerek hangi nisap dahilinde toplantıya katılacağına ve konkordato ödeme takviminde yer alacağına karar verilen müdahil alacaklıların bu yöndeki istinaf talebinin reddi gerekmektedir. Müdahil alacaklı … A.Ş vekili istinaf nedenlerinden; müvekkil bankanın, konkordato talep eden şirketten olan kredi alacaklarının yapılandırılmasına ilişkin olarak borçlu ile komiser onaylı protokol imzalandığını, İİK.m.308/c hükmü uyarınca kredi kurumları tarafından verilen kredilerde dahil olmak üzere mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçlar konkordato şartlarına tabi olmayacağını bu nedenle İİK m.308/c f.2 uyarınca banka alacağının yapılandırma protokolü/planı doğrultusunda ödenmesine karar verilmesi gerekirken hatalı olarak müvekkil bankanın adi alacaklı olarak değerlendirilerek konkordato kapsamına dahil edilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Konkordatonun hükümleri başlıklı Madde 308/c- (Ek: 28/2/2018-7101/37 md.) “Konkordato, tasdik kararıyla bağlayıcı hâle gelir. Tasdik edilen konkordato projesinde konkordatonun, tasdik kararının kesinleşmesiyle bağlayıcı hâle geleceği de kararlaştırılabilir; bu takdirde mühletin etkileri, kanunda öngörülen istisnalar saklı kalmak kaydıyla konkordatonun bağlayıcı hâle geldiği tarihe kadar devam eder.Bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir.206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar, rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 sayılı Kanun kapsamındaki amme alacakları hakkında bu maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulanmaz ” hükmüne yer verilmiştir.Alacaklı bankanın alacağı her ne kadar mühlet içerisinde yapılandırılmış ise de alacağın konkordato talebinden önce doğduğu sabittir. Bu nedenle mühlet içerisinde komiser izni ile doğmuş bir alacaktan söz edilemeyeceğinden alacaklı banka vekilinin bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. İtiraza uğrayan çekişmeli alacaklar için herhangi bir pay ayrılmaması itirazı yönünden; “Çekişmeli alacaklar hakkında dava” başlıklı Madde 308/b- (Ek: 28.02.2018-7101/37 md.) maddesinde: “Alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilânı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler. Tasdik kararını veren mahkeme, konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir. Süresi içinde dava açmamış olan alacaklılar, bu paydan ödeme yapılmasını talep edemezler; bu durumda yatırılan pay borçluya iade edilir.” hükmü yer verilmiş olup bu hususta hakime takdir yetkisi verildiği, ayrıca İİK 308/b bendi gereğince alacağın esasına ilişkin olarak açılacak davada, mahkemece, karar kesinleşinceye kadar, çekişmeli alacaklara isabet eden payın bankaya yatırılmasına resen karar verilebileceği nazara alındığında, mahkemece, çekişmeli alacaklar için depo kararı verilmemesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.Ödemenin faizsiz şekilde, 6 yıl sürmesi, alacaklıları mağduriyete yol açacağı itirazı yönünden; mahkemece, borçlu şirketlerin konkordatoya tabi borçlarının konkordatonun tasdiki tarihinden sonra 1 yıl ödemesiz dönem olmak üzere toplam 6 yılda, 6 ayda bir olacak şekilde toplamda 11 taksitte, taksitler itibariyle tabloda gösterilen oranlarda ve ilk taksit ödemesi en az 20.000,00 TL olacak şekilde, devam eden taksitler ise en az 10.000,00 TL olacak şekilde faizsiz ödenmesine karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 285. maddesinde, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel iflastan kurtulabilmek için konkordato talep edebileceğine yer verilmiştir. Borçlu şirketlerin, vade konkordatosu talep etmiş olmaları yanında yine borca batık olmayan şirketin tenzilat ( faizsiz ödeme de bir nevi tenzilat sayıldığı) talebinde bulunmasında da yasal bir engel mevcut değildir. Komiser heyeti raporunda belirtildiği gibi nihai projede şirketin ana faaliyet gelirleri ve sermaye artırımı ile borçların ödenmesi hedeflendiği, alternatif gelir kaynağı bulunmadığı dolayısıyla şirketlerin borçlarını daha kısa bir vadede veya faiziyle birlikte ödemesinin mümkün gözükmediği, şirketin muhtemel iflası halinde ülkemizde iflas tasfiyelerinin yaklaşık 5 yıl ve daha fazla sürdüğü, görülmüştür. Bu nedenle ödeme vadesi olarak daha kısa bir süre teklif edilmesinin ve ödemelerin faizsiz yapılması mümkün gözükmediği, konkordatoyu kabul eden alacaklıların sayısı ve alacak miktarı da göz önüne alındığında, iflas haline nazara alacaklılar yönünden daha avantajlı sonuç doğuracağı gerekçesiyle bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir.Alacaklılar arasında eşitlik sağlanmadığı itirazı yönünden; iflas ve konkordato gibi tasfiye biçimlerinde aynı nitelikteki alacaklar arasında eşit işlem yapılmasına dair genel bir ilke üzerinde öğreti ve yargı uygulamasına hemfikir olunmuş ise de konkordato kurumunun amacının tüm alacaklılar arasında mutlak eşitliğin sağlanması olmadığı, bu noktada konkordato projesinin hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde adaletli dağıtımın esas alınması gerektiği, ilk taksit ödemesinin en az 20.000,00 TL, devam eden taksitler ise en az 10.000,00 TL olacak şekilde ödeme yapılacak olmasının hakkaniyete aykırı olmadığı, esasen bu denli küçük miktarların bir an önce ödenmesinin konkordato projesinin infazı açısından da beklenen ve olumlu sonuçlar doğurmasına yardımcı olacağı aksi halde çok küçük miktardaki alacaklıların alacak miktarlarının diğer alacaklılarla aynı koşullardaki alacaklılarla tabi tutulmasında ve bir an için projenin infazında sıkıntılar yaşanması ihtimali söz konusu olabileceği, Yargıtay’ın konkordato projesinde ödeme planının alacaklıların adil ve dengeli bir şekilde tatmin edilmesi ilkesinin emsal uygulaması gözetildiğinde ancak belli sınıflamalar ve miktarlar yapılarak birbirlerinden çok farklı alacak miktarlar için çok farklı ödeme planlarının yapılması durumunda söz konusu olabileceği, somut olayda böyle bir durumun bulunmadığı gibi 20.000,00 TL altında kalan alacak tutarların toplam alacak tutarı içerisinde az bir yer teşkil ettiği, kaldı ki konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunmasında bir etkisi olmadığı, nitekim … Tekstil şirketi yönünden konkordato nisabına esas alınan 118 alacaklı içerisindeki kabul oyu veren 88 alacaklıdan 14 tanesinin alacağının 20.000,00 TL altında kalmasına karşılık benzer sayıda ret oyu veren yada toplantıya katılmamak suretiyle ret vermiş sayılan 30 alacaklıdan 11 adetinin alacağının 20.000,00 TL’nin altında kaldığı, borçlu … şirketi yönünden ise toplam 5 alacaklıdan borçlu şirketin faaliyet içerisinde bulunduğu grup şirketi olan konkordato talebinde bulunan … Tekstil şirketinin alacağının, toplam alacağın neredeyse % 99’una tekabül ettiği, 20.000 TL altında kalan alacaklılardan 2 tanesinin kabul oyu, 1 tanesinin red oyu verdiği, bu itibarla projenin kabul edilmesinde esas alınan alacaklı sayısı ve alacak tutarında bir etkisi olmadığı anlaşılmıştır.Sonuç olarak; Müdahil alacaklı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının istinaf başvurusu süresinde olmadığından istinaf başvurusunun HMK 352/1-c bendi uyarınca reddine, diğer alacaklı … Bankası’nın konkordatonun tasdikine ilişkin itirazı bulunmadığı gibi toplantıya katılıp red oyu kullanmadıklarından istinaf hakkı bulunmadığından HMK’nın 352/1.ç maddeleri uyarınca istinaf talebinin reddine diğer alacaklılar … bankası A.Ş., … A.Ş, … Bankası A.Ş., … Bankası A.Ş., … A.Ş. Ve … A.Ş. vekillerin istinaf başvurularının HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Alacaklı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının istinaf başvurusu süresinde olmadığından istinaf başvurusunun HMK 352/1-c bendi uyarınca REDDİNE, diğer alacaklı … Bankası’nın konkordatonun tasdikine ilişkin itirazı bulunmadığı gibi toplantıya katılıp red oyu kullanmadıklarından istinaf hakkı bulunmadığından HMK’nın 352/1.ç maddeleri uyarınca istinaf talebinin REDDİNE, istinaf yoluna başvuran diğer alacaklılar … bankası A.Ş., … A.Ş, … Bankası A.Ş., … Bankası A.Ş., … A.Ş. Ve … A.Ş. vekillerinin istinaf başvurularının HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler … Bankası, … bankası A.Ş., … A.Ş, … Bankası A.Ş., … Bankası A.Ş., … A.Ş. ve … A.Ş. vekilleri tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, … bankası A.Ş., … A.Ş, … Bankası A.Ş., … Bankası A.Ş. ve … A.Ş. vekilleri tarafından yatırılan 162,10’ar TL’nin mahsubu ile bakiye 17,80 TL harcın … bankası A.Ş., … A.Ş, … Bankası A.Ş., … Bankası A.Ş. ve … A.Ş. den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, … A.Ş. tarafından yatırılan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın … A.Ş.’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-Alacaklı … Bankası tarafından yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde iadesine, 5-Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, 492 sayılı Harçlar Kanunu ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu’nun 36. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 6-Tarafların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, İİK’nın 308/a maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi..05/04/2023